Doktora Tezleri / Doctoral Thesis
Permanent URI for this collectionhttps://ada.atilim.edu.tr/handle/123456789/24
Browse
Browsing Doktora Tezleri / Doctoral Thesis by Language "tr"
Now showing 1 - 20 of 24
- Results Per Page
- Sort Options
Doctoral Thesis Applications of machine learning procedures on data envelopment analysis(2023) Kurt, Şenol; Dinçergök, Burcu; BusinessVeri Zarflama Analizi (VZA) ve Makine Öğrenmesi (MÖ), veriden anlam çıkarmayı amaçlayan ve yaygın olarak kullanılan iki metodolojidir. İki metodolojinin birlikte kullanıldığı çalışmalara ilişkin literatür incelendiğinde, genellikle MÖ algoritmalarının VZA metodolojisinin kısıtlarını aşmak için kullanıldığı görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, bir MÖ algoritmasının VZA modeli kullanılarak birim ünite etkinliğinin değerlendirmesini geliştirmek için kullanılabilirliğini araştırmaktır. Bu tez, VZA üzerindeki MÖ prosedürlerinin uygulamalarını inceleyerek mevcut literatüre katkı yapmaktadır. ML algoritmaları ile bir VZA modelinden elde edilen etkinlik skorlarını tahmin etmeye yönelik daha önce yapılmış çalışmalar olmasına rağmen, bu çalışma, bazıları daha önce kullanılmamış olan ML algoritmalarını da kullanarak bu konudaki çalışmayı genişletmektedir. Karar ağacı tabanlı MÖ modelleri, hedef değişkeni tahmin etmede daha büyük etkiye sahip olan özellikleri belirleyebilir. Önceki çalışmalar, Karar Verme Birimi (KVB) verimliliğini etkileyen önemli değişkenleri belirlemek ve açıklamak için özellik önem skorlarını kullanmıştır. Öte yandan, yeni bir yaklaşım olarak, bu çalışma bir VZA modeli için bir ağırlık kısıtlaması olarak özellik önem sıralamasının kullanılmasını önermektedir. Önerilen yaklaşım, VZA modelinin bazı girdilere çok fazla ağırlık veren ve diğer girdilere sıfır ağırlık atayarak göz ardı eden bir sınırlamasının üstesinden gelmek için kullanılabilir. Bu yaklaşım gerçek bir veri seti ile kullanılarak VZA modelinin kalitesinin arttırdığı kanıtlanmıştır.Doctoral Thesis Avrupa, Asya ve Amerika üçgeninde modernist bir mimar: Gabriel Guevrekian (1900-1970)(2023) Rouyandozagh, Yousef Daneshvar; Resuloğlu, Çılga; Interior Architecture and Environmental DesignBu çalışmada, modern mimarlık tarihinde önemli bir isim olduğuna inanılan ancak akademik çalışmalarda yeterince yer almayan Gabriel Guevrekian'ın hayat hikayesi, mesleki faaliyetleri ve mimari eserleri incelenmiştir. Mesleki yaşantısındaki gelişmeler temel alınarak kronolojik olarak dönemlere ve coğrafyalara göre sınıflandırmalar yapılmış ve mimarlık perspektifinden monografik bir anlatı biçiminde ortaya konulmuştur. Bu çalışma, Guevrekian'ın yaşamı boyunca (1900-1970) ürettiği eserlerin gelişimini ve değişimini anlamayı amaçlamaktadır. Guevrekian hayatı boyunca edindiği mesleki birikimini ve farklı ülkelerdeki mimari tecrübesini, kamusal ve müstakil yapıların, bahçelerin, iç mekân organizasyonlarının ve bazen de yapılarında kullandığı mobilyaların tasarımını şekillendirmek için kullanmıştır. Ayrıca, kent tasarımı ile ilgili fikirler üreterek modern mimarlığın gelişimine katkıda bulunmuştur. Guevrekian, modern mimarlık hareketinin Avrupa, Asya ve Amerika üçgenindeki gelişimi adına önemli bir bağlantı oluşturmuştur. Mimar, farklı ölçeklerde projeler üreten; farklı coğrafyalarda dolayısıyla farklı kültürlerde eserler veren bir mimar olarak modern mimarlık adına önemli bir role sahip olmuştur. Farklı kültürlerin getirdiği özellikleri de eserlerinde kullanmayı önemsemiştir. Ayrıca, siyasi bir perspektife de sahip olması ve mesleki faaliyetlerde etkin roller alması mimarlık alanında öncü bir duruş üstlenmesini sağlamıştır. Modern mimarlığı ilerletmeye yönelik çalışmalara katkıda bulunmuştur. Bu şekilde, Guevrekian modern mimarlıkta hem yenilikçi tasarımlara imza atan bir mimar olmuş hem de mimarlık pratiğini toplumsal dönüşümün bir aracı olarak değerlendirmiştir.Doctoral Thesis Çatışma altındaki dünya miras alanlarında UNESCO'nun ve taraf devletlerin tutumu: Diyarbakır surları, Hevsel bahçeleri ve Suriçi bölgesi(2023) Seren, Rengin; Akın, Emel; ArchitectureGeçmişi M.Ö. 3000 yıllarına kadar uzanan kadim Diyarbakır Kenti, jeo-politik önemi nedeniyle yüzyıllar boyunca bölgenin odak noktası özelliğini taşımış, birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Kentin ilk yerleşimi olan Suriçi Bölgesinde, 19. yüzyılın ikinci yarısında sur dışına açılma başlamıştır. Suriçi Bölgesi, 1988'de kentsel sit alanı ilan edilmiştir. 8 Temmuz 2015'te 'Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı' Dünya Mirası olarak tescillenmiş; tescillenen alanlara 1. Derece tampon bölge konumunda olması nedeniyle, Suriçi Bölgesi de koruma altına alınmıştır. 2012 Koruma Amaçlı İmar Planı ve UNESCO için hazırlanan Alan Yönetim Planı kararları uygulanamadan, bölgede çatışmalar başlamış ve alana giriş çıkışlar kapatılmıştır. 2 Aralık 2015-10 Mart 2016 arası yaşanan çatışma süreci sonucunda alanda mekânsal tahribat yaşanmış, pek çok mahallede büyük hasarlar oluşmuş; nihayetinde, yoğun ve hızlı bir mekânsal dönüşüm süreci başlamıştır. Bu tezin temel amacı, çatışma altındaki dünya miras alanlarında UNESCO'nun ve taraf devletlerin tutumunu irdelemektir. Tezin diğer amacı çatışmanın kent mekânlarındaki etkisini incelemektir. Amaca koşut olarak tezin hedefi, Diyarbakır Surlarını, Hevsel Bahçelerini dünya miras alanı olarak ve Suriçi'ni tampon bölge olarak tescilleyen UNESCO'nun ve taraf devlet Türkiye'nin, alanda yaşanan çatışma sürecindeki ve sonrasındaki tutumunu irdelemektir. Çatışma sürecinde Suriçi'nde yaşanan mekânsal tahribatın ve sonrasındaki mekânsal değişimin ve planlama sürecinin incelenmesi tezin bir diğer hedefidir. Tezde, çatışma öncesinde, sürecinde ve sonrasında, Surlar, Hevsel Bahçeleri ve Suriçi'nin mekânsal yapılanması ve planlama süreci detaylı olarak incelenmiş, karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiş, çatışma sürecinin ve sonrasının raporları ve toplantı kararları temelinde UNESCO'nun ve Türkiye'nin tutumu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Elde edilen bulguların ve verilerin değerlendirilmesiyle tezde, çatışma sürecinde alanda büyük tahribatlar oluştuğu, UNESCO'nun kararlarının sadece tavsiye niteliğinde olduğu, yetkisi olmasına rağmen yaptırım gücünün olmaması nedeniyle UNESCO'nun kurumsal kimliğinin bir kez daha sorgulanması gerektiği, Türkiye'nin de UNESCO'nun tavsiye kararlarına uymadığı sonucuna varılmıştır.Doctoral Thesis Cıttaslow kentlerde mekânsal biçimlenme: Seferihisar ve Gerze örnekleri(2022) Demirant, Pelin; Akın, Emel; ArchitectureKüreselleşme sürecinde kentler yerel değerlerini yitirmekte, tek tipleştirilmekte, kent mekânları rant odaklı uygulamalarla dönüştürülmektedir. Cittaslow hareketi, kentlerin küreselleşmenin olumsuz etkilerinden korunması amacıyla ve kentlerin yerel değerlerinin korunması hedefiyle ortaya çıkmıştır. Bu tezin amacı, Cittaslow hareketinin, küreselleşme ve mekân ilişkisi temelinde incelenmesidir. Bu amaca koşut olarak tezin hedefi, seçilen iki Cittaslow kentin, Seferihisar ve Gerze'nin, mekânsal olarak incelenmesidir. Araştırmanın amacı ve hedefi doğrultusunda, Uluslararası Cittaslow Tüzüğü'ndeki 72 kriter incelenmiş, mekân üretimi ve organizasyonu, kentin mekânsal biçimlenmesi ile ilgili maddeler saptanmıştır. Seferihisar ve Gerze'nin, Cittaslow olmadan önceki ve sonraki ekonomik yapısı ve mekânsal incelemesi yapılmış; elde edilen tüm bulgular, Cittaslow kriterleri ve küreselleşme-mekân ilişkisi temelinde değerlendirilmiştir. Araştırmada, Cittaslow kriterlerinde, kent mekânına yönelik maddelerin yetersiz olduğu, var olanların da zorunlu olmadığı, kentsel rantların engellenmesine yönelik hiçbir maddenin bulunmadığı saptanmıştır. İki kentin de tanınırlıkları artmış, turizmi canlanmış, yerel ürünlerin satış olanakları sağlanmış ve tarihi yapıların iyileştirmeleri yapılmıştır. Öte yandan, yoğun ve yüksek yapılaşmalar başlamış, kentsel rantın önüne geçilememiştir. Cittaslow hareketinin sadece turizm amaçlı bir hareket olmaktan öteye geçebilmesi için Cittaslow kriterlerinde kent mekânın biçimlenmesine ve kentsel rantın denetlenmesine yönelik maddelerin zorunlu kriterler olarak yer alması, uygulama ve denetim sürecinin, kentsel sürdürülebilirlik ilkesi ve planlama araçları birlikte ele alınması, kent mekânları konusunda çalışan farklı kurum ve kuruluşlarla işbirliğinin sağlanması gereklidir. Anahtar Kelimeler: Cittaslow Kriterleri, Seferihisar, Gerze, Mekânsal Biçimlenme, Küreselleşme.Doctoral Thesis Çoğunluk doğrudan yatırım kararlarının performans üzerine etkisi: OECD konaklama endüstrisi örneği(2021) Erdal, Fehmi Buğra; Üner, Mehmet Mithat; Tourism Management; BusinessBu çalışma doğrudan yabancı yatırım teorilerinden biri olan Eklektik Paradigma'yı (OLI Modeli) açıklamakta ve paradigmanın unsurlarından bir tanesi olan sahiplik üstünlüğünün, OECD'de bulunan oteller ve benzeri konaklama faaliyeti gösteren (NACE=5510) işletmelerin performansına etkisini ölçmektedir. Çalışmada, OECD ülkelerinde bulunan otel ve benzeri 105 konaklama işletmelerinin verileri ile kurulan model, panel veri yöntemi ile incelenmiştir. Model ilk olarak OECD ülkesinde faaliyet gösteren 73 şirketin 10 yıllık verisi (2010-2019) ile incelenmiş ardından modele Türkiye eklenerek 4 yıllık (2015-2018) veri ile tekrar incelenmiş ve sonuçlar ayrı ayrı açıklanmıştır. Çalışmanın sonucunda ilk olarak, OECD ülkelerinde faaliyet gösteren otel ve benzeri konaklama yerlerinde sahiplik avantajının işletme performansı üzerindeki etkisi incelenmiştir. Analiz sonuçları bu işletmeler için her iki modelde de işletme büyüklüğünün performansa etkisi olmadığını ortaya koyarken, maddi olmayan duran varlıkların performansa etkisini ortaya koymuştur. Birinci modelde çalışan başına ciro performans ilişkisi anlamsız çıkarken bu değişken ikinci modelde anlamlı çıkmıştır. Yine bu işletmeler için birinci modelde uluslararası ortaklık payının %10 - %50 arasında işletme performansına etki ettiği görülmüştür. Kurulan ikinci modelde bu değişken veri kısıtlılığından dolayı anlamsız çıkmıştır ve modelden dışlanmıştır. Araştırmanın sonuçları kurulan modelin daha da genişletilebileceğine dair kanıtlar sunmaktadır. Veri kısıtlılığı buradaki temel sorun olmaktadır. Kurulan model sahiplik avantajını ölçmek ile beraber Eklektik Paradigma'nın diğer unsurları hakkında bilgi vermemektedir. İlerleyen çalışmalarda model, bu yönde yeniden oluşturularak literatüre katkı vermesi beklenebilir.Doctoral Thesis Dijital pazarlama araçlarından sosyal medyanın yabancı turistlerin türkiye'yi tercihleri üzerine etkisi(2022) Güner, Saime Şanlı; Üner, Mehmet Mithat; BusinessBu araştırma, İngiltere, Almanya ve Rusya'da yaşayan sosyal medya kullanan ve seyahat etme niyeti olan bireylere ana dillerinde sorular yöneltilerek seyahat ile ilgili sosyal medyanın; faklı kültürel bakış açılarına sahip turizm tüketicilerinin tercihleri üzerindeki etkisinin ölçülmesi amaçlanmıştır. Bu çalışmada kullanılan ölçekler sırasıyla; topluluk deneyimi (faydacı, hazsal, sosyallik ve kullanılabilirlik deneyimi), tüketici bağlılığı (bilişsel, duygusal ve davranışsal bağlılık), topluluk kimliği, sosyal medya kullanımına yönelik tutum ve seyahat katılımında oluşmaktadır. Araştırmadan elde edilen veriler SPSS 25.0 ve Smart PLS 3.0 programı ile analiz edilmiştir. Veriler değerlendirilirken tanımlayıcı istatistiksel metotlar (sayı, yüzde, ortalama, standart sapma) kullanılmıştır. Karşılaştırma testleri ve frekans analizi yapılmıştır. Ayrıca uyarlanan ölçeğe ilişkin güvenirlik ve yapı geçerliliği için açıklayıcı faktör analizi ve doğrulayıcı faktör analizi yapılmıştır. Kavramsal model Yapısal Eşitlik Modellemesi (YEM) ile değerlendirilmiş ve araştırma hipotezleri test edilmiştir. Bu araştırma ile geliştirilen ve test edilen kav(ramsal modelle elde edilen analiz sonuçlarını değerlendirdiğimizde; sosyal ağlar aracılığıyla tüketicilerle kurulan interaktif iletişim sonucunda oluşan topluluk deneyiminin, seyahat katılımının ve topluluk kimliğinin tüketici bağlılığı üzerinde bir etkisi olduğu, bununla birlikte topluluk deneyiminin topluluk kimliği üzerinde pozitif bir etkisi olduğu belirlenmiştir. Sosyal medya kullanımına yönelik tutumun ve seyahat katılımının, topluluk deneyimi üzerinde anlamlı bir etkisi olduğu görülmektedir. Araştırmanın sonuçlarına göre, sosyal medyanın; faklı kültürel bakış açılarına sahip turizm tüketicilerinin davranışları üzerindeki etkisi olduğu söylenebilir.Doctoral Thesis Enflasyonun politik makroekonomik dinamikleri: Teorik uygulama(2019) Akkutay, Emine Aybike; Güngör, Nil Demet; EconomicsÜlkeler güçlü makroekonomik göstergelere sahip olmaya çalışırlar. Ancak yüksek enflasyonun varlığında birçok ülkenin istenilen refah seviyesine ulaşamadığı görülmüştür. Yüksek enflasyonun önemli bir sorun haline gelmesinde yanlış uygulanan para ve maliye politikalarının yanı sıra siyasi istikrarsızlığın da önemli bir etken olduğu görülmektedir. Bu sebeple güçlü makroekonomik göstergelere sahip olabilmek için doğru para ve maliye politikalarının yanı sıra siyasi istikrarın da sağlanması gerekmektedir. Bu çalışmada makroekonomik göstergelerde olumsuz sonuçlar yaratan yüksek enflasyon sorununu çözebilmek için enflasyon hedeflemesi modeli önerilmiş ve etkinliği araştırılmıştır. Ayrıca net verimlilik etkisinin farklı durumları ele alınarak enflasyon hedefinin artırılmasıyla makroekonomik göstergeler üzerindeki etkileri gösterilmiştir. Çalışmada esnek enflasyon hedeflemesi ilk önce statik model çerçevesinde merkeziyetçi ve merkeziyetçi olmayan kurumsal yapı içerisinde incelenmiştir. Teorik çalışmanın sonucuna göre, hem merkeziyetçi hem de merkeziyetçi olmayan kurumsal yapıda enflasyon hedeflemesinin artırılmasının, net verimliliğin pozitif olduğu durumda, kısa dönemde büyümeyi olumlu yönde etkilediği görülmektedir. Statik modelin olumlu etkilerinin gösterilmesinin ardından çalışmanın diğer bölümünde borç dinamikleri de dahil edilerek enflasyon hedeflemesi dinamik model çerçevesinde merkeziyetçi ve merkeziyetçi olmayan kurumsal yapı içerisinde incelenmiştir. Dinamik modelde de enflasyon hedeflemesinin birinci ve ikinci dönemdeki enflasyon oranı, kamu harcama oranı ve çıktı oranı üzerindeki etkileri analiz edilmiştir. Çalışmada ayrıca hem statik hem dinamik modelde net verimliliğin etkileri gösterilmiştir. Elde edilen bulgulara göre politik istikrarsızlığın görece düşük olduğu durumda makroekonomik göstergeler olumlu yönde etkilenirken politik istikrarsızlığın yüksek olduğu durumda makroekonomik göstergelerin olumsuz yönde etkilendiği bulunmuştur. Üzerinde durulan bir başka konu ise seçim belirsizliğidir. Seçim belirsizliğinin varlığında enflasyon hedefi rejiminin makroekonomik göstergeler üzerindeki olumsuz etkiyi azalttığı gösterilmiştir. Son olarak merkez bankasının muhafazakâr etkisi araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar bağımsız bir merkez bankasının seçilmiş bir hükümete göre daha muhafazakâr bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir.Doctoral Thesis Geçici afet konutlarında ortopedik engelli erişebilirliği: AFAD engelli afet konutunun erişilebilirlik ölçümü ve iyileştirme önerileri(2017) Ünal, Bülent; Akın, Emel; Industrial Design; ArchitectureBu çalışmada Türkiye'deki mevcut konteyner geçici afet konutlarının ortopedik engelli bireylerin erişilebilirliği açısından analiz edilmesi ve elde edilen veriler ışığında iyileştirme önerileri oluşturulması hedeflenmektedir. Bu doğrultuda AFAD'ın kullanmakta olduğu, engelliler için geçici afet konutlarının tasarımının Engelliler İçin Evrensel Standartlar Kılavuzu'na uyumluluğu, mevcut geçici konutun engelli bireylerin erişebilirliği açısından ihtiyaçlarını karşılama durumu ve ortopedik engellilik durumlarının bu ihtiyaçlara etkileri araştırılmıştır. Araştırma, ortopedik engelli bireylerin sanal ortamda oluşturulan geçici afet konutu mekânını deneyimlemesi ile gerçekleştirilmiş ve elde edilen veriler doğrultusunda geçici afet konut tasarımlarına iyileştirme önerileri oluşturulmuştur. Oluşturulan öneriler ile Engelliler için Evrensel Standartlar Kılavuzu'nda bulunan 245 kriter baz alınarak, mevcut durumda bulunan uyumlu kriter sayısı 67'den 142'ye çıkarılarak %208'lik bir iyileşme sağlanmıştır. İyileştirme önerileri, sonuç istatistikleri ile AFAD'a sunularak, görüş ve önerileri alınmıştır.Doctoral Thesis Gelişen kentlerde ulaşım koridorları üzerindeki açık mekânların kentsel kamusal alan olarak geliştirilmesine yönelik örnek bir çözümleme ve yöntem önerisi(2020) Bilge, Fülay Uysal; Önür, Selahattin; ArchitectureBu çalışmanın temel amacı, gelişen kentlerin ulaşım koridorlarındaki yeni oluşumlarında kamusal yaşamın devam ettirilmesi ve yeni tasarlanacak bölgelerde kamusal mekân oluşumunun sağlanması için alanda incelemelere, problemlerin saptanmasına, potansiyellerin ortaya çıkarılmasına ve değerlendirmelere yönelik çözümleme ve çoklu yöntem önerisi geliştirmektir. Bu çalışma için ilgili oldukları düşünülen, insan-çevre-mekân ilişkilerine, kamusallık, kamusal yaşam, kamusal ve özel alan kavramlarına ilişkin teoriler ve bu kavramlara yönelik çalışmalar incelenmiş ve yaklaşımlar değerlendirilmiştir. Teorisyen ve mimarların kamusal alan kavramını kentsel mekânla nasıl ilişkilendirdikleri araştırılmış ve tartışılmıştır. Kentsel proje uygulamalarında kamusal mekân elde etmenin yurtdışı örnekleri üzerinden değerlendirmeler yapılmıştır. Kavramsal ve kuramsal çerçeve ile oluşturulan bilgiler doğrultusunda, alan çalışmasında yapılan analizler için bundan sonra yapılacak benzer çalışmalarda da kullanılabilecek bir model önerisi oluşturulmuştur. Öneri modelin uygulanması için, insan-çevre-mekân araştırmalarında kullanılan farklı araştırma yöntemleri belirlenmiştir. Model ve yöntem çalışma alanı olarak seçilen Ankara-Eskişehir aksı Dumlupınar ulaşım koridorunda sınanarak, geliştirilmiştir. Alan çalışması yapılırken, çok boyutlu analiz yöntemleri kullanılmıştır. Analizler, anket çalışması sonucundaki kullanıcı verileri ile desteklenmiştir. Anket çalışması, kullanıcıların çalışma alanındaki kentsel mekân ile kurdukları ilişki, kullanımları ve algılarını derinlemesine incelemek ve ortaya çıkarmak için yapılmıştır. Çalışma alanında kamusal yaşamın sürdürülebilmesi ve kamusal alan oluşma potansiyelleri, yerinde ve belgeler üzerinde yapılan çalışmalarla ortaya çıkartılarak, mimari ve kentsel tasarım için yeni veriler oluşturulması sağlanmıştır. Üst ölçekte yapılan analizlerin yanında alt alanlara yönelik süreci belgelemek için arşiv araştırmaları yapılmıştır. Bu araştırmalar özel mülkiyetteki açık alanlarla, kamu mülkiyetindeki kamusal alanların bütünleşmesine yönelik potansiyellerin ortaya çıkartılmasını sağlamıştır. Çalışma, aynı zamanda farklı kentlerdeki ulaşım koridorları üzerinde bulunan yeni oluşumların sınanması ve çözümlenmesi için çoklu yöntem önerisi içermektedir. Bu önerilen yöntem mevcut durumu değerlendiren ve çözümler için nelerin olması gerektiğine dair bilgi veren bir yapı oluşturmaktadır. Gelişen kentlerde gözlemlenen ulaşım koridorlarının üzerinde kentselliğin gelişmesine yönelik bir yaklaşım ve yaşanabilir/yürünebilir kamusal açık mekânlar için örnek bir çalışma ve değerlendirme yöntemi sunulmaktadır.Doctoral Thesis Hava yolu ile yapılan uluslararası yük taşımalarında taşıyıcının sorumluluğu(2023) Acun, Umut; Arkan, Ali Sabih; LawACUN, Umut. Hava Yolu ile Yapılan Uluslararası Yük Taşımalarında Taşıyıcının Sorumluluğu, Doktora Tezi, Ankara 2023. Hava yoluyla gerçekleştirilen taşımalar, diğer taşıma türlerine nazaran daha geç gelişim göstermiş, bu durum hava yoluyla gerçekleştirilen taşımalarına ilişkin kuralların gelişiminin de geç olması sonucunu doğurmuştur. Bu kapsamda ilk uluslararası sözleşme 1929 yılında yapılmıştır. 1929 Varşova Konvansiyonu; 1955 Lahey Protokolü, 1961 Guadalajara Ek Konvansiyonu, 1971 Guatemala City Protokolü ve 1975 Montreal Protokolleri ile tadile uğramıştır. Konvansiyonda gerçekleştirilen tadillerin yetersiz kalması ve çeşitli tartışmalara yol açması ise 1999 Montreal Konvansiyonu'nun hazırlanmasına neden olmuştur. Çalışmamızda uluslararası niteliği haiz hava taşımaları kapsamında taşıyıcının yükün hasar, zıya ve gecikmesinden doğan sorumluluğu ve bu sorumluluğun geleceği incelenmiştir. Giriş ve beş bölümden meydana gelen çalışmamızın giriş kısmında taşıma sözleşmesine ilişkin bilgi verilmiş, taşıma sözleşmesinin unsurları, tarafları, şekli ve hukuki niteliği incelenmiştir. Çalışmamızın birinci bölümünde hava yoluyla gerçekleştirilen uluslararası taşımalara ilişkin kuralları düzenleyen düzenlemeler incelenmiş ve bu düzenlemelerin en günceli olan 1999 Montreal Konvansiyonunun uygulanma şartlarına yer verilmiştir. İkinci bölümde 1999 Montreal Konvansiyonu'na göre taşıyıcının yük taşımalarından doğan sorumluluğu ve sorumluluğunun hukuki niteliği, hasar, zıya ve gecikme halleri için ayrı ayrı ele alınmıştır. Çalışmanın üçüncü bölümünde taşıyıcının sorumluluktan kurtulma halleri incelenmiştir. Dördüncü bölümde ise taşıyıcının sorumluluğunun doğmuş olması halinde ödenecek tazminat ve tazminat davası konularına yer verilmiştir. Bu kapsamda dava sebebi, davanın tarafları, dava açma süresi ve bu sürenin hukuki niteliği, görevli ve yetkili mahkeme gibi hususlar incelenmiştir. Çalışmamızın beşinci ve son bölümünde ise taşıyıcının yükün hasar, zıya ve gecikmesinden doğan sorumluluğunun geleceği irdelenmiş ve yakın gelecekte büyük önem arz edecek olan insansız hava araçlarıyla gerçekleştirilen taşımalara ilişkin gelişmeler değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Uluslararası Hava Taşımaları, Taşıyıcının Sorumluluğu, Yükün Hasarı, Yükün Zıyaı, Yükün GecikmesiDoctoral Thesis İkili uyarlanma yaklaşımı: Türkiye için yatırım fonksiyonu uygulaması(2018) Küçüker, Mustafa Can; İsmihan, Mustafa; Eruygur, Hakkı Ozan; Economics; Department of Businessİkili Uyarlanma yaklaşımı, zaman serilerinin ikili (sürekli ve devrevi) ortak hareketlerini ayrıştırmamıza ve dolayısıyla ikili uyarlanmayı dikkate almamıza olanak sağlamaktadır. Bu tez çalışmasında farklı filtreme yöntemleriyle İkili Uyarlanma yaklaşımı çerçevesinde ortak filtrelenmiş trend kavramı ortaya konulmuş ve serilerin bu tip bir ilişkiye sahip olup olmadıklarının sınanabilmesi için kolayca uygulanabilecek bir test önerilmiştir. Ayrıca bu tez çalışmasında 1963-2014 döneminde özel kesim sabit sermaye yatırımlarının gelir, kamu kesimi sabit sermaye yatırımları ve makroekonomik istikrarsızlık ile olan ilişkisi İkili Uyarlanma yaklaşımı ile incelenmiştir. Türkiye'de özel kesim yatırımları ile gelir, kamu kesimi sabit sermaye yatırımları ve makroekonomik istikrarsızlık arasında, %5 düzeyinde, bir eşbütünleşme ilişkisi olmadığı yani tahmin edilen uzun dönemli ilişkinin sahte olduğu, ancak İkili Uyarlanma yaklaşımına göre bu değişkenler arasında uzun dönemli ilişkinin var olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Özel kesim yatırımları ve gelirin sürekli ve devrevi (geçici) bileşenleri arasında iki farklı ilişkinin var olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca, özel kesim yatırımları ile kamu kesimi yatırımlarının uzun dönemde ilişkisiz olduğu ancak kısa dönemde negatif ilişkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Makroekonomik istikrarsızlığın belirsizlik yaratarak özel kesim sabit sermaye yatırımlarını uzun dönemde etkilediği ancak kısa dönemde etkili olmadığı saptanmıştır. Başka bir deyişle, kullanılan değişkenlerin sürekli ve devrevi bileşenlerinin katsayılarına bakıldığında bu katsayıların birbirleri ile eşit olmadığı yani yapılacak olan analizlerin tekil uyarlanmayı şart koşan standart eşbütünleşme analizi ile yapılmasının teorik beklentilerle de ters düşeceği bu tez çalışmasından elde edilen temel bulgu olmuştur. Sonuç olarak, özel kesim yatırımları ve ilgili değişkenler arasında teorik gerekçelerle tekil değil ikili ilişki (uyarlanma) öngörülmüş ve bu beklentiler ampirik bulgularla desteklenmiştir. Bu tezde geliştirilen yazılım sayesinde uygulamacıların basit ve hızlı bir şekilde İkili Uyarlanma yaklaşımı çerçevesinde kullanılan analiz sonuçlarına ulaşabilmesine ve bu sonuçların geleneksel eşbütünleşme analizi sonuçları ile karşılaştırılabilmesine olanak sağlanmıştır.Doctoral Thesis Kentsel mekan öğesi olarak pasajlarda mekansal biçimlenme: Ankara- Yenişehir pasajları(2020) Kıral, Merve Kurt; Akın, Emel; ArchitectureMekânları içinde bulundukları toplumsal koşullar biçimlendirir; karşılıklı olarak, mekânlar da toplumsal yapıyı etkiler. Tezin konusunu oluşturan pasajlar, dönemin, sosyo-ekonomik, sosyo-politik, sosyo-kültürel dönüşümüne koşut olarak ilk kez Batı'da ortaya çıkmıştır. Türkiye'de ilk olarak İstanbul'da görülen pasajlar; Ankara'da da ekonomik ve toplumsal koşulların değişmesi ile yapılmaya başlanmış, etkili ticaret işlevleriyle kent ekonomisine katkı sağlamış, gündelik hayatın vazgeçilmez mekânları olarak kentsel ve toplumsal ilişkileri yeniden belirlemiş, karakteristik mimarileri, özgün yapı tipolojileri ve özel mülkiyette kamusal süreklilik sağlama özellikleri ile ayrıcalıklı kentsel mekânlar olmuştur. Tezin amacı, pasajların kentsel mekân öğesi olarak mekânsal biçimlenmelerinin ve yapı tipolojilerinin, ortaya çıkış koşulları temelinde incelenmesi ve Ankara pasajlarına özgü mekânsal biçimlenmelerinin nedenselliklerinin aranmasıdır. Bu amaç doğrultusunda çalışmanın hedefleri, Ankara pasajlarının ortaya çıktığı dönemin sosyo-ekonomik, sosyo-politik, sosyo-kültürel yapılanması, kentsel gelişme süreci ve planlama kararları zemininde, mekânsal olarak değerlendirilmesidir. Tez kapsamında öncelikle, Batı pasajlarının mekânsal özellikleri aktarılmış; İstanbul pasajlarından örnekler verilmiş, Ankara pasajlarının yapıldığı dönemin koşulları açıklanmıştır. Bulvar üzerinde ve çevresinde saptanan 31 adet pasajın mekânsal özellikleri irdelenmiş, dönemsel olarak ortaya konulmuş, içlerindeki 12 pasajın detaylı mekânsal analizi yapılmıştır. Bulgular, (Batı) pasajlarının temel özellikleri ile karşılaştırılmış; Ankara pasajlarının biçimlenmesi, nedenleri ile tartışılmıştır. Yenişehir'de, Atatürk Bulvarı ve çevresindeki araştırma alanında saptanan toplam 31 pasajın 27'si, 1950-1980 yılları arasında yapılmıştır. Ankara pasajlarının mekânsal biçimlenmesi Batı pasajlarından farklıdır. Ankara/Yenişehir pasajlarının konumları ve sokak bağlantıları dış mekân ile iç mekânın ilişkisini zemin, zemin altı kotlara dahil edilmesini olanaklı kılarak kamusal alan kullanımında etkili süreklilikler sağlamaktadır. Aynı şekilde Ankara pasajlarının sokak bağlantıları ve iç mekânları da Batı pasajlarından farklıdır. 1950'li yılların ortalarından itibaren, ardı ardına uygulanan yeni plan kararları sonucunda, Ankara/Yenişehir'de yapılaşma yoğunluğu artmış; mevcut yapılar yıkılarak, altları pasaj/dükkân olan yapılar yapılmış; Bulvar ve çevresi yeniden biçimlenmiştir. Yeni plan kararlarının, yapılaşmış bir alanın mevcut parselasyon sisteminde ve mülkiyet düzeninde uygulanması, Ankara pasajlarının kendine özgü biçimlenmesine neden olmuştur. Anahtar Kelimeler: Ankara-Yenişehir, pasaj, mekânsal biçimlenme, kentsel mekânDoctoral Thesis Sağlık çalışanlarına göre medikal turizm endeksi faktörlerinin değerlendirilmesi(2021) Köroğlu, Gönenç; Tengilimoğlu, Dilaver; BusinessBu çalışmanın amacı, medikal turizmde rekabet gücünü etkileyen faktörlerin sağlık profesyonelleri gözüyle Türkiye açısından ortaya konmasıdır. Bu amaç aynı zamanda Türkiye'nin sağlık turizminde rekabet önceliği sağlaması açısından kritik öneme sahiptir. Bu çalışma Türkiye'de çalışmakta olan 388 sağlık çalışanı üzerinde anket uygulanarak gerçekleştirilmiştir. Son yıllarda gelişmekte olan medikal turizm hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler adına avantaj sağlayacak nitelikler barındırmaktadır. Ülkelerin güçlü oldukları alanların farkına varıp bu alanlarda daha yoğun çalışmasına, zayıf oldukları alanları geliştirmesine ve potansiyel sağlık turisti çekmesi için ne yapması gerektiğine dair hazırlanmış olan bu tez dünyadaki belirli sağlık turizmi konumlarını ele almaktadır. Ülkeler yalnızca sağlık turizmi sunmakla kalmayıp, sağlık hizmeti öncesi, sırası ve sonrasında da tamamlayıcı hizmetler sunmaktadır. Medikal turizmde rekabet edecek ülkelerin hangi alanlarda ne gibi rekabet üstünlüğüne sahip olduklarının belirlenmesi, potansiyel medikal turistlerini hangi alanlarda kendilerine çekebilmeleri ancak oluşturulacak bir endeks ile ortaya çıkarılabilir. Çalışma medikal turizmin bileşenlerinin ortaya konması ve bu bileşenlerin ağırlıklarının analitik yöntemlerle belirlenmesi açısından hem çalışma alanına önemli bir katkı hem de teoride önemli bir kaynak olma niteliğindedir. Çalışmada, uluslararası geçerliliği olan açıklayıcı faktör analizine dayalı bir yaklaşım benimsenmiştir. Çalışma sonunda medikal turizmin maliyet, destinasyon, sağlık kurumları ve insan kaynakları olmak üzere dört bileşenden oluştuğu, ayrıca bu bileşenlerinin birbirine yakın ağırlıkta olduğu bulunmuştur.Doctoral Thesis Sinematografik mekanın ve gündelik hayatın göstergeleri üzerinden temsil mekanın çözümlenmesi: Stepford kadınları(2018) İlkdoğan, Haldun; Akın, Emel; ArchitectureBu çalışmada, mekânın bütünsel olarak ele alınmasıyla, sağlıklı bir mekân çözümlemesi yaklaşımının oluşturulması hedeflenmiştir. Bu bağlamda Lefebvren mekân anlayışı ve Toplumsal Göstergebilim arasında kurulan holistik bir yaklaşımla 'Temsil Mekân' çözümlemesi yapılmıştır. Araştırmada mekân çözümlemesi, sinematografik mekân üzerinden gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma nesnesi, Frank Oz'un yönettiği, 2004 yılı yapımı 'Stepford Kadınları' filmidir. Bu doğrultuda, Lefebvren mekân anlayışı ve toplumsal göstergebilim aracılığıyla oluşturulan mekân çözümlemesi yaklaşımı ile 'Stepford Kadınları' filminin mekân çözümlemesi gerçekleştirilmiştir. Yapılan bu mekân çözümlemesi ise izleyiciler üzerinden gerçekleştirilen bir deneysel çalışma ile sınanmıştır. Dolayısıyla, toplumsal olarak üretilmiş bir mekânın içeriğinin çözümlenmesinde hangi unsurların izlerinin sürülmesi gerektiği incelenmiştir. Araştırmada, bir araştırmacının ya da mekân tasarımcısının, mekâna nasıl yaklaşması gerektiği konusunda yöntem ve öneriler oluşturulmuştur. Bu yöntem ve öneriler ise gerçek bir mekânın nasıl çözümlenmesi gerektiğinin saptanması için bir zemin hazırlamaktadır.Bu araştırma ve mekânın kavranmasına dair önerileri, insanın özgürleşmesi ve yaşamın farkındalığıyla ilgilidir.Doctoral Thesis Tanzimat sonrası, Osmanlı Rumeli vilayetleri hükümet konaklarında ideoloji ve erk'in mimari temsili (1839-1922)(2018) Halaçoğlu, Neval Konuk; Lökçe, Sevgi; ArchitectureBu tez, Tanzimat Fermanı sonrası Osmanlı Devleti'nin Rumeli Vilâyet merkezlerinde yeni bir anlayış olarak ortaya çıkan ve devletin kentsel mekâna en önemli müdahalesi olan hükümet konaklarını konu etmektedir. Kentsel mekân üzerindeki değişimin göstergesi olan hükümet konakları, Tanzimat'ın siyasi alandaki reformlarının bir uzantısıdır. Genellikle kent merkezinde mimarî özelliğiyle devlet otoritesinin ve gücünün göstergesi konumunda kurulan hükümet konakları, siyasal iktidarın geleneksel yapıdan uzaklaşarak ideolojik alanda önemli bir değişikliğe uğradığını bu kamu yapılarıyla göstermiştir. 1864 Vilâyet Nizamnâmesi sonrası hükümet konağının, taşıdığı sembolik değer ve yerine getirdiği işlevler açısından da, devlet-toplum ilişkilerinin kentin görünümünü ve kentsel yaşamı nasıl değiştirdiği görülmektedir. Tezin kapsamı Osmanlı dönemi (1839-1922) Rumeli vilâyet merkezlerindeki yönetimin erk ve ideolojisinin temsil mekânları olan hükümet konakları ile sınırlıdır. Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Kosova, Makedonya ve Yunanistan'ı içeren bölgede, incelenen döneme ait Rumeli vilâyet merkezlerinin sayısı on birdir. Bu merkezler; Bosna (Bosna-Hersek), Cezâir-i Bahr-ı Sefid (Kal'a-i Sultaniyye/Çanak-kale, Midilli, Sakız, Rodos/Yunanistan), Edirne, Girit (Hanya, Kandiye/Yunanistan), İşkodra (Arnavutluk), Kosova (Priştine/Kosova, Üsküp/ Makedonya), Manastır (Ma-kedonya), Prizren (Kosova), Selânik (Yunanistan), Tuna (Rusçuk/Bulgaristan) ve Yanya (Yunanistan)'dır. Tezde incelenen zaman diliminin özelliği, çağdaşlaşma arayışının getirdiği hızlı siyasi dönüşümlere sahne olmasıdır. Bu dönemde ilk defa olarak şehir plânlamasıyla ilgili kanun ve yönetmelikler, şehir tasarımı ve yeni üsluplarda inşa edilen hükümet konağı binalarıyla mimaride siyasi bir görünürlük amaçlanmıştır.Doctoral Thesis Teknoloji transfer ofislerinden alınan hizmete dair memnuniyeti ölçmek için bir ölçek geliştirilmesi(2021) Yılmaz, Seda; Cansızlar, Doğan; Economicsİlgili çalışmalar incelendiğinde TTO'lardan alınan hizmete dair memnuniyetin ölçüldüğü bir ölçeğin eksikliği görülmektedir. Alan yazındaki ölçeklerden hiçbiri salt bir biçimde TTO'lara dair memnuniyeti ölçmemektedir. Bu çalışmanın amacı; Teknokentler bünyesinde faaliyet gösteren firmaların TTO'lardan aldıkları hizmete dair memnuniyetlerinin ölçüldüğü güvenilir bir ölçek geliştirmek ve aynı zamanda geliştirilen bu aracı doğrulamaktır. Bu amaca yönelik olarak Teknokentlerde faaliyet gösteren firmaların Teknoloji Transfer Ofislerinden almış oldukları hizmete dair memnuniyet düzeyleri incelenmiştir.Doctoral Thesis Türkiye ekonomisinin politik ekonomik eksende değerlendirilmesi (1924-2015)(2016) Çelik, Eşref Uğur; İsmihan, Mustafa; Economics; Department of BusinessÜlkelerin kaliteli ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağlamaları kendi gelişimleri açısından büyük öneme sahiptir. Bu tür bir uzun dönemli ekonomik performansa ulaşmak için olumlu makroekonomik gelişmeler gereklidir ancak yeterli değildir. Ülkeler çoğunlukla sergilemiş oldukları makroekonomik gelişmeleri sosyo-politik gelişmelerle destekledikleri ölçüde uzun dönemli kişi başına gelir artışlarını sağlayabilmektedirler. Bu bağlamda, çalışmanın ilk kısmında Türkiye için makroekonomik performans ve sosyo-politik performans endeksleri oluşturulmuş ve ilgili tarihsel analiz 1924-2015 dönemi için gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın ikinci kısmında ise, Türkiye'deki makroekonomik ve sosyo-politik gelişmelerin uzun dönemli ekonomik büyüme üzerindeki rolü çok partili dönem için araştırılmış ve bu bağlamda, üretim fonksiyonu yaklaşımı çerçevesinde bir model geliştirilmiştir. Elde edilen bulgular, Türkiye'de makroekonomik ve sosyo-politik ortamlardaki iyileşmelerin uzun dönemli ekonomik büyümeyi olumlu etkilediğini göstermiştir. Ancak bölüşüm cephesindeki gerilimlerin azaltılmadığı ve sosyo-politik ortamda huzurun sağlanmadığı bir durumda, makroekonomik performansın yükselişi uzun dönemli kişi başına gelir artışlarının sağlanması için tek başına yeterli değildir. Daha açık bir ifadeyle, makroekonomik ve sosyo-politik gelişmeler arasında ödünleşimler bulunmasına karşın, uzun dönemli ekonomik başarının yakalanabilmesinin yolu her ikisinde de sağlanacak olan olumlu gelişmelerden geçmektedir.Doctoral Thesis Türkiye'de 1980 sonrası dönemde girdi çıktı analizi ile otomotiv sektörünün konumu(2016) Erkök, Banu; Sönmez, Hüseyin Sinan; Economics1980 sonrası küreselleşme süreciyle birlikte Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde, ithal ikameci sanayileşme modeli terk edilerek, ihracata dayalı sanayileşme modeli uygulanmaya başlanmıştır. Ancak bu ülkeler, gerek sermaye birikiminin gerekse teknolojinin yetersizliği gibi nedenlerle, imalat sanayii ürünlerine yönelik rekabet gücünü artırma konusunda yeterince başarı sağlayamamıştır. Çalışmada ithal ikameci politikalarla başlayarak, ihracata dayalı sanayileşme modeline geçmek suretiyle kalkınma hamlesi gerçekleştiren G. Kore'nin kalkınma modeli de incelenmiştir. Diğer yandan gelişmekte olan ülkeler de, kalkınma ve istikrarlı bir ekonomik büyüme, sermaye birikimi ve teknolojik altyapı eksikliğini gidermek için doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını teşvik etmeye yönelik politikalar uygulamaya koymuşlardır. Bu bağlamda birçok yabancı sermayeli firma, vergi muafiyeti, vergi indirimi ve ucuz işgücü gibi maliyet avantajları nedeniyle, Türkiye'nin de içinde olduğu gelişmekte olan ülkelerde faaliyet göstermeye başlamış ve sayıları giderek artmıştır. Böylelikle, Türkiye'nin küresel değer zincirine entegre olması ve küresel değer zincirleri içerisindeki payının artırılması hedeflenmiştir. Türkiye'de çeşitli sektörlerde birçok yabancı sermayeli şirket faaliyet göstermeye başlamıştır. Böylelikle söz konusu yabancı sermayeli şirketlerin ağırlığının en fazla hissedildiği sektörlerden biri de otomotiv sektörü olmuştur. Gelinen noktada, otomotiv sektörü, yabancı sermayeli şirketlerin ağırlığının en fazla hissedildiği sektör olmanın yanı sıra, Türkiye ihracatının da lokomotifi konumunu elde etmiştir. Ancak sektördeki teknolojik gelişmelerin hızına bağlı olarak artan dış girdi bağımlılığı, sektörle ilgili ihracat gelirlerinin giderek azalmasına yol açmıştır. Bu durum Türkiye'nin otomotiv sektöründe küresel değer zincirlerinden hedeflenen oranlarda pay alıp almadığı sorusunu da beraberinde getirmektedir. Bu çalışmada, yabancı sermayeli şirketlerin ağırlığının en fazla hissedildiği ve aynı zamanda Türkiye ihracatı açısından stratejik konumda bulunan otomotiv sektörü üretiminin ithalata bağımlılığı, küresel değer zincirleri içindeki konumu ve sektörün diğer sektörler ile etkileşimi girdi çıktı analizi ile ölçülmektedir.Doctoral Thesis Türkiye'de akademik hareketlilik üzerine ampirik bir çalışma(2022) Altan, Hacer Pınar; Şenalp, Mehmet Gürsan; EconomicsBu çalışmada Türkiye'de görev yapmakta olan akademisyenlerin kısa orta ve uzun dönemde iş memnuniyetlerine, dolayısıyla kurumdan ayrılma niyetlerine etki eden faktörlerin ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Bu amaçla Türkiye'nin çeşitli bölgelerindeki üniversitelerde görev yapmakta olan 24.181 akademisyene Ocak 2019-Mart 2019 ayları arasındaki üç aylık bir dönem içerisinde elektronik posta yoluyla anket gönderilmiştir. Çalışmanın evreni tüm Türkiye'de görev yapmakta olan akademisyenler olup, bütün bölgelerde seçili üniversite kurumlarına anket çalışması gönderilmiş, çalışmaya 748 kişi katılmıştır. Bu tez çalışmasının ampirik sonuçlarına göre kısa, orta ve uzun dönemde örneklemde bulunan 748 akademisyenin kurumlarından ayrılma niyetleri cinsiyet, çocuk sahibi olmak, medeni durum, bir önceki işin ikamet yeri, üniversite türü, unvan, gelir, iş memnuniyeti, kurumsal bağlılık ve stresten etkilenmektedir. Bu tezde uygulanan Akademik Hareketlilik Çalışması isimli anket vasıtasıyla Türkiye'de çeşitli bölgelerdeki üniversite kurumlarında görev yapmakta olan 748 akademisyenin kurumlarından ayrılma niyetleriyle ilgili bir anlayış ortaya konulması sağlanmıştır.Doctoral Thesis Türkiye'de şehir çiftleri arasında hava seyahat talebine etki eden kriterlerin farklı yöntemlerle karşılaştırmalı analizi(2019) Reyhanoğlu, İzay; Tengilimoğlu, Dilaver; BusinessTürkiye'de havayolu ile ulaşımın gün geçtikçe yaygınlaşması rekabetin artmasına neden olmaktadır. Bu bakımdan doğru yapılmış bir havayolu talep tahmini, bir havayolu işletmesi için, belirli bir hatta uçuş konulup konulmaması kararı, filo planlaması, kaynak planlaması, bilet fiyatlarının belirlenmesi, uygun stratejilerin belirlenmesi gibi kritik kararların verilmesinde oldukça önemlidir. Bir ülkenin ekonomisinin önemli bir parçası olan havayolu taşımacılığında talebin bilinmesi işletmelerin özellikle stratejik kararlarını doğru belirlemelerinde önemlidir. Türkiye'de havayolu taşımacılığı, dünya ortalamasına göre daha yüksek oranda büyüme göstermektedir. 2003 yılında başlatılan Bölgesel Havacılık Politikasından bu yana iç hat yolcu sayısında yaklaşık 12 kat artış görülmüştür. Buna karşın yurtiçi yolcu taşımacılığının büyük bir bölümü halen karayolu üzerinden yapılmaktadır. Türkiye'de ana merkezlerden ülkenin pek çok havalimanına uçuşlar gerçekleşmekte iken, ana merkezler haricinde uçuşlar (çapraz uçuşlar) yeterli sayıda değildir. Bu noktalar arası uçuşlar bağlantılı uçuşlar ile gerçekleşmektedir. Bağlantılı uçuşlarda uzun aktarma (bekleme) süreleri ile yüksek bilet fiyatları, bu uçuşlarının yolcular için cazip gelmemesine yol açmaktadır. Bu çalışmada, Türkiye'de çapraz uçuşlarla ilgili olarak havayolu talep tahmini çalışması yapılmıştır. Bu amaçla Kayseri ve Bursa, anket uygulanan şehir çifti olarak seçilmiştir. Kayseri'de yaşayan 501, Bursa'da yaşayan 453 bireye uygulanan anketlerden derlenen verilere lojistik regresyon, yapay sinir ağları modeli ve kümeleme analizleri uygulanmıştır. Veri setinin analizi sonucunda elde edilen ampirik bulgular karşılaştırma yapılarak yorumlanmıştır ve yapay sinir ağları modelinin diğer yöntemlerden daha başarılı sonuçlar verdiği görülmüştür. Çalışmada, her iki şehirde de uçuş talebini belirleyen en önemli etkenlerin aktarmasız uçuş konulması ile bilet fiyatlarının olduğu sonucuna ulaşılmıştır.