TR-Dizin
Permanent URI for this collectionhttps://ada.atilim.edu.tr/handle/123456789/21
Browse
Browsing TR-Dizin by Language "tr"
Now showing 1 - 20 of 644
- Results Per Page
- Sort Options
Article Citation Count: 014-18 Yaş Grubundaki Çocuklarda İlaç Bilgisi ve İlaç Kullanım Durumlarının Belirlenmesi(2022) Çınar, Sevil; Boztepe, Handan; Özcebe, Hilal; NursingBu çalışmanın amacı çocukların ilaçlarla ilgili bilgilerini, ilaç kul- lanım durumlarını ve bilgi kaynaklarını belirlemektir. Bu araştırma tanımlayıcı olarak Türkiye’nin başkenti olan Ankara İlindeki Mil- li Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı farklı sosyoekonomik düzeyde olan (düşük, orta yüksek) üç okulda gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini seçilmiş olan okullardaki 9., 10., 11. ve 12. sınıfların- da okuyan 14-18 yaş grubundaki toplam 1082 çocuk oluşturmuş- tur. Araştırmaya katılan çocukların %81,6’sı ağrı kesici ilaçları, %47,7’si antibiyotiği, %30’u mide ilacı, %22,6’sı adale gevşetici ilaçları ve %18,8’ı stres ilaçlarını bildiklerini ifade etmişlerdir. Kronik hastalığı olan ya da hastanede yatanların, kronik hastalığı olmayan, hastanede yatmayan ve son altı ay içinde doktora gitme- yenlere kıyasla doğru ilaç kullanımıyla ilgili bilgilerinin daha fazla olduğu bulunmuş; istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmıştır. Bu çalışmanın sonunda çocukların ilaçlar hakkındaki bilgilerinin geliştirilmesine gereksinim olduğu belirlenmiştir.Article Citation Count: 11958 1963 Mücadele sürecinde Kıbrıs'ta basın ve Nacak gazetesi(2012) Keser, Ulvi; International RelationsKıbrıs adasında Yunanistan destekli olarak 1 Nisan 1955 tarihinden itibaren faaliyete geçen EOKA terör örgütü karşısında Kıbrıs Türklerinin kendilerini koruma mücadelesi de başlar ve bu mücadele özellikle 1958 Ağustos ayından itibaren Türk Mukavemet Teşkilatının Türkiye destekli olarak faaliyete geçmesiyle yeni bir aşamaya geçer. 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyetinin 21 Aralık 1963 günü Kanlı Noel saldırılarıyla birlikte fiilen ortadan kalkmasıyla ada yeniden ikiye bölünür. Bu çalışma kapsamında 1958 1963 sürecinde yaşanılan olaylar irdelenecek ve Kıbrıs Türklerinin verdiği mücadele gazeteler vasıtasıyla aktarılmaya çalışılacaktır. Bu kapsamda irdelenecek gazete ise TMTnin yayım organı olarak bilinen Nacak olacaktır.Article Citation Count: 01982 Anayasası’nda TBMM ve Cumhurbaşkanı Seçimine İlişkin Süreler Üzerine(*)(2023) Bakırcı, Fahri; Kılıç, Abbas; Law2017 Anayasa değişikliklerinden sonra mevzuatın uyumlulaştırılması çalışmaları kapsamında seçim kanunların- da da değişiklikler yapılması gerekmiştir. Ancak çok sayıda kanunda kısa sürede kapsamlı değişiklikler yapılması zorunluluğu nedeniyle bazı tekrarlar ve uyumsuzluklar gözden kaçmıştır. Makalede bu tekrarları saptamaya ve uyumsuzlukları gidermeye yönelik öneriler geliştirilmeye çalışılmaktadır. Bu bağlamda 1982 Anayasası döneminde Anayasa’da ve seçim kanunlarında süreler yönünden yapılan değişiklikler topluca gözden geçirilmekte ve konuyla ilgili önemli Anayasa Mahkemesi ve Yüksek Seçim Kurulu kararları özetlenmektedir. Böylece bir taraftan seçim mevzuatında yer alan sürelerin güncel durumu ortaya konurken, diğer taraftan bu sürelerin gelişim aşamaları da açıklanmış olmaktadır.Article Citation Count: 02014-2019 YILLARI ARASINDA GERÇEKLEŞEN ENDÜSTRİYEL TASARIM EĞİTİMİNDE ORTAK TEMEL TASARIM ÇALIŞTAYLARININ ETKİLERİ(2021) Özsuca, Fatma Filiz; Industrial DesignTüm tasarım disiplinlerinde olduğu gibi Endüstriyel Tasarım eğitimi de “Temel Tasarım” ile başlar. Orta öğretimin sonuna kadar hiç karşılaşılmayan bir yöntemle ders yapmak, uygulamalı olarak soyut konuları görselleştirmek, öğrencilerin en çok zorlandığı aşamadır. Türkiye’de günümüz verilerine göre 32 üniversitede Endüstriyel Tasarım eğitimi verilmektedir. Bu üniversitelerin 5 tanesinin bulunduğu Ankara’da 2014 yılında başlatılan bir çalıştay formatı ile eğitim öğretimde ortak, farklı yöntemler ile öğrenci profillerinin eğitimdeki etkileri gözlenmiştir. Çalıştay formatının amacı öğrenciler, öğretim elemanları ve ders içerikleri ile işleniş yöntemlerinin karşılıklı tanıtılması ve aynı eğitimi alan öğrencilerin ortak zeminde iş yapma becerisi elde edebilmesine yardımcı olmaktır. Çalıştay çıktısı olarak yapılan işlerin sergilenmesi de önemlidir. Aynı formatta toplam 3 çalıştay gerçekleşmiştir. 2017 sonrasında gerek üniversitelerdeki kontenjanın artması ve gerekse mekânsal sınırlılıklar sonucu farklı bir formatta çalıştaylar gerçekleşmiştir. Bu makalede ortak çalıştaylar ve farklı okullar ile Atılım Üniversitesi Endüstriyel Tasarımı Bölümü olarak katılım sağlanan ortak çalıştaylar incelenmiştir. Burada incelenen çalıştaylar dışında farklı okullar arasında ortak çalışmaların yapıldığı bilinmektedir.Article Citation Count: 03-boyutlu pürüzlülük ölçüm sistemi(2004) Dönmez, Senayi; Sarı, Yasin D.Mermer madenciliğinin en önemli aşamalarından biri olan parlatma ve cilalama ile ilgili çalışmalar, son yıllarda gelişen mermer teknolojisine paralel olarak yoğunlaşmıştır. Bu çalışmalar genel olarak optimum aşındırıcı ve parlatıcı geliştirilmesine yöneliktir. Optimum aşındırıcı tasarımı, yüzey pürüzlülüğünün doğru ve hassas ölçülmesiyle doğrudan alakalıdır. Şu anda varolan ölçüm sistemleri yüzey pürüzlülüğünü iki boyutlu ve kısa bir mesafede (yaklaşık < 3 cm) ölçebilmektedir. Doğru bir pürüzlülük ölçümü mermer yüzeyinin tamamını kapsayacak (ör. 30x30 cm) şekilde ve üç boyutlu (yüzey pürüzlülük haritası) olmalıdır. Diğer taraftan parlatılmış yüzeylerin kalitesi bir uzmanın gözlem muhakemesi ve tecrübesiyle saptanmaktadır; bu da doğal olarak uzmandan uzmana değişen göreceli bir kavram olarak kalmaktadır. Bu çalışma, ilk aşama olan yüzeyin üç boyutlu haritalanmasına yönelik pürüzlülük ölçüm sisteminin tasarımı olup, yüzey parlaklık ölçüm sisteminin geliştirilerek imalatının yapılmasına hazırlık niteliğindedir.Article Citation Count: 0359 Türkçe Kişilik Sıfatının Beğenirlik Değerlendirmeleri(2018) Demirutku, Kürşad; Orta, İrem Metin; Department of PsychologyPsikolojinin farklı altalanlarında değişik konu başlıklarında yapılan çalışmalarda kişilik sıfatları uyaran olarak kullanılagelmiştir. Bu tür çalışmalarda sözcüklerin beğenirlik normlarının bilinmesi, olası karıştırıcı etkileri kontrolaltına almak için önemlidir. Ancak, ilgili alanyazında Türkçe kişilik sıfatlarının beğenirlik normlarını içeren böylesibir veritabanı yoktur. Bu çalışmanın amacı bu eksiği giderecek bir veritabanı oluşturmaktır. Ardışık dört çalışmada,öncelikle Türkçe kişilik sıfatlarını içeren bir sözcük havuzu oluşturulmuştur. Ardından, bu ilk listedeki sıfatların anlamlılık düzeyleri incelenmiş ve 359 kişilik sıfatını içeren nihai liste hazırlanmıştır. Bu liste bir üniversite öğrencisiörneklemine sunularak her bir sıfat için beğenirlik ölçümleri alınmıştır. Son olarak, farklı bir üniversite öğrencisiörnekleminde test-tekrar test güvenirlik katsayıları hesaplanmıştır. Buna ek olarak, beğenirlik ölçümlerinin geçerliğini sınamak için iki denence geliştirilmiştir. Birinci denenceyi destekler şekilde havuzdaki kişilik sıfatlarınınTürkçe’deki kullanım sıklığı ile çalışmada ölçülen beğenirlik puanları arasında pozitif korelasyon gözlenmiştir.Ayrıca, ikinci denencede önerildiği üzere, olumsuz kişilik sıfatlarının düşük beğenirlik değerlendirmelerinin, olumlukişilik sıfatlarının yüksek beğenirlik değerlendirmelerinden daha güçlü olduğu da etki büyüklüğü ölçümleriyle tespit edilmiştir. Çalışmanın sınırlılıkları göz önünde bulundurularak, oluşturulan veritabanının Türkiye’de yapılacakbenlik kavramı, kalıpyargılar, prototipler, izlenim oluşturma ve bellek süreçleri gibi çeşitli başlıklardaki çalışmalarayöntemsel bir kaynak olacağı düşünülmektedir.Article Citation Count: 05901 Sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu’nun Madde 29/2 Hükmü Üzerine Bir Değerlendirme(2024) Aydınl, Ogün Erşan2000’li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’da yaşanan terör saldırıları sonrası vatandaşlığın irade dışı kaybı hâllerinde genişleme yaşanmaktadır. 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye’de yaşanan askerî darbe girişimi sonrası ilan edilen olağanüstü hâl kapsamında yapılan mevzuat değişikliklerinden birisi de vatandaşlığın kaybettirilmesine ilişkindir. 5901 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu’nun (TVK) 29. maddesine eklenen ikinci fıkra ile yapılan bu değişiklik, hakkında belirlenen suçlardan biri nedeniyle hakkında soruşturma veya kovuşturma yürütülen ve yabancı ülkede bu- lunması nedeniyle kendisine ulaşılamayan kişilerin vatandaşlığının kaybettirilmesine ilişkindir. Türk vatandaşlık hukukunun tarihî gelişimi incelendiğinde anılan düzenlemenin yeni olmadığı, kanun koyucu tarafın- dan Devlet’in güvenliğini tesis etmek için alınan önlemler kapsamında değerlendirildiği görülmektedir. Başta Türk va- tandaşlığından çıkarma sebebi olarak düzenlenen bu hâl, zaman içerisinde kaybettirmenin bir sebebine dönüşmüştür. Çalışmada TVK m.29/2 hükmü hem ulusal hem uluslararası gelişmeler ışığında değerlendirilmiştir. Yapılan değerlen- dirme neticesinde karşılaşılabilecek çeşitli sorunlar tespit edilmiş ve ilgili hükmün değiştirilmesi önerilmiştir.Article Citation Count: 06 Şubat 2023 Depremlerinde Gözlenen Betonarme Binalardaki Sorunların Hiyerarşik Bir Üçgen ile Açıklanması(2023) Mertol, Halit; Civil EngineeringÜlkemiz 6 Şubat 2023 tarihinde, saat 04:17’de merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan $M_w=7.74 büyüklüğünde bir depremle sarsılmıştır. Yaklaşık dokuz saat sonra, saat 13:24’te, bu sefer merkez üssü Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi olan $M_w=7.6$ büyüklüğünde ikinci bir deprem oluşmuştur. Depremlerin çevresinde bulunan 11 şehir afet bölgesi kapsamına alınmıştır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın verilerine göre bölgede 582000 bağımsız bölüm ve 202000 binanın acil yıkılacak, ağır hasarlı veya yıkık olduğu saptanmıştır. Bu makalede, deprem bölgesine yapılan, depremin olduğu gün başlayan ve 5 gün süren incelemeler neticesinde, betonarme binalarda yıkılmaya neden olan sorunlar hiyerarşik bir üçgen şeklinde, önem sırasına göre anlatılmıştır. Yetersiz kenetlenme boyu, etriye uçlarının 135° derece bükülmemesi, malzeme ile ilgili sorunlar, kolon ve kiriş uç bölgelerinde sarılma bölgelerinin bulunmaması, güçlü kiriş-zayıf kolon, vb. sorunların yıkımların önemli bir kısmını oluşturduğu gözlemlenmiştir. Yıkılan yapıların, yapıldıkları dönemde yürürlükte olan deprem yönetmeliklerinin şartlarını yerine getirmediği görülmüştür.Article Citation Count: 0“A[u]gmenter of their kingdome”: goffe’s the couragious turke , or, amurath the first as a christian tragedy based on knolles’ the generall historie of the turkes knolles’un the generall historie of the turkes(2010) Güvenç, Sıla Şenlenİngiliz Rönesans döneminde Türkleri konu alan birçok Hıristiyan tragedyası mevcuttur. Bunların çoğunluğu Osmanlı Sultanlarını konu almaktadır. Sahneye taşınan en erken Osmanlı Sultanı Thomas Goffe’nın The Couragious Turke, or, Amurath the First (Cesur Türk veya Birinci Murad) adlı tiyatro eserindeki I. Murad’dır. Kendisinden önceki birçok yazar gibi, Goffe kaynak olarak Richard Knolles’un The Generall Historie of the Turkes (Türklerin Genel Tarihi) adlı eserini kullanmıştır. Bu çalışmanın amacı,Goffe’nın kaleme aldığı Hıristiyan tragedyasını, kaynak eseri ışığında ve yazınsal özellikleri kapsamında incelemektir.Article Citation Count: 0AB Adalet Divanı’nın Hukuk Yaratması Ultra-Vires Tasarruf Olarak Görülebilir mi?(2021) Arsava, Ayşe Füsun; LawAB Adalet Divanı Taricco II davasında vermiş olduğu kararla İtalyan Anayasa Mahkemesi ile kendi arasındaanayasal kimliğin korunması konusundaki mevcut uyuşmazlığın tırmanmasını önleyebilmiştir. AB Adalet Divanı birönceki kararında İtalyan hukukunun zaman aşımı kurallarının AB’nin Çalışma Usulleri Hakkındaki Sözleşme’nin325. maddesi muvacehesinde uygulanmaması gerektiği sonucuna varmıştır. İtalyan Anayasa Mahkemesi ise budurumu İtalyan Anayasasının kimliğinin korunması ile bağdaşmaz olarak görmüştür. Makalede AB’nin ÇalışmaUsulleri Hakkındaki Sözleşme’nin 325. maddesinin etkisine ilişkin olarak AB Adalet Divanı tarafından getirilengerekçelere ve Taricco I kararında getirilen AB Adalet Divanının hukuk yaratma sınırlarına ışık tutulmaktadır.Article Citation Count: 0AB HUKUKUNDA\rMÜLTECİ VE GÖÇ SORUNU(2021) Yıldırım, Mehmet AliLizbon Sözleşmesi AB’ye sınır kontrolü, mülteciler ve göç alanında düzenleme yapma yetkisi vermiştir (AB’nin Çalışma Usulleri Hakkındaki Sözleşme md.77 vd.). Bu şekilde ortak bir Avrupa mülteci sisteminin oluşumuna yol açan bir supranasyonal mülteci politikası ortaya çıkmıştır. Bu politikanın dayanağı olan esaslardan birini, kişilerin iç sınırlarda kontrol edilmeyeceğini öngören AB’nin Çalışma Usulleri Hakkındaki Sözleşme’nin 67. madde, 2. fıkrası oluşturmaktadır. Birlik, hükmün devamında mülteciler, göç ve dış sınırlar konusunda üye devletler arasında dayanışmaya istinat eden, buna karşılık üçüncü devletler bakımından da adil olan bir ortak politika geliştirmekle görevlendirilmiştir. Makalede Ortak Avrupa Mülteci Hukuku ve göç sorununa ışık tutulmaktadır.Article Citation Count: 0AB HUKUKUNUN BLOKE EDİCİ ETKİSİ(2016) Arsava, Ayşe Füsun; LawAB ve üyeler arasında yetk taks m Avrupa entegrasyon sürecinin en tartışmalı konularından biridir. Her anlaşma değişikliği yoğun bir şekilde yetki düzeninde yaratacağı muhtemel sonuçlar bakımından inceleme konusu yapıldığı gibi, hiçbir ulusal yasama faaliyeti mevcut Avrupa hukuku ışığında değerlendirilmeden gerçekleşememektedir. Lizbon anlaşmasında Avrupa hukukunda ilk kez bloke edici etkisi olan supranasyonal yetk alanları ve ulusal yetk alanları açık şekilde düzenlenm şt r. Makale Avrupa hukukunun bloke ed c etk s n , koşullarını, üye devletler n yasama faal yetler üzer ndek sonuçlarını ele almaktadır.Article Citation Count: 0AB Hukukunun Uluslararası Hukukla İlişkisinin Dayanakları ve Sınırları(2020) Arsava, Ayşe Füsun; LawAB’nin de üye devletler gibi güncel Ekonomik ve Parasal Birlik, ortak Avrupa mülteci sistemi bağlamındadoğan krizlerin üstesinden gelinmesinde Uluslararası Hukuk araçlarına başvurduğu görülmektedir. Butablo AB Hukuku ve Uluslararası Hukuk ilişkisinin değerlendirilmesini gerektirmektedir. AB primer hukuku açık bir şekilde Uluslararası Hukuk yanlısı olarak ifade edilmişken, AB Adalet Divanı kararlarında buyaklaşım açık şekilde gözlenmemektedir. Makalede AB Hukukunun Uluslararası Hukuka karşı muhtariyetiddiasının doğuracağı sorunlar tartışılmaktadır.Article Citation Count: 0AB Hukukunun Uluslararası Hukukla İlişkisinin Temelleri ve Sınırları(2019) Arsava, Ayşe Füsun; LawAB’nin ve üye devletlerin ekonomik ve parasal Birlik ve ortak mülteci politikası gibi aktüel krizlerin üstesinden gelmek için sıklıkla Uluslararası Hukuk enstrümanlarına başvurduğu görülmektedir. Bu gelişme AB Hukuku ve Uluslararası Hukuk ilişkisinin yeniden ele alınmasına neden olmaktadır. AB primer hukukunun tereddütsüz Uluslararası Hukuk yaklaşımı ile formüle edilmiş olmasına karşılık, bu yaklaşımın AB Adalet Divanı tarafından paylaşılmadığı görülmektedir. Makale AB Hukukunun muhtariyetinin, AB Hukukunun Uluslararası Hukuk dayanağı temelinde ele alınması gerekliliğine eğilmektedir.Article Citation Count: 1AB TEMEL HAKLAR ŞARTININ AB HUKUKU İLE İLİŞKİSİ(2016) Arsava, Ayşe Füsun; Law2009'da primer hukuk 2009'da primer hukuk olarak bağlayıcılık kazanan AB Temel Haklar Şartı, AB Divanı içtihatında artan şekilde rol oynamaktadır. Temel Haklar Şartına AB Divanının yapmış olduğu atıf her sene daha çok artmaktadır. Temel Haklar Şartı sadece düzenlediği münferit haklar bakımından değil, genel hükümleri itibariyle de çok sayıda hukuki soruna yol açmaktadır. Bu sorunlardan birini oluşturan Temel Haklar Şartının Birlik hukukunun diğer hükümleriyle, ulusal hukukla ve uluslararası hukukla ilişkisi makalede ele alınmaktadırArticle Citation Count: 0AB TEMEL HAKLARININ ÜYE DEVLETLER ARASINDA KORUNMASI(2017) Arsava, A. Füsun; LawTemel hakların korunması AB'ninkimliğinin dayanağını oluşturmaktadır.Bununla beraber üye devletlerin kendiulusal kimliklerini koruması Birlikanlaşmasının anayasa hukuku niteliklihükümleri ve ulusal anayasa düzenlemeleriarasında farklılıklara yol açmaktadır. Temelhakların korunması Birliğin kimliğinindayanağını oluşturması nedeniyletemel haklar söz konusu farklılıklarıngiderilmesinde önemli bir işleve sahiptir.AİHM'nin Soering kararından ve G.S.S.davasından esinlenen AB Adalet Divanı\"Horizontal Solange\" olarak isimlendirilenyeni bir yaklaşımla AB üyesi devletlerindiğer üye devletlerin temel hak ihlâllerindensorumlu tutulmasını kabul etmiştir. Makale\"Horizontal Solange\" prensibine göre üyedevletlerin birbirine karşı denetim yetkisikullanma kriterelerine ve bu çerçevedekigelişmelere ışık tutmaktadır.Review Citation Count: 0AB üyeliği sürecinde Türkiye'nin Kıbrıs politikalarının kırılma noktaları(2011) Arsava, Ayşe Füsun; LawKıbrıs siyasi sorununun çözümünde günümüzde paralel olarak iki stratejinin uygulandığı görülmektedir. Bunlardan birincisi Kıbrıs siyasi sorununun Türkiye-AB müzakere sürecinde âdeta bir “Kıbrıs kriteri” olarak ele alınarak çözülmesidir. Diğeri ise Kıbrıs-Türk ve Kıbrıs-Rum yönetimi arasında yapılan müzakerelerle Kıbrıs siyasi sorununun çözülmesidir. Türkiye-AB müzakere sürecinin uzun bir süre gerektirmesi ve bu sürecin akıbetinin belli olmaması nedeniyle sorunun çözümünde ikinci stratejiye a ırlık verilerek yol alınmaya çalışıldığı görülmektedir. Bu stratejinin uygulanması Kıbrıs Türklerine kendi kaderlerine sahip çıkma anlamında önemli bir sorumluluk getirmesinin yanı sıra Türkiye’nin de AB ile ilişkilerinde Kıbrıs siyasi sorununun Türkiye’nin temel dış politika stratejilerine, özellikle Garanti Anlaşması’ndan doğan haklarına uygun olarak çözümünü gözetme sorumluluğu getirmektedir.Publication Citation Count: 0AB üyesi devletlerde mahkeme kararlarının zaman bakımından etkisi: atad ön kararlarına riayet mükellefiyeti(2011) Arasava, A. FüsunYorum davası olarak nitelendirirken ön karar davalarında verilen karar prensip olarak geriye doğru hüküm ve sonuç doğurur ve bunun sonucu olarak da yorumlanan normun ihdas edildiği tarihten itibaren taşıdığı anlamı ortaya koyar. Makalede kararın geriye doğru değil de, verildiği tarihten itibaren ileriye doğru hüküm ve sonuç doğurmasının gerekliliği ve nedenleri açıklığa kavuşturulmaktadır.Article Citation Count: 0Ab yargısının geleceğine ilişkin reform önerileri(2013) Arsava, Ayşe Füsun; LawAB yargısında Avrupa Tek Senedi ile başlayan, Maastricht anlaşması ile yoğunluk Kazanan reform çalışmaları AB yargısını yeni talepleri karşılamaya itmiştir. Nice Anlaşması kimi önemli reformlarla bu duruma uyum sağlamıştır. Lizbon Sözleşmesi de reform yolunda adımlar atmaya devam etmiştir. Mahkemeye başvuru hakkı hukuk devletinin en önemli gereklerinden biridir. Davaların Temel Haklar Şart’ının 47.madde 2.fıkrasında öngörüldüğü üzere etkin hukuki himayenin temini için makul bir süre içinde ele alınıp, karara bağlanması gerekmektedir. AB Anlaşmasının 19.madde 1.fıkrası Lizbon Sözleşmesi ile kapsam kazanmıştır. 1.fıkranın 2.bölümünde ise Avrupa hakları himaye sisteminde ilk kez önemli bir pozitif bir hukuk düzenlemesi yapılmıştır. Buna göre üye devlet mahkemelerinin AB’de etkin hukuki himaye için primer bir sorumluluğu bulunmaktadır. Her iki fıkra birarada ele alındığında AB Adalet Divanı’nın görevini ulusal mahkemelerle birarada yerine getireceği, bunun ortak bir görev olduğu yaklaşımının kabul edildiği ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle Birlik yargısı ve geleceği düşünüldüğünde ulusal mahkemelerin Avrupa mahkemeleri olarak özel bir sorumluluğunun bulunduğu görülmektedir. Ulusal mahkemeler AB hakları himaye sisteminin parçasıdır. Ulusal mahkemelerin kendi arasında ve Divan’la olan diyaloglarının desteklenmesi gerekmektedir. AB Divanı’nın reformu onun Birliğin hakları himaye sistemindeki özerk rolü ve üye devlet mahkemelerinin ortak sorumluluğu dikkate alınmaksızın gerçekleştirilemez. Avrupa Hukukunun ulusal hukuk yaşamında anlamının önem kazanması Birlik Mahkemelerinin yükünün artmasına yol açmaktadır. Makale bu çerçevede AB yargısında yapılması düşünülen reform önerilerine ışık tutmaktadır.Article Citation Count: 0AB YASAMA TASARRUFLARINA KARŞI BİREY HAKLARINI KORUMA MEKANİZMASI(2017) Arsava, Ayşe Füsun; LawLizbon Anlaşması AB'nin hakları koruma mekanizmalarında önemli değişiklikler getirmiştir. Önemli değişikliklerden biri gerçek ve tüzel kişilerin dava açma hakkını düzenleyen 263. maddenin 3. paragrafıdır. Söz konusu paragrafta, birinci ve ikinci alt paragraflarda bahsedilen şartların oluşması durumunda, gerçek ve tüzel kişilerin kendilerine direkt veya dolaylı olarak etki eden işlemlere ve uygulanış detayları açıkça belirtilmemiş düzenleyici işlemlere karşı dava açılabileceği ifade edilmiştir. Bu madde AB yasal işlemlerine karşı kişisel hakların korunmasına ilişkin mekanizmalara, ABAD'ın 3.10.2013 tarihli Inuit Kanatami davasındaki tüzük karakterli hukuki tasarruflar ifadesine ilişkin yorumu çerçevesinde ışık tutmaktadır.