This item is non-discoverable
Adanur, Evrim Doğan
Loading...
Name Variants
Evrim Doğan, Adanur
A.,Evrim Dogan
Adanur,E.D.
E.,Adanur
A.,Evrim Doğan
E.D.Adanur
Adanur, Evrim Dogan
A., Evrim Dogan
Adanur, Evrim Doğan
Evrim Dogan, Adanur
E., Adanur
A.,Evrim Dogan
Adanur,E.D.
E.,Adanur
A.,Evrim Doğan
E.D.Adanur
Adanur, Evrim Dogan
A., Evrim Dogan
Adanur, Evrim Doğan
Evrim Dogan, Adanur
E., Adanur
Job Title
Doktor Öğretim Üyesi
Email Address
evrim.dogan@atilim.edu.tr
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output
7
Articles
2
Citation Count
0
Supervised Theses
5
7 results
Scholarly Output Search Results
Now showing 1 - 7 of 7
Article Citation Count: 1The Uses of Anachronism in Shakespeare’s Troilus and Cressida(2017) Adanur, Evrim Doğan; Department of English Language and Literature17. yüzyılın başlarında yazılan Troilus ve Cressida oyunu geçmiş ve şimdiki zamana ait farklı davranış ilkeleri barındırır. Oyunda şövalyelik zamanlarının kaybolan idealleri Truvalı Hector ile modern olanlar ise Yunanlı Ulysses tarafından temsil edilir. William Shakespeare, ortaçağa ait/feodal olan ile modern/kapitalist olanı birarada sunarak geçmiş ve çağdaşa anakronistik bir yaklaşım getirmektedir. Batı geleneğindeki en ünlü savaş ve kahramanlık hikayesinin kendi yorumunda Shakespeare, doğrusal tarih anlayışını problematize etmekte ve sadece çağdaşa ait olan davranış ve düşünce biçimlerini geçmişe taşıyarak değil, aynı zamanda modern zamanda kahraman olmanın anakronizmini de göstererek geçmişe kairotik bir bakış açısıyla bakmaktadır. Bu gerekli anakronizm Shakespeare'e Rönesans dönemine ortaçağ boyunca romans geleneği etkisiyle değişerek gelen sadece görünüşte Homeros'a ait olan bu hikayenin yeniden anlatımıyla erken modern çağın ideolojileri üzerine yorum yapmasına olanak vermektedirMaster Thesis William Shakespeare' in Julius Caesar, Hamlet ve Macbeth oyunlarındaki doğaüstü durumların dramatik yönleri(2013) Adanur, Evrim Doğan; Adanur, Evrim Doğan; Department of English Language and LiteratureBu tez, William Shakespeare' in Julius Caesar, Hamlet ve Macbeth tragedyalarındaki doğaüstü durumları dramatik açıdan incelemeyi amaçlamıştır. Doğaüstü unsurların hem dramatik hemde oyunların yapısal ve kurgusal işlevleri açısından önemli rol oynadığı saptanmış, karakter oluşumu ve olay gelişimini tamamlamaya katkıda bulunduğu gözlemlenmiştir. Bir giriş, üç gelişme ve bir sonuç bölümünden oluşan tezin giriş bölümünde, trajedinin klasik ve Shakespeare başlıkları altında tanımlaması yapılmış ve doğaüstü durumların klasik dönem oyunlarından, Rönesans' a kadar uzanan tarihsel süreçte ki kullanım biçimleri ve dönemsel işlevleri örneklerle incelenmiştir. Üç gelişme bölümü, sırasıyla oyunları kurgu ve yapısal açıdan detaylı incelemiş, doğaüstü durumların bu yapı ve kurgulamadaki dramatik önemi ortaya konulmuştur. Bu tezde, Julius Caesar' da yer verilen doğaüstü unsurların, karakter tanımlamasını desteklediği; bu doğaüstü kullanımların Hamlet'te oyunun temasını vurgulamada belirgin katkısı olduğu ve Macbeth' te oyun gelişimine ve karakter oluşumuna doğrudan etkisi olduğu gözlemlenmiştir. Sonuç bölümünde, üç oyun arasında ki belirgin paralelliklerden yola çıkılarak, doğaüstü ögelerin aynı yapısal düzlemde kullanıldığı ve aynı amaca hizmet ettiği izlenmiştir. Bu bağlamda bu çalışma, üç yolundaki doğaüstü kullanımların, yazarın öncelikle dramatik etki yaratması amaçlı kullandığını saptamıştır. Anahtar Sözcükler: Shakespeare, Doğaüstü, Dramatik unsur, Hayalet, CadıMaster Thesis Shakespeare'in Problem Oyunlarındaki İdealizm Kavramına İronik Yaklaşım(2012) Güven, Samet; Adanur, Evrim Doğan; Adanur, Evrim Doğan; Department of English Language and LiteratureBu tezin amacı, Shakespeare'ın Troilus and Cressida, All's Well That Ends Well and Measure for Measure oyunlarındaki aşk, adalet, savaş, hukuk ve dürüstlük gibi kavramların çarpıtılmasının, ince alay unsuru göz önünde bulundurularak incelenmesidir. Bu incelemelerden yola çıkarak, tezin konusu olan oyunlar vasıtasıyla Shakespeare'ın yaşadığı toplumun değerlerini ince alay vasıtasıyla eleştirdiği öne sürülmüştür.Eleştirmenlerin görüşlerinden yola çıkılarak, çalışmanın giriş bölümünde ?problem oyunlar? hakkında bilgiler verilmiştir. Birinci oyun olan Troilus and Cressida'da savaş ve aşk konusunun çarptırılarak farklı bir şekilde yansıtıldığı açıklanmıştır. All's Well That Ends Well, bu çalışmada ele alınan ikinci oyundur ve bu oyunda aşk ve dürüstlük kavramlarının ironik bir şekilde nasıl yansıtıldığı konusunda fikirler öne sürülmüştür. Tezde ele alınan son oyun ise Measure for Measure'dır.Bu oyunda ise hukuk ve adalet kavramlarının uygun bir şekilde uygulanmadığında toplumda çıkabilecek huzursuzluklar üzerinde durulmuştur.Sonuç olarak, çalışmanın temelinde Shakespeare'ın sözü edilen kavramları, oyunlarına konu olarak nasıl aldığı ve idealizm kavramının yazarın ilgili eserlerinde ince alay unsuru göz önünde bulundurularak ne şekilde işlendiği yatmaktadır.Anahtar Sözcükler: Shakespeare, Problem Oyunlar, İnce Alay, IdealizmArticle Citation Count: 0Shakespeare’in The Winter’s Tale ve Winterson’ın The Gap Of Time Eserlerinde Zamanın Travması(2018) Adanur, Evrim Doğan; Adanur, Evrim Doğan; Department of English Language and LiteratureWilliam Shakespeare’in The Winter’s Tale oyunu ve bu oyunun roman türünde yeniden yazımı olan Jeannette Winterson’ın The Gap of Time’ı zaman kavramını travmatik olarak işlemektedirler. Shakespeare ‘in oyununda, trajediye yol açan travmatik olaylar 16 yıllık bir aradan sonra “Zaman” karakterinin yardımıyla görünüşte mutlu bir sona doğru yöneltilir. Winterson’ın romanında ise anlatıcı Zaman karakterinin rolünü üstlenerek yer ve zaman değiştirir. Bu zaman değişikliği hem travmanın sonucu zamanın akışını bozarken hem de aslında başka türlü mümkün olmayacak bir uzlaşmayı olanaklı kılarak tam bir çözümleme olmadan, zoraki bir uzlaşmanın getirdiği travmaya sebep olmaktadır. Travma Shakespeare’in The Winter’s Tale oyununda mucize ve affetme yoluyla, Winterson’ın romanında ise affetme ve yeni kuşağın eski neslin hatalarını tekrar etmeyeceğine olan inanç ile geçirilmeye çalışılır. Bu makalede, bu iki eserdeki zaman boşluğunun travması Cathy Caruth’un travmatik olanı geçiştirmenin etkisi teorisi ve Thomas de Quincey’nin Shakespeare’in dramatik eyleminde normal zaman akışına taşınma kavramı doğrultusunda incelemektedir.Doctoral Thesis Güncel İngiliz Romanında Neo-viktoryen Bağlamlar: Michel Faber'in Kızıl Taçyaprağı ve Beyaz, Sarah Waters'in Usta Hırsız ve Peter Ackroyd'un Cinayet Sanatı(2015) Gündüz, Ela İpek; Adanur, Evrim Doğan; Adanur, Evrim Doğan; Er, Zekiye Antakyalıoğlu; Department of English Language and LiteratureTarihsel roman olarak değerlendirilebilen Neo-Viktoryen roman, hakiki geçmiş ve oradan çıkan tarihsel doğrular arasında uyumsuzluk/farklılık farkındalığı olan, güncel zamanların kültürel bir ürünüdür. Bu bakış açısı, 'sahte tarih' (apocryphal) de denilen tarih yazımı gibi, geçmişin alternatif versiyonlarını da sunan yeni yaklaşımlara ilgi çeker. Tarih yazımındaki bu güncel gelişmelerle, tarihsel romanın değerlendirilmesi değişmiştir ve tarihin kurgusallığı artık kurgusallığa bağışık değildir. Bu sebeple, tarihsel roman gerçek ve kurguya olan yaklaşımı açısından, ondan önce gelen tarihsel romanlardan kendini ayırır. Neo-Viktoryen roman, geçmişin alternatif temsillerinde, kurgusal gerçekliği (faction) vurgulayarak, yeni olanaklar bulur. Bu yeni bakış açısıyla, neo-Viktoryen roman ikincil öneme sahip ana karakterler ve uygunsuz Viktoryenlerin görülmeyen hayatlarının tasviri ile geleneksel Viktoryen romanların ve tarihsel metinlerin bıraktığı boşlukları doldurmayı amaçlar. Günümüz İngiliz kültürü Viktoryen döneme karşı bir ilgi içindedir. Neo-Viktoryen roman, günümüz kültürünün köklerini geçmişe dönük bir biçimde değerlendirebilmek için Viktoryen döneme odaklanır. Viktoryen dönemle olan bu geçici uzlaşma; ya daha masum zamanlara ulaşmak, ya da bugünün problemlerine neden olan kaybolmuş gerçeklikleri bulmak içindir. Öyle ya da böyle, özellikle Viktoryen hatırlanır ve sonuçta neo-Viktoryen roman ortaya çıkar. Neo-Viktoryen romanların ortak özelliği özel olarak Viktoryen, genel olarak da tarihle olan ilgileridir. Neo-Viktoryen romanlar geleneksel tarihsel roman ve onun güncel versiyonlarının bir deviasyonudur. Neo-Viktoryen romanların kendi türsel çeşitliliklerinden dolayı, onları tek bir ifade ile tanımlamak zordur. Her neo-Viktoryen roman kendisini diğerlerinden ayıran biçimsel özelliklere sahiptir. Tarihsel roman olarak Neo-Viktoryen roman hem klasik, hem yeni bir tarihsel bakış açısı içerir. Neo-Viktoryen yazarlar konularını ele alırken farklı tarzlardan yararlanırlar. Bu tarzlar genellikle geleneksel türlerden faydalanılarak oluşturulur. Özellikle romans edebi bir tür olarak neo-Viktoryen romancıların kullanımına uygun düşmüştür. Bu bağlamda, John Fowles'ın romans özellikleri taşıyan Fransız Teğmenin Kadını adlı romanı örnek alınarak bu tez üç neo-Viktoryen romana yönelik olarak hazırlanmıştır: Michel Faber'in Kızıl Taçyaprağı ve Beyaz (2002), Sarah Waters'ın Usta Hırsız (2002) ve Peter Ackroyd'un Cinayet Sanatı (1994). Bu romanların analizi ile birlikte, her biri Viktoryen döneme (formları ve içerikleri ile) farklı bir açıdan yaklaşan neo-Viktoryen romanların çeşitli türleri sunulmuştur. Bu roman türleri sırasıyla romans, duygusal ve suç romanlarıdır fakat cinselleştirilmiş bir şekildedirler. Bu geleneksel romanların özellikleri, geçmişi hatırlarken, Viktoryen cinselliğini vurgulayan bir şimdiki bakış açısıyla yeniden kullanılırlar. Yine de, bu yeni-Viktoryen romanların güncel edebiyata en önemli katkısı tarihsel roman geleneklerini yeniden değerlendirmeleridir.Master Thesis Bir Yaz Gecesi Rüyası, Nasıl Hoşunuza Giderse ve Onikinci Gece Oyunlarındaki Bakhtinsel Karnaval Ruhu: Zaman-mekan İlişkisi, Rol Değiştirme, Güldürü, Parodi ve Grotesk İmgeleme(2015) Şen, Nigar; Adanur, Evrim Doğan; Adanur, Evrim Doğan; Department of English Language and LiteratureWilliam Shakespeare'ın Bir Yaz Gecesi Rüyası (1595-96), Nasıl Hoşunuza Giderse (1599-1600) ve Onikinci Gece (1599-1600) adlı romantik komedileri, Mikhail Bakhtin'in teorisine uygun olarak mevcut dünya düzeninin ve geleneklerinin tersine çevrilmesini öngeren karnaval ruhunu yansıtır. 'Halk mizahı' geleneğine dayanan Bakhtin'in karnaval anlayışı, dünya düzenine yeni bir bakış açısı getirir. Bahsedilen üç oyun 'rol değiştirme,' 'zaman-mekan ilişkisi,' 'parodi' ve 'grotesk imgeleme' gibi karnaval kavramlarıyla ilişkilendirilip çözümlendiğinde, oyunlardaki karnavalesk bağlamda alışılagelmiş düzenin temsilcilerinin güldürü amacıyla yapılan taklitleri, taklitlerinin asıllarının yerini alması ve bozuk ya da garip vücut şekilleri gözlemlenir. Bu durum, oyunlarda dogmalara karşı olan ve doğrunun göreceli olduğunu gösteren bir karnaval dünyası oluşturur. Bu karnaval bağlam, mevcut hierarşik düzenin kurallarını geçici olarak kaldırıp yeni bir dünya görüşü sunar. Bakhtinsel karnaval bağlam ve arka plandaki şenlikler, rol değiştirme, parodi ve grotesk imgelemelerle birlikte oyunlarda temsil edilen otoriter düzene karşı farklı bir dünya algısı ortaya koyar. Bu üç romantik komedideki karnaval bağlamı, mevcut kural ve gelenekleri bozar fakat aynı zamanda otoriter güçlerin ve ilkelerin üzerinde yapıcı etki bırakır. Anahtar Sözcükler: William Shakespeare, Bir Yaz Gecesi Rüyası, Nasıl Hoşunuza Giderse, Onikinci Gece, Bakhtin, Karnaval TeorisiMaster Thesis Othello, Kral Lear Ve Hamlet'te Sahne Makyavellerin Temsili(2016) Yönden, Sıla; Adanur, Evrim Doğan; Adanur, Evrim Doğan; Department of English Language and LiteratureBu tez William Shakespeare'in Othello, King Lear ve Hamlet tragedyalarındaki antagonist karakterlerin Makyavel temsillerini incelemeyi amaçlamıştır.İtalyan Rönesansının önemli figürlerinden olan ve günümüzde politika biliminin öncüsü sayılan Niccolo Machiavelli'nin monarşi gibi çeşitli devlet yönetim rejimleri üzerine yazdığı bir inceleme olan Hükümdar kitabı, skolastik düşüncenin etkileri sebebiyle 16. yüzyıl Avrupasında din ve siyasetin birbirinden ayrılamayacağı doktrini ve ahlak unsurunun devlet yönetiminde göz ardı edilemeyeceği gerekçesiyle büyük tepki toplamıştır. Bu tepkinin Elizabeth dönemi tiyatrosunda kötü karakter oluşturulmasında büyük etkisi olduğu gözlemlenmiş, kötü karakterlerin Hükümdar kitabında ideal prenste olması gerektiği varsayılan Makyavelist düşünce politikalarını ve özelliklerini taşıdığı gözlemlenmiştir. Kuram bölümünde, Klasik dönemden İtalyan Rönesansına uzanan tarihsel süreç incelenmiş, Hükümdar'ın içeriği ve hangi açılardan Rönesans dönemi düşünürlerinden tepki topladığı açıklanmıştır. Kitabın İngiltere'de yarattığı etki mercek altına alınmış, Machiavelli'nin kimliğinden ve düşünce biçiminden nasıl soyutlandırılıp, sahtekarlığı, ikiyüzlülüğü ve manipülasyonu ifade eden bir sözcük haline getirildiği ortaya konulmuştur. Elizabeth tiyatrosunun Hükümdar'dan neden ve nasıl yararlandığı dönem oyun yazarlarından yapılan alıntılarla anlatılıp, Machiavelli'nin Shakespeare üzerindeki etkisi incelenmiştir. Analiz bölümlerinde, seçilen tragedyalardaki ana antagonist karakterler incelenmiş ve Shakespeare'in bu karakterlerini Hükümdar kitabının ideal prensinin hangi özellikleriyle şekillendirdiği ve hangi Makyavelist düşünce biçimleriyle özdeşleştirdiği analiz edilmiştir. Makyavelist düşüncenin farklı durumlarda nasıl kullanıldığını anlamak için Othello, Kral Lear ve Hamlet oyunları seçilmiş, Iago, Edmund ve Claudius karakterleri incelenerek Makyavelizm'in kişisel hırslarda, kral olma arzusunda ve krallık süresince nasıl işlevsellik gösterdiği analiz edilmiştir. Sonuç bölümünde, Makyavelist politika ve düşünce biçiminin Elizabeth dönemi tiyatrosunun hain karakterlerinin özelliklerine büyük katkı sağladığı saptanmış, incelenen tragedyalardaki kötü karakterlerin benzer 'Makyavel' özellikler taşıdığı ortaya konmuş, klasik moralist ve aristokratik düşünce yapısının Makyavelyanizm ile karşılaştırıldığı gözlemlemiştir. Bu karşılaştırmanın, Makyavelist yaklaşımın tanrısızlığı ve ahlaksızlığı savunduğu düşünülmesinden ortaya çıktığı ve dönem İngilteresinde sahip olunan erdemlerin ve ahlak sisteminin Makyavelyan düşünce ile karşıtlık yaratma amacıyla bir araya getirildiği ortaya konulmuştur. Seçilen tragedyalarda Makyavel karakterlerin olay gelişimini yönettiği fakat sonunda başarısızlığa uğratılarak dönem baskın inançlarının her zaman üstün geldiği saptanmıştır.