(2021) Sarıgül, Ali Tanju; Sarıgül, Ali Tanju; Department of Public Law
20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren bilgisayar teknolojisinin gelişmesi ve internet ağının dünya genelinde çok hızlı bir şekilde yayılması, birey ve kurumları, sahip oldukları bilgi ve verileri kaydetme, koruma ve saklama konusunda tedbirler almaya sevk etmiştir. Kişisel verilerin korunması, sadece tek bir devletin gayret ve çabası ile mümkün olamayacağı anlaşılınca bu korumanın uluslararası düzeyde yapılması gereği ortaya çıkmış ve bu anlamda birçok tartışma ve çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalarda kişisel verilerin korunması, özel hayatın gizliliği hakkı çerçevesinde koruma altına alınmıştır. Fakat teknolojik gelişmelere paralel olarak kişisel verilerin korunması hakkı da o denli önemli hale gelmiştir. Dolayısıyla kişisel verilerin korunması hakkının temel hak ve özgürlükler içinde dolaylı korumadan çıkarılarak kendi adıyla doğrudan bir koruma sağlanması çalışmaları hız kazanmıştır. Kişisel veriler, bağımsız bir kanun çıkarılmadan önce uluslararası ve ulusal alanda çeşitli hukuki metinlerle koruma altına alınmıştır. Ülkemizde kişisel veriler, 2016 yılında mevzuatımıza dâhil edilen 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile koruma altına alınmıştır. Bu Kanun, kişisel verilerin korunmasıyla ilgili temel kaynaktır. Bu Kanun, kişisel verilerle ilgili suçlara ilişkin olarak '5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'na atıf yapmaktadır. Bu çalışma kapsamında, yargı kararları ve uluslararası düzenlemelerden de yararlanarak, kişisel veri kavramını açıklamak, korunmasının önemini ortaya koymak ve ülkemizdeki kişisel verilerin korunmasına yönelik ceza kanununda belirlenen adli ceza içeren düzenlemelerin incelenmesi sırasında tespit edilen eksiklik veya çelişkilerin giderilmesi için çözüm önerileri sunulmaktadır.