Orhan, Duygu Dersan

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Dersan Orhan, Duygu
D.D.Orhan
Orhan,D.D.
Orhan, Duygu Dersan
O., Duygu Dersan
D.,Orhan
D. D. Orhan
O.,Duygu Dersan
Duygu Dersan, Orhan
D., Orhan
Job Title
Doçent Doktor
Email Address
duygu.dersan@atilim.edu.tr
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output

22

Articles

2

Citation Count

2

Supervised Theses

19

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 22
  • Article
    Citation Count: 0
    Strategic Hedging or Alignment? Qatar’s Foreign Policy Toward Iran in the Wake of the Blockade Crisis
    (Uluslararasi Iliskiler Konseyi dernegi, 2023) Orhan, Duygu Dersan; Orhan, Duygu Dersan; International Relations
    The blockade imposed on Qatar changed the power dynamics in the Persian Gulf, increasing tension and insecurity in the area. Qatar’s ability to overcome the blockade was largely due to its cooperation with Iran, and the two countries’ ties grew as a result. This study investigates whether Qatar’s long-standing hedging toward Iran has changed into an alignment in the wake of the 2017 blockade. The key conclusion of the article is that, despite Qatar’s faint signals of alignment with Iran during the blockade, it did not entirely stray from its hedging strategy. Qatar-Iran relations has been selected as a case study to illustrate the effects of regional developments and security crises on the hedging strategy within the context of the Blockade Crisis.
  • Master Thesis
    Examining the determinants of the successes and failures of mass uprisings in Africa: A comparision of Uganda and Tunisia
    (2023) Orhan, Duygu Dersan; Orhan, Duygu Dersan; International Relations
    Tez, Uganda ve Tunus üzerinde durarak Afrika'daki kitlesel ayaklanmaların başarı ve başarısızlıklarının belirleyicilerini incelemeye odaklandı. Bu çalışma, Uganda ve Tunus'taki kitlesel protestoların başarısı ve başarısızlığı üzerindeki iç etkenlerin, dış etkenlerin ve hükümetin tepkisinin etkisini inceleyen çalışma hedefleri tarafından yönlendirildi ve Tunus'ta rejim değişikliğine ve Uganda'da protestoların başarısızlığına yol açan koşulları belirlemek için Uganda ve Tunus'taki ayaklanmaları karşılaştırın ve karşılaştırın. Kapsam açısından bu çalışma, Uganda ve Tunus'taki ayaklanmaların karşılaştırmasını yapmış; Tunus'taki ayaklanmanın başarısına yol açan faktörlerin ve Uganda'daki ayaklanmaların başarısızlıklarından sorumlu olanların değerlendirilmesi. Bunu değerlendirmek için tez, 2010'dan 2021'e kadar olan dönemde Tunus ve Uganda'daki kitlesel protestoları inceledi. Bulgulara göre, sırasıyla Tunus ve Uganda'daki kitlesel protestoların başarılı veya başarısız olmasını etkilemekten sorumlu olan tanımlanmış iç faktörler, sosyal medyanın etkin kullanımıydı. medya, protestocuların dayanışması, kişisel motivasyon, korku bariyerini aşma, şiir ve özgürlük imgeleri, şarkılar ve müzik, merkezi liderlik, gençlik topluluğu ve devrimi örgütleme. Bulgular ayrıca sırasıyla Tunus ve Uganda protestolarının başarılı veya başarısız olmasında rol oynayan dış faktörleri de belirledi. Bunlar arasında siyasi ittifak sistemleri, seçkinlerin etkisi ve kamuoyu vardı. Aynı şekilde bulgular, hükümetin tepkisinin, sert güvenlik, işbirliği, kabul, yasal geri itme, baskı, yasaklar ve şeytanlaştırma, tehditler ve seçici uzlaşmayı içeren protestoların başarılarını ve/veya başarısızlıklarını belirlemede önemli bir faktör olduğunu gösterdi. Tunus örneğinde, bunlar rejim tarafından kullanılmasına rağmen, protestocular dirençli olduklarını kanıtladılar ve rejim değişikliklerine neden olmayı başardılar. Ancak Uganda'daki protesto hareketleri söz konusu olduğunda, bunların rejim lehine çalıştığı ve ülkedeki protesto hareketlerine dezavantajlı olduğu kanıtlandı.
  • Master Thesis
    Arap Baharı sonrası Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya Federasyonu'nun Suriye'deki rekabeti
    (2023) Orhan, Duygu Dersan; Orhan, Duygu Dersan; International Relations
    Bu araştırmada Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Rusya Federasyonu'nun (Rusya) Suriye'deki çıkarları ve müdahale sebepleri üzerinden Suriye'deki rekabetleri incelenecektir. ABD ve Rusya İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Ortadoğu'da ve Suriye'de rekabet halinde olmuşlar, her iki güç Suriye İç Savaşı sonrası Suriye'de kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmişlerdir. Rusya Suriye sorununu uluslararası sistemdeki yerini güçlendirmek için bir araç olarak görürken, ABD bu sorun aracılığıyla Ortadoğu'yu tamamen kontrol altına alıp bölgedeki hakimiyetini güçlendirmeyi hedeflemiştir. Suriye savaşındaki ABD ve Rusya'nın rolü doğrudan askeri ve siyasi müdahale ve vekalet savaşları yoluyla gerçekleşmiş, Rusya Suriye rejiminin yanında yer alırken ABD muhalefetin yanında yer almış fakat DEAŞ terör örgütünün ortaya çıkmasıyla her iki taraf DEAŞ'ile mücadele konusunda birleşmiştir. ABD ve Rusya Suriye'de askeri üsler kurarak kendi çıkarlarını korumaya çalışmıştır, ABD Suriye'de petrol ve doğalgaz kaynaklarını kontrol altına alırken Rusya sıcak denizlere inme politikası çerçevesinde Akdeniz'deki hakimiyetini arttırmıştır.
  • Master Thesis
    Büyüyen Doğu-Batı rekabeti bağlamında Türkiye'nin Afrika dış politikası: Yumuşak güç diplomasisinin analizi (2005-2021)
    (2021) Orhan, Duygu Dersan; Orhan, Duygu Dersan; International Relations
    Sömürgeleşme süreci sona ermesine rağmen, Afrika kıtasındaki uluslararası rekabetin diğer aktörler tarafından modern yöntem ve araçlarla sürdürüldüğü görülmektedir. Üstelik, Avrupa devletlerinin kurmuş oldukları düzen, bölgeden çıktıklarında Afrika toplumunun gerçekleriyle örtüşmemiş ve uzun yıllar kalkınmasının önündeki en büyük engellerden biri olmuştur. Afrika toplumlarının sosyal yapısına uymayan zorlama sınırlar, bir yandan anlaşmazlıklara ve etnik çatışmalara neden olurken, diğer yandan da yeni kurulan ülkelerin ticaretine, ulaşımına ve ekonomilerine zarar vermiştir. Kaçınılmaz olarak, şiddet ve güvensizlik ortamı devlet kurumlarını zayıflatmış ve Afrika ülkelerinin siyasi ve ekonomik ilerlemesini engellemiştir. Ne yazık ki, kıtadaki küresel rekabeti devralan yeni aktörlerde kıta ülkeleriyle ilişkilerinde mevcut düzeni korumak için kendilerini konumlandırmanın haricinde bölgenin sosyal ve ekonomik kalkınmasına herhangi bir katkıda bulunmamışlardır. Türk dış politika anlayışı ile ilgili olarak; Sovyetler Birliğinin 1991 yılında dağılması Amerika Birleşik Devletleri'nin yeni dünya düzeninin tek süper gücü olarak ortaya çıkmasına ve uluslararası sistemin tek kutuplu bir yapıya dönüşmesine neden olmuştur. Bu kapsamda, yeni dünya düzeninin değişen dinamikleri nedeniyle, soğuk savaş döneminin ardından iki kutuplu yapının son bulması Türkiye için de yeni fırsatlar ve ortaklıklar bağlamında bir manifesto niteliğinde olmuştur. Kuşkusuz Türkiye, başlangıçta Afrika'ya açılma politikası kapsamında tarihsel bağlarını ve kültürel benzerliklerini kullanarak olumlu bir atmosfer yaratma avantajına sahip olmuş ve ayrıca 2005'te Afrika'ya açılma girişiminin tezahürü, yumuşak güç diplomasisinin kıtanın bazı bölgelerinde uygulanmasına ivme kazandırmıştır. Ancak, uygulanan dış politika öncelikleri Türkiye açısından hem fırsatlar sunmuş hem de zorluklara neden olmuştur.
  • Master Thesis
    2003 Irak savaşı sonrası Türkiye ve Irak arasındaki ilişkiler: 2003-2014
    (2019) Orhan, Duygu Dersan; Orhan, Duygu Dersan; International Relations
    Layla Ghalib, '2003 Irak Savaşı Sonrası Türkiye ve Irak Arasındaki Ilişkiler: 2003-2014,' Lisansüstü, Ankara, 2019. Bu çalışmanın odak noktası, devam eden iyi ekonomik ilişkilerin aksine Türkiye ile Irak arasındaki siyasi ilişkilerin 2010 sonrasında kötüye gitmesi ve 2012 yılında da bu kötüleşmenin zirvesine ulaşmasının ardındaki nedenleri analiz etmektir. İki devlet arasında artan 'ticaret devleti' ilişkileri siyasi alana yansıtılmamıştır. Türkiye ve Irak ilişkilerindeki siyasi sorunlarla ilgili olarak, komşu ülkelerle ekonomik karşılıklı bağımlılık alanı oluşturmaya çalışan Türkiye'nin artmakta olan ekonomik ilişkilerine yapılan atıflara Ankara ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) arasındaki iyi ekonomik ilişkilerin sebepleri ile detaylı bir şekilde yer verilmiştir ve bu durumun Bağdat-Ankara ilişkilerine yansıması sunulmuştur. Irak siyasetinde tarikatçılığın artması ilişkilerin azalmasında önemli bir faktör olarak gösterilmektedir. Buna ek olarak Kürt sorunun ve PKK saldırılarının Türk – Irak ilişkilerine etkisi incelenmiştir. 2003 sonrası Türkmen sorunu ve onların Iraktaki haklarının Türkiye-Irak ilişkileri üzerine etkileri analiz edilmiştir. Türkiye-Irak ilişkilerinin yerel ve bölgesel faktörlerine ek olarak Arap Baharının, özellikle Suriye krizinin sonuçları da Türkiye-Irak arasındaki ilişkilerin kötüleşmesine sebep olan bir etken olarak incelenmiştir. Son olarak bu çalışma, Türkiye Irak ilişkilerinin tarihi, mevcut durumu ve geleceği hakkında daha geniş bir bölgesel bağlamda sonuçlara ulaşmaktadır.
  • Master Thesis
    Suriye iç savaşı bağlamında Rusya-Suriye ilişkileri ve Rus-Amerikan rekabeti üzerindeki etkileri
    (2020) Orhan, Duygu Dersan; Orhan, Duygu Dersan; International Relations
    Orta Doğu bölgesi Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana bazı anlaşmazlıklardan muzdariptir. Özellikle siyasi, ekonomik ve askeri istikrarsızlıklarla ilgili konular o zamandan beri hiç çözülememiştir. Suriye, Ortadoğu'nun önemli ve karmaşık devletlerinden biridir. Bu tezde, nitel araştırma yöntemi kullanılarak Suriye'nin tarihsel ve mevcut durumundan kaynaklanan sorular cevaplanmaya çalışılmıştır. Bu nedenle Suriye'nin Rusya için neden önemli olduğu, Rusya'nın Suriye konusundaki çıkarları, Rusya ve ABD'nin Suriye konusunda neden farklı yollar izlediği ve her iki tarafın rekabetinin neden Soğuk Savaş 2.0'a dönüştüğü de bu çalışmanın sorularıdır. 1946'dan bu yana Suriye, derin iç meseleler ve uluslararası ilişkilerde sıkıntılı bir süreçten geçmiştir. İç meselelerde siyasi rekabet ve İsrail ile tarihten gelen düşmanlık, Soğuk Savaş döneminde büyük bir zorluğa neden olmuştur. Suriye'nin çok etnik ve çok mezhepli yapısı nedeniyle Hafez Assad döneminden başlayarak mezhep meseleleri ortaya çıkmıştır. Babasının halefi olan Bashar Assad da benzer sıkıntı ve sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Sovyetler Birliği'nin halefi Rusya Federasyonu ile de Sovyetler Birliği ile gelen köklü tarihsel bağlar devam etmiştir. Suriye İç Savaşı başladığında Rusya, Assad Rejimi lehine hızla yanıt vermiştir. Aynı zamanda, ABD'nin, özellikle 11 Eylül'den sonra, Orta Doğu politikalarındaki başarısızlığı, Orta Doğu bölgesindeki terörist faaliyetlerini ortaya çıkarmış ve dünyanın geri kalanına yayılmıştır. Rusya Devlet Başkanı Putin'in Orta Doğu ve Doğu Akdeniz bölgesindeki uzun vadeli hedefleri taraflar arasında büyük bir rekabete yol açmıştır. Rusya ve ABD, bu rekabete katılan vekilleri ile Orta Doğu bölgesinde bir güç haline gelme konusunda çatışmasıyla, Suriye'nin sonsuz iç istikrarsızlıkları yeni bir duruma yol açmıştır. Bu durum yeni bir Soğuk Savaşı göstermekte ve egemen taraflar arasında 'Soğuk Savaş 2.0' olarak telaffuz edilmektedir.
  • Master Thesis
    Suriye iç savaşı ve Türkiye'nin sınır ötesi harekâtlarının önemi
    (2022) Orhan, Duygu Dersan; Orhan, Duygu Dersan; International Relations
    Orta Doğu coğrafyasında 2010 yılında başlayan Arap Baharı ayaklanmaları kısa sürede Suriye'ye de sıçramış ve ülkede iç savaş başlamıştır. Türkiye, sınır komşusunda mevcut statükonun sarsılması ve ardından yaşanan iç karışıklığın sonlandırılması için gerekli girişimlerde bulunmuşsa da fayda etmemiştir. Söz konusu iç karışıklık, Suriye'nin kuzeyinde, rejim tarafından kontrolün kaybedilmesini ve bölgede terör örgütlerinin oluşmasını sağlamıştır. Suriye'deki terör grupları Türkiye'ye saldırmış ve terör eylemleri gerçekleştirmiştir. Türkiye, bölgedeki şiddetin sonlandırılması için dünya kamuoyundan uluslararası hukuk çerçevesinde destek beklemiş; ancak Suriye sadece uyarılmış ve kınanmıştır. Türkiye, artan terör saldırıları neticesinde sınırının terörden arındırılması için askerî operasyonlar düzenlemiştir. Söz konusu gelişmeler kapsamında bölgeye yönelik gerçekleştirilen stratejik hamleler önem arz etmeye devam etmektedir.
  • Master Thesis
    Lübnan ve Suriye, egemen güçler olmalarına rağmen birbirine bağlı uluslar, Lübnan ve Suriye ilişkileri, 1971–2018
    (2019) Orhan, Duygu Dersan; Orhan, Duygu Dersan; International Relations
    Bu çalışmanın amacı, Suriye'nin Lübnan'ın iç siyasetine ilişkin hegemonyasını nasıl yürüttüğünü ve bağımsızlığından bu yana her iki ülke arasındaki ilişkinin nasıl geliştiğini derinlemesine gözlemlemektir. Buna ek olarak, Suriye'nin Lübnan'a dair olası çıkarları ve bu çıkarları Lübnan üzerinde güçlü bir etkiye sahip olarak nasıl koruduğu analiz edilecektir. Buna ek olarak, Suriye'nin Lübnan üzerinde güçlü bir etki yaratarak sahip olduğu ve güvence altına aldığı olası çıkarları ve bu denli güçlü etkinin önünü açan faktörler de analiz edilecektir. Bu amaçla, çalışma her iki ülkenin Büyük Suriye'nin parçası olduğu ve ardından Osmanlı yönetimi altındayken bağımsızlık döneminden geçtiği dönemleri de kapsamaktadır. Ek olarak, Lübnan İç Savaşı olayları, ilk Suriye askeri müdahalesini işaret eden ve ardından ülkedeki varlığını meşrulaştırmayı başardığı savaş olarak incelenip sunulacaktır. Tez, suikast dönemini, özellikle de Başbakan Rafiq al-Hariri cinayetini, ardından Suriye ordusunu Lübnan'ın dışına itmeyi başaran Sedir Devrimi'ni izliyor. Ayrıca, Hizbullah'ın oluşumunun ve direniş hareketi olarak gelişmesinin ardından Lübnan parlamentosunda siyasi bir oyuncu olarak bulunmasına da değinilmektedir. Ayrıca, tez devam etmekte olan Suriye iç savaşının Lübnan'ın istikrarı üzerindeki etkilerini ve Suriye rejiminin halen kendi varlığı için savaşırken Lübnan'a uyguladığı etki derecesini incelemektedir.
  • Master Thesis
    İran Devrimi sonrası kadın hakları 1989-2013
    (2017) Orhan, Duygu Dersan; Orhan, Duygu Dersan; International Relations
    İranlı kadınlar, İran devriminden sonra sosyo-politik haklar konusunda daima gündemin ilk konusu olmuştur. 1979 sonrasındaki kısıtlamalar dolayısıyla, Pavlavi rejimi ile mukayese edildiğinde, devrimin kurbanı oldukları zannedilmektedir. Bu tez, kadın meseleleri konusundaki politikalarına dayalı olarak 1989-2013 arasında politikalarının kadınları nasıl değiştirdiği ile ilgili üç devlet başkanı Rafsanjani, Khatami, ve Ahmadinejad üzerinede odaklanmaktadır. Bu araştırmanın amacı, kadın hakları çalışmaları literatürüne katkı sağlamak olup, bu tezin savı İran'daki devrim sonrası süreçte, her bir başkanın yerel ve dış politikalarından etkilenen ve dini kuruluşlardan etkilenen kişisel vizyon ve ilişkiler konusunda kadın hakları üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu araştırmadan elde edilen bulgular, sadece dış politika değil, ancak aynı zamanda da dış politikalar konusundaki siyasi ve diplomatik ilişkilerin de kadın meselelerini aynı derecede etkileyeceğini göstermektedir. Bundan başka, Pavlavi rejimi süresince bunlar, çağdaşlık sembolü olarak kullanıldılar ve devrim sonrası süreçte de İslam' ın sembolü oldular. İran politikalarının bir parçasıydılar. Asla İran vatandaşları olmadılar, sadece İran' ın sembolü oldular.
  • Master Thesis
    Uluslararası hukukta insani müdahale: Libya ve Suriye örneklerinin değerlendirilmesi
    (2023) Orhan, Duygu Dersan; Orhan, Duygu Dersan; Yılmaz, Gözde; Coşkun, Çiçek; International Relations
    2010 yılı sonunda Tunus'ta başlayan ve tüm Orta Doğu'yu etkisi altına alan Arap Baharı'ndan bölge ülkeleri farklı düzeylerde etkilenmiştir. Protestoların şiddetli yaşandığı bazı ülkelerde yönetimlerin isyancılara karşı kuvvet kullanımı tartışmalara yol açmış, uluslararası toplumun müdahale sorumluluğu ilkesini gündeme getirmiştir. Özellikle Libya ve Suriye'de ülke liderlerinin halkına uyguladığı zulümler tüm dünyanın tepkisine yol açmıştır. Libya'da Kaddafi'nin halkına uyguladığı şiddet, Birleşmiş Milletler'in Güvenlik Kurulu kararı sonrasında gerçekleştirilen insani müdahale ile sonlandırılmıştır. Suriye'de ise Beşar Esad'ın halkına yönelik kuvvet kullanımına karşı ülke bazlı kısıtlı müdahaleler gerçekleştirilmiş olsa da uluslarüstü bir aktör olan Birleşmiş Milletler, insani müdahalede bulunmamıştır. Bu tez çalışması, uluslararası hukuktaki insani müdahalelerin ülkelere, zamana ve gelişen dinamiklere göre farklılık arz ettiğini; Libya ve Suriye örneklerini karşılaştırarak değerlendirmektedir. Ek olarak Birleşmiş Milletler, bölgesel örgütler ve tekil devletler dahil olmak üzere uluslararası aktörlerin krizlere yanıt olarak insani müdahaleleri başlatma - yürütmedeki rolünü ve bunu yaparken karşılaştıkları zorlukların, ikilemlerin üzerinde durmaktadır. Çalışmada Libya'da insani müdahale uygulanırken neden Suriye'de uygulanamadığını sorusuna odaklanmaktadır. 2011'de Libya'ya yönelik olarak gerçekleşen insani müdahale incelenerek, bu durumun genel insani müdahale konseptine nasıl bir katkıda bulunduğu değerlendirilmektedir. Suriye'deki insani müdahale eksikliği konusu tartışılarak, bu sürecin karşısındaki engeller ve tartışmalı noktaları ele alınmaktadır. Bu çerçevede, insani müdahale konusunda her vakanın kendine özgü bağlamını dikkate almanın önemi ve belirli zorluklara ve koşullara yönelik özel stratejilere duyulan ihtiyaç vurgulanmaktadır.