Bal, İdris

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Bal, İdris
Job Title
Profesör Doktor
Email Address
Main Affiliation
Department of International Relations
Status
Website
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID

Sustainable Development Goals

6

CLEAN WATER AND SANITATION
CLEAN WATER AND SANITATION Logo

1

Research Products

10

REDUCED INEQUALITIES
REDUCED INEQUALITIES Logo

1

Research Products

12

RESPONSIBLE CONSUMPTION AND PRODUCTION
RESPONSIBLE CONSUMPTION AND PRODUCTION Logo

1

Research Products

16

PEACE, JUSTICE AND STRONG INSTITUTIONS
PEACE, JUSTICE AND STRONG INSTITUTIONS Logo

7

Research Products

17

PARTNERSHIPS FOR THE GOALS
PARTNERSHIPS FOR THE GOALS Logo

1

Research Products
Scholarly Output

24

Articles

0

Citation Count

-

Supervised Theses

24

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 23
  • Master Thesis
    11 Eylül 2001 Terörist Saldırısı Neticesinde Abd'nin Güvenlik Algılamalarındaki Değişiklik
    (2007) Bektaş, Buket; Bal, İdris; Department of International Relations
    Bu çalışma'da 11 Eylül sonrası süreçte, ABD'nin benimsediği yeni güvenlikstratejileri ve uygulamaya koyduğu ?Önleyici Saldırı? doktrini, arka planı ve sonuçlarıele alınarak incelenmiştir. Bu çerçevede, ABD'nin mevcut politikalarının olumsuzyansımaları ve hatalı yönleri de ele alınmaktadır.Çalışma'nın ortaya koymaya çalıştığı temel görüş, 11 Eylül sonrasında,ABD'nin ulusal güvenlik kavramını, küresel bir güç olması sebebiyle,küreselleştirmesi ve bu çerçevede güvenlik sorununu yanlış algılayarak, yanlışpolitikaları uygulaması ve bunun sonucunda, içinden çıkılamayan bir güvenlikbunalımına ya da güvenlik sendromuna, gerek dünyayı; gerekse kendisini sürüklemişolmasıdır. Bu tespitler yapılırken, çalışma boyunca, öncelikle 11 Eylül öncesiAmerikan dış politikası, klasik temelleri ve uygulamalarıyla ortaya konulmaya veanlaşılmaya çalışılmıştır. Bu yapılırken, Amerikan dış politikasının geçen zaman vedeğişen uluslararası koşullar çerçevesinde ne şekilde dönüşüm gösterdiği tarihsel birperspektifle ifade edilmeye çalışılmıştır. Bunu takiben; 11 Eylül olaylarına sebebiyetveren küresel terörün temelleri ifade edilmeye çalışılarak, 11 Eylül olaylarına kadargelen süreç tahlil edilmeye çalışılmıştır. Bu arka plan bazında, ABD'nin 11 Eylülsonrası geliştirdiği yaklaşımlar ve uygulamaya koyduğu yasal düzenlemeler hakkındadetaylı bilgi sunularak, 11 Eylül sonrası Amerikan stratejisinin dayandığı noktalarirdelenmiştir.Çalışma'da 11 Eylül öncesi sürecin üzerine 11 Eylül sonrası yaklaşım vepolitika farklılıkları oturtularak, analitik bir yaklaşımla, ABD'nin, 11 Eylül sonrasındamuğlaklaşan ?güvenlik? kavramını, ne şekilde ?güvensizlik? kavramıyla özdeş halegetirdiği ifade edilerek; küreselleşen bir dünyada güvenliğin ve güvensizliğinküreselleşmesinin yarattığı olumsuz sonuçlar ve etkileri incelenmektedir.Anahtar Kelimeler: 11 Eylül, önleyici saldırı, küresel güvensizlik, güvenlikbunalımı, güvenlik sendromu,
  • Master Thesis
    Avrupa Kimliği Oluşumuna Türk Kimliği'nin Etkisi
    (2009) Aslan, Cemile; Bal, İdris; Department of International Relations
    Bu çalışmanın amacı Avrupa Kimliğinin oluşumuna Türk kimliğinin etkisinin ne olduğunun analiz edilmesidir. Avrupa kavramı ve kimliğinin nasıl ortaya çıktığı Türk kimliğinin Avrupa için ne anlama geldiği, nasıl algılandığı araştırılmıştır.Araştırmada izlenen yöntem şöyledir. öncelikle literatür taraması yapılıp konunun akademik ve felsefi tabanı oluşturulduktan sonra konular tarihsel sıraya konularak son hali verilmiştir.Tez içinde, giriş birinci bölüm kabul edilmiş, ikinci bölümde kimlik konusundaki temel kavramlar kısaca önbilgi mahiyetinde araştırılmıştır. Üçüncü bölümde Türk kimliği, tarihsel gelişimi içerisinde ve özet olarak incelenmiştir. Dördüncü bölümde Avrupa kimliği oluşumu tarihsel ve kavramsal olarak incelenmiş Türkler'in Avrupa kimliği oluşumuna olumlu etkileri bu bölüm içerisine yerleştirilmiştir. Beşinci bölümde, Avrupa kimliğinin Türk kimliği ile temasa geçişi sonrasında etkileşimin nasıl devam ettiği ve Türk kimliğinin öteki olarak Avrupa kimliğine etkisinin ne olduğu araştırılmıştır. Sonuç bölümünde ilk beş bölüm ışığında değerlendirme yapılarak öngörülerde bulunulmuştur.Anahtar Kelimeler: Avrupa, Kimlik, Türk.
  • Master Thesis
    Avrupa Birliği Yapısal Fonlarının Türkiye'de Kullanımı; Kardelen Tıbbi Atık Yönetim Sistemi Projesi
    (2008) Türkmen, Nurten; Bal, İdris; Department of International Relations
    Bu çalışmada, Avrupa Birliği, Birliğin yapısal fon ve mali yardımları ve Türkiye'nin AB ile ilişkileri kısaca anlatılmış olup, Türkiye'nin günümüzdeki adaylık statüsünde iken ve gelecekteki olası üyelik durumunda AB yapısal fon ve mali yardım araçlarından etkin bir şekilde yararlanmasının, Türkiye açısından öneminin vurgulanması amaçlanarak, Türkiye'de Çorum İlinde AB hibe yardımları ile gerçekleştirilmiş örnek bir proje olan ?Kardelen Tıbbi Atık Yönetim Sistemi Projesi? anlatılmıştır. Böylece, Türkiye'ye adaylığı ve olası üyeliği durumunda, Birlik tarafından sağlanan mali yardımların Türkiye tarafından en yüksek seviyede kullanılmasının önemine dikkat çekmek amaçlanmıştır.Çalışma hazırlanırken, ilk önce Avrupa Birliği, Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkileri, yapısal fonlar içerikli kaynaklar taranmış, Avrupa Birliği resmi kaynaklarından ve Avrupa Birliği ile ilgili kuruluşların- Merkezi Finans ve İhale Birimi, Devlet Planlama Teşkilatı, Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, İktisadi Kalkınma Vakfı, Yeşilırmak Havzası Kalkınma Birliği Başkanlığı-yayınlarından ve internet bilgilerinden yararlanılmış, ilgili dergi, kitap, makale, tez, gazete ve yönetmeliklerin incelenmesi sonucu elde edilen bilgiler bir araya getirilmiştir. Çorum Devlet Hastanesi çalışanları bir anket çalışmasına alınmış, buradan elde edilen veriler ile ?Kardelen Tıbbi Atık Yönetim Sistemi Projesi? nden elde edilen veriler çalışma içinde kullanılmıştır.Çalışmada, Avrupa Birliği Yapısal Fonlarının amaçları ve kullanım yerleri anlatılmıştır. Bu fonların kullanımının Avrupa Birliğinin amaçlarına varma yolundaki önemi vurgulanmıştır. Türkiye'de Avrupa Birliği Hibe yardımları ile gerçekleştirilen bir proje ile Türkiye'nin ilk tıbbi atık bertaraf tesisinin kurulması örneğine dikkat çekilerek, Türkiye'nin bu mali yardımları kullanmasının önemi üzerinde durulmuştur.Bu tezde ortaya konmaya çalışılan temel argüman, Türkiye'nin Birliğe üyeliği durumunda bu yapısal fon ve mali araçlardan çok büyük bir oranda yararlanma şansı elde edeceği ve bunu iyi değerlendirdiği sürece de ülkenin kalkınma ve gelişme düzeyine büyük bir etki yapacağıdır.
  • Master Thesis
    Kuzey Irak`ın Yapısı, Bölgedeki Oluşumlar, Bölge İçi ve Bölge Dışı Devletlerin Amaçları ve Etkileri
    (2005) Çaykuş, Mustafa; Bal, İdris; Department of International Relations
    SUMMARY At the first part of this study it was investigated the history of the Northern Iraq area until the Gulf War period. Iraq is an artificial existence, which was created by UK at the beginning of the XX Century. This artificiality forms the main source of the problems encountered for Iraq and for the region. Furthermore the Northern Iraq has been a problem for the belonging nation and the region since the foreigners handle. At the second part, it was concluded that Northern Iraq was not northern part of 36 parallel, contrary of it was supposed. Northern Iraq area was determined according to the existence of common Kurdish population and petroleum, instead of geographical basis. Northern Iraq has an ethnic, social and economical form always suitable to create a conflict. At the third part, the studies that have been done by USA in order to establish an influence area and control support point were studied later 1991 Gulf War. USA has strived for approximately ten years in order to reconcile always-conflicting IKDP and KYB. Finally USA succeeded to make an agreement between them. Beside that, while some neighboring countries in the region were supporting some of them were obstructing this initiations. At the fourth part, why the big countries and neighboring countries have seen Northern Iraq for their benefits, what are their aims and their roles in the progress of the region were evaluated. It was seen that the concerns about petrol and security were the most important reasons. Democracy, human rights and struggle against the global terrorism have been most common statements for expansion. The occupying Iraq was a part of the strategy to have guaranty of the petrol flu over Middle East and to provide the security of Israel. The establishing a government on federation basis and liable to the external will be source of new conflicts for all Middle East region.
  • Master Thesis
    Su Sorunu: Fırat, Dicle ve Asi Nehirleri Örnekleri
    (2006) Bilgiç, Esra; Bal, İdris; Department of International Relations
    ÖZETHayatın yeri doldurulamaz unsuru olan su, yaşamsal öneminin yanında,günümüzde tarım ve enerji üretiminin önemli bir girdisini oluşturması sebebiyleulusal kalkınma için de temel bir maddedir. Önemli bir güç unsuru olması sebebiyle,giderek azalan bir kaynak olarak, ülkeler arasındaki politik, ekonomik ilişkilerietkileyen su, zaman zaman başka nitelikteki siyasi anlaşmazlıklarla da etkileşimiçerisinde ihtilaflara sebep olabilmektedir. Uluslararası hukuk bağlamında konuincelendiğinde, çeşitli uygulamalar ve yapılan çalışmalarda, suların hakça, makul veoptimum kullanımı ile kıyıdaş ülkelere önemli zarar vermeme ilkelerinin büyükölçüde benimsendiği görülmektedir.Suriye ve Irak arasında Fırat, Dicle ve Asi nehirleriyle ilgili anlaşmazlık daTürkiye'nin Güneydoğu Anadolu Projesi'ne başlamasıyla birlikte daha da görünürbir hal almış ve terör, Hatay meselesi gibi konularla bağlantılı olarak gerilimleresebep olmuştur. Suriye ve Irak, Türkiye'nin proje çerçevesinde inşa ettiği barajlaraözellikle de su tutulma dönemlerinde, bazen kendi sularının azalacağı bazen desuların kirlenmesine neden olduğu gerekçesiyle karşı çıkmış, sorunu uluslararasıplatforma taşımaya çalışmıştır. Türkiye ile Irak arasında 1946 anlaşması ve Türkiyeile Suriye arasında ise 1987 Protokolü imzalanmış, günümüz statüsünü belirleyen1987 Protokolü ile Suriye'ye yıllık ortalama 500 metreküp/sn su bırakılmasıkararlaştırılmıştır. Fakat Irak ve Suriye üç tarafın katılımıyla yeni bir anlaşmayapılmasını ve bırakılan su miktarının arttırılmasını talep etmektedir. Ülkelerinnehirlere katkıları ve tüketim hedefleri dikkate alındığında, Suriye ve Irak'ın toplamsu taleplerinin, nehirlerin su potansiyelinin üzerinde olduğu görülmektedir. Fırat veDicle nehirlerini ?uluslararası sular? olarak kabul eden ve ?suların paylaşımı?nıöngören Suriye ve Irak'ın tezleri; Üç Aşamalı Plan ile ?sınır aşan? iki nehrinsularının tahsisinin yapılabileceğini ifade eden Türkiye'nin tezleri ile çatışmaktadır.Türkiye Üç Aşamalı Plan yanında Barış Suyu Projesi ve Manavgat Projesi gibi çeşitliöneriler sunarak, Ortadoğu'nun su sorununa çözüm üretmeye çalışmıştır.Fırat, Dicle ve Asi nehirleri ile ilgili olarak, Suriye ve Irak ile arasında meydanagelen anlaşmazlık, Türkiye siyasetinde önemli bir yer işgal etmiş ve bölge ülkeleri ileolan ilişkilerini etkilemiştir. Ayrıca temel amacı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nindiğer bölgelerle arasındaki gelişmişlik farkını ortadan kaldırmak olan GüneydoğuAnadolu Projesi; çeşitli sulama, enerji, altyapı ve çevre projelerinin yanı sıra insanigelişmeye olanak sağlayan sosyal projeleri ile de arz ettiği ekonomik, sosyolojikönem dolayısıyla Türkiye'nin kalkınmasında itici bir unsur olacaktır. Bu ise sorununekonomik boyutu olduğunu da göstermektedir.Su sorununun, son dönem gelişmelerle beraber, tarafları ve niteliği bakımındanyeni boyutlar kazanmış olduğu görülmektedir. Sorunun, ABD'nin Irak'ı işgali ileoluşan yeni yönetim ve Avrupa Birliği'nin Fırat ve Dicle sularına artan ilgisiyle,kazandığı yeni boyutlarla artan önemi dolayısıyla, izlenmesi gereken yenistratejilerin belirlenmesinin gerekliliği açıktır.
  • Master Thesis
    Pkk'nın Yükselişi ve Türkiye-abd İlişkilerine Etkisi
    (2007) Yılmaz, Işık; Bal, İdris; Department of International Relations
    Osmanlı mparatorluğu ve Amerika arasındaki 1830 tarihli bir ticaretanlaşması iki ülke arasındaki ilişkilerin ticaret ile sınırlı kalmasını sağlamıştır.Ancak, gerçek anlamda Türk-Amerikan ilişkilerinin başlangıcını 19.yüzyılınbaşları oluşturmaktadır. 1917-1927 arasında diplomatik kesintiye uğrayanilişkiler, Soğuk Savaş'ın ilk yıllarında gelişme kaydetmiştir. Türkiye'ninKıbrıs'a müdahalesi sonrasında ABD'nin Türkiye'ye silah ambargosuuygulaması, iki ülke ilişkilerine kısa bir süre olumsuz etkilemiştir.1990'ların başıyla birlikte iki ülke için yeni bir dönem başlamıştır. 1991yılında ?Geliştirilmiş Ortaklık? adlı yeni bir kavram ortaya atılarak, ilişkilerdaha gerçekçi bir zeminde yürütülmeye çalışılmıştır. Körfez Savaşı'ndaki?Stratejik Ortaklık? tanımındaki ilişkiler 2000'li yıllara gelindiğinde özellikle 11Eylül 2001'de ABD'nin uğradığı terör saldırıları, teröre karşı yıllarca mücadeleeden Türkiye'nin, ABD'nin yanı başında yer almasıyla memnuniyet verici birseviyeye yükselmiştir. Ancak 1 Mart tezkeresinin Türkiye Büyük MilletMeclisi'nde reddedilmesi iki ülke ilişkilerindeki kırılma noktasını teşkil etmişve daha sonra Süleymaniye'de gerçekleştirilen çuval hadisesi ise gerginliğitırmandırmıştır.Türk-Amerikan ilişkileri, iki ülke arasında zaman zaman yaşanansorunlara ve farklı görüşlere rağmen, dostluk ve ortaklık seviyesinde temkinlibir şekilde sürdürülmektedir.Diğer taraftan, temelleri 1974 yılında atılan ve kendisini Marksist-Leninist bir örgüt olarak tanımlayan Kürdistan şçi Partisi yani PKK, kurulduğuyıllarda Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yaşayanvatandaşlarımızın Türk ırkından ayrı bir ırk olduğunu, Türk devletincesömürüldüğünü, dil ve kültürünün asimile edildiğini iddia ederek, Türkiye'ninDoğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerini içine alacak şekilde Suriye, ran veIrak toprakları üzerinde bağımsız birleşik demokratik Kürdistan devletikurmayı planlamaktadır.Bu bağlamda PKK'nın, isim ve strateji gibi değişikliklere gitmesine veörgüt elebaşısının tutuklu bulunmasına rağmen, ABD'nin desteği nedeniyleiki ülke ilişkilerini olumsuz etkilediği görülmektedir.
  • Master Thesis
    Ermeni Terör Örgütü: Asala
    (2007) Karaş, Zeynep; Bal, İdris; Department of International Relations
    Bu çalışmada, esas olarak günümüz bakış açısı ve bilgileriyle kanlı teröristörgüt ASALA incelenmektedir. ASALA, Ermeni teröründen ve meselesinden ayrıtutulamayacağı için, genel olarak Ermeni terörü ve sözde Ermeni soykırımıiddiaları da gözden geçirilmektedir.Çalışmanın hazırlanması için, kapsamlı literatür taraması, sonuç çıkarma veyorumlar yapma temel metodoloji olarak benimsenmiştir.Bu çerçevede, ilk olarak, tarihi bir perspektifle Ermeni sorunu, sözde Ermenisoykırımı iddiaları ve Ermeni terörü göz önüne alınmıştır. Daha sonra, ana konuolan ASALA, örgütün amaçları, örgütsel yapısı, diğer örgütlerle ve ülkelerlebağlantıları ve terörist faaliyetleri açısından incelenmektedir. Bir sonraki bölüm,ASALA'nın Ermeni meselesine katkısını sorgulamakta ve çalışma, Türkiye'ninASALA'ya yönelik politikalarının analizi ile son bulmaktadır.
  • Master Thesis
    Amerikan Gücünün Geleceği
    (2007) Silinir, Murat; Bal, İdris; Department of International Relations
    Amerikan gücünün yirminci yüzyıla damgasını vurmuş olması herkesçe kabuledilen bir realitedir. Bu güç kendiliğinden ortaya çıkmamıştır. Bu, tarihsel birsürecin ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Bağımsızlık sonrasında dünya politikarenasında yalnızcılığı tercih etmiş olan ABD, Birinci Dünya Savaşından sonrabaşlayarak, özellikle kinci Dünya Savaşı'ndan sonra küresel bir güç olarakortaya çıkmıştır. ki kutuplu süreçte, gücünü Sovyetler Birliği'ne karşı?Çevreleme? politikası ile korumayı ve sürdürmeyi denemiş olan ABD, SoğukSavaş sonrasında yeni bir sürece adım atmıştır. Bu yeni süreçte güçparametreleri değişmiştir. Bilgi önemli bir güç unsuru haline dönüşmüştür. Buyeni süreçte ABD, kendi gücünü korumak ve olası güç yükselişlerini durdurmakiçin çeşitli stratejiler yürütmeye çalışmıştır. Medeniyetler Çatışması Paradigmasıve Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi bu çerçevededeğerlendirilebilecek teorik ve pratik anlamlara sahiptir. Bugün, ABD gücününnasıl yönetileceği önemli sorun olarak gözükmektedir. Bu gücün yanlışkullanımı telafisi mümkün olmayan sonuçlara neden olabilmektedir. Bu nedenlebu gücün, küresel istikrarın sağlanması için yeniden programlanmasıgerekmektedir.
  • Master Thesis
    Türk-yunan İlişkilerinde Temel Sorunlar ve 1999 Sonrası Yumuşama Dönemi
    (2007) Ünay, Bora; Bal, İdris; Department of International Relations
    ÖZETEge Denizi'nin karşılıklı kıyılarını paylaşan Türkiye ile Yunanistan arasındapek çok sorundan bahsetmek mümkündür. ki ülke arasındaki başlıca gerginliknoktaları; Kıbrıs, Ege Denizi kaynaklı meseleler ve karşılıklı Azınlıklara yönelikuygulamalardır. Öte yandan Yunanistan'ın, Türkiye aleyhine faaliyet gösteren terörörgütlerine verdiği destek, etkin güce sahip lobilerinin Türkiye aleyhtarı girişimleri,Türkiye'ye yönelik kurmaya çalıştığı ittifaklar ve ikili meseleleri Avrupa Birliğiplatformuna taşıma amacı, her ne kadar Atina tarafından kabul edilmese de Türkiyeaçısından, iki ülke münasebetlerindeki diğer sorunları oluşturmaktadır.Türkiye ile Yunanistan arasında mevcut ortak tarih, bu sorunların çözümünüsadece güçleştirmekle kalmamakta, başlı başına bir mesele olarak iki ülkeilişkilerinde yerini bulmaktadır.Ancak, tüm bu sorunlara rağmen, iki ülke arasında 1930'lu yıllar ve1950'lerin ilk yarısında olduğu gibi zaman zaman yumuşama dönemleri deyaşanmıştır. 1999 yılının ikinci yarısında, iki ülke Dışişleri Bakanları smail Cem veGeorgios Papandreou'nun başlattığı ve depremlerin ivme kazandırdığı yumuşamadönemi, ülke yetkililerinin sıklıkla bir araya geldiği, krizler temelinde söylemlerindüşük tonlarda cereyan ettiği bir süreç olmuş, iki halkı birbirine yaklaştırarak, ülkelerarasındaki ekonomik ve ticari işbirliğini arttırmıştır. Bu dönemde, iki ülke açısındanikinci derecede öneme sahip konularda yapılan anlaşmalar, yüksek politika nitelikli,güvenlik ve ulusal çıkar konularını kapsayan Kıbrıs ve Ege gibi temel meselelereyansımamış, bu çerçevede yumuşama yakınlaşmaya dönüşmemiştir.1999 yılının ikinci yarısında başlayan Türk-Yunan yumuşamasının henüz birsonuca varmadığını söylemek mümkündür. Kuşkusuz, ilişkilerin devamını vederinliğini, bundan sonra tarafların izleyeceği politikalar belirleyecektir. AncakAnkara'nın Avrupa Birliği adaylığı ve bunun gereklilikleri karşısındaki son günlerdedile getirilen Yunan söylemleri, ilişkilerin yakın gelecekte tekrar gerginlik ortamınadönebileceğinin ilk sinyalleridir.ii
  • Master Thesis
    Avrupa Birliği Süreci ve Avrupa Türklerinin Türk-ab İlişkilerine Etkileri
    (2006) Kocabıyık, Hüseyin; Bal, İdris; Department of International Relations