Dağı, ZeynepInternational Relations2024-10-062024-10-0620061302-5678https://hdl.handle.net/20.500.14411/9614Irak’ta devam eden kaos, Filistin’de HAMAS’ın iktidara gelişi, İran’la süren nükleer kriz ve Lübnan’da yaşanan son “savaş”,,Rusya’yı Orta Doğu siyasetinin yeniden ön saflarına taşıdı. Putin, büyük ölçüde Batı politikalarına paralel görülen önceki yıllardaki “düşük yoğunluklu” Rus bölgesel politikasından ayrılıyor. Rusya, son dönemde ortaya çıkan “fırsatlar”dan da yararlanarak bölgede hâlâ “büyük güç” olduğunu gösteren bir politika geliştiriyor. Bu bağlamda Filistin’den Lübnan’a ve Suriye’den İran’a kadar uzanan bir alanda ABD’nin ve İsrail’in bölgede gücünü sınırlayacak şekilde ABD ve İsrail karşıtı gruplarla yakınlaşma siyaseti izliyor. Rusya’nın Orta Doğu’da “geleneksel rolü”nü yeniden oynamaya başlaması, ABD’nin hegemonyasını ve İsrail’in tek taraflı şiddet politikalarını dengeleyici bir unsur olarak bölgesel aktörler tarafından destek buluyor. Seçimleri kazanan HAMAS’a yönelik politikasıyla ve son Lübnan Savaşı’nda aldığı tutumla Rusya, Araplar üzerinde etkinliğini artırıyor. Bu çerçevede makale, Soğuk Savaş sonrası Rusya’nın Orta Doğu politikasının gelişimini, bölgeye yönelik Rusya’nın yeni ilgisinin nedenlerini ve amaçlarını HAMAS ve Lübnan Savaşı örneklerinden hareketle incelemekte ve bu siyaset değişiminin bölgesel dengeler üzerindeki etkilerini değerlendirmektedir.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessOrta Doğu Denkleminde \"büyük Güç\" Rusya: Hamas Krizi ve Lübnan SavaşıArticle1222512801