5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen bilişim sistemine girme suçu (TCK m.243)

Abstract

Son çeyrek asır, teknolojinin hızla gelişimiyle karakterize edilmiştir. Bu gelişim, bilişim sistemlerinin kullanımını insan hayatının her alanına nüfuz ettirerek, bireylerin ve toplumların yaşam tarzlarında devrim niteliğinde değişikliklere neden olmuştur. Daha önce yalnızca hayal ürünü olarak düşünülen teknolojik gelişmeler, artık günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Bu değişimin hızı, teknolojinin sadece birkaç yıl içinde modası geçmiş nesnelere dönüşebileceğini göstermektedir. Bu durum, bilişim teknolojilerinin küçülmesi ve kullanışlı hale gelmesiyle, insan yaşamının her köşesinde hissedilmeye başlamıştır. Teknolojik ilerlemeler, hukuki dünyada da çeşitli sorunlara yol açmıştır. Bilişim alanındaki bu gelişmeler, mülkiyet, fikri haklar, haksız fiil ve özel hayatın gizliliği gibi temel hukuki kavramların yeniden tanımlanmasını ve anlamlandırılmasını gerektirmiştir. Bu bağlamda, yazılım ve benzeri teknolojik ürünlerin korunması, bilişim sistemlerine kaydedilen bilgilere izinsiz erişim gibi konular, özel hayatın yeniden tanımlanmasını zorunlu kılmıştır. Bu çalışmanın amacı, bilişim sistemlerine girme suçunun ulusal ve uluslararası boyutlarını ele almak ve bu alandaki düzenlemelerin ve uygulamaların incelenmesi yoluyla bilişim suçlarına karşı hukuki mücadelenin önemini vurgulamaktır. Çalışmanın birinci bölümünde, bilişim kavramı, bilişim sistemleri ve bilişim suçlarının tanımı ve çeşitleri derinlemesine incelenmiştir. İkinci bölüm, bilişim suçlarına ilişkin uluslararası hukuk çalışmaları ve düzenlemeleri ele almaktadır. Üçüncü bölümde ise, Türk Ceza Kanunu'nun 243. maddesinin detaylı bir incelemesi yapılmıştır. Modern toplumda, bilişim sistemlerinin ve bu sistemlerde yer alan verilerin korunmasının sınırlarını çizmek ve bu alandaki hukuki düzenlemelerin etkinliğini değerlendirmek bu çalışmanın temel hedeflerindendir. Bu çalışma, bilişim suçlarıyla mücadelede yasa koyuculara ve hukukçulara rehberlik etmeyi amaçlamaktadır.The last quarter century has been characterized by the rapid development of technology. This development has revolutionized the way individuals and societies live their lives by making the use of information systems permeate every aspect of human life. Technological advances that were previously thought of as mere figments of the imagination have now become an integral part of everyday life. The speed of this change means that technology can become obsolete in just a few years. This situation has begun to be felt in every corner of human life as information technologies have become smaller and more useful. Technological advances have also led to various problems in the legal world. These developments in the field of informatics have necessitated the redefinition and reinterpretation of fundamental legal concepts such as property, intellectual property rights, torts and privacy. In this context, issues such as the protection of software and similar technological products and unauthorized access to information stored in information systems have necessitated the redefinition of private life. The aim of this study is to address the national and international dimensions of the crime of accessing information systems and to emphasize the importance of the legal struggle against information crimes by examining the regulations and practices in this field. In the first part of the study, the concept of informatics, information systems and the definition and types of information crimes are examined in depth. The second part deals with international legal studies and regulations on cybercrimes. In the third part, a detailed examination of Article 243 of the Turkish Penal Code is made. One of the main objectives of this study is to draw the boundaries of the protection of information systems and the data contained in these systems in modern society and to evaluate the effectiveness of legal regulations in this field. This study aims to guide legislators and lawyers in the fight against cybercrimes.