Browsing by Author "Pfeiffer Taş, Şule"
Now showing 1 - 20 of 21
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis 1909 tarihli Şehzade Ziyaeddin Efendi Köşkü (Sokullu köşkü) ve değişiminin mekansal analizi(2023) Bildiş, Sadık Çağrı; Pfeıffer, Şule; Fine Arts and Elective CoursesGeleneksel Türk konut mimarisinde önemli bir yere sahip ahşap kârgir yapılardan ve döneminin son örneklerinden biri olan, yapımına 1909 yılında başlanan Şehzade Ziyaeddin Efendi Köşkü (Sokullu Köşkü) İstanbul'un Kadıköy semtinde yer almaktadır. Şehzade Ziyaeddin Efendi Köşkü yapıldığı günden günümüze kadar değişik kişiler tarafından farklı amaçlarla kullanılmış ve son olarak 2013 yılında Yapı Merkezi tarafından restore edilmiştir. Bu tez çalışması kapsamında İstanbul ve Kadıköy'ün tarihi araştırılmış, köşkte etkisi olan mimari akımlar incelenmiştir. Köşkün mevcut durumu için alan çalışması yapılmış, gözlemler fotoğraflarla belgelenmiş, rölöve çizimleri ve restitüsyon projeleri incelenerek elde edilen bilgiler çalışma kapsamında kullanılmıştır. Ancak yapılan alan çalışması kapsamında bütün mekanlar araştırmacı tarafından fotoğraflanamamıştır. Köşkün mevcut halinin araştırmacı tarafından çekilebilen görselleri, Yapı Merkezi tarafından restorasyon çalışması öncesinde çekilen görselleri ile kapsamlı bir şekilde karşılaştırılmıştır. Dönemin ahşap yapılarından biri olan ve günümüze ulaşmış nadir köşkler arasında bulunan Şehzade Ziyaeddin Efendi Köşkü'nün mimarı kesin olarak bilinmemekle beraber Vedat Tek olduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda köşkün mimar Vedat Tek ile ilişkisi, mimarın diğer yapıları ve el kitaplarında bulunan çizimlerle birlikte karşılaştırma yapılarak incelenmiştir. Ayrıca köşkün cephe ve mimari özellikleri dönemin diğer yapılarıyla da karşılaştırılmıştır. Bu çalışma ile daha önce hakkında herhangi bir akademik çalışma olmayan Ziyaeddin Efendi Köşkü'nün mevcut durumunun incelenerek özgün mimari tasarımına yönelik değerlendirmeler yapılması ve literatüre kazandırılması hedeflenmektedir.Master Thesis Adana Kız Lisesi'nin (Askeri Rüştiye Okulu) kültürel miras kapsamında mekânsal analizi(2020) Özdemir, Şükriye Sıla; Pfeıffer, Şule; Fine Arts and Elective CoursesBir topluma özgü dil, din, edebiyat, güzel sanatlar, kent ve mimarlık, ekonomi, gelenek ve görenekler, gibi kavramlar bir araya gelerek kültürü oluşturmaktadır. Bu kavramların nesillere aktarımında kültürel miras olgusu önemli bir role sahiptir. Kültürel miras yönetimi ile toplumların tarihi birikimleriyle birlikte somut ve soyut kültür öğelerinin gelecek kuşaklara aktarımı amaçlanmaktadır. Kültürel miras yönetiminde temel hedef, koruma ve yaşatma ilkesi olmuştur. Bu tez çalışmasında kültürel miras kapsamında, Adana'nın mimari kimliğini oluşturan tescilli yapılarından Adana Kız Lisesi olarak bilinen yapı incelenmiştir. II. Abdülhamit Dönemi'nde Anadolu' da inşa edilen askeri rüştiyelerin ilk örneklerinden biri olma özelliğini taşıyan yapı Adana Askeri Rüştiyesi (1883) olarak inşa edilmiştir. Yapının inşa edildiği dönemden başlanarak, idadi, sultani, lise ve Adana Kız Lisesi (1932-1998) dönemine kadar ve daha sonraki süreçte (2004-2006) bakım ve onarım çalışmalarını analiz edebilmek için tarihi çevresiyle birlikte geçirdiği işlevsel ve yapısal değişiklikleri tespit edebilmek için tarihi kaynaklar, ilgili kurum ve kuruluşlardan elde edilen belgeler, çizim ve görsellere ulaşılarak literatür taraması yapılmıştır. Yapının mimari üslubu, cephe ve plan şeması ile birlikte değerlendirilerek cephe, plan ve mekân özelliklerinin analizleri yapılmıştır. Bunun için merkez İstanbul'da inşa edilen askeri rüştiyelere örnek olarak Fatih Askeri Rüştiyesi, Anadolu'da inşa edilen Kastamonu Askeri Rüştiyesi - Mektebi Mülkiye İdadisi ve Kayseri Askeri Rüştiyesi Mektebi - Mülkiye İdadisi örnek seçilerek karşılaştırılmıştır. Yapı, 1998 yılındaki deprem sonrası lise işlevini kaybetmiş ve boşaltıldıktan sonraki bir tadilattan sonra Kültür ve Sanat Merkezi (2006-2018) olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu dönüşüm sürecindeki mekânsal değişimler, alan çalışması ile yerinde incelenmiş, fotoğraf ve çizimler yapılarak restorasyon sonrası müdahaleler tespit edilmiştir. Yapılan tüm araştırmalar sonucunda edinilen bilgiler, kültürel miras kapsamında ilgili ulusal ve uluslararası tüzük, bildirge, sözleşme ve ilkeler doğrultusunda, yapının ilk halinden günümüze dönüşüm süreci karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Bu süreçte, özellikle cephe ve iç mekanda yapılan değişiklikler tespit edilmeye, yeniden işlevlendirme kararının uygulanabilirliği, restorasyon sonrası müdahaleler ve yapının özgünlüğünü ne kadar koruduğu ortaya konmaya çalışılmıştır. Yapılan değerlendirmelere bağlı olarak, belge niteliği taşıyan tarihi yapıların gelecek kuşaklara aktarımı için yeniden işlevlendirme öncesinde kullanımı konusunda net kararlar alınması, yapının özgünlüğünü koruyarak dönüşümünün sağlanması için mekânların yeni işlevine dönük gereksinimlerinin planlanması ve tasarlanması, restorasyon sonrası kullanımda da koruma ilke ve yöntemlerine uyulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Adana Askeri Rüştiyesi, Adana Tarihi Kız Lisesi, XIX. yüzyıl, koruma, iç mimarlık, mimarlık tarihi, kültürel miras, yeniden işlevlendirme.Master Thesis Ahi Şerafettin (Aslanhane) Külliyesinde cami, zaviye ve türbe'nin işlevsel ve içmimarlık açısından karşılaştırılmalı değerlendirilmesi(2012) Şahin, Berk; Taş, Şule Pfeıffer; Fine Arts and Elective CoursesAnadolu Selçukluları döneminden günümüze kadar varlığını sürdüren tarihi eserler arasında döneminin en önemli örneklerinden biri olan Ahi Şerafettin Camisi gerek yakın çevresinde bulunan zaviye ve türbesi ile İslami dini mimarlık örneklerine sahip olması, gerekse dönemin iç ve dış mimari tasarım ve uygulamaları açısından özenle incelenmesi gereken bir eserdir.Türklerin Orta Asya'da kullandıkları çadır hayatının ve özellikle ahşap direkli çadırlar içinde ibadetlerini yerine getirmelerinin yansıması olarak Anadolu'da inşa edilen ahşap direkli, ahşap oturtma çatılı camiler, Türklerin Anadolu'ya gelmelerinin ardından mimari örnekler olarak önemli bir yere sahip olmuşlardır.Ahi Şerafettin Camisi, Anadolu'da bolca bulunan bir hammadde olan taş malzemenin kullanılması ile oldukça sade cephelere sahip sınırlanan mekânının içinde, eşsiz sanat eserlerini barındırması yönünden farklı bir alanda diğer örneklerinden ayrılmaktadır. Üç cephesinde birer kapısı ve bunlardan kuzeybatı cephesinde taç kapı ile hareket kazanan yapının, Anadolu Selçukluları yapı elemanı olan tuğlanın sırlı ve sırsız kullanıldığı bir adet minaresi bulunmaktadır. Dönemin ahşap direkli, oturtma çatılı camilerinden olan Ahi Şerafettin Camisi, bazilikal planı, kıble duvarına dikey her biri altı adet dört ahşap sütun dizisiyle 5 satıh meydana getirmektedir. Caminin içinde bütün kuzeybatı kısmını ikinci direğe kadar kaplayan kadınlar mahfili, mekânı ikinci kat halinde ayırmaktadır. Orta nef üzerinde bulunan görkemli çini-alçı mihrap, caminin boyuna uzanan simetri aksının tam üzerinde yer almaktadır. Bütün içmimarisi ve muhteşem çini mihrabı yanında, caminin ahşap minberi orta boy minberlerden taklit kündekari tekniği ile yapılmış ve yan aynalıklarında geçmeler halinde işlenmiş yıldız, altıgen, üçgen şeklindeki figürlerin içleri işlenmiş şekilde günümüze kadar sağlamlığını koruyan ender örneklerdendir. Boyuna dikdörtgen planlı caminin ahşap tavanı, dört sıra halinde dizilen altışar adet ahşap direkle, üzerinde antik sütunlar ve bu sütunları hatıllara bağlayan ahşap yastıklar ile taşınmaktadır.Döneminin içmimari ve çevre tasarımını en iyi şekilde yansıttığı yapının bunun yanında yaşayış, kültür ve sanat tarzını yansıtması açısından hem sanat tarihi hemde mimarlık disiplini açısından önemli detaylara sahip olması gelecekte daha birçok alanda araştırılması gerekli tarihi eserler arasına yapıyı sokmaktadır. Caminin yine aynı dönemde yapılmış Ankara yakın illerinden seçkin örnekler olan Beyşehir Eşrefoğlu Camisi, Sivrihisar Ulu Camisi, Afyon ve Konya Camileri gibi benzer yapılarla yapım detayları karşılaştırılarak içmimari açısından yapıldıkları dönemde genel bir tasarım çizgisini takip ettiğini söylemek mümkün olmuştur.Bütün detayları ile Anadolu Selçuklularından günümüze kadar uzanan süreçte araştırması yapılan bu çalışmanın, içmimarlık alanında gelecek araştırmalara örnek teşkil etmesi ve kaynak olmasını umut etmekteyiz.Master Thesis Ankara Karacabey Külliye yapı grubunda bulunan Karacabey Çifte Hamamı iç mekan analizi(2012) Erol, Şaziment Çağlayan; Taş, Şule Pfeiffer; Fine Arts and Elective CoursesAnkara' da XV. yüzyıl yapılarından olan Karacabey Çifte Hamamının iç mekan analizi bu tezin konusunu oluşturmaktadır. YapınınAnkara ilinde konumlanması nedeniyle Ankara'nın XV. yüzyıldaki fiziksel ve sosyal durumu, 1300-1500 lü yıllarda Osmanlı'da dini ve sosyal yapıların tarihçesi ile birlikte ele alınmıştır. Ayrıca çalışmanın kuramsal çerçevesinde, Karacabey Çifte Hamamının günümüz genel özellikleri, mimari tanımlamaları, günümüze kadar yapılan restorasyon tanımlamaları ve değerlendirmeleri yapılmış, iç mekan tasarımı önerileri sunulmuştur. Yapının korunarak ve gerekli belgelemeler yapılarak gelecek nesillere aktarılması, iç mekan öğelerinin günümüzdeki durumunun tespiti ve restorasyon sonrası iç mekan tasarımı gerekliliğinin vurgulanması çalışmanın amacını oluşturmaktadır.Article Citation Count: 3The Becin Coin Hoard and Ottoman Monetary History in the Late 16th/Early 17th Century(Brill Academic Publishers, 2013) Pfeiffer-Tas, Sule; Schindel, Nikolaus; Fine Arts and Elective CoursesIt is generally accepted that debasement greatly contributed to the economic and consequently also social problems of the Ottoman Empire in the late 16th/early 17th century. The numismatic data derived from the Becin coin hoard, closing under sultan Ahmed (1603-1617) greatly challenges this view. Metal analysis has shown that only the overall weights of the coins were reduced; the fineness of silver remained unchanged at least until the 1610s.Article Citation Count: 0Charles Rennie Mackintosh ve Josef Hoffmann arasındaki tasarım etkileşimleri: Sanatsever Evi ve Stoclet Palas Örneği(2024) Taş, Şule Pfeıffer; Köse, Merve; Fine Arts and Elective CoursesArt Nouveau akımı, kıvrımlı, eğrisel, bitkisel gibi genel tasarım özelliklerinden farklı olarak Glasgow’dan Charles Rennie Mackintosh ve Viyana’dan Josef Hoffmann tarafından doğrusal-geometrik şekilde yorumlanmıştır. Mackintosh ve Hoffmann’ın benzer tasarım diline sahip olmaları nedeniyle aralarındaki etkileşim hakkında birçok farklı görüş bulunmaktadır. En yaygın görüş Hoffmann’ın Mackintosh’tan esinlendiği üzerinedir. Bu görüşün doğruluğu, cephe ve plan açısından birçok benzerlik bulunduran Mackintosh’un Sanatsever Evi (1901) ve Hoffmann’ın Stoclet Palas (1905-11) yapısı üzerinden incelenmiştir. Çalışmada, literatür taramasına ek olarak görsel ve plan karşılaştırmalarıyla sonuca varılmaya çalışılmıştır. Sanatsever Evi, Stoclet Palas’tan daha önce inşa edilmesine rağmen bulgulara göre Mackintosh’un yapısındaki birçok benzer özellik Hoffmann tarafından daha önceki yıllarda kullanılmıştır. Mackintosh tasarım stilini 1900’lerin ilk yıllarında değiştirmeye başlayarak Viyana Secession stiline yakınlaşmıştır. Böylece yaygın görüşlerin aksine esinlenme önce Viyana’dan Glasgow’a ardından Glasgow’dan Viyana’ya gerçekleşmiştir. Fakat Viyana’nın etkisinin daha fazla olduğu; Mackintosh’un Viyana Secession’dan ve Hoffmann’dan esinlendiği görülmektedir.Master Thesis Cumhuriyetin ideolojisinin ulusal kimliğe yansımasında Ankara Resim ve Heykel Müzesi (Eski Türk Ocakları binası) ve değişimlerinin analizi(2019) Çatladıoğlu, Ahmet Uğur; Pfeıffer, Şule; Fine Arts and Elective CoursesOsmanlı'nın son dönemlerinde başlayan modernleşme çabaları Cumhuriyet döneminde devam etmiştir. Aynı dönemlerde Avrupa'da hâkim olmaya başlayan ulus-devlet formatının bir çeşit yansıması olan bu yenilik hareketleri; bilhassa Tanzimat reformlarıyla resmen başlayan, anayasal yönetimlerin ilanıyla devam eden ve cumhuriyet dönemi inkılaplarıyla son aşamasına ulaşmış olup, bu haliyle de daha çok siyasi ve hukuki alanın reformize edilmesi şeklinde kendini gösteren modernleşme süreçleridir. Bu modernleşme süreçleri, özellikle o dönemki ekonomi, politika, felsefe, hukuk, din ve dil alanında önde gelen düşünürlerin geliştirdiği düşüncelerin de etkisiyle zamanla yaygınlaşmış ve bu durum pek çok farklı alanda olduğu gibi, mimari alanındaki yeni gelişmelere de uygun bir ortam yaratılmasına olanak sağlamıştır. Bu tez çalışması ile bahsi geçen söz konusu modernizm etkisi ile oluşan yeniden ulusal bir kimlik oluşturma süreçlerinin mimari alanındaki yansımaları, Eski Türk Ocakları Genel Merkez Binası özelinde incelenmeye çalışılacaktır. Bu bağlamda, I. Ulusal Mimarlık Akımına göre yapılan Ankara'daki mimari yapıların temel özellikleri, Eski Türk Ocağı Genel Merkezi Binası'nın tasarımı ve buna ilişkin tanımlar literatür taramasıyla açıklanacak olup; destek olarak da Eski Türk Ocağı Genel Merkezi Binası ile Cumhuriyetin beraberinde getirdiği ulusalcılık akımındaki yeri ve önemi incelenmeye çalışılacak geçirdiği restorasyonlarla ilgili mekânsal analizlerle açıklanmaya çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler Ulusal Mimarlık Akımları, Eski Türk Ocakları Binası, Ankara Resim ve Heykel Müzesi, İç Tasarım ve Mimarlık.Master Thesis Edebiyat müze kütüphanelerinin kültürel mirasla ilişkisi ve mekansal değerlendirme(2019) Kabar, Neriman Okumuş; Pfeıffer, Şule; Fine Arts and Elective CoursesKültürel mirasımızın korunması, yaşatılması, öğretilmesi, tanıtılması amacıyla Kültür ve Turizm Bakanlığınca öncelikle yedi bölgede o yörenin en seçkin edebiyatçılarından birinin ismini taşıyan 'Edebiyat Müze Kütüphaneleri' kurulmaya başlanmış, tezin yazıldığı dönemde altı tanesinin tasarımı gerçekleşmiştir. Bunlardan yalnız 5 Edebiyat Müze Kütüphanesi eski eserdir. Taşınmaz somut kültürel mirasın, geleneksel sivil mimari örneklerinden olan istisnai güzellikteki eski binalar restore edilerek topluma kazandırılmış, taşınabilir somut kültürel mirasımızın unsurları olan kitaplar, yazmalar, dergiler, resimler, fotoğraflar, eşyalar, kostümler de müze kütüphanelerde sergilenmiştir. Bu binalarda yine kültürel mirasla ilgili bir çok etkinlik düzenlenmektedir. Bu çalışmada; müze kavramı, kütüphane kavramı, müze kütüphanesi kavramı, ele alınmış, kültürel mirasla müze kütüphaneleri arasındaki bağlantı ortaya konmuş, edebiyat müze kütüphanelerinin kültürel mirasla ilişkisi açısından mekânsal değerlendirmeler yapılmış, eski durumları, restorasyon süreçleri ve son durumları ile ilgili bilgi verilmiştir.Master Thesis Erken Cumhuriyet Dönemi yapılarından bir iç mekân analizi: İzmir Milli Kütüphanesi(2023) Könte, Secilay; Pfeıffer-taş, Şule; Fine Arts and Elective Coursesİzmir, tarihi boyunca birçok kültürün bir arada barındığı bir kent olma özelliğini korumuştur. Sahip olduğu bu kozmopolit yapı, sosyal ve kültürel çeşitliliği de beraberinde getirmiştir. İzmir'de farklı topluluklara, vakıflara veya özel kişilere ait azımsanmayacak sayıda kütüphane faaliyet göstermiştir. Yirminci yüzyıl başlarında, İzmir'in bazı aydın ileri gelenlerinin, halkın yararlanabileceği bir 'milli' kütüphane kurma fikriyle yola çıkarak dönemin zor şartları içerisinde hayata geçirilebilmesiyle Türkiye'nin ilk 'milli' kütüphanesi olan İzmir Milli Kütüphanesi kurulmuştur. I. Ulusal Mimarlık Akımı-Erken Cumhuriyet Dönemi özelliklerinin yansımalarını ve izlerini taşıyan İzmir Milli Kütüphanesi, 4 Mayıs 1915 tarihinde yapımına başlanmış olmasına rağmen, dönemin şartları gereği, yapımına ara verilmiş ve 23 Haziran 1933 tarihinde hizmete açılmıştır. İzmir Milli Kütüphanesi, günümüzde halen kütüphane olarak hizmet vermeye devam etmektedir. İzmir'in sosyal ve kültürel yaşamında önemli bir yeri olan İzmir Milli Kütüphanesi gerek ulusal içeriği ile gerekse toplumsal yaşantıyı ilgilendiren sorunlarla, halk sağlığıyla ilgili konferanslarıyla kültürel uyanışı sağlamıştır. İzmir Milli Kütüphanesi, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'nun belirlediği esaslara göre 1.Grup Yapı olarak tescillenmiş ulusal düzeyde mimari öneme ve değere sahip korunması gereken bir kültür varlığıdır. Bu çalışmada, Erken Cumhuriyet Dönemi, dönemin genel biçimsel özellikleri, İzmir'de yapılan dönem örnekleri ve kütüphane kavramı incelenmiş, kütüphane kavramı altında bugünün kütüphane tasarımının ilkeleri ile ilgili bilgiler verilmiş, İzmir Milli Kütüphanesi'nin dış cephe ve iç mekân özellikleri güncel fotoğraflar ve rölövelerle ele alındıktan sonra özgün plan ve iç mekân fotoğraflarıyla karşılaştırılarak yapının özgünlüğü belgelenmiştir. Analiz sonucunda, özgünlüğünü koruyan yapının bugününden yola çıkılarak I. Ulusal Mimarlık/Erken Cumhuriyet Dönemi iç mekân tasarım anlayışını ortaya koyması amaçlanmıştır.Article Citation Count: 0Giulio Mongeri’nin Erken Cumhuriyet Dönemi Yapısı Eskişehir Ziraat Bankası’nın Kültürel Miras Yönetimi Kapsamında İncelenmesi(Istanbul Univ, Research inst Turkology, dept Art History, 2020) Pfeıffer-taş, Şule; Temel, Rabia; Fine Arts and Elective CoursesEskişehir Ziraat Bankası Binası, Giulio Mongeri’nin (1873-1951) Erken Cumhuriyet Dönemi’nde Anadolu’da tasarladığışubeler arasındadır. Kent kimliğinin simge yapılarından olup Birinci Ulusal Mimarlık olarak adlandırılan dönemin özelliklerinitaşımaktadır.Ziraat Bankası’nın (kuruluş 1888), Eskişehir’de bir şube açmak için arazi tahsisi talebi 1906-1907’deki yazışmalardanizlenebilmektedir. Binanın yapımına 1928 yılında başlanabilmiş, açılışı Cumhuriyet’in kuruluşunun yedinci yıl dönümünde 29Ekim 1930’da gerçekleşmiştir. 1978 yılında bu bina yıkılmak istenmiş, 1979 yılında, 1930 yılı öncesine ait Cumhuriyet DönemiYapısı olması nedeniyle Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı olarak tescillenmiştir. 2005’te Koruma Grubu I (bir)kategorisine alınmıştır. Zaman içinde çeşitli müdahaleler geçirmiştir ancak öncesinde restitüsyon araştırması yapılmamasınedeniyle değişikliklerin izlenmesi zorlaşmaktadır.Çalışma, arşivlerden derlenen belgeler, çizimler, eski fotoğraflar vb. ışığında yapıdaki değişimlerin izini sürerek ve diğeryapılarla karşılaştırarak özgün mimari ve sanatsal öğeleri ortaya koymayı amaçlamaktadır. Mongeri’nin Ziraat BankasıEskişehir Şube Binası’nda, akımın özelliklerini yansıttığı tasarım unsurları ve dönem içindeki değeri irdelenmektedir.Bulgular, Mongeri’nin akımın özelliklerini cephe düzenlemesinde, giriş ve müşteri holü iç mekân tasarımında, Bursakemeri, mukarnas, hatayi, rumi vb. Selçuklu-Osmanlı unsurlarını da kullanarak günümüze kadar yansıttığını göstermektedir.Giriş kapısındaki değişiklik, özgün mobilyaların günümüze ulaşamaması, iç mekânda kapı yapılması, teknoloji bağlantılıdeğişiklikler gibi nedenlerle bütüncül değeri azalsa da, yapı Birinci Ulusal Mimarlık akımı özelliklerini korumaktadır.Article Citation Count: 1Investigations on human and animal remains from a medieval shaft well in Ayasuluk/Ephesos (Turkey)(E Schweizerbartsche verlagsbuchhandlung, 2014) Kanzl, Fabian; Pfeiffer-Tas, Sule; Forstenpointner, Gerhard; Galik, Alfred; Weissengruber, Gerald; Grossschmidt, Karl; Risser, Daniele U.; Fine Arts and Elective CoursesIn course of the archaeological survey of Ayasuluk/Ephesos region (Turkey), a shaft well situated at the area of an extensive medieval bathing complex was excavated. In the stratum corresponding to the reign Mehmed II the well-preserved skeletons of two humans, an equine and a canine were recovered. Anthropological analysis of the human skeletons indentified two males aged 22 (+/- 3) and 36 (+/- 5) years. The skeleton of the younger individual showed signs of various antemortal conditions, including a well-healed fraction of right arc of the fifth lumbar vertebra, and a marked asymmetry of the shoulder joints. The older individual exhibited significant peri/postmortem injuries at the elbows, with evident signs of peeling and external burning. Also, the few elements of the cranium recovered showed also indications of burning. Archaeozoological characterization of the complete skeletons of the equine and canine established evidence of well cared-for animals of high value. The time of disposal of this group coincides with uprising of the formerly ruling Aydnoullar clan against the Ottomans in power. The human individuals recovered from the well may have been members of Aydnoullar tribe or men in service of the latter, suffering severe torture and/or mutilation for siding with the rebels after defeat.Master Thesis Josef Hoffmann'ın Purkersdorf sanatoryumu'nun 'Gesamtkunstwerk' ve Viyana 'Secession' bağlamında incelenmesi(2023) Köse, Merve; Pfeıffer, Şule; Fine Arts and Elective CoursesBu çalışmanın temel amacı, Viyana Secession'un kurucularından ve öncü mimarlarından Josef Hoffmann'ın 1904-05 yılları arasında Viyana yakınlarında küçük bir yerleşim olan Purkersdorf'ta aynı isimle tasarlayıp uyguladığı sanatoryum yapısının Gesamtkunstwerk ve Viyana Secession bağlamında incelenmesidir. Bu amaç doğrultusunda öncelikle Endüstri Devrimi'nin mimariye yansımasına, Arts and Crafts ve Art Nouveau akımlarına kısaca değinilmiştir. Viyana Secession akımının ortaya çıktığı 19. yüzyılın ikinci yarısında Viyana'daki mimarlık ortamı hakkında bilgi verilmiştir. Gesamtkunstwerk anlayışının ve Viyana Secession akımının ortaya çıkış süreci araştırılmıştır. Viyana Secession mimarı Josef Hoffmann'ın hayatı, üslubu ve bazı yapıları anlatılmış ve Gesamtkunstwerk anlayışıyla ilişkisi tartışılmıştır. Sanatoryum yapılarının gelişim süreci örnekler verilerek irdelenmiştir. Purkersdorf Sanatoryumu ile ilgili literatür ve arşiv taranmış, fotoğraflar üzerinden yakın çevresiyle ilişkisi, mimari üslubu, malzeme kullanımı, çatı tasarımı, cephe ve plan özellikleri incelenmiş, restorasyon sonrası planları analiz edilmiş ve yapının güncel durumu hakkında bilgi aktarılmıştır. Gesamtkunstwerk anlayışının yapıya nasıl yansıdığını tespit edebilmek için iç mekân özelliklerine ve donatılara yer verilmiştir. Bu çalışmada Viyana ve yakın çevresinde Purkersdorf Sanatoryumu'yla yaklaşık aynı tarihlerde inşa edilen sanatoryum örnekleri seçilmiştir. Bu kapsamda Wienerwald Sanatoryumu (1904), Luithlen Sanatoryumu (1908) ve Lupus Sanatoryumu'nun (1910-13) kronolojik olarak incelenmesi ve birbirleriyle karşılaştırılarak Purkersdorf Sanatoryumu'nun ayrışan özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Purkersdorf Sanatoryumu'nun, konum ve plan şeması gibi özelliklerle Wienerwald Sanatoryumu'yla, mimari üslup ve malzeme seçimi açısından ise Lupus Sanatoryumu'yla benzerlik gösterdiği tespit edilmiştir. Purkersdorf Sanatoryumu, Viyana Secession'u Art Nouveau akımından ayıran en belirgin özelliklerden biri olan geometrik üsluba sahiptir. İşlevsel tasarımı, çağdaş malzeme olan betonarme kullanımı, düz çatısı, katı geometrik formu ve Gesamtkunstwerk anlayışıyla tasarlanması gibi öne çıkan özellikleriyle çalışmada incelenen diğer sanatoryumlardan farklılaştığı görülmektedir. Cephedeki sırlı seramik karo bordürler, iç mekândaki mobilyalar, donatılar ve frizler Gesamtkunstwerk kapsamında tasarlanmıştır. Ayrıca Purkersdorf Sanatoryumu, işlevsel amaca sahip bordürler ve doğu cephesindeki giriş kapısının sağında ve solunda yer alan kabartmalar hariç süslemeden uzaklaştırılmıştır. Bu yenilikçi ve sade cephe tasarımıyla da diğer sanatoryumlardan ayrışmaktadır. Purkersdorf Sanatoryumu'nda ihtiyaç programının karşılanması hedeflenmiştir. İşlev odaklı tasarım anlayışına sahip olan sanatoryumda hastaların karşılaşabilecekleri zorluklar önceden düşünülmüş ve çözüm üretilmiştir. Böylece hastaların tedavi süreçlerinin ve günlük rutinlerinin belli bir düzende ilerlemesi sağlanmıştır. Purkersdorf Sanatoryumu'nun öne çıkan tüm bu özellikleriyle Viyana Secession'un mimari bağlamda modernizme geçişi sürecinde öncü yapılardan biri olduğu sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Art Nouveau, Viyana Secession, Gesamtkunstwerk (Bütüncül Sanat Eseri), Josef Hoffmann, Purkersdorf SanatoryumuMaster Thesis Kültürel mirasın korunması ve sergilenmesi: Kaman Kalehöyük Arkeoloji Müzesi örneği(2015) Alparslan, Özge; Taş, Şule Pfeıffer; Fine Arts and Elective CoursesMimari ve iç mimari yapılanması ışığında, teknolojinin müzelerde kullanılan sergileme unsurlarını ve bu kullanım detaylarıyla sağlanan algısal etkilerini sorunsallaştıran bu tez çalışması özünde, Kalehöyük Arkeoloji müzesi örneği üzerinden, ideal olan sergileme yöntemlerini irdelemektedir. Kültürel mirasın keşfi, korunması ve sergilenmesiyle gelişen kültürel hareketliliğin sağlanmasında kullanılan koruma ve sergileme yöntemlerinde teknoloji kullanımına değinilmektedir. Modern yaşamın neredeyse tamamını kapsayan mimarlık ve iç mimarlık kavram ve uygulamaları, eğitim alanında da önemli roller üstlenmektedir. Bu tez çalışmasında da söz konusu olan eğitim odağı aslında alışılagelmiş eğitim alanları olan okullardan farklı olarak, müzeleri kapsamaktadır. Müzecilik kavramının tanımlanmasında, kültürel mirası koruma işlevi ele alınmaktadır. Söz konusu müze yapılanmasında, arkeolojik kazılardan elde edilen eserlerin korunma ve sergilenme ihtiyaçları üzerinde durulmaktadır. Bu bağlamda, Kaman Kalehöyük Arkeoloji Müzesi mimari yaklaşım, lokasyon ve tarihi duyarlılık nedeniyle tez çalışmasının özünü oluşturmaktadır. Belirlenen kuramsal çerçevede; yaz ve kış aylarında olmak üzere iki farklı iklim koşulunda alan tespit ve değerlendirme çalışması yapılarak; kazı başkanı, müze müdürü ve diğer çalışanlarla görüşmeler yapılmıştır. Müze yerleşkesi kapsamındaki mimari ve iç mimari yapılanmalar ile bu yapıların detayları yerinde incelenmiş ve fotoğraflanmıştır. Gerekli literatür taramaları neticesinde alınan teorik bilgilerle, elde edilen alan çalışması sonuçları derlenerek bu tez çalışmasını yapılandırmıştır. Koruma ve sergileme yöntemlerinde teknolojik yaklaşımlar bu tez çalışmasına konu olmakla; kimi kültürel ve akademik çalışmalara kaynak sağlamakla birlikte, eğitim alanında alternatif mekânların kullanılmasına dikkat çekerek, bu bağlamda müzelerin eğitimle ilgili yüzünü aydınlatmaktadır. Anahtar Sözcükler Kültürel miras, toplumsal bellek, müzecilik, müze mimarisi, teknoloji.Master Thesis Otto Wagner'in Postsparkasse iç mekân tasarımının Viyana'da modernizm, sanat ve endüstri bağlamında incelenmesi(2021) Temel, Rabia; Pfeıffer, Şule; Fine Arts and Elective CoursesBu tez, XX. yüzyıl başlarında Viyana'da mimar Otto Wagner'in Postsparkasse (1903-1912) yapısının, cephe, Giriş Holü, Büyük Gişe Salonu ve Küçük Gişe Salonu iç mekân tasarımlarını incelemektedir. Tez çalışmasının amacı Postsparkasse'nin incelenen bölümlerindeki tasarım unsurlarının, dönemin sanat, tasarım ve mimarlık ortamı ile etkileşiminin ve endüstrideki gelişmelerin tasarımlara nasıl yansıdığının araştırılmasıdır. Aynı zamanda endüstri devrimiyle birlikte Viyana'da geliştirilen bankaların bu tasarım üzerindeki etkilerinin, banka işleyişi ile mekânsal kurgu arasındaki bağlantının araştırılması amaçlanmaktadır. Bu bağlamda Viyana'da XIX. yüzyıldan XX. yüzyıla geçiş sürecinde kentteki sanat ve mimarideki faaliyetler aktarılmaktadır. Endüstri devriminin ardından üretim tekniklerindeki, malzemelerdeki gelişmeler ve kentte kurulan bankacılık sistemleri hakkında kısaca bilgi verilmektedir. Ardından Otto Wagner'in hayatı, eserleri ve modernizme yönelik çalışmaları üzerinde durulmaktadır. Bu anlatım sonrasında Postsparkasse yapısının cephe özellikleri, yükseltilmiş zemin kattaki incelemeye alınan mekânlar, mekân organizasyonu, yapısal unsurlar, donatı elemanları yönünden analiz edilmektedir. Yapının genel özelliklerinin iç mekân tasarımlarıyla bağlantısının ifade edilebilmesi için cepheler de inceleme kapsamına alınmıştır. Wagner'in proje tasarımı sürecinde yaptığı çizimleri ve modern mimariye dair söylemlerine de yer verilmektedir. Wagner'in, bu yapıdaki iç mekân tasarımlarında içinde bulunduğu dönemin mekânsal ihtiyaçlarını göz önünde bulundurduğu düşünülmektedir. Tez çalışması sonunda yapının cephe ve iç mekân tasarımlarında, malzeme, üretim teknikleri, yapı sistemleri açısından endüstrideki gelişmelerin öncül bir biçimde kullanıldığı, mekân tasarımları ve organizasyonlarında kullanıcıların gereksinimlerine bağlı olarak işlevselliğin ön planda tutulduğu tespit edilmiştir. Bu nitelikler Postsparkasse yapısının modern mimarinin öncül yapılarından biri olduğunu göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Otto Wagner, Postsparkasse, Modernizm, İç Mekân Tasarımı, ViyanaArticle Citation Count: 0Raimondo D'Aronco'nun İstanbul Art Nouveau Tarzının Doğuşu: Sanayi MektebininOrman, Madencilik ve Tarım Bakanlığı ve Yeniçeri Müzesine Dönüşümü(Abidin Temizer, 2022) Kuleli, Ayşe Esin; Pfeıffer-taş, Şule; Fine Arts and Elective CoursesBu çalışmada, Sultanahmet Meydanı’nda yer alan ve günümüzde Marmara Üniversitesi Rektörlük Binası \rolarak hizmet veren yapı, ayrıntılı olarak incelenmektedir. Yapı ilk olarak 1866-1868 yıllarında Dersaadet Sanayi \rMektebi olarak inşa edilmiş, 1894’teki büyük depremden sonra Raimondo D’Aronco tarafından 1894-1900 yılları \rarasında Orman, Maadin ve Ziraat Nezareti olarak yeniden tasarlanmış ve Yeniçeri Müzesi eklenmiştir. Bu \rmakalenin yazarları, her ne kadar diğer yazarlarca farklı yorumlansa da bu tasarımın İstanbul’daki Art Nouveau \rhareketinin ilk yorumları olduğu ve Osmanlı’da genius loci olarak ilk izlerini yansıttığı görüşündedir. Bilindiği gibi \rİstanbul Art Nouveau’su daha sonra çokça ilgi görmüş ve özellikle konut mimarisinde tercih edilmiştir. Bu makalede \rRaimondo D’Aronco’nun tasarımında Osmanlı yerel mimarisi ile Art Nouveau özelliklerinin nasıl birlikte \ryorumlandığı tartışılacaktır. İncelenen yapı, Raimondo D’Aronco’nun tasarımının gelişiminin kesin tarihlerle takip \redilmesine olanak vermesi ve en erken örneklerinden olması açısından önemlidir. İlk kez 3 boyutlu lazer tarama \rcihazı kullanılarak dijital olarak yapılan cephe çizimleri, yapı evrelerinin ayrıntılı incelenmesine olanak vermiştir.Article Citation Count: 0RED VIENNA: IDEOLOGY, ARCHITECTURE AND ART IN THE REUMANNHOF MUNICIPAL SOCIAL HOUSING(Middle East Technical Univ, 2024) Pfeiffer Tas, Sule; Temel, Rabia; Fine Arts and Elective CoursesThis study focuses on the Reumannh of Social Housing Complex, which was designed by Hubert Gessner (1871-1943) and constructed between 1924 and 1926 in Vienna. It was one of the largest buildings as part of the Municipal Social Housing Program for workers implemented under the leadership of Jakob Reumann, who was the mayor of Vienna between 1919 and 1923. According to the social democratic ideology in Vienna, known as the Red Vienna period (1919-1934) of the city administration, this program aimed to meet the housing needs of the working class and to provide them with better living conditions. Due to the increase in worker migration to the city after the Industrial Revolution and upon the demolition of the city during World War I, a housing crisis emerged in Vienna and unfavorable living conditions - such as one-room apartments and rental beds even for a few hours - became a necessity. The paper attempts to probe into the nature of the connection between the Reumannh of Complex architecture and the Red Vienna ideology in light of the social democratic perspective of the working class. In order to do so, the entire structure - known as "the palace of the working class" - is analyzed in detail while pointing to similar social housing complexes, such as Metzleinstalerh of on the Margareteng & uuml;rtel known as "Proletarian's Boulevard" and nearby. Additionally, the standardization criteria, as envisioned within the context of the social housing program, are examined to find out any traces of their presence (or improvements/modifications upon them) in the Reumannh of Complex. In the context of the political and socio-economic conditions of that era, a comparative analysis of the architectural elements and landscape architecture is conducted, such as courtyards and Haydn park on the front in the latter case. Original archival documents, photographs, and drawings of the complex were collected and during the course of the field research, photographs were taken. A housing typology and drawings were made in accordance with the general floor plan of the building, drawn by Gessner himself to determine the details related to the features of the houses - such as kitchen, living room+kitchen, and the number and function of the rooms - in order to determine the reflection of the living comfort promised by the social democratic ideology. As a result, three main plan types were identified based on the spaces contained within the houses, and subgroups were created according to balconies, terraces, or bay windows, all of which provided daylight and fresh air. In conclusion, the research establishes that the Reumannhof Complex houses, common facilities as terraces, infant school, laundry rooms, etc. all implemented standards that were mostly aligned with those related to welfare and in line with the principles of social democratic ideology. Lastly, it is revealed that architectural and artistic elements, such as wrought iron, ceramic panels illustrating craftsmen and different professions, motifs, and sculptures, not only reflect the social democratic ideology and motto, but also create new living environments by integrating architectural design with green spaces for the working class. As witness to this assertion, it is useful to notice that the complex still serves the function of economic housing for the working class and remains important as a symbol of social democratic ideology.Master Thesis Sivas Divriği Ulu Cami ve darüşşifasının iç mekan-cephe ilişkisi bağlamında kabartma tasarımlarının değerlendirilmesi(2022) Turan, Ali; Taş, Şule Pfeıffer; Fine Arts and Elective Coursesİnsanlık tarihinin ilk dönemlerinden beri yeme-içme, barınma, saklanma gibi ihtiyaçlarından kaynaklanan mekan oluşturma çabası iç mimarinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. İlk çağlardan günümüze ihtiyaçlar değişmiş ve zamanla iç mimari ve mimariye yansımıştır. Bu değişen ihtiyaçlardan olan inançlar, estetik kaygılar ve doğayı taklit etme çabası birçok medeniyet, devlet ve milletlerin günümüze sanat eseri niteliğinde mimari yapılar bırakmasını sağlamıştır. Bu devletlerden biri Anadolu Selçukluları'dır. Anadolu Selçukluları Türk sanatı ve mimarlık tarihinde önemli bir yere sahiptir. Bulundukları bölgenin yapı tipi ve malzemesine göre, tasarım ve bezeme bakımından günümüze gelebilen mimari yapılar ve eserler ortaya koymuşlardır. Malzeme ve ustalık bakımından önemli mimari uygulamalara imza atan Anadolu Selçukluları Orta Asya'dan getirdikleri geleneksel bilgileri Anadolu'da var olan doku ile harmanlayarak bir sentez oluşturmuşlardır. Bu sentezin en güzel örneklerinden biri Sivas Divriği Ulucami ve Darüşşifası'dır. Gerek iç mekan gerekse dış cephede kullanılan bezeme programı ve kabartma tasarımları ile sanat tarihi ve mimari alanında yerini almıştır. Sadece estetik bağlamda değil, simgesel bağlamda da önemli aktarımlar içeren Sivas Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nda kullanılan kabartma tasarımları ve izleyiciye aktardığı anlamlar tezin ana konusunu oluşturmuştur. İç mimari ve mimaride kullandıkları motifler ve yapıların kurulum planları bir evren ve kozmos kurgusunun yansıması olarak görülmektedir. Tez kapsamında iç mekanda, cephelerde ve taç kapılarda kullanılan bezeme programları ve kabartma tasarımları iç mimari ve plastik açıdan değerlendirilirken verilen mesajların simgesel anlamları bağlamında içerik analizi yapılmıştır. Sonuç olarak Sivas Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası, Anadolu Selçuklularının İslamiyet öncesi ve sonrası mimari ve sanat pratiklerine hem yerel hem dış etkilerden beslenerek hem şamanizimin hem tasavvufun anlam zenginliğini yansıttıkları, dünya mimari ve sanat tarihine bıraktığı önemli bir eserdir. Anahtar Sözcükler: İç Mimari, Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası, Anadolu Selçukluları, Kabartma Tasarımları, BezemeMaster Thesis Tarihi endüstri yapılarının sanat mekanlarına dönüşümü ve mekansal müdahaleler: Ankara Cer Modern örneği(2017) Seren, Rengin; Pfeıffer, Şule; Fine Arts and Elective CoursesYapıldıkları dönemin ihtiyaçlarını karşılayan yapılar, gelişen teknolojilerin ve değişen üretim biçimlerinin de etkisi ile bir dönem sonra kullanılmamakta ve harabeye dönmektedir. Bir dönemin izlerini taşıyan, tarihe yakından tanıklık eden bu yapıların, 19. yüzyılda ortaya çıkan ve yürürlüğe giren koruma kanunlarının da etkisi ile günümüze kazanımının zemini hazırlanmıştır. Mevcut işlevini yitirmiş ve kullanılamaz haldeki yapıların gerekli tadilatlar yapılarak topluma kazandırılması ile yeniden işlevlendirme olgusu karşımıza çıkmış ve bu sayede işlevsel olarak eskiyen fakat fiziki olarak varlıklarını devam ettiren yapıların yok edilmeden, sahip oldukları karakteristik özellikleri ile birlikte geleceğe aktarılması hedeflenmiştir. Yeniden işlevlendirilen yapılara yapılan iç mekân müdahaleleri hem geçmişteki izleri silmeden hem de döneme ayak uyduracak şekilde olmalıdır. Bir başka deyişle, yapı günümüze en az müdahaleyle, özgünlüğünü kaybetmeden ve en uygun işlevle taşınmalıdır. Tez kapsamında, bir dönemin tarihine tanıklık eden Cer Atölyeleri'nin Cer Modern Sanat Merkezi'ne dönüşüm süreci değerlendirilmiş ve bu süreçte yapılan mekansal müdahaleler incelenmiş, yurtiçi ve yurtdışı örneklerle karşılaştırmalar yapılmış ve bu tip yapıların sanat merkezi olarak uygunluğu sorgulanmıştır.Master Thesis Tarihi mekânların korunmasına eleştirel bir yaklaşım: Hamamönü-Kamilpaşa Konağı ve çevresi(2014) Şeran, Merve; Taş, Şule Pfeıffer; Fine Arts and Elective CoursesKentlerin dokularının oluşumunda tarihi yapıların önemi büyüktür. Tarihi yapıların sürdürülebilirliği için, koruma kavramı önem kazanmaktadır. Türkiye'de son yıllarda hızlanan tarihi koruma üzerine yasalar sayesinde belediyeler birtakım restorasyon ve rekonstrüksiyon – yeniden inşa çalışmalarına girişmiştir. Ankara, Hamamönü'ndeki çalışma bunların en önemli örneklerinden biridir. Ancak uluslararası kabul gören tüzükler ve normlar dikkate alındığında (Venedik Tüzüğü, Washington tüzüğü gibi), bu çalışmaların tarihi mekanların özgünlüğünü koruyamadığı ve hatalı yapıldığı sonucuna ulaşılmaktadır. Bu durum da, tarihi dokunun yanlış bir şekilde yeniden inşa edilmesine neden olmuştur. Bu tez çalışmasında, öncelikle tarihi koruma kavramı ve ögeleri üzerinde durulacak, ardından Ankara'nın eski evlerine ve genel olarak Türk evlerinin özelliklerine bakılacaktır. Çalışmanın inceleme konusu olan Hamamönü restorasyon çalışmaları içerisinde Kamil Paşa Konağı üzerinde durulacaktır. Çalışmanın amacı, tarihi koruma kavramının önemini vurgulamak, yanlış yapılan rekonstrüksiyon çalışmalarının sonuçlarını değerlendirmek ve bu kapsamda, Hamamönü'nde yapılan çalışmayı eleştirel bir şekilde incelemektir. Anahtar Sözcükler 1. Eski Ankara Evleri 2. Hamamönü 3. Restorasyon 4. Kamil Paşa Konağı 5. Kültürel MirasMaster Thesis Ulucanlar kapalı cezaevi ve müzeye dönüşüm sürecinin analiz edilmesi(2017) Özal, Gökhan; Pfeıffer, Şule; Fine Arts and Elective CoursesUlucanlar Cezaevi Müzesi, Kültür ve Sanat Merkezi, siyasi ve kültürel yönden Ankara'nın önemli mekanlarındandır. Kendine özgü mimari özellik gösteren bu mekan cezaevi olmadan önceki kullanım şekli ile cezaevi iken yatan kişiler, yaşanan olaylar ve cezaevinden müze ve kültür sanat merkezine dönüştürülmesi cezaevini önemli kılmaktadır. Bu tezde, Ulucanlar Kapalı Cezaevi'nin müze kültür ve sanat merkezine dönüştürülme çalışmalarının aşamaları, yapının cezaevi halindeki durumu ile müze ve kültür sanat merkezine dönüştürülen hali arasındaki benzerlikler ve farklılıklar, mekana gidilerek gözlenmiş olup, literatür taraması yapılarak detaylı olarak araştırılmıştır. Ulucanlar Kapalı Cezaevi'nin, Ulucanlar Cezaevi Müzesi Kültür ve Sanat Merkezine dönüşüm çalışmalarının nasıl yapıldığı tespit edebilmek için rölöve ve restorasyon projelerine ulaşılmaya çalışılmıştır. Projelere ulaşabilmek için ilgili yerlerle görüşmeler yapılmıştır. Görüşmeler sonucunda restorasyon çalışmalarına katkı sağlamış ilgili kurum ve kuruluşlardan restorasyon projesine ayrıca yapının restorasyon çalışmasına başlanmadan önceki halinin çekilen fotoğraflarına ulaşılmıştır. Çalışma alanında yapılan gözlemler ve çekilen fotoğraflar ile cezaevinin eski haline ait elde edilen fotoğrafları ve cezaevinde kalmış kişilerle yapılan görüşmeler karşılaştırıldığında Ulucanlar Kapalı Cezaevi'nin, Ulucanlar Cezaevi Müzesi Kültür ve Sanat Merkezine dönüştürülme çalışmalarında projenin aslına kısmen bağlı kalındığı, yapının kültürel miras açısından önemi düşünülmeden restore edildiği, mekanın bazı bölümlerinin cezaevi havasından çıkarıldığı tespit edilmiştir.