Atılım Academic Archive

Atılım Academic Archive; It is a digital open archive created for the Atılım University research ecosystem, which includes peer-reviewed articles, technical reports, study reports, master's / doctoral theses and more.

Most Viewed Publications

Most Downloaded Publications

Recent Submitted Publications

Master Thesis
Mirasçıların Kefalet Borcundan Sorumluluğu
(2025) Payaslıoğlu, Zehra Ceren; İstemi, Mehmet; 01. Atılım University; 04. School of Law; Law
Kefalet sözleşmesi, alacağı güvence altına alma işlevi gören ve borcun ifa edilmemesi durumunda asıl borçlu dışındaki bir üçüncü kişinin, kefilin, asıl alacaklıya karşı sorumlu olmayı üstlendiği şahsi bir teminat sözleşmesidir. Kişilerin sahip olduğu hak ehliyeti gerçek kişiler için ölüm ile sona erer ancak hukuki konum ve ilişkileri sona ermez. Murisin sağlığında düzenlediği kefalet sözleşmesiyle kefil olduğu ve henüz borcunu ifa etmemişken öldüğü yahut hakkında ölüme benzer bir durumunun söz konusu olduğu durumlarda, bu borcu mirasçılara intikal eder; zira miras hukukunda külli halefiyet ilkesi esastır. Murisin kefalet sözleşmesinden doğan borcu, herhangi bir hukuki işlem, bir başka deyişle borcun üstlenilmesi veya nakli gerekmeksizin ve mirasçının irade beyanına ihtiyaç olmaksızın intikal edecektir. Dolayısıyla mirasçılar kural olarak kefalet borcundan sorumlu olurlar. Murisin mirasını kabul eden mirasçıların kefalet borcundan sorumluluğu kural olarak kişisel malvarlıklarıyla sınırsız ve müteselsildir.
Master Thesis
Virginia Woolf'un Mrs. Dalloway ve D. H. Lawrence'ın Lady Chatterley's Lover Adlı Romanlarında Kısıtlanma Olarak Evlilik
(2025) Çankır, Aleyna Nur; İzmir, Sibel; 01. Atılım University; Department of English Language and Literature; 02. School of Arts and Sciences; Department of English Language and Literature; 17. Graduate School of Social Sciences
Bu tez, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra 20. yüzyıl İngiltere'sinde var olan sınıf ve toplumsal cinsiyet sorunlarını feminist eleştiri ışığında Virginia Woolf'un Mrs. Dalloway ve D. H. Lawrence'ın Lady Chatterley's Lover adlı eserlerinde inceleyecektir. 20. yüzyıl İngiltere'sinde kadın kurtuluş hareketlerinin daha görünür olması ve kadınların oy kullanma hakkının yaygınlaşmasıyla beraber, kadınların kamu alanlarına, siyasi işlere ve işgücüne katılımları ivme kazanmıştır. Buna rağmen, Viktorya döneminin izlerini taşıyan 20. yüzyıl İngiliz toplumunun kültürel yapısında, kadının evlilikteki ve toplumdaki yeri hala geleneksel bir bakış açısıyla sınırlıdır. Bu tezde, Birinci Dünya Savaşı sonrası birey ile toplum arasındaki çatışmayı anlatan Mrs. Dalloway (1925) ve Lady Chatterley's Lover (1928) adlı romanlar, kadın, evlilik ve toplum çerçevesinde ele alınacaktır. İki farklı roman ve bu romanların kadın karakterleri üzerinden dönemin toplumsal norm ve kuralları göz önünde bulundurularak feminist kuramcıların düşünceleri ışığında evlilik kadın açısından kısıtlanmaya sebebiyet veren bir kurum olarak analiz edilecektir. Bu bağlamda, incelenen iki romanda da kadın karakterler eğitimli ve toplumda statü sahibi olmalarına rağmen evliliklerindeki baskılardan kurtulamamışlardır. Bu tez aracılığıyla bahsi geçen romanlardaki sınıf, kadın ve evlilik temelli konulara feminist bir bakış açısıyla yaklaşılması amaçlanmaktadır.
Master Thesis
1961 Anayasası’nın Türk Toplumsal Gerçekçi Sinemasının Gelişimine Etkisi
(2025) Kılıçatan, Sinem; Mızrak, Dilan; 01. Atılım University; 04. School of Law; Law
27 Mayıs 1960 askeri darbesi sonrasında ilan edilen ve 1961 yılında yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, yalnızca bir siyasal rejim değişikliğini değil, aynı zamanda bireysel hak ve özgürlüklerin genişletilmesini, kuvvetler ayrılığı ilkesinin güçlendirilmesini ve sosyal devlet anlayışının anayasal zemine taşınmasını ifade eden tarihsel bir kırılma noktasıdır. Türk sineması, bu dönemde yalnızca sayısal üretimde değil, toplumsal içerik ve estetik nitelik bakımından da dikkate değer bir dönüşüm yaşamış; 'Altın Yıllar' olarak tanımlanan bu süreçte sinema, toplumsal adaletsizlik, sınıfsal eşitsizlik, kadın hakları, göç ve kentleşme gibi yapısal sorunları gündeme taşıyan eleştirel bir mecraya dönüşmüştür. 1961 Anayasası'nın bireysel özgürlükleri, düşünce ve ifade özgürlüğünü, basın özerkliğini ve sendikal hakları güvence altına alması, kültürel üretim ortamını da doğrudan etkilemiş; sinemacılar, toplumsal meseleleri daha cesur ve doğrudan biçimde beyazperdeye taşıyabilmiştir. Bu araştırma, Metin Erksan, Lütfi Ö. Akad, Halit Refiğ, Ertem Göreç ve Duygu Sağıroğlu gibi öncü yönetmenlerin filmleri üzerinden bu anayasal etkileri görünür kılmayı hedeflemiştir. Çalışmada nitel araştırma yöntemine dayalı olarak betimsel film analizi, tematik içerik çözümlemesi ve ideolojik okuma teknikleri kullanılmış; Stuart Hall'un temsil teorisi, Althusser'in ideoloji ve aygıt kuramı, Gramsci'nin hegemonya kavramı ve Foucault'nun mekân politikaları kuramsal çerçeve olarak benimsenmiştir. Bulgular, sinemanın yalnızca estetik bir alan değil, aynı zamanda hukuki ve toplumsal bir tanıklık sahası olduğunu göstermektedir. Susuz Yaz, Yılanların Öcü, Hudutların Kanunu, Otobüs Yolcuları ve Karanlıkta Uyananlar gibi filmler, 1961 Anayasası'nın vaat ettiği hakların taşrada, sınırda ve kentte ne ölçüde uygulanabildiğini sorgulayan güçlü anlatılarla Türkiye'de hukuk ile kültür arasındaki bağı sinemasal bir hafızaya dönüştürmüştür.
Master Thesis
İdari Yargıda İstinaf Başvurusu ile Başvurunun İncelenmesi ve Karara Bağlanması
(2025) Karabıyık, Muhammet Sıddık Sami; Günday, Metin; 01. Atılım University; 04. School of Law; Law
6545 sayılı Kanunla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45 inci maddesinde yer alan itiraz kanun yolu kaldırılmış ve aynı maddede yapılan düzenlemeyle, ilk derece mahkemelerince verilen ve kesin olmayan nihai kararlara karşı başvurulabilen olağan bir kanun yolu olarak istinaf kanun yolu idari yargılama usulüne dâhil edilmiştir. 20/07/2016 tarihinde yürürlüğe giren istinaf kanun yoluyla birlikte bölge idare mahkemeleri istinaf mercii olarak görev yapmaya başlamış ve iki dereceli yargılamadan üç dereceli yargılamaya geçilerek idari yargılamada önemli bir dönüşüm yaşanmıştır. İstinaf kanun yolu, uyuşmazlığa ilişkin maddi ve hukuki denetimin yapıldığı genel bir kanun yolu olarak düzenlenmiştir. Bu yolla hem adil ve etkin bir yargılamanın yapılması hem de uyuşmazlıkların birçoğunun istinafta kesinleşmesi öngörülerek yargılamanın daha hızlı sonuçlandırılması amaçlanmaktadır. Bunun yanında Danıştay'a giden dosya sayısının azalmasıyla birlikte Danıştay'ın içtihat mahkemesi olma rolünün kuvvetlendirilmesi de istinaf kurumunun amaçları arasında yer almaktadır. Çalışmada öncelikle, istinaf kurumunun hukuki niteliği ve tarihsel gelişimi incelenmekte, ardından kanun yolları içindeki yeri değerlendirilerek temyiz kanun yolu ve yürürlükten kalkan itiraz kanun yoluyla karşılaştırmalı analizi yapılmaktadır. Akabinde idari yargı bağlamında istinaf başvurusunun yapılma ve incelenme usulleri ile bölge idare mahkemelerinin istinaf başvurusu üzerine verdikleri karar türleri ve bu kararların hukuki sonuçları ele alınmaktadır. Neticeten çalışmada, istinaf kanun yolunun teorik çerçevesi ortaya konulmakta, uygulamadaki işleyişi analiz edilmekte ve karşılaşılan sorunlara çözüm önerileri sunulmaktadır. Anahtar Sözcükler: İdari Yargılama Usulü, İstinaf, Bölge İdare Mahkemesi, Kanun Yolu, Temyiz.
Master Thesis
Haftada Dört Gün Çalışma Sistemini Türkiye’deki Kurumlara Uygulanabilirliği ve Çalışan Motivasyonu ve İş-Yaşam Dengesine Etkisi
(2025) Turgut, Buket; Tengilimoğlu, Dilaver; 01. Atılım University; 05. School of Business; Business
İş motivasyonu, bir çalışanın işine duyduğu ilgi, bağlılık ve çaba düzeyini belirleyen temel faktördür. Motivasyonu yüksek çalışanlar, daha verimli, yaratıcı ve proaktif olurlar. İş motivasyonu, sadece bireysel performansı değil, aynı zamanda organizasyonel başarıyı da doğrudan etkiler. Motivasyonu artırmak için çalışanların işe olan ilgilerini canlı tutmak, onları ödüllendirmek ve gelişim fırsatları sunmak kritik öneme sahiptir. Bir diğer önemli konu ise iş yaşam dengesidir. İş ve özel yaşam arasında denge kurabilmek, çalışanların hem işlerinde hem de kişisel hayatlarında daha tatmin edici bir yaşam sürmelerini sağlar. Bu denge, tükenmişlik sendromunu önler, stres seviyelerini azaltır ve genel iş tatmini ile mutluluğu artırır. İyi bir iş yaşam dengesi, çalışanların yalnızca daha sağlıklı olmasına değil, aynı zamanda işlerine daha fazla odaklanmalarına ve verimli olmalarına da olanak tanır. Günümüzde, iş yaşam dengesi sağlamak adına esnek çalışma saatleri, uzaktan çalışma gibi uygulamalar daha fazla önem kazanmaktadır. Ayrıca, haftada dört gün çalışma gibi yeni düzenlemeler, çalışanların motivasyonunu artırmak ve iş tatminini yükseltmek adına büyük bir potansiyele sahiptir. Sonuç olarak, haftada dört gün çalışma modelinin çalışanlar üzerindeki olumlu etkilerinin gözlemlenmesi beklenmektedir. Bu model, çalışanlara daha fazla dinlenme ve yenilenme fırsatı sunarak, işlerine daha yüksek bir motivasyonla dönmelerini sağlar. Ayrıca, iş ve özel yaşam dengesini iyileştirerek hem bireysel hem de kurumsal performansı artırma potansiyeline sahiptir. Bu çalışma özel ve kamu sektöründe çalışanlar arasında yapılacaktır. Türkiye'de hangi alanda daha faydalı olacağı araştırılmak istenmiştir. Bu özet, iş motivasyonunun ve iş yaşam dengesinin önemini vurgularken, haftada dört gün çalışmanın bu dengeyi sağlamak adına potansiyel bir çözüm olarak sunulmasına odaklanmaktadır.