Master Tezler

Permanent URI for this collectionhttps://ada.atilim.edu.tr/handle/123456789/23

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 20 of 1891
  • Master Thesis
    Şebekeye Bağlı Photovoltaıc Sistem ile Çalışan Yeşil Hidrojen Dolum İstasyonu Tasarımı
    (2025) Atabay, Reyhan; Devrim, Yılser
    Gelişen ve büyüyen sanayi, artan dünya nüfusu ve artan enerji ihtiyaçları, alternatif enerji kaynaklarının kullanımını zorunlu kılmaktadır. Artan dünya nüfusunun enerji ihtiyacı dikkate alındığında geçmişte kullanılan ve günümüzde de kullanılmaya devam eden fosil kaynaklar dünyaya zarar vermektedir. Fosil kaynakların kullanımı sonucu açığa çıkan zararlı gazlar dünya atmosferini kirletmekte, fosil kaynakların ulaşım araçlarında kullanılması ise sera gazı etkisini arttırmaktadır. Bu kirlilik, hem yeryüzündeki canlıların sağlığını tehdit etmekte olup yaşam kalitemizi düşürmektedir. Bu ve bunun gibi birçok zararlı etkileri olan fosil kaynaklar yerine temiz enerji kaynakları kullanılmalıdır. Yenilenebilir enerji kaynakları çevreye zarar vermediği gibi doğru kullanıldığında sürdürülebilir bir enerji kaynağına da dönüşebilmektedir. Güneş, rüzgâr, hidroelektrik, biyokütle ve hidrojen gibi yenilenebilir enerji kaynakları temiz bir gelecek için önemlidir. Bu çalışmada güneş enerjisi temelli yeşil hidrojen kullanan yakıt ikmal istasyonları Türkiye'de yedi farklı bölge için tasarlanarak sonuçlar karşılaştırılmıştır. Tasarlanan sistemde anyon değişim membran su elektrolizörü (ADME) ile güneş enerjisinden sağlanan elektrik kullanılarak sudan hidrojen üretilmekte ve üretilen hidrojen, hidrojen yakıt ikmal istasyonlarında depolanmaktadır. Yakıt ikmal istasyonları her istasyonda on adet yakıt hücreli araç ve iki adet yakıt hücreli otobüs tankı doldurulacak şekilde tasarlanmıştır. Tasarlanan yeşil hidrojen temelli sistemde her ilin güneş ışınım ve sıcaklık değerleri göz önünde bulundurularak belirlenen panel sayıları ile toplam 5 MW kurulu gücünde güneş enerji santrali, elektrolizör, kompresör, yüksek basınçlı kademeli hidrojen depolama tankları, invertör ve ön soğutma üniteleri içermektedir. Güneş enerji santrali her bölgede kurulum için seçilen ilin günlük güneş radyasyonu ve sıcaklık değerlerine göre elektrik üretim değerleri hesaplanmıştır. Hedeflenen yakıt ikmal istasyonu kapasitesine göre elektrolizörün günlük üretmesi gereken hidrojen miktarı belirlenmiş ve bu ihtiyacın karşılanması için gerekli olan elektik güneşten karşılanmadığı durumda şebekeden elektrik karşılanacaktır. Güneş enerjisinden üretilen elektrik enerji ihtiyacını aştığında, kalan elektrik şebekeyi besleyecektir. Tasarlanan sistemde kurulum yapılan farklı bölgeler için ekonomik analiz yapılmış ve Antalya, Aydın, Çanakkale, Çorum, Hakkâri, Konya ve Şanlıurfa illeri için LCOH değerleri sırasıyla 7.18 €/kg H2, 7.57 €/kg H2, 8.39 €/kg H2, 8.99 €/kg H2, 6.90 €/kg H2, 7.69 €/kg H2 ve 7.29 €/kg H2 olarak hesaplanmıştır.
  • Master Thesis
    Türk İnşaat Sektöründe 3B Baski Teknolojisinin Benimsenmesini Etkileyen Ana Etkenler ve Engeller
    (2025) Latifiilkhechi, Leva; Aminbakhsh, Saman; Akçay, Emre Caner
    Bu çalışmada, Türk inşaat sektöründe 3B baskı teknolojisinin benimsenmesini etkileyen temel faktörler incelenmiştir. Bu doğrultuda, kapsamlı bir literatür taraması sonucunda 27 teşvik edici ve 19 engelleyici faktör belirlenmiş olup, bu faktörlerin değerlendirmesi 106 uzmandan oluşan bir anket çalışması ile yapılmıştır. Bu faktörlerin önemi, Göreceli Önem İndeksi (GÖİ) kullanılarak değerlendirilmiş ve ardından Analitik Hiyerarşi Prosesi (AHP) ile faktörlerin önem düzeyleri belirlenmiştir. 3B baskı teknolojisinin daha hızlı inşaat, iş kazalarının azalması, enerji verimliliğinin artması ve karmaşık tasarımların daha kolay uygulanması gibi avantajlar sunduğu görülse de, bu teknolojinin benimsenmesini engelleyen başlıca zorluklar arasında 3B Beton Baskı için yeterli düzenlemelerin ve yapı kodlarının eksikliği, büyük ölçekli uygulamalar konusunda sınırlı bilgi ve yalıtım malzemelerinin yetersizliği yer almaktadır. Araştırma sonuçları, malzeme israfını azaltma ve daha fazla özelleştirme imkânı sağlama gibi faktörlerin 3B baskının inşaat sektöründe benimsenmesinde en önemli etmen olduğunu, gözetim maliyetlerinin azaltılmasının ise en az önemli teşvik edici faktör olduğunu ortaya koymuştur. Diğer yandan, siber güvenlik riskleri, potansiyel iş kayıpları ve basılı yapıların katmanlı ve pürüzlü yüzeyleri, en kritik engeller olarak belirlenmiştir. Bu araştırma, 3B baskı teknolojisinin inşaat sektörüne entegrasyonunun artırılması için bu etmenlerin ve engellerin hedefe yönelik stratejilerle ele alınması gerektiğini vurgulamaktadır.
  • Master Thesis
    Akciğer Kanseri Histopatolojik Görüntü Sınıflandırmasının K-kat Çapraz Doğrulama ve Vahanade Tabanlı Dijital Görüntü İşleme Hattı Kullanılarak Geliştirilmesi
    (2025) Vesek, Mehmet Çağlar; Gökçay, Erhan
    Küresel kanser ölümlerinin önde gelen nedeni olan akciğer kanseri, kesin ve etkili tanı çözümleri gerektirir. Bu çalışma, LC25000 veri setinden yinelenenleri kaldırarak, üç sınıfta 14195 dengeli görüntüye (4727/4744/4724) düşüren yeni bir ön işleme adımı sunar; bu daha önce belgelenmemiş bir iyileştirmedir. 5 katlı çapraz doğrulama (5 epoch) altında InceptionResNetV2 ve ConViT-Small kullanılarak yapılan ilk sınıflandırma, hiperparametre ayarlaması olmadan benzeri görülmemiş bir maliyet etkinliği göstererek neredeyse mükemmel doğruluk (≤6 hata) elde etti. Daha düşük hesaplama gereksinimi nedeniyle seçilen ConViT-Small, TIFF dönüştürme ve renk normalizasyonu yoluyla daha da optimize edildi. Test edilen yöntemler arasında, Vahanade'nin dönüşümü Reinhard ve hibrit tekniklerden (örn. DCT-DWT, CLAHE) daha iyi performans göstererek, mükkemel doğruluk (0 hata), Kappa ve MCC puanları elde etti. Veri seti iyileştirme, hafif derin öğrenme ve sağlam görüntü işlemeyi entegre ederek, bu çalışma yüksek doğruluklu akciğer kanseri sınıflandırmasını ilerletiyor ve tıbbi görüntüleme için ölçeklenebilir çözümler sunuyor.
  • Master Thesis
    Sürtünme Karıştırma Kaynağının Deneysel Analizi
    (2025) Oflaz, Ozan; Kalkan, Hakan
    Bu tezde, 4 mm kalınlığında alüminyum 5754 plakalar uçtan kaynaklanmıştır. Uygulanan FSW yöntemi sonucunda malzemeler üzerinde mekanik karakterizasyon ve iç yapı analizi yapılmıştır. Mekanik karakterizasyon kapsamında çekme testi ve sertlik testi uygulanmış ve sonuçlar test matrisine göre değerlendirilmiştir. Ayrıca kaynak sonrası iç yapıda gözlenen değişimler SEM analizi ile raporlanmıştır. FSW yönteminin bir dezavantajı, mil üzerine uygulanan aşırı yüktür. Bu çalışmanın amacı, milin en az yüke maruz kaldığı parametreleri, özellikle dönme ve ilerleme hızlarını belirlemektir. Tüm elde edilen sonuçlar matematiksel korelasyon ile incelendi. Sürtünme karıştırma kaynağı girdi parametrelerinden optimum sertlik, çekme dayanımı ve kuvvet çıktıları için sürtünme karıştırma kaynağı parametreleri belirlendi.
  • Master Thesis
    Baskı Devre Kartı (PCB) Üretiminde Hata Tespiti için Veri Arttırma Tekniklerinin Karşılaştırmalı Bir Çalışması: Sınırlı Veri Setleri için En İyi Yaklaşımların Belirlenmesi
    (2024) Ural, Doğan Irmak; Sezen, Arda
    Elektronik üretim sektörünün hızla genişlemesiyle birlikte, baskılı devre kartlarında (PCB'ler) hata tespiti, kalite güvencesinin kritik bir unsuru haline gelmiştir. Evrişimli sinir ağları (CNN'ler) ve YOLOv8 gibi derin öğrenme modelleri, otomatik hata tespitinde önemli ilerlemeler kaydetmiş olsa da, bu modellerin başarısı genellikle büyük ve yüksek kaliteli veri kümelerinin sınırlı olmasıyla engellenmektedir. Bu çalışma, veri kümelerinin sınırlı olduğu durumlarda, özellikle küçük nesne tespitine odaklanarak, farklı veri artırma tekniklerinin PCB'lerde hata tespit doğruluğunu nasıl etkilediğini incelemektedir. Bir dizi kontrollü deney yoluyla, görüntü tabanlı ve sınırlayıcı kutu (bounding box) tabanlı veri artırma stratejilerini sistematik olarak karşılaştırdık. Sonuçlar, orta düzeyde gürültü ekleme, hafif döndürmeler ve ince renk ayarları gibi dengeli artırma yöntemlerinin tespit performansını önemli ölçüde artırdığını göstermektedir. Buna karşılık, büyük döndürmeler ve ters çevirme gibi daha agresif artırma tekniklerinin doğruluğu olumsuz etkilediği bulunmuştur. Bu bulgular, dengeli artırma tekniklerinin küçük veri kümelerinin getirdiği sınırlamaları aşmaya yardımcı olabileceğini ve PCB üreticilerine, geniş veri setlerine ihtiyaç duymadan, hata tespit doğruluğunu artırmak için etkili bir yol sunduğunu göstermektedir. Sonuç olarak, çalışma, iyileştirilmiş artırma tekniklerinin, kesinlik, duyarlılık, mAP50 ve F1 skoru gibi temel performans metriklerinde maksimum %11'lik önemli bir artış sağladığını ve tespit doğruluğunu %88'den olağanüstü bir şekilde %99'a çıkardığını göstermektedir.
  • Master Thesis
    Arama Motoru Varlığı Bireylerin Bilişsel Öz Saygısını, Cevap Verme İsteğini, Bilme Duygusunu, Bulunabilirlik ve Tanınma Duygusunu Etkiler Mi ?
    (2024) Akyol, Şeyma; Toker, Sacip
    Bu tezde, arama motoru kullanımının bilişsel özgüven (CSE), bilişsel şişkinlik, işlemsel hafıza, bilme hissi ve bulunabilirlik algısı üzerindeki etkileri incelenmekte olup, dijital araçların psikolojik etkileri üzerine yapılan araştırmalardaki önemli bir boşluğa dikkat çekilmektedir. Arama motorlarının, özellikle de Google'ın erişilebilirliğinin, bireylerin farklı bilişsel görevler ve değişen soru zorluk seviyeleri bağlamında bilişsel yeteneklerine dair algılarını nasıl ince bir şekilde etkilediğini araştırmak amacıyla deneysel bir yöntem uygulanmıştır. Bulgular, arama motoru kullanımının kısa vadede görev performansını artırdığı, ancak aynı zamanda kullanıcıların bilişsel yeteneklerine olan güvenini değiştirdiği ve dış bellek yardımcılarına bağımlılığı artırdığı yönündedir. Çalışmada, bireylerin bilgiye zahmetsiz erişim sağlandığında bilişsel yeteneklerini abartılı bir şekilde değerlendirdiğini gösteren 'Google Etkisi'nin varlığı kanıtlanmıştır. Ayrıca, bilişsel özgüvenin, görevin karmaşıklığı ve dijital yardımcıların varlığına bağlı olarak önemli ölçüde dalgalandığı gözlemlenmiştir. Arama motoru kullanımının bilişsel ve psikolojik boyutlarına dair içgörüler sunan bu tez, teknolojinin bilişsel gelişim üzerindeki etkisini daha kapsamlı bir şekilde anlamaya katkıda bulunmakta ve eğitim yöntemleri açısından daha geniş çaplı sonuçlar ortaya koymaktadır.
  • Master Thesis
    Kemik Doku Mühendisliği için Aloe Vera Takviyeli Hidrojel Bazlı PVA-PBAT İskeletinin Sentezi, Karakterizasyonu ve Doku Kültürü Uygulaması
    (2025) Mohammed, Gihad; İşgör, Sultan Belgin
    Doğal ve sentetik polimerleri birleştiren kompozit iskeleler, sinerjik özellikleri ve hasarlı dokuları onarmak için gelişmiş işlevsellik sunmaları nedeniyle doku mühendisliğinde önemli ilgi görmüştür. Bu çalışma, gelişmiş kemik rejenerasyonu için aloe vera'yı PBAT-PVA iskelelerine entegre ederek yeni bir yaklaşım sunmaktadır. Bu çalışmada, farklı aloe vera konsantrasyonlarıyla karıştırılmış poli(bütilen adipat-ko-tereftalat) (PBAT) ve poli(vinil alkol) (PVA)'dan oluşan hidrojel iskeleler, kemik doku mühendisliği uygulamaları için dondurarak kurutma tekniği kullanılarak üretilmiştir. İskeleler, fonksiyonel grup etkileşimlerini doğrulamak için Fourier dönüşümlü kızılötesi spektroskopisi (FTIR), yüzey morfolojisi ve gözenekliliğini değerlendirmek için taramalı elektron mikroskobu (SEM) ve termal kararlılığı ve bozunma davranışını değerlendirmek için termogravimetrik analiz (TGA) kullanılarak kapsamlı bir şekilde karakterize edilmiştir. Ek olarak, mekanik özellikler basma testi ile analiz edilirken, şişme oranı ölçümleri iskelelerin su emme kapasitesini değerlendirmiştir. İskelelere aloe veranın dahil edilmesi, gelişmiş biyolojik parçalanabilirlik, artan gözeneklilik ve iyileştirilmiş biyolojik uyumluluk gibi özelliklerini önemli ölçüde iyileştirdi; bunların hepsi yeni doku rejenerasyonunu desteklemek için kritik öneme sahiptir. MC3T3-E1 pre-osteoblastik hücre hatlarını kullanan bir hücre kültürü çalışması, iskelelerde mükemmel hücre çoğalması ve yapışması gösterdi ve bu da kemik rejeneratif potansiyellerini göstermektedir. Bu bulgular, aloe vera karışımlı PBAT-PVA iskelelerinin, doku oluşumuyla senkronize olarak parçalanırken kemik rejenerasyonunu destekleyebilen, kemik doku mühendisliği için umut verici adaylar olduğunu göstermektedir. Bu çalışma, bu iskelelerin klinik uygulamalarda kemik onarımını ve rejenerasyonunu hızlandırmak için etkili biyoimplantlar olarak potansiyelini vurgulamaktadır.
  • Master Thesis
    Yapay Zeka Teknikleri Kullanılarak Bor Nitrür Kaplamalarının Modellenmesi
    (2025) Küçüköztaş, Korcan; Turhan, Çiğdem; Kaftanoğlu, Bilgin
    Bor nitrür (BN), yüksek ısıl iletkenlik, düşük sürtünme katsayısı ve yüksek sertlik gibi mükemmel özelliklere sahip bir seramik malzemedir. Ancak, BN kaplamalarının Fiziksel Buhar Biriktirme (FBB) süreci ile Magnetron Saçtırma (MS) tekniği kullanılarak uygulanması, süreç parametreleri ile kaplama özellikleri arasındaki karmaşık etkileşimler nedeniyle zorludur. Bu tez, altı gelişmiş makine öğrenmesi tekniğinden yararlanan Yapay Zeka (YZ) tabanlı bir çerçeve kullanılarak BN kaplama sürecinin modellenmesi ve optimizasyonuna yönelik yenilikçi bir yaklaşım sunmaktadır. Çelik numuneler, farklı kaplama parametreleri ile kaplanmış ve yüksek hassasiyetli ekipmanlarla karakterize edilmiştir. Verileri tanıyabilmek amacıyla, keşifsel veri analizi gerçekleştirilmiştir. Üç farklı kaplama özelliğini tahmin etmek üzere altı farklı mimari kullanılarak makine öğrenmesi modelleri geliştirilmiş ve regresyon değerlendirme metrikleri ile karşılaştırılmıştır. Son olarak, en başarılı modeller, yeni veri setleri üzerinde tahminlerde bulunmak amacıyla kullanılmış ve sonuçlar görselleştirilmiştir. YZ tabanlı yaklaşım, karar verme süresini azaltarak istenilen özelliklere göre en uygun parametrelerinin belirlenmesini sağlamaktadır.
  • Master Thesis
    Bal Peteği Çekirdeğindeki Nem Miktarının Sandviç Yapılı Kompozitlerin Özelliklerine Etkisi
    (2025) Özen, Taha Oğuz; Şengönül, Cemal Merih
    Bu çalışmada, üretim sırasında petek çekirdeklerinde oluşan nem içeriğinin kompozit sandviç panellerin mekanik performansı üzerindeki etkileri incelenmiştir. Havacılık endüstrisi standartları, çekirdek kurutmayı kritik bir hazırlık adımı olarak vurgulasa da bu sürecin aramid sandviç panellerin performansı üzerindeki etkisi yeterince araştırılmamıştır. Bu kapsamda, yüksek nemli (ekstra nem, EM), oda koşulunda muhafaza edilmiş (oda koşulları, RC) ve düşük nemli (kurutulmuş, DR) olmak üzere üç çeşit panel üretilmiştir. Üretim sırasında çekirdeklerdeki nem farklılıklarına bağlı olarak panellere uygulanan tahribatsız muayene tetkiklerinde yapısal bir kusur gözlemlenmemiştir. Ancak, çekme ve soyma testlerinde bir performans farkı ortaya çıkmıştır. Artan nem içeriği, aramid liflerinde plastikleşme etkisi yaratmış ve yapıştırıcının kürlenme sürecini etkileyip çekme dayanımını azaltmıştır. Buna karşılık, nem miktarının artması, soyulma direncinde hidrojen bağı kaynaklı hafif bir iyileşme sağlamıştır. Ortamda bulunan düşük düzeydeki nem, ara yüz bağ kuvvetlerini artırabilirken, yüksek nem oranı çekme dayanımını zayıflatıp, soyulma direncinde belirgin bir artış sağlamamaktadır. Bu nedenle, özellikle yüksek çekme dayanımı gerektiren uygulamalar için çekirdeğin kurutma sürecinin optimize edilmesi, yapısal bütünlüğü korumak açısından hayati öneme sahiptir.
  • Master Thesis
    Ankara'da Z Kuşağı Arasında Sürdürülebilir Giyim Satın Alma Davranışının Nedenlerinin İncelenmesi
    (2025) Mohammadzadeh, Nava; Küçükergin, Kemal Gürkan
    Bu araştırma, Z Kuşağı tüketicileri arasında sürdürülebilir giyim satın alma davranışının öncüllerini, gösteriş tüketimi, algılanan tüketici etkinliği, yeşil güven, algılanan yeşil aklama, sosyal medya davranışı ve algılanan bilimsel fikir birliği gibi faktörlere odaklanarak incelemektedir. Araştırmada, Mart 2024 ile Eylül 2024 tarihleri arasında sosyal medya üzerinden dağıtılan Google Formlar ve Atılım Üniversitesi kampüsünde yüz yüze etkileşimler yoluyla toplanan verilerle nicel bir yaklaşım benimsenmiştir. Bu çalışmada amaçlı örnekleme yöntemi kullanılmış ve toplanan veriler, önerilen modeli test etmek için Kısmi En Küçük Kareler Yapısal Eşitlik Modelleme (PLS-SEM) yöntemiyle analiz edilmiştir. Bulgular, gösteriş tüketimi, algılanan yeşil aklama ve toplam sosyal etkinin sürdürülebilir giyim satın alma davranışını önemli ölçüde etkilediğini ortaya koymuştur. Tahmin değişkenleri arasında, gösteriş tüketimi en yüksek etki boyutunu göstermiş ve sosyal statü ile kendini ifade etmenin çevre bilinciyle yapılan tercihleri yönlendirmede önemli bir rol oynadığını vurgulamıştır. İlginç bir şekilde, algılanan yeşil aklama sürdürülebilir satın alma ile pozitif bir ilişki göstermiş ve bu durum, tüketicilerin sürdürülebilir alternatiflerin eksikliği nedeniyle yeşil aklama yaptığı düşünülen markaları destekleyebileceğini öne sürmüştür. Buna karşılık, yeşil güven, algılanan tüketici etkinliği ve algılanan bilimsel fikir birliği doğrudan anlamlı etkiler göstermemiştir, bu da bu faktörlerin etkisinin daha ince veya bağlama bağlı olabileceğini göstermektedir. Bu çalışma, Z Kuşağı'nın sürdürülebilir tüketim davranışını yönlendiren karmaşık motivasyonlar hakkında değerli bilgiler sunmaktadır. Bulgular, bu kuşağı sürdürülebilirlik çabalarına etkili bir şekilde dahil etmek ve moda endüstrisinde stratejiler geliştirmek için sosyal ve psikolojik faktörlerin anlaşılmasının önemini vurgulamaktadır. Anahtar Sözcükler: Sürdürülebilir Giyim, Gösterişçi Tüketim, Sosyal Medya, Yeşil Aklama, Z Kuşağı
  • Master Thesis
    Iot Cihaz Güvenliği için Federe Öğrenmenin Kullanimi
    (2025) Işın, Latife İlayda; Dalveren, Yaser
    IoT cihazlarının kritik sistemlerde yaygınlaşması, sağlam siber güvenlik mekanizmalarına olan ihtiyacı artırdı. Bu çalışma, ağ saldırı tespiti için bir Federe Öğrenme (FL) çerçevesinin uygulanmasını araştırmakta ve model eğitimini birden çok düğümde ademi merkeziyetçi hale getirerek gizlilik endişelerini ele almaktadır. Bot-IoT, TON_IoT, UNSW-NB15 ve CICIDS2017 gibi veri kümelerini kullanarak, fl'nin DoS, DDoS, Ortadaki Adam ve kaba kuvvet saldırıları dahil olmak üzere çeşitli saldırı türlerini tespit etmedeki etkinliğini değerlendiriyoruz. Kapsamlı deneyler, diğer veri kümelerinde rekabetçi sonuçları korurken, Bot-IoT veri kümesinde% 98,2 doğruluk ve% 97,8 hassasiyet elde ederek yüksek model performansı göstermektedir. Karşılaştırmalı değerlendirmeler, FL yaklaşımının geleneksel merkezi öğrenme modellerine karşı etkinliğini vurgulamaktadır. Kayıp ve doğruluk eğrileri, eğitim sürecinin istikrarını yansıtır ve karışıklık matrisi analizleri, yanlış sınıflandırma kalıpları hakkında fikir verir. Bu çalışma, IoT ortamlarını gelişen tehditlere karşı güvence altına almak için ölçeklenebilir ve gizliliği koruyan bir çözüm olarak fl'nin potansiyelinin altını çiziyor.
  • Master Thesis
    İnsansız Hava Aracı Gürbüz ve Uyarlanabilir Kontrolü
    (2025) Demirtaş, Balımgül; Nobahar, Amir; Naseri, Babek
    Bu tezin amacı, bir İnsansız Hava Aracı (İHA) için gürbüz ve uyarlanabilir yönelim ve irtifa kontrolcüleri tasarlamak ve performanslarını değerlendirmektir. Dört rotorlu İHA sistemi kontrolü için geleneksel ve modern kontrol yöntemleri uygulanmıştır. Geleneksel yöntem, Oransal-İntegral-Türevsel kontrolünü ifade ederken, modern yaklaşımlar Aktif Bozulma Reddetme Kontrolü (ADRC) ve Geri Besleme Hatası ile Öğrenme kontrolcüsü içerir. ADRC yaklaşımında, dört rotorlu İHA sisteminin doğrusal olmayan dinamiklerini ele almak için 2. derecen 4. dereceye kadar Genişletilmiş Durum Gözlemcileri kullanılmaktadır. Dört rotorlu İHA davranışını etkili bir şekilde analiz edebilmek için sisteme ait dinamik model geliştirilmiştir. Dört rotorlu İHA sistemi dinamiğinin eksik eyleyici yapısından dolayı modelleme karmaşık bir durum oluşturmaktadır, dört kontrol girdisi on iki durum değişkenini etkiler ve bu durum, öteleme dinamiklerinin rotasyonel dinamikleriyle bağlantılı olmasından kaynaklıdır. Sistem modeli tasarlandıktan sonra kontrol mimarileri oluşturulmuş ve hedeflenen yörüngelerin doğru bir şekilde takip edilmesini sağlamak için kontrol parametreleri atanmıştır. Performans değerlendirmeleri hem kare hem de helizon yörüngeler için gerçekleştirilmiştir. Tasarlanan kontrolcülerin dayanıklılığını değerlendirmek amacıyla, tüm dinamiklere farklı harici bozucular uygulanmıştır. Diğer yandan, kontrolcülerin uyarlanabilirliğini incelemek için sistem parametrelerinde değişiklikler yapılmıştır. Tasarlanan kontrolcülerin harici bozucuları ve parametre belirsizliklerini reddetme performansları, kontrol metrikleri ile analiz edilerek ve yorumlanarak değerlendirilmiştir.
  • Master Thesis
    Analyzing Store Interior Designs in Metaverse Universes
    (2024) İskit, Naz Pelin; Güneş, Elif
    Gerçeklik teknolojileri, iç mekânları ve çevreleri deneyimlemeyi, keşfetmeyi ve etkileşimde bulunmayı yeniden tanımlamaktadır. İç mimarlık ve çevre tasarımı disiplinlerinde sınırları zorlayarak, tasarımcılara daha yaratıcı ve etkili çözümler sunmaktadır ve gerçeklik teknolojilerinin iç mimari tasarımlarla ilişkisindeki önemi giderek artmaktadır. Bu teknolojiler ile daha yenilikçi, etkileyici ve kullanıcı dostu iç mekânlar yaratmak mümkündür. İç mimari ile gerçeklik teknolojilerinin kesiştiği nokta, ilgili piyasayı da etkisi altına almaktadır ve iç mimari tasarımlara ilişkin, bu teknolojilerin tasarım süreçlerine entegrasyonunu teşvik etmek, iç mekânların geleceğini şekillendirmede kritik bir adımdır. Bu çalışma, gerçeklik teknolojilerinin iç mimarlık ve çevre tasarımı disiplinlerindeki önemini vurgulamak ve bu teknolojilerin gelecekteki tasarım uygulamalarını şekillendirmek için önemli bir referans kaynağı olacağı kabulu ile ortaya konmuştur. Bu çalışma, arttırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik ve Metaverse gibi yenilikçi teknolojilerin, mağaza iç mekân tasarımında potansiyelini ve etkisini değerlendirmek amacıyla ele alınmıştır. Bu teknolojilerin, tasarım sürecinin farklı aşamalarında nasıl kullanılabileceği ve tasarım kararlarını nasıl etkileyebileceği üzerinde durulmuştur. Farklı Metaverse evrenlerinde varolan moda mağazaları seçilerek, bu moda mağazalarının tasarımları, iç mekan faktörleri(aydınlatma, renk, malzeme, organizasyon şeması ve sergileme elamanları) ve dış tasarım unsurları (vitrin, giriş kapısı, mağaza tabelası) açısından incelenmiştir. Ayrıca, gerçeklik teknolojilerinin, tüketicilerin mağaza deneyimleri ve iç mekân algısı üzerindeki etkisi detaylı bir şekilde araştırılmıştır. Bu araştırma sonucunda elde edilen veriler ile, iç mimarlık ve çevre tasarımı alanında çalışan profesyonellerin, öğrencilerin ve araştırmacıların gerçeklik teknolojileri konusundaki bilgi ve yetkinliklerini geliştirmelerinin ve bu teknolojilerin tasarım süreçlerine daha etkin bir şekilde entegre edilmesinin teşvik edilmesinin önemi ortaya çıkmıştır.
  • Master Thesis
    Simülasyon ve Gerçek Ortamda X-Band'da Düşük Radar Kesitli İHA'nın Modellenmesi
    (2025) Ünalır, Dizdar; Doruk, Reşat Özgür; Aydın, Elif
    Bu tezde, düşük RKA değerli bir İHA hem simülasyon hem de gerçek ortamda modellenmiş ve ölçülmüş, ayrıca sonuçlar incelenerek model en düşük RKA değerlerine sahip olacak şekilde iyileştirilmiştir. Hesaplamalı yöntemler arasında en yaygın kullanılan RKA tahmin programlarından biri olan CST, düşük RKA değerli İHA'yı modellemek ve simülasyon ortamında ölçmek için kullanılmıştır. Önerilen RKA Azaltma tekniği, modelleme aşamaları ve düşük RKA değerli İHA'nın parçalarında dikkat edilmesi gereken hususlar tanımlanmış ve simülasyon ortamında belirtilmiştir. Tüm ölçümler 360 derecelik görünüş açısında (1 derece hassasiyette) ve X-Band'da hem dikey hem de yatay polarizasyonda alınmıştır. Düşük RKA değerli İHA simülasyon ortamında modellendikten ve düşük RKA değerleri kanıtlandıktan sonra, profesyonel bir 3 boyutlu yazıcı yardımıyla gerçek ortamda modellenmiştir. Gerçek ortamda, düşük RKA değerli İHA'nın saçılma alanı parametreleri Vektör Ağ Analizörü (VNA) ile ölçülmüş ve saçılma alanına dayalı bir formül kullanılarak RKA parametreleri hesaplanmıştır. Gerçek ortam testleri için, tüm ölçümler 360 derecelik görünüş açısında (10 derece hassasiyette) ve X-Band'da hem dikey hem de yatay polarizasyonda alınmıştır. Ölçülen ve hesaplanan gerçek ve simüle edilmiş ortam sonuçları karşılaştırılarak sonuçların birbirine benzer olduğu kanıtlanmıştır. Hem simülasyon hem de gerçek ortamdaki sonuçlar, önerilen RKA azaltma tekniğinin yardımıyla, İHA'daki RKA değerlerinin önemli ölçüde azaldığını göstermektedir. Son olarak, en düşük RKA değerleri, Düşük-RKA İHA incelenip yeniden geliştirilerek Geliştirilmiş İHA ile elde edilmiştir.
  • Master Thesis
    Analysis of Interior Design in Chocolate Museums
    (2024) Yitmez, Hatice; Yakupoğlu, Gizem
    Çikolata müzelerinde yaratılan iç mekân tasarımları, çikolatayı bir temsil aracı olarak kullanabilmekte, bu durum mekânın tasarımına, farklı sergileme biçimlerine ve çikolatadan üretilen eserlere yansıyabilmektedir. Sergilenen eserler, sanat eserleri ve müzenin mekân kurgusu seçilen temanın temsili olarak planlanabilmekte ve anlamın ürestim sürecine katkıda bulunabilmektedir. Araştırmanın amacı Türkiye'deki çikolata müzelerinde iç mekân tasarımı aracılığı ile oluşturulan temsil biçimlerini anlamak ve mekânda kurgulanan deneyimi analiz etmektir. Buna ek olarak çikolata müze mekânlarının iç mekân tasarımında etkili olan ögelerin ortaya konulması hedeflenmektedir. Türkiye'de dört adet çikolata temalı müze bulunmaktadır. Araştırma kapsamında Pelit Çikolata Müzesi ve Bursa Çikolata Müzesi ziyaret edilerek iç mekân analizleri yapılmıştır. Alan çalışması kapsamında mekân organizasyonu, iç mekân tasarımını oluşturan öğeler ve sergilenen eserler incelenerek oluşturulan temsiller tartışılmaktadır. Temsil sürecinde kullanılan mekânsal öğeler, temsilde üretilen farklı anlamlar ve insanların bu anlamların nasıl yorumladığını anlamak tematik mekânların çalışma biçimlerine yönelik yorumlar yapılabilmesini sağlamaktadır. Araştırma kapsamında alan çalışması yapılan Pelit Çikolata Müzesini ve Bursa Çikolata Müzesini ziyaret eden kişilerin mekânı nasıl deneyimlediğini ve farklı temsillerde ortaya çıkan anlamlara yönelik çıkarımlarını anlamak amacıyla likert ölçeği ile bir ziyaretçi anketi düzenlenmiştir. Araştırma sonucunda Türkiye'deki çikolata müzelerinin mekân özellikleri sınıflandırma yapılarak tablolar aracılığıyla aktarılmıştır. Çikolataya farklı formlar verilerek elde edilen üretimlerin, yerel ve evrensel kültüre ait ögeleri kullanarak müze deneyimini şekillendirdiği ve kültür ile ilişkilenen anlamların oluşmasına katkıda bulunduğu anlaşılmıştır.
  • Master Thesis
    The Impact of Research and Development Investments on Financial Performance: an Evaluation Within the Scope of IAS 38 Intangible Assets Standard
    (2025) Köksal, Burcu; Sayar, Ali Rıza Zafer
    Teknoloji ve inovasyonun giderek daha önemli hale geldiği günümüzde, işletmelerin sürdürülebilir başarı elde edebilmeleri için Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) yatırımları kritik bir rol oynamaktadır. Ar-Ge yatırımları, işletmelerin uzun vadeli rekabet avantajını sağlama ve yenilikçi ürün geliştirme süreçlerinde ön plana çıkmaktadır. Bu bağlamda, işletmelerin sürdürülebilir iş modeli oluşturabilmek için bu değişimlere ayak uydurmaları gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı işletmelerin küresel rekabet gücünü artırmak amacıyla gerçekleştirdikleri Ar-Ge harcamalarının ve yatırımlarının önemini vurgulamaktadır. Ar-Ge harcamalarının muhasebeleştirilmesi, UMS 38 Maddi Olmayan Duran Varlıklar Standardı çerçevesinde yapılan düzenlemelerle belirlenmektedir. UMS 38, Ar-Ge yatırımlarının gelecekte ekonomik fayda sağlaması durumunda maddi olmayan duran varlık olarak sınıflandırılmasını mümkün kılar. Ar-Ge yatırımlarının finansal performans üzerindeki etkisini incelemek için kapsamlı bir şekilde literatür taraması gerçekleştirilmiş ve bulgular, panel veri analizi yönteminin kullanılması ile desteklenmiştir. Araştırmada, Borsa İstanbul (BIST) 100 Endeksi'nde yer alan şirketler seçilmiştir. Seçilmiş olan şirketler yüksek Ar-Ge harcama potansiyeline sahip olmaları nedeniyle tercih edilmiştir. Çalışma, Ar-Ge yatırımlarının şirketlerin özsermaye kârlılığı (ROE), aktif kârlılık (ROA) ve piyasa değeri/defter değeri (PD/DD) gibi göstergelerine olan etkilerini analiz etmeyi amaçlamıştır. Bu çalışma, Ar-Ge yatırımlarının finansal performans üzerindeki etkilerini değerlendiren araştırmalar için önemli bir referans niteliği taşımaktadır ve işletmelere Ar-Ge harcamalarının muhasebeleştirilmesinde yol gösterici bir bakış açısı sunmaktadır.
  • Master Thesis
    Loss and Annulment of Cheque
    (2025) Tolun, Aslı; Göle, Osman Celal
    Çek, tedavül gücü yüksek ve kamu güvenini haiz bir kıymetli evraktır. Türk Ticaret Kanunu'nun 645. maddesine göre çek, içerdiği hakla birlikte devredilir ve bu hak, çek olmadan kullanılamaz. Aynı zamanda çek, görüldüğünde ödenecek bir kıymetli evraktır. Çekte yer alan hakkın talep edilebilmesi için muhatap bankaya süresi içinde ibraz edilmesi gerekmektedir. İbraz ile birlikte çek hamili, çeke sıkı sıkıya bağlı olan alacağına kavuşabilecektir. Çekin kaybolması, çalınması, yanması gibi nedenlerle hamilin rızası dışında elinden çıkması ya da kullanılamayacak hale gelmesi durumunda, çek muhatap bankaya ibraz edilemez. Çekin muhatap bankaya ibraz edilememesi ise hamilin çekteki alacağına ulaşamaması sorununu ortaya çıkarır. Bu sorunun çözümü için Türk Ticaret Kanunu, çekin iptali hükümlerini düzenlemiştir. Çalışmamız zayi olmuş çeke uygulanacak ödeme yasağı, tevdi yeri belirlenmesi, iptal ve iade kararları öğreti ve yargı kararları ışığında incelenmiştir.
  • Master Thesis
    Uygulama Programlama Arayüzü Dokümantasyonunun Sürekliliğinin Sağlanması
    (2025) Moghommahie, Constant Fotie; Nazlıoğlu, Selma
    Modern yazılım geliştirmede, özellikle projeler hızla ölçeklenip geliştikçe, güncel ve doğru Uygulama Geliştirim Arayüzü (UGA) dokümantasyonunun sürekliliğinin sağlanması hali hazırda bir problemdir. Genellikle el ile veya yarı otomatik olan geleneksel UGA dokümantasyon yöntemleri, sık kod değişikliklerine ayak uydurmakta zorlanır ve bu da güncel olmayan, tutarsız ve güvenilmez bir dokümantasyona yol açar. Bu verimsizlik işbirliğini engellemekte, geliştirici üretkenliğini azaltmakta ve yazılım projelerinin genel kalitesini etkilemektedir. Bu zorluğun üstesinden gelmek için bu tez, Sürekli Entegrasyon/Sürekli Dağıtım (SE/SD) ilkelerinden esinlenerek Sürekli UGA Dokümantasyonu elde etmek için kapsamlı bir metodoloji sunmaktadır. Bu yaklaşımın merkezinde, son teknoloji ürünü Büyük Dil Modelleri (BDM), özellikle de kaynak kodu ve ilgili OpenAPI spesifikasyonlarını içeren seçilmiş bir alana özgü veri kümesi üzerinde ince ayar yapılmış olan Llama3.1-8B kullanılmaktadır. Bu ince ayar, modelin doğrudan kaynak kodundan doğru ve ayrıntılı GA belgeleri üretmesini ve gelişen proje eserleriyle uyum sağlamasını sağlar. Bu çalışma ile üç katkı verilmektedir. İlk olarak, dokümantasyon için gereken manuel çabayı azaltmayı amaçlayan doğru ve kaliteli OpenAPI spesifikasyonları üretebilen ince ayarlı bir BDM geliştirilmiştir. İkinci olarak, otomatik UGA dokümantasyon araştırmalarını ilerletmek için değerli bir kaynak sağlayan, kaynak kodu ve UGA spesifikasyonlarından oluşan bir veri kümesi sunulmuştur. Üçüncü olarak, sürüm kontrol sistemleri ve SE/SD hatlarıyla sorunsuz bir şekilde entegre olan bir komut satırı aracı olan LANADOC uygulaması, metodolojiyi işler hale getirmekte ve otomatik dokümantasyonun gerçek dünya iş akışlarında pratik uygulamasını desteklemektedir. Değerlendirme sonuçları, önerilen metodolojinin minimum geliştirici müdahalesi ile güncel, kaliteli dokümantasyonun sürekliliğnin sağlanmasındaki başarımı doğrular niteliktedir. Bu araştırma, Büyük Dil Modelleri, seçilmiş veri kümeleri ve otomasyon araçlarını modern yazılım mühendisliği uygulamalarında birleştirmenin dönüştürücü potansiyelini vurgulamakta ve sürekli dokümantasyon yöntem ve araçlarının ilerlemesine katkıda bulunmaktadır.
  • Master Thesis
    Public Relations, Problems and Solutions in Azerbaijan
    (2025) Özer, Yasemin; Seyıdov, Ilgar
    ÖZER, Yasemin. Azerbaycan'da Halkla İlişkiler, Sorunlar ve Çözümler, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2025. İletişim, hayatımızın her alanında kendini gösteren önemli bir olgudur. Kurumlar ve markalar için de iletişim sadece bir araç değil; itibar yönetimi yapabilmenin, hedef kitleyle bağ kurabilmenin ve stratejik konumlandırmanın anahtarıdır. Halkla ilişkiler, kurum veya kuruluşların belirledikleri strateji doğrultusunda amaçlarına ulaşabilmeleri, hedef kitleyle iletişim kurulabilmeleri için önemli bir konumdadır. Fakat büyüyen sektörler, gelişen markalaşma süreçlerine rağmen halkla ilişkiler her ülkede aynı düzeyde gelişme gösterememiştir. Bu ülkelerden biri de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB)'nde yer almış, bu birliğin kurallarıyla yönetilmiş Azerbaycan'dır. Çalışma, Azerbaycan'da uygulanan halkla ilişkiler faaliyetlerinin mevcut durumunu, yaşanan sorunları ve bu alandaki eksikliklerin giderilmesine yönelik çözüm önerilerini incelemektedir. Çalışmanın amacı, halkla ilişkiler alanındaki asıl sorunları belirleyerek bu sorunların çözümüne dair stratejiler geliştirilebilmesini sağlamaktır. Nitel araştırma yöntemlerinden faydalanılarak halkla ilişkiler profesyonelleri ile yapılan yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşmeler aracılığıyla veri toplanmıştır. Bu sayede katılımcıların deneyimleri, algıları ve önerileri derinlemesine anlaşılmaya çalışılmıştır. Görüşmelerin sonucunda Azerbaycan'da eğitim eksikliğine bağlı olarak halkla ilişkilerin doğru uygulanamadığı ve kavramsal kargaşanın yaşandığı ortaya koyulmuştur. Halkla ilişkiler çalışmaları reklam ve basın çalışmalarıyla karıştırılmaktadır. Kuramsal ve pratikteki dengenin kurulamamış olması halkla ilişkilerin Azerbaycan'da gelişimini sınırlayan faktörlerden biri olarak görülmektedir. Ayrıca, halkla ilişkiler profesyonellerinin stratejik planlama süreçlerinde daha etkin bir rol alması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Anahtar Kelimeler: Halkla ilişkiler kavramı, Azerbaycan'da halkla ilişkiler, Azerbaycan'da Halkla İlişkiler Eğitimi, Azerbaycan'da medya ve gazetecilik, SSCB'de medya kullanımı
  • Master Thesis
    Urban Interfaces Through the Framework of Publicness: the Case of Ulus-Bankalar Street, Ankara
    (2025) Kıratlı, Esra; Bilge, Fulay Uysal
    Arayüzler kamusal dış mekân ile özel mekân arasında bağlantı kuran, kentsel dokuyu okumayı sağlayan, kentlinin kente açıldığı, kentsel mekânın dış yüzeyleridir. Kent, kentli ve yapı arasında bağlantıyı sağlayan arayüzler, özel alan ve kamusal alan arasındaki geçirgenliği ve sürekliliği sağlayarak kamusal yaşamı güçlü kılar. Özel alan ile kamusal alan arasında kurulan yaya, zemin, yapı ve işlev bağlantıları esnek, geçirgen mekânlara dönüşür. Bu işlevsel ve yapısal bağlantılarının yanı sıra arayüzler, sosyal hayatın ve sosyal ilişkilerin kurulmasında, bu ilişkilerin beslenmesinde ve gündelik aktivitelerin sürdürülmesinde önemli bir rol oynar. Bu çalışmada, Ankara kentinin başkent olma sürecinde kültürel ve tarihi bir alanı olan Ulus Bankalar Caddesi üzerinde yer alan kentsel arayüzlerin tespiti ve analizi yapılarak geçmişten günümüze kentsel arayüzlerin değişimi/dönüşümü incelenmiştir. Araştırmanın temel kavramsal çerçevesini oluşturan kamusal alan, özel alan ve bu iki alanın arasında geçiş özelliği taşıyan kentsel arayüz kavramları ele alınmış ve farklı teorisyenlerin bu kavramları kentsel mekânla ilişkilendirme biçimleri ortaya konmuştur. Yurtiçi ve yurtdışında kentsel arayüz oluşumuna imkân sunan yapı örnekleri üzerinden değerlendirmeler yapılmıştır. Yerinde tespit ve gözlemlere dayanarak yapılan analizler, anket çalışması sonucundaki kullanıcı verileri ile desteklenmiştir. Anket çalışması, kullanım ve aktiviteler, konfor ve imaj, erişim ve bağlantılar, sosyallik ve duyumsal/algısal değerlendirme başlıkları altında; kullanıcıların çalışma alanındaki kentsel mekân ile kurdukları ilişki, kullanımları ve algılarını derinlemesine incelemek ve ortaya çıkarmak için yapılmıştır. Elde edilen veriler sayesinde Bankalar Caddesi'nin biçimsel özelliklerine bağlı olarak hem kullanım şekilleri hem de kullanılamama nedenleri, dolayısı ile kullanıcıların alandaki sosyal aktiviteleri, alandaki algısal deneyimleri, beklentileri ve ihtiyaçları tespit edilmiştir. Ulus Bankalar Caddesi'nde sınırları belirlenen alandaki kentsel arayüzlerin biçimsel özellikleri bakımından arayüz olma nitelikleri ortaya çıkartılmış, işlevsellikleri sorgulanmıştır. Ortaya çıkan bulgularda kentsel arayüzlerin biçimsel özellikleri bakımından arayüz olma niteliği taşıdığı ancak işlevsel özelliklerine bakıldığında, kamusallık barındırmakta eksik kaldığı tespit edilmiştir.