Sönmez, Hüseyin SinanErkök, BanuEconomics2024-07-072024-07-072016https://hdl.handle.net/20.500.14411/53591980 sonrası küreselleşme süreciyle birlikte Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde, ithal ikameci sanayileşme modeli terk edilerek, ihracata dayalı sanayileşme modeli uygulanmaya başlanmıştır. Ancak bu ülkeler, gerek sermaye birikiminin gerekse teknolojinin yetersizliği gibi nedenlerle, imalat sanayii ürünlerine yönelik rekabet gücünü artırma konusunda yeterince başarı sağlayamamıştır. Çalışmada ithal ikameci politikalarla başlayarak, ihracata dayalı sanayileşme modeline geçmek suretiyle kalkınma hamlesi gerçekleştiren G. Kore'nin kalkınma modeli de incelenmiştir. Diğer yandan gelişmekte olan ülkeler de, kalkınma ve istikrarlı bir ekonomik büyüme, sermaye birikimi ve teknolojik altyapı eksikliğini gidermek için doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını teşvik etmeye yönelik politikalar uygulamaya koymuşlardır. Bu bağlamda birçok yabancı sermayeli firma, vergi muafiyeti, vergi indirimi ve ucuz işgücü gibi maliyet avantajları nedeniyle, Türkiye'nin de içinde olduğu gelişmekte olan ülkelerde faaliyet göstermeye başlamış ve sayıları giderek artmıştır. Böylelikle, Türkiye'nin küresel değer zincirine entegre olması ve küresel değer zincirleri içerisindeki payının artırılması hedeflenmiştir. Türkiye'de çeşitli sektörlerde birçok yabancı sermayeli şirket faaliyet göstermeye başlamıştır. Böylelikle söz konusu yabancı sermayeli şirketlerin ağırlığının en fazla hissedildiği sektörlerden biri de otomotiv sektörü olmuştur. Gelinen noktada, otomotiv sektörü, yabancı sermayeli şirketlerin ağırlığının en fazla hissedildiği sektör olmanın yanı sıra, Türkiye ihracatının da lokomotifi konumunu elde etmiştir. Ancak sektördeki teknolojik gelişmelerin hızına bağlı olarak artan dış girdi bağımlılığı, sektörle ilgili ihracat gelirlerinin giderek azalmasına yol açmıştır. Bu durum Türkiye'nin otomotiv sektöründe küresel değer zincirlerinden hedeflenen oranlarda pay alıp almadığı sorusunu da beraberinde getirmektedir. Bu çalışmada, yabancı sermayeli şirketlerin ağırlığının en fazla hissedildiği ve aynı zamanda Türkiye ihracatı açısından stratejik konumda bulunan otomotiv sektörü üretiminin ithalata bağımlılığı, küresel değer zincirleri içindeki konumu ve sektörün diğer sektörler ile etkileşimi girdi çıktı analizi ile ölçülmektedir.Within the globalisation period, developing countries including Turkey have started to apply export oriented industrialisition model by abandoning import substitution industrialisation model. However, these countries have not been able to succeed sufficiently in the matter of increasing competetiveness for products of manufactiring industry due to some reasons such as inadequacy of capital accumulation or lack of technology. South Korean model, which achieved development move by shifting from import substitution policies to export oriented industrialization model, has been examined in the assessment. On the other hand, developing countries have introduced policies to subsidise foreign direct investment which has the power of high competition for development and a steady econmic growth as well as for preventing lack of capital accumulation and technologic infrastructure. Within this scope, they aimed for attracting foreign investments into their own countries by protecting foreign investements, proposing tax exemption and tax reduction. Due to the advantages such as tax exemption, tax reduction and cheap labor, many foreign companies have started operating in developing countries which include Turkey and the number of these companies has risen. As part of the liberalisation policies introduced in Turkey, liberties have been submitted for both foreing investors to be able to invest in Turkey and for imports of manufacturers that are export oriented. In this way, Turkish integration into the global value chain and an increase of Turkish share in the global value chains are aimed for. As a result of these developments, a number of foreign capitalized companies begun operating in various sectors in Turkey. Automotive industry, therefore, has been one of the sectors in which foreign-capitalised companies have heavily invested. Automotive industry has not only been one of the sectors where foreing-capitalised companies focused on but also the industry has become the leading field of Turkish export throughout the period. However, the increased foreign dependency on foreign input in the sector has caused the gradual reduction of export revenues in regards to the industry. This brings on the question of whether Turkey obtains its fair share of automotive industry from global value chains as much as it aimed for. In this regard, the import dependency of Turkish automotive industry, which is the sector where many foreign-capitalised companies overweigh and strategically essential in terms of Turkish exports, its position within the global value chains and the interaction of the sector with other sectors will be measured through input-output analysis.trEkonomi1980 sonrasıGirdi-çıktı analiziKüresel değer zincirleriEconomicsAfter 1980Otomotiv sektörüInput-output analysisGlobal value chainsTürk ekonomisiAutomotive sectorTurkish economyİhracatExportTürkiye'de 1980 sonrası dönemde girdi çıktı analizi ile otomotiv sektörünün konumuPosition of automobile sector in Turkey after 1980 by input output analysisDoctoral Thesis4544840253