1. Home
  2. Browse by Author

Browsing by Author "Begen, Sena Nur"

Filter results by typing the first few letters
Now showing 1 - 7 of 7
  • Results Per Page
  • Sort Options
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Development and Validation of an ICF-Based New Scale-Atilim Kinesiophobia Scale: A Methodological Study
    (Lippincott Williams & Wilkins, 2025) Ulug, Naime; Parmaksiz, Ayhan; Begen, Sena Nur; Can Karahan, Zehra; Yilmaz, Seval; Adali, Mehmet Fatih; Kilic, Erden; Er, Dudu Melek; 01. Atılım University; Child Development; 07. School of Health Sciences
    It is important to assess kinesiophobia, which increases the risk of disability by limiting physical activity. In this cross-sectional study, we aimed to develop a scale that assesses kinesiophobia with the multidimensional structure of International Classification of Functioning, Disability and Health (ICF). Atilim Kinesiophobia Scale (AKS) was developed in Turkish by an expert panel using questionnaires replied by 367 subjects. Finally, 38 questions based on the sub-domains of the ICF described by World Health Organization. In the scope of this cross-sectional study content validity and reliability were assessed; construct validity (both convergent and divergent validity) was checked against Tampa Kinesiophobia Scale-17 and Visual Analog Scale. AKS demonstrated good internal consistency and convergent validity, with significant correlations observed with the Tampa Scale for Kinesiophobia-17 (r = 0.478, P < .001). Divergent validity was supported by insignificant correlations with the Visual Analog Scale (r = 0.019, P = .855). The Cronbach alpha coefficient of 0.862 indicates a high level of internal consistency for the AKS. Based on these findings, the final version of AKS was refined to include 4 factors and 14 items, demonstrating good internal validity. We developed and validated the AKS to assess kinesophobia in patients with acute and/or chronic musculoskeletal pain. This new ICF-based scale can be used to assess kinesiophobia; however further studies are required to prove its validity and reliability in other languages.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    How Do Visual, Auditory and Motor Dual-Tasking Each Affect Swallowing and Chewing Function?
    (Wiley, 2024) Begen, Sena Nur; Arslan, Selen Serel; 01. Atılım University
    Background: It can be challenging to perform a second task at the same time as swallowing. Objective(s)The study aimed to investigate the effect of visual, auditory and motor dual-tasking on swallowing and chewing function in healthy young adults. Method: Right-handed healthy adults without any psychological and cognitive problems were included in the study. Swallowing was evaluated based on the dysphagia limit in different liquid textures such as water and nectar consistencies, and chewing was evaluated by the Test of Masticating and Swallowing Solids. For the second task, visual and auditory performance was assessed using reaction time, and the motor performance was assessed using a bilateral tapping task. Assessments were performed in two steps: baseline and dual-task. For baseline, all evaluation methods were applied individually. After completing the baseline assessment, dual-task assessment were carried out the following day. For dual-task assessment, the swallowing and chewing tasks were performed simultaneously with visual, auditory and motor tasks. Results: Results showed a significant decrease in dysphagia limit in the nectar consistency, and significant increase in chewing time, visual reaction time and tapping rate (right-left) when compared to baseline and dual-task conditions (chi(2)(3) = 9.61, p = .02; chi(2)(3) = 9.02, p = .02; chi(2)(3) = 28.09, p < .001; chi(2)(3) = 28.97, p < .001; chi(2)(3) = 21.56, p < .001, respectively). However, there were no differences in dysphagia limit in the water and auditory reaction time compared to baseline and dual-task conditions (chi(2)(3) = 3.18, p = .36; chi(2)(3) = 2.56, p = .50, respectively). Conclusion: Results shedding light on how simultaneous dual tasks can influence swallowing and chewing. Dual-tasking cause a decrease in both swallowing/chewing and the visual/motor performances. These results may provide valuable information for designing interventions or strategies aimed at improving or maintaining optimal swallowing and chewing during in various populations during daily life.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Nonspesifik Kronik Boyun Ağrısı Olan Akademik Personelde İleri Baş Postürünü Etkileyen Faktörlerin Karşılaştırılması: Tanımlayıcı Çalışma
    (2024) Yelvar, Gul Deniz Yilmaz; Cirak, Yasemin Buran; Begen, Sena Nur; Arslan, Fatma Cansu Aktaş; Uluğ, Naime; Kılıç, Erden; 01. Atılım University
    Amaç: Çalışmanın amacı, nonspesifik kronik boyun ağrısı olan akademik personelde ileri baş pozisyonuna etkileyen faktörlerin karşı laştırılmasıdır. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmaya, nonspesifik kronik boyun ağrısı olan elli katılımcı dâhil edildi. Katılımcılar, kranioverteb ral açı değerine göre “normal servikal pozisyon” ve “ileri baş du ruşu(FHP+)” olmak üzere iki gruba ayrıldı. Demografik bilgiler ve oturma, bilgisayar ve telefon kullanım süresi kaydedildi. Dinlenme, uyku ve aktivasyon sırasındaki ağrı şiddeti, görsel analog skalası kul lanılarak değerlendirildi. Üst trapezius ve suboksipital kaslarının ağrı eşiği algometre ile değerlendirildi. Skapulotorasik kas kuvveti, derin servikal kas kuvvet ve enduransı el dinamometresi ve stabilizer basın çlı biyofeedback ünitesi kullanılarak değerlendirildi. Kraniovertebral açı, fotoğraf analiz yöntemleriyle belirlendi. Servikal eklem pozisyon hissi, dijital inklinometre kullanılarak değerlendirildi. Bulgular: Top lam 50 akademik personel dâhil edildi. FHP+ grubunda kilo, beden kitle indeksi ve cep telefonu kullanım süresi anlamlı olarak daha yük sek olduğu belirlendi (p=0,02; p=0,01). FHP+ grubunda üst trapezius ağrı eşiğinin anlamlı olarak daha yüksek olduğu belirlendi (p=0,02). Gruplar arasında orta trapezius kas kuvveti, derin servikal fleksör kas dayanıklılığı ve eklem pozisyon hissi bakımıdan anlamlı fark olduğu belirlendi. (sırasıyla p=0,02; p=0,03; p=0,01). Sonuç: Nonspesifik boyun ağrısı olan hastalarda, FHP; üst trapezius kas ağrı eşiği, orta tra pezius kas kuvveti, azalmış derin servikal fleksör kas dayanıklılığı ve servikal eklem pozisyon hissi ile ilişkilidir.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Review
    Nörojenik Yutma Bozukluğu Olan Erişkin Hastalarda Duygu Durum ve Yaşam Kalitesi
    (2020) Begen, Sena Nur; Arslan, Selen Serel; 01. Atılım University
    Yutma bozukluğu; periferal ve santral sinir sistemini etkileyen travma veya hastalıklar, kas ve/veya nöromusküler kavşağı etkileyen hastalıklar olmak üzere birçok nörolojik hastalık sonucu ortaya çıkan bir tablodur. Uluslararası İşlevsellik, Engellilik ve Sağlık Sınıflandırması (ICF)hastalıkları vücut yapıları, vücut fonksiyonları, aktivite ve katılım, kişisel ve çevresel faktörler bağlamında sınıflandırmaktadır. Nörojenikyutma bozukluğu görünürde vücut yapı ve fonksiyonlarındaki yetersizlikler ile ortaya çıksa da kişisel ve çevresel faktörlerin etkisiyle aktiviteve katılımı da kısıtlamaktadır. Halihazırda mevcut olan nörolojik problem kişilerin ruhsal durumu ve yaşam kalitesini etkileyebileceği gibiyutma bozukluğunun eşlik etmesi hem hasta, hem de aile ve bakım veren için ek bir yük oluşturmaktadır. Bu nedenle nörojenik yutma bozukluğuna yaklaşımımız hem değerlendirme, hem de tedavi aşamasında ICF kapsamında bireyi tüm yönleriyle ele almak olmalıdır. Yutmabozukluğu yönetiminde görev alan sağlık profesyonelleri kişi ve aile ve/veya bakım verenlerin duygu durumlarının ve yaşam kalitelerininolumsuz yönde etkilenebileceğinin farkında olmalı ve rehabilitasyon programı içerisinde bu konuların ele alınması gerekliliği unutulmamalıdır.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Türkiye'deki Depremzedelerde Ağrı Şiddeti, Hareket Korkusu ve Düşme Korkusu: Kesitsel Gözlemsel Çalışma
    (2025) Arıkan, Hülya; Begen, Sena Nur; Yarımkaya, Nur Sena; Acet, Nagihan; Uluğ, Naime; Kılıç, Erden; Department of Physiotherapy and Rehabilitation; 16. Graduate School of Health Sciences; 01. Atılım University
    Amaç: 6 Şubat 2023'te Türkiye'deki 11 ilde meydana gelen yıkıcı depremler, hayatta kalanlar üzerinde önemli fiziksel ve psikolojik etkiler bırakmıştır. Bu çalışma, depremzedelerde ağrı şiddeti, hareket korkusu ve düşme korkusunun sıklığını belirlemeyi ve bunların birbirleriyle olan ilişkilerini, ayrıca psikolojik dayanıklılık ve fiziksel aktivite düzeyi ile bağlantılarını incelemeyi amaçlamaktadır. Yöntemler: Bu gözlemsel, kesitsel çalışmaya, deprem öncesinde ağrısı veya fiziksel travması bulunmayan 184 hayatta kalan (93 erkek, 91 kadın; yaş ortalaması: 34,02 ± 10,76 yıl) dahil edilmiştir. Ağrı şiddeti, hareket korkusu, düşme korkusu, fiziksel aktivite düzeyi ve psikolojik dayanıklılık sırasıyla ‘Sayısal Ağrı Skalası’, ‘Hareket Korkusu Nedenleri Ölçeği’, ‘Modifiye Düşme Etkililik Ölçeği’, ‘Uluslararası Fiziksel Aktivite Anketi Kısa Formu’ ve ‘Connor-Davidson Dayanıklılık Ölçeği’ kullanılarak 02 Mayıs 2023 ile 30 Temmuz 2023 tarihleri arasında değerlendirilmiştir. Bu parametreler arasındaki ilişkileri incelemek için Pearson korelasyon analizi uygulanmıştır. Bulgular: Katılımcıların %46,7’sinde hareket korkusu, %33,2’sinde düşme korkusu ve %37,7–50,5’inde orta ila şiddetli ağrı gözlenmiştir. Hareket korkusu, baş ağrısı (r = 0,275, p < 0,001), boyun ağrısı (r = 0,294, p < 0,001), üst sırt ağrısı (r = 0,262, p < 0,001) ve bel ağrısı (r = 0,284, p < 0,001) dahil olmak üzere ağrı şiddeti ile anlamlı şekilde ilişkili bulunmuştur. Benzer şekilde, düşme korkusu (daha yüksek skorlar daha düşük korkuyu gösterir), baş ağrısı (r = 0,202, p = 0,006), boyun ağrısı (r = 0,179, p = 0,015), üst sırt ağrısı (r = 0,191, p = 0,010) ve bel ağrısı (r = 0,282, p < 0,001) ile pozitif yönde ilişkilidir. Hem hareket korkusu (r = -0,243, p = 0,001) hem de düşme korkusu (r = 0,220, p = 0,003) psikolojik dayanıklılıkla anlamlı bir ilişki göstermiştir. Ancak, her iki korku türü de fiziksel aktivite düzeyi ile ilişkili bulunmamıştır (p > 0,05). Sonuç: Deprem sırasında fiziksel travma geçirmeyen ve önceden ağrısı olmayan hayatta kalanlar arasında hareket korkusu, düşme korkusu ve ağrı şiddeti yaygındır. Bu faktörler, fiziksel aktivite düzeyinden bağımsız olarak birbirleriyle yakından ilişkilidir. Psikolojik dayanıklılık, korkuya bağlı tepkilerde kritik bir rol oynamaktadır. Bu bulgular, afet sonrası rehabilitasyon stratejilerininde ağrı şiddetini ve korkuya bağlı tepkileri ele alırken, psikolojik dayanıklılığının da göz önünde bulundurması gerektiğini vurgulamaktadır.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Review
    Yutma Rehabilitasyonunda Servikal Bölgeye Yönelik Egzersiz Yaklaşımları
    (2021) Begen, Sena Nur; Arslan, Selen Serel; 01. Atılım University
    Yutma bozukluğu hem bireyi, hem de aile ve/veya bakım verenietkileyen, ciddi komplikasyonlara sebep olabilen ve bütüncül yaklaşımgerektiren bir problemdir. Havayoluna besin aspirasyonu önemli birdurumdur. Havayolu korumasında görevli parametrelerden biri yeterlihyolaringeal hareketin sağlanmasıdır. Yutma esnasında subrahiyoidkasların kontraksiyonu ile hiyoid kemik ve larinks yukarıya çekilir,epiglothun kapanması ile birlikte havayolu koruması sağlanır. Suprahiyoid kaslardaki yetersizlik durumunda hyolaringeal elevasyon azalmakta, yutma sonrası faringeal kalıntı artmakta, yutma sırası vesonrasında aspirasyon izlenebilmektedir. Bu nedenle yutma rehabilitasyonunda suprahiyoid kas aktivasyonunu artırmayı amaçlayan birçokegzersiz yaklaşımı bulunmaktadır. Bu egzersiz yaklaşımlarının çoğuservikal bölgeye yönelik egzersizlerden oluşmaktadır. Servikal bölgeyeyönelik geliştirilen ilk egzersiz Shaker egzersizidir. Geliştirilen ilk egzersizin yutma fonksiyonu üzerindeki olumlu etkilerinden yola çıkarakservikal bölgeyi içine alan birçok egzersiz yaklaşımı geliştirilmiş vefarklı hastalık gruplarında etkinlikleri değerlendirilmiştir. Örnek olarak modifiye Shaker egzersizi, dirence karşı “chin tuck” egzersizi, alından verilen dirence karşı “chin tuck” egzersizi, çene açma egzersizleri,göğüs kafesine doğru dirençli çene açma egzersizi, Theraband egzersizleri, baş ekstansiyondayken yutma egzersizi, proprioseptif nöromusküler fasilitasyon ve servikal izometrik egzersizler sayılabilir.Hastanın durumuna göre egzersiz yaklaşımlarının birbirlerine avantajveya dezavantajları olabilmektedir. Rehabilitasyonda önemli olan bireye özel egzersiz programı oluşturmaktır. Yutma rehabilitasyonu değerlendirmesinde elde edilen bulgular ışığında hastanın durumu gözönünde bulundurulmalı ve egzersiz seçimi gerçekleştirilmelidir. Herhasta fiziksel, kişisel ve çevresel faktörlerle beraber ele alınmalı ve ihtiyaçları belirlenerek bireysel tedavi yaklaşımları tercih edilmelidir.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Review
    Yutma ve Kognitif Fonksiyonların İlişkisi
    (2024) Begen, Sena Nur; Arslan, Selen Serel; 01. Atılım University
    Kognitif fonksiyonlar; bilgi edinme, saklama ve kullanmayı sağlayan önemli beyin işlevlerindendir. Tüm vücut fonksiyonları gibi yutma fonksiyonunun düzenlenmesi ve ayarlanmasında kognitif fonksiyonlar önemli rol almaktadır. Bu sayede birey, besin ve çevreye ait özellikler algılanıp yordanmakta ve değişen koşullara uyum sağlanarak yutma güvenli şekilde gerçekleştirilmektedir. Özellikle görsel algılama, oryantasyon, dikkat, hafıza ve yürütücü işlevleri içeren temel kognitif fonksiyonlar etkin ve güvenli yutma için gereklidir. Yutma fonksiyonu yutma öncesi faz, oral hazırlık, farengeal ve özofageal faz olarak incelenmektedir. Yutma öncesi faz ve oral hazırlık fazında kognitif fonksiyonlara daha fazla ihtiyaç duyulmakla birlikte tüm yutma sürecinde farklı düzeylerde kognitif fonksiyona ihtiyaç olmaktadır. Kognitif bozuklukların yutma bozukluğu ile ilişkisi kognitif fonksiyonların etkilendiği; Alzheimer, demans ve inme gibi durumlarda açıkça görülmektedir. Kognitif fonksiyonlar ile yutma fonksiyonu ilişkisini inceleyen daha fazla çalışmaya ve bu çalışmalar doğrultusunda yutma bozukluğu rehabilitasyonunda yeni yaklaşımlara ihtiyaç bulunmaktadır.