TR-Dizin
Permanent URI for this collectionhttps://ada.atilim.edu.tr/handle/123456789/21
Browse
Browsing TR-Dizin by Scopus Q "N/A"
Now showing 1 - 20 of 65
- Results Per Page
- Sort Options
Article Akademik Amaçlı İngilizce II Dersinin CIPP Modeliyle Değerlendirilmesi(2020) Yastıbaş, Ahmet; Kavgacı, TuğçenurCIPP, eğitim çalışmalarında herhangi bir eğitim programını değerlendirmek için kullanılan yaygın bir program değerlendirme modelidir. Bu çalışma, bir Türk vakıf üniversitesinde verilen akademik amaçlı İngilizce II dersinin programını değerlendirmeyi amaçlar. Bu nedenle, betimsel bir çalışma olarak tasarlanmıştır. 23 İngilizce öğretim görevlisi çalışmaya katılmıştır. Veriler, öğretmen temelli CIPP program değerlendirme ölçeğinin adapte edilmiş versiyonu ile toplanmıştır. Veriler, betimsel istatistikle analiz edilmiştir. Bu çalışmanın bulguları göstermiştir ki katılımcıların, genellikle programın bağlam, girdi, süreç ve ürün boyutlarıyla ilgili olarak genellikle olumlu düşünceleri vardır; fakat her bir boyutta birkaç geliştirilmesi gereken nokta mevcuttur: süreç boyutunda programın sınıfların fiziksel koşullarına ve öğrencilerin İngilizce artalan bilgilerine uygun olması; girdi boyutunda ders kitabı ve önerilen materyaller; süreç boyutunda teorik bilgileri çalışmak ve aktiviteleri yapmak için ayrılan zaman ile ilginç ve motive etmeyen aktiviteler; ürün sürecinde öğrencilerin bireysel ihtiyaçları ve İngilizceyi akademik amaçlarla çalışmayı teşvik etmeme.Article Analyzing the Performance of Convolutional Neural Networks and Transformer Models in Automated Bone Fracture Detection(Muş Alparslan Üniversitesi, 2024) Bingol, Ece; Demirel, Semih; Demirel, Semih; Urfalı, Ataberk; Urfalı, Ataberk; Bozkır, Ömer Faruk; Karatas, Hakanİnsan varlığı için hayati önem taşıyan iskelet ve kas sisteminin en önemli bileşeni kemiklerdir. Bir kemiğin kırılması belirli bir darbeden veya şiddetli bir geriye doğru hareketten kaynaklanabilir. Bu çalışmada, kemik kırığı tespiti, evrişimli sinir ağı (ESA) tabanlı modeller olan Faster R-CNN ve RetinaNet, ayrıca bir transformer tabanlı model olan DETR (Detection Transformer) kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Her model için farklı omurga ağları kullanılarak detaylı bir inceleme yapılmıştır. Bu çalışmanın birincil katkıları, CNN ve transformatör tasarımları arasındaki performans farklılıklarının yöntemsel bir değerlendirmesidir. 5145 görüntüden oluşan açık kaynaklı bir veri setinde eğitilen modeller, 750 test görüntüsünde test edilmiştir. Sonuçlara göre, RetinaNet/ResNet101 modeli diğer modellere göre daha üstün performans sergileyerek 0.901 mAP50 oranına ulaşmıştır. Elde edilen sonuçlar, eğitilen modellerin bilgisayar destekli tanı (BDT) sistemlerinde kullanılabilecek vaat edici sonuçlar sunmaktadır.Article ANONİM ŞİRKETLERDE BORÇLANMA YASAĞINA AYKIRILIK TEŞKİL EDEN FİİLLERİN CEZAÎ SONUÇLARI*(2014) Hızır, Serdar; Merki, Duygu; LawAnonim şirketlerde borçlanma yasağı (TTK m. 358, 395/2), 6102 sayılı(yeni) Türk Ticaret Kanununun öngördüğü önemli yeniliklerden biridir.Yasağa ilişkin düzenlemeleri ihlâl eden fiiller için TTK m. 562de özel bircezaî yaptırım hükme bağlanmıştır. Fakat bu düzenlemeleri doğrudan ihlâletmemesine rağmen hukuka aykırı olarak değerlendirilebilecek borçlanmaişlemlerinin de güveni kötüye kullanma suçuna (TCK m. 155) nedenolabileceği, Kanun koyucu tarafından açıkça ifade edilmiştir. İşte buçalışmada, TTK m. 562de öngörülen cezai yaptırım ile güveni kötüyekullanma suçu, anonim şirkete borçlanma yasağına aykırılık teşkil edenfiiller çerçevesinde ve çeşitli açılardan ele alınacaktır.Research Project Anyon Değişim Membranlı (AEM) Yakıt Pilleri için Radyasyon Başlatmalı Aşılama ile Sentez ve Elektrodokuma Yöntemleriyle Özgün Membran Yapılarının Geliştirilmesi(2022) Kaplan, Begüm Yarar; Gürsel, Selmiye Alkan; Yürüm, Alp; Güler, Enver; Kırlıoğlu, Ahmet Can; Mojarrad, Naeımeh Rajabalızadeh; Charkhesht, VahıdFosil yakıtlı motorlara alternatif olarak yakıt hücrelerinin geliştirilmesi ve ticarileştirilmesi, küresel iklim değişikliği krizi nedeniyle büyük önem öneme sahiptir ve aciliyet içindedir. Proton değişim membranlı (PEM) yakıt pilleri, Nafion® membranlarının geliştirilmesindeki atılımla büyük bir teknolojik sıçrama yapmıştır ancak yüksek katalizör ve membran maliyetleri, PEM yakıt pilleri teknolojilerinin yönündeki en büyük engellerdir. Anyon değişim membranlı (AEM) yakıt pillerinde Pt grubu katalizörlerin kullanımı gerekmediği için maliyet sorunun önüne geçebileceği düşünülmektedir. Ancak bu teknolojide de, yüksek anyon iletkenliği ve iyon değiştirme kapasitesine sahip, ucuz, dayanıklı bir anyon değişim membranı geliştirmek oldukça önemlidir. Radyasyona başlatmalı aşılanmış polimerlere sahip membranlar, genellikle iyi iyon değişim kapasitesi ve iletkenlik sağlayabilir fakat düşük mekanik sağlamlık yan etkisine sahiptir. Bu nedenle, iyonik iletkenlik makul seviyede tutularak mekanik özelliklerin ayarlanabilmesi için dual elektrodokuma tekniğini kullanılmıştır. İnert poli(vinilidenflorür) (PVDF) tozları ve çeşitli oranlarda vinil benzil klorür (VBC) ile radyasyonla başlatılıp aşılanmış PVDF-g-VBC kullanılarak dual elektrodokuma tekniği ile dual fiber esaslı matlar hazırlanmıştır. Dual fiber esaslı bu matlar sırasıyla sıcak presleme, aminleme ve iyon değişimi yapılarak anyon değişim membranları hazırlanmıştır. Daha sonra, bu hazırlanmış dual-fiber esaslı membranlarının aşılanma seviyeleri, mekanik özellikleri, iyonik değişim kapasitesi, iyonik iletkenliği ve morfolojik özellikleri optimize edilmiş ve incelenmiştir. Hazırlanan bu yeni nesil membranlar, yüksek iyon değişim kapasitesi (2.5-7.55 mmol/g), yüksek mekanik mukavemet ve yüksek uzama göstermiştir (299-761 MPa ve %10-40 kopma uzaması). Son olarak, anyon değiştirici membranlardan hazırlanan MEA'ların düzlemsel taramalı voltametri (LSV) ve yakıt pili performans test sonuçları da sunulmuştur. Bu projeden elde edilen sonuçlar, yeni nesil anyon değişim membranlarının özelliklerinin belirlenmesi açısından umut vadedicidir.Article Association of Cognitive Status, Anxiety and Depression With Hearing Loss in the Elderly(2024) Gülmez, Mehmet İhsan; Aydın, CansetObjective: Hearing loss is an important problem that is common among older people. Dementia can be defined as a group of disorders that adversely affect memory, thinking function and the ability to perform daily activities. Hearing loss leads to poor quality of life due to loneliness, social isolation, anxiety and susceptibility to depression. Hearing aids are the primary tool used in the management of hearing loss. In this study, we aimed to compare participants with and without hearing loss in terms of cognitive status, depression and anxiety, and to assess the effect of hearing aid use on this process. Method: Between June 2023 and June 2024, 608 patients over the age of 50 who registered at the psychiatric outpatient clinic of Hatay Training and Research Hospital were included in the study. Participants were enrolled if they presented to the Psychiatry outpatient clinic during the selected time interval, were over 50 years of age and agreed to participate in the study. Participants' demographic information, educational status, social information, hearing aid use, minimental score, Beck anxiety score, and geriatric depression score were recorded. Results: When comparing patients with and without hearing loss, statistically significant differences were observed on the Minimental Test, Beck Anxiety Score and Geriatric Depression Score. Conclusion: In this study, a statistically significant relationship was found between hearing loss and cognitive status, depression and anxiety, and it was suggested that the use of hearing aids may be beneficial in terms of preventing the development or slowing the progression of these pathologies.Article Avrupa Birliği Tıbbi Cihaz Yönetmeliği Kapsamında Yetkilendirilen Onaylanmış Kuruluşların İzlenmesi için Yeni Bir Yöntem(2024) Bayrak, TuncayUygunluk değerlendirmesi gerçekleştiren onaylanmış kuruluşlar, hasta sağlığının korunmasında ve piyasadaki güvenli ürünlere erişimin sağlanmasında çok önemli bir rol oynamaktadır. AB 2017/745 Tıbbi Cihaz Yönetmeliği (MDR), onaylanmış kuruluşlar için daha katı kurallar ve sorumluluklar getirmektedir. Onaylanmış kuruluşların izlenmesinden de sorumlu olan atama otoriteleri için herhangi bir rehber doküman veya yazılı prosedür yoktur. Bu çalışmada, ilk kez, onaylanmış kuruluşların etkin bir şekilde izlenmesi için dijital bir sistemle desteklenen bir metodoloji önerilmiştir. MDR gerekliliklerine ve ilgili rehber dokümanlara dayalı bir ihtiyaç analizi gerçekleştirilmiş ve tıbbi cihaz onaylanmış kuruluşlarının izlenmesi için altı bileşenli bir teknik ortaya koyulmuştur. Ardından, her bir bileşenin alt kriterleri belirlenmiş ve onaylanmış kuruluşların izlenmesine yönelik ana süreçler için iş aktivite diyagramları oluşturulmuştur. Şu anda MDR kapsamında kırk dokuz onaylanmış kuruluş bulunmaktadır. İzleme yaklaşımımız, teknik dokümantasyon değerlendirmesinin gözden geçirilmesi, personel yetkilendirmesi ve sertifikalı ürünün piyasada gözetimi gibi onaylanmış kuruluş ile ilgili tüm faaliyetleri kapsayan altı adımdan oluşmaktadır. Önerilen sistem MDR gereklilikleriyle uyumludur ve onaylanmış kuruluşların tüm kritik performans göstergelerini ele alır. Onaylanmış kuruluşlar için yeni MDR gereklilikleri, atama otoriterleri için de gelişmiş bir izleme sistemi gerektirmektedir. Bu çalışma onaylanmış kuruluşların izlenmesi için kritik noktalara odaklanmıştır. Üye devletler, MDR gerekliliklerine uygun etkin bir izleme sistemine sahip olmak için önerilen metodolojiyi ve faaliyet diyagramlarını uygulamalıdır. Benzer bir sistem diğer uygunluk değerlendirme kuruluşlarının izlenmesi için de kullanılabilir.Article Bilimsel bilginin görünürlüğü: Hacettepe Üniversitesi'nde açık erişim farkındalığı(2010) Ertürk, Korhan Levent; Küçük, Mehmet Emin; Information Systems EngineeringBilimsel iletişimin en önemli paydaşı olan bilim insanları, bilimsel bilgilerinin görünürlüğünü artırabilmek için bilimsel eserlerini Web sayfalarında ve/veya açık erişim arşivlerinde depolamaya ya da açık erişim dergilerinde yayınlamaya başlamışlardır. Uluslararası açık erişim arşivlerinde yaklaşık 14 bin Türkiye kaynaklı bilimsel içerik bulunmaktadır. Bu çalışma Hacettepe Üniversitesi’ndeki bilim insanlarının açık erişim farkındalığını belirlemek, kurumsal açık arşivlerin etkin kullanımını konusundaki görüşlerini ortaya çıkarmak amacıyla yapılmıştır. Veriler, Hacettepe Üniversitesi’nde tam zamanlı çalışan öğretim üyelerinden elektronik anket yoluyla elde edilmiştir. Bulgulara göre öğretim üyelerinin en azından yarısının (%50) açık erişim farkındalığına sahip olduğu tespit edilmiştir. Farkındalığı olan öğretim üyeleri yüksek bir çoğunlukla (%92) yayınlarının kendi üniversitelerinde yapılandırılabilecek kurumsal açık arşivlerde yer almasına istekli görünmüşlerdir. Anket çalışmasının sonucu olarak, ülkemizde, kısa bir zaman aralığında bilimsel bilginin görünürlüğünde özellikle kurumsal açık arşivlerde makale ve bildiri ağırlıklı olmak üzere farklı türlerde bilimsel içerik depolanması gerçekleştirilebilecek, işlevselliklerinde artış sağlanabilecektir.Article Borçlanmaya Dayalı Kitle Fonlamasının Finansman Hukuku ve Mali Hukuk Açısından Değerlendirilmesi(2024) Müftüoğlu, Zeynep; LawKitle fonlaması, temeli çok eskilere dayanan bir girişim-yatırım sistemi olup özellikle son yıllarda çeşitleri ve uygulama alanı gittikçe artmaktadır. Ülkemizde uygulamanın yasal alt yapısı 2017 yılında 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda kurulmuştur. Kitle fonlamasının, paya, borçlanmaya, bağışa ve ödüle dayalı olmak üzere farklı türleri bulunmaktadır. Sermaye Piyasası Kanunu’nda paya ve borca dayalı kitle fonlaması düzenlenmektedir. Ülkemizde paya dayalı kitle fonlamasının birçok verimli uygulaması bulunmakla birlikte borca dayalı kitle fonlamasının uygulama alanı bulunmamaktadır. Çalışmada, borçlanmaya dayalı kitle fonlaması yöntemi ele alınmakta; bu yöntem finansman hukuku ve mali hukuk perspektifinden disiplinlerarası bakış açısı ile incelenmektedir. Bu amaçla çalışmada karşılaştırmalı yöntem benimsenmekte, borçlanmaya dayalı kitle fonlamasının ülkemizdeki diğer yatırım araçları karşısında durumu analiz edilmektedir. Söz konusu analizin ardından borçlanmaya dayalı kitle fonlaması yönteminin tabi olduğu vergi rejimi saptanmaktadır. Yapılan analiz ve saptama sonucunda görülmektedir ki borçlanmaya dayalı kitle fonlaması ülkemiz ekonomik ortamında diğer sermaye piyasası araçları karşısında girişimci ve yatırımcıya avantajlı bir ortam sunabilmek konusunda etkin olamamaktadır. Bu yöntemi cazip kılmak için herhangi özel bir vergi düzenlemesi de bulunmamaktadır. Elde edilen bulgulardan yola çıkarak çalışmada, borçlanmaya dayalı kitle fonlamasının daha etkin bir araç haline gelebilmesi için vergi kolaylıkları getirilmesi yönünde önerilere yer verilmiştir.Article Bütçe Kanunu Üzerinde Etkin Bir Anayasaya Uygunluk Denetimi İçin Öneriler(2024) Müftüoğlu, ZeynepBütçe, bir ülkede yıl boyunca gerçekleştirilecek olan kamu harcamalarının ve toplanacak olan kamu gelirlerinin tahminlerinin yer aldığı belgedir. Bütçe hakkı, halkın kamu gelirleri ile kamu giderleri üzerinde söz sahibi olması ve bunları denetleyebilmesidir. Halk, kendine ait olan bütçe hakkını, seçimler aracılığı ile seçtiği temsilcilerin yer aldığı parlamentolar aracılığı ile kullanır. Bütçe hakkının gereği gibi sağlanmasının koşullarından biri de parlamentoların kullandığı bütçe yetkisinin etkin şekilde denetlenmesidir. Yasama organının işlemlerinin denetlenmesinde en önemli unsurlardan biri yargısal denetimdir. Ülkemizde kanunların anayasaya uygunluğu Anayasa Mahkemesi tarafından gerçekleştirilmektedir. Anayasa Mahkemesi tarafından yerine getirilen anayasa yargısı, parlamentonun anayasanın üstünlüğü ilkesine uygun şekilde hareket etmesinde önemli rol oynamaktadır. Çalışmada, Anayasa Mahkemesi’nin yürütmekte olduğu anayasaya uygunluk denetimi, bütçe kanunu üzerinden incelenmektedir. İlk bölümde bütçe ve bütçe hakkı kavramları açıklanmakta; bütçe kanunu üzerinde uygulanan anayasaya uygunluk denetiminin önemi ve genel esasları ele alınmaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde Anayasa Mahkemesi’nin kanunlar üzerinde gerçekleştirdiği anayasaya uygunluk denetiminde aksayan yönlerin bütçe kanunu ile ilgili olan hususlarına işaret edilmekte ve çözüm önerileri geliştirilmektedir. Çalışmanın son bölümünde ise çalışma ile amaçlanmış olan bütçe kanununun kendine has özellikleri nedeni anayasaya uygunluk denetiminde yaşanan özel sorunlar saptanmakta ve bunlara çözüm üretilmektedir.Article Çoklu Gebeliklerde Poisson Modelleri ile Canlı Doğan Bebek Sayısını Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi(2017) Erkan, Gizem; Evkaya, Ozan; Türkan, Semra; MathematicsAmaç: Günümüzde yardımcı üreme tekniklerinin giderek yaygınlaşması ile çoğul gebeliklere daha sık rastlanmaya başlanmıştır. Son yıllarda yapılan araştırmalara göre, ailede daha önceden ikiz gebelik olması, ileri anne yaşı, toplumsal özellikler ve canlı doğan bebek sayısı gibi faktörlerin çoklu gebelik görülme olasılığını artırdığı gözlemlenmiştir. Bu çalışmanın esas amacı çoğul gebelikleri etkileyen istatistiksel olarak anlamlı faktörleri sayım modelleri kullanarak belirlemektir. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada 2015 yılında Ankara ilinde çoklu gebelik tanısı konmuş gebelerin doğum sonuçlarına göre canlı doğan bebek sayısı dikkate alınmıştır. Bu amaçla, annenin yaşı, kaçıncı gebeliği olduğu, doğum yöntemi, kan grubu ve önceki doğum durumu gibi faktörlerin etkileri istatistiksel olarak sayım modelleri kullanılarak analiz edilmiştir. Bulgular: Az yayılım problemi nedeniyle Quasi Poisson ve Conway-Maxwell-Poisson (COM) regresyon modelleri kullanılmış ve bu modeller veri seti kullanılarak birbiriyle karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırma sonucunda, COM Poisson regresyon modelinin diğer sayım regresyon modellerine göre üstünlüğü gerçek veri seti kullanılarak gösterilmiştir. COM-Poisson sonuçlarına göre kaçıncı gebeliği olduğu, ve doğum yöntemi (özellikle sezeryan) canlı doğan bebek sayısı üzerinde %99 güven düzeyinde ve hamilenin kan grubu %95 güven düzeyinde etkilidir. Ancak sezeryan ile doğum canlı doğan bebek sayısını negative olatak etkilemektedir. Sonuç: COM Poisson yardımıyla az-yayılım probleminin çözülmesiyle birlikte, kaçıncı gebeliği olduğu ve doğum yönteminin canlı doğan bebek sayısının en iyi tahmin edicileri olduğu görülmüştür. Buna ek olarak, kan grubunun istatistiksel olarak daha düşük anlamlılık düzeyinde, bir diğer açıklayıcı değişken olduğu tespit edilmiştir.Article A Comparative Analysis of Space Efficiency in Skyscrapers: Case Studies From the Middle East, Asia, and North America(2025) Aslantamer, Özlem Nur; Ilgın, Hüseyin EmreThis study conducts a critical comparative analysis of spatial efficiency in supertall buildings across three major geographic contexts: the Middle East, Asia, and North America. Through the examination of selected case studies representative of each region, the research investigates the interplay between architectural form, structural typology, and the distribution of usable floor area within vertical structures. The findings reveal significant regional variations in spatial efficiency metrics and core-to-GFA (gross floor area) proportions. In the Asian context, towers predominantly adopt a tapered morphological strategy combined with composite structural systems, resulting in an average spatial efficiency of approximately 68%, with vertical service cores occupying nearly 30% of the GFA. Conversely, Middle Eastern high-rises, typically defined by prismatic massing and monolithic concrete structures, demonstrate a higher spatial efficiency—averaging 76%—with a core-to-GFA ratio of around 21%. North American skyscrapers, frequently employing prismatic or setback configurations alongside reinforced concrete systems, exhibit comparable efficiency rates, with an average of 76% and a similarly proportioned core area. Despite these regional divergences, the analysis identifies a consistent inverse correlation between building height and spatial efficiency, underscoring the technical and spatial challenges associated with height-induced inefficiencies in high-rise design. By elucidating these interregional patterns, the study offers valuable insights into the optimization of vertical spatial organization, contributing to the evolving discourse on high-rise architecture and urban densification.Article Comparison of European Countries Based on Noncommunicable Disease Risk Factors Using the APLOCO Method(2024) Bulut, TevfikAmaç: Çalışmanın amacı, DSÖ Avrupa Bölgesi'ndeki ülkeleri bulaşıcı olmayan hastalıkların temel risk faktörlerine göre karşılaştırmaktır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmanın hedef popülasyonunu Avrupa Bölgesi’ndeki 37 ülke oluşturmaktadır. Karar kriteri olarak kullanılan temel risk faktörlerinin ağırlıkları Shannon Entropi ve NMD objektif ağırlıklandırma yöntemleri ile belirlenmiştir. Ülkeleri karar kriterlerine göre değerlendirmek için ÇKKV yöntemlerinden biri olan APLOCO kullanılmıştır. Bulgular: NMD tabanlı APLOCO ve Shannon Entropi tabanlı APLOCO yöntemlerinden elde edilen puan sıralamaları arasında anlamlı ve çok güçlü pozitif monoton bir ilişki vardır. NMD tabanlı APLOCO ve Shannon Entropi tabanlı APLOCO yöntemlerine göre Avrupa Bölgesi'nde ortalamanın üzerinde puana sahip ülke sayısı 14, ortalamanın altında puana sahip ülke sayısı ise 23'tür. Sonuç: Bulaşıcı olmayan hastalık risk faktörlerinin prevelansı, ortalamanın altındaki Avrupa Bölgesi ülkelerinde daha yüksektir. Bulaşıcı olmayan hastalık risk faktörlerinin yüksek prevalansı, bu bölgedeki bulaşıcı olmayan hastalıkların prevalansını artırabilir.Article Citation - WoS: 0Creative Pattern Trials for Above the Keyboard Wear With Trompe L'oeil Illusion(Anadolu Univ, 2022) Aydeniz, Sena Surmeli; Cegindir, Nese Yasar; Textile and Fashion DesignThe design scenario of this study is based on seeking answers to the question "How can we produce different, extraordinary and original shirts for working women with the Trompe l'oeil (illusion) technique?". The sample of the study, in which the user-oriented design research method was used, is women working above the keyboard. Within the scope of the study, three women's shirts were produced with creative pattern applications. The classical techniques known in garment production have been reconstructed with the Trompe l'oeil technique. The findings were discussed in two dimensions as the process carried out for these three shirts and the prototype evaluation. Osborn's checklist was used to create the design value of the shirts. For the evaluations of the marketability of the products, measurement was made in the form of voting over Google Forms. As a result of the voting, the first prototype was found to be more suitable for the target audience. Based on the individual comments received, it has been observed that originality varies when the position and needs of the target audience come into play. The importance of the user profile in creative product design has been understood.Article Demansta Güncel Beslenme Yaklaşımları ve Hemşirelerin Sorumlulukları(2024) Küçük, Emine Özer; Yüceer, Buğse; Demırtas, Ayla; Cinar, Fatma IlknurDemansın erken evrelerinde meydana gelen düşünme, hafıza süreçlerindeki gerileme ve yürütücü işlevlerdeki bozulma demanslı bireylerin beslenme sürecinde birtakım sorunlara yol açmaktadır. Bu sorunlardan birisi de malnütrisyondur. Malnütrisyona bağlı meydana gelen enerji ve mikro besin eksikliği, bilişsel fonksiyonlarda meydana gelen bozuklukların daha da fazla şiddetlenmesine sebep olarak demansın progresyonunu hızlandırabilmektedir. Bu nedenle, demanslı bireylerde bilişsel faaliyetlerdeki gerileme riskinin önlenmesi ve malnütrisyonun etkili bir şekilde yönetimi çok önemlidir. Bütüncül bakım anlayışı ile 24 saat kesintisiz bakım hizmeti veren hemşireler, demanslı bireylerin beslenme durumlarının izlenmesinde ve demansı olmayan bireylerde demans gelişme riskinin azaltılmasında kilit role sahiptirler. Bu nedenle bu makalede, hemşirelerin demansın progresyonu üzerinde ciddi etkileri bulunan beslenme durumuna ilişkin farkındalık geliştirmeleri, demanslı bireyler için koruyucu ve tedavi edici yaklaşımlar konusunda kanıta dayalı rehberler ışığında bilgi sahibi olmaları amaçlanmıştır.Article Deneyimsel Pazarlama: Otel İşletmeleri Üzerine Bir Araştırma(2024) Toprak, Mihrap; Şahin, Gonca Güzel; Tourism ManagementAmaç - Rekabetin hızla yaşandığı günümüzde müşterilerin istek ve beklentilerinin değişmesi işletmeleri de farklı hizmet sunmaya yöneltmektedir. Böyle bir durumda işletmeler de rakiplerine karşı öne çıkabilmek için pazarlama faaliyetlerinde farklılaşma yolunu tercih etmişlerdir. Bu pazarlama faaliyetlerinden biri de deneyimsel pazarlamadır. Deneyimsel pazarlamanın önemini anlayan turizm işletmeleri de eşsiz benzersiz deneyim sunmaya yönelik pazarlama faaliyetleri için çabalamaktadır. Bu nedenle Ankara’da bulunan 4 ve 5 yıldızlı otel işlemelerinde müşterilere sunulan deneyim boyutlarını belirlemek, deneyim boyutlarının müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakati üzerindeki etkisini araştırmak amaçlanmıştır. Yöntem – Bu araştırmanın evrenini Ankara’da yer alan 4 ve 5 yıldızlı otel işletmelerinde konaklayan yerli ve yabancı müşteriler oluşturmaktadır. Araştırmada 56 otel işletmesinin misafirlerine çıkış esnasında anket yapılmıştır. Araştırmada elde edilen verileri değerlendirmek için BM SPSS 28 ve R programı (R Core Team, 2023) kullanılmıştır. Araştırmanın analizinde Mann-Whitney U, Shapiro-Wilk, Kruskal- Wallis H, Dunn testleri ve yol analizi tekniklerinden faydalanılmıştır. Bulgular – Araştırma sonucunda, müşteri deneyim boyutlarından estetik, eğlence, ergonomiklik, sosyal etkileşim, sosyal tatmin ve eğitim boyutlarının müşteri memnuniyeti üzerinde istatistiksel açıdan anlamlı bir etkiye sahip olduğu belirlenmiştir. Yine müşteri deneyimi boyutlarından estetik, ergonomiklik, alturistik, sosyal etkileşim, sosyal tatmin ve eğitim boyutlarının müşteri sadakati üzerinde istatistiksel açıdan anlamlı bir etkiye sahip olduğu ortaya çıkarılmıştır. Tartışma – İşletmeler müşteri sadakati kazanmak için müşteri beklentilerine odaklanmalı ve müşteri memnuniyetini sağlamayı hedeflemelidir. İstatistiksel açıdan anlamlı bulunan estetik, eğlence, ergonomiklik, sosyal etki, sosyal tatmin ve eğitim boyutlarının yol katsayıları pozitif olduğu için; bireylerin estetik, eğlence, ergonomiklik, sosyal etki, sosyal tatmin ve eğitim düzeyleri puanları arttıkça müşteri memnuniyet düzeyinin de artacağı öngörülmektedir.Article Citation - Scopus: 1Determination of Metabolic Rate From Physical Measurements of Heart Rate, Mean Skin Temperature and Carbon Dioxide Variation(Sakarya University, 2022) Özbey, M.F.; Çeter, A.E.; Turhan, C.; Energy Systems Engineering; Mechanical EngineeringThermal comfort depends on four environmental parameters such as air temperature, mean radiant temperature, air velocity and relative humidity and two personal parameters, including clothing insulation and metabolic rate. Environmental parameters can be measured via objective sensors. However, personal parameters can be merely estimated in most of the studies. Metabolic rate is one of the problematic personal parameters that affect the accuracy of thermal comfort models. International thermal comfort standards still use a conventional metabolic rate table which is tabulated according to different activity tasks. On the other hand, ISO 8996 underestimates metabolic rates, especially when the time of activity level is short and rest time is long. To this aim, this paper aims to determine metabolic rates from physical measurements of heart rate, mean skin temperature and carbon dioxide variation by means of nineteen sample activities. 21 male and 17 female subjects with different body mass indices, sex and age are used in the study. The occupants are subjected to different activity tasks while heart rate, skin temperature and carbon dioxide variation are measured via objective sensors. The results show that the metabolic rate can be estimated with a multivariable non-linear regression equation with high accuracy of 0.97. © 2022, Sakarya University. All rights reserved.Article Dijital Diplomaside Instagram Aracılığıyla Sosyal Medya Fenomenlerinin Kullanımı: Troya Ören Yeri Örneği(2021) Seyıdov, Ilgar; Özoran, Beris Artan; Public Relations and AdvertisingSoğuk Savaş sonrası “sert güç” kavramının etkisini kaybetmesiyle, diplomasi alanında yeni bir kavram olan “yumuşak güç” ortaya çıkmış ve 1990 yılında itibaren çeşitli araştırmalarla tartışılmıştır. Yumuşak güç anlayışı temelde baskıcı ve zorlayıcı güç, kısıtlama uygulamadan yürütülen bir diplomasi sürecini betimlemektedir. Yumuşak güç anlayışı çerçevesinde ortaya çıkan diğer bir kavram ise kamu diplomasisi olmuştur. Kamu diplomasisi, karşı kamuyu kültür, turizm, müzik, dil, yemek, eğitim gibi farklı alanlarla etkileyerek olumlu bir imaj oluşturma ve güven kazanma amacını içermektedir. Teknolojik gelişmeler, internet ve gelişen ağ sistemi, yeni medya araçları kamu diplomasisi uygulamalarını da yeniden şekillendirerek, “dijital diplomasi” kavramını ortaya çıkarmıştır. Dijital diplomasi, kamu diplomasisi faaliyetlerinin daha etkili, interaktif ve etkileşimli yürütülmesi için farklı dijital platformlar ve sosyal ağ sitelerinin kullanımına odaklanmaktadır. Bu etkili araçlardan biri de fotoğraf/video paylaşım sitesi Instagram’dır. Bu çalışma kapsamında dijital diplomasi anlayışı Instagram üzerinden ele alınmaktadır. Instagram’ın dijital diplomasi aracı olarak kullanılması “Troya Ören Yeri” örnek olayı çerçevesinde betimsel örnek olay tekniği ile incelenmiştir.2018 yılında Troya yılı kapsamında Troya Ören Yeri’nin UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınmasının 20’ci yılı nedeniyle Turizm ve Kültür Bakanlığı tarafından Instagram üzerinden beş sosyal medya fenomeni bölgeye davet edilmiş ve sosyal medya fenomenleri Türkiye’nin tanıtımı için Instagram üzerinden paylaşımlar gerçekleştirmiştir. Bulgular, Instagram’ın etkileşimli potansiyeline karşın genel olarak yeterince yönetilemediğini ortaya koyarken, sosyal medya fenomenlerinin ağırlıklı olarak tarihi ve turistik bilgiler paylaştığını göstermiştir.Article Diverging Perceptions of the Cold War: Baghdad Pact as a Source of Conflict Between Turkey and the Nationalist Arab Countries(2005) Uzer, Umut; Uzer, AyşeCold War dynamics compelled Turkey and the nationalist Arab countries, particularly Egypt and Syria, to join two opposing camps. Conflicting geopolitical interests between Turkey and the nationalist Arab countries led to a rivalry for regional hegemony and an alignment pattern inimical to the security of the other countries. Turkey's membership in NATO in 1952 and the establishment of the Baghdad Pact in 1955 caused concern for the Egyptian president Gamal abd-al Nasser, who perceived those pacts as tools of Western imperialism. On the other hand, for Turkey these pacts were guarantors of Turkish security against an expansionist Soviet Union. Diverging threat perceptions between Turkey and the radical Arab states resulted in a tense atmosphere in the Middle East sub-system.Article Citation - WoS: 0Effects of Topological Structure of Project Network on Computational Cost(Golden Light Publ, 2024) Aminbakhsh, Saman; Department of Civil Engineering; Civil EngineeringUnderstanding how network complexity affects optimization algorithms is crucial for improving computational efficiency. This study investigates how variations in network complexity impact the performance of optimization algorithms. By examining networks with different serial/parallel indicator (I2) values, the research uncovers several key insights into how topology influences computational requirements. The experiments show that higher I2 values, which are closer to serial configurations, heighten the problem's complexity. This study reveals that networks with lower I2 values, which exhibit steeper time-cost curves with fewer solutions over their efficient frontiers, require significantly more CPU time, indicating that project complexity does not necessarily scale with the extend of the Pareto fronts. This contradicts the expectation that more Pareto front solutions would inherently demand greater computational resources. Lastly, the study highlights that while the number of time-cost realizations is often used to gauge project complexity, it may not be conclusive on its own and that one complexity measure can outperform another. Although it can be an effective indicator, it does not fully capture the computational challenges posed by different network topologies. This study further acknowledges the difficulty in establishing a clear link between project performance and complexity due to the multifaceted nature of the problem. The findings suggest that exploring similar problems in other contexts could provide valuable insights into understanding and managing computational complexity.Article Effects of Total and Subtotal Glial Tumor Resection on Survival(2020) Ercan, Serdar; Ataizi, Zeki S; Ataizi, Fulya; Bulduk, Erkut Baha; Surgical SciencesObjectives: Glial tumors are treated with a multidisciplinary team approach including specialists in brain surgery, radiology, pathology, radiation oncology and medical oncology. Surgery is one of the main treatment options. However,the effect of resection volume on prognosis is still uncertain. The aim of this study is to investigate the relationshipbetween the residual tumor volume and survival of the patients who were operated with the diagnosis of intracranialglial tumor in the last 5 years.Methods: Of 49 patients, 30 underwent total resection and 19 underwent subtotal resection.Results: The average surveys of total resection were 13.6 (6-32 months) months. 4 of 6 patients with anaplastic astrocytoma survived and the mean survey was 26.5 (4-45) months. The survey of subtotal resection group was significantlyshorter than the other TR group.Conclusion: As a result, recovery was inversely increased with residual tumor volume