Köprülü, Timuçin

Loading...
Profile Picture
Name Variants
K., Timuçin
Timucin, Koprulu
K., Timucin
T.,Köprülü
Köprülü, Timuçin
K.,Timucin
Timuçin, Köprülü
Koprulu,T.
Koprulu, Timucin
K.,Timuçin
T., Köprülü
T., Koprulu
T.,Koprulu
Köprülü,T.
Job Title
Doktor Öğretim Üyesi
Email Address
timucin.koprulu@atilim.edu.tr
Main Affiliation
Law
Status
Website
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output

8

Articles

3

Citation Count

0

Supervised Theses

5

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 5 of 5
  • Master Thesis
    Çocuklara Özgü Güvenlik Tedbirleri Muhakeme ve İnfaz
    (2023) Uzun, Ekrem; Köprülü, Timuçin; Law
    Toplumsal yaşamın devamı amacıyla gerçekleştirilen suçlulukla mücadelenin, en önemli alanlarının başında hiç şüphesiz çocuk suçluluğu ile mücadele gelmektedir. Geleceğimizin teminatı çocuklarımızın suç ile ilişkileri yetişkin suçluluğundan farklı ve çok yönlü olarak ele alınmalıdır. Kusur yeteneği olmayan çocukların suçluluğunda, suçun önlenmesi ve bu suretle gerek çocukların gerekse toplumsal düzenin korunması amacıyla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamında kabul edilen çocuklara özgü güvenlik tedbirleri çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır. Bu anlamda çocuk kavramı ve çocuk suçluluğunun nedenleri ile ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından kabul edilen çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin niteliği, çeşitleri, amacı, uygulanma şartları, uygulama usulü ve infazına ilişkin Türk hukukunda yer alan düzenlemeler incelenerek, güvenlik tedbirlerinin çocuk suçluluğunu önlemede ve toplumsal düzenin korunmasında etkili olabilmesi amacıyla tespit edilen hususlar ve öneriler çalışmamızda ele alınmaktadır. Anahtar Sözcükler: çocuk, çocukların ceza sorumluluğu, çocuk suçluluğu, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri, güvenlik tedbirleri
  • Master Thesis
    Türk Ceza Hukukunda Çocuk Düşürtme Suçu
    (2024) Kara, Said Çağatay; Köprülü, Timuçin; Law
    İnsan yaşamı, içinde çeşitli evreleri barındıran ancak temelde doğumdan ölüme kadar devam eden süreci nitelemektedir. Anne rahminde gelişimini sürdüren cenin ise dış dünyadaki muhtemel bir insan yaşamının temsilcisi konumundadır. Bu nedenle insan onuru için ceninin korunması, günümüzde kabul gören bir tercihtir. Buna karşın devletlerin ya da toplumların, yegane ve asli amacının bu olduğunu ifade etmek güçtür. Nüfus politikası, dini inanç, ahlaki anlayış ve siyasi ideoloji gibi pek çok etmen, ceninin korunmasının bir araç olarak kullanılmasına sebebiyet vermektedir. Bu yönde bir mutlak koruma ise kadının kendi bedeni ve geleceğine dair tasarrufta bulunma özgürlüğünü kısıtlamaktadır. Her iki menfaat açısından bir orta yol bulmaya çalışan kanun koyucular, gebeliğin sonlandırılmasına ilişkin denge politikası izlemeyi tercih etmektedir. Nitekim Türk hukuk sisteminde de bir denge politikasının var olduğu görülmektedir. Gebeliğin hukuka uygun biçimde sonlandırılmasının sınırlarını çizen kanun koyucu, bu sınırların ihlalini ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda yaptırıma tabi tutmuştur. Bu çalışmada, Türk Ceza Kanunu'nun 99. maddesindeki çocuk düşürtme suçu incelenmiştir. Çocuk düşürtme suçu ile ilgili düzenlemeden kaynaklı bazı belirsizlik ve eksikliklerin söz konusu olduğu, bu hususlara ilişkin tartışmaların öğretiye yansıdığı ve suça ilişkin birçok hususta fikir birliğinin sağlanamadığı görülmüştür. Çalışma kapsamında, öğretide yer alan fikir ayrılıkları değerlendirilerek bir suç tipi incelemesi gerçekleştirilmiştir. Tartışmalara ilişkin görüşler ve belirsizlikler hakkında çözüm önerileri sunulmuş, suç tipine dair genel bir bakış açısı kazandırmak amaçlanmıştır. Anahtar Sözcükler: Çocuk Düşürtme, Çocuk Düşürme, Gebeliğin Sonlandırılması, Cenin, Kürtaj
  • Master Thesis
    Türk Ceza Kanunu'nda irtikap suçu
    (2024) Dağtekin, Nermin Öztürk; Köprülü, Timuçin; Law
    Bu çalışmanın konusu oluşturan irtikap suçu, 5237 sayılı TCK'nın İkinci Kitabının 'Millete ve Devlete Karşı Suçlar' başlıklı dördüncü kısmının 'Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar' kapsamında yaptırım altına alınmıştır. İrtikap suçunun; 'Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar' bölümde düzenlenmesi nedeniyle kamu idaresi kavramı, özgü suç niteliği gereği kamu görevlisi kavramı, 'Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar' ile korunan hukuki yarar, irtikap suçunun konusu, faili, mağduru, maddi ve manevi unsurları, özel görünüş şekilleri, soruşturma ve kovuşturma usulü, görevli mahkeme ve benzer suçlarla karşılaştırması çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Bu çalışma iki bölümden oluşmakta olup, birinci bölümünde 'Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar' bölümü kapsamında kamu idaresi ve kamu görevlisi kavramları ile korunan hukuki yarar; ikinci bölümde ise irtikap suçunun mülga 765 sayılı TCK ve 5237 sayılı TCK çerçevesinde düzenlenişi, suç ile korunan hukuki yarar, suçun konusu, faili, mağduru, maddi ve manevi unsurları, özel görünüş şekilleri, soruşturma ve kovuşturma usulü, görevli mahkeme ve benzer suçlarla karşılaştırması yargı kararları ve doktrin çerçevesinde incelemeye alınmıştır. Anahtar Sözcükler: irtikap, kamu idaresi, kamu görevlisi, icbar, ikna, hatadan yararlanma.
  • Master Thesis
    5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nda Düzenlenen Bilişim Sistemine Girme Suçu (tck M.243)
    (2024) İleri, Ege Oğuz; Köprülü, Timuçin; Law
    Son çeyrek asır, teknolojinin hızla gelişimiyle karakterize edilmiştir. Bu gelişim, bilişim sistemlerinin kullanımını insan hayatının her alanına nüfuz ettirerek, bireylerin ve toplumların yaşam tarzlarında devrim niteliğinde değişikliklere neden olmuştur. Daha önce yalnızca hayal ürünü olarak düşünülen teknolojik gelişmeler, artık günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Bu değişimin hızı, teknolojinin sadece birkaç yıl içinde modası geçmiş nesnelere dönüşebileceğini göstermektedir. Bu durum, bilişim teknolojilerinin küçülmesi ve kullanışlı hale gelmesiyle, insan yaşamının her köşesinde hissedilmeye başlamıştır. Teknolojik ilerlemeler, hukuki dünyada da çeşitli sorunlara yol açmıştır. Bilişim alanındaki bu gelişmeler, mülkiyet, fikri haklar, haksız fiil ve özel hayatın gizliliği gibi temel hukuki kavramların yeniden tanımlanmasını ve anlamlandırılmasını gerektirmiştir. Bu bağlamda, yazılım ve benzeri teknolojik ürünlerin korunması, bilişim sistemlerine kaydedilen bilgilere izinsiz erişim gibi konular, özel hayatın yeniden tanımlanmasını zorunlu kılmıştır. Bu çalışmanın amacı, bilişim sistemlerine girme suçunun ulusal ve uluslararası boyutlarını ele almak ve bu alandaki düzenlemelerin ve uygulamaların incelenmesi yoluyla bilişim suçlarına karşı hukuki mücadelenin önemini vurgulamaktır. Çalışmanın birinci bölümünde, bilişim kavramı, bilişim sistemleri ve bilişim suçlarının tanımı ve çeşitleri derinlemesine incelenmiştir. İkinci bölüm, bilişim suçlarına ilişkin uluslararası hukuk çalışmaları ve düzenlemeleri ele almaktadır. Üçüncü bölümde ise, Türk Ceza Kanunu'nun 243. maddesinin detaylı bir incelemesi yapılmıştır. Modern toplumda, bilişim sistemlerinin ve bu sistemlerde yer alan verilerin korunmasının sınırlarını çizmek ve bu alandaki hukuki düzenlemelerin etkinliğini değerlendirmek bu çalışmanın temel hedeflerindendir. Bu çalışma, bilişim suçlarıyla mücadelede yasa koyuculara ve hukukçulara rehberlik etmeyi amaçlamaktadır.
  • Master Thesis
    Ceza Muhakemesi Hukukunda Seri Yargılama Usulü
    (2021) Aykurt, Pınar; Köprülü, Timuçin; Law
    17/10/2019 tarih ve 7188 Sayılı Kanun ile Türk Hukuk Sistemine 'Bazı Suçlara İlişkin Muhakeme' başlığı altında yeni bir sistem olarak getirilen 'Seri Yargılama Usulü' mahkemelerin iş yükünün belli önem derecesinin altında kalan suçlar yönünden azaltılarak yargılamalara hız kazandırılmasını amaçlayan özel bir yargılama usulüdür. Seri yargılama usulünde savcı, soruşturma evresi sonunda kamu davası açmak yerine kanunda öngörülen belli suçlar bakımından tespit edeceği temel cezadan kanun gereği yarı oranda indirim yapmak suretiyle bir yaptırım belirleyerek hazırlayacağı talep yazısını onaylanmak üzere mahkemeye sunmaktadır. Seri yargılama usulünün savcıya tanıdığı geniş yetkiler neticesinde mahkemeler usul kapsamında kalan suçlar bakımından neredeyse pasif duruma getirilmiş, yetkileri yaptırımı onaylama ya da belli şartlar altında talep yazısını geri gönderme veya talebin reddiyle sınırlandırılmıştır. Seri yargılama usulü, genel muhakeme kurallarından sapan yapısıyla birlikte ceza hukukunun temel ilkelerinin ihlal edildiği tartışmalarını da beraberinde getirmiştir.