Aras, Gökşen
Loading...
Name Variants
Aras, Goksen
Aras,G.
Gökşen Aras
A., Goksen
G.,Aras
A.,Goksen
Aras, Gökşen
Gökşen, Aras
A., Gökşen
Aras,Goksen
A.,Gökşen
Goksen, Aras
G., Aras
Aras,G.
Gökşen Aras
A., Goksen
G.,Aras
A.,Goksen
Aras, Gökşen
Gökşen, Aras
A., Gökşen
Aras,Goksen
A.,Gökşen
Goksen, Aras
G., Aras
Job Title
Doktor Öğretim Üyesi
Email Address
goksen.aras@atilim.edu.tr
Main Affiliation
Department of English Language and Literature
Status
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID

Scholarly Output
52
Articles
13
Citation Count
6
Supervised Theses
33
24 results
Scholarly Output Search Results
Now showing 1 - 10 of 24
Master Thesis Agatha Christie'nin Taken At The Flood ve Death On The Nile Adlı Romanlarındaki Kadın Karakterlerin, Simone de Beauvoir'ın The Second Sex Eseri Işığında, İlişkilerindeki Konumlarının İncelenmesi(2020) Aksu, Pelin Duygu; Aras, Gökşen; Department of English Language and LiteratureBu tezin amacı, Agatha Christie'nin Taken at the Flood ve Death on the Nile başlıklı romanlarındaki kadın karakterlerin ilişkileri içindeki konumlarının araştırılmasıdır. Referans olarak Simone de Beauvoir'ın The Second Sex (İkinci Cinsiyet) kitabındaki the 'One' ve the 'Other' (asıl ve öteki) konseptleri kullanılmıştır ve kadınların ilişkileri içinde erkek partnerleri tarafından ötekileştirilip ötekileştirilmediği analiz edilmiştir. Buna ek olarak kadın karakterler birbirleriyle de karşılaştırılmıştır ve ötekileşen ve ilişkilerinde pasif rolde olan kadınların, ilişkilerinde ikincil rolde olmayan diğer kadın karakterlerden neden farklı olabilecekleri, Marxist feminist bakış açısıyla incelenmiştir. Ayrıca, tezde feminizmin ve detektif romanın tarihsel gelişimi ve değişimine de değinilmiştir. Bunun amacı, romanların yazıldığı dönemdeki feminizm hareketi ve roman türü olarak altın çağını (golden age) yaşayan detektif romanının, tezde incelenen romanların yazıldığı zamanın şartlarıyla değerlendirmektir. Christie'nin edebiyat kariyeri ise, gelişmekte olan türün öncülerinden biri olduğu için ve otobiyografisinden edinilen bilgilerin yazarın kariyerinin ve yarattığı karakterlere etkisinin gözlenebilmesi amacıyla eklenmiştir. Sonuç olarak, Chrtistie'nin birbirine yakın tarihlerde yayımlanan bu iki romanında, biri hariç tüm kadın karakterler, ilişkilerinde de ötekileşirilmemiştir; aksine tüm karar mekanizmalarının bu kadınların elinde olduğu bilgisine ulaşılmıştır. Ötekileştirilen tek karakterin (Rosaleen Cloade) olduğu, ve ekonomik sınıfa bağlı olarak erkek partneri tarafından ezilmeye mahkum olduğu sonucuna varılmıştır. Anahtar kelimeler: Feminizm, Kadın, Agatha Christie, Öteki, İlişkiDoctoral Thesis Kıyamet Kâbuslarına Bir Bakış: Mary Shelley'nin Frankenstein'ı, H. G. Wells'in Dr. Moreau'nun Adası ve Aldous Huxley'nin Cesur Yeni Dünya'sında Kıyametin Kurgusal Vahiyleri(2022) Özçelik, Kaya; Aras, Gökşen; Department of English Language and LiteratureBu tezin amacı, Mary Shelley'nin Frankenstein'ını, H. G. Wells'in Dr. Moreau'nun Adası'nın ve Aldous Huxley'nin Cesur Yeni Dünya'sının hem bilim hem de teknolojideki gelişmelerin insanlığı yakın ve içkin kıyamete ne ölçüde yaklaştırdığı konusunda İngiliz kıyamet romanlarının 1818'den 1932'ye kadar olan dönemi kapsayan öncü temsilcileri olduklarını tartışmaktır. Bu fikri başlangıç noktası alarak, bu çalışmanın amacı bilimsel ve teknolojik gelişmenin kaynağı olarak adlandırılan her bireyin doğasında var olan kibrin, en üst düzeyde mükemmellik uğruna, aslında tamamen gücün/güçlülerin gizlendiği bir bahaneden başka bir şey olmadığını göstermeyi amaçlamaktır. Seçilen romanlarda, kıyametin olası patlak vermesinin asıl nedenleri, her ikisinin de kendisini sinsi ve tam kılık değiştirmiş olarak ortaya çıkaran çılgın bilim adamı kinayesinden totaliter ideolojiye kadar atıfta bulunarak takip edilmektedir. Kıyamet olarak çalışmanın temel fikri, kronolojik olarak insanlık tarihinde kaydedilen ve hepsi birbiriyle ilişkili olan bu tür gelişmelerin kaçınılmaz sonucu olarak izlenecektir: sanayi devriminin başlangıcı ve daha sonra modern dünyaya geçişin ilk adımı olarak ortaya çıkan sanayicilik ideolojisi; bu başlangıçla fitillenen ve sanayileşmeye cevaben ortaya çıkan bilim ve teknolojideki yükseliş; ki böylece tüm bu sebepler önce sömürgecilik ve emperyalizmin başlangıcını sonra hüküm sürmesini; kapitalizmin yükselişi ve hüküm sürmesi; ve tüm bu birbirine sıkıca kenetlenmiş gelişmelerden kaynaklanan insanların yaşamlarındaki diğer olumsuz yansımalar, kadınların durumu gibi. İlgili her romancının hem kıyameti hem de kıyamet vizyonunu ortaya çıkarmak için, bu çalışmada yeni tarihçi ve Foucault'nun bio-güç/politika yaklaşımları takip edilecektir. Tüm bunlar göz önüne alındığında, gerek bilim gerekse teknolojideki gelişmelere duyulan bitmek bilmeyen istekle ortaya çıkan kibir ve daha fazla güce duyulan açgözlülüğün ya ceset parçalarını biraraya getirip bir canlı yaratmayla ya da hayvanları insanlaştırarak ya da insan eliyle totaliter gücü kazanmak ve sürdürmek için birçok insan yaratarak yaklaşmakta olan kıyametin patlak vermesinin önünün açtığı bu çalışma kapsamındaki üç romanla kanıtlanmaktadır.Master Thesis Virginia Woolf'un Mrs. Dalloway ve Deniz Feneri Adlı Romanlarındaki Cinsiyet Rollerinin Sosyal Feminizm Açısından Temsili(2022) Ergüven, Gülay; Aras, Gökşen; Department of English Language and LiteratureBu tezde Virginia Woolf'un Mrs. Dalloway ve Deniz Feneri adlı romanlarındaki kadın rolleri sosyal feminizm açısından incelenmiştir. Sosyal feminizm, geniş tanımına göre kadınların konumlarını ve sosyal haklarını savunan feminist bir harekettir. Romanların kadın karakterleri Mrs. Dalloway, Mrs. Ramsey ve Lily erkeklerin karar verdikleri bir toplumda kendilerine biçilen rolleri üstlenmektedirler. Woolf'un bu romanları sosyal feminizm açısından incelendiğinde karakterlerin genel özelliklerinin geçmişi hatırlama, özlem ve içe dönüklük olduğu görülür. Kadınlar geçmişi hatırlayarak daha iyi bir zamanda olmak istemektedir. Erkekler ise kadınların ne yapabileceklerine karar verdiklerine şahit olurlar. Sonuç olarak, Woolf'un bu romanlarında, kadınların sosyal baskı altında yaşamalarına dikkat çektiği düşünüldüğünde, Mrs. Dalloway ve Deniz Feneri adlı romanlarda sosyal feminizm çağrışımı yapan pek çok öğe söz konusudur.Master Thesis Frankenstein veya Modern Prometheus ve Dr. Jekyll ile Bay Hyde'ın Tuhaf Hikayesi'ndeki Karakterlerde 'psişe: Zihnin Bütünlüğü' Üzerine(2024) Alkan, Yunus Emre; Aras, Gökşen; Department of English Language and LiteratureBu tez, Sigmund Freud ve Carl Gustav Jung tarafından önerilen ruh modellerini kullanarak Mary Shelley'nin Frankenstein ve Robert Louis Stevenson'ın Dr. Jekyll ile Bay Hyde'ın Tuhaf Hikayesi adlı eserlerindeki ana karakterlerin derin zihinlerine inme hedefine ulaşmayı amaçlamaktadır. Psikanalitik edebiyat eleştirisinin psişe (psyche) yönüne atıfta bulunmak, bu karakterlerin yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsal eylemlerini, etkileşimlerini ve anlatılar içindeki ilişkilerini yönlendiren bilinçli ve bilinçdışı motivasyonları, çatışmaları, sembolleri ve karmaşıklıkları ortaya çıkarmak söz konusu olduğunda son derece önemlidir. Bu nedenle, bu tezde tümevarımcı bir yaklaşım, yani kurgusal karakterlerin zihinlerinin çervevesini oluşturan psişik aygıtların parça parça ele alınarak çalışılması, bu karakterlerin zihinlerinin bütünlüğünü nasıl sergilediklerini incelemek için uygulanacaktır. Buna ek olarak, bu tez psişik unsurlar arasındaki karmaşık etkileşimin karakterlerin hikayeler içindeki düşüncelerini, eylemlerini ve ilişkilerini şekillendirmesini ve bu ikonik Gotik romanlarda karakterlerin zihinlerini nasıl sergilediklerini incelemek suretiyle kurgusal karakterlerin zihinlerinin keşfine ulaşmayı amaçlamaktadır. Seçilen metinler, özellikle de Frankenstein, neredeyse her tür edebiyat eleştirisi tarafından kapsamlı bir şekilde incelenmiş olsa da, literatür taraması yapıldığında sadece psişe modellerinin beraber çalışılmasının ve bu iki metinlerin birleşiminin değil, aynı zamanda kurgusal karakterlerin incelenmesinin de eksik olduğu görülmektedir, zira psikanalitik edebi eleştirinin nispeten daha yaygın yolu kurgusal karakterlerden ziyade yazarların zihnini analiz etmektir. Dolayısıyla, bu tez kurgusal karakterlerin zihinlerinin keşfedilmesini amaçladığından, farklı bir yerde durmaktadır. Bu tez, zihnin bütünlüğüne Freudyen ve Jungcu bakış açılarını birleştirerek, sadece psişik aygıtlar tarafından tetiklenen zihnin bilinçli ve bilinçdışı arzularını belirlemeye çalışmakla kalmaz, aynı zamanda benliğin parçalanmasından kaynaklanan iç ve dış çatışmaların yol açtığı dengesizliklerle uğraşırken kurgusal karakterlerin nasıl ve neden bireyleşmeye ihtiyaç duyduklarına odaklanan tamamlayıcı bir bakış açısı sunmaya çalışır. Başka bir deyişle, bu tez, karakterlerin zihin bütünlüklerine (psyche) dair daha detaylı bir kavrayış yaratmayı amaçlamaktadır. Söz konusu amaca ulaşmak için, romanlardaki anahtar karakterleri hem kendi içlerinde hem de birbirleriyle karşılaştırmalı olarak incelenecektir. Dolayısıyla, bu psişik keşif yoluyla, bu tez, seçilen zamansız yazılı sanat eserlerinde tasvir edilen evrensel psikolojik temellerin daha derin bir şekilde anlaşılmasını sağlamayı amaçlamaktadır.Master Thesis Kureishi'nin the Buddha of Suburbia Ve Hamid'in the Reluctant Fundamentalist Adlı Eserlerinde Melez Kimlikler(2021) Barato, Rahma Amar; Aras, Gökşen; Department of English Language and LiteratureBu tez, The Buddha of Suburbia (1990) ve The Reluctant Fundamentalist (2007) adlı romanlarda, yirminci ve yirmi birinci yüzyılda göçmen olarak kabul edilen, iki kahraman Kerim ve Changez'i, incelemektedir. Çalışma, Homi Bhabha, Søren Frank, Stuart Hall ve diğer önemli yazarlar tarafından tartışılan melezlik teorisini kullanarak, iki kahramanın; ev sahibi kültürlerdeki yolculuklarında göçmen olarak değişimlerini incelemektedir; Karim için melez bir vatandaş olarak ev sahibi olan ülke İngiltere'dir; Pakistanlı Changez'in ise melez bir vatandaş olarak ona ev sahibi olan ülke Amerika'dır. Dahası, her iki romandaki kadın karakterler; Jamila, Elanor ve diğer karakterler, Karim ve Changez'in hayatında önemli bir rol oynar. The Buddha of Suburbia'nın anlatıcısı, Karim, bir yeniyetmeden yirmi yaşındaki bir yetişkin olurken, farklı kimlik değişimlerinden geçer. Romanın başında, kendisini neredeyse bir İngiliz olarak tanımlar; sadece siyah tenli, koyu saçlı bir İngiliz vatandaşıdır, bu garip kan karışımı onun üçüncü alanını oluşturur. Karim aidiyet ve ait olmama duygusuna sıkışıp kalmış, Hint görünümü, geleneği ve yemekleri ve İngiliz toplumuna kabul olma arzusuyla melez bir alanda, ara yerde yaşamaktadır. Öte yandan, The Reluctant Fundamentalist'in kahramanı Changez, Karim'e benzemektedir. Roman bir günde anlatılsa da, okuyucu Changez'in karakterini ve yaşadığı değişiklikleri anıları üzerinden görebilmektedir. Bir göçmen olarak Changez farklı biçimlerde acı çeker; bir tarafta kişisel düzeyde cinsel bir sorundan, diğer tarafta ise esasen 11 Eylül saldırılarından sonra toplumsal ve siyasal düzeyde arada kalmışlık, ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele eder. Bu çalışma, göçmenlerin ve ailelerinin ev sahibi ülkelerde yaşarken karşılaştıkları zorlukları tasvir etmektedir. Göçmen karakterler, her iki şekilde de karşılaştıkları durumla başa çıkarlar; acı çekerek ve acı verici bir deneyim yaşayarak veya deneyimi üretken bir deneyim olarak kabul ederek; her iki deneyimde de, göçmen kimliği tamamen değişmektedir.Conference Object Citation - WoS: 0Cluttered Thoughts(Forum Literary Voice, 2024) Aras, Goksen; Department of English Language and Literature[No Abstract Available]Master Thesis Jane Austen'in Emma ve Louisa May Alcott'un Küçük Kadınlar Adlı Eserlerinde Liberal Feminizm ve Özerklik Kavramı(2022) Al-hajmee, Hanady Ahmed Abdulwahhab; Aras, Gökşen; Department of English Language and LiteratureBu tez, Jane Austen'in Emma ve Louisa May Alcott'un Küçük Kadınlar adlı eserlerindeki liberal feminizmi ve özerklik kavramını Emma Woodhouse ve Jo March adlı iki baş kadın karakter üzerinden incelemektedir. Bu tez, Emma ve Jo karakterlerinin onları özerk ve öz yönelimli yapan ve aynı sebeple romandaki diğer kadın karakterlerden ayıran, kişisel ve belirleyici özelliklerini incelemek üzere Amy Baehr, Susan Wendell ve Marilyn Friedman'ın kuramlarına odaklanacaktır. Jane Austen ve Louisa May Alcott dünyaca tanınan ve en ünlü feminist yazarlardandır; On Dokuzuncu yüzyıl Britanya ve Amerika'sında cinsiyet eşitsizliğini ve kadın haklarını konu alan, katı toplum kurallarına meydan okuyan olağanüstü romanlar yazmışlardır. Örneğin, Jane Austen ve Louisa May Alcott Emma ve Küçük Kadınlar adlı romanlarında güçlü ve bağımsız kadınlar tasvir ederek kadın haklarını savunmışlardır. İki romanda da, kadın haklarıyla alakalı görünenin altında yatan derin ve karmaşık konular yer alır. Emma romanında Jane Austen kendi dönemindeki kadınları ilgilendiren ciddi konulardan bazılarını öne sürer. Austen, kendi zamanındaki kadınların hayatlarını tasvir eder, kadınları baskılayan ataerkil topluma dikkat çeker ve evlilik Kurumunu eleştirir. Diğer bir yandan Küçük Kadınlar, Alcott'un feminist yazarlar arasında yerini almasını sağlayan en ünlü ve başarılı romanı olarak düşünülür. Roman, Amerika'nın iç savaş döneminde, dört March kızkardeşin hayatlarının, büyümelerinin ve kendilerini kanıtlamalarının izini sürer. Ailenin ikinci kızkardeşi olan Jo March'ın yazar olma yolundaki yolculuğunda Jo'nun özgürlük ve bağımsızlık başarısına odaklanır. Bu çalışma, Austen ve Alcott'un feminist yazarlar olarak tanımlanmalarını sağlayan düşüncelerini romanlarındaki Emma ve Jo karakterleriyle nasıl yansıttıklarını göstermektedir.Article Citation - WoS: 0Translation Movements in the Modernization Processes of Turkey and China(Academic & Scientific Publishers-asp, 2022) Bayraktar-Ozer, Ozge; Department of English Language and LiteratureThe migration of knowledge between cultures is ubiquitous, whether it happens naturally on encountering communities or is consciously planned by authorities to learn from one another. As nations constantly share their scientific and philosophical knowledge with others, translation takes on a key role in the transmission of not only knowledge, but also the advancement of all aspects of the source culture. In this respect, the Qing and Ottoman empires, after experiencing military defeats, were able to recognise the progress made by certain nations as a result of the Industrial Revolution. The knowledge transfer from these industrialized countries therefore became part of the attempts by states, private institutions and reformers to catch up with these countries in the area of development through increased translation initiatives. Trends such as these subsequently continued to shape the culture-planning processes in many countries. Against this background, the present study aims to shine a light on the parallel course of translation movements in the modernization processes of China and Turkey from the mid-19th to the mid-20th century. It offers an overview of the translation movements crafted in an analogous pattern that entailed three stages of implementing translation activities in the modernization efforts of the two countries.Master Thesis Angela Carter'ın Düzenbazları: Düzen Bozanlar ve Yeniden Yapanlar(2023) Balcı, Şeyda Yağmur; Aras, Gökşen; Department of English Language and Literature; Department of Modern LanguagesBu tez Angela Carter'ın seçili öykülerinde tekrar eden bir figür olan 'düzenbaz' (trickster) karakterinin öykülerdeki düzeni bozmada ya da yeniden kurmada nasıl etkili olduğunu göstermeyi amaçlamaktadır. Teze konu olan öykülerdeki birbirinden farklı karakterlerin benzer amaçlarla kullanılışı arketipsel edebi eleştiri ışığında incelendiğinde öykülerde tekrar eden bir düzen bozma ya da yeniden kurma modeli olduğu görülmektedir. Kadın ve erkek düzenbaz karakterlerinin ayrı bölümlerde ele alındığı bu tezde, Angela Carter'ın yeniden yazdığı yetişkin masallarındaki bozulan ya da yeniden kurulan düzenler ve düzenbaz karakterlerinin bu düzenler üzerindeki etkileri gözler önüne serilmektedir. Tezde incelenen eserler Burning Your Boats isimli koleksiyondan alınmış ve 'The Bloody Chamber' öyküsündeki anne, 'The Snow Child' öyküsündeki kontes, 'The Company of Wolves' öyküsündeki genç kız, 'Loves of Lady Purple' öyküsündeki Lady Purple ve 'Master' öyküsündeki Friday kadın düzenbaz karakterleri olarak incelenmiştir. Erkek düzenbaz karakterleri ise 'The Lady of House of Love' öyküsündeki genç asker, 'The Erl-King' öyküsündeki Erl-King, 'Puss-in-Boots' öyküsündeki Master ve son olarak 'The Executioner's Beautiful Daughter' öyküsündeki cellattır. Teze konu olan öyküler ışığında ve bu öykülerden hareketle, düzenbaz figürünün özellikleri dolayısıyla Angela Carter'a baskın düzeni bozma, mevcut düzeni koruma ve yeni düzen kurma noktalarında yardımcı olduğu sonucuna varılmıştır.Master Thesis Frankenstein ve Dracula adlı romanlardaki gotik öğeler: Canavar temsilinde tekinsizlik(2020) Çalışkan, Hüseyin; Aras, Gökşen; Department of English Language and LiteratureFrankenstein ve Dracula adlı romanlardaki Gotik Öğeler: Canavar temsilinde tekinsizlik. Bu çalışmada on dokuzuncu yüzyıl İngiliz yazarları Marry Shelley ve Bram Stoker'ın Frankenstein ve Dracula başlıklı romanları, tekinsizlik bağlamında Sigmund Freud'un 'The Uncanny' başlıklı makalesi temel alınarak incelenmiş ve her iki romanda da okuyucuyu ve karakterleri tekinsizlik kavramına sürükleyen durumlar açıklanmıştır. İnceleme her iki romanın da baş karakterleri olan 'Canavar' ve Jonathan Harker' ın gerek içinde bulundukları tekinsiz durumlar, gerekse çevrelerindekileri sürükledikleri bu alışılmadık durum, Gothic romanın temel elemanları dikkate alınarak çlışılmıştır. Her iki romanda da gotik unsurların, karakterler özelinde okuyucu üzerinde korku ve tekinsizlik ortaya çıkardığı görülmüştür. Bu his, insanları Freud'un tabiriyle alışık oldukları durumlar içinde alışık olmadıkları yaklaşımlar yaşamaya iter. Böylece karakterler korkuyu içselleştirerek hayatı sorgulamaya başlarlar. Bunu yalnızca karakterler değil, okuyucular da aynı bağlamda hissedebilirler. Gotik romanın amaçlarından biri olan okuyucuyu korku ve tereddüte sevk etmek, bu romanlarda gerek ana karakter gerekse yardımcı karakterler aracılığıyla aktarılmıştır. Bu tezde gotik yaratıklar ve onların ortaya çıkardığı alışılmadık durumlar, Freud'un makalesi temel alınarak romanın gotik öğeleri çerçevesinde aynı dönemde yazılan iki faklı roman üzerinden aktarılacaktır.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »