Mohsin Hamid'in 'The Reluctant Fundamentalist' ve Jhumpa Lahiri'nin 'The Namesake' adlı eserleri üzerine göçmen kimlik krizine ilişkin postkolonyal bir okuma

Abstract

Mohsin Hamid ve Jhumpa Lahiri, The Reluctant Fundamentalist ve The Namesake romanlarında göçmenlerin kimlik bozukluğunu resmeden iki yazardır. The Reluctant Fundamentalist'te 11 Eylül saldırılarının baş karakter olan Changez- New York'ta yaşayan Pakistanli bir göçmen – üzerindeki etkisi ve onun ve Müslümanların ABD'deki kimlik krizinin ana nedenleri inceliyor. Tartışma için Frantz Fanon'un kimlik görüşleri ve Edward Said'e ait Oryantalizm kullanılmıştır. Homi Bhabha'nın The Third Space ve Hybridity eserleri ve Stuart Hall'a ait 'Diaspora', ABD'deki Bengalli göçmelerin diasporik durumlarında kullanılıyor. Bu tez, ABD'deki hayatlarını, eski ve yeni arasında mücadele ettikleri kimlik bozukluğundan muzdarip olduklarını hayal eden Asyalı göçmenler fikrini veriyor. Romanların kahramanları, kendi yerel kültürleri ile üstün gibi görünen ev sahibi (Amerikan) kültürü arasında melez bir kültürel alan işgal eder. Bu tez, göçmene genellikle istenmeyen bir davetsiz misafir olarak davranan yeni bir kültüre girmesinden kaynaklanan kimlik krizini araştırır. Güney Asyalı göçmenlerin Amerikan kültürü ile yerli kültürleri arasında farklılığın yarattığı travmatik deneyimler, postkolonyal kültüre uyarlamak isteyen iki kahramanın kültürel tutumlarının geçiş aşamaları üzerinde durmaktadır.

Mohsin Hamid and Jhumpa Lahiri are the two writers who portrayed immigrants' identity disorder in their novels titled The Reluctant Fundamentalist and The Namesake. In The Reluctant Fundamentalist, the effect of 9/11 attacks on the protagonist, Changez—a Pakistani immigrant living in New York—and the main reasons for his and Muslims' identity crisis in the US are studied. Frantz Fanon's views on identity and Edward Said's Orientalism are used for discussion. Homi Bhabha's the Third Space and Hybridity, and Stuart Hall's 'Diaspora' are employed to the diasporic condition of the Bengali immigrants in the US. The thesis gives the idea of Asian immigrants who picture their lives in the US suffer from identity disorder in which they struggle between the old and the new them. The protagonists of the novels occupy a hybrid cultural space between their native culture and the host (American) culture, which it seems to be the superior one. This thesis explores the identity crisis of the immigrant resulting from entering a new culture, which generally treats him/her as an unwanted intruder. The traumatic experiences of the South Asian immigrants caused by the cultural disparity between the American culture and their indigenous culture are presented within the frame of postcolonial literary theory. This thesis dwells on the transitional phases of the cultural attitudes of the two protagonists as they want to adapt themselves to the new culture.