Master Tezler / Master Thesis

Permanent URI for this collectionhttps://ada.atilim.edu.tr/handle/123456789/23

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 20 of 1752
  • Master Thesis
    Yeni bir sendikal düzenin geliştirilmesi: Hak-İş konfederasyonu örneği
    (2024) Bektaş, Ümmühan Eda; Bektaş, Ümmühan Eda; Political Science and Public Administration
    Sendikaların ekonomik, demokratik, sosyal, siyasal, kültürel, hukuki vb. alanlardaki değişimler, koşullar ve ihtiyaçlar karşısında yeni zorluklarla mücadeleleri devam etmektedir. Günümüzde çalışma hayatında yaşanan değişimlere bağlı olarak endüstri ilişkiler sisteminin yeni konu ve sorunları bünyesinde barındırdığı görülmektedir. Bunun sonucu olarak, işçilerin emeklerinin korunması, geliştirilmesi, çalışanların taleplerine karşı her alanda cevaplar, birikimler ve donanımlar oluşturma gereksinimi sendikalara yeni görev ve sorumluluklar yüklemektedir. Günümüzde sadece üye sayısını arttırmayı amaçlayan ve ücret sendikacılığını benimseyen 'geleneksel/klasik' sendikal anlayış yerine, sendikalara katılarak örgütlü çalışan haline gelenler ile birlikte henüz sendika dışında kalanları (örgütlenemeyenler, işsizler, atipik çalışanlar) kapsayan geniş temsile ve toplumsal bir güce ulaşmak daha fazla önem kazanmaktadır. Diğer yandan ulusal ve küresel ölçekte tüm sendikalardan mevcut statü ve sınırları aşarak, kendilerini yenileyerek ulus devletler, çok uluslu şirketler ve ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği içerisinde yeni bir bakış açısıyla çalışanların ihtiyaç ve sorunlarına özgün ve etkili çözümler üretmeleri beklenmektedir. Gelecekte daha yaygın ve daha güçlü bir emek hareketi için, emeğin sosyal ve ekonomik haklarını geliştirmenin yanı sıra değişen koşullara uyum sağlayan ve sorunları sahiplenerek çözüm bulma misyonu üstlenen yeni bir sendikal modele ihtiyaç vardır. Sendikaların toplum nezdinde meşruiyet tartışmalarını ortadan kaldırarak varlıklarını sürdürebilmesi için ihtiyaç duydukları yeni sendikal anlayış çerçevesinde yeni konu ve kavramları geliştirmeleri, yeni örgütlenme stratejilerini de hayata geçirmesi gerekmektedir. Bu çalışmada sendikal hareketin yeni bir düzen arayışı çerçevesinde yeni anlayışları ve stratejileri incelenmektedir. Ayrıca, yeni sendikal hareket arayışları ve stratejileri, HAK-İŞ Konfederasyonu'nun politikaları ve çalışmaları bağlamında da incelenmiştir.
  • Master Thesis
    VIX ve DXY endekslerinin Bitcoin fiyatları üzerine etkisi
    (2024) Küçüker, Mustafa Can; Küçüker, Mustafa Can; Economics
    Finansal varlıkların yıllar içerisinde çeşitlenmesi ve yeni teknolojiler ile birlikte kripto varlıkların piyasalarda var olması; Bitcoin fiyatlarının belirlenmesi ve volatilitedeki değişimler önem taşımaktadır. Bu çalışmada 19.07.2010 – 02.06.2023 tarihleri arası dönem için Bitcoin fiyatları ile dolar endeksi (DXY) ve VIX endeksi arasındaki ilişki Gecikmesi Dağıtılmış Otoregresif ( Autoregressive Distributed Lag Model – ARDL) Model çerçevesinde incelenmiştir. Elde edilen ampirik sonuçlara göre; Bitcoin ve Dolar endeksi pozitif yönlü bir değişim sergilerken, VIX endeksinin negatif yönlü bir değişim gösterdiği saptanmıştır.
  • Master Thesis
    Yazılım test seviyelerinin uygulanması: Yazılım sektöründe bir örnek çalışma
    (2024) Topallı, Damla; Topallı, Damla; Information Systems Engineering
    Yazılım test seviyeleri, kusurları ve hataları erken tespit ederek, yazılımın kararlılığını artırarak, gereksinimlere uygunluğu doğrulayarak, kullanıcı memnuniyetini artırarak ve yazılım kusurlarıyla ilgili maliyet ve riskleri azaltarak yazılım kalitesinin güvence altına alınmasında çok önemli bir rol oynar. Hataların zamanında tespit edilmesi durumunda, yazılım geliştirme sürecinin daha erken bir aşamasında, geliştirilen yazılım daha kaliteli olacak ve sistem arızası riskleri azalacaktır. Ek olarak, test seviyeleri sistem bileşenlerinin birlikte doğru şekilde çalışmasını sağlar ve bu da yazılımın güvenilirliğinin artmasına yol açar. Bir diğer önemli husus, yazılımın kullanıcı beklentilerini karşılamasını, amaçlanan işlevsellik ve performansı karşılamasını sağlamaktır. Bu nedenle, oluşturulan yazılımın kalitesi, Yazılım Geliştirme Yaşam Döngüsü'ndeki (SDLC) test seviyelerinin uygun şekilde uygulanmasından doğrudan etkilenir. Literatürde dört ana test düzeyi tartışılmaktadır: bireysel birimleri veya bileşenleri test etmek için birim testi, farklı bileşenler ve modüller arasındaki etkileşimleri ve arayüzleri test etmek için entegrasyon testi, sistemi bir bütün olarak test etmek için sistem testi ve test etmek için kullanıcı kabul testi. Yazılımın kullanıcının gereksinimlerine ve beklentilerine uygun olması. Buna göre bu araştırmanın temel amacı literatürde önerilen test seviyelerini ve yöntemlerini gözden geçirmek, bunların yazılım kalitesi üzerindeki etkilerini anlamak ve bu test seviyelerinin yazılım endüstrisinde nasıl kullanıldığını analiz etmektir. Bu doğrultuda Yazılım Sektöründen on yazılım uzmanıyla yarı yapılandırılmış bir görüşme gerçekleştirilmiştir. Mülakat soruları arasında yazılım kalitesine en çok hangi test seviyelerinin katkı sağladığı, mevcut projelerinde hangi test seviyelerinin kullanıldığı, projelerinde kullanılan test stratejisi, test stratejisi seçimini hangi faktörlerin etkilediği ve kimlerin kullandığı yer almaktadır. Testleri yapan geliştirici veya bağımsız bir ekibin bu konuda daha iyi olduğu görülmüştür. Elde edilen sonuçların, yazılım sektöründe test seviyelerinin uygulanması ve projelerin belirli alanları için test seviyelerinin yazılım kalitesi açısından ne kadar etkili olduğu konusunda fikir vermesi beklenmektedir.
  • Master Thesis
    Çevre bilinci, gelecek kaygısı ve minimalizm'in sürdürülebilir tüketim davranışı üzerindeki etkisi
    (2024) Küçükergin, Kemal Gürkan; Küçükergin, Kemal Gürkan; Tourism Management
    Bu araştırmanın amacı; çevre bilinci, gelecek kaygısı ve minimalizmin sürdürülebilir tüketim davranışı üzerindeki etkisini ve sürdürülebilir tüketim davranışının demografik özelliklere göre dağılımını belirlemektir. Bu amaç ile Ankara İlinde yaşayan 18 yaş üzerindeki 305 kişiden çevrimiçi olarak anket yöntemiyle veri toplanmıştır. Araştırmanın sonucuna göre çevre bilinci ve minimalizmin sürdürülebilir tüketim davranışı üzerinde anlamlı ve pozitif yönlü ilişkisi olduğu, gelecek kaygısının ise sürdürülebilir tüketim davranışı üzerinde etkili olmadığı sonucuna varılmıştır.
  • Master Thesis
    Anonim şirketlerde taşınmaz rejimi
    (2024) Songur Hacıgüzeller, Damla Gülseren; Hacıgüzeller, Damla Gülseren Songur; Law
    Taşınmaz kavramı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda on iki maddede dağınık olarak düzenlemeye konu olmuş olup anonim şirketlerin taşınmaz işlemlerinin bir sistem dâhilinde incelenmesi ve anonim şirketlerde taşınmaz rejiminin belirlenmesi bu Yüksek Lisans Tezi'nin hazırlanmasında temel düşünce olmuştur. Kanun koyucu, anonim şirketlerde, sermayenin korunmasına büyük önem vermektedir. Bu kapsamda, sermayenin korunması ilkesi, kanuna karşı hile ve ilişkili taraf işlemlerinin hüküm ve sonuçları özel olarak düzenlenmiştir. Nitekim anonim şirketler, kendi bağımsız malvarlıkları dolayısıyla sahip oldukları veya olacakları taşınmazlara yönelik işlemlerin tarafı olmaktadır. Ancak, anonim şirketler bakımından, yabancı malvarlığının yönetilmesi ilkesi ile mülkiyet-kontrol ayrılığından kaynaklanan temsil sorunu nedeniyle bu işlemlerin gerçekleştirilmesinde farklı menfaat gruplarının menfaatinin korunması gerekmektedir. Bu bakımdan anonim şirketlerin malvarlığı içerisinde önemli bir yeri olan taşınmazlar, çalışmamız kapsamında kuruluş, faaliyet ve tasfiyesi aşamaları esas alınarak belirtilen ilke ve kurallar çerçevesinde, doktrin ve uygulama açısından değerlendirilmektedir.
  • Master Thesis
    Toplumsal hareketlerin demokratik rejimlerde politikalara etkilerinin karşılaştırmalı analizi
    (2024) Bektaş, Ümmühan Eda; Bektaş, Ümmühan Eda; Political Science and Public Administration
    Toplumsal hareketler taleplerini dile getirdikleri süre boyunca siyasi sistemlerden cevap almak ve değişim yaratmak için mücadele ederler. Siyasi sistemlerin toplumsal hareketlere cevap verebilirlik süreçleri beş farklı seviyeden oluşur. Toplumsal hareketlerin kamu politikalarını nasıl etkilediklerini inceleyen bu araştırmada, cevap alma süreçlerinin üçüncü etki seviyesi 'politika bağlamında cevap verebilirlik' seviyesine kadar olan süreç incelenmiştir. Toplumsal hareketlerin cevap alma süreçlerinin üçüncü etki seviyesine ulaşması ve değişim yaratması için eylemlerinde bulundurmasının avantajlı olacağı sürekli, gerekli ve yeterli koşullar vardır. Toplumsal hareketler sürekli koşullar sayesinde mobilize olur. Gerekli koşullar sayesinde görünürlük kazanır. Yeterli koşullar sayesinde siyasi karar vericilere erişim sağlar ve iş birliği imkanına ulaşır. Mobilize olmak için sürekli örgütlenmeli ve ağ kurmalı, miras ve protesto döngüsünü sağlamalıdır. Görünür olmak için gerekli medya ve kamuoyu desteğiyle dikkat çekmelidir. Erişim ve iş birliği sağlamak için ittifaklar kurmalıdır. Bu bağlamda bu araştırma, toplumsal hareketlerin sürekli, gerekli ve yeterli koşulları sağladığı sürece etki modellerindeki taktik ve stratejilerden faydalanarak cevap alma süreçlerindeki politika bağlamında cevap verebilirlik seviyesine ulaştığını savunmaktadır. Bu teorik çerçeve kapsamında toplumsal hareketlerin kamu politikalarına olan etkilerini görmek için dört demokratik ülkedeki toplumsal hareketler incelenmiştir. Ülkeler Fransa, ABD, Şili ve Türkiye'dir. Bu ülkelerin siyasi sistemleri, hükümet biçimleri, sosyo-kültürel yapıları, ekonomik düzeyleri birbirinden farklıdır. Burada önemli olan, toplumsal hareketlerin birbirinden farklı yapılara veya düzeylere sahip ülkelerde veya zamanlarda meydana geldiğinde dahi sürekli, gerekli ve yeterli koşullar sayesinde kamu politikalarını etkileyebilecek olmasıdır. Buna göre, Fransa'da 2018-2022 yılları arası Sarı Yelekliler Hareketi, ABD'de 2014-2022 yılları arası Black Lives Matter Hareketi, Şili'de 2019-2022 yılları arası Santiago Metro Protestosu kısa dönemli ve Türkiye'de 1982-2015 yılları arası Bağımsız Kadın Hareketi uzun dönemli incelenerek koşullar çerçevesinde cevap alma süreçlerinden politika bağlamında cevap verebilirlik etkisine erişim sağlamış, politikaları etkileme konusunda başarılı olmuştur. İncelenen toplumsal hareketler bu başarılara ulaşırken etki modellerindeki taktik ve stratejilerden faydalanarak dolaylı veya ortak etki modelini kullanmıştır.
  • Master Thesis
    Othello, Kral Lear ve Hamlet'te sahne Makyavellerin temsili
    (2016) Adanur, Evrim Doğan; Adanur, Evrim Doğan; Department of English Language and Literature
    Bu tez William Shakespeare'in Othello, King Lear ve Hamlet tragedyalarındaki antagonist karakterlerin Makyavel temsillerini incelemeyi amaçlamıştır.İtalyan Rönesansının önemli figürlerinden olan ve günümüzde politika biliminin öncüsü sayılan Niccolo Machiavelli'nin monarşi gibi çeşitli devlet yönetim rejimleri üzerine yazdığı bir inceleme olan Hükümdar kitabı, skolastik düşüncenin etkileri sebebiyle 16. yüzyıl Avrupasında din ve siyasetin birbirinden ayrılamayacağı doktrini ve ahlak unsurunun devlet yönetiminde göz ardı edilemeyeceği gerekçesiyle büyük tepki toplamıştır. Bu tepkinin Elizabeth dönemi tiyatrosunda kötü karakter oluşturulmasında büyük etkisi olduğu gözlemlenmiş, kötü karakterlerin Hükümdar kitabında ideal prenste olması gerektiği varsayılan Makyavelist düşünce politikalarını ve özelliklerini taşıdığı gözlemlenmiştir. Kuram bölümünde, Klasik dönemden İtalyan Rönesansına uzanan tarihsel süreç incelenmiş, Hükümdar'ın içeriği ve hangi açılardan Rönesans dönemi düşünürlerinden tepki topladığı açıklanmıştır. Kitabın İngiltere'de yarattığı etki mercek altına alınmış, Machiavelli'nin kimliğinden ve düşünce biçiminden nasıl soyutlandırılıp, sahtekarlığı, ikiyüzlülüğü ve manipülasyonu ifade eden bir sözcük haline getirildiği ortaya konulmuştur. Elizabeth tiyatrosunun Hükümdar'dan neden ve nasıl yararlandığı dönem oyun yazarlarından yapılan alıntılarla anlatılıp, Machiavelli'nin Shakespeare üzerindeki etkisi incelenmiştir. Analiz bölümlerinde, seçilen tragedyalardaki ana antagonist karakterler incelenmiş ve Shakespeare'in bu karakterlerini Hükümdar kitabının ideal prensinin hangi özellikleriyle şekillendirdiği ve hangi Makyavelist düşünce biçimleriyle özdeşleştirdiği analiz edilmiştir. Makyavelist düşüncenin farklı durumlarda nasıl kullanıldığını anlamak için Othello, Kral Lear ve Hamlet oyunları seçilmiş, Iago, Edmund ve Claudius karakterleri incelenerek Makyavelizm'in kişisel hırslarda, kral olma arzusunda ve krallık süresince nasıl işlevsellik gösterdiği analiz edilmiştir. Sonuç bölümünde, Makyavelist politika ve düşünce biçiminin Elizabeth dönemi tiyatrosunun hain karakterlerinin özelliklerine büyük katkı sağladığı saptanmış, incelenen tragedyalardaki kötü karakterlerin benzer 'Makyavel' özellikler taşıdığı ortaya konmuş, klasik moralist ve aristokratik düşünce yapısının Makyavelyanizm ile karşılaştırıldığı gözlemlemiştir. Bu karşılaştırmanın, Makyavelist yaklaşımın tanrısızlığı ve ahlaksızlığı savunduğu düşünülmesinden ortaya çıktığı ve dönem İngilteresinde sahip olunan erdemlerin ve ahlak sisteminin Makyavelyan düşünce ile karşıtlık yaratma amacıyla bir araya getirildiği ortaya konulmuştur. Seçilen tragedyalarda Makyavel karakterlerin olay gelişimini yönettiği fakat sonunda başarısızlığa uğratılarak dönem baskın inançlarının her zaman üstün geldiği saptanmıştır.
  • Master Thesis
    Edith Sitwell'in şiir ve müziği: Bireysel yeteneğe meydan okumak
    (2017) Elbir, Nüket Belgin; Elbir, Nüket; Department of English Language and Literature
    Edith Sitwell'in şiirlerini tez konusu olarak seçmemin nedeni öncelikle şiire olan ilgim ve sevgim ve Sitwell'in kişiliğine ve sanatına hayranlığımdır. İkinci nedeni, modernizme ve deneysel edebiyata olan ilgimdir. Son olarak, avant-garde edebiyatını derinden incelemek ve anlamak arzusudur. Çalışmamın amacı, Edith Sitwell'in şiirinde müziğin anlamını ve önemini araştırmak ve anlayabilmektir. Bu amaca ulaşmak için, Sitwell'in 1910'tan 1940'lara kadar yazdığı şiirlerinin çoğunu inceledim ve dönemin sosyal, kültürel ve tarihi bağlamını analiz ettim. O dönem içirişinde hem modernist müzikte hem de edebiyatta önemli yenilikleri ana hatlarıyla belirttim ve Edith Sitwell'in müziğe düşkünlüğünü nedenini açıkladım. Sitwell şiirleri halka sunmak için tiyatro ve görsel öğeler kullanmaya modernist 'sanat birliği' kavramından ilham aldı. Deneyinin bu kısmı şairin kendi sesine ve bir müzik eşliğinde okunan eğlenceli bir şiirinin yaratılmasına yol açtı. Çok sayıda kitap, tez hazırlığı ve eleştirel makale okumuş olarak, Sitwell'in şiir ve müziği eserlerinde sadece kelime ve sunma düzeyinde değil aynı zamanda geleneksel olmayan sayaç, ritim ve belirli kelimelerin kalıbı seçimi düzeyinde ( ünlüler ve ünsüzlerin kombinasyonu) birleştirdiğini de belirttim. Şiirlerinin yapısı, tipik bir modernist müzik parçasının yapısına benzemektedir. Şairin müzik ve şiiri birleştirme girişiminde bulunduğunu, bu özelliğin onun avant-garde sanatının bir parçası olduğu sonucuna ulaştım. Bu yöntemi seçmesinin nedenlerin arasında, Edith Sitwell'in köklü bir aristokrat aileye ait olması, eğitimi ve kişisel nitelikleri sayılabilir. Elbette yirminci yüzyılın başında, Sitwell'e, ahlak ve insanın doğası hakkında yeni estetik biçimlerde sanat eserleri üretmek için ilham veren esas kültürel neden, değişimin boyutudur. Araştırmamın önemi, Edith Sitwell'in bireysel yeteneklerinin ve İngiliz ve dünya avant-garde deneysel şiirinin üzerindeki etkisinin değerlendirilmesidir. Üstelik çalışma, modernist edebiyatı istediğim seviyede anlamamda ve genel olarak edebi bir deneyin amacını ve önemini kavramında yardımcı olmuştur.
  • Master Thesis
    Keten elyaf ve bazalt elyaf içeren poli(laktik asit) hibrit eko kompozitlerin incelenmesi
    (2017) Tirkeş, Seha; Tirkeş, Seha; Tayfun, Ümit; Chemical Engineering
    Bu çalışmada, poly(laktik acid) (PLA) keten elyaf (FF) ve basalt elyaf (BF) ile tek başlarına ve birlikte hibrit formlarında eklenerek güçlendirilmiştir. BF ve FF içeren PLA eko-kompozitler, % 30 sabit karıştırma oranında çift vidalı mikro-karıştırıcı kullanılarak hazırlanmıştır. Test numuneleri, laboratuvar ölçekli enjeksiyon kalıplama ile şekillendirilmiştir. Kompozitlerin mekanik özellikleri, ısısal-mekanik karakteristikleri, akış davranışları ve morfolojik özellikleri sırasıyla çekme, Shore sertlik, darbe testleri, dinamik mekanik analiz (DMA), erime akış indisi (MFI) testi ve taramalı elektron mikroskopisi (SEM) tekniği ile incelenmiştir Mekanik test sonuçları, hibrit kompozitlerde BF miktarı arttıkça çekme dayanımı, yüzde uzama, elastik modül ve darbe dayanımı değerlerinin arttığını göstermektedir. Bunun aksine, FF eklenmesi ters etki sergilemektedir; bu değerler FF konsantrasyonu arttıkça gözle görülür şekilde düşmektedir. Diğer bir yandan, yüksek FF yüklemelerinde bir miktar fazla sertlik değerleri saptanmaktadır. DMA analizi göstermektedir ki, BF eklenmesi PLA'nın camsı geçiş sıcaklığını bir derece arttırırken hibrit ve FF içeren kompozitlerde bu sıcaklığı daha düşük değerlere kaydırmaktadır. Mekanik test sonuçlarına benzer şekilde kompozitlerin depolama modülleri BF konsantrasyonu ile artmakta, FF eklenmiş kompozitlerde belirgin düşüşler saptanmaktadır. MFI testi sonuçları, tek başlarına FF ve BF eklemeleri PLA'nın MFI değerinde sırasıyla dört ve iki kat artışa neden olduğunu göstermektedir. Hibrit kompozitler, PLA/FF ve PLA/BF kompozitlerinin MFI değerlerinin arasında ortalama değerler sergilemektedir. SEM analizine göre, basalt elyaflar PLA matrisi içinde keten elyaflara kıyasla daha homojen dağılım göstermektedir.
  • Master Thesis
    C band modular FMCW radar menzil hatasının analiz ve nicelenmesi
    (2017) Kara, Ali; Kara, Ali; Department of Electrical & Electronics Engineering
    Bu tez çalışması, C bant FMCW radarın menzil doğruluğuna yönelik deneysel analiz sonuçlarını sunmaktadır. FMCW radar, frekans modülasyonu kullanan bir radar tipidir. FMCW radar hem menzil hem de hız ölçümü yapabilmektedir. Modular bir FMCW radar tasarımındaki zorluklardan birisi, güç ve düşük gürültü yükselteçleri, antenler ile kablolar gibi bileşenlerden kaynaklanan zaman gecikmeleri sebebiyle ortaya çıkan hatalardır. Ölçüm aleti gecikmeleri olarak isimlendirilecek bu tip gecikmeler, menzil ölçümünde hesaba katılmaktadır. Bu zaman gecikmeleri, ölçülen çarpma(vuru) frekansında sabit bir kayma olarak ortaya çıkmaktadır. Buda menzil ölçümünde birçok değişken olmayan 'kayma' olarak adlandırılır. Laboratuvar ortamında geliştirilen modular bir FMCW radarda, zaman gecikmeleri sebebiyle ortaya çıkan menzil hatası deneysel olarak irdelenmekte ve nicelendirilmektedir. Bu kapsamda, S band FMCW radar ile 9m'lik bir menzil içerisinde yapılan ölçümlerde, ortalama 11cm civarında menzil hatası başarımı sağlanabilmiştir.
  • Master Thesis
    Tarihi endüstri yapılarının sanat mekanlarına dönüşümü ve mekansal müdahaleler: Ankara Cer Modern örneği
    (2017) Pfeiffer Taş, Şule; Pfeıffer, Şule; Fine Arts and Elective Courses
    Yapıldıkları dönemin ihtiyaçlarını karşılayan yapılar, gelişen teknolojilerin ve değişen üretim biçimlerinin de etkisi ile bir dönem sonra kullanılmamakta ve harabeye dönmektedir. Bir dönemin izlerini taşıyan, tarihe yakından tanıklık eden bu yapıların, 19. yüzyılda ortaya çıkan ve yürürlüğe giren koruma kanunlarının da etkisi ile günümüze kazanımının zemini hazırlanmıştır. Mevcut işlevini yitirmiş ve kullanılamaz haldeki yapıların gerekli tadilatlar yapılarak topluma kazandırılması ile yeniden işlevlendirme olgusu karşımıza çıkmış ve bu sayede işlevsel olarak eskiyen fakat fiziki olarak varlıklarını devam ettiren yapıların yok edilmeden, sahip oldukları karakteristik özellikleri ile birlikte geleceğe aktarılması hedeflenmiştir. Yeniden işlevlendirilen yapılara yapılan iç mekân müdahaleleri hem geçmişteki izleri silmeden hem de döneme ayak uyduracak şekilde olmalıdır. Bir başka deyişle, yapı günümüze en az müdahaleyle, özgünlüğünü kaybetmeden ve en uygun işlevle taşınmalıdır. Tez kapsamında, bir dönemin tarihine tanıklık eden Cer Atölyeleri'nin Cer Modern Sanat Merkezi'ne dönüşüm süreci değerlendirilmiş ve bu süreçte yapılan mekansal müdahaleler incelenmiş, yurtiçi ve yurtdışı örneklerle karşılaştırmalar yapılmış ve bu tip yapıların sanat merkezi olarak uygunluğu sorgulanmıştır.
  • Master Thesis
    Yumuşak güç Avrupa Birliği'nin dış politika aktörü olarak Avrupa Ortak Dış Güvenlik Politikası ve Bosna, Kosova, Suriye krizleri üzerinden güvenlik politikalarının değerlendirilmesi
    (2017) Ünal, Hasan; Ünal, Hasan; International Relations
    Bu tez çalışmasında ' Yumuşak Güç Avrupa Birliğinin Dış Politika Aktörü Olarak Avrupa Ortak Dış Güvenlik Politikası Ve Bosna, Kosova, Suriye Krizleri Üzerinden Güvenlik Politikalarının Değerlendirilmesi' amaçlanmaktadır. Bosna, Kosova, Suriye Krizleri karşısında AB tarafından uygulanan politikalar ve krizlerin gelişim süreci incelenerek AB'nin ODGP sürecinde ortaya koyduğu etkilerin neler olduğu değerlendirilmeye çalışılmıştır. Değerlendirmeler sonucunda uluslararası alanda küresel bir aktör AB'nin oluşturulmasına yönelik tespitler ortaya konup öneriler sunulmuştur. İlk bölümde kuramsal çerçeve çizilerek; Kimlik ve kültür, supranasayonel kimlik ve otorite, sivil güç, askeri güç, normatif güç ve neo yapısal fonksiyonalizmde Avrupa'nın entegrasyonu kavramları açıklanmıştır. İkinci bölümde AB'de ODGP ve tarihsel gelişim sürecini AB'de birlik fikrinin oluşması incelenecektir. Üçüncü bölümde ise AB'nin ODGP incelendiğinde ortak değerlere sahip bir politika yaratmaya amaçlasa da Bosna, Kosova ve Suriye Krizlerinde uyguladığı güvenlik politikalarının incelenerek AB ODGP yaklaşımının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Üç kriz arasındaki farklılıklar ve benzerlikler ortaya konarak belirlenen politikanın altında yatan nedenler irdelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Sivil Güç, Askeri Güç, Normatif Güç, ODGP, EUROFOR.
  • Master Thesis
    Α-adrenerjik reseptör inhibitörlerin (engelleyicilerin) biyokimyasal analizi: Doksazosin ve terazosin
    (2017) İşgör, Sultan Belgin; İşgör, Sultan Belgin; Isgor, Yasemın; Chemical Engineering
    Bu çalışmanın amacı, alfa – blokör (önleyici) ilaçların antihipertansif (kan basıncını düşüren) eylemlerinin yanı sıra anti-oksidan savunma enzimleri üzerindeki etkilerini de değerlendirerek onların tıbbi amaçlarını öngörmektir. Bunu yapmak için öncelikle Doksazosin mesilat ve Terazosin hidroklorür ilaçlarının çözünürlüğü ve kararlılığı UV spektrophotometre kullanılarak maksimum 245 nm dalga boyunda ölçülerek gerçekleştirilmiştir. İkinci olarak, bu ilaçların antioksidan enzim aktivitesi üzerindeki etkileri, izole edilmiş veya ticari amaçla kullanılabilen enzim hedefleriyle birlikte, ilk kez araştırılmıştır. Bu çalışmada, alfa-blokör(önleyici) ilaçların antioksidan etkileri, bu enzimlerin aktivitesi üzerindeki değişiklikler ölçülerek analiz edilmiştir. Glutatyon-S-Transferaz (GST), Süperoksit Dismutaz (SOD), Katalaz (CAT) ve Glutatyon Peroksidaz (GPX) çeşitli ilaç derisimlerine maruz bırakılmıştır. Sonuçlar su içindeki fosfat tamponu (pH 5.2) ve Terazosin HCl'deki Doksazosinmesilatın stabilitesinin (kararlılığının), -20 ℃° de muhafaza edilmesine rağmen, iki günü aşmadığını göstermiştir. Enzim analizleri Terazosinin IC50 0.0002403g / L ile Katalaz (CAT) için yaklaşık% 90 ve IC50 0.00442g / L ile Glutatyon Peroksidaz için yaklaşık % 96'lık önleyici etkileri olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte, Terazosin % 70 önleyici etkisi ve IC50 0.008941g / L ile Süperoksit Dismutaz (SOD) üzerinde aksi davranış ortaya koymuştur. Enzim analizi sonuçları, Doxazosin'in Glutatiyon Peroksidaz (GPx) üzerinde IC50 0,01109g / L ile yaklaşık % 85 civarında ve Süperoksit Dismutaz (SOD) üzerinde IC50 0,0002177g / L ile yaklaşık % 98 civarında (engelleyici) etkiye sahip olduğunu göstermiştir, ancak Doxazosinin Katalaz (KAT) enzimi üzerinde önemli hiçbir etkisi yoktur. Her iki ilacın Glutatyon-S-Transferaz (GST) enzim aktivitesi üzerindeki inhibisyon(engelleyici) etkileri % 20'den azdır.
  • Master Thesis
    Polikarbonat cam fiber-mika hibrid kompozitlerin hazırlanması ve karakterizasyonu
    (2017) Tirkeş, Seha; Tirkeş, Seha; Chemical Engineering
    Polikarbonatın fiziksel özelliklerinin geliştirilmesi, kullanım alanının oldukça geniş olmasından dolayı, hala araştırmacılar için ilgi çeken bir konudur. Bu çalışmada polikarbonat, cam elyaf ve mika kullanılarak ayrı ayrı ve hybrid olacak şekilde güçlendirilmiştir. Kompozitlerin hazırlanması, çift burgulu ekstrüder kullanılarak gerçekleştirildi. Test numuneleri, laboratuvar tipi enjeksiyon-kalıplama cihazı ile 280 oC'de hazırlandı. Tek bileşenli kompozit için cam elyaf ve mika katkılandırma oranları 5%, 10%, 20%, and 30% olarak seçildi. Hibrid kompozitler için ise toplam katkı oranı 30% olacak şekilde düzenleme yapıldı. Buna göre hibrid kompozitlerdeki katkılandırma oranları, mika/cam elyaf için sırasıyla 5/25,10/20, 20/10, 25/5 değerlerinde tutuldu. Elde edilen kompozitlerin karakterizasyonu için çekme testi, darbe testi, eriyik akış indeksi testi, diferansiyel taramalı kalorimetre analizi ve taramalı electron mikroskobu (SEM) yöntemleri kullanıldı. Sonuçlar incelendiğinde; mika için en düşük katkılama oranı olan % 5 konsantrasyonunda en iyi değerler saptanırken, cam elyaf içeren kompozitlerde ise en iyi sonuçlar optimum değer olan % 20 oranında saptanmıştır. Bu konsantrasyonların kompozitler içerisinde artışı, SEM mikrografiklerinde de görüldüğü üzere eklentilerin topaklanmasına ve PC matrisi içerisinde homojen dağılımın azalmasına sebebiyet vermiştir.
  • Master Thesis
    Silika kaplı kobalt ferrit manyetik parçacıklar üzerine tutturulmuş bimetalik paladyum-nikel nanoparçacıkların kullanımı ile amin borandan hidrojen üretilmesi
    (2016) Kaya, Murat; Kaya, Murat; Chemical Engineering
    Günümüzde katalitik sistenlerdeki yüksek aktiflikleri sebebi ile metal nanoparçacıklar ilgi çekmektedir. Metal nanoparçacıklardan hazırlanan katalizörler homojen ve heterojen katalizörler arasında bir köprü olarak bilinirler. Metal nanoparçacıklar sahip oldukları yüksek yüzey enerjileri sebebi ile sabit değillerdir ve katalitik uygulamalarda birleşerek büyük parçacıklar oluşturma eğilimindedirler. Bunun yanında bu nanoparçacıkları reksiyon ortamından uzaklaştırmak çok zordur. Bunları ayırmak için filtreleme ve santrifuj işlemleri uygulanmaktadır. Sadece metal nanoparçacıkların kullanımından doğan dezavantajları ortadan kaldırmak ve kararlılığı arttırmak ve tekrar kullanımı olan katalizörler elde edebilmek için nanoparçacıkların inorganik destek malzemeleri üzerine sabitlenmesi gerekmektedir. Bu tezde, silika kaplı manyetik parçacıklar üstünde desteklenmiş paladyum ve nikel bimetalik nanoparçacıklarını içeren yeni bir katalizör sistemi hazırlanmıştır. Pd2+ ve Ni2+ iyonlarının silika kaplı kobalt ferrit nanoparçacıklarına eklenmesinden sonra, NH3BH3 ile birlikte Pd2+ ve Ni2+ iyonlarının silika kaplı manyetik nanoparçacıkların yüzeyinde indirgenmesi sonucunda istenilen bimetalik nanoparçacıklar elde edilmiştir. Nanokompozit katalizörlerin karakterizasyonu indüktif olarak eşleşmiş plazma optik emisyon spektrometresi (ICP-OES), X-ışını kırınımı (XRD), X-ışını fotoelektron spektroskopisi (XPS), geçirimli elektron mikroskobu (TEM), yüksek çözünürlüklü- geçirimli elektron mikroskobu (HR-TEM) ve N2 adsorpsiyon–desorpsiyon teknikleri ile yapılmıştır. Silika kaplı kobalt ferrit (PdNiNPs/SiO2-CoFe2O4) parçacıkları üstünde desteklenen paladyum-bakır bimetalik nanoparçacıkları, oda sıcaklığında, başlangıçta 197 dk-1'lik çevrim frekansı sağlamıştır. Bu katalizör sistemlerinin bir diğer önemli avantajı ise, katalizörün harici bir mıknatıs yardımıyla reaktör duvarında toplanabilmesi ve sürdürülebilir katalitik aktivite özelliği sayesinde tekrar kullanılabilmesidir.
  • Master Thesis
    Görüntü işleme teknikleri ile insanların yaş ve cinsiyetlerinin tahmini
    (2016) Şengül, Gökhan; Şengül, Gökhan; Computer Engineering
    Yüz görüntülerinden görüntüdeki kişinin cinsiyetini ve yaşını tahmin etme, henüz tam olarak çözülememiş aktif bir araştırma problemidir. Bu problemin çözümü için birçok araştırmacı tarafından farklı yöntemler önerilmiş olmakla birlikte beklenen gereksinimlerle elde edilen performans arasında farklılıklar bulunmaktadır. Bahsedilen bu probleme yönelik olarak bu tez çalışmasında istatistiksel örüntü tanıma tabanlı bir yöntem önerilmiştir. Önerilen yöntemde özellik çıkarıcı olarak HOG (Histogram of Oriented Gradient) ve LBP (Local Binary Pattern) yaklaşımları kullanılmıştır. Ayrıca daha iyi sonuçlar elde etmek üzere bu iki özellik çıkarıcının sonuçları birleştirilerek de kullanılmıştır. Sınıflandırıcı olarak ise SVM (Support Vector Machines) ve KNN (K-Nearest Neighbour) yaklaşımları izlenmiştir. Performans ölçümleri için ise Birini Dışarıda Bırakma ve Hata Matrisleri kullanılmıştır. Ön işleme olarak; tüm görüntü boyutlarını aynı yapmak ve hesaplama zamanını azaltmak üzere boyut indirgeme ve görüntülerdeki aydınlık farklılıklarını ortadan kaldırmak üzere histogram eşitleme işlemleri gerçekleştirilmiştir. Önerilen yöntem FERET, UTD ve FG-NET veritabanlarından elde edilen görüntüler üzerinde test edilmiştir. Sonuç olarak HOG ve LBP özellikleri birarada kullanıldığından cinsiyet tahmininde 100%, yaş aralığı tahmininde ise 99.87% başarı elde edilmiştir.
  • Master Thesis
    Çift Fitzhugh-Nagumo nöronları için çatallanma denetimi
    (2017) Doruk, Reşat Özgür; Doruk, Reşat Özgür; Electrical-Electronics Engineering
    Sinaptik bir boşluk düğümü yoluyla elektriksel olarak bağlaşımı yapılan bir çift Fitzhugh-Nagumo nöronu üzerinde çalışılmaktadır. Bu nöronlar kendilerine sağlanan elektrik akımı yoluyla kontrol edilebilmektedirler. Elde edilen sistem çok girdili çok çıktılı (MIMO) tipi doğrusal olmayan bir sistemdir. Çatallanma kuramı ve MATLAB tabanlı MATCONT yazılımı kullanılarak elde edilen modeldeki çatallanma koşulları tespit edilmiş olup biyolojik olarak önemi olabileceği düşünülerekten değişik sinaptik iletkenlik değerleri kullanılarak analiz tekrar edilmiştir. Analiz sonuçlarının elde edilmesinin arkasından söz konusu çatallanmaları düzeltebilmek için denetleyici tasarımları yapılmaktadır. Bu denetleyici nöronlara uygun profilde bir elektrik akımı uygulayarak çatallanmanın neden olduğu olumsuz sonuçları gidermektedir. Çift nöron modeli iki giriş ve iki çıkışlı bir model olarak düşünülebileceği için ikinci derece bir arındırma süzgecinin kullanılması gerekli olmaktadır. Süzgecin çıkışı doğrusal karesel düzeltici ve izdüşümsel denetim yöntemlerinden yararlanarak hesaplanmış bir kazanç tarafından sürülmektedir.
  • Master Thesis
    Bentonit ile katkılandırılmış akrilonitril-bütadien-stiren kompozitlerinin mekanik ve termal özellikleri
    (2017) Tirkeş, Seha; Tirkeş, Seha; Tayfun, Ümit; Chemical Engineering
    Akrilonitril-bütadien-stiren polimerinin geniş uygulama alanlarından dolayı fiziksel, termal ve reolojik özellklerini geliştirmeye yönelik çalışmalar halen devam etmektedir. Bu çalışmada Akrilonitril-bütadien-stiren matrisine bentonite eklenerek kompozit hazırlanmıştır. Kompozitlerin hazırlanması işlemleri çift vidalı (aynı yönde dönen) mikro-karıştırıcı ile yapılmıştır. Testler için kullanılacak numunelerin hazırlanması da laboratuvar tipi enjeksiyon ile gerçekleştirilmiştir. Akrilonitril-bütadien-stiren polimerinin içerisine eklenen bentonit oranları %5, %10, %15 ve %20 olarak seçilmiştir. Elde edilen kompozitlerin karakterizasyonları çekme ve darbe testleri, dinamik mekanik analizleri, erime akış indisi ve taramalı elektron mikroskobu ile gerçekleştirilmiştir.
  • Master Thesis
    TOPSIS yöntemlerle tedarikçi seçimi İran'dan pilot çalışma
    (2017) Erdebilli, Babek; Erdebilli, Babek; Industrial Engineering
    Bu tez, Çok Kriterli Karar Alma (MCDM) sorunu için İdeal Çözüme Benzerlik Üzerine Tercih Sıralaması Tekniği'nin (TOPSIS) bir açıklamasını yapmakta ve Tedarikçi Seçimini (SS) gözden geçirmektedir. SS, MCDM yöntemleri ile anlaşılmış ve SS ile ilgili tüm karşılaştırmalar ve tartışmalar kısaca ele alınmıştır. Çalışma TOPSIS temelli bir değerlendirme yöntemi kullanmaktadır. Tedarikçi seçimi sorunu TOPSIS kullanılarak formüle edilmiş ve ardından girişimin etkileri ve seçim kriterleri arasındaki ilişki göz önüne alınarak kriterlerin ağırlıklarının hesaplanması için kullanılmıştır. Mevcut model, bir TOPSIS modeli kullanarak tedarikçi değişkenlerinin doğru ve kolay bir sınıflandırmasını sağlamaktadır. Bu vakada varılan başlıca sonuçların daha iyi anlaşılmasını sağlamak için sayısal bir örnek verilmiştir.