This item is non-discoverable
Ünal, Hasan
Loading...
Name Variants
H.,Unal
Hasan, Ünal
Ünal,H.
Unal,H.
U.,Hasan
H.,Ünal
Ünal, Hasan
Ü.,Hasan
U., Hasan
H., Unal
Hasan, Unal
Unal, Hasan
Hasan, Ünal
Ünal,H.
Unal,H.
U.,Hasan
H.,Ünal
Ünal, Hasan
Ü.,Hasan
U., Hasan
H., Unal
Hasan, Unal
Unal, Hasan
Job Title
Profesör Doktor
Email Address
hasan.unal@atilim.edu.tr
Main Affiliation
International Relations
Status
Former Staff
Website
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Sustainable Development Goals Report Points
SDG data could not be loaded because of an error. Please refresh the page or try again later.

Scholarly Output
40
Articles
0
Citation Count
0
Supervised Theses
40
40 results
Scholarly Output Search Results
Now showing 1 - 10 of 40
Master Thesis Amerika'nın Irak işgalinden günümüze Kuzey Irak'ta devlet inşa süreci(2015) Bilgin, Burcu Şahin; Ünal, Hasan; International RelationsUzun yıllar Kürtlerin yoğun olarak yaşadıkları bir bölge olan Kuzey Irak, günümüzde anayasal haklara sahip resmi bir federal bölge statüsündedir. Bölgedeki etnik yapının çeşitliliği ve zengin petrol kaynaklarının varlığı, devletlerin bölgeye ilgisini artırmıştır. Geçmişte Irak'a hâkimiyet kuran devletler kendi yönetim modellerini uygulayarak yönetimlerini sürdürmeye çalışmışlardır. Amerika Birleşik Devletleri'nin de bölgeye olan ilgisi ve Irak'ı işgali ile birlikte yeni bir süreç başlamıştır. ABD'nin Irak'ı işgali sonrasında Irak'ta seçim sistemi ve anayasa Lijphart'ın konsesyonalizm teorisinden esinlenerek meydana getirilmiştir. Konsesyonalizm ya da eştoplumlaştırmacılık yönetim modeli, derinden ayrılıkların yaşandığı ülkelerde farklı grupların temsil edildiği güç paylaşımı esaslı bir hükümet yönetimi altında güvenlik ve refah içerisinde yaşanabileceğini savunmaktadır. Derin etnik ve dini çatışmaların yaşandığı ülkelerde uygulama alanı bulan konsesyonalizm ya da eştoplumlaştırmacılık teorisi zaman içerisinde etnik milliyetçiliğin etkisiyle ayrılıkçı hareketlerin devletleşme sürecine katkıda bulunmaktadır. Bu hipotezden yola çıkarak Kuzey Irak'ta yaşanan gelişmeler 2003-2007 ve 2007-2015 yılları arasında iki aşamada değerlendirilmiştir. Nihai amaç Kuzey Irak'taki devlet inşa sürecini akademik bir tez zeminine oturtmak ve bilime katkıda bulunmaktır. Anahtar Sözcükler Irak, Kürdistan Bölgesel Yönetimi, Devlet İnşası, Konsesyonalizm, Güç PaylaşımıMaster Thesis Bosna-hersek'te Devlet İnşa Süreci: 1996-2013 Dayton Antlaşması Sonrasında Bosna-hersek'(2015) Pulat, Tunç; Ünal, Hasan; International RelationsBu tez çalışmasının amacı, Dayton Antlaşması sonrasında Bosna-Hersek'te devlet inşa sürecinin nasıl gerçekleştiğini ortaya koyup analiz etmektir. Bu süreç gerçekleşirken Bosna-Hersek'in yaşadığı sorunlar ve karşılaştığı zorluklar incelenmiştir. Dayton Antlaşması öncesi dönem için, Bosna Savaşı incelenmiştir. Bu bağlamda Bosna-Hersek'i savaşa götüren sürecin nasıl gerçekleştiği ortaya koyulmuştur. Bosna-Hersek, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan II. Yugoslavya'yı oluşturan altı cumhuriyetten birisi idi. Bu dönemde Josip Broz Tito'nun liderliğinde Bosna-Hersek büyük imtiyazlara sahip olmuştur. Fakat 1980 yılında Tito'nun ölümünden sonra Yugoslavya Devleti'nde kırılmalar meydana gelmiştir. 1990'lı yılların başında Soğuk Savaş'ın sonra ermesi, Komünizmin çökmesi ve milliyetçilik akımının ortaya çıkmasıyla Yugoslavya bölünmüştür. Bölünen Yugoslavya'dan çıkan yeni devletler birbirleriyle çatışmalara girmiştir. Çatışmalardan en çok etkilenen devlet, üç etnik gruptan oluşan Bosna-Hersek olmuştur. Bu çatışmalar savaşa dönüşerek, Bosna Savaşı'nı ortaya çıkarmıştır. Üç etnik grubun kanlı savaşı üç buçuk yıl sürmüş ve uluslararası toplumun müdahalesi sonucu savaşı bitiren Dayton Antlaşması imzalanmıştır. Dayton Antlaşması, Bosna-Hersek'i etnik olarak bölgelere bölmüştür. Ülke, Sırp Cumhuriyeti (RS) ve Bosna-Hersek Federasyonu (FBİH) olarak iki entiteye ve ayrıca Brčko adıyla bir de özerk bölgeye ayrılmıştır. Federasyon da kendi içinde halkın etnik yapısına göre on kantona bölünmüştür. İlaveten uluslararası toplumun Bosna-Hersek'te himayesi olarak bulunan Yüksek Temsilcilik Ofisi (OHR) mevcuttur. Bu makam, antlaşmanın sivil yönlerini uygulamak için kurulmuştur. Fakat bütün sivil kurumların başı ve son söyleme yetkisi olduğu için, Bosna-Hersek demokrasisi üzerinde bir gölge gibi durmaktadır. Bosna-Hersek'te Dayton Antlaşmasıyla kurulan karmaşık idari ve siyasi yapı, ülkede etnik bölünmüşlüğü keskinleştirmiştir. Bu etnik bölünmüşlük, parlamentoya da yansımış ve ülke sık sık siyasi krizlerle karşı karşıya kalmaktadır. Bosna-Hersek'in uluslararası toplumla bütünleşme hedefleri (AB ve NATO süreci), gerçekleştirilemeyen reformlar yüzünden tehlikededir. Bosna-Hersek'te yapılması gereken, ülke içi bütün etnik grupların ortak anlaşmasıyla Dayton Antlaşması'nın baştan sona yenilenmesi gerekmektedir. Anahtar Sözcükler: Yugoslavya, Bosna-Hersek, Bosna SavaĢı, Dayton AntlaĢması,Etnik kimlik, Devlet inĢa süreci, Sırbistan, Hırvatistan.Master Thesis Avrupa Birliği tarafından Türkiye'ye yapılan mali yardımların diğer aday ve potansiyel aday ülkelerle karşılaştırılması(2018) Koç, Elif; Ünal, Hasan; International RelationsBu çalışmanın amacı, Avrupa Birliği tarafından Türkiye'ye yapılan mali yardımların diğer aday ve potansiyel aday ülkelerle karşılaştırılmasıdır. Bu amaçla yapılan çalışmada AB'ye aday ve potansiyel aday ülkeler, AB mali yardımları, adaylık süreçleri, temel ekonomik göstergeleri, hibe ve kredi şeklinde yararlandıkları mali yardımlar çerçevesinde incelenmiştir. Resmi istatistik kurumlarından alınan veriler doğrultusunda ülkelerin temel ekonomik verileri elde edilmiştir. Söz konusu veriler ile ülkelerin, gayri safi milli hasılaları, kişi başına düşen gayri safi milli hasılaları ve yüzölçümleri baz alınarak ülkelerin elde ettiği mali yardımlar birbiriyle kıyaslanmıştır. Yapılan kıyaslamalar neticesinde, Türkiye'ye yapılan toplam mali yardım tutarının diğer aday ve potasniyel aday ülkelere göre daha fazla olmasına rağmen, kişi başına ve kilometrekare başına düşen mali yardım tutarının diğer aday ve potasniyel aday ülkelerin oldukça gerisinde olduğu görülmüştür.Master Thesis Suriye krizi ve sığınmacılar sorunu: önlemler ve politikalar(2018) Bilgiç, Semanur; Ünal, Hasan; International RelationsSuriye krizi, dünya tarihinde yaşanan kitlesel insan akımlarının en büyük olanıdır. Suriye'deki iç savaştan hareketle milyonlarca Suriyeli öncelikle can güvenliklerini korumak adına ülkelerini terk ederek başta Türkiye olmak üzere diğer ülkelere göç etmeye başlamıştır. Milyonlar ile ifade edilen bu göç hareketi, dünya ülkelerinin göç, mülteci ve sığınmacı konusunu tekrar ele alması gerektiğini ortaya koymuştur. Bu çalışma, Suriye odak noktasında yaşanan göç hareketinin en büyük ev sahibi olan Türkiye açısından ele almayı, ulusal ve uluslararası düzenlemeler kapsamında yapılanları ve yaşananları değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Türkiye, 4 milyona yakın Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. İnsani güvenlik yaklaşımı kapsamında mülteci kampları oluşturulmuş, 'açık kapı' politikası uygulanarak savaştan kaçan bütün Suriyeliler Türkiye'ye kabul edilmiş, ancak düşük bir oranda kamplara yerleştirilebilmiştir. Kamplara yerleştirilebilen Suriyelilerin her türlü ihtiyacı, olanaklar kapsamında giderilmeye çalışılmaktadır. Ancak kamplara yerleştirilen Suriyeli sayısı, Türkiye'ye gelen toplam Suriyeli sayısının çok az bir oranına karşılık gelmektedir. Kampların yetersizliği nedeniyle Türkiye'nin birçok bölgesine yayılan Suriyeli göçmenlerin büyük bir bölümü, ekonomik yetersizliklerinden dolayı bakıma ve desteğe muhtaç durumdadır.Master Thesis Avrasyacılık Kökeni ve Türk Avrasyacılığının Oluşumu(2018) Keleş, Emine Begüm; Ünal, Hasan; International RelationsBu tezde Avrasyacılık ve Türk Avrasyacılığının tarihi gelişim süreci açıklanmaya çalışılmıştır, aynı zamanda Rusya ve diğer ülkelerin politik gündemleriyle olan ilişkileri üzerinden değerlendirilmiştir. Ağırlıklı olarak Türk Avrasyacılığı fikrinin gelişimi ve Rusya'nın Türk Avrasyacılığına katkıları araştırılmıştır. Avrasyacılık hangi ülkeler ile birlikte oluşturuldu, nerede, ne zaman, hangi düşüncelerle ortaya çıktı bunların cevabını araştırmamızda bulmak mümkündür. Hangi ülkeler, hangi düşüncelerle Avrasyacılığı destekliyor veya izlemekle yetiniyor, günümüz penceresinden bakılarak sentezlenmiş bir çalışmadır. Tüm bunların yanı sıra Türk Avrasyacılığın kökeni etniksel ve ulusal açıdan analiz edilmiş, Rusya, Türk Cumhuriyetleri ve Türkiye'nin Avrasya Birliği projesi üzerinde odaklanmış olduğu gözlemlenmiştir. Bu projeyle Türk Avrasyacılığı ve Evrazia düşüncelerinin nasıl geliştiği ve gelişeceği, Türkiye ve Rusya'nın ileriye yönelik attığı adımlardan bahsedilmiştir. Son olarak Avrasyacılık ve Türk Avrasyacılığı sentezi sonucu gelecekte siyasi iyileşmeler adına neler olacağını öngörmek adına yapılmış bir çalışmadır.Master Thesis Bulgaristan'daki Türk Azınlığı ve Türkiye'deki Kürtler Etnik Partiler: Dps ve Hdp Karşılaştırması(2015) Karakaş, Behiye; Ünal, Hasan; International Relations]Bu tez araştırması etnik partilerin ayrılıkçı ve entegrasyoncu tutumlar benimsemelerinin arkasındaki sebepleri açıklamaya çalışmaktadır. Çalışmaya göre HDP 'nin ayrılıkçı talep ve tutumları kısacası ülkenin bölgesel ekonomik gelişmişlik farklılığı kültürel ve demografik etkenler, HDP parti liderinin söylemleri ve partinin amaçlarına yönelik dış destekler gibi nedenlere dayanmaktadır. Bu etkenler nedeniyle parti ayrılıkçı bir tutum benimsemiştir ve Türkiye deki Kürt Halk ulusal Bir bilince ulaşmakta sorunlar yaşamıştır. Bulgar etnik partisi DPS büyük ölçüde dış müdahale eksikliği , ülkenin homojen ekonomik gelişmişliği , olumlu lider etkisi ve diğer birleştirici etkenler ile beraber entegrasyon yanlısı bir tutum sergilemiştir. Etnik partilerin davranışlarını etkileyen başka bir faktör de üye ve aday ülkelerde de Avrupa Birliği politikalarıdır. Özellikle bu çalışmada Avrupa Birliğinin azınlıklar hususundaki düzenlemeleri HDP partisinin kültürel ve bölgesel taleplerini arttıran bir etken yaratırken, DPS partisinin ise diğer sebepler ile beraber entegrasyon yanlısı tutum izlemesine katkı sunmuş ve parti ülkesindeki grubun kültürel haklarını savunmaya devam etmektedir. Ülkelerin ulusal bütünlüğünü sağlayan veya tehdit eden etnik parti tutumlarını analiz eden teori ve hipotezler genellikle tarihi arka plan, ekonomik gelişmişlik, dış destek etkisi , seçim sistemleri , lider etkisi ve ülkenin demografik etkenlerini analize dayanır. Bu tezde her iki partinin farklılaşan tutumları bu etkenler çerçevesinde incelenmiştir. Anahtar kelimeler : DPS, HDP, Ayrılıkçılık, Entegrasyon, Avrupa Birliği.Master Thesis Lobicilik ve Propaganda-amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği'nde Lobicilik Faaliyetleri ve Türkiye'nin Abd'de Yürüttüğü Lobicilik Çalışmaları(2017) Altay, Mustafa Kemal; Ünal, Hasan; International RelationsHomo sapiens'den, homo sapiens sapiens'e oradan günümüze kadar geçen süre zarfında insanoğlu sürekli olarak etkileşim ve iletişim içerisinde kalmışlardır. Bu süreç insan ırkının varlığı yok olacağı güne kadar sürüp gidecektir. İnsanlar arsında ki mücadele ilk insan topluluklarından başlayarak sürekli olarak devam etmektedir. Bu mücadelenin içeriği ister savaşlara dayansın, isterse bir bilgilin oluşturulmasına hepsinin içerisinde cereyan eden bir yönetsel sistemler zinciri varlığı ya da başka bir ifadeyle hiyerarşik yapı mevcuttur. Bu süreçlerin temel yapısı ise; modern anlamda lobi (etkileme, manipüle etme vb.) faaliyetleri ve propaganda (tanıtma, baskı kurma vb.) faaliyetleri olarak özetlenebilir. Bu çalışmada sırasıyla lobicilik ardından da propaganda hakkında detaylı bilgilere yer verilerek, siyaset, askeri ve ekonomik alanlarda ki etkilerine değinilecektir. Ayrıca bu kavramların zaman içerisinde nasıl evrime uğradıklarına değinilecektir. Özellikle Amerika Birleşik Devletlerinde ki ve Avrupa Birliğinde ki işleyiş biçimlerinden de söz edilecektir. Son kısımda ise, Türkiye'nin lobicilikle tanışması ve Türk lobilerinin faaliyetlerine değinilerek özellikle lobi faaliyetlerinin Dünya üzerinde büyük bir yer kapladığı Amerika Birleşik Devletlerinde ki çalışmalarından bahsedilecektir. Atalarımızdan miras aldığımız ve adeta genetik kodumuza işlenen çevremize hükmetmek, etki alanımızı genişletmek ve güce (siyasi, ekonomik, vb.) sahip olmak gibi olgulardır. Bu olguların sürekliliği için lobiciliğin ve propagandanın devamlılığı esastır. Özellikle günümüz Dünyasında demokrasi kavramının sadece kâğıt üstünde kaldığı, demokrasinin amaç değil de araç olduğu ve faşizan ideolojilere sahip yöneticilerle yönetilen ülkelerde kısmen lobiciliğin, fakat propaganda faaliyetlerinin çok ama çok daha önemli hale geldiği ülkelerde ki siyasiler için önemi kat be kat daha da artmaktadır. Bu çalışmada Dünya tarihinin tozlu sayfalarında yerini almış faşist ideolojilere sahip olan yöneticilere kısmen değinilecek, onların moderni olanlardan ise asla bahsedilmeyecektir.Master Thesis Rusya-ukrayna İlişkilerinde Kırım Sorunu 1991-2014(2015) Beybulayeva, Lyudmila; Ünal, Hasan; Karasar, Hasan Ali; International RelationsSovyetler Birliği'nin çöküşü; politik, ekonomik ve askeri zeminde ülkeler arasında yeni bir dizi çelişki yaratan yeni bağımsız devletler oluşmasına katkıda bulunmuştur. Bu tür gerilimlerden biri, iç ve dış dengesizliklerin konu olduğu Kırım bölgesindeki Ukrayna ve Rusya gibi iki komşu ülke arasında olmuştur. Ukrayna'nın otonom olan Kırım, Rusya Karadeniz deniz üssü varlığı, bölgenin etnik kompozisyonu, jeostratejik konumu gibi Rusya-Ukrayna ilişkilerinin bozulmasına neden olan bazı önemli faktörler sunmaktadır. Günümüzde, yakın zamana kadar dünya ilişkilerinde göze çarpmayan küçük Kırım yarımadası , son dönemde Rusya, Ukrayna ve Batı ülkelerinin birçok uzmanlarının ilgisini çeken, son krizlerden sonra uluslararası ilginin merkezlerinden biri haline gelmiştir. Rusya-Ukrayna ilişkileri üzerinde, Kırım sorunun etkisi ve ağırlığının temel araştırma sorusu üzerine cevap vermek için, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra, Kırım'ın jeostratejik konumu ve çoklu etnik yapısı ve bunun Rusya-Ukrayna ilişkileri üzerindeki etkisi bir araştırma gerektirir. Metodolojik olarak, Kırım sorunun açıklaması, kronolojik yapılandırılmış bakış açıları ile tarihsel olayların çalışmasından geçer. Ana kavramsal ve tarihsel çerçeve; Rus, Ukraynalı, Türk ve Batı uzmanların özel monografi çalışması yoluyla sağlanmıştır. Bir başlangıç noktası olarak, yarımada sakinlerinin tarihsel arka planını inceledim ve her biri kendisi gibi tarihsel algılanan Kırım'a ilişkin Rus, Ukrayna'lı, Kırım Tatarlarını dikkatlice analiz ettim. Bu araştırma bize, Kırım üzerindeki tartışmaların kökenini, Karadeniz Filo sorununu ve Ukrayna krizine ilişkin Rusya'nın dış politikasını anlamak için Sovyet sonrası Ukrayna'daki siyasi süreçlerin sonuçlarını genelleştirmeye izin verir. Buna ek olarak, bu tez temelde Kiev'e karşı tavrını yeniden tanımlamış ve Karadeniz yarımadasının ilhak eylemi ile sona ermiş Ukrayna krizleri içine Kremlin'in müdahalesi ile Euromaidan protesto nedenlerini ve sonuçlarını açıklamaktadır. Tez araştırma bulguları, sadece yukarıda belirtilen Rus-Ukrayna siyasi ve ekonomik problemlerin nasıl kötüleştiğini değil, aynı zamanda Rusya ve Batı arasındaki ilişkileri ve Avrupa-Atlantik bölgesindeki genel güvenlik iklimini göstermektedir. Anahtar Sözcükler: Kırım, Rusya, Ukrayna krizi, Kırım Tatarları, ilhakMaster Thesis 15 Temmuz Darbe Girişimi ve Türk Dış Politikasına Etkileri(2017) Baykara, Sevin; Ünal, Hasan; International RelationsTürk dış politikası, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi öncesine kadar ABD ve Avrupa ülkeleriyle sorunlar yaşamış ve yaşamaya devam etmektedir. Tarih boyunca dönemsel etkenler ile yakınlaşan ve gerginleşen Türkiye-Rusya İlişkileri ise Suriye krizi ile çatışan fikirler devam ederken Rus uçağının düşürülmesiyle ekonomimizi ve yatırım projelerini etkileyecek boyutlara ulaşmıştır. Türkiye, kurtuluş mücadelesini verip anayurdunu düşmanlardan temizledikten ve Misak-ı Milli sınırları içerisinde Cumhuriyetini ilan ettikten sonra, 1960 yılından itibaren darbe girişimleri ve darbelere sahne olmuştur. 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti, daha önce örneği olmayan bir darbe girişimi ile karşı karşıya kalmıştır. Fethullah Gülen'in (FETÖ) bugünlere gelişi, ABD'den oturum iznini nasıl aldığı ve iadesinin istenmesinin hala tartışma konusu olarak devam ettiği görülmektedir. Darbe girişiminden sonraki süreçte ise olası senaryolar üzerinde durulmaktadır. Ekonomik ve siyasi istikrarın sağlanması, terör eylemlerinin son bulması Türkiye'nin öncelikli hedefleri haline gelmiştir. Buradan hareketle tezimizin amacı 15 Temmuz darbe girişimi ve Türk dış politika üzerindeki yansımalarını niteliksel literatür taraması ışığı altında analiz etmektir. Anahtar Sözcükler: Türkiye, Rusya, Uçak krizi, Darbe, FETÖ, ABDMaster Thesis Ab'nin Kıbrıs Sorununa Bakışı ve Türkiye-ab İlişkileri(2012) Ünalmış, Ahmet Nafiz; Ünal, Hasan; International Relations?AB'nin Kıbrıs Sorununa Bakışı ve Türkiye-AB? İlişkileri isimli yüksek lisans tez çalışmasında Kıbrıs sorununun ortaya çıkışı, AB'nin soruna dâhil oluşu, BM gözetiminde yapılan çözüm müzakereleri ve genel olarak Kıbrıs sorununun Türkiye-AB ilişkileri üzerindeki etkileri incelenmiştir.Çalışmanın birinci bölümünde; Kıbrıs tarihine ve Kıbrıs'ın tarihsel süreç içerisinde nasıl sorun hâline geldiğine değinilmiştir. Bu bağlamda Osmanlının Kıbrıs'ı fethi, Kıbrıs'ın İngiltere tarafından ilhakı, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kuruluşundan dağılmasına kadar geçen süreç, 1974 Barış Harekâtının öncesi ve sonrasında yaşanan gelişmeler ve BM gözetiminde gerçekleşen çözüm arayışları anlatılmıştır.Çalışmanın ikinci bölümünde Avrupa Birliğinin Kıbrıs sorununa nasıl dâhil olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduktan ve dağıldıktan sonra AET ile kurulan ilişkiler, yapılan mali anlaşmalar ve Kıbrıs Türklerinin bu süreçte saf dışı bırakılması ele alınmıştır. İkinci bölümde ayrıca GKRY'nin 1990 yılında AT'ye yaptığı tam üyelik başvurusu ve bunun yol açtığı hukuksuzluğa değinilerek 1993 Kopenhag Zirvesi'nden başlayarak AB'nin Kıbrıs ile ilgili aldığı kararlar incelenmiş, bu kararlar çerçevesinde KKTC'nin ve Türkiye'nin verdiği tepkiler ortaya konarak konuya açıklık getirilmeye çalışılmıştır.Üçüncü bölümde genel olarak Kıbrıs sorununun, Türkiye-AB ilişkileri üzerindeki etkileri anlatılmaya çalışılmıştır. Bu doğrultuda, Türkiye-AB ilişkilerinin geçmişine değinilip GKRY'nin tam üyelik başvurusu sonucu AB'nin Kıbrıs sorununu, Türkiye ile ilişkilerinde belirleyici unsur hâline nasıl getirdiği ve bu durumun ilişkiler üzerindeki etkisi ele alınmıştır. Ayrıca meselenin anlaşılmasını kolaylaştırmak için o dönemde yapılan çeşitli yorumlara ve Türkiye hükümetlerinin tepkilerine yer verilmiştir.Çalışmanın dördüncü ve son bölümünde, Rum kesiminin Kıbrıs açıklarında yürütmüş olduğu petrol arama çalışmalarına değinilerek bu durumun Türkiye açısından yaratacağı avantajlar üzerinde durulmuştur. Dördüncü bölümün son kısmında yakın dönem Türkiye-Yunanistan ilişkilerine ve bu ilişkilerin Kıbrıs sorunu üzerindeki etkisine değinilmiştir.