Küresel güç mücadelesi bağlamında doğu Akdeniz'de Türkiye'nin dış politikası

Abstract

Doğu Akdeniz tarih boyunca güç mücadelelerinin merkezi olan ve aynı zamanda jeopolitik ve jeostratejik olarak çok önemli bir bölgedir. Dünyanın en kritik deniz yollarına ev sahipliği yapan bölgenin önemi 2000'li yılların başında keşfedilen zengin hidrokarbon, petrol ve doğalgaz rezervleriyle daha da arttı. Bulunan zengin rezervlerle birlikte devletlerin üzerinde anlaştıkları Münhasır Ekonomik Bölge alanlarının olmaması sorunun kaynağını oluşturuyor. Doğu Akdeniz deniz yetki alanları paylaşımı sorunu bölgesel aktörleri ilgilendirdiği kadar küresel aktörleri de ilgilendirmektedir. Türkiye, diğer kıyıdaş ülkelere kıyasla Doğu Akdeniz'e en uzun kıyısı olan devlettir ve sorunun doğrudan muhattaplarındandır. Doğu Akdeniz deniz yetki alanları paylaşımı konusu neredeyse tamamen doğal kaynak ithalatçısı olan Türkiye'yi hem ekonomik; hem de başta Kıbrıs ve diğer ulusal meseleleri ilgilendirmesi bakımından da stratejik anlamda önemli bir konudur. Yunanistan ve Kıbrıs Yönetimi'nin bölgeye ilişkin tezleri Türkiye'nin tezleriyle çelişmektedir. Türkiye'nin uygulayacağı politika ekonomik ve siyasi çıkarlarını korumasının ötesinde bir egemenlik meselesi olması bakımından son derece önemlidir.The Eastern Mediterranean is a geo-strategic and geopolitically important region that has been one of the centers of power struggles throughout history. The region, which is one of the most critical sea passageways in the world, has become an important center for power struggle on a global scale with the rich natural sources discovered at the beginning of the 2000s. Along with the significant reserves found, the lack of exclusive economic zones on which the states of the region agree further complicates the issue. The issue of the Eastern Mediterranean maritime jurisdiction areas is a matter of interest to global actors as well as regional actors. Compared to other littoral countries, Turkey is the state with the longest coastline to the Eastern Mediterranean and is directly involved in the issue. The issue of sharing jurisdictions in the Eastern Mediterranean is a very important issue for Turkey, a country that is almost entirely a natural sources importer, both strategically and economically as it concerns primarily the Cyprus issue and other national issues. The theses of Greece and the Republic of Cyprus on the region contradict Turkey's theses. In this context, the policy to be implemented by Turkey, as well as the protection of its rights and interests, is extremely important and almost a matter of sovereignty.