Browsing by Author "Özen, Hayriye"
Now showing 1 - 13 of 13
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis 1999 Sonrası Türkiye'de Demokratikleşme Çabaları ve Siyasi Sisteme Yansımaları(2012) Tinga, Murat; Özen, Hayriye; Department of Public Administration and Political ScienceTürkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde, 1999 Helsinki ve Avrupa Birliği hedefinin olabilirliğini ve böylece inandırıcılığını arttıran 2002 Kopenhag zirveleri, Türkiye'nin demokratikleşmesi sürecinde çok önemli dönüm noktaları olmuştur. Türkiye'nin demokratikleşme çabalarını bu dönüm noktalarından alarak AB üyeliği sürecinde ne gibi aşamaların kat edildiği, siyasi erkin dışsal eşgüdümle içsel değişimleri ne ölçüde gerçekleştirdiği ve yaşama sunduğu, Türkiye'nin siyasi yapısında ne gibi bir değişim ve dönüşümün gerçekleştirildiği incelenmiştir. Bu değişim ve dönüşüm çabaları incelenirken bir yandan siyasi erkin bu değişim ve dönüşüm yönünde ne ölçüde kararlı olduğu, diğer yandan ise çeşitli siyasal ve toplumsal grupların bu değişim ve dönüşüme verdikleri tepki dikkate alınarak ve bu çerçevede değişim ve dönüşümün hangi toplumsal-siyasal gruplar tarafından ne ölçüde desteklendiği ve ne ölçüde muhalefet edilerek itirazlar yükseltildiği ortaya konulmuştur.Çalışmanın sonucu olarak Türkiye' de 1999 sonrası gerçekleştirilen demokratikleşme çabalarının neler olduğu ve bu çabaların, ortaya konulan teorilerle ne ölçüde bağdaştığı irdelenerek siyasal sisteme yansımaları değerlendirilmiştir.Master Thesis Jîn Dergisi'nde Kürt Milliyetçiliği(2013) Dursun, Habip; Özen, Hayriye; Department of Public Administration and Political ScienceBu çalışma Birinci Dünya Savaşını takiben Kürt milliyetçiliğinin aldığı biçimi Jîn dergisi üzerinden incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde çalışmanın kavramsal çerçevesini oluşturan temel kavramlar ele alınacaktır. Bu doğrultuda millet ve milliyetçilik kavramının tanımı, ulus retoriğinin özellikleri, milliyetçiliğin boyutları ve milliyetçilik söyleminin işleyişi üzerinde durulacaktır. Kürt milliyetçiliği fikrinin doğuşunun verildiği ikinci bölümün ardından, çalışmanın üçüncü bölümünde erken dönem Kürt milliyetçiliğinin Jîn dergisinde nasıl şekillendiğine odaklanılacaktır. Anahtar Kelimeler: 1. Milliyetçilik 2. Kürt 3. Kürt Milliyetçiliği 4. Jîn DergisiArticle Kamu Siyasaları ve Toplumsal Hareketler: Türkiye'de Protesto Hareketlerinin Madencilik Siyasasına Etkileri(2010) Özen, Hayriye; Özen, Şükrü; Department of Public Administration and Political ScienceBu çalışmada, toplumsal hareketlerin kamu siyasalarının oluşumundaki rolünü daha iyi anlayabilmek için, toplumsal hareketler ve kamu siyasası çalışma alanlarının birbirlerine yardımcı olabilecekleri önerilmektedir. Bu öneriyi örneklendirmek amacıyla çalışmada, her iki çalışma alanından da yararlanılarak Türkiye 'de altın madenciliği alanındaki yapıya muhalefet eden İzmir-Bergama, Uşak-Eşme, İzmir-Efemçukuru ve Çanakkale-Balıkesir yörelerinde doğan protesto hareketlerinin, 1985 yılından bu yana uygulanan madencilik alanındaki siyasayı nasıl ve ne derece etkilediği incelenmektedir. Bu inceleme sonuçları; merkezi siyasa oluşturma geleneğinin, toplumsal hareketlerin siyasa sürecinin hangi aşamasında doğacağını ve ne tür taktikler izleyeceğini, etkilediğini göstermektedir. Ayrıca, neo-liberal politikalar izleyen hükümetlerin büyük sermaye gruplarıyla birlikte oluşturduğu savunma koalisyonunun, izlenen siyasayı pekiştirmek amacıyla toplumsal hareketleri bastırmaya yönelik bir tutum benimseyeceğini ve bu tutumun siyasaya yönelik muhalefeti, yeni protesto hareketlerinin doğmasına yol açarak, daha da büyüteceğini göstermektedir.Article Meydan Hareketleri ve Eski' ve Yeni' Toplumsal Hareketler(2015) Özen, Hayriye; Department of Public Administration and Political ScienceFarklı coğrafyalarda bulunan çeşitli toplumlar son bir kaç yılda belli başlı meydanların işgalini temel kolektif eylem olarak benimseyen sistem karşıtı popüler hareketlerin doğuşuna tanıklık etti. İspanya İndignados hareketi, Yunanistan Aganaktismenoi hareketi, Arap Baharı olarak adlandırılan popüler hareketler, Avrupa ve Amerika Birleşik Devletlerindeki İşgal hareketleri ve Türkiyenin deneyimlediği Gezi hareketi gibi hareketleri kapsayan bu meydan hareketleri, kolektif eylemler ve toplumsal hareketlerde niteliksel bir değişim ve dönüşümün ifadesi olarak görülebilirler mi? Bu hareketler, toplumsal hareketler literatüründe genel olarak eski ve yeni toplumsal hareketler olarak kategorize edilen ve birbirinden oldukça farklı özellikler taşıyan hareketler ile ne tür devamlılıklara ve farklılıklara sahiptir? Toplumsal hareketlerin analizi için önerilen ana akım kuramlar meydan hareketlerini anlamamızda yeterli bir kılavuz olabilirler mi? Mevcut çalışma bu soruları ele alıyor. Meydan hareketlerinin niteliğini ortaya koymak üzere bu hareketler ile eski ve yeni toplumsal hareketler arasındaki süreklilik/kopuş ilişkilerine odaklanan çalışmanın ilk bölümünde, meydan hareketlerinin her iki tür hareketle önemli paralellikler taşımakla birlikte, aynı zamanda her iki hareket türünden de önemli ölçüde farklılaştığı gösteriliyor. Bu hareketler, eski toplumsal hareketlere benzer bir şekilde hâkim siyasi ve ekonomik yapılara yönelik kararlı bir direnişi ifade etmekle birlikte, eski toplumsal hareketlerden farklı olarak ne belli bir sınıfsal aidiyete sahip özgürleştirici bir toplumsal ajan olma iddiasını taşımakta, ne de bununla da ilintili olarak taleplerini ve karşı çıktıkları mevcut düzenin yerine getirmek istedikleri düzeni eski hareketler gibi net bir şekilde formüle etmekteler. Diğer taraftan, geniş hegemonik yapılara itirazla sınırlı kalmayıp, çok çeşitli toplumsal huzursuzluk ve talepleri dile getirmeleri ve sınıfsal aidiyetin dışında farklı aidiyetlere sahip toplumsal grupları içermeleri bakımından yeni toplumsal hareketlere benzemekteler. Ancak, yeni toplumsal hareketlerin aksine yalnızca tikel taleplerin etrafında örgütlenen tikel mücadelelere dönüşmemekte ve böylece kurumsal sistemin kendilerini kolaylıkla absorbe etmesine izin vermemekteler. Meydan hareketlerini karakterize eden en önemli özelliklerden birisi, hem eski hem de yeni toplumsal hareketlerin tersine, çok çeşitli toplumsal talepleri dile getirme ve böylelikle oldukça heterojen kitleleri harekete geçirme kabiliyetine sahip olmalarıdır. Meydan hareketlerinin nasıl analiz edilebileceği sorusuna odaklanan çalışmanın ikinci bölümünde, toplumsal hareket literatürüne hâkim toplumsal hareket kuramlarının meydan hareketleri gibi mevcut hegemonik yapılara karşı çıkan ve birbirinden farklı pek çok toplumsal grubu içeren hareketlerin dinamiklerini anlamamamızı sağlayacak kavramsal araçlara sahip olmadığı tartışılıyor. Ardından, Ernesto Laclau tarafından son yıllarda geliştirilen popülizm kavramsallaştırmasının, meydan hareketlerinin analizine, bu hareketlerin kendine özgü dinamiklerini anlamamız açısından, önemli katkılarda bulunacağı gösteriliyor.Research Project Örgüt ve Toplumsal Hareket Kuramları Açısından Türkiye' de Altın Madenciliği Alanındaki Çatışmaların İncelenmesi(2011) Özen, Hayriye; Özen, Şükrü-Master Thesis Osmanlı'dan Cumhuriyet'e, Romanlarda Batılılaşma ve Kadın(2016) Demirgüç, Birce; Özen, Hayriye; Department of Public Administration and Political ScienceBu tez, 'kadınlık durumunun' Osmanlı ve Cumhuriyet batılılaşması/modernleşmesi sürecinde romanlarda nasıl temsil edildiğini incelemektedir. Çalışmada, hemen her açıdan bir geçiş dönemi olan ve modernleşmenin başladığı 19. yüzyılın yanı sıra, batılılaşmanın hız kazandığı ve yoğunlaştığı 20. yüzyıl da ele alınmıştır. Gerçeğe son derece yakın bir tarih anlatıcılığı yaptığı düşünülen dönem romanlarının metin incelemeleri yapılmıştır. İncelemeye esas olarak 'muhafazakâr', 'modernleşmeci' ve 'sentez arayışında' olarak kategorize edilen yazarların romanları konu edilmiştir. Bunun yanı sıra, söz konusu romanlar üzerine yapılmış çalışmalar da ikincil kaynaklar olarak kullanılmıştır. Çalışma, Doğu – Batı karşıtlığının toplumsal düzlemde yarattığı buhran ve çatışmanın, kadınlığın temsilini de önemli ölçüde etkilediğini ortaya koymaktadır. Bir yandan modern toplumda kadının rolünün değişmesi gerektiğine vurgu yapılırken, diğer yandan geleneksel cinsiyet rollerinden de tam olarak sıyrılmasına izin verilmediği gösterilmektedir.Article Toplumsal Hareketlerin 'siyasal' Rolü: Rasyonalist Yaklaşımların Eleştirel Bir Değerlendirmesi(2013) Özen, Hayriye; Department of Public Administration and Political ScienceToplumsal hareketler yazınında son yıllarda hâkim bir konum edinerek pek çok toplumsal hareket analizine yön veren rasyonalist yaklaşımlar, toplumsal hareketlerin mevcut toplumsal yapıları nasıl değiştirdiği veya değiştirebileceği konusunda dikkate değer bir suskunluk sergilerler. Bu çalışma rasyonalist yaklaşımların bu suskunluğunun toplumsal hareketlerin ‘siyasal’ rollerini kavramsallaştıramamaları ile ilgili olduğunu tartışıyor. Çalışmada öncelikle, çağdaş siyasi düşüncede toplumsalı değiştirip dönüştüren moment ile kurumsallaşmış siyasi pratikler arasında kavramsal bir ayrım yapmak üzere Claude Lefort, Chantal Mouffe ve Ernesto Laclau tarafından kullanılan ‘siyasal’ ve ‘siyaset’ kavramları ile Jacques Ranciére tarafından kullanılan ‘siyaset’ ve ‘polis’ kavramları ele alınmaktadır. Rasyonalist toplumsal hareket yaklaşımlarının bu ayrım ekseninde incelendiği ikinci bölümde ise bu yaklaşımların toplumsal hareketleri tamamen kurumsal siyasetin alanına hapsederek siyasal rollerini göz ardı ettikleri ve böylece toplumsal yapıları nasıl değiştirip dönüştüreceklerini kavramsallaştırmakta oldukça yetersiz kaldıkları gösterilmektedir. Çalışma rasyonalist yaklaşımların bu yetersizliğinin çeşitli analitik sorunlar doğurmanın yanı sıra önemli siyasi sonuçları olduğuna da dikkat çekerek sonlanmaktadır.Master Thesis Toplumsal Olarak Dezavantajlı Grupların Karşı Hegemonik Pratikleri: Cinsel Azınlıklar Örneği(2012) Kural, Kerem Cevdet; Özen, Hayriye; Department of Public Administration and Political ScienceYeni toplumsal hareketlerin, geçtiğimiz yüzyılın son yarısından başlayarak toplumsalın tamamı üzerindeki etkileri ve toplumu dönüştürmedeki önemleri büyüktür. Bu çalışmanın merkezinde de bu hareketlerden biri olan LGBT hareketi yer almaktadır. Hareketin ve içerisinde oluştuğu toplumsalın dinamiklerini incelemek amacı ile, hareketin önde gelen temsilcilerinden olan Ankara merkezli Kaos GL derneği örnek alınmış ve bu özelde, Ernesto Laclau ve Chantal Mouffe'un kavramsallaştırması üzerinden Türkiye'deki LGBT mücadelesinin karşısına aldığı ve karşı hegemonik mücadelesinin merkezine yerleştirdiği kavramlar tartışılmıştır.Master Thesis Türkiye ve Irak Kürt Ulusal Hareketlerinin Karşılaştırmalı Analizi (1958-1999)(2014) Çiçek, Mehmet Fatih; Özen, Hayriye; Department of Public Administration and Political ScienceBu çalışmada 1958 ve 1999 tarihleri arasında Irak ve Türkiye'deki Kürt Ulusal Hareketlerinin analizi, benzerlikleri ve farklılıklarını tespit ederek her iki ülkedeki Kürt Ulusal Hareketinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Bu tarih aralığının seçilmesinin nedeni, Irak'taki Kürt Ulusal Hareketi'nin temel aktörü olan Molla Mustafa Barzani'nin 1958 yılında Rusya'dan Irak'a dönmesi ve 1980'li yıllardan itibaren Türkiye'deki Kürt Ulusal Hareketi'nin temel aktörü olan PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye 1999 yılında teslim edilmesidir Anahtar Sözcükler 1- Milliyetçilik 2- Kürt 3- Kürdistan 4- Kürt Ulusal Hareketi 5- Gerilla 6- Önderlik 7- Peşmerge 8- Newroz 9- Değişim 10- Ulusal HareketResearch Project Türkiye'de İdari Yargı Hakim ve Savcılarının Hukuk Kültürü(2013) Köker, Hüseyin Levent; Özen, Hayriye-Master Thesis Türkiye'de İslamcı Hareket: Gelişimi, İlişkileri, Ayrılıkları ve Dönüşümü(2011) Uzun, Necmi; Özen, Hayriye; Department of Public Administration and Political ScienceTürkiye'de İslamcılık düşüncesi, Osmanlı Devleti'nin Batı'nın gerisinde kalması ve yanlış Batılılaşma yapıldığı gerekçesiyle devleti kurtarmak adına bir grup İslamcı aydın tarafından geliştirilmiştir. Osmanlı Devletinin yıkılmasıyla onun mirası üzerinde kurulan yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu kadroları devleti laik esaslar üzerine kurduklarından dini kamusal alandan çıkarmışlardır. Bu kadrolar, laik reformları gerçekleştirmek için İslamcıların muhalefetini önlemek amacıyla sert yasal tedbirler almışlar, dini yaşam biçimlerine ve dini sembollere yasaklar getirmişler ve topluma milli bir din dayatmışlardır. Buna karşılık İslamcılar, bu uygulamalara yerel düzeyde karşılık vermişler ancak başarılı olamamışlardır.1924-1950 arası dönemde hemen tüm dini yaşam alanları kısıtlandığından İslamcı aktörler geri çekilmişler ve informal yollarla özellikle dini eğitim ve kültürel alanda gizli faaliyetlerde bulunmuşlardır. Bu dönemde özellikle Nurculuk ve Süleymancılık hareketleri halk tabanında karşılık bularak cemaat oluşumu sürecini başlatmışlardır. Türkiye'nin 1945'ten itibaren çok partili sisteme geçmesiyle oluşan nisbi özgürlük ortamından yararlanan İslamcı aktörler, faaliyetlerini artırarak güçlenmeye başlamışlardır. Gazete ve dergilerle başlayan bu süreç, 1960'ların sonlarından itibaren müstakil bir İslamcı partinin kurulmasıyla siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel alanda yaygınlaşmıştır.İslamcılık, 1950'den sonra uluslar arası İslamcı hareketlerden de etkilenerek, çeşitlenmiş ve güçlenmiştir. Siyasal İslamcılığın çekim merkezi oluşturduğu bu süreçte cemaat ve tarikat ağları ile radikal İslamcılık arasında geniş bir düzleme oturan İslamcı aktörler hem sistemle hem de kendi aralarında uzlaşma ve çatışmalar yaşamışlardır. İslamcı hareketi, ideolojik merkezinin en büyük tehlikesi olarak gören Kemalist'ler ise onu durdurmak için birçok kez hukuksuz yollara başvurmuşlardır.Sonuçta İslamcı hareket, ulusal ve uluslar arası gelişmelere paralel olarak ve toplumsal dinamiklere göre büyük bir değişim ve dönüşüm yaşamıştır. Bu çalışmada, İslamcı hareketin sebep-sonuç ilişkisi içinde ve toplumsal hareket yaklaşımları çerçevesinde gelişim nedenleri, önemli aktörleri, sistemle ve kendi aralarındaki ilişkileri, ittifakları, çatışmaları ve etkileşimleri araştırılmıştır.Anahtar Sözcükler1.İslamcılık2.Kemalizm3.İslamcı Hareket4.Çatışma5.DönüşümMaster Thesis Türkiye'de Kadınların Kurumsal Siyasete Katılımı: Siyasi Tarihinde Geldiğimiz Noktaya Chp ve Mhp Penceresinden Bakış(2015) Alban, Sahibe Bahar; Özen, Hayriye; Department of Public Administration and Political ScienceTürkiye'de kadınların siyasete katılması ve daha çok temsil edilebilmesi sorunu giderek daha çok konuşulmakta ve beklendik ölçüde olmasa da olumlu gelişmeler görülmektedir. Bu çalışmanın ana konusu; Türkiye'de kadınların kurumsal ya da parlementer siyaset alanında, geldiği noktaya Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi üst düzey yöneticilerinin bakış açılarının belirlenmesidir. Kadınların siyasal yaşama katılımı hiç kuşku yok ki siyasal partilerle sınırlı değildir. Demokratik toplumlarda, yurttaşların başta sivil toplum kuruluşları olmak üzere, yerelde, mahalle ölçeğinden başlayarak a ve siyasi yaşama katılımları önemsenmekte, desteklenmekte ve gelişmektedir. Ancak, bu çalışmanın odağı kadınların kurumsal siyasete katılımıdır. , Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi içinde karar organlarında yer alan üyelerin; kadın kollarına, kadınların siyasette yeterince yer alamamasına, kadın kotasına, toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklanan engellere bakış açıları ile bu sorunlara ilişkin değerlendirmeleri incelenmiştir. İncelemede elde edilen ana bulgular şu şekildedir; kadın kollarının kadınların siyasal yaşama katılımını olumlu etkilediği düşünülmektedir. 'Annelik ve çocuğun bakım sorumluluğu', ev içi ortak yaşamın gereği olan 'günlük işler' ve siyasetin sürdürülüş biçiminden kaynaklı 'seyahatler', 'uzun süreli çalışmalar', 'günün geç saatlerine sarkan ve dolaylı olarak ev içi erkek egemen ve çevresel toplumsal baskılar' engelleyici unsurlar olarak sıralanmaktadır. Ataerkil yapıya, eğitim sorunlarına ve kadınların ekonomik güçlerinin, özgürlüklerinin yeterli olmamasına vurgu yapmaktadırlar. Anahtar Kelimeler: Siyaset, kadın, toplumsal cinsiyetArticle YERELLİK-POPÜLERLİK EKSENİNDE TÜRKİYE’DE ÇEVRE MÜCADELELERİ(2018) Özen, Hayriye; Department of Public Administration and Political ScienceTüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de son yıllarda çevre mücadelelerinde dikkate değer bir artış yaşandı. 1990’ların hemen başından itibaren doğmaya başlayan ve altın madenciliği, hidroelektrik santraller, termik santraller ve nükleer santraller gibi projelere olumsuz çevresel etkileri nedeniyle karşı çıkan bu mücadeleler, 2000’li yıllarda belirgin bir ivme kazanarak ülkenin hemen tüm bölgelerine yayıldılar. Bu makale Doğu Karadeniz bölgesinde HES projelerine karşı ve Ege ve Güney Marmara bölgelerinde altın madenciliği projelerine karşı 2000’li yıllarda doğan protesto hareketlerine odaklanarak şu soruya yanıt arıyor: HES ve altın madenciliğine karşı yerelde doğan çeşitli protesto hareketleri bölgesel veya ulusal ölçekte etkili olabilecek kolektif bir siyasal özneye ya da, diğer bir deyişle, karşı-hegemonik bir popüler harekete dönüşme potansiyeline ne ölçüde sahip oldular? Bu soruya cevaben hem altın madenciliği hem de HES karşıtı mücadelelerin, yerelliği aşan bir karaktere bürünmelerine karşın popüler hareketlere dönüşemedikleri tartışılıyor. Her iki mücadele de, yereldeki altın madenciliği ve HES projelerine karşıtlığın ötesine geçen bir söylem inşa ettiler ve yerelin yanı sıra yerelin dışından da çeşitli toplumsal grupları harekete geçirdiler. Bununla birlikte, her iki mücadele de harekete geçirdiği heterojen grupları kolektif bir kimlik etrafında bütünleştirerek ulusal ölçekte etkili olabilecek popüler bir siyasal özneye dönüşemedi. Çalışmada söz konusu mücadelelerin kolektif bir kimlik inşa edememesinin nedenlerine ilişkin olarak dört faktörün öne çıktığı ileri sürülüyor: yerelliğin süregiden baskısı; parlamenter temsiliyetin eksikliği, protestocuların mevcut kimlik ve aidiyetlerinin hakimiyeti; ve, iktidar blokunun protesto hareketlerini yönetmek ve kontrol etmek üzere geliştirdiği dil ve pratikler. Çalışma, yerellik ile popülerlik arasında bir nitelik kazanan çevre mücadelelerinin oldukça önemli kazanımlarına rağmen, neoliberal rasyonaliteyle şekillendirilen kamu politikalarının içerdiği çevresel tehditler karşısında güçlü bir itiraza dönüşemediklerine işaret ederek sonlanıyor.

