Sever, ÇiğdemLaw2024-07-082024-07-082017https://hdl.handle.net/20.500.14411/6334“Yanan bizdik, siz kömür sandınız.” Şükrü Erbaş’ın bir şiiriyle böyle başlıyor TMMOB’un Soma raporu. İnsanın yutkunmasını güçleştiren bu cümle bir “değer”i sorguluyor aslında; can ile mal ve kar arasındaki tercihleri... Türkiye’de gelinen noktada madencilerin canları “fıtrat” olmanın ötesinde önlemlerin maliyeti ile tazminatlar/para cezaları arasındaki hesap farkına indirgenir gibi görünüyor. İşte tam da bu nokta tazminatları konuşmanın anlamsızlaştığı, hatta can yakmaya başladığı bir yer... Madenler üzerine hazırlanan raporların gösterdiği gibi konu artık iş güvenliği, idarenin sorumluluğu, ihale hukuku vb. retoriğin yetersiz kaldığı bir düzleme kaymış durumda ve bu yüzden meselenin bir iş ya da idare hukuku meselesi olmaktan öte bir insan hakları sorunu olarak ele alınması gerekiyor. Bu nedenle bu yazıda maden cinayetlerinin hatta genel anlamda madenlerdeki durumun belli koşullarda AİHS’in 3. maddesinde düzenlenen işkence yasağı üzerinden değerlendirilip değerlendirilemeyeceği sorusunu sormaya çalışacağım.trlawSoma ve Ermenek’i İşkence Yasağı Üzerinden DüşünmekArticle