Türkiye'nin Afrika'daki akıllı güç uygulamalarına bakış: Türkiye'nin Afrika açılımının ekonomik ve siyasi analizi

Loading...
Thumbnail Image

Date

2023

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

Open Access Color

OpenAIRE Downloads

OpenAIRE Views

Research Projects

Organizational Units

Organizational Unit
Economics
(1997)
Founded in 1997, the Department of Economics is among the founding departments of our University. The Department offers two extensive undergraduate programs, either in English or in Turkish. Our undergraduate programs are catered to developing our students’ skills of analytical thinking, and to practical education. In this regard, the Social Sciences Research and Training Laboratory, founded under the guidance of our department, offers hands-on training to our own students, students and academicians from other universities, and public institutions. Our Department also offers a Graduate Degree Program in Applied Economy and a Doctorate Degree Program in Political Economy for graduates of undergraduate and graduate degree programs.

Journal Issue

Abstract

Afrika dünyanın coğrafi ve nüfus yönünden en büyük ikinci kıtası olmasına rağmen, ekonomik ve siyasi istikrar açısından açık ara geriden gelen bir kıta olup küresel GSYH'nin yalnızca %5'ine sahiptir. Zengin doğal kaynaklarından dolayı, tarihsel olarak sömürgecilik faaliyetlerine en fazla maruz kalan Afrikalı ülkeler bağımsızlıklarını ancak 1950'li yıllardan sonra kazanabilmişlerdir. Kıta üzerinde Fransa, İngiltere gibi kolonyal güçlerin ekonomik ve kültürel güçleri hala sürmekle beraber, herhangi bir kolonyal geçmiş angajmanı bulunmayan Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC), Hindistan, Brezilya ve Türkiye gibi ülkelerin Afrika'ya olan ilgisi de gün geçtikçe artmakta ve kolonyal güçlere alternatif olarak ön plana çıkmaktadırlar. Özellikle ÇHC iki kutuplu dünyada kendine yeni müttefikler bulabilmek adına bu coğrafyaya 1950'li yıllardan itibaren sistematik olarak yaklaşmış, bağımsızlık süreçlerine BM nezdinde sağladığı diplomatik destek ve kalkınma projelerine sağlanan ekonomik yardımlar ile Afrikalı ülkelerinin çoğunda güvenilirliğini artırarak bugün kıtanın en büyük ticari ve siyasi partneri haline gelmiştir. 2000'li yılların ortalarından itibaren Balkanlar-Ortadoğu-Afrika bölgesinde 'bölgesel oyun kurucu' pozisyonuna evrilmeye çalışan Türkiye için Afrika bu gücün test edildiği önemli bir coğrafya olmuştur. Akıllı güç unsurlarına bina edilen proaktif bir dış politika anlayışı ile Türkiye, Afrika'daki etkinliğini artırmaya çalışmakla beraber, Türkiye'nin ne kadar etkin olduğunun analizi ve Afrika'daki akıllı güç politikalarının Türkiye'ye somut olarak neler kazandırıp/kazandırmadığının kapsamlı analizi gerekmektedir. Literatürde yokluğu hissedilen bu alana katkı sağlamak amacıyla, bu çalışma, Türkiye'nin özellikle ticaret ve kültürel alanda sergilediği akıllı güç politikaları ekseninde Afrika'ya yönelik geliştirdiği söylemleri; bu söylemlerin ticari ve ekonomik alanlarda getirdiği kazanımları derlemekte ve en nihayetinde Türkiye'nin Afrika'ya ilişkin söylem tutarlılığı ve etkinliğini kavramsal olarak yorumlamaktadır. Sonuç olarak, Türkiye'nin Doğu Afrika'da 'bölgesel hegemonya' oluşturabilecek bir seviyede söylem ve politika etkinliğine ulaşmış olduğu değerlendirilmektedir.
Although Africa is the world's second largest continent in terms of geography and population, it is far behind in terms of economic and political stability, accounting for only 5% of global GDP. Due to its rich natural resources African countries were most exposed to colonial activities historically and they were able to gain their independence only after the 1950s. Although the economic and cultural powers of colonial powers such as France and Britain still exist on the continent, the interest of emerging countries without a colonial baggage such as the People's Republic of China (PRC), India, Brazil and Turkey, to Africa is increasing day by day and they form a useful alternative to traditional colonial powers. In particular, the PRC has systematically approached this geography since the 1950s in order to find new allies in the bipolar Cold War world, and has now become the continent's largest commercial and political partner by increasing its credibility in most African countries through the diplomatic support it provided during decolonization process as well as through providing immense economic aid to the development projects. On the other hand, Turkey has been trying to evolve into a 'regional playmaker' position in the Balkans-Middle East-Africa region since the mid-2000s. Africa has been an important geography where this power is testified. While Turkey is trying to increase its effectiveness in Africa with a proactive foreign policy through utilizing on smart power elements, it needs to investigate how effective Turkey has been so far in terms smart power practices. In order to contribute to this missing literature gap, this study examines the discourses Turkey has developed towards Africa, especially in the axis of soft power policies in trade and culture and concrete gains compiled through the employment of soft power practices. And ultimately the consistency and effectiveness of Turkey's discourse on Africa will be evaluated conceptually. Overall, it has been assessed that Turkey has reached to employ relevant discourse and policy capabilities to sustain a 'regional hegemony' in East Africa.

Description

Keywords

Ekonomi, Economics

Turkish CoHE Thesis Center URL

Fields of Science

Citation

WoS Q

Scopus Q

Source

Volume

Issue

Start Page

0

End Page

284