Doktora Tezleri / Doctoral Thesis
Permanent URI for this collectionhttps://ada.atilim.edu.tr/handle/123456789/24
Browse
Browsing Doktora Tezleri / Doctoral Thesis by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 176
- Results Per Page
- Sort Options
Doctoral Thesis Tedarik zincirleri için e-işbirliği tabanlı yönetim kontrol modeli(2012) Akyüz, Göknur Arzu; Çelebi, Neş'e; Gürsoy, Güner; Industrial EngineeringYeni dönem tedarik zinciri entegrasyonu, Kurumsal Kaynak Planlama sistemlerinin ötesine geçip, çok boyutlu ve dengeli bir yaklaşımla kurumların tüm içsel ve dışsal süreçleri için ?işbirliği? gerektirmektedir.Bu açıdan bakıldığında, Kurumsal Karne ve SCOR (Tedarik Zinciri Operasyon Referans) Modeli gibi mevcut model, yaklaşımları ve uzantılarının kısıtlamaları ve sakıncaları literatürde ispatlanmıştır. Bu yaklaşımlar yeni dönem tedarik zincirleri için bütünsel bir yönetim kontrol modeli sağlamaktan uzaktır.Bu nedenle, disiplinlerarası Tedarik Zinciri alanı, halen mevcut bilgi teknolojileri uygulamalarını kullanan, web tabanlı, birlikte iş yapabilir bir teknolojik alt yapı üzerinde, tüm tedarik zinciri süreçlerinin ?e-işbirliği tabanlı? olarak müşterek planlanmasını ve yönetimini sağlayacak, aynı zamanda ?birlikte risk planlama ve yönetimi? de içerecek bir yönetim kontrol modeline ihtiyaç duymaktadır.Bu tezde, e-işbirliği tabanlı bir yönetim konrol modeli geliştirilmiştir. Tasarlanan model, tedarik zinciri süreçlerinin performans ve risk açısından ortak planlanma, kontrol, raporlama ve erken uyarı mekanizmalarını sağlamaktadır.Anahtar Kelimeler: e-işbirliği, yönetim kontrol modeli geliştirme, tedarik zinciriDoctoral Thesis Füze sistemlerinin güvenilirlik tahmini için yeni bir yaklaşım(2012) Genç, Yiğit Koray; Güray, Cenk; Arıkan, Kutluk Bilge; Department of Metallurgical and Materials Engineering; Industrial EngineeringGünümüzde güvenilirlik bir mühendislik sisteminin en önemli performans göstergelerinden biri haline gelmiştir. Son yıllarda, problemlerin karmaşıklığı arttığından, bu problemleri ele alacak mühendislik sistemlerinin de karmaşıklığı artmaktadır. Buna göre sistemleri oluşturan bileşen sayılarında artış görülmektedir. Belirtilen her iki etken de maliyet artışına sebep olmakta ve ağırlık, boyut vb. kısıtlamalar çerçevesinde daha rekabetçi ürünler ortaya koymayı gerektirmektedir. Savunma sanayi güvenilirlik çalışmalarının sıkça kullanıldığı bir alandır. Bu alanda füze, uçak, helikopter, tank sistemleri gibi son derece karmaşık ve pahalı sistemler yer almaktadır. Zorlu operasyon koşullarında kendilerine atanan kritik görevleri yerine getirmek için tasarlanan bu sistemlerin dayanıklılık ve performans gereksinimleri, bu sistemlerin daha güvenilir tasarlanabilmeleri için güvenilirlik tahmini yapılmasına olanak sağlayacak araçlar gerektirmektedir. Bu tezde, füze sistemlerinin henüz tasarım aşamasında iken güvenilirliğini tahmin etmeyi sağlayacak ve karar destek sistemi olarak kullanılabilecek yeni bir bulanık tahmin yöntemi önerilmektedir.Doctoral Thesis Tek yönlü bağlara sahip kablosuz algılayıcı ağlarda yaşam ömrü eniyilemesi için tasarım uzayının incelenmesi(2012) Özyer, Sibel Tarıyan; Koyuncu, Murat; Tavlı, Bülent; Information Systems EngineeringKablosuz algılayıcı ağlarda, enerji verimliliği en önemli tasarım amaçlarından biridir. Maksimum enerji verimliliği ile en uzun yaşam süresini sağlayan ağ mimarisinin elde edilmesi, tasarım parametrelerinin ayrıntılı ve sağlam şekilde araştırılmasını gerektirir. Tek yönlü bağlar kablosuz iletişim ve ağlarda çok iyi bilinen bir olgudur. Ancak tek yönlü bağların etkileri kablosuz algılayıcı ağların tasarım ve analizinde yeterince incelenmemiştir. Tek yönlü kablosuz ağ bağlarında, önceki çalışmaların bir çoğu, tek yönlü bağların etkilerini hafifletmek için bazı sezgisel tekniklerin tasarım ve analiziyle sınırlı kalmıştır. Bu tez çalışması tek yönlü bağlara sahip kablosuz algılayıcı ağların yaşam ömrüne olan etkisini araştırmaktadır. Parametre değişikliklerinin sonuçları ve değişikliklerin eniyi yaşam ömrü üzerindeki rolü gözlemlenmiştir. Sonra, elde edilen sonuçlar sadece çift yönlü bağlara sahip algılayıcı ağlarla karşılaştırılmıştır. Ana analiz aracı olarak doğrusal programlama kullanılmıştır.Doctoral Thesis Biyorobotlar için biyoesinlenmiş kavramsal tasarım metodolojisi(2013) Eroğlu, Aylin Konez; Erden, Abdulkadir; Erden, Zühal; Department of Mechatronics EngineeringBu tezin ana amacı biyorobot tasarımlarına yönelik olarak Biyoesinlenmiş Kavramsal Tasarım (BİKT) metodolojisi geliştirmektir. Tez kapsamında, varolan Biyobenzetim Tasarım (BİT) yaklaşımlara ve sistematik mühendislik tasarım adımlarına dayanarak yeni bir BİKT prosedürü geliştirilmiştir. Geliştirilen prosedür, köpek biyorobotu (BioDog) üzerinde yürüme ve tırısa gitme, hamamböceği biyorobotu (BioCoc) üzerinde tırmanma, sıçrama (çekirge) biyorobotu üzerinde zıplama ve melez (köpek- ıstakoz) biyorobotu üzerinde yürüme hareketleri için uygulanmıştır. Örnek çalışmalardan elde edilen geri bildirimler kullanılarak bir BİKT süreci oluşturulmuştur. Hedeflenen BİKT metodolojisini oluşturmak için geliştirilen BİKT süreci, Klasik Ayrık Olay Sistem Spesifikasyonu (AOSS) modeli ile modellenmiştir.Önerilen BİKT metodolojisi, açık ve tam olarak tanımlanmış altı adım ile müşteri ihtiyaçlarını biyorobotun kavramsal tasarımına dönüştürmektedir. Varolan BİT'lerin eksik olan taraflarının giderilmesi amacı ile biyolojik sistem analizi ve biyobenzetim dönüşüm tasarım adımları bu tez çalışması kapsamında detaylı olarak incelenmiştir.Tez çalışmaları sırasında BİKT metodolojisinin tüm adımları tam olarak her ne kadar dört örnek çalışma üzerinde uygulanmış olsa da, on dört farklı biyolojik sistem ve yirmi dört hareket tipi içerik analizi yöntemi ve/veya gözlem yöntemi kullanılarak incelenmiştir. İçerik analizi için literatür taraması yapılmış, biyolojik sistemlerin gözlemlenmesi için ise bir deney düzeneği kurulmuştur. Deneyler sırasında biyolojik sistemlerin morfoloji, işlev ve davranışları hakkında gerekli bilgiyi edinmek için hızlı kamera kullanılmıştır. Biyobenzetim dönüşüm adımında, biyolojik sistem hakkındaki bu bilgi sistematik olarak biyorobotun kavramsal tasarımı için gerekli olan biyorobot hakkındaki bilgiye dönüştürülmektedir.Doctoral Thesis Döküm parametreleri optimizasyonu için hibrid model ve metodoloji önerisi(2013) İçtenbaş, Burcu Devrim; Özaktaş, Hakan; Güray, Cenk; Industrial EngineeringDöküm hataları tekrar işleme için geçen zaman kaybı ve hurdaya ayrılan malzeme kaybından dolayı dökümhanelere zarar vermektedir. Bu hatalara neden olan faktörleri incelenip düzeltici önlemler alınması hata oranlarını azaltırken verimliliğe de olumlu yönde katkı sağlayacaktır. Bu çalışmanın ana amacı, Yapay Sinir Ağları ve Karar ağaçları analizi tekniklerini kullanarak döküm hatalarını tahminleyen bir hibrid sistem önermektir. Çalışmada ayrıca Yapay sinir Ağları ve Karar ağaçları analizi metodlarının tek başına döküm hataları tahmini için kullanılması ve tahmin performanslarının karşılaştırılması çalışmada yer almaktadır. Modellerin oluşturulmasındaki esas amaç mühendisler ve yöneticiler için döküm parametreleri ve döküm kalitesi hakkında karar verme sürecine yardım edecek bir karar destek sisteminin oluşturulmasıdır.Doctoral Thesis Başarılı erp ve bpr uygulamaları ıle tedarik zincirlerinin performansının ve esnekliğinin ölçülüp geliştirilebilmesi için yeni değerlendirme metriklerinin geliştirilmesi: Melez bulanık ahp aap istatistiksel analizler yaklaşımı(2013) Baç, Uğur; Erkan, Turan Erman; Industrial EngineeringTedarik Zinciri Yönetimi ve esneklik günümüzde büyük önem kazanmıştır.Performans ve esneklik üzerine çalışmalar oldukça popüler araştırma konularıarasında ter almaktadır. Rekabet gücünü koruyabilmek için sürekli olarak performansiyileştirmesi ve kıyaslaması yapmak mecburidir. Sürekli değişmekte olan pazarkoşullarına uyum sağlayabilmek için tedarik zinciri yapısı esnek olmalıdır. BPRuygulaması ile desteklendiğinde, ERP kullanımı tedarik zinciri üzerinde kayda değeretki göstermektedir. Tedarik zincirinin genel performansını ve esnekliğiniölçebilmek ve gelişmeleri takip edip gerçekleştirebilmek için özel metriklergereklidir. Bu çalışmada, performans ve esnekliği değerlendirebilmek için ÇÖKVmodelleri ve istatistiksel analizlerin kullanıldığı melez yaklaşımlarla iki yeni metrikgeliştirilmiştir. Ayrıca, ERP ve BPR başarılarının ön koşulları belirlenmiştir. Çalışmasonucunda, Tedarik Zinciri performansının ve esnekliğinin değerlendirilerek, başarılıERP ve BPR uygulamaları ile performans ve esnekliği iyileştirecek bir kılavuzhazırlanmıştır.Doctoral Thesis Entelektüel sermayenin yeni bir bulanık analitik ağ süreci yaklaşımı ile değerlendirilmesi(2013) Özdemir, Yavuz Selim; Erkan, Turan Erman; Industrial EngineeringBir işletmenin değeri finansal varlıkları ve Entelektüel Sermaye olarak adlandırılan maddi olmayan duran varlıkları ile tanımlanır. Entelektüel Sermaye her zaman var olmuştur, ancak son yıllarda modern ekonominin endüstriyel ağırlıktan bilgi çağına geçmesiyle, stratejik öneminin bilinirliği atmıştır. Hem akademisyenler hem de iş dünyasındaki uzmanlar Entelektüel Sermayenin bugünün pazarlarda rekabet avantajını korumak için en önemli noktalardan biri olduğunu kabul etmektedirler. Entelektüel Sermaye, Beşeri Sermaye ve Yapısal Sermaye gibi fiziksel olmayan ancak maddi değeri olan kaynaklardan oluşmaktadır. Bu tez kapsamında Entelektüel Sermayenin bileşenlerinin nispi öneminin değerlendirilmesi için yeni bir Bulanık Analitik Ağ Süreci yaklaşımı önerilmiş ve Entelektüel Sermaye memnuniyet göstergeleri açısından incelenmiştir. Önerilen bu yeni yöntem, en sık kullanılan diğer Bulanık Analitik Ağ Süreci yaklaşımları ile karşılaştırılmıştır. Entelektüel sermayenin ölçütlerinin değerlendirilmesi için bir grup üretim şirketi uzmanı, hizmet şirketi uzmanı ve akademik uzman seçilmiştir. Elde edilen sonuçlar kullanılarak Ankara?daki üretim ve servis sektörlerindeki şirketlerin entelektüel sermaye farkındalık düzeyleri belirlenmiştir.Doctoral Thesis Küçük ve orta bütçeli işletmeler için işletme iyileştirme modeli (SMEMM)(2013) Ergin, Merve Hande; Çelebi, Neş'e; Industrial EngineeringKüçük ve Orta Bütçeli İşletmeler'in (KOBİler) gelişmesi ve iyileşmesi ülke ekonomisine katkı sağlar. Ancak, KOBİ'ler işletmelerinin iyileşmesi için iş uygulamalarında süreklilik sağlamakta zorlanabilirler. İyileşme karmaşık bir olgudur; örgütsel etmenlerin mevcut durumunun değerlendirilmesi gerekir, bununla birlikte etmenlerin ağırlığı işletme geliştikçe değişecektir. KOBİlerin süreç ve kaynaklarındaki eksikliklerden dolayı KOBİler değerlendirme sırasında zorluklarla karşılaşabilirler.Bu çalışmada, İmalat sektöründe faaliyet gösteren Türk KOBİ'lerinin süreçlerinin iyileşmesi için temel adımları içeren yeni bir model önerilmiştir. Bu iyileştirme adımları süreçlerin tanımlı, yönetilebilir ve ölçülebilir olmasını hedefler. Model, mevcut süreçlerin değerlendirilmesinde referans noktası oluşturur ve iş uygulamalarının önceliklendirilmesinde rehberlik eder. Önerilen yeni modelde çerçeve olarak süreç yönetimini ve kalite iyileştirme kavramlarını içeren Yeterlilik Olgunluk Modeli (CMM) kullanılmıştır.Yeni model ampirik olarak test edilmiş ve modelin Türk İmalat Sanayi KOBİlerinin yapısına ve özelliklerine uyması için gerekli düzeltmeler yapılmıştır. Model, her seviyede tamamlanmış ve eksik aktivitelerin belirlenmesi için bir araç olarak ve işletmenin gelecekteki gereksinimlerini belirlemek için bir yol haritası olarak kullanılabilir.Doctoral Thesis Göçmenlerdeki kimlik oluşturma süreci: Buchi Emecheta'nın Kehinde'si, Zadie Smith'in White Teeth'i ve Yasmin Crowther'ın The Saffron Kitchen'i(2014) Safaeı, Ladan Amır; Canlı, Sifat Gülsen; Department of Modern Languages; Department of English Language and LiteratureBu tez, göçmenlerin kimlik oluşturma sürecini araştırmayı hedeflemektedir. Bu çalışmada ispat edilmeye çalışılan husus göçmenlerin kimlik oluşturma sürecinin iki eşzamanlı aşamadan oluştuğudur. Bu aşamalardan ilki göçmenlerdeki kimlik oluşumunun doğuştan başlayıp ölüme kadar devam ettiğini (epigenetic) ileri sürerken diğeri kimlik oluşumunun kültürleşme (acculturation) süreci doğrultusunda şekillendiğini vurgular. Erik Erikson'un Epigenesis of Life Cycle (1963, 1968) teorisine göre insanlar kişisel ve sosyal kimliklerini doğdukları ülkede veya ebeveynlerinin etnik kültürü etkisinde oluştururlar. Ancak göç ettikleri ülkede, tamamen yeni bir ortamda, karşılaştıkları kültürel ve sosyal krizlerden dolayı, kimliklerinin sosyal tarafı değişikliklere maruz kalır. Göçmenlerin sosyal kimlik oluşturma sürecinde yaşadıkları ve kimliklerine yansıyan bu değişiklikler John W. Berry'nin kültürleşme stresi (acculturative stress) ve Paul Pedersen's yeniden yapılandırdığı Adler'in kültür şoku (culture shock) kavramları doğrultusunda incelenmiştir. Sonuç olarak, göçmenlerin kimliklerindeki değişken yapı ve onun sonucunda oluşturdukları kişisel ve sosyal kimliklerinin hayatları boyunca değişebileceği sonucuna varılmıştır. Bu tez beş bölümden oluşmuştur. İlk bölümde, göçmenlerin kimlik oluşturma sürecinde önemli olan temel kavramlar ve teoriler açıklanmıştır. Daha sonraki üç bölümde bu teori ve prensipler, seçilen, tarih sırasına göre, Buchi Emecheta'nın Kehinde, Zadie Smith'in White Teeth ve Yasmin Crowther'ın The Saffron Kitchen eserlerindeki karakterlere uygulanmıştır. En son bölümde de göçmenlerin psikososyal kimlik oluşturma sürecinden nasıl geçtikleri ve kişisel ve sosyal kimliklerini nasıl oluşturdukları üzerinde varılan sonuçlar tartışılmıştır. Anahtar sözcükler: Göçmen kimliği, Epigenesis teorisi, Acculturation, Kehinde, WhiteTeeth, The Saffron Kitchen.Doctoral Thesis İngiliz tiyatrosunda postdramatik eğilimler: Mark Ravenhill oyunları(2014) İzmir, Sibel; Canlı, Gülsen; Department of English Language and LiteratureKendine özgü sanat formları olan drama ve tiyatro biricik olma durumlarına bakılmaksızın sıkça birbirinin yerine kullanılan kavramlar arasındadır. Hiç şüphe yok ki bu durum her iki sanat dalının da anlamlı bir varoluşa sahip olabilmek için birbirlerine ihtiyaç duymalarından kaynaklanır. Diğer bir deyişle, oyun metinleri sahnelendikleri zaman daha değerli hale gelirken aynı şekilde metinsiz bir tiyatro düşünmek neredeyse imkânsızdır. Alman bilim adamı ve kuramcı Hans-Thies Lehmann, drama ve tiyatro arasındaki bu ilişkiyi bir bağlama oturtmak ve yeniden değerlendirmek amacıyla ses getiren çalışması Postdramatik Tiyatro adlı kitabında yeni bir yapılandırmaya gitmektedir. Lehmann kitabında 1960'lı yıllara kadar batı tiyatrosunun dramanın boyunduruğu altında kaldığını öne sürer. Bu durum da kaçınılmaz olarak dramatik metnin ve oyun yazarının en son ortaya çıkan üründe otoriter bir pozisyon edinmesiyle sonuçlanmıştır. Lehmann, bu kökleşmiş hiyerarşik düzeni bozmak için, 1960'lardan bu yana batı tiyatrosunun tiyatro metnine, oyun yazarına, oyunculara, kostümlere, dekora vb. eşit yaklaşan tiyatro ürünleri üretme çabası içinde olduğuna inanır. Lehmann, kitabının tarihsel avangartlardan 20. yüzyılın sonlarına kadarki dönemi ele aldığı kısmında oyun yazarlarının özellikle gerçekçi ve doğalcı tiyatronun estetik kurallarından nasıl uzaklaşıp postdramatik tiyatronun ortaya çıkmasını nasıl hızlandırdıklarını anlatmaktadır. Lehmann, İngiliz suratına tiyatro yazarlarının da sahnede olan olaylardan ve şok taktiklerden dolayı kendini adeta saldırıya uğramış gibi hisseden seyirciyi ele geçirme yöntemleriyle Alman asıllı postdramatik tiyatronun ortaya çıkmasında etkili olduklarını söyler. İngiliz oyun yazarı Mark Ravenhill bu tarz yazarlardan biridir. Oyunlarında aşırı boyutlarda kullandığı fiziksel ve sözel şiddetten dolayı Ravenhill suratına tiyatronun öncülerinden biri olarak görülmektedir ve oyunları sıkça bu sanatsal hareketin ışığı altında incelenmiştir. Bu tez Ravenhill'in oyunlarına sadece içerik açısından bakmaya engel olmak ve oyunlarda hem içeriğe hem de forma eşit yaklaşabilmek için Lehmann'ın postdramatik tiyatro teorisinin kullanmaktadır. Çalışma, Ravenhill'in oyunlarında suratına tiyatronun sınırlarını aşarak dramatik ve postdramatik tiyatronun özelliklerini sergilediğini iddia eder. Tez, analizini Ravenhill'in Shopping and Fucking, Faust is Dead ve Pool (No Water) isimli oyunları üzerinden yürütmektedir. Bu yaklaşım oyun yazarının yapıtlarına sadece metin açısından değil, seyirci/sahne, oyun yazarı/yönetmen ilişkilerinin yanı sıra oyunlarda kullanılan sözel ve fiziksel şiddet, olay örgüsü, reji vb. gibi kavramları düşünerek teatral açıdan bakmamızı da sağlamaktadır. Anahtar kelimeler: Dramatik tiyatro, postdramatik tiyatro, Hans-Thies Lehmann, suratına tiyatro, Mark Ravenhill, Shopping and Fucking, Faust is Dead, Pool (No Water).Doctoral Thesis Güncel İngiliz romanında Neo-Viktoryen bağlamlar: Michel Faber'in Kızıl Taçyaprağı ve Beyaz, Sarah Waters'in Usta Hırsız ve Peter Ackroyd'un Cinayet Sanatı(2015) Gündüz, Ela İpek; Adanur, Evrim Doğan; Er, Zekiye Antakyalıoğlu; Department of English Language and LiteratureTarihsel roman olarak değerlendirilebilen Neo-Viktoryen roman, hakiki geçmiş ve oradan çıkan tarihsel doğrular arasında uyumsuzluk/farklılık farkındalığı olan, güncel zamanların kültürel bir ürünüdür. Bu bakış açısı, 'sahte tarih' (apocryphal) de denilen tarih yazımı gibi, geçmişin alternatif versiyonlarını da sunan yeni yaklaşımlara ilgi çeker. Tarih yazımındaki bu güncel gelişmelerle, tarihsel romanın değerlendirilmesi değişmiştir ve tarihin kurgusallığı artık kurgusallığa bağışık değildir. Bu sebeple, tarihsel roman gerçek ve kurguya olan yaklaşımı açısından, ondan önce gelen tarihsel romanlardan kendini ayırır. Neo-Viktoryen roman, geçmişin alternatif temsillerinde, kurgusal gerçekliği (faction) vurgulayarak, yeni olanaklar bulur. Bu yeni bakış açısıyla, neo-Viktoryen roman ikincil öneme sahip ana karakterler ve uygunsuz Viktoryenlerin görülmeyen hayatlarının tasviri ile geleneksel Viktoryen romanların ve tarihsel metinlerin bıraktığı boşlukları doldurmayı amaçlar. Günümüz İngiliz kültürü Viktoryen döneme karşı bir ilgi içindedir. Neo-Viktoryen roman, günümüz kültürünün köklerini geçmişe dönük bir biçimde değerlendirebilmek için Viktoryen döneme odaklanır. Viktoryen dönemle olan bu geçici uzlaşma; ya daha masum zamanlara ulaşmak, ya da bugünün problemlerine neden olan kaybolmuş gerçeklikleri bulmak içindir. Öyle ya da böyle, özellikle Viktoryen hatırlanır ve sonuçta neo-Viktoryen roman ortaya çıkar. Neo-Viktoryen romanların ortak özelliği özel olarak Viktoryen, genel olarak da tarihle olan ilgileridir. Neo-Viktoryen romanlar geleneksel tarihsel roman ve onun güncel versiyonlarının bir deviasyonudur. Neo-Viktoryen romanların kendi türsel çeşitliliklerinden dolayı, onları tek bir ifade ile tanımlamak zordur. Her neo-Viktoryen roman kendisini diğerlerinden ayıran biçimsel özelliklere sahiptir. Tarihsel roman olarak Neo-Viktoryen roman hem klasik, hem yeni bir tarihsel bakış açısı içerir. Neo-Viktoryen yazarlar konularını ele alırken farklı tarzlardan yararlanırlar. Bu tarzlar genellikle geleneksel türlerden faydalanılarak oluşturulur. Özellikle romans edebi bir tür olarak neo-Viktoryen romancıların kullanımına uygun düşmüştür. Bu bağlamda, John Fowles'ın romans özellikleri taşıyan Fransız Teğmenin Kadını adlı romanı örnek alınarak bu tez üç neo-Viktoryen romana yönelik olarak hazırlanmıştır: Michel Faber'in Kızıl Taçyaprağı ve Beyaz (2002), Sarah Waters'ın Usta Hırsız (2002) ve Peter Ackroyd'un Cinayet Sanatı (1994). Bu romanların analizi ile birlikte, her biri Viktoryen döneme (formları ve içerikleri ile) farklı bir açıdan yaklaşan neo-Viktoryen romanların çeşitli türleri sunulmuştur. Bu roman türleri sırasıyla romans, duygusal ve suç romanlarıdır fakat cinselleştirilmiş bir şekildedirler. Bu geleneksel romanların özellikleri, geçmişi hatırlarken, Viktoryen cinselliğini vurgulayan bir şimdiki bakış açısıyla yeniden kullanılırlar. Yine de, bu yeni-Viktoryen romanların güncel edebiyata en önemli katkısı tarihsel roman geleneklerini yeniden değerlendirmeleridir.Doctoral Thesis Yargı sisteminin etkin işleyişi ve ekonomik büyüme: Türkiye örneği, 1980-2010(2015) Benli, Hande Emin; İsmihan, Mustafa; Oğuz, Fuat; International Trade and Logistics; Department of BusinessBu çalışmada, ülkelerin ekonomik performanslarındaki farklılıkların kurumsal faktörlerden kaynaklandığı görüşü takip edilerek, yargı sisteminin etkinliğinin ekonomik büyüme üzerindeki etkisi incelenmiştir. Literatürde, yargı sisteminin performans etkinliği ve ekonomik büyüme ile ilişkisi konusunda yapılan çalışmalar hem kuramsal hem de ampirik bakımdan eksiktir. Çalışmanın temel amacı, literatürdeki boşlukları dikkate alarak, yargının performans etkinliğinin ekonomik büyüme üzerindeki etkisini araştırmaktır. Yargı sisteminin sadece maddi hukukun uygulanması yönüne vurgu yapan çalışmaların aksine, bu çalışmada, yargı sisteminin etkinliğinin karar ve performans unsurlarından oluştuğu ifade edilmiştir. Dolayısıyla, yargı sisteminin etkinliğinin karar ve performans ayrımı dikkate alınarak analiz edilmesinin önemi vurgulanmıştır. Ancak, bu çalışmanın ampirik bölümleri yargının performans etkinliği ile sınırlıdır. Yargı sisteminin performans etkinliği, Türkiye için 1980-2010 dönemi yıllık verileri kullanılarak, yeni bir endeks oluşturulmak suretiyle ölçülmüştür. Ayrıca, performans etkinliğinin ekonomik büyüme ile ilişkisini ortaya koyan ampirik bir model oluşturulmuş ve zaman serisi teknikleri kullanılarak sınanmıştır. Tasviri bulgulara göre, 1980-2010 dönemi boyunca yargı sisteminin performans etkinliğinin istikrarlı olmadığı görülmektedir. Başka bir deyişle, endeks Türkiye'de belirli dönemlerde yaşanan ekonomik ve politik gelişmelere hassasiyet göstermiştir. Ampirik model, yargı sisteminin performans etkinliğinin üretim fonksiyonu yaklaşımına dâhil edilmesiyle oluşturulmuştur. Ampirik sonuçlara göre, Türkiye'de yargı sisteminin performans etkinliğinin ekonomik büyüme üzerinde pozitif etkisi olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Bu etkinin, özellikle nüfus başına düşen hâkim ve savcı sayısı ile davaların temizlenme oranı kanallarıyla ortaya çıktığı tespit edilmiştir.Doctoral Thesis Havacılık uygulamalarında gerdirerek şekillendirme işleminin deneysel ve sayısal incelenmesi(2015) Hatipoğlu, Hasan Ali; Karadoğan, Celalettin; Manufacturing EngineeringGerdirerek şekillendirme işlemi yaygın olarak havacılık sektöründe sac gövde panellerin üretiminde kullanılır. Bu işlemde düz haldeki sac parça kenarlarından hidrolik kuvvetle hareket eden bir erkek kalıp üzerinde gerdirerek şekillendirilir. Bu esnada parçayı iki kenarından yine hidrolik kuvvetle hareket eden çeneler tutar. Kaliteli parçalar üretebilmek için kalıp-çene hareketleri ve yağlama koşulları gibi işlem parametrelerinin uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Mevcut durumda bu parametreler üretim tecrübesi ve geleneksel yöntemlerle belirlenmektedir ki bu işlemi yavaşlatmakta ve hurda riskini arttırmaktadır. Bu çalışmada amaç, gerdirme işleminde fiziksel denemelerin yerini alabilecek sayısal denemelere olanak sağlayan sonlu eleman modelini oluşturmak ve işlemi optimize etmektir. Sonlu eleman modelinin başarısı büyük ölçüde malzeme davranışı ve sürtünmenin doğru modellenmesine bağlıdır. Malzeme davranışını tespit için sık kullanılan alüminyum alaşımlarının çekme, şişirme ve şekillendirme sınır testleri yapılmış ve bu testlerden elde edilen veriler pekleşme eğrileri, akma bölgeleri, anizotropik sabitler ve sınır şekillendirme eğrilerinin tanımlanmasında kullanılmıştır. Bir başka çalışmada, yapılan özel testlerle kalıp ile sac arasındaki sürtünme katsayısı farklı sürtünme koşulları için tespit edilmiştir. Markalanmış alüminyum alaşım saclar yarı-dairesel kalıp üzerinde şekillendirilerek ve oluşan deformasyon optik olarak ölçülerek deneyler gerçekleştirilmiştir. Bu deneyler oluşturulan sayısal modelin doğrulanmasında kullanılmıştır. Son olarak, takım hareketlerini belirleyen bir yöntem geliştirilmiş ve bu yöntem gerçek bir uçak parçası üzerinde başarıyla uygulanmıştır.Doctoral Thesis Savunma planlama sürecinde teknoloji yönetiminin geliştirilmesi amacıyla bir fonksiyonel model önerisi: Türkiye için bir durum çalışması(2015) Akın, Hasan Umut; Özkil, Altan; Koyuncu, Murat; Aviation ManagementTeknolojilerdeki hızlı gelişim ve değişim tüm sektörlerde olduğu gibi, özellikle sistemlerin sistemi yaklaşımını kapsayan savunma alanında da etkisini göstermiş, daha karmaşık hale gelen savunma sistemlerinin etkin planlanması ve verimli kullanımı Teknoloji Yönetimi (TY)'nin önemini artırmıştır. TY alanında mevcut araştırmalar ve uygulamalar çoğunlukla ticari işletmelerin teknoloji yönetimi süreçleri üzerinde durmaktadır. Bu tezde, mevcut savunma planlama süreçleri kapsamında TY'nin uygulanabilirliği; yazında yer alan ve çoğunlukla ticari uygulamalara yönelik TY çerçevesinde ele alınarak, TY aktiviteleri, yöntemleri ve araçları da dâhil olmak üzere Türk Savunma Planlama Sistemi özelinde araştırılmıştır. Ayrıca, savunma planlama sürecinde karar vermeye destek olacak, teknoloji ve operasyonel konseptler ile geleceğin yetenek ihtiyaçlarını dikkate alan işleyiş tarzları da çalışmada incelenmiştir. Tez kapsamında, Türk Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinden deneyimli katılımcılara TY farkındalığı ve kullanım düzeyi belirleme anketi uygulanmış ve mevcut TY aktivite, yöntem, araç ve tekniklerinin savunma sektörüne uygulanabilirliği analiz edilmiştir. Analiz ve anket sonuçları esas alınarak, savunma planlama sürecinin etkinliğini arttıracak ve savunma planlamacılarının görev ve fonksiyonlarını daha iyi yerine getirebilmelerini sağlayacak fonksiyonel bir TY modeli geliştirilerek savunma planlama sürecine entegre edilmiştir.Doctoral Thesis Osilasyon yapan dinamik sistemlerin kesirli dereceli modellenmesi(2015) Agila, Adel; İrfanoğlu, Bülent; Eid, Rajeh; Department of Mechatronics EngineeringSon yıllarda, dinamik sistemlerin kesirli dereceli modellenmeleri ile ilgili çalışmalara özelönem verilmektedir. Kesirli dereceli modellenen osilasyon yapan dinamik sistemler bu sistemlerdendir ve modelleme için çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bu tezde, kesirli gösterimler kesirli dereceli matematik ve değişimlere dayanarak iki gruba ayrılmıştır: Birinci grup, kesirli Euler-Lagrange denklemleriyle gösterilen serbest olarak osilasyon yapan sistemlerdir. Kesirli gösterim değişken katsayılı, homojen ikinci dereceden diferansiyel denklemlerin sönümleme katsayında bulunmaktadır. ikinci grupta, diferansiyel operatörler kesirli üslüdürler. Ele alınan örnek çalışmalar, kesirli sönümleme terimlerine sahip, ikinci dereceden homojen veya homojen olmayan, üç terimli kesirli dereceli diferansiyel denklemlerdir. Belirtilen iki grup genişletilmis¸ kesirli Euler-Lagrange denklemleriyle ifade edilen modelleri oluşturmak için birleştirilmiştir. Bu modellerde, kesirli diferansiyel operat örler yanlız sistemin sönümleme teriminde bulunmaktadır. Ek olarak, sönümleme terimlerinin zamana bağlı değişebilen katsayıları kesirli derecelidir. Kesirli modellenmiş ve osilasyon yapan sistemlerin davranışlarını elde etmek için hibrid bir yöntem aktarılacaktır. Bu sistemler, ikincinci dereceden, homojen, üç-terimli ve kesirli sönümleme terimi olan diferansiyel denklemler ile modellenmiştir. Bu sistemlerin davranışları, Wright fonksiyonları tabanlı sonuçlarla karşılaştırılmıştır.Doctoral Thesis Derin çekme sınır oranın, flanş bölgesinin ısıtılarak artırılması için yöntem geliştirilmesi(2015) Kayhan, Erdem; Kaftanoğlu, Bilgin; Konca, Erkan; Manufacturing Engineering; Airframe and Powerplant MaintenanceBu tez çalışmasında geliştirilen yöntem kısaca, sac metal malzemelerin şekillendirilme oranının flanş bölgesinin eş sıcaklık dağılımsız ısıtılarak artırılması olarak açıklanabilir. Sıcaklık artışı malzemenin sünekliğinde belirgin bir yükselmeye ve buna bağlı olarak şekillendirilme kapasitesinin artmasına neden olur. Sıcaklık artışı ayrıca malzemenin akma sınırının düşmesi ile birlikte, uygulama kuvvetlerinde ve basınçlarında azalma meydana gelir. Otomotiv endüstrisinde en yaygın kullanıma sahip olan Yüksek Mukavemet Sac Çelik (AHSS) malzeme DP600 olup, araç ağırlıklarının azalmasını ve çarpışma emniyet faktörünün artmasını sağlamasından dolayı bu tez çalışmasında araştırma malzemesi olarak seçilmiştir. Adı geçen çelik malzemelerin kullanımı malzeme kalınlıklarının ve yakıt sarfiyatının azalmasını sağlar. Yapılan araştırmada geliştirilen yöntemin geçerliliği üç farklı tip malzeme, bunlardan iki tanesi Düşük Alaşımlı Yüksek Mukavemet çeliği (HSLA), diğeri ise IF (Arayersiz Çelikler) çeliği kullanılarak, incelenmiştir. Flanş bölgesinin sıcaklığının 180oC to 300oC değerleri arasında oluşturulduğu deneylerde derin çekme sınır oranında %25.58 kadar artış sağlanmıştır. Kullanılan sıcaklık ılık işlem sıcaklığı seviyesinde olduğundan, şekillendirilme kuvvetlerinde azalma meydana gelmesine rağmen malzemenin özelliklerinde ve dayanımında bir değişim gerçekleşmemektedir.Doctoral Thesis Kutupsal ortotrop fonksiyonel olarak kademelendirilmiş içi boş dönen disklerin elastik analizi(2015) Essa, Saad; Argeşo, Ahmet Hakan; Manufacturing EngineeringBu çalışmada, kutupsal ortotrop, içi boş ve fonksiyonel olarak kademelendirilmiş dönen diskler için yarı analitik ve analitik çözümler geliştirilmiştir. Çözümler disk kalınlığının değişimini de gözönüne almaktadır. Formülasyonlar kutupsal koordinatlar kullanılarak gerçekleştirilmiş ve malzeme özelliklerinin radyal koordinat doğrultusunda değişim gösterdiği varsayılmıştır. Problemleri tarif eden denklemler düzlem gerilme ve küçük şekil değişmeler varsayımları altında elde edilmiştir. Çalışmada iki farklı sınır koşuluna sahip disk gözönüne alınmıştır. Birincisinde diskin iç ve dış yüzeylerinin serbest, ikincisinde ise, diskin iç tarafında rijit bir cisim bulunduğu ve dış yüzeyinin serbest olduğu durum gözönüne alınmaktadır. Yarı-analitik çözümler elastisite modüllerinin ve disk kalınlığının üç parametre ile kontrol edilen ve doğrusal olmayan bir fonksiyonla değiştiği kabul edilerek bulunmuştur. Poisson oranları sabit kabul edilmiş ve yoğunluğun ise herhangi bir sürekli fonksiyonla tariflenelebileceği varsayılmıştır. Üç parametreli doğrusal olmayan fonksiyon literatürde malzeme kademelendirilmesini tarif etmek için yaygın olarak kullanılan eksponansiyel ve kuvvet formunda ifade edilen fonksiyonların birleşimidir. Analitik çözümler elastisite mödüllerinin, disk kalınlığının ve yoğunluğun kuvvet formunda değiştiği kabul edilerek bulunmuştur. Çözümler doğrusal olmayan atış yöntemine dayalı bir sayısal yöntem kullanılarak doğrulanmıştır. Çalışmada ilk olarak doğrulama örnekleri sunulmuştur. Sonrasında, ortotropi derecesi ve malzeme kademelendirilmesinin disklerin elastik davranışına etkisi parametrik analiz yaparak gösterilmiştir. Analizlerde disklerin elastik limit açısal hızları Horford'un akma kriterine göre elde edilmiştir.Doctoral Thesis Çağdaş İngiliz romanında tarih temsili: Kazuo Ishiguro'nun Çocukluğumu Ararken, Graham Swift'in Su Diyarı ve Julian Barnes'ın Flaubert'in Papağanı adlı romanlarına yeni tarihselci bir yaklaşım(2015) Serdaroğlu, Duygu; Menteşe, Oya Batum; Department of English Language and Literature1980li yılların ortasında 'yeni' bir edebi teori/yaklaşım olarak ortaya çıkan Yeni Tarihselcilik kuramı tarih anlayışına yeni bakış açıları sunarak, tarih yazımı ve kurgu yazımı ve dolayısıyla tarihçi ve kurgu yazarı ararsındaki katı çizgiye meydan okuyarak her ikisinin de kurgulanmış metinsel temsiller olduğunu iddia etmektedir. Başka bir deyişle, Yeni Tarihselcilik, tarih yazarının bakış açısı ve içinde bulunduğu politik, kültürel ve sosyal koşulların anlatımını etkilemesi nedeniyle nesnel bir tarihten ve geçmişe ait 'mutlak' doğrulardan bahsetmenin mümkün olmadığını savunur. Yeni Tarihselcilik akımı tek bir tarih olmadığına ve çoklu tarih anlayışına inandığı için tarihin kendisiyle değil tarih(ler)in nasıl temsil edildiği ile ilgilenir. Bu tezin amacı edebiyat dünyasının önemli çağdaş tarihsel romanlar olan Kazuo Ishiguro'nun Çocukluğumu Ararken, Graham Swift'in Su Diyarı ve Julian Barnes'ın Flaubert'in Papağanı adlı romanlarındaki tarih temsillerini zaman, hafıza, belgeleme ve anlatım teknikleri açısından incelemektir. Detektif romanlarının ve biyografi türünün en güzel parodi örneklerinden olan bu üç eser, detektif, tarih öğretmeni ve biyografi yazarı başkarakterleri ile tarih yazımı sorunsalı açısından aynı paydada buluşmaktadır. Böylece, bu tezin amacı bu eserlerde işlenen tarihin çeşitli öznel temsilleri ile kişisel ve genel tarihin nasıl iç içe geçtiğini ortaya çıkartmaktır. Anahtar Kelimeler: Yeni tarihselcilik, çağdaş tarihsel roman, tarihsel metin, tarih temsili, metnin tarihselleşmesi, tarihin metinselleşmesi.Doctoral Thesis Türkiye Cumhuriyeti elektronik kamu ihale sistemi için birlikte çalışabilir model önerisi(2015) İmamoğlu, Meltem Yıldırım; Rehan, Mohammad; Information Systems EngineeringDevletin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 'sının yaklaşık %15 lik kısmı kamu alımları için harcanmaktadır. Bu nedenle kamu ihalelerinde hesap verebilirlik ve şeffaflık çok önemlidir. Kamu harcamalarının düzenlenmesi ve bütçenin etkin kullanımı için sadece kamu ihalelerini değil, kamu ihaleleri için altyapı oluşturan sistemlerin de verimli kullanımı gerekir. Bu nedenle bu tezde elektronik ihale süreçlerinin önemi vurgulanmıştır. Türkiye'de kamu ihalelerinden sorumlu Kamu İhale Kurumu (KİK) ile Devlet Malzeme Ofisi (DMO) olmak üzere Maliye Bakanlığı'na bağlı iki kuruluş mevcuttur. Ancak kamu alımları konusunda, her iki kurum kendi sistemlerine, kendi yasal yükümlülüklerine ve kendi iş süreçlerine sahiptir. İki farklı sistemin olması bir ayrıcalık mıdır? Bu sorunun cevabını bulmak ve her iki sistemin mevcut durumlarını analiz edebilmek için, gerek kamu gerekse tedarikçi tarafını kapsayacak şekilde memnuniyet ölçüm anketleri yapılmıştır. Anketlere ilave olarak, Avrupa Birliği (AB) üye ülkelerindeki ve Türkiye'deki kamu ihaleleri ile ilgili kurum ve kuruluşlarda çalışan yetkili kişiler ile birebir görüşmeler yapılmıştır. Bu görüşmelerde elde edilen bilgiler ışığında, en iyi olan 3 ülke (İngiltere, Almanya ve Danimarka) çalışmada detaylı olarak incelenmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda, AB'de Sayısal Tek Pazar çalışmalarına giderek önem verildiği ve bu nedenle elektronik ihale sistemlerinde daha merkezi yapılara geçildiği görülmüştür. Mevcut durum analizlerine dayanarak, kamu ihalelerindeki Kritik Başarı Faktörleri ve bu başarı faktörlerine ulaşmak için gerekli performans kriterleri belirlenmiştir. Türkiye'nin de bu sürece dahil olabilmesi için, kamu ihalelerinin tek bir platformdan yürütülmesinin kaçınılmaz olduğu gerçektir. Sadece kamu kurumları ile entegre değil, Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ) ve tedarikçilerin de katılımına önem veren, şeffaf ve hesap verebilir bir sistem gereklidir. Yapılan bu çalışma, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için birlikte çalışabilirlik ve tedarik zinciri yönetimi sistemlerini kapsayan bir elektronik kamu ihale modeli önerisinde bulunulmuştur. Bu çalışmanın tedarik zinciri yönetiminin kamu ihalelerinde kullanımının önemini ortaya çıkartmak ve birlikte çalışabilirlik faydalarını analiz etmek açısından öncü nitelikte olduğu söylenebilir.Doctoral Thesis 3 boyutlu mikrokanallarda parçacık akış problemleri ̇ıçin sınır eleman yöntemi tabanlı özel bir paralel formülasyon tasarımı ve uygulaması(2015) Karakaya, Ziya; Baranoğlu, Besim; Yazıcı, Ali; Manufacturing Engineering; Computer EngineeringBu çalışmada mikroakışkan uygulamalarındaki kıvamlı yavaş akışta birden çok parçacığı izlemek için yeni bir formülasyon sunulmaktadır. Yöntem, sınır eleman matrislerinin manipülasyonu işlemininden sonra, parçacığın katı bünye hızları ile üzerine etki eden kuvvetleri ilişkilendiren bir denklem sistemi elde etmektedir. Formülasyon, SMP paralelleştirme yönteminin uygulandığı ardışık matris çarpımı işlemleri sonucunda özellikle parçacığın yörüngesinin takibi için tasarlanmıştır. Mevcut formülasyon, parçacık izleme işlemi için kullanılmak üzere etkili bir sayısal model sunmaktadır ve kolay bir şekilde birden çok fiziksel etkinin içerildiği çoklu-fizik simülasyonları için genişletilebilir olduğu görülmektedir.