Browsing by Author "Doğu, Nilgün"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Article Anxiety and Depression After Cesarean: Non-Pharmacological Evidence Based Practices;(Dokuz Eylul University, 2022) Terzioğlu,F.; Gençbaş,D.; Boztepe,H.; Doğu,N.; Akdeniz,C.; Yüceer,B.; NursingThe purpose of this review is to examine the non-pharmacological evidence-based practices of anxiety and depression after a cesarean section delivery. Postpartum anxiety and depression have increased in the last decade, the rates of postpartum depression are around 13% worldwide. In the postpartum period, women may experience anxiety and depression due to the operation they have undergone; such as being in an unfamiliar environment, facing new technological equipment and encounters with the medical teams, the post-operative pain, the new roles women undertake as mothers. One of the factors that increase anxiety and depression in the postpartum period is the type of delivery. In Turkey, the rate of cesarean delivery is comparatively high, which is approximately 52%. Anxiety and depression after cesarean section develop due to fear and concern such as the complications that may occur during and after the mother's anesthesia, the possibility delaying breastfeeding her baby, and experiencing pain. Non-pharmacological evidence-based applications such as reiki, acupressure, hand and foot massage, yoga, reflexology, aromatherapy, skin to skin care, nursing care protocols were found to be effective in studies conducted to reduce anxiety and depression after cesarean-section. Nurses who have critical roles and responsibilities in pre-and post-cesarean care practices are recommended to include these evidence-based non-pharmacological practices in routine care practices. © 2022, Dokuz Eylul University. All rights reserved.Review Sezaryen Sonrası Eras Uygulamaları ve Kinezyo Bantlamanınbağırsak Hareketlerine Etkisi(2021) Terzioğlu, Füsun; Doğu, Nilgün; Boztepe, Handan; Gençbaş, Dercan; Akdeniz, Canberk; Özgündöndü, Buğse; NursingSezaryen, kadınlarda sık uygulanan abdominal cerrahi türlerindenbiridir. Yüksek oranda tercih edilen sezaryen ile doğum sonrası di ğer abdominal cerrahilerde olduğu gibi anestezi ve cerrahi girişimebağlı bağırsak fonksiyonları etkilenebilmektedir. Doğum sonu dö nemde bağırsak problemleri, ameliyat sonrası komplikasyon, hasta nede kalış süresinde uzama ve sağlık maliyetlerinde artmaya nedenolmakta ve annenin konforunu azaltmaktadır. Bağırsak problem lerinin önlenmesi ve yönetiminde, farmakolojik yöntemlerin annesağlığı ve emzirme sürecine olumsuz etkileri nedeniyle günümüzdefarmakolojik olmayan (nonfarmakolojik) yöntemler kullanılmayabaşlanmıştır. Literatürde, Cerrahi Sonrası Hızlandırılmış İyileşme(ERAS) protokolü uygulamalarından sakız çiğneme, erken oral hid rasyon, erken mobilizasyon ve kinezyo uygulamalarının sezaryensonrası bağırsak problemlerinin önlenmesinde ve yönetiminde etkiliolduğu belirtilmektedir. Multidisipliner protokollerde yer alan kanıttemelli bu uygulamaların, sezaryen sonrası hemşirelik bakım süre cine entegre edilerek standardize edilmesi hasta bakım kalitesi açı sından oldukça önemlidir. Derleme tarzında hazırlanmış bu makale nin amacı, sezaryen sonrası uygulanacak bu yöntemlerin bağırsakfonksiyonları üzerine etkilerini tartışmak ve hemşirelerin bağımsızolarak uygulayabilecekleri uygulamalar içerisine entegre etmesineyönelik önerilerde bulunmaktır.Master Thesis Üniversite Öğrencilerinin Kürtaja Yönelik Damgalayıcı Tutum, İnanç ve Davranışlarının Belirlenmesi(2024) Savaş, Semra; Doğu, Nilgün; Doğu, Nilgün; Doğu, Nilgün; Nursing; NursingKürtaj sonucu kadınların maruz kaldığı davranışlar, kürtaja yönelik tutum ve inançlar kadın sağlığını etkilemektedir. Bu çalışmada; hemşirelik ve ebelik bölümü üniversite öğrencilerinin kürtaja yönelik damgalayıcı tutum, inanç ve davranışlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Tanımlayıcı kesitsel olarak yapılan bu çalışma Kastamonu Üniversitesi'nde 07.03.2023 ve 03.04.2023 tarihleri arasında 358 hemşirelik ve ebelik öğrencisinin katılımıyla yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak Kişisel Bilgi Formu ve Kürtaja Yönelik Damgalayıcı Tutum, İnanç ve Davranışlar Ölçeği kullanılmıştır. Çalışmamızda öğrencilerin kürtaja yönelik damgalayıcı tutum, inanç ve davranışları ölçek puanları ortalama 74,54±10,64 puan olarak bulunmuştur. Araştırma bulgularının analizinde öğrencilerin kürtaja yönelik damgalayıcı tutum, inanç ve davranışlarına ilişkin ölçek toplam puanlarının ve alt boyut puanlarının; öğrencilerin öğrenim gördükleri bölüm, yaş, cinsiyet, medeni durum, aile yapısı, birlikte yaşadığı kişi, uzun süre yaşadığı yer ve cinsel sağlık konusunda eğitim alma durumlarından etkilendiği saptanmıştır(p<0,05). Bu sonuçlar doğrultusunda, kürtaj sürecinde kadının bakımından sorumlu olan ebe ve hemşirelerin lisans eğitimlerinin içeriğinin; güvenli kürtajın önemi, kürtaj konusunda damgalanmanın kadın sağlığı üzerine etkileri, ebe ve hemşirelerin kürtaj sürecindeki rol ve sorumlulukları konularına da vurgu yapılacak şekilde güncellenmesi önerilmektedir.