Doktora Tezleri
Permanent URI for this collectionhttps://ada.atilim.edu.tr/handle/123456789/24
Browse
Recent Submissions
Doctoral Thesis Düşük Çözünürlüklü Görüntülerde Araç Tespiti ve Sınıflandırması İçin Birden Fazla Aşamalı Modüler Bir Yöntem(2025) Maıga, Bamoye; Dalveren, YaserAkıllı ulaşım sistemlerinde (ITS) gerçek zamanlı araç tespitinin önemi, şehir trafiğindeki araç sayısındaki sonsuz ve sürekli artışla vurgulanmaktadır. Bununla birlikte, çok çeşitli kamera kaliteleri ve çözünürlükleri, farklı görüş açıları ve zayıf aydınlatma ve olumsuz hava koşulları gibi harici ve kontrol edilemeyen değişkenlerin etkisi, doğru araç tespiti ve sınıflandırmasında birçok zorluk yaratmaktadır. Derin öğrenme tabanlı nesne algılama algoritmalarının çoğu, daha önce bahsedilen bu koşullar düşük görünürlük ve/veya düşük çözünürlüklü görüntülere neden olduğu için bu tür durumlarda zorlanmaktadır. Bu kısıtlamaların üstesinden gelmek için bu çalışma, loş ışık, kötü hava koşulları ve düşük çözünürlük gibi zorlu görüntüleme durumlarına uyarlanmış gerçek zamanlı araç tespiti ve sınıflandırması için yeni, modüler, etkili ve güvenilir bir yaklaşım önermektedir. Önerilen yaklaşım iki özel veri kümesinin oluşturulmasını içermektedir. İlk veri kümesi PASCAL VOC formatında 4.500 düşük çözünürlüklü trafik manzarası görüntüsünden oluşmakta ve transfer öğrenme yoluyla bir nesne tespit modelini eğitmek için kullanılmaktadır. İkinci veri kümesi, iki farklı sınıflandırma modelini eğitmeyi amaçlayan, her biri 100 × 100 piksel boyutlarında ve 96 dpi ve altında çözünürlüğe sahip beş araç türünün 10.000 düşük çözünürlüklü görüntüsünü içerir. Önerilen yaklaşım, son teknoloji ürünü tek aşamalı bir dedektör (SSD) olan EFFICIENTDET1'i hafif bir özel evrişimli sinir ağı (CNN) sınıflandırıcısı ve bir XGBoost sınıflandırıcısı ile entegre etmektedir. Bu kombinasyon, hem makine hem de derin öğrenme algoritmalarının güçlü yönlerinden faydalanarak tespit performansını ve sınıflandırma doğruluğunu artırır. Önerilen yaklaşımın etkinliği deneysel değerlendirme ile gösterilmiştir. Önerilen yaklaşım, 0,9323 ortalama ortalama hassasiyet (mAP) ile aynı veri kümesi üzerinde karşılaştırılabilir koşullarda geleneksel ve son teknoloji nesne algılama modellerinden belirgin şekilde daha iyi performans göstermektedir. Ayrıca, çoklu işlemin uygulandığı önerilen yaklaşım, kare başına 26 milisaniyelik bir çıkarım hızına ulaşmaktadır. Bu, son teknoloji ürünü nesne yöntemlerine kıyasla hem doğruluk hem de çıkarım hızında önemli bir gelişmeye işaret etmektedir. Önerilen yaklaşımın modüler, uyarlanabilir ve ölçeklenebilir yapısı, onu ITS'deki uygulamalar için ideal kılmaktadır. Önerilen yaklaşımın yüksek doğruluğunun yanı sıra çıkarım hızı, düşük görüntü kalitesi veya olumsuz çevresel faktörler gibi koşullar altında gerçek zamanlı uygulamalar için etkili ve operasyonel bir seçenek haline getirmektedir. Sonuç olarak, önerilen yaklaşım, zorlu durumlarda daha güvenli ve daha etkili ulaşım yönetimi sağlayabileceğinden, derin öğrenme tabanlı araç algılama alanında büyük bir potansiyele sahiptir. Bu bulgular, verimli bir nesne algılama modelinin çok işlemli bir mimaride özel sınıflandırıcılarla birleştirilmesinin, gerçek zamanlı araç algılamada gelecekteki araştırmalar için umut verici bir yönü temsil ettiğini göstermektedir.Doctoral Thesis The Impact of Digital Games on Architectural Education: an Experimental Study Through Virtual Reality Game Design(2025) Yoğsul, Hasane Ceren Cindioğlu; Akın, Emel; Acar, AktanMimarlık eğitiminde dijital oyunların kullanımı, öğrencilerin mekânsal düşünme ve temsil becerilerini geliştirme potansiyeliyle giderek önem kazanmaktadır. Bu tez çalışmasının amacı oyun tabanlı öğrenme yaklaşımının mimarlık öğrencilerinin mekânsal farkındalıkları ve iki boyutlu mekânsal temsil becerileri üzerindeki etkisini araştırmaktır. Tezin amacına koşut olarak, bir sanal gerçeklik oyununun geliştirilmesi ve oyunun mimarlık öğrencileri üzerindeki etkisinin ölçülmesi hedeflenmiştir. Tezde, bir sanal gerçeklik oyunu geliştirilmiş; oyun, iki aşamalı çapraz desenli deneysel bir yöntemle sınanmıştır. Deney için üçüncü sınıf mimarlık öğrencilerinden 20 katılımcı seçilmiş; katılımcılar rastgele kontrol (n=10) grubu ve deney (n=10) grubu olarak ayrılmıştır. Deneyin 1. Aşamasında kontrol grubuna oyundaki yapılarla ilgili bilgi verildikten sonra yapıların çizimleri istenirken, deney grubuna oyun oynatıldıktan sonra yapıların çizimleri istenmiştir. 2. Aşamada, kontrol grubu deney grubuna dönüştürülerek 1. Aşama (bilgilendirme sonrası çizim) sonrasında oyun oynatılmış, tekrar çizim istenmiştir. Deney grubuna da 1. Aşama (oyun spnrası çizim) sonrasında bilgilendirme yapılmıştır. Veri toplamak üzere oyun sonrası bulunuşluk, akış ve sistem kullanılabilirliği ölçekleri uygulanmış; görüşleri açık uçlu anketler ve gözlemler ile kaydedilmiştir. Çizimlerin, ölçeklerin, anketlerin, kayıtların ve gözlem sonuçlarının değerlendirilmesi sonucunda sanal gerçeklik tabanlı oyun deneyiminin öğrencilerin mekânsal temsil becerilerini geliştirdiği görülmüştür. Mimari yapıların çizimlerinde (plan ve kesit) oyun oynayan öğrencilerin, sadece yapı bilgilendirmesi yapılan öğrencilere kıyasla daha fazla gelişme gösterdikleri tespit edilmiştir. Ölçek analizlerinde katılımcıların bulunuşluk ve akış puanlarının yüksek olduğu, deneyimin oldukça sürükleyici ve motive edici olduğu belirlenmiştir. Gözlemler ve açık uçlu anket yanıtları, oyun içi etkileşimin öğrencilerin öğrenme sürecine katılımını ve mekânsal keşif süreçlerini, plan-kesit gibi iki boyutlu mimari temsil araçları ile aktarma becerilerini artırdığını desteklemektedir. SG oyunu ile farklı bir yaklaşım sergileyen bu özgün çalışmanın, daha geniş örneklemlerle ve daha gelişmiş SG araçlarıyla güçlendirilecek ve oyunun çok oyunculu mod gibi özelliklerle zenginleştirilecek gelecek çalışmalar için öncü olacağı düşünülmektedir.Doctoral Thesis Kubernetes Yönetimindeki Konteynerleştirilmiş Edge Ağlarında Dağıtılmış Hizmet Dışı Bırakma (DDOS) Saldırılarının Azaltılmasına Doğru(2025) Köksal, Sarp; Dalveren, Yaser; Çatak, Ferhat ÖzgürBeşinci Nesil (5G) teknolojisinin, Nesnelerin İnterneti (IoT) olarak bilinen milyarlarca cihaza bağlantıya olanak vermesi bekleniyor ve Mobil Sınır Bilişim (MEC) bu teknolojinin ana yapı taşı olacak. Ancak IoT cihazları ve uç ağları, kaçınılmaz olarak çeşitli siber saldırı türlerinin ana hedefi olacaktır. En yaygın olanı, Dağıtılmış Hizmet Reddi (DDoS) saldırıları olarak bilinir. DDoS saldırıları, hedef sisteme çok sayıda paket göndererek kaynaklarını tüketmeyi amaçladığından, genellikle IP tabanlı ortamlarda etkili olur. Yazılım Tanımlı Ağ (SDN) ve Ağ Fonksiyonları Sanallaştırması (NFV), 5G ağlarının uygulama katmanında DDoS saldırılarının yoğun olması beklenen yerlerdir ve bu iki teknoloji, IoT ve Uç Ağları için kilit kolaylaştırıcı olacaktır. Kubernetes gibi konteyner tabanlı sanallaştırma platformları, uç ağlarda Kubernetes'in daha hafif ve çevik platformlar sunabilmesi nedeniyle giderek daha popüler araçlar haline gelmektedir. IoT cihazları en kritik atak hedeflerden biridir çünkü çok fazla cihaz birbirine bağlıdır ve bir saldırının birbirine yayılması çok kolaydır. Buna ek olarak, uç cihazların ve sunucuların sınırlı kaynak kapasitelerine sahip olmaları da bu saldırılara karşı daha kolay hedef olmalarını sağlar. Bu nedenle, uç ağlarda DDoS atakları için güvenlik sistemlerine ihtiyaç vardır. Bu tez çalışmasında, konteyner tabanlı bulut platformlarının Uç Ağlarda dinamik ve otomatik kaynak yönetimi yetenekleri kullanılarak bu DDoS saldırılarına karşı nasıl kullanılabileceğinin araştırılması amaçlanmaktadır.Doctoral Thesis Chinua Achebe'nin Things Fall Apart, Paul Scott'un The Raj Quartet ve Arundhati Roy'un The Ministry Of Utmost Happiness Adlı Eserlerindeki Madun Seslerin Karşılaştırmalı İncelemesi(2025) Hani, Hani; Aras, GökşenBu tez, Chinua Achebe'nin Things Fall Apart, Paul Scott'un The Raj Quartet ve Arundhati Roy'un The Ministry of Utmost Happiness adlı eserlerindeki 'madun seslerin' karşılaştırmalı bir incelemesidir. Gayatri Chakravorty Spivak'ın maduniyet teorisini bir inceleme aracı olarak kullanan ve sömürgecilik ile maduniyet perspektiflerini merkeze alan bu çalışmada, seçilen romanlardaki karmaşık ve eşitsiz güç dengesi, direniş ve özneleşme süreçleri incelenmektedir. Chinua Achebe'nin Things Fall Apart adlı eserinde, sömürgecilerin yerli İgbo toplumu ile karşılaşması, yoksunluk ve tahakkümün farklı boyutlarıyla anlatılarak, bu karşılaşmanın geleneksel yönetim, din ve kültür sistemlerinin çöküşüne yol açtığı madun deneyimleri betimlenmektedir. Paul Scott'un The Raj Quartet eseri, İngilizlerin Hindistan alt kıtasını işgali sırasında ortaya çıkan karmaşıklıkları, sömürgeci yapıların belirsizliklerini ve sömürgeci hâkimiyete karşı direnişi çok katmanlı bir anlatı yaklaşımıyla temsil etmektedir. Arundhati Roy'un The Ministry of Utmost Happiness eseri ise Hindistan'daki ezilenlerin, özellikle toplumsal cinsiyet, kast ve kültürel aidiyet temelinde yaşadığı baskıların kesişimi ve bu bağlamdaki zorlukları ortaya koymaktadır. Karşılaştırmalı inceleme yöntemi uygulanan çalışmada her bir yazarın, madunların deneyimlerine ve baskıcı kültür, sömürgecilik ve emperyalist ataerkilliği altında ses, temsil ve özneleşme mücadelelerine odaklandığı vurgulanmaktadır. Çalışma, toplumsal cinsiyet, ırk, kast ve sınıf gibi kesişen dinamikleri değerlendirerek, madunların nasıl tahakküm altına alındığını ve susturulduğunu, buna karşılık gelişen direniş ve varlık mücadelesini ortaya koymaktadır. Yakın okuma yöntemiyle, Spivak'ın çağdaş maduniyet söylemindeki madun özneleşmesi anlayışından yararlanan bu çalışma, güç dinamikleri, temsil ve direniş üzerine mevcut alan yazına katkı sunmaktadır.Doctoral Thesis Mmdalga Radar Kullanarak Drone Sürülerinin ISAR Görüntülenmesi(2025) Çoruk, Remziye Büşra; Aydın, Elif; Kara, AliTeknolojide drone ve drone sürülerinin kullanımının artmasıyla birlikte, anti-drone teknolojilerinin kullanımı önemli ölçüde artmıştır. Ancak, sınırlı görüş alanına sahip senaryolarda drone ve drone sürülerinin tespiti literatürde kalıcı bir zorluk olmaya devam etmektedir. Bu tez, milimetre dalga (mmWave) frekans bantlarında yeniden oluşturulan drone sürülerinin Ters Sentetik Açıklıklı Radar (ISAR) görüntülerinin, oluşumlarına, boyutlarına ve yük yapılandırmalarına göre sınıflandırılmasına odaklanmaktadır. Drone sürülerinin ISAR görüntüleri, ANSYS Yüksek Frekanslı Yapısal Simülatör (HFSS) elektromanyetik simülasyon yazılımı kullanılarak üretilmiştir. Sürü yapıları, quadcopter dronlar kullanılarak modellenmiş ve oluşum tipleri, çizgi, çarpı, kare ve üçgen gibi temel geometrik şekillerle tasarlanmıştır. Sürülerdeki dronlar, orta, küçük ve mini olmak üzere üç boyutta kategorize edilmiştir. Ek olarak, yük dronları sürü yapılandırmalarına dahil edilmiştir. Yüksek çözünürlüklü ISAR görüntüleri elde etmek için radar ve simülasyon parametreleri optimize edilmiştir. Veri setini genişletmek için, ISAR görüntüleri çeşitli bakış açılarında (0° ila 350° arasında 10° artışlarla) oluşturulmuştur. ISAR görüntüleri kullanılarak sürü oluşumu tiplerinin belirlenmesi, görüntü tanıma aşamasında bir Evrişimsel Sinir Ağı (CNN) aracılığıyla gerçekleştirildi. Bunu takiben, nesne algılama aşamasında Sadece Bir Kez Bak (YOLO) algoritması kullanılarak drone boyutu ve yük tespiti gerçekleştirildi. Bu tezde elde edilen sonuçlar oldukça ümit vericidir. Genişletilmiş bir veri seti ve tespit algoritması sunarak, bu çalışma literatüre önemli katkıda bulunmaktadır.Doctoral Thesis Manipulandumun Dinamik Çözümü, Empedans Kontrolcü Tasarımı ve Protatiplenmesi(2024) Yıldıran, Yaşar; Doruk, Reşat Özgür; Arıkan, Kutluk BilgeBu tezde, insanın üst koluyla etkileşime giren manipulandumun dinamik çözümünü, kontrolcü tasarımını, model simülasyonunu ve simülasyon sonuçlarını açıklamaktadır. Bu alandaki manipulandum tasarımı, insanın motor öğrenme becerilerini anlamak için insan-makine etkileşimi deneylerinde kullanılmaktadır. Tıp alanında deney konusu ele alınırken, uygun manipulandum tasarımı mühendislik alanının konusudur. Bu makalede cihazın mühendislik özellikleri değerlendirilmiş, matematiksel modeli elde edilmiş, dinamik model simülasyonu yapılmış ve kontrol elemanları incelenmiş ancak bu cihazın tıp bilimine hizmet eden deneysel kullanımı bu bağlamda ele alınmamıştır. Manipulandum için konsept tasarım yapılmış ve buna göre kinematik model oluşturularak manipulandumun hareket parametreleri elde edilmiştir. Euler Lagrange Metodu (ELM) ile elde edilen dinamik model, Simulink ortamında Simulink Simscape Multibody (SSM) ile elde edilen sistem modeli ile karşılaştırılmış; Model parametrelerinin (sürtünme katsayıları, eylemsizlik momenti vb.) tutarlılığı karşılıklı olarak kontrol edilmiştir. İnsan-manipulandum etkileşimi için empedans kontrolcüsü tasarlanmıştır. Kontrolörcünün her iki dinamik model üzerindeki başarısı incelenerek sonuçlar değerlendirilmiştir.Anlamlı bir konum ve kuvvet kontrolü elde edebilmek için eyleyicilerin modele uyguladığı torklar ile uç efektöre uygulanan kuvvet arasında orantılı bir büyüklük ilişkisi olması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu çalışma kapsamında manipulandum dinamik modelleri, empedans denetleyici ve bunların simülasyonlarının tamamlanmasının yanı sıra tez kapsamında manipulandum prototipi de gerçekleştirilmiştir. Prototipten beklentiler büyük ölçüde karşılanmıştır.Doctoral Thesis Yeşil Hizmetkâr ve Yeşil Dönüşümcü Liderliğin Yeşil İş Bağlılığı ve Göreve Yönelik Çevreye Dostu Davranış Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi(2024) Yorulmaz, Ali Cenk; Üner, Mehmet Mithat; Karatepe, Osman MübinMevcut literatürde, yeşil hizmetkâr liderlik (YHL) ve yeşil dönüşümcü liderliğin (YDL) yeşil iş bağlılığı (YİB) ve göreve yönelik çevre dostu davranış (ÇDD) üzerindeki birleşik etkilerini inceleyen çalışmalar eksiktir. Özellikle, bu liderlik stilleri ile göreve yönelik ÇDD arasındaki ilişkide YİB'in aracı bir rol oynaması göz önüne alınmamıştır. Bu boşluğu gidermek amacıyla, bu araştırma sosyal değişim teorisi ve iş talep-kaynakları modeline dayanarak YHL, YDL, YİB ve göreve yönelik ÇDD arasındaki ilişkileri keşfetmek üzere kavramsal bir çerçeve önermektedir. Veriler Ankara, Türkiye'deki otel çalışanlarından toplanmış ve hipotezler Kısmi En Küçük Kareler-Yapısal Eşitlik Modeli (PLS-SEM) ile test edilmiştir. Bulgular, YİB'in YHL ve YDL'nin göreve yönelik ÇDD üzerindeki etkisi için bir aracılık rolü üstlendiğini göstermektedir. Özellikle, YHL'nin YİB üzerinde YDL'ye kıyasla daha güçlü bir olumlu etkisi olduğu tespit edilmiştir. Beklendiği üzere, YHL'nin YİB aracılığıyla göreve yönelik ÇDD üzerindeki dolaylı etkisi, YDL'nin dolaylı etkisinden daha belirgin çıkmıştır.Doctoral Thesis Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Singapur Sözleşmesi Uygulama Alanı(2024) Bora, Özlem; Elçin, DoğaMilletlerarası nitelik içeren ticari arabuluculuk uygulamalarının sonuç ve etkilerinin öngörülebilirliği ile yeknesaklaştırılması amacıyla hazırlanan Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Sözleşmesi (Singapur Sözleşmesi), Türkiye'de 11 Nisan 2022 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Yürürlüğe girme sürecinin henüz çok yeni olmasından dolayı Singapur Sözleşmesi'nin uygulama alanını ve Türk hukukuyla uyumunu incelemeyi hedefleyen çalışma konumuzun belirlenmesinde öğreti ve uygulamada duyulan ihtiyaç etkili olmuştur. Singapur Sözleşmesi imza töreninden itibaren ülkemizde olduğu gibi çok sayıda ülkede önemli bir gündem konusudur. Çalışmamızda özel bir kanunla düzenlenen arabuluculuk ile giderek alanı genişletilen dava şartı arabuluculuk konusundaki yasal düzenlemeler dahil Türk arabuluculuk mevzuatı Singapur Sözleşmesi perspektifinden incelenmeye çalışılacaktır. Giriş ve iki bölümden meydana gelen çalışmamızın giriş bölümünde çalışmamızın kapsamı ve amacına ilişkin bilgi verilmiş ve inceleme yöntemimiz sunulmuştur. Giriş bölümünde adalete erişim hakkı yönünden arabuluculuk, sulh kurumuna Türkiye'nin yaklaşımı ve Singapur Sözleşmesi yönünden sulh konusunun değerlendirilmesi yapılmıştır. Çalışmamızın birinci bölümünde arabuluculuk kavramı ve tanımı, uzlaştırma ile ilişkisi, arabuluculuk modelleri ve arabuluculuk sürecindeki sözleşmeler Singapur Sözleşmesi açısından incelenmiştir. Birinci bölümde Türk hukukunda arabuluculuğun tarihsel gelişimi ve yasal düzenlemelere de yer verilmiştir. Çalışmamızın ikinci bölümünde ise uluslararası alanda arabuluculuk ile ilgili düzenlemeler, Singapur Sözleşmesi hazırlık süreci, sistematiği, kavramları incelenmiş ve Singapur Sözleşmesi uygulama alanı, temel unsurları ile Türk hukuku yönünden uyumu tartışılmıştır. Çalışmamızda Singapur Sözleşmesi yönünden belirsiz ve tartışmalı olan konular açıklığa kavuşturulmaya çalışılmış olup, uluslararası ve ulusal literatür araştırması sonucundaki öneri ve görüşlerimiz ile çalışmamız tamamlanmıştır.Doctoral Thesis Viktorya Dönemi Şiirinde ve Modernist Şiirde Temsil Edilen, Kadınların Ataerkilliğe Karşı Bitmeyen Mücadelesi(2024) Özdemir, Feyza Apaydın; Elbir, Nüket BelginYüzyıllar boyunca kadınlar erkek egemen bir dünyada hayatta kalmaya çalışmışlardır. Bu mücadelelerini dile getirmek ve kadınların basmakalıp tasvirini yıkmak için, edebiyatın en eski biçimi olan şiir genel olarak kadın yazını; kadın dünyasını, kadın ve erkek kültürünü anlatan kadın karaktere kamusal bir ses vererek kadınların arzularını, özlemlerini ve ataerkilliğe karşı isyanlarını ifade etmekte bir araç olarak kullanılmıştır. Bu, Elaine Showalter'ın Kültürel Kadın Eleştirisi Modeli'ndeki yaklaşımına karşılık gelmektedir. Showalter, kadın yazınının işçi, hizmetçi, yazar, ev kadını ve hatta prenses de dahil tüm kadınların ataerkil sisteme karşı çıkışlarının ve eşitlik mücadelelerini dile getirmelerinin bir aracı olduğunu savunur. Eşitlik arayışlarının kadın yazınına nasıl yansıdığını araştıran bu çalışma, kadın yazınının bir 'alt metin' içerdiğini savunur. Çalışma, şiirleri analiz etme aşamasında Showalter'ın teorisine uygun olarak 'alt metin' ve 'vahşi bölge' gibi terimleri kullanmaktadır. Böylece şiirler, kadın kültürü ve kadın yazını arasında bağlantı kurularak analiz edilmekte ve şiirlerde 'alt metnin' nasıl gömülü olduğu vurgulanmaktadır. Bu doğrultuda, tezin ana teması, kadınlar arasında birleştirici işlevi olan kadın kültürünün ve mücadelesinin tasvir edilmesi, kadın şiirinin on dokuzuncu yüzyıldan yirminci yüzyılın ilk on yılına kadar olan tarihsel gelişiminin temsil türleri ve kullandığı şiirsel teknikler açısından incelenmesidir. Çalışma, kadın kültürünün genel kültürün ayrılmaz bir parçası olduğunu ve toplumsal cinsiyet normlarına meydan okumada önemli bir rol oynadığını, bunun Viktorya dönemi kadın şiirinde keşfedildiğini ve Modernist şiirde toplumsal cinsiyet kavramının genişletilmesi ve modernist tekniklerin kullanılması yoluyla vurgulandığını ortaya koymaktadır. Böylelikle, çalışma on dokuzuncu yüzyıldan yirminci yüzyılın başlarına kadar geçen süre içerisinde kadın şiirinin içerik ve biçim açısından gelişimini göstermiş ve Viktorya dönemi gelenekselciliğinden modernist yaklaşıma geçişin izini sürmüştür. Çalışma ayrıca kadın şairlerin geleneksel cinsiyet normlarını ihlal ettiklerini, kadınlar için biçilen itaatkâr rollere karşı çıktıklarını ve kamusal ve ev içi alanlarda yeni roller ortaya koyduklarını göstermiştir. Böylelikle kadın şairler, kadın geleneğinin ortaya çıkışında kadın yazınının önemine dikkat çekmiş ve şiirin erkeklikle olan güçlü ilişkisini sorgulamışlardır.Doctoral Thesis Çağdaş İskoçya Dramasında İskoç Ulusal Kı̇mlı̇ğı̇ Drama(2024) Abualauan, Thıkra Khalaf Effan; Canlı, Sifat GülsenYirmi birinci yüzyıl, İskoçya'nın gelişen sosyal, politik ve kültürel manzarasını yansıtan, İskoç ulusal kimliğinin değişen doğasına katkıda bulunan önemli değişikliklere tanık oldu. Yirminci yüzyılın son on yılından bu yana, İskoç edebiyatında, özellikle de İskoç oyun yazarlarının İskoçya'nın coğrafyası, manzarası, tarihi ve kültürünün bir rol oynadığı fikrine odaklandığı drama ve tiyatroda, ulusal öz farkındalığın yükselen bir dalgası var. Stephen Greenhorn'un Passing Places, Alistair Beaton'ın Caledonia ve Linda Mclean'ın Glory on Earth adlı eserlerinde refleksif olarak mevcut olan bir kimlik farkındalığı. Üç oyun yazarı, İskoç ulusunun temsili konusunda, büyük ölçüde onun farklılıklarını müzakere etme becerisine ve siyaset ve kültür alanında aldığı etkilere dayanan bir yaklaşım izliyor. Siyasi ve kültürel faillik, coğrafya, tarih, kültür ve geleneksel edebiyat tekniklerine meydan okuyan çeşitli anlatım teknikleri kullanılarak ima ediliyor. Üç metin kendi edebi geleneklerinden ayrılarak iç sınırları aşıyor. İskoç edebiyatında kimlik meselesini ele alırken anlatıları aracılığıyla sınırları genişleten bir ses veya görünürlük ihtiyacını temsil ediyorlar. İskoç ulusal kimliğinin sesi derinlikten çeşitliliğe, esnekliğe ve ayrıcalıklı olmayan yapıya doğru kayıyor. İskoç ulusal kimliğinin farkındalığı, inşası bakımından daha dinamik hale gelmiş, evrilmiş, istikrarsız ve zaman zaman değişime uğramıştır.Doctoral Thesis Evlat Edinmede Rıza(2023) Dönmez, Pınar; Kılıçoğlu, Ahmet MithatTürk Hukukuna ilk olarak, 743 sayılı Türk Kanunu Medenîsi ile giren evlat edinme kurumu, 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu ile tekrar düzenlenmiştir. En yalın ve temel ifadesiyle herhangi bir sebeple çocuk sahibi olmayan çiftlerin veya evli olmayan kişilerin çocuk sahibi olmalarını sağlayan, ergin ve kısıtlıların da himayesi amacı taşıyan kurum evlat edinmedir şeklinde açıklanabilir. Bu çalışmanın temel amacı evlat edinmede rıza kavramının konuya yön veren kökler açısından işlevinin, öneminin, ortaya çıkma şeklinin ve evlat edinme prosedürlerine yön veren temel şart olma niteliğinin incelenmesi, değerlenmesi ve sonuçlandırılmasıdır. Bu temel amaç etrafından evlat edinme ve rıza kavramları etraflı biçimde incelenmiş, ilişkisi tarihi köklerle ortaya konmuş, evlat edinme kurumunun hukuki niteliğinde rızanın neden temel şart olduğu ele alınmış ve evlat edinmede rıza konusu detaylıca her yönüyle incelemeye tabi tutulmuştur. Rıza odağında ele alınan evlat edinme kurumunun hukuki bir değerlendirmesi olarak bu çalışma evlat edinmeyi sosyal, psikolojik ve toplumsal bağlamı içinde ele almıştır. Böylece evlat edinme hukuki prosedürleri ile evlat edinme amacı arasındaki organik bağı koparılmamış ve göz ardı edilmemiştir. Yargıtay kararları, temel uygulamalar ve mevcut alan yazının okunması ile yapılan araştırma sonucunda evlat edinmede rızanın temel şart olmasının, evlat edinme kurumunun temel amacına hizmet etmesinde iyi bir araç ve güvence işlevi gören bir sigorta olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Evlat edinme kurumu, evlat edinmede rızayı temel koşul saymaktadır. Buna yönelik prosedürler izlenmekte ve rızanın yerine getirilmesi ehemmiyetle önemsenmektedir. Böylece temel amaç olan küçüğe sıcak ve sürekli bir yuva sağlamak etkin olabilmektedir.Doctoral Thesis Bulut Bilişim için Bir Enerji Optimizasyon Algoritması(2024) Şereflişan, Oğuzhan; Koyuncu, MuratBu tezde, özellikle enerji tüketimini optimize etmeye odaklanan, konteyner yönetimi için özel olarak uyarlanmış Sanal Makine (VM) tahsisi için kullanılan Best-Fit algoritmasının varyantlarının ve Genetik Algoritmaların (GA'lar) yenilikçi entegrasyonu incelenmektedir. Bulut hizmetlerine olan artan talep, daha enerji verimli veri merkezi yönetim stratejilerinin geliştirilmesini gerektirmiştir. Geleneksel VM tahsis yöntemleri genellikle optimal kaynak kullanımını hedefleseler de artan enerji israfına yol açabilmektedirler. Bu araştırma, verimli bir şekilde kutu paketleme problemlerinde kullanılan ve enerji kullanımını baz alarak genetik algoritmanın seçme işlemi için uyarlanan ve enerji tüketimi odaklı olarak Best-Fit algoritması varyantı ile enerji kullanımına ve gelen iş yüküne göre değişken olan Genetik Algoritma varyantının birlikte uyarlanmasına dayanan, yeni bir yaklaşım önermektedir. Bu yaklaşım Maksimum Kullanıma Dayalı Genetik Algoritma (MUBGA) olarak adlandırılmıştır. MUBGA, VM'leri kaynak kullanımındaki boşlukları minimize etmek için sanal makineleri ve konteynerleri akıllıca tahsis ederken, GA bileşeni, tahsis stratejisini, sürekli olarak değişen yük ve altyapı koşullarına uyum sağlamak üzere evrimleştirir. CloudSim ortamında yapılan bir dizi simülasyon, önerilen modelin enerji verimliliği ve hesaplama yükü açısından standart tahsis stratejilerine karşı performansını değerlendirmiştir. Ayrıca MUBGA, VM yerleştirme ve seçim aşamalarında, daha önce test edilmiş olan İlk Uyan (FF), Çeyrekler Arası Aralık (IQR), Maksimum Korelasyon (MC), Minimum Taşıma Süresi (MMT), Medyan Mutlak Sapma (MAD), Yerel Regresyon (LR) ve Statik Eşik (THR) gibi mevcut algoritmalar ile karşılaştırılmıştır. Sonuçlar, MUBGA olarak adlandırılan yeni geliştirilen algoritmanın, Hizmet Seviye Anlaşması (SLA) konusunda hafif bir hizmet kaybı olsa bile, özellikle büyük veri merkezlerinde, belirgin bir enerji tasarrufu sağladığını göstermektedir. Bu çalışma ile gerçek dünya bulut bilişim ortamlarında bu hibrit yaklaşımın potansiyelini ortaya konmaktadır. Bu çalışma, sadece konteyner tahsisinde teorik ilerlemelere katkıda bulunmakla kalmayıp, aynı zamanda veri merkezlerinde enerjiye duyarlı kaynak yönetimi için pratik sonuçlar sunmaktadır.Doctoral Thesis Çağdaş Romanda Travma ve Anlatı: Kazuo Ishiguro'nun Uzak Tepeler, Michéle Roberts'ın Evin Kızları ve Sebastian Barry'nin Saklı Kalanlar Adlı Romanları(2024) Toksöz, İsmet; Elbir, Nüket BelginBu tezin amacı bireysel ve toplumsal travmayı ortaya çıkarma ve bu travmalarla yüzleşme aracı olan öykülemenin Kazuo Ishiguro'nun Uzak Tepeler (1982), Michéle Roberts'ın Evin Kızları (1992) ve Sebastian Barry'nin Saklı Kalanlar (2008) adlı romanlarında bireysel ve savaş travmasını ortaya çıkarmada nasıl kullanıldığını incelemektir. Edebi travma kuramının yükselişi romancıların eserlerinde travmayı nasıl yansıttığını büyük ölçüde etkilemiştir. Edebi travma kuramının yükselişinden önce, edebiyatta travmanın işlenmesinin odak noktası travmanın olgusal detayları ve travma ile ilgili hatırlananlar üzerineydi. Ancak, edebi travma kuramının ortaya çıkışı ile birlikte romancılar travmanın psikolojik, duygusal ve anlatımsal sonuçlarını ve travmanın nasıl hatırlandığını incelemeye başladılar. Ishiguro, Roberts ve Barry romanlarında travmayı etkili bir şekilde kurgulayarak anlatım stratejileri olan yazım tarzları, kelime seçimleri, parçalanmış anlatım teknikleri, tutarsız anlatıcıları ve öyküleme kullanımı yoluyla travmanın romandaki temsiline katkıda bulunmuşlardır. Bu çalışma için seçilen üç romanın ana karakterleri Etsuko, Thérése ve Roseanne, savaş travmalarıyla yüzleşmek, bunları ortaya çıkarmak ve bunlarla başa çıkmak için öykülemeyi bir anlatım stratejisi olarak kullanmışlardır. Seçilen üç romanın anlatım stratejilerini inceleyen bu çalışma Ishiguro, Roberts ve Barry'nin, öykülemenin travma mağdurlarının sessizliğini bozmak ve söylenemezi söylenebilir kılmak için bir öz-iyileşme aracı olarak kullanılabileceğini işaret ettiklerini göstermiştir. Bu çalışma, ayrıca, travmanın nesiller arası kendisini gösteren doğasını ele alarak, travmanın nesiller arasında aktarıldığını öne süren postbellek teorisinin geçerliliğini de göstermiştir. Bununla birlikte, bu çalışma, öykülemeyi bireysel ve savaş travmalarıyla yüzleşme aracı olarak kullanmalarının Etsuko, Thérése ve Roseanne'i bireysel ve savaş travmaları ile yüzleşme yolunda daha cesur kıldığını da vurgulamıştır.Doctoral Thesis Yapay Zekanın İş İlişkisine Etkileri(2024) Çankaya, Yiğitcan; Başterzi, SüleymanGünümüzde iş hukukunun tartıştığı birçok sorun veya kavram, günlük yaşamımıza olduğu kadar çalışma yaşamına çok katmanlı bir şekilde entegre olmuş, Endüstri 4.0 uygulamaları kapsamında ele alınan yapay zeka nedeniyle gündeme gelmektedir. Bu teknolojilerin çalışma yaşamında kullanılma biçimleri, ortaya çıkan hukuka aykırılıklarda işçinin veya işverenin hukuki veya cezai sorumluluğunun tespitinde belli zorluklar gündeme getirmektedir. Katıldığımız kavramlaştırmaya göre yapay zeka, makine öğrenme ve derin öğrenmeye dayalı olarak, akıl yürütme ve zeka ile ilişkilendirilen bilişsel yeteneklerin, bir bilişim sistemi tarafından kullanılması ve düşünsel bir içerik, tahmin, öneri ya da karar ortaya çıkarmasıdır. Yapay zekanın kullanılma amacı ve bilişsel yeteneklerine göre zayıf veya güçlü yapay zeka; dar, genel veya süper yapay zeka; analitik, insandan ilham alan veya insansı yapay zeka; otonom veya otonom olmayan yapay zeka olarak sınıflandırılması mümkündür. Bu sınıflandırma aynı zamanda yapay zekanın kişiliğe ve kişilik hakkına ya da hukuki ve cezai sorumluluğa sahip olup olmadığı tartışmasında önem taşımaktadır. Yapay zeka alanında genellikle yumuşak hukuk kuralları benimsenmektedir. Türkiye ise 2025'e kadar uygulanacak olan Ulusal Yapay Zeka Stratejisi haricinde yapay zekaya ilişkin bir hukuk politikası geliştirmemiştir. Yapay zeka iş ilişkilerinde işe alımlarda, iş ilişkisinin devamında ve sona ermesinde kullanılmaktadır. Bu gelişmeler çalışmada algoritmik yönetim ve Hizmet Olarak Yapay Zeka (AIaaS) kavramları içerisinde incelenmektedir. İş ilişkisinin başlangıcında yapay zeka; işe alım ilanları ve aday işçinin bilgilendirmesinde, özgeçmiş ve sosyal medya analizlerinde, görüşme ve test analizlerinde kullanılmaktadır. Bu uygulamalar genel olarak ayrımcılığa yol açmakta ve bunun yaptırımlarına tabi olmaktadır. İş ilişkisinin devamında yapay zeka kullanımı; iş organizasyonunun belirlenmesinde, performans değerlendirme sistemlerinde ve izleme yöntemlerinde gündeme gelmektedir. Bu uygulamaların hukuka aykırı sonuçları ise ayrımcılık, işçinin özel yaşamın gizliliği hakkının ihlali, işçinin kişisel verilerin korunması hakkının ihlali ve çalışma koşullarının uygulanmamasıdır. Son olarak iş ilişkisinin sona ermesinde yapay zeka, fesih sebeplerinin tespiti ve otomatik fesihte kullanılır. Hukuka aykırı fesihler, iş güvencesine tabiiyet ve iş sözleşmesinin türüne göre iş hukuku bakımından farklı hüküm ve sonuçlara tabidir. Türk iş hukukunda yapay zekanın beraberinde getirdiği hukuki sorunları çözümlemek için ise (i) algoritmik ayrımcılığa ilişkin olarak sistemik ayrımcılık yaklaşımı benimsenmeli, (ii) algoritmik yönetime özgülenmiş işyeri kurulları oluşturulmalı, (iii) KVKK md. 11/1(g) hükmü otomatik ve yarı otomatik karar alma süreçlerini içerecek şekilde daha güvenceli hâle getirilmeli ve (iv) işverenin yapay zeka kullanımından doğan sorumluluğu kurutuluş kanıtı getirme imkanı tanıyan kusursuz sorumluluğa veya uygun illiyet bağı karinesi gibi ispat kolaylığı sağlanan kusur sorumluluğuna dayanacak şekilde açık düzenlemeye kavuşturulmalıdır.Doctoral Thesis Doğal Dil İşleme ile Arapça ve İngilizcede Duygu Analizi(2024) Aljamel, Yousra Alhadı; Turhan, Çiğdem; Topallı, DamlaBu çalışmada, denetimli makine öğrenimi yaklaşımını kullanarak İngilizce ve Arapça duygu analizi sorununu ele alıyoruz ve bu kapsamda şu genel adımları izliyoruz: veri toplama, işleme, özellik çıkarma ve duygu sınıflandırma. Çalışmada SemEval18: görev task 1'in İngilizce ve Arapça iki versiyonu ve ArabicNewsHeadline veri seti olmak üzere üç veri seti kullanıldı. Bu very setlerine toplamda 7 makine öğrenme algoritması uygulandı: NB, SVM, KNN, RFC, LGR, QDA ve SGD.Doctoral Thesis İnovasyon ve Teknolojinin Ekonomi Politiği(2024) Akanak, Emre; Omay, TolgaTez, G7 ülkeleri ışığında inovasyon ve teknolojinin arka planını anlamaya ve politik ekonomi teorisi, ekonomi teorisi ve ekonomik ilişkiler (üretim ve tüketim ilişkileri) dahil olmak üzere ilgili verilerin analizine odaklanmıştır. 1983'ten 2019'a kadar G7 verileri kullanılmış (ve yararlanılmıştır). Bölüm 1'de 3D geliştirme yolunu oluşturmak için diğer birçok veriden yararlanılmıştır. Analiz, genel olarak patent başvurularının büyümede çok baskın ve anlamlı olmadığını, ancak doğrudan yabancı yatırım, AKIiGSYİH ve diğer ilgili parametrelerin çok önemli olduğunu gösteriyor. Etkin bir piyasa yapısı ve işleyen bir piyasa mekanizmasının da ortaya çıkması kalkınma açısından oldukça önemlidir. Sonuçlar aynı zamanda üniversitelerin Ar-Ge çalışmalarındaki rolünün zayıflamasıyla da ilişkilidir. Temel bulgu, büyüme ile sermaye değişiklikleri arasında ciddi ilişkilerin olduğu ve ayrıca ME'nin oldukça baskın olduğudur. Niteliksel verilerin ve kavramların değerlendirilmesi açısından ME ve büyüme arasında açıkça bir ilişki vardır ancak gelişme için ticarileştirme yeteneği gereklidir. Ar-Ge'nin ticarileştirilmesi, gelişmiş ve işleyen bir finansal sistem ve kurumları gerektirirken, ME'nin ticarileşmesi ve askeri sanayideki Ar-Ge çalışmalarının dönüştürülmesi, gelişmiş hukuk sistemleri aracılığıyla çok köklü mali yapı, finansal kurumlar, sınırlı devlet yapısı ve güçlü kişi ve kuruluşları gerektirir. Açıkçası G7, Dünya Ekonomisinin gelişmiş kısmını temsil ediyor, ancak aynı zamanda sorunlardan biri de, gelişmemiş ülkelerden veri (ve özellikle doğru ve güvenilir veriler) bulmanın mümkün olmaması ve hatta gelişmiş ülkeler için bile birçok verinin sonradan kaydedilmeye başlanmasıdır. 1980'ler. Ancak her ekonominin kendine has koşulları olduğunu, kalkınmanın net bir yolunun bulunmadığını ve her büyümenin kalkınmayı garanti etmediğini görmek mümkündür. Ancak kalkınma için işleyen bir sanayi ve yüksek verimli bir sanayi yapısı gereklidir. Anahtar Kelimeler: İnovasyon, Teknoloji, Kalkınma, Büyüme, Modelleme,Doctoral Thesis E-devlet Olgunluk Modeli için Özgün Bir Yaklaşım(2024) Okan, Aylin Akça; Turhan, Çiğdem; Yazıcı, AliBu tez, e-devlet olgunluğunun yeni geliştirilen bir model olan Bütünsel e-Devlet Olgunluk Modeli (Holistic e-Government Maturity Model - HeGMM) aracılığıyla değerlendirilmesine yönelik bir çerçeve sunmaktadır. Araştırma, mevcut e-devlet olgunluk modellerindeki önemli boşlukları, özellikle bunların esneklik eksikliğini, çok perspektifli ancak yetersiz yaklaşımları ve evrensel olarak uygulanabilir veya kolayca erişilemeyen göstergeleri ele almaktadır. Önerilen HeGMM, e-devlet girişimlerinin değerlendirilmesi için incelikli ve sağlam bir çerçeve sağlayarak teknolojik, sosyal, idari ve mali yönler de dahil olmak üzere birçok boyutu entegre etmektedir. ITU, Birleşmiş Milletler, OECD ve Dünya Bankası gibi uluslararası kurumların verilerinden yararlanan model, ülkelerdeki yerel ve merkezi yönetimlere uyarlanabilen kapsamlı ve objektif bir değerlendirme sağlamaktadır. Temel hedefler arasında, mevcut e-devlet modellerinin güçlü ve zayıf yönlerini belirlemek için sentezleme, güvenilir ve karşılaştırılabilir göstergeler geliştirme ve teknolojik ve yönetişim gelişmelerini içeren bir model formüle etmek yer almaktadır. Model, kapsamlı veri analizi ve endeksleri gibi yerleşik ölçütlerle karşılaştırma yoluyla doğrulanmaktadır. Araştırma, teknolojik yeniliklere ve gelişen yönetişim uygulamalarına ayak uydurmak için dinamik ve uyarlanabilir bir modelin öneminin altını çizmektedir. HeGMM böylelikle dijital çağda daha etkili, verimli ve kapsayıcı kamu hizmeti sunumuna katkıda bulunarak, e-devlet girişimlerini uygulamak veya geliştirmek isteyen hükümetler için bir referans noktası olmayı amaçlamaktadır.Doctoral Thesis Margaret Atwood'un Antilop ve Flurya, Jeannette Winterson'ın Frankissstein: Bir Aşk Hikayesi ve Richard K. Morgan'ın Değiştirilmiş Karbon'u Üzerine Transhumanist ve Eleştirel Posthumanist Bir Çalışma(2024) Yastıbaş, Gülşah Çınar; Tekin, KuğuBu tez, yirmi birinci yüzyılın distopik bilim ve spekülatif kurgu edebiyatındaki Margaret Atwood'un Antilop ve Flurya, Jeannette Winterson'ın Frankissstein: Bir Aşk Hikayesi ve Richard K. Morgan'ın Değiştirilmiş Karbon isimli eserlerini, transhümanizm ve eleştirel posthümanizm bağlamında incelemektedir. İnsanın fiziksel, bilişsel ve psikolojik sınırlarını aşmak için geliştirilen ve transhümanizmle örtüşen teknolojileri, aynı zamanda eleştirel posthümanizm ile örtüşen etik, çevresel ve sosyo-politik kaygıları inceleyerek, bu tez, seçilen eserlerde transhümanist yaklaşımın tekno-iyimser vizyonu ile böyle bir vizyonun tekno-kapitalist toplumlarda ortaya çıkan benzeri görülmemiş sonuçları arasındaki çatışmayı göstermeyi amaçlamaktadır. Seçilen eserler, teknolojinin insan deneyimlerini ve diğer varlıklarla ilişkilerini şekillendirmedeki rolünü anlamak için analiz edilmekte ve nihayetinde insan olmanın ne anlama geldiğini yeniden tanımlanmaya yönelir. Bu tez, Julian Huxley, Max More, Nick Bostrom, Donna Haraway, N. Katherine Hayles ve Rosi Braidotti gibi önemli savunucuların görüşlerine dayanarak transhümanizm ve eleştirel posthümanizm teorik çerçevelerini kullanmaktadır. Bu analiz aracılığıyla tez, edebiyatın gelişmekte olan teknolojilere yönelik toplumsal bakış açılarını şekillendirme ve insanlığın geleceği üzerine eleştirel düşünmeyi tetikleme gücünü vurgulamaktadır. Transhümanizmin tekno-iyimser vizyonu ile posthümanizmin eleştirel bakış açılarını karşılaştıran bu tez, teknolojik ilerlemenin bireyler, toplum ve çevre üzerindeki daha geniş etkilerini dikkate alan dengeli bir yaklaşıma duyulan ihtiyacın altını çizmektedir. Çalışma nihayetinde, bu edebi eserlerin insan geliştirme teknolojileriyle ilişkili kaygıları nasıl yansıttığını ve bunlara karşı nasıl uyardığını göstermeyi ve hızlı teknolojik değişim çağında insanlığın potansiyel geleceğine dair incelikli bir anlayış sunmayı amaçlamaktadır.Doctoral Thesis Uygulanan Politikaların Süt Üretimine Etkisi: Seçilmiş Ab Ülkeleri ve Türkiye Karşılaştırması(2024) Güncer, Kemal; Omay, TolgaDünya nüfusundaki artışın, gelir artışları ile tarım ürünlerine olan talebi artırması ve tarımsal ürün talebinin bileşiminde değişikliklere yol açması beklenmektedir. Bu büyüyen gıda talebini karşılamak için tarımsal üretimde önemli artışlar gereklidir. Ancak, dünya üzerinde tarımsal üretimde kullanılabilecek arazi miktarının sınırlıdır. Bu durum, tarımda üretim artışları için birim arazide elde edilen üretim miktarının artırılması yani verimlilik artışlarının zorunlu olduğunu göstermektedir. Ayrıca tarım sektöründe devlet müdahalesi yaygın olarak uygulanmakta ve üretimdeki artışlar makroekonomik politika ve düzenlemelere bağlı kalmaktadır. Tarımsal destek politikalarının verimlilik üzerindeki etkisi desteklerin niteliğine bağlıdır. Verimlilik ölçütleri arasında kısmi faktör verimliliği (KFV) ve toplam faktör verimliliği (TFV) bulunmakta, ancak TFV literatürde daha baskın olarak kullanılmaktadır. Tarım sektöründe çalışan verilerin kalitesi dikkate alındığında geleneksel TFV yaklaşımlarının büyümenin nedenleri hakkında yeterli bilgi sağlamamakta ve büyümenin teknolojik ve kurumsal değişim, tarımsal politika ve tasarım ile ilişkilisini ele almaktadır. Bu nedenle, çalışmada, KFV ve TFV yaklaşımlarının eksikliklerini gidermek ve tarımsal büyüme üzerindeki etkileri analiz etmek amacıyla yeni bir ölçüt olarak birleştirilmiş yaklaşım geliştirilmiştir. Bu çerçevede, Türkiye'deki süt üretiminin belirleyicilerini analiz etmek ve çözümlemek amacıyla 1961-2017 dönemi üzerine odaklanılmış, aynı dönemde, hayvancılık ve süt sektörlerini yoğun şekilde destekleyen Almanya, Fransa ve Hollanda gibi üç Avrupa Birliği ülkesi ile regresyon analizini de içeren karşılaştırmalı bir çalışma yapılmıştır.Doctoral Thesis Güçlendirilmiş Polimer Kompozitlerin Deneysel ve Sayısal Analizleri(2024) Kabakcı, Gamze Çakır; Aslan, ÖzgürTaze hurda Düşük Yoğunluklu Polietilen (LDPE) ve Poliüretan (PU) esaslı kompozitler, taze hurda kauçuk ve kısa karbon ve cam elyaf takviyeleri ile tasarlanmış olup, bu malzemelerin sertleşme mekanizmaları, mekanik ve fiziksel özellikleri ile mikroyapısal ve kırılma yüzeyi analizi açısından detaylı olarak araştırılmaktadır. Bu kompozitlerin mekanik özellikleri, temel malzeme karakteristikleri hakkında kritik bilgiler toplamak için kapsamlı bir şekilde incelenmektedir. Matris içindeki takviyelerin hacim yüzdesinin belirlenmesinden sonra, takviyelerin sertleşme mekanizmaları üzerindeki etkilerine odaklanılmaktadır; karbon ve cam elyaf takviyeleri kompozitlerin çok işlevselliklerini artırmak için kullanılmaktadır. Genel karakterizasyonların ardından ek testler ve ölçümler yapılmaktadır. Test sonuçları daha sonra ABAQUS/Standard ile sonlu elemanlar analizi (FEA) kullanılarak sayısal olarak yeniden üretilmektedir. Simülasyonlar, farklı boyutlardaki makroyapılar üzerinde farklı rastgele içeriklerle gerçekleştirilerek sayısal sonuçların tutarlılığı doğrulanmaktadır. Rastgele dağılmış içerikler içeren temsilci hacim elemanları (RVE'ler), homojenleştirme için kullanılmakta ve heterojen kompoziti homojen bir malzeme olarak yaklaşık olarak temsil etmek için periyodik sınır koşulları (PBC'ler) kullanılmaktadır. Heterojen kompozitin gerilme-şekil değiştirme tepkisi, temsili hacim elemanları üzerinde ortalama gerilme ve şekil değiştirme tensörleri değerlendirilerek karakterize edilmektedir. Ayrıca, malzeme modeli, örtük doğrusal olmayan sonlu eleman hesaplamaları için bir kullanıcı altrutini (UMAT) olarak uygulanmaktadır. Sayısal sonuçların deneysel sonuçlarla karşılaştırmalı analizi, simülasyon yaklaşımının güvenilirliğini ve doğruluğunu doğrulamaktadır.