Yılmaz, Gözde

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Yılmaz, Gözde
Yilmaz, Gozde
Y., Gözde
Gozde, Yilmaz
Y., Gozde
G.,Yilmaz
Yilmaz G.
Yılmaz,G.
Yilmaz,G.
Gözde, Yılmaz
G.,Yılmaz
Yilmaz,Gozde
Y.,Gözde
Y.,Gozde
Yllmaz G.
Gözde Yılmaz
G., Yilmaz
G., Yılmaz
Job Title
Profesör Doktor
Email Address
gozde.yilmaz@atilim.edu.tr
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output

43

Articles

17

Citation Count

204

Supervised Theses

20

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 43
  • Master Thesis
    Somali'de federal sistem üzerindeki engeller ve siyasi anlaşmazlıklar
    (2023) Yılmaz, Gözde; Yılmaz, Gözde; International Relations
    Merkezi hükümetlerin geçmişte ellerindeki gücü kötüye kullanmalarının bir sonucu olarak, Somali'nin bazı bölgeleri, merkezi hükümet iktidarını kaybettikten sonra, işlevsel otoriteleri uygulayan bölgesel yönetimler, Somaliland ve Puntland'ı oluşturdu. Cibuti'de düzenlenen 2000 Arta Barış Uzlaşma Konferansı da dâhil olmak üzere, Somali'de işlevsel bir hükümeti yeniden kurmaya yönelik gerçekleştirilen girişimlerin tümü başarısız olunca, sonunda Somali'deki tüm siyasi partiler ve paydaşlar, sonraki 2004 Nairobi Barış Uzlaşma Konferansı'nda federal bir sistemi benimseme konusunda anlaştılar. Çatışma sonrası ülkelerin barış ve siyasi istikrara kavuşmalarının tek yolu olarak federalizm ve güç paylaşımı ile ilgili birçok kavram önerilmiştir. Bazı politikacılar, işleyen bir kurumdan yoksun olduğu ve bölücü bir topluma yol açabileceği için federal sistemin gelişmekte olan ülkeler için uygun olmadığını açıkça belirtirken, Somali'de Federalizmin benimsenmesinin ardından, merkezi hükümet ile Federal Üye Ülkeler arasında gerilimler yeniden başladı. Bu çalışma, merkezi hükümet ile Federal Üye Devletler arasındaki, yukarıda bahsi geçen siyasi anlaşmazlıklar ile federal sistemin etkili bir şekilde uygulanmasının önündeki engellere odaklanmaktadır. Çalışmamız ayrıca, Federal Üye Devletler ile Somali'deki merkezi hükümet arasındaki siyasi anlaşmazlıkların temel nedenlerini de ele almaktadır.
  • Article
    Citation Count: 0
    TÜRKİYE SAĞLIK SİSTEMİNDE REFORMLAR VE POLİTİKA TRANSFERİ
    (2018) Yılmaz, Gözde; International Relations
    Türkiye sağlık alanında oldukça kapsamlı ve köklü bir reform programı olan Sağlıkta Dönüşüm Programı’nı 2003 ve 2010 yılları arasında uygulamaya koymuştur. Sağlık sisteminde gerçekleştirilen bu reformlar birçok farklı sistemin farklı yönlerinin transfer edilmesi ve sentezlenmesi ile oluşturulan hibrit bir Türkiye Model’ini ortaya çıkarmıştır. Bunun yanı sıra en önemlisi kısa bir zaman zarfında Türkiye sağlık alanında politika transfer eden bir ülke durumundan politika ihraç eden bir model haline gelmiştir. Bu kapsamda bu çalışmanın amacı 2003-2010 tarihleri arasında oluşturulan sağlıkta Türkiye Model’ini incelemek, bu doğrultuda yapılan yasal düzenlemeleri araştırmak ve modelin özelliklerini detaylı bir şekilde ortaya koymaktır. Makale Türkiye sağlık politikasındaki dönüşümün hibrit bir politika transferine işaret ettiğini ve ulusal gereksinimler dikkate alınarak bir Türkiye Modeli oluşturulduğunu ortaya koymaktadır.
  • Master Thesis
    Avrupa Birliği'nin yumuşak gücü: Küresel iklim değişikliği politikaları
    (2021) Yılmaz, Gözde; Yılmaz, Gözde; International Relations
    İklim değişikliği ile mücadelenin 1970'lerde uluslararası platforma taşınmasıyla Avrupa Birliği iklim değişikliğinin dünya ve gelecek nesiller için bir tehdit olduğunu fark etmiş ve konuyu gündemine dâhil etme kararı almıştır. 1970'li yıllardan günümüze kadar AB kurumları çevre ve iklim politikalarını da göze alarak siyasete yön vermektedir. Askeri ve sert güce sahip olmayan AB uluslararası iklim değişikliği müzakerelerinde yumuşak gücünü kullanmaktadır. Nye'ın uluslararası ilişkilere kazandırmış olduğu yumuşak güç kavramı 1990'larda literatüre girdiğinde ilk olarak AB'ye atıfta bulunan bir güç biçimi değildi. O yıllarda ABD'nin gücünün zayıfladığı çevrelerce tartışılırken, AB'nin yumuşak güç olup olmadığı tartışmaları başlamıştır. Yumuşak güç ve sert güç arasında bulunan ayrımda yumuşak güç araçları kültür ve diplomasi gibi araçlarken sert güç zor kullanma ve askeri orduya sahip olma gibi araçları içermektedir. Küresel iklim değişikliği politikalarında liderliği devralan AB, tüm ülkeleri sera gazı emisyon azaltımı konusunda yükümlülük almaya davet etmektedir. 1970'li yıllardan sonra AB için değerlenen ve gündeminde önemli yere sahip olan çevre ve iklim politikaları, yumuşak güç bağlamında araştırılarak, yazılan bu tezin ana temasını oluşturmaktadır. Anahtar Kelimeler Avrupa Birliği, Emisyon Azaltımı, İklim Değişikliği, Paris Anlaşması, Yumuşak Güç
  • Article
    Citation Count: 15
    It Is Pull-and-Push that Matters for External Europeanization! Explaining Minority Policy Change in Turkey
    (Routledge, 2014) Yılmaz, Gözde; International Relations
    Starting with an empirical puzzle, i.e. the variation in minority-related change in Turkey across time, this article aims to uncover the conditions that promote or constrain domestic change and puts forward a comprehensive theoretical framework for external Europeanization. The article draws on current external Europeanization theories and suggests adopting the pull-and-push model of member state Europeanization in external Europeanization. It argues that domestic change - Turkey's minority policy change in the empirical case - depends on the combination and interaction of EU push and domestic pull factors. © 2014 © 2013 Taylor & Francis.
  • Master Thesis
    AB ve Türkiye'deki değişim programlarının karşılaştırılması: Erasmus ve Mevlana örneği
    (2021) Yılmaz, Gözde; Yılmaz, Gözde; International Relations
    Uluslararası akademik değişim programlarının çeşitleri ve sayıları her geçen gün artmaktadır; fakat, literatürde değişim programları tek bir ünite olarak kabul edilmekte ve incelenmektedir. Bu tezde, AB'nin Erasmus+ ve Türkiye Cumhuriyeti'nin uygulamaya koyduğu Mevlana Programları ele alıp karşılaştırılarak, bu programların genel açıdan birbirine benzer programlar olmalarına rağmen, aslında birbirlerinden amaçsal ve yöntemsel anlamda ciddi farklılıklara sahip oldukları gösterilmiştir. Bu farklılıkların sadece tesis edilen hibelerin miktarından çok daha ötede olduğu, kapsamları, başvuru şartları, finansal uygulamaları, katılımcıların özellikleri bakımından her birinde birtakım benzerliklerle beraber ciddi farklılıklar içerdiğidir. Bu tezde bu farklılıkların her iki programın geleceğini nasıl etkileyebileceği ve bu farklılıkların arkasında yatan sebepler tartışılmıştır.
  • Master Thesis
    Nükleer silahsızlanmanın tarihsel gelişimi ve nükleer silahsızlanmayla ilgili uluslararası anlaşmaların önemi
    (2019) Yılmaz, Gözde; Yılmaz, Gözde; International Relations
    Genel olarak enerjisini nükleer reaksiyonlardan alan, konvansiyonel bir silaha oranla çok büyük etkileri olan silahlar olarak ifade edilen nükleer silahların, zaman zaman değişik tanımları da yapılmaktadır. Yapılan tüm tanımların ortak olarak değindikleri özellikleri bakımından nükleer silahlar, enerjisini atom çekirdeğinin fisyon, füzyon gibi nükleer reaksiyonlardan alan, patlama özelliğinin dışında çok kısa bir sürede büyük bir yeryüzü parçasını etkileyebilen, isı, radyasyon ve basınç gibi ölümcül etkileri olan ve etkilerinin bir kısmının onlarca yıl devam ettiği, çok güçlü bir silah çeşidi olarak tanımlanabilmektedir. Nükleer silahlar konusu geçmişten günümüze kadar olan süreç içerisinde gözden geçirildiğinde belli başlı ülkelerin öne çıkmış oldukları görülmektedir. 1968 yılındaki Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesine İlişkin Antlaşma beş ülkeyi (ABD, SSCB, İngiltere, Fransa ve Çin) nükleer silaha sahip ülkeler olarak sayarken, altı ülke (Arjantin, Brezilya, Hindistan, İsrail, Pakistan ve Güney Afrika) eşik ülkeler olarak sayılmıştır. Bu görüşmeler esnasında diğer altı ülke de (İran, Irak, Libya, Tayvan, Kuzey ve Güney Kore) zaman zaman değişen ölçülerde şüpheli ülkeler olarak kabul edilmiştir. Topyekun mukabele, esnek mukabele, seçilmiş hedefler, ikinci vuruş kapasitesi ve sınırlı nükleer savaş gibi kavramlar soğuk savaşın belli dönemlerinde caydırma stratejisi olarak 'önleyici diplomasi'nin birer aracı olarak öne çıkmışlardır. Soğuk savaş yıllarında yoğun bir şekilde öne çıkan bu kavramlar, uluslararası ilişkiler alanında nükleer silahlarla birlikte anılmaya devam etmektedir. Burada en çok bahsi geçen konu pasifize eden, belli faaliyet ve girişimlerden alıkoyan 'caydırıcılık' kavramı olmuştur. Oysa nükleer silahların sağlamış olduğu diğer bir etki de 'ikna edicilik' özelliği ve yaptırım gücüdür. Ancak ikna edicilik özelliği sayesinde meydana gelen faaliyetler, caydırıcılığın engellemiş olduğu korkunç bir felaketin yanında genellikle gölgede kalan faaliyetler olarak göze çarpmıştır. Nükleer silah konusu içerisinde başlı başına ayrı bir boyut da nükleer alanda silahsızlanmadır. Artık taşıdığı anlam itibariyle 'silahsızlanma' kavramı doğrudan nükleer silahları çağrıştırmaktadır. Bu itibarla konvansiyonel silahlarla ilgili olarak bir konudan bahsedilirken bu konunun özellikle belirtilmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda silahsızlanma olgusu içerdiği anlam ve neden olduğu karşılıklı İlişkiler sistematiği ile uluslararası ilişkiler biliminin önemli bir alt başlığı haline gelmiştir. Aslında bunun da ötesinde günümüzde mevcut konjonktür ışığında, nükleer silah ile silahsızlanma kavramları pek kesin hatlarla da birbirinden ayırt edilemeyen iç içe geçmiş birçok ortak konuyu içermektedir. Soğuk savaş yıllarında iki cephe arasında başlangıçta yaşanan korkunç silahlanma sürecinin, hem taraflara hem de tüm insanlığa zarar verecek boyuta ulaşması üzerine ilk temelleri atılan silahsızlanma süreci, bugün de öneminden pek bir şey kaybetmediği gibi zaman zaman soğuk savaş yıllarına oranla daha yaygın ve geniş çerçevede tartışılmaktadır. Çalışma bu noktadan hareketle nükleer silahlanmanın tanımını, dünden bugüne dünyada nükleer silahlanlanma ile ilgili gelişmeleri, , nükleer silahsızlanma ile ilgili geçmişten günümüze kadar yapılmış uluslararası anlaşma ve çalışmaları ele almaktadır.
  • Article
    Citation Count: 55
    From Europeanization to De-Europeanization: The Europeanization Process of Turkey in 1999-2014
    (Routledge Journals, Taylor & Francis Ltd, 2016) Yılmaz, Gözde; International Relations
    Turkey has been experiencing a controversial path of Europeanization by the 1999 Helsinki Summit granting EU candidate country status to the country: a changing trend from progressing Europeanization to selective Europeanization and recently de-Europeanization. Such a puzzling process, especially considering the recent de-Europeanization, is explored in this article through critically discussing the role of the EU and domestic factors. The article argues that the process has been influenced by EU conditionality in the early period of Europeanization and by the preferences of the Turkish government at the later stages, which also determine the direction of the reforms (i.e., Europeanization, de-Europeanization).
  • Master Thesis
    Taliban'ın Afganistan'da yükselişi, düşüşü ve tekrar ortaya çıkışı
    (2022) Yılmaz, Gözde; Yılmaz, Gözde; International Relations
    Günümüzde Afganistan bir Cumhuriyet değil, Taliban'ın Şeriatı yorumlamasıyla yönetilen İslami bir devlettir ve tüm modernleşme süreci ve kaydedilen gelişmeler bu doğrultuda yok olmuştur. Taliban 2001 yılından sonra hayatta kalabilmiş bir grup olup bunun nedeni Afganistan'ın başkaldırıya uygun coğrafyası; Pakistan'ın dış yardımları; Amerikan askerlerinin Afgan sivillere yanlış davranışları sonucundaki yerel destek ve Taliban'ın Sovyetlere karşı başkaldırısında edindiği deneyimdir. Bir diğer yandan Taliban'ın 2021 yılından sonra Afganistan'da önemli bir aktör olarak tekrar ortaya çıkışı bölgesel rekabetten kaynaklanmaktadır; Amerika'nın 2010'lardaki değişen uluslararası siyaseti ve sonrasında Amerikan askerlerini Afganistan'dan çekme planı, Pakistan'ın desteği ve Çin ve Rusya'nın desteği. Bütün bunlar sonucunda Taliban Afganistan'da bir kez daha iktidara gelmiştir. Bu tez ile Taliban'ın Afganistan'da yükselişi, düşüşü ve yeniden ortaya çıkışı incelenmektedir. Tezin bulgularına göre Taliban'ın ortaya çıkışı bölgedeki siyasi belirsizlikten, Pakistan yardımlarından ve Amerikan'ın başarısız işgalinden ileri gelmekte olup tekrar ortaya çıkması da bölgenin coğrafi yapısından, Amerikan askerlerinin eylemlerinden, İslami köktendincilikten ve dış yardımlardan kaynaklanmaktadır. Anahtar Sözcükler: Taliban, El-Kaide, Aşırılık, ABD, 11 Eylül Saldırısı
  • Master Thesis
    İmtiyazlı ortaklık tartışmaları ve Türkiye-AB ilişkilerine etkisi
    (2022) Yılmaz, Gözde; Yılmaz, Gözde; International Relations
    Avrupa entegrasyonu, bölgedeki ekonomik, politik, yasal ve kültürel anlardaki bütünleşmeyi ifade etmektedir. Uzun yıllar AB temel politikalarının odak noktası olan Avrupa entegrasyonu, zaman içinde çeşitli çevrelerden tepkiler toplamış ve farklı kültürlere ve toplumlara karşı olan hoşgörü ve saygının gelişmesi kapsamında sorgulanır hale gelmiştir. Bunun sonucunda AB farklılaştırılmış entegrasyon anlayışı üzerine yoğunlaşmış ve aday ülkelerle üye ülkelerin AB ilişkileri kapmasında daha farklı seçenekler bulmayı hedeflemiştir. Bu doğrultuda ortaya çıkan imtiyazlı ortaklık seçeneği, AB üyeliği için yoğun yeniliklere ve çabalara imza atan Türkiye'ye sunulmuştur. Ancak hedefi tam üyelik olan Türkiye'nin bu seçeneğe karşı olan bakış açısı ve toplumdaki karşılığı süreci ve Türkiye-AB ilişkilerini büyük ölçüde etkisi altına almıştır. Bu çalışmada, AB bünyesinde imtiyazlı ortaklık fikrinin hangi süreçler ve olaylar doğrultusunda şekillendiği tarihsel olaylardan verilen örneklerle incelenmiştir. Aynı zamanda Türkiye'nin AB'ye bakışı ve üye olmak isteme nedenleri de derinlemesine incelenerek, 2005 yılında başlayan müzakerelerin imtiyazlı ortaklık kapsamında nasıl şekillendiği 2005 öncesi dönemle kıyaslamalar yapılarak açıklanmıştır. Müzakerelerin başlamasından sonraki süreçte yaşanan aksaklıklar ve aksamaların imtiyazlı ortaklık tartışmalarıyla da beraber toplumda nasıl bir reaksiyona sebep olduğu da memnuniyet anketleriyle aktarılmıştır. Bu doğrultuda imtiyazlı ortaklık tartışmalarının bir sonucu olarak yükselişe geçen Türkiye'deki Euroskeptik anlayışın da Avrupa ve AB'ye karşı olan toplumsal görüşe verdiği ciddi zararlar aktarılmaktadır.
  • Article
    Citation Count: 13
    Authoritarian diffusion or cooperation? Turkey's emerging engagement with China
    (Routledge Journals, Taylor & Francis Ltd, 2020) Yılmaz, Gözde; Eliküçük Yıldırım, Nilgün; International Relations; Energy Systems Engineering
    With the recent trend of autocratization in the world, scholars have begun to focus on authoritarian diffusion, cooperation, and autocracy promotion. Despite still being at an early stage theoretically and empirically, this expansion of diffusion literature has informed us about the possibilities of authoritarian diffusion and cooperation. In contrast to the recent focus on regional patterns of authoritarian diffusion and cooperation, this article explores a global process of authoritarian cooperation between Turkey and China. Focusing on the growing economic and political linkages between Turkey and China, we argue that, rather than authoritarian diffusion or autocracy promotion from China to Turkey, the increasing pragmatic cooperation among authoritarian states is the new game in town, shaped by interest-driven calculations to bolster power internally and internationally.