Orhan, Duygu Dersan
Loading...
Name Variants
Dersan Orhan, Duygu
D.D.Orhan
Orhan,D.D.
Orhan, Duygu Dersan
O., Duygu Dersan
D.,Orhan
D. D. Orhan
O.,Duygu Dersan
Duygu Dersan, Orhan
D., Orhan
D.D.Orhan
Orhan,D.D.
Orhan, Duygu Dersan
O., Duygu Dersan
D.,Orhan
D. D. Orhan
O.,Duygu Dersan
Duygu Dersan, Orhan
D., Orhan
Job Title
Doçent Doktor
Email Address
duygu.dersan@atilim.edu.tr
Main Affiliation
International Relations
Status
Website
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID

Scholarly Output
29
Articles
7
Citation Count
2
Supervised Theses
21
29 results
Scholarly Output Search Results
Now showing 1 - 10 of 29
Master Thesis Lübnan ve Suriye, Egemen Güçler Olmalarına Rağmen Birbirine Bağlı Uluslar, Lübnan ve Suriye İlişkileri, 1971–2018(2019) Darwich, Baraa; Orhan, Duygu Dersan; International RelationsBu çalışmanın amacı, Suriye'nin Lübnan'ın iç siyasetine ilişkin hegemonyasını nasıl yürüttüğünü ve bağımsızlığından bu yana her iki ülke arasındaki ilişkinin nasıl geliştiğini derinlemesine gözlemlemektir. Buna ek olarak, Suriye'nin Lübnan'a dair olası çıkarları ve bu çıkarları Lübnan üzerinde güçlü bir etkiye sahip olarak nasıl koruduğu analiz edilecektir. Buna ek olarak, Suriye'nin Lübnan üzerinde güçlü bir etki yaratarak sahip olduğu ve güvence altına aldığı olası çıkarları ve bu denli güçlü etkinin önünü açan faktörler de analiz edilecektir. Bu amaçla, çalışma her iki ülkenin Büyük Suriye'nin parçası olduğu ve ardından Osmanlı yönetimi altındayken bağımsızlık döneminden geçtiği dönemleri de kapsamaktadır. Ek olarak, Lübnan İç Savaşı olayları, ilk Suriye askeri müdahalesini işaret eden ve ardından ülkedeki varlığını meşrulaştırmayı başardığı savaş olarak incelenip sunulacaktır. Tez, suikast dönemini, özellikle de Başbakan Rafiq al-Hariri cinayetini, ardından Suriye ordusunu Lübnan'ın dışına itmeyi başaran Sedir Devrimi'ni izliyor. Ayrıca, Hizbullah'ın oluşumunun ve direniş hareketi olarak gelişmesinin ardından Lübnan parlamentosunda siyasi bir oyuncu olarak bulunmasına da değinilmektedir. Ayrıca, tez devam etmekte olan Suriye iç savaşının Lübnan'ın istikrarı üzerindeki etkilerini ve Suriye rejiminin halen kendi varlığı için savaşırken Lübnan'a uyguladığı etki derecesini incelemektedir.Article FİLMLERDE ÜLKE İMAJI: “HOLOGRAM FOR THE KING” FİLMİ ÜZERİNE BIR İNCELEME(2019) Orhan, Duygu Dersan; Eşiyok, Elif; International Relations; Public Relations and AdvertisingFilm ülkelere ilişkin imajları yaymak için kullanılan araçlardan birisidir. Bugüne kadar yapılan araştırmalar, Hollywood filmlerinde Arap imajının olumsuz tasvir edildiğine dair genel bir anlayışı ortaya koymaktadır. Ancak, “Kral için Hologram” filmi Suudi Arabistan’ının ve halkının hem olumsuz hem de olumlu yönlerine odaklanarak daha gerçekçi ve daha az önyargılı bir yaklaşım sergilemektedir. Bu çalışmanın amacı Suudi Arabistan ve halkının bir Hollywood filmi olan “Kral için Hologram” filmindeki temsilini incelemektir. Çalışmada içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın bulguları, filmdeki ülke imajına ilişkin görsellerin toplam süresinin 28.9 dakika olduğunu göstermiştir. Ülkenin politik ve sosyal niteliği ve ülkenin kapasitesi / yeterliğine ilişkin imajlar en yüksek yüzdeye sahip olarak bulunmuştur. Bu sonuç filmlerin ülke imajı için önemli bir iletişim aracı olduğunu göstermektedir.Master Thesis Türkiye'nin uluslararası göç politikalarının uluslararası göç hukukuna uyumu ve sorunları (1923-2020)(2022) Üstün, İdil; Orhan, Duygu Dersan; Orhan, Duygu Dersan; Orhan, Duygu Dersan; International Relations; International RelationsUluslararası mülteci hukukunun temelini 1951 yılında imzalanan Mültecilerin Hukukî Statüsüne Dair Cenevre Sözleşmesi ve bu sözleşme çerçevesinde kabul edilen 1967 tarihli Mültecilerin Hukukî Statüsüne İlişkin Protokol oluşturmaktadır. Mülteci kavramını tanımlamakta olan 1951 Mülteci Sözleşmesi, mülteciler için koruma sağlamaktadır. Türk anayasal sisteminde kanun değeri taşıyan 1951 Mülteci Sözleşmesi ile 1967 tarihli protokol iç hukukta temel düzenlemeler şeklinde uygulanmıştır. 30 Kasım 1994 tarihinde 'Türkiye'ye İltica Eden veya Başka Bir Ülkeye İltica Etmek Üzere Türkiye'den İkamet İzni Talep Eden Münferit Yabancılar İle Topluca Sığınma Amacıyla Sınırlarımıza Gelen Yabancılar ve Olabilecek Nüfus Hareketlerine Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik' yürürlüğe girmiştir. Bu şekilde Avrupa kıtası haricinde Türkiye'ye yönelik gerçekleşmekte olan sığınma girişimleri karşısında ihtiyaç duyulan düzenlemeler sağlanmıştır. Özellikle Suriye'den yaşanan göçmen akınından dolayı yapılan değişiklikler sonucunda, 2013 yılında 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK) yürürlüğe girmiştir. Bu tez çalışmasının amacı, 1951 tarihinde imzalanan Mültecilerin Hukukî Statüsüne Dair Cenevre Sözleşmesi'nden günümüze kadar dünyada mülteci hukukuna yönelik olarak yapılmış çok sayıdaki düzenleme bağlamında, Türkiye'de mülteci hukukuna yönelik olarak yapılmış hukuki ve idari düzenlemeleri değerlendirmektir. Bu çerçevede Türkiye'de mülteci hukukuna yönelik düzenlemelerin uluslararası düzenlemelere uyumu ve ortaya çıkan sorunlar tespit edilmeye çalışılacaktır. Anahtar Sözcükler: Göç, Mülteci, Geçici Koruma, 1951 Cenevre Sözleşmesi, Türkiye.Master Thesis Arap Baharının Ortadoğu'da Selefizmin Yükselişine Etkisi; Tunus ve Mısır'da Selefizmin Beklenmeyen Çıkışı(2022) Koç, Mustafa Mert; Orhan, Duygu Dersan; Orhan, Duygu Dersan; Orhan, Duygu Dersan; International Relations; International RelationsArap dünyasında, özellikle Arap Bahar'ından sonra bazı 'Selefi' hareketler ortaya çıktı. Arap Baharı, 17 Aralık 2010'da bir üniversite öğrencisi olan Mohamed Bouazizi'nin ekonomik, sosyal ve politik sorunlara yanıt olarak kendini yakmasıyla başladı ve sosyal medyanın etkisiyle domino etkisi ile hızla diğer Ortadoğu ülkelerine yayıldı. Bu araştırmanın amacı, dünya çapında radikal cihatçılığın arttığı Tunus ve Mısır'da devrim sonrası Selefilerin artan faaliyetlerini ve bunların demokratikleşme girişimlerine etkisini incelemektir. Bu tezin odaklandığı araştırma sorusu, Arap Baharı sonrası Mısır ve Tunus'ta Selefiliğin artmasına neden olan faktörlerdir. Bu tezin kapsamı ise 1900'lerden günümüze kadar olan dönemi kapsamaktadır. Bu tezin temel argümanı, Arap Baharı'nın Selefilik hareketinin daha siyasi bir çizgiye dönüşmesini sağladığı ve bu dönemde sadece Selefiliğin değil Müslüman Kardeşler ve Nahda Hareketi'nin de yükselişte olduğudur. Bununla birlikte, sadece siyasi İslam'da değil, aynı zamanda radikal Cihatçı İslam'da da bir artış oldu. Dolayısıyla bireylerin ideolojilerinin şekillenmesinde din ve mezhep politikaları önem arz etmektedir. Mısır ve Tunus'taki devrimlerin ardından laik-liberal partiler arasında uzun yıllardır kırgınlıklar, ekonomik sorunlar ve bölünmeler yaşanmış, bunların hepsi şeriat hukuku altında yaşamak isteyen Selefi partilerin önünü açmıştır. Bununla birlikte, radikal İslamcıların faaliyetleri nedeniyle bölgede genel bir güvenlik tehdidi ortaya çıktı.Article AVRUPA BİRLİĞİ’NİN GÜNEY AKDENİZ POLİTİKASINDA GÜVENLİK-DEMOKRASİ İKİLEMİ: ARAP BAHARI SONRASI KURUMSAL GİRİŞİMLER(2018) Orhan, Duygu Dersan; International RelationsAvrupa Birliği (AB), 2010 yılı sonunda Arap dünyasında başlayan hükümet karşıtı ayaklanmalara, diğeruluslararası aktörler gibi hazırlıksız yakalanmıştır. Bölgedeki siyasi dönüşümler, AB’nin, özellikle Akdeniz’ekıyısı olan Ortadoğu ülkeleriyle uzun yıllara dayanan ve kurumsal işbirliği ile desteklenen ilişkilerini yenidentanımlamasına yol açmıştır. Güney Akdeniz’e yönelik olarak izledikleri politikanın başarısız olduğunu ifade edenAB yetkilileri, bugüne kadar güvenlik ve ekonomik odaklı olan ilişkilerin siyasi ayağını güçlendirme ve bölgenin“demokratikleşmesine” destek olmak amacıyla yeni girişimlerde bulunmuşlardır. Ancak, Arap Baharısonrasında Ortadoğu’da oluşan yeni güvenlik tehditleri ve artan göç oranları nedeniyle, AB’nin Güney Akdenizpolitikasının halen güvenlik odaklı olduğu ve henüz bir paradigma değişikliği sağlayamadığıdeğerlendirilmektedir.Article İRAN’DA SİYASİ BİR SEMBOL OLARAK KADINLAR: PEHLEVİ REJİMİ İLE İSLAM DEVRİMİ ARASINDA KARŞILAŞTIRMALI BİR BAKIŞ(2021) Banaeinia, Masoumeh; Orhan, Duygu Dersan; International Relationsİran İslam Devrimi’nden sonra İranlı kadınlar sosyo-politik tartışmaların en önemli konularından birisi olmuştur. Bu makale, Iran İslam Devrimi’nden sonra kadın hakları konusunda yaşanan değişimi anlamak için Şah rejimi ve devrim sonrası döneme odaklanarak karşılaştırmalı bir bakış açısı benimsemektedir. Çalışmada her iki dönemde de kadınların rejimler tarafından siyasi bir sembol olarak kullanıldığı, Pehlevi rejimi sırasında modernitenin, Devrim'den sonra ise İslam'ın bir sembolü olarak sunulduğunu ortaya koymaktadır. Bu çalışma İran'da kadın hakları konusunun her dönemde sadece iç mesele olmadığını, güçlü bir dış politika aracı olarak ve İran'ın dış dünya tarafından nasıl algılandığına dair bir imaj unsuru olarak kullanıldığını göstermektedir. Kadınların sadece dış görünüşüne odaklanan kadın hakları tartışmalarının birçok önemli konunun ihmal edilmesine yol açtığı düşünülmektedir. İran Devrimi’nden bu yana ülkeyi yöneten liderlerin kadın haklarına yönelik farklı tutumlara sahip oldukları da çalışmada ortaya konmuştur. İran İslam Devrimi’nden sonra kadın hakları, cumhurbaşkanlarının kadın sorunlarına ilişkin vizyonlarına bağlı olarak ileri veya geri gittiği değerlendirilmiştir. Konu, kadınların sosyal ve siyasi hayattaki rolleri, siyasete katılım düzeyleri, farklı hükümetlerin kadın giyimine ilişkin politikaları ve eğitim hakları çerçevesinde incelenmiştir.Master Thesis Amerika'nın Obama Döneminde Orta Doğu Politikalarını Belirleyen Bireysel, Devlet ve Uluslararası Faktörlerin Etkisi(2018) Alkaçar, Ömer; Orhan, Duygu Dersan; International RelationsTezde Amerikan başkanlarının kişilik özelliklerinin Ortadoğu Politikasında belirleyici rolünün bulunup bulunmadığı temel soru olarak benimsenmiştir. Bunun için Barak Obama dönemi inceleme konusu yapılmıştır. Tezin temel analiz yöntemi temel analizdir. Bu çerçevede, Obama dönemi Ortadoğu Politikası, bireysel, devlet ve uluslararası düzey olmak üzere üç farklı açıdan incelenmiştir. Sonuç olarak, devlet ve uluslararsı düzey faktörleri etkili olsa da Obama döneminin dış politikalarını başarılı adımlar atılması ve bazen sınırlı kalmasına yol açan yumuşak güç yaklaşımında görüldüğü gibi, bireysel özelliklerin dış politikanın belirlenmesinde en etkili faktör olduğu sonucuna ulaşılmıştırMaster Thesis Neo-realist perspektifde Amerika ve İsrail'in 11 Eylül 2001 saldırıları sonrası Ortadoğu'daki güvenlik ilişkileri(2020) Kızılkaya, Menifer; Orhan, Duygu Dersan; International RelationsABD ve İsrail arasındaki ittifak Ortadoğu'nun bugünkü dinamik yapısının oluşmasına etki eden en önemli konjonktürlerin başında geliyor. Ortadoğu gerek konumu itibariyle, gerekse zengin kaynaklarından ötürü geçmişten bugüne kadar büyük güçlerin ilgi odağı olmuştur. Özellikle Soğuk Savaş döneminde Amerika bu bölgede ki çıkarlarını korumak adına birçok politika geliştirdi. Bunların başında Sovyetler Birliğinin ve Arap ulusçuluğunun bölgedeki yayılmasını önlemek adına İsrail'i caydırıcı bir aktör olarak gördü. İsrail de yeni bağımsızlığını elde etmiş bir devlet olarak Amerika'yı kendi güvenliğini sağlaması için garantör olarak gördü. İkili arasındaki ittifak özellikle 9/11 terör saldırılarından sonra Ortadoğu siyasetine yeni bir ivme kazandırdı. 11 Eylül terör saldırısı ikili arasındaki ittifak bağını güçlendirmekle birlikte, Ortadoğu siyasetine kendi çıkarları doğrultusunda yön vermelerini sağladı. Özellikle teröre karşı mücadele etiketi altında ve İsrail Lobiciliğinin etkisiyle de Irak'ın işgalini gerçekleştirdiler. İkili arasındaki ittifak 2006 İsrail-Lübnan savaşında da devam etti. Amerika ve İsrail arasında ki ittifak her ne kadar çıkarlarının uyuşmasına dayansa da, ayrıştıkları noktalarda vardır. 2011 de meydana gelen Arap Baharı ikili arasındaki ittifakın çözülmesine sebebiyet verdi. Bunun yanında ikili arasında, Filistin sorunu, Amerika ve Iran arasındaki JCPOA antlaşması ikili arasındaki ittifakın çözülmesini derinleştirdi. Trump yönetimiyle Obama dönemindeki ikili arasındaki ayrışma tekrar uyuşmaya yönelik bir boyut kazandı. Anahtar Kelimeler: İttifak Birliği, Ortadoğu, 9/11 terör saldırıları, ABD ve İsrail'in Ortadoğu'daki çıkar, güvenlik ve tehdit anlayışları.Master Thesis Somali Çatışmasında Dış Aktörlerin Rolü(2019) Derow, Abshır; Orhan, Duygu Dersan; International RelationsDerow, Abshir. Somali Çatışmasında Dış Aktörlerin Rolü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2018. Afrika Kıtası dünya sisteminin deniz aşırı hükümetlerce yüzyıllar boyunca sömürülen bölgesinde yer almaktadır. Bunun sebebi kıtada çok sayıda dokunulmamış ham madde bulunması ve uluslararası güçler ve onlara ait çok uluslu firmaların dünya sisteminde merkezi güç olmak adına bu ham maddelere sahip olmayı amaçlamalarıdır. Buna bağlı olarak yüzyıllar boyunca bu ülkeler ve ham maddeleri üzerinde kontrollerini sürdürmüşlerdir. Her ne kadar ilk başlarda amaçları ham maddeleri elde etmek, ücretsiz iş gücü ve ürünlerini satabilecekleri büyük pazarlara sahip olmak olsa da sonradan kaynaklar üzerinde hakimiyet sağlama çabasına dönüşmüştür. Bunun bir sonucu olarak da uluslararası güçlerin neden olduğu aralıksız savaş ve sefalet nedeni ile Afrika kıtası ve insanı istikrarsız hükümetlerin yönetiminde acı çekmişlerdir. Bu çalışmada, uluslararası müdahalelerin ve iç savaşların kurbanı olan Doğu Afrika ülkesi Somali ele alınmıştır. Her ne kadar iyi bir stratejik konumda yer alıyor ve zengin kaynaklara sahip olsa da, Somali'nin bu özellikleri insanları için maalesef bir fırsat yerine bir şanssızlık olmuştur. Terörist gruplar ve uluslararası firmalar kaynaklarını sömürürken, yerel halk komşu ve deniz aşırı ülkelere göç etmek zorunda kalmıştır. On yıllar boyunca Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kurumlar, süregelen iç savaşı bitirmek adına barış girişimlerinde bulunuyor olsalar da bu girişimler maalesef sonuçsuz kalmış ve ülke halen savaş ortamından kurtulamamıştır. Bu tez çalışmasında tarihi arka plan ile birlikte mevcut durum analiz edilecek ve bu bağlamda bahsi geçen uluslararası güçlerin Somali'deki temel rolü ile bunların Somali'yi nasıl etkilediği incelenecektir.Master Thesis Abd'nin 11 Eylül Sonrası Ortadoğu'ya Yönelik Dış Politikası ve Türkiye Üzerine Etkileri (2001-2011 Dönemi)(2022) Kavak, Nesrin; Orhan, Duygu Dersan; International RelationsBu çalışma ile ABD'nin Ortadoğu'ya yönelik 11 Eylül'den Arap Baharına kadar olan on yıllık dönemdeki dış politikasının detaylı olarak analiz edilerek bu politika sonrası bölgede yaşanan dönüşümün bölge ülkelerinin demokratikleşmesine ne kadar hizmet ettiğinin ve Türkiye'nin bu süreçten ne şekilde etkilendiğinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda şu araştırma sorularına odaklanılacaktır: Özgürlük ve demokrasi yayma girişimleriyle otoriter rejimleri değiştirmek isteyen ABD'nin bölge ülkelerinin istikrar ve bütünlüğünü bozmadan zemini sağlam bir demokratik toplum yaratabilmesi mümkün müdür? 2001 sonrası on yıllık süreçte ABD'nin etkisiyle bölgede ve Türkiye'nin komşularında yaşanan değişim ve dönüşüm; Türkiye'nin ulusal bütünlüğü için bir tehdit oluşturmuş mudur? ABD'nin 11 Eylül sonrası politikası, Türkiye'nin siyasal ve toplumsal yapısını şekillendirmede nasıl bir rol oynamıştır? Her toplumun kendine has değerleri olup bu değerler önemsenmeden dışarıdan yapılan müdahalelerle zemini sağlam demokratik bir toplum yaratmak mümkün görünmemektedir. Terörle mücadele adına iç barışı kökten sarsacak argümanlarla dışarıdan müdahale edilmesi, hem ülkedeki stabilitenin hem de bölge ülkelerindeki dengelerin bozulmasına neden olmaktadır. Bölge ülkeleri ile işbirliği yapmadan, bölge çıkarları gözetilmeksizin baskıcı politikalar izlenmesi, bölgedeki istikrar ve refahın sağlanamayacağını göstermektedir. 11 Eylül sonrası uygulanan ABD dış politikasıyla Ortadoğu'da yaşanan sürecin Türkiye açısından olumsuz sonuçları olduğu değerlendirilmektedir. ABD'nin 11 Eylül sonrası politikasının Türkiye'nin siyasal ve toplumsal yapısında da etkileri olduğu düşünülmektedir.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »