Çifte Hareket: AB'nin Düşüşü ve Türkiye için Artan Önemi

dc.contributor.authorTemel, Bülent
dc.contributor.otherDepartment of Business
dc.date.accessioned2024-07-08T12:53:13Z
dc.date.available2024-07-08T12:53:13Z
dc.date.issued2013
dc.date.issuedtemp2013-01-18
dc.description.abstract13. senesine girdiğimiz 2000'ler hem AB hem de Türkiye için önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönem olmaktadır. Kısa bir süre önce Nobel Barış Ödülü’yle de tescillendiği üzere, uzun bir uluslararası çatışma tarihine sahip olan bir kıtadaki iyi niyetli ve yapıcı bir proje olan Avrupa Birliği 62. yılında1 düşündürücü bir ekonomik krizden geçmektedir. Bir bütün olarak birliğin ekonomisi beş senedir yerinde sayarken kamu açığı oranı toplam gelirin %4.4’üne ulaşmış,2 işsiz sayısı ise 16 milyondan 26 milyona çıkmıştır.3 Farklı kültür ve özelliklerdeki ulusal sistemlerden bir birleşik ekonomi inşa etmenin zorluklarının farkına varmakta olan birlik özellikle Akdenizli üyelerindeki halk ayaklanmalarıyla çalkalanırken bu ülkelerin siyasi liderleri de bir yandan seçmenlerini yatıştırmaya çalışmakta diğer yandan da ülkelerinin birliğe duydukları sadakatın sınırlarını sorgulamaktadır. Kimi yorumcuların AB projesinin varlığını tehdit ettiğini öne sürdükleri mevcut krizin temel nedeni ise ekonomik değil kültüreldir.4 AB lokomotif ekonomisi olan Almanya’nın endüstriyel kültürünü yansıtacak şekilde, yürürlüğe sokulan mekanizmaların amaçlarına uygun çalışacakları varsayımı üzerine inşa edilmiş bir kurumdur. İşbirliğine dayalı bir konfederasyon olmanın ötesine gitmekten kaçınan AB’de üyelerinin birliğin himayesine güvenerek sorumsuzca davranmalarını engelleyici bir dizi önlem alınmıştır. Bunlardan birisi merkez bankalarının geleneksel rollerinden birisi olan son çare kreditörlüğünün Avrupa Merkez Bankası’na verilmemiş olması, bir diğeri ise tüm Avro bölgesini temsil eden bir ortak tahvilin ihraç edilmeyişidir. Üye ülkelerin borçlanma iştahlarını sınırlayarak ulusal borç sorunlarını birliğe yıkmalarını önleme amacıyla düşünülen bu fikirlerin uygulamadaki sonuçlarının ise birliğin güney üyelerinde kuzeydekilerden farklı olduğu görülmektedir. Yunanistan, İtalya, Portekiz ve İspanya’daki hükümetler AB üyeliklerinin ortaya çıkardığı parasal genişleme imkanlarından seçici olmaksızın faydalanmışlar, ancak bu fonları üretime yönelik yatırımlara yeterince kanalize etmemeleri nedeniyle hem kendi ekonomilerini hem de AB ekonomisini bugünkü borç krizine taşımışlardır.
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.14411/6393
dc.institutionauthorTemel, Bülent Azmi
dc.language.isotr
dc.publisherBilim ve Teknoloji
dc.subjecteconomics
dc.titleÇifte Hareket: AB'nin Düşüşü ve Türkiye için Artan Önemi
dc.typeArticle
dspace.entity.typePublication
relation.isAuthorOfPublicationb1aad9a0-8c4d-405e-bbea-f34dc2a39930
relation.isAuthorOfPublication.latestForDiscoveryb1aad9a0-8c4d-405e-bbea-f34dc2a39930
relation.isOrgUnitOfPublication6fecf408-e340-4cbc-a391-6c8984c45f5e
relation.isOrgUnitOfPublication.latestForDiscovery6fecf408-e340-4cbc-a391-6c8984c45f5e

Files