TR-Dizin
Permanent URI for this collectionhttps://ada.atilim.edu.tr/handle/123456789/21
Browse
Browsing TR-Dizin by WoS Q "N/A"
Now showing 1 - 20 of 418
- Results Per Page
- Sort Options
Article Citation Count: 0-(2022) Çınar, Sevil; Boztepe, Handan; Özcebe, Hilal; NursingAmaç: Bu çalışmada, adölesan yaş grubundaki e-sağlık okuryazarlık düzeylerinin, adölesan karar verme süreçleri ile\radölesanların ve ebeveynlerin sosyal ve ekonomik belirleyicileri ile ilişkisinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır.\rMethods: Katılımcılar Türkiye’deki farklı sosyoekonomik yerleşimlerdeki liselerin 9-12. sınıflarında okuyan 14-18 yaş\rgrubudur. Veriler, adölesanların ve ebeveynlerinin sosyo-demografik özelliklerine ilişkin sorulardan oluşan veri toplama\rformu, Ergen Karar Verme Ölçeği ve Adölesanlar için E-Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Veriler, 14 ila\r18 yaşları arasındaki 1.082 adölesandan toplanmıştır.\r Results: Adölesanların yaşı, ailenin aylık geliri, karar verme puanları arttıkça e-sağlık okuryazarlığı düzeyi artmaktadır.\rAdolesanların ekonomik durumu ve yaşı, e-sağlık okuryazarlığını oluşturan temel faktörlerdir.\rConclusions: Adölesanlara güvenilir sağlık bilgilerini nasıl bulacaklarını ve kendi sağlıklarını korumak için uygun\rkararları nasıl alacaklarını öğretmeyi amaçlayan e-sağlık okuryazarlığı eğitiminin acilen iyileştirilmesine ihtiyaç vardır.\rGelişmekte olan ülkelerde hükümetlerin sosyal politikaları olarak düşük sosyoekonomik statüdeki ergenlere e-sağlık bilgi\rokuryazarlığı ve hizmetleri sağlanmalıdırArticle Citation Count: 014-18 Yaş Grubundaki Çocuklarda İlaç Bilgisi ve İlaç Kullanım Durumlarının Belirlenmesi(2022) Çınar, Sevil; Boztepe, Handan; Özcebe, Hilal; NursingBu çalışmanın amacı çocukların ilaçlarla ilgili bilgilerini, ilaç kul- lanım durumlarını ve bilgi kaynaklarını belirlemektir. Bu araştırma tanımlayıcı olarak Türkiye’nin başkenti olan Ankara İlindeki Mil- li Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı farklı sosyoekonomik düzeyde olan (düşük, orta yüksek) üç okulda gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini seçilmiş olan okullardaki 9., 10., 11. ve 12. sınıfların- da okuyan 14-18 yaş grubundaki toplam 1082 çocuk oluşturmuş- tur. Araştırmaya katılan çocukların %81,6’sı ağrı kesici ilaçları, %47,7’si antibiyotiği, %30’u mide ilacı, %22,6’sı adale gevşetici ilaçları ve %18,8’ı stres ilaçlarını bildiklerini ifade etmişlerdir. Kronik hastalığı olan ya da hastanede yatanların, kronik hastalığı olmayan, hastanede yatmayan ve son altı ay içinde doktora gitme- yenlere kıyasla doğru ilaç kullanımıyla ilgili bilgilerinin daha fazla olduğu bulunmuş; istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmıştır. Bu çalışmanın sonunda çocukların ilaçlar hakkındaki bilgilerinin geliştirilmesine gereksinim olduğu belirlenmiştir.Article Citation Count: 01982 Anayasası’nda TBMM ve Cumhurbaşkanı Seçimine İlişkin Süreler Üzerine(*)(2023) Bakırcı, Fahri; Kılıç, Abbas; Law2017 Anayasa değişikliklerinden sonra mevzuatın uyumlulaştırılması çalışmaları kapsamında seçim kanunların- da da değişiklikler yapılması gerekmiştir. Ancak çok sayıda kanunda kısa sürede kapsamlı değişiklikler yapılması zorunluluğu nedeniyle bazı tekrarlar ve uyumsuzluklar gözden kaçmıştır. Makalede bu tekrarları saptamaya ve uyumsuzlukları gidermeye yönelik öneriler geliştirilmeye çalışılmaktadır. Bu bağlamda 1982 Anayasası döneminde Anayasa’da ve seçim kanunlarında süreler yönünden yapılan değişiklikler topluca gözden geçirilmekte ve konuyla ilgili önemli Anayasa Mahkemesi ve Yüksek Seçim Kurulu kararları özetlenmektedir. Böylece bir taraftan seçim mevzuatında yer alan sürelerin güncel durumu ortaya konurken, diğer taraftan bu sürelerin gelişim aşamaları da açıklanmış olmaktadır.Article Citation Count: 03-boyutlu pürüzlülük ölçüm sistemi(2004) Dönmez, Senayi; Sarı, Yasin D.Mermer madenciliğinin en önemli aşamalarından biri olan parlatma ve cilalama ile ilgili çalışmalar, son yıllarda gelişen mermer teknolojisine paralel olarak yoğunlaşmıştır. Bu çalışmalar genel olarak optimum aşındırıcı ve parlatıcı geliştirilmesine yöneliktir. Optimum aşındırıcı tasarımı, yüzey pürüzlülüğünün doğru ve hassas ölçülmesiyle doğrudan alakalıdır. Şu anda varolan ölçüm sistemleri yüzey pürüzlülüğünü iki boyutlu ve kısa bir mesafede (yaklaşık < 3 cm) ölçebilmektedir. Doğru bir pürüzlülük ölçümü mermer yüzeyinin tamamını kapsayacak (ör. 30x30 cm) şekilde ve üç boyutlu (yüzey pürüzlülük haritası) olmalıdır. Diğer taraftan parlatılmış yüzeylerin kalitesi bir uzmanın gözlem muhakemesi ve tecrübesiyle saptanmaktadır; bu da doğal olarak uzmandan uzmana değişen göreceli bir kavram olarak kalmaktadır. Bu çalışma, ilk aşama olan yüzeyin üç boyutlu haritalanmasına yönelik pürüzlülük ölçüm sisteminin tasarımı olup, yüzey parlaklık ölçüm sisteminin geliştirilerek imalatının yapılmasına hazırlık niteliğindedir.Article Citation Count: 0359 Türkçe Kişilik Sıfatının Beğenirlik Değerlendirmeleri(2018) Demirutku, Kürşad; Orta, İrem Metin; Department of PsychologyPsikolojinin farklı altalanlarında değişik konu başlıklarında yapılan çalışmalarda kişilik sıfatları uyaran olarak kullanılagelmiştir. Bu tür çalışmalarda sözcüklerin beğenirlik normlarının bilinmesi, olası karıştırıcı etkileri kontrolaltına almak için önemlidir. Ancak, ilgili alanyazında Türkçe kişilik sıfatlarının beğenirlik normlarını içeren böylesibir veritabanı yoktur. Bu çalışmanın amacı bu eksiği giderecek bir veritabanı oluşturmaktır. Ardışık dört çalışmada,öncelikle Türkçe kişilik sıfatlarını içeren bir sözcük havuzu oluşturulmuştur. Ardından, bu ilk listedeki sıfatların anlamlılık düzeyleri incelenmiş ve 359 kişilik sıfatını içeren nihai liste hazırlanmıştır. Bu liste bir üniversite öğrencisiörneklemine sunularak her bir sıfat için beğenirlik ölçümleri alınmıştır. Son olarak, farklı bir üniversite öğrencisiörnekleminde test-tekrar test güvenirlik katsayıları hesaplanmıştır. Buna ek olarak, beğenirlik ölçümlerinin geçerliğini sınamak için iki denence geliştirilmiştir. Birinci denenceyi destekler şekilde havuzdaki kişilik sıfatlarınınTürkçe’deki kullanım sıklığı ile çalışmada ölçülen beğenirlik puanları arasında pozitif korelasyon gözlenmiştir.Ayrıca, ikinci denencede önerildiği üzere, olumsuz kişilik sıfatlarının düşük beğenirlik değerlendirmelerinin, olumlukişilik sıfatlarının yüksek beğenirlik değerlendirmelerinden daha güçlü olduğu da etki büyüklüğü ölçümleriyle tespit edilmiştir. Çalışmanın sınırlılıkları göz önünde bulundurularak, oluşturulan veritabanının Türkiye’de yapılacakbenlik kavramı, kalıpyargılar, prototipler, izlenim oluşturma ve bellek süreçleri gibi çeşitli başlıklardaki çalışmalarayöntemsel bir kaynak olacağı düşünülmektedir.Article 4b Fmrı Tabanlı Alzheimer Hastalığının Ön Tespiti için 3b-capsnet ve Rnn Modellerinin Kullanılması(2024) İsmail, Ali; Dalveren, Gonca Gökçe Menekşe; Information Systems EngineeringAlzheimer hastalığının (AH) ilerlemesinin erken tahmini, bilişsel gerilemenin daha etkili bir şekilde yavaşlatılmasına yardımcı olabilmektedir. Dinlenme durumu fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (dd-fMRG) kullanılarak otomatik AH tanısı için evrişimli sinir ağlarına (ESA) dayalı farklı yöntemlerin uygulanmasına yönelik çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalarda tanıtılan yöntemler iki büyük zorlukla karşılaşmaktadır. Birincisi, fMRG veri kümeleri küçük boyutta olduğundan aşırı uyum gözlemlenebilmektedir. İkincisi, fMRG oturumlarının 4 boyutlu (4B) bilgilerinin verimli bir şekilde modellenmesi gerekmektedir. Çalışmalardan bazıları, derin öğrenme yöntemlerini, 4B bilgiyi modellemek için fMRG verilerinden oluşturulan fonksiyonel bağlantı matrislerine veya ayrı 2B dilimler veya 3B hacimler olarak fMRG verilerine uygulamıştır. Ancak bu durumun her iki yöntem türünde de bilgi kaybına neden olduğu gözlemlenmiştir. Bu çalışmada, AD tanısı için fMRG verilerinin uzay-zamansal (4B) bilgilerini modellemek amacıyla Kapsül ağı (CapsNet) ve tekrarlayan sinir ağını (RNN) temel alan yeni bir model önerilmektedir. Önerilen modelin etkinliğini değerlendirmek için deneyler yapılmıştır. Sonuçlara göre, önerilen modelin AH’na karşı normal kontrol (NK) ve geç hafif bilişsel bozukluk (GHBB) ile erken hafif bilişsel bozukluk (EHBB) sınıflandırma görevlerinde sırasıyla %94.5 ve %61.8 doğruluk elde edebildiği görülmüştür.Article Citation Count: 0Acemhöyük Sarıkaya Sarayi Kerpiç Koruma Ve Onarımında Nano Kireç Ve Yumurta Akı Kullanımı(2022) Kılıççöte, Nazire Cansen; İdil, Ali Ç.Kerpiç, Anadolu’da tarih boyunca kullanılmış bir yapı malzemesidir. Ancak zaman içerisindeki doğa koşullarından etkilenen kerpiç özellikle arkeolojik alanlarda büyük bir koruma sorunu haline dönüşmektedir. M.Ö. 2000 yıllarına tarihlenen Acemhöyük Sarıkaya Sarayı da böylesi bir koruma sorunu ile karşı karşıyadır. Bu araştırmada, kireç/ kil gurubu bileşikleri ve su ilişkisinin yıllar içindeki etkisi sonucu yapıda oluşmuş çatlak ve boşlukları doldurmak için kullanılabilecek malzeme önerileri getirilmeye çalışılmaktadır. Yapıdan alınan küçük boyutlardaki örneklerde jeo-kimyasal bileşik, parçacık dağılımı ve yoğunluk analizleri yapılmıştır. Sonrasında kerpiç yapı malzemesinin temel ögesi olan sönmüş kireç, Nano-kireç ve yumurta akı ile hazırlanan karışım üzerinde temel sağlamlaştırma deneyleri yapılmıştır. Sonuçta, Saray duvarlarındaki çatlak ve boşluklarda kullanılmak üzere “Temel onarım çözeltisi” ve “imitasyon onarım harç /sıva karışımı” olarak ayrı ayrı onarım reçeteleri hazırlanmıştır. Temel süspansiyon çözeltisi duvar yüzeyine uygulanmış ve doğa koşullarına açık bırakılarak beş yıl gözlemlenmiştir. Hazırlanan reçetelerin genel bilgileri özet olarak yazımız içinde de verilmiştir.Article Citation Count: 2Açık ders malzemelerine genel bakış: Türkiye Bilimler Akademisi örneği(2013) Al, Umut; Madran, Rafet OrçunBu çalışmada açık ders malzemeleri konusu genel olarak ele alınmakta, Türkiye Bilimler Akademisinin açık ders malzemeleri platformu incelenmektedir. Türkiye Bilimler Akademisi açık ders malzemeleri platformu kapsamında 22 ayrı kategoride 81 adet ders bulunmaktadır. Çalışmamızda Google Analytics aracılığıyla bu derslere ait kullanım verileri analiz edilmektedir. Makale kapsamında Türkiye Bilimler Akademisi açık ders malzemeleri platformuna ilişkin kullanım verilerinin Google Analyticsden elde edildiği ilk tarih olan 15 Ocak 2011 ile 15 Ocak 2013 arasındaki iki yıllık döneme ait veriler incelenmektedir. Buna göre araştırmamıza konu olan iki yıllık süre zarfında siteyi 315.830 kişinin ziyaret ettiği ve bu kişilerin toplamda 445.982 ziyaret gerçekleştirdiği saptanmıştır. Sitenin içeriğinin gelişmesi ve daha yaygın şekilde tanıtılması sonucunda zaman içinde siteye gösterilen ilgide artış olduğu görülmektedir. Ancak siteden ülke çapında yararlanma düzeyinin sınırlı olduğu, kullanımın belli coğrafyalarda yoğunlaştığı ve belli coğrafyalarda kullanım düzeyinin neredeyse yok denecek kadar az olduğu anlaşılmaktadır. Dünyadaki konu ile ilgili gelişmeler ve ülkemizdeki üniversite, öğrenci ve akademisyen sayıları dikkate alındığında, açık ders malzemeleri ile ilgili şimdiye kadar yapılanların sorgulanması gerekmektedir.Article Afet Mevzuatından Kaynaklanan Yapısal Sorunlar: Teşkilat, İmar Afları ve Yapı Denetimi(2023) Sever, Dilşad Çiğdem; LawTürkiye’de başta deprem olmak üzere doğal afetlerin gerçekleşmesi beklenmedik bir durum değildir. Bu tür doğal olayları baş edilmesi güç bir afet haline getiren ve bu denli büyük yıkımlara yol açan, risk azaltmak için gerekli önlemlerin alınmaması ve dirençlilik oluşturulmamasıdır. Türkiye’de cumhuriyetin ilk yıllarından beri düzenleme konusu olan afetlerle ilgili mevzuat dağınık bir görünüme sahiptir ve bütüncül politika veya uygulamalar geliştirilmesi için elverişli değildir. Afet risklerinin azaltılması için sağlıklı bir kentleşme ve yapı üretimi sürecinin güvence altına alınması ve buna uygun bir yapı oluşturulması gerekir. Buna karşılık, Türkiye’de 1950’lerden itibaren özel teşkilat oluşturulan afet idareleri etkili olamamış, 2009 yılında AFAD kurularak farklı işlevlerin bu idare altında toplanması da yeterli olmamıştır. Diğer yandan, çok sayıda imar affı ile ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapı korunmuş, kentsel dönüşüm süreçleri amaca uygun şekilde gerçekleşmemiştir. 2018 yılında uygulanan imar barışı sonucunda verilen yapı kayıt belgelerinin sayıca fazlalığı ve denetimsiz bir alan yaratması dirençlilik konusundaki güçlükleri artırmıştır. İmar barışı düzenlemelerinde yer alan ve depreme dayanıklılığın malikin sorumluluğu olduğu hükmü idarenin sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı gibi, tam tersine kayıt altına alınan bu ruhsatsız yapılarda riskin öngörülmesi daha mümkün hale gelmiştir. Dirençli kentleşmenin önünde bu şekilde bir engel oluşturan imar aflarına eşlik eden yapı denetimi süreçleri sorunu daha büyük hale getirmiştir. Yapı denetim şirketlerine devredilen bu işlevin kamusal niteliği gözetilmeksizin yapılan yasal düzenlemeler bu denetimin yeterince etkili olmasını sağlayamamıştır. Tüm bu yapısal sorunlar afet riski azaltmayı giderek zor hale getirmiştir.Article Citation Count: 0“AH ZALİMLİK BU, FESLEĞEN SAKSIMI BENDEN ALMAK!”: YAS SÜRECİNİN JOHN KEATS'IN “ISABELLA, YA DA FESLEĞEN SAKSISI”NDAKİ YANSIMASI(2018) Yakar, Azime Pekşen; Saygılı, Dilek Demirtepe; Department of English Language and Literature; Department of PsychologyBu çalışma John Keats'in Isabella, ya da Fesleğen Saksısı şiirini yas ve bağlanma kuramları kullanarak incelemeyi amaçlamıştır. Şiir, Isabella'nın sevgilisi Lorenzo'nun beklenmeyen kaybı ile baş edememesi ve sürdürdüğü sağlıksız yas sürecinin bir yansıması olarak ele alınmıştır. İnsanların anneleri ile kurdukları ilk ilişki ile başlayan bağlanma stilleri, insanların hayatlarındaki önemli kişilerle kurdukları duygusal bağın türünü ve yapısını temsil eder. Bağlanma gürünü kaybetmek yas sürecinde gösterilen farklı tepkilerle ilişkilidir. Isabella, sahip olduğu kaygılı bağlanma stili nedeniyle sevgilisinin ölümünü anlamlandıramaz ve bu durumla baş edemez. Bu bağlamda, sağlıklı bir yas süreci yaşamadığı söylenebilir. Sonuçta Lorenzo ile kurduğu bağı hezeyanlarla sürdürür: Onun kafasını kesip bir saksıya koyarak üzerinde fesleğen yetiştirir. Bu eserde, Isabella'nın yaşadığı ani ve travmatik kayıp; güvensiz bağlanma stili, duygular, tepkiler ve sürdürülen bağlar açılarından incelenmiştir.Article Citation Count: 1AIZANOI ARKEOLOJİK SİT ALANININ ARKEOLOJİK PEYZAJLAR KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLME(2020) Tandoğan, Evren; Erdoğan, Elmas; Fine Arts and Elective CoursesGeçmiş kültürlerin izlerini taşıyan arkeolojik peyzajlar, değişen yaşam koşulları ve atmosferik koşulların etkileri ile süreç içinde dönüşüme uğrayan dinamik alanlardır. Peyzajın sürekliliği ile dinamiklerini bir arada bulunduran arkeolojik alanlarda, evrildiği tüm dönemlerin peyzaj özellikleri ile bugün içinde bulunduğu peyzaj birbirinden bağımsız olmayıp, bir süreklilik içindedir. Yüzyıllar boyunca doğa-insan-kültür etkileşimini ve bu etkileşimin somut ve soyut ürünlerini kapsayan dolayısı ile bünyesinde,doğal, arkeolojik, tarihi, kültürel değerlere sahip korunması gereken değerleri ayrı ya da bir arada içeren arkeolojik peyzajların korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması evrensel bir sorumluluktur. Bu makalede Aizanoi arkeolojik sit alanının yerleşim özellikleri ve kent kimliğinin tarihi süreç içindeki gelişimi, değişimi ve dönüşümü irdelenmiş, yerleşim dokusu kapsamında bugüne ulaşan yapılar tanıtılarak alanda saptanan sorun ve olanaklar tartışılmış, alanın peyzaj özellikleri değerlendirilerek Aizanoi arkeolojik sit alanı için öneriler geliştirilmiştir.Article Citation Count: 1Akademik Amaçlı İngilizce II Dersinin CIPP Modeliyle Değerlendirilmesi(2020) Yastıbaş, Ahmet; Kavgacı, TuğçenurCIPP, eğitim çalışmalarında herhangi bir eğitim programını değerlendirmek için kullanılan yaygın bir program değerlendirme modelidir. Bu çalışma, bir Türk vakıf üniversitesinde verilen akademik amaçlı İngilizce II dersinin programını değerlendirmeyi amaçlar. Bu nedenle, betimsel bir çalışma olarak tasarlanmıştır. 23 İngilizce öğretim görevlisi çalışmaya katılmıştır. Veriler, öğretmen temelli CIPP program değerlendirme ölçeğinin adapte edilmiş versiyonu ile toplanmıştır. Veriler, betimsel istatistikle analiz edilmiştir. Bu çalışmanın bulguları göstermiştir ki katılımcıların, genellikle programın bağlam, girdi, süreç ve ürün boyutlarıyla ilgili olarak genellikle olumlu düşünceleri vardır; fakat her bir boyutta birkaç geliştirilmesi gereken nokta mevcuttur: süreç boyutunda programın sınıfların fiziksel koşullarına ve öğrencilerin İngilizce artalan bilgilerine uygun olması; girdi boyutunda ders kitabı ve önerilen materyaller; süreç boyutunda teorik bilgileri çalışmak ve aktiviteleri yapmak için ayrılan zaman ile ilginç ve motive etmeyen aktiviteler; ürün sürecinde öğrencilerin bireysel ihtiyaçları ve İngilizceyi akademik amaçlarla çalışmayı teşvik etmeme.Article Citation Count: 1AKILLI BİNA UYGULAMALARINDAKİ HAVALANDIRMA SISTEMI KONTROL STRATEJILERINDE KULLANICI SAYISI TESPITI TEMELLI YENI BIR YAKLAŞIM(2021) Turhan, Cihan; Çeter, Aydın Ege; Energy Systems EngineeringBinalarda kullanılan geleneksel havalandırma sistemleri tutarlı bir şekilde işlevini yerine getirmesine karşın, iç ortamda yeterli konforu sağlamamaktadır. Akıllı havalandırma sistemleri ise enerji tüketimini en aza indirirken, istenilen iç hava kalitesini sağlamak için iç ortam parametrelerini isteğe bağlı olarak kullanıcı sayısı tespiti ile ayarlamaktadır. Kabul edilebilir iç hava kalitesi için havalandırma gereksinimlerini düzenleyen ASHRAE 62 standardı, zamandan bağımsız kullanıcı sayısı tespit algoritmaları kullanmaktadır. Ancak bu tip simülasyon çalışmalarında dinamik metot ve algoritmaların kullanılması gerekmektedir. Bu amaç doğrultusunda, Ankara ATILIM Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde yer alan bir ofis alanında, kullanıcı sayısı tespiti ile yeni bir dinamik havalandırma sistemi kontrol stratejisi geliştirilmiştir. Bu algoritma, karbondioksit konsantrasyonu, iç hava sıcaklığı ve kapı konumunu tespit eden bir dizi sensör yardımı ile elde edilmiştir. Üretilen prototip, HVAC sistemin hava akışını düzenlemektedir ve gerçek koşullarda test edilmiştir. Geliştirilen yeni yöntemin testleri 1 Ocak 2020 – 15 Ağustos 2020 tarihleri arasında yapılmış olup, termal konfor ve enerji tüketimi bağlamında geleneksel HVAC yönetim sistemi ile karşılaştırılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre yeni kontrol stratejisi ve prototipin enerji tüketimini %16 azalttığını, aynı zamanda kişilerin %94’ünün ısıl konforu sağladığı tespit edilmiştir.Article Citation Count: 0Akran-Liderliğinde Takım Öğrenmesi Modelinin Üniversite Öğrencilerinin Genel Kimya Sınav Başarısı Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi(2018) Şişman, Ece N. Eren; Çiğdemoğlu, Ceyhan; Geban, Ömer; Public Relations and AdvertisingBu çalışmanın amacı, mühendislik fakültesi birinci sınıf öğrencilerinin genel kimya ders başarısını akran liderliğinde takım öğrenmesi modeli ve geleneksel öğretim modeli kullanılan durumlarda karşılaştırmak ve yöntemin farklı başarı seviyelerindeki öğrenciler üzerinde etkisini incelemektir. Çalışmaya aynı öğretim üyesinin okuttuğu toplam 128 öğrenci katılmıştır. Deney grubu bir dönem boyunca Akran Liderliğinde Takım Öğrenmesi (ALTÖ) modeli ile ders yaparken kontrol grubunda geleneksel öğretim uygulanmıştır. Daha önceden bu dersi başarı ile tamamlamış 14 takım lideri dönem boyunca hem temel iletişim ve pedagoji konularında eğitilmiş, hem de takımlarına problem çözme konusunda destek olmuştur. Deney ve kontrol grubu aynı ara sınavlara ve final sınavına girmiştir. Veriler iki yönlü varyans analizi (two-way ANOVA) ile incelenmiştir. Sonuç olarak, her ne kadar öğretim yöntemlerinin istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi olmasa da, istatistiksel olarak anlamlı çıkan ortak etki faktörüne bağlı olarak, düşük ve orta düzey başarılı öğrencilerinden ALTÖ modeliyle öğretim alanların geleneksel öğretim alan gruba göre genel kimya sınav başarı notlarının istatistiksel olarak daha iyi olduğu bulunmuş, ancak ALTÖ modeli ve geleneksel öğretim gruplarındaki yüksek başarılılar karşılaştırıldıklarında genel kimya başarıları açısından bir farklılık olmadığı saptanmıştır.Article Citation Count: 0Akut kalp yetmezlikli hastalarda kılavuz tedavi: sol ventrikül doluş bulguları ve NT-proBNP(2020) Sarıçam, Ersin; Öcal, ArslanAmaç: N-terminal pro B tip natriüretik peptid akut kalp yetmezliğinde sıklıkla kullanılır. Bu çalışmada, akut kalp yetmezlikli hastaların Doppler transmitral akım parametrelerinin hastaneye kabul ve taburculukta N-terminal pro B tip natriüretik peptid gibi faydalı bir yaklaşım olup olamayacağını araştırdık. Gereç ve Yöntem: Prospective randomize tasarlanan bu çalışma Ekim 2019-Mart 2020 arası acil bölümüne kabul edilen 57 hastaya kapsamaktadır. Tüm hastalar New York Heart Association sınıf IV olup sinüs ritminde ve önceden dilate kardiyomiyopati tanısı almışlardı. Hastalara giriş ve taburculukta transtorasik ekokardiyografi ile sol ventrikül diyastolik doluş paternleri değerlendirildi. Giriş ve çıkış N-terminal pro B tip natriüretik peptid seviyeleri sol venrtrikül doluş bulguları ile karşılaştırıldı. Bulgular: Ortalama yaş 64,94±5,56 idi. Girişte tüm hastaların sol ventrikül doluş paternleri restriktif tip doluş bozukluğu idi. Taburculukta 46 hasta anormal relaksasyon bozukluğu (Tip I), 11 hasta pseudonormal doluş bozukluğu (Tip II) vardı. N-terminal pro B tip natriüretik peptid seviyeleri girişte 8004,75±743 pg/mL, taburculukta 1645,17±104,58 pg/mL idi. Ortalama e/e’ oranı girişte 14,83±0,25 taburculukta 7,70±0,14 idi. Ortalama E/A oranı girişte 2,51±0,35 taburculukta 1,42±0,33 idi. Anormal relaksasyon tipte N-terminal pro B tip natriüretikpeptidseviyeleri 1440,43±144,75 pg/mL, oysa pseudonormal pattern de N-terminal pro B tip natriüretik peptid seviyeleri 1957,60±64,00 pg/mL (p=0,003). Sonuç: Akut kalp yetmezlikli hastalarda sol ventrikül doluş paternleri N-terminal pro B tip natriüretik peptid rehberliği gibi başarılı bir şekilde kullanılabileceğini göstermiştir.Article Citation Count: 0Algılanan Güç Kaynakları ile Örgütsel Sinizm Boyutları İlişkisi: Türk Savunma Sanayii’nde Bir Araştırma(2019) Yıldırım, Deniz Erdik; Tuzlukaya, Şule Erdem; BusinessAmaç – Türk Savunma Sanayii’nde faaliyet gösteren Kamu Kurum Kuruluşları ile özel sektörfirmalarının algıladıkları güç kaynakları ile örgütsel sinizmin boyutları arasındaki ilişkinin ortayakonmasıdır.Yöntem – Araştırmada nicel araştırma yöntemi kullanılarak, anket yöntemi ile veriler eldeedilmiştir. Araştırmanın örneklemini, Türk Savunma Sanayiinde faaliyet gösteren Kamu Kurumve Kuruluşları ile özel sektörde faaliyet gösteren örgütlerin çalışanları oluşturmaktadır. Çalışmadaparametrik olmayan istatistiksel yöntemler kullanılmıştır. İki bağımsız sayısal değişken arasındakiilişkiler ise Spearman’s Rho korelasyon katsayısı ile yorumlanmıştır.Bulgular – Araştırmanın bulgularında, ödüllendirme, uzmanlık ve yasal güç kaynaklarının siniktutumdan uzaklaştıran faktörler olduğu saptanmış, ancak karizmatik güç kaynağı ile bilişsel,duyuşsal ve davranışsal boyut arasında herhangi bir ilişki saptanmamıştır. Zorlayıcı güçkaynağında ise güç kullanımı arttıkça çalışan sinik tutum seviyesinin arttığı sonucuna ulaşılmıştır.Tartışma – Çalışmanın en önemli katkısı, alanyazından farklı olarak Türk Savunma Sanayiiözelinde gerçekleştirilmesidir. Buna göre, algılanan güç kaynakları ile örgütsel sinizm arasındailişkinin varlığı literatür ile benzerlik göstermekte ancak ters yönlü bir etkileşim bulunmaktadır.Article Citation Count: 0Allojeneik Kök Hücre Nakli Sürecinde COVID-19 Sıklığı ve Seyri(2022) Şahin, Uğur; Şahin, Uğur; Arslan, Aykut İlker; Urlu, Selin Merih; Gökmen, Ayla; Soydan, EnderAmaç: Bu çalışmada COVID-19 pandemisinden önceki bir yıl ve sonrasında merkezimizde allo- jeneik kök hücre nakli (AKHN) yapılan hastalarda COVID-19 sıklığı, seyri ve aşılanma durumu, hasta ve verici özellikleri gibi prognoz üzerinde etkili olabilecek faktörlerin retrospektif olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Hastalar ve Yöntem: Ocak 2019-Temmuz 2022 arasında merkezimizde AKHN yapılan hastala- rın demografik özellikleri, tanıları, verici özellikleri, COVID-19 geçirme durumu, COVID-19 için aşılanma durumu, COVID-19 ilişkili mortalite (CİM), relaps dışı mortalite (RDM), genel sağkalım (GS) araştırıldı. Bulgular: AKHN yapılan 236 ardışık hastadan çalışma dışı kalanlar çıkarıldıktan sonra 204’ünün ortanca yaşı 50 (18-76), AKHN sonrası ortanca takip süresi 21.2 [%95 güven aralığı (GA): 18.5- 23.9] aydı. En sık tanılar akut lösemi ve miyelodisplastik sendromdu (%72.6, n= 148). Hastaların %11.3’ü (n= 23) AKHN’den önce, %25.0’ı (n= 51) AKHN’den sonra COVID-19 geçirmiş ve %6.4’ünde (n= 13) CİM izlenmişti. Hiç aşı yaptırmayanlar %39.7 (n= 81); AKHN öncesinde en az bir doz aşılananlar %22.1 (n= 45) oranındaydı. AKHN sonrası 1, 3, 6 ve 12. aylarda kümülatif CİM sırasıyla %3.0 (%95 GA: 1.04-4.96), %5.0 (%95 GA: 1.08-8.92), %7.0 (%95 GA: 3.08-10.92) ve %7.0 (%95 GA: 3.08-10.92) bulundu. Uygulanan aşı dozu ikinin altında olan hastalarda RDM daha yüksek, GS daha düşüktü (sırasıyla p< 0.001 ve p< 0.001). Hiç aşılanmamış olma GS, RDM ve CİM için; HLA uyuşumlu akraba dışı vericiden nakil yapılması GS ve RDM için bağımsız risk faktörüydü. Sonuç: COVID-19 AKHN sonrası dönemde önemli bir mortalite sebebi olmuştur. Mortalite açısın- dan en riskli dönem AKHN sonrası ilk altı aydır. En az iki doz aşı yapılan hastalarda mortalite ve sağkalım oranlarında önemli bir düzelme izlenmektedir. HLA uyuşumlu akraba dışı vericilerden yapılan nakillerde gözlenen olumsuz sağkalım sonuçları yurtdışı doku bankalarına ulaşımdaki kısıtlanmalar ve dondurulmuş ürün kullanımı ile ilişkili olabilir.Article Citation Count: 0Alzheimer hastalığında Kallikrein-6, 7 ve potasyum kanal proteinlerinin olası rolü(2021) Bulduk, Erkut; Yıldırım, Filiz; Yıldırım, Zuhal; Surgical SciencesAmaç: Alzheimer hastalığının (AH) oluşum mekanizması kesin olarak bilinmemekle birlikte AH’dan sorumlu başlıca iki protein, senile plakların yapısındaki beta amiloid ve nörofibriler yumakların yapısındaki tau proteinidir. Hastalığa yol açan en önemli etmenlerden biri çözünür olmayan amiloid çökeltilerin oluşumu, diğeri ise artmış tau fosforillenmesidir. Kallikreinler, nöronal hasar ve işlev kaybı ile belirgin AH’nın etiyolojisinde rol oynayan, serin proteazların bir alt familyasıdır. Kallikrein (KLK)-6 ve KLK-7’nin merkezi sinir sisteminde (MSS) yüksek seviyelerde bulunan yaşa bağlı proteaz olduğu bilinmektedir. Daha once AH’ı gibi nörodejeneratif hastalıklarda yer alan hücre dışı proteinlerin proteolizine karıştığı gösterilmiştir. Bu çalışmada KLK-6 ve KLK-7’nin AH patogenezindeki olası rolünü ve potasyum kanal proteinleri arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçladık. Yöntem: Çalışmaya Polatlı Duatepe Devlet Hastanesinde takip edilen yaşları 65’in üzerinde olan 35 AH ve rutin tarama amacıyla nöroloji polikliniğine başvuran kognitif durumu normal olarak değerlendirilen 35 sağlıklı birey (control grubu) dahil edildi. 12 saat açlığı takiben antekübital venden alınan kan örnekleri 4°C’de 2500xg’de 10 dakika santrifüj edilerek, serum örneklerinde KLK-6 ve KLK-7 ile içeri doğru düzeltici potasyum kanalı (KCNJ3) ve iki gözenekli potasyum kanalı (KCNK9) protein düzeyleri enzim-bağımlı immunosorbent assay (ELISA) ile ölçüldü. Gruplar arasındaki fark T-test ile incelendi. p<0.05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular: Gruplar arasında yaş ve cinsiyet açısından bir fark saptanmadı (p>0.05). Alzheimer grubu control grubu ile karşılaştırıldığında serum KLK-6 ve KLK-7 düzeyleri anlamlı olarak artarken (p<0.05), KCNJ3 ve KCNK9 protein düzeylerinde bir fark saptanmadı (p>0.05). Sonuç: Beyinde anormal protein katlanmasının ve birikmesinin önüne geçilememesinin AH’ye yol açtığı düşünülmektedir. Bu araştırmanın bulgularına göre KLK- 6 ve KLK-7 düzeyleri ile AH’nın patolojisi arasında bir ilişki saptandı.Review Citation Count: 0Analysis of different methods of suppressing generator noise reaching indoor noise(2022) Öz, Hatice Mehtap; Koçyiğit, Filiz Bal; Köse, Ercan; ArchitectureThe noise which occurs during the operation of the auxiliary power units is a disturbing factor, although its level varies depending on the environment. This high level of noise in occupational areas can cause not only health but also accidents risks. While silencers are mostly preferred for active noise control, acoustic foam or textile products are preferred according to passive control methods. In this review, the noises produced by the generators were examined and the studies in the literature on suppressing these noises were evaluated by making comparative analyzes. New recommendations have been developed according to the results of the comparative analysis. In case the sampled natural gas generator is closed with 2 mm thick plywood and a steel framed box covered with an acoustic sponge, the sound pressure level is approximately 30 dB in low frequency diesel + electric generators using a silencer according to active control methods. In measurements; It was observed that it decreased from 93.2 to 88.4 dB. While materials such as an acoustic sponge, which are preferred in passive control methods, are open-celled and porous structures, it is advantageous to have sound absorption capacity, but it can be a disadvantage due to its synthetic content.Article Citation Count: 2ANALYSIS OF THE EFFECT OF PROPELLANT TEMPERATURE ON INTERIOR BALLISTICS PROBLEM(2018) Evci, C.; Işık, H.; Department of Mechanical EngineeringThis study investigates the effect of conditioning temperature of double base propellants on the interiorballistic parameters such as burning gas temperature, barrel wall temperature, pressure and stresses generated inthe barrel. Interior ballistic problem was solved employing experimental, numerical and analytical methods witha thermo-mechanical approach. Double base propellants were conditioned at different temperatures (52, 35, 21, 0,-20, -35, -54oC). The maximum pressure in the barrel and projectile muzzle velocity were measured for all thepropellants by conducting shooting tests with a special test barrel using 7.62x51 mm NATO ammunition. Vallier-Heydenreich method was employed to determine the transient pressure distribution along the barrel. Thetemperature of burnt gases was calculated by using Noble-Abel equation. The heat transfer analysis was doneusing the commercial software ANSYS to get the transient temperature and stress distributions. Temperaturedistribution through the barrel wall thickness was validated using a FLIR thermal imager. Radial, circumferentialand axial stresses and corresponding equivalent Von Misses stresses were determined numerically andanalytically. The results of the analytical solution for stress analysis validated the finite element solution of interiorballistic problem. Increasing the initial temperature of the propellant resulted in higher temperature and pressureinside the barrel which in turn increased the stresses in the barrel.