Sönmez, Ertan

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Sönmez, Ertan
Sönmez,E.
Sonmez E.
E.,Sonmez
Sonmez,E.
Ertan Sönmez
Sonmez,Ertan
Ertan, Sonmez
S., Ertan
E., Sönmez
Sonmez, Ertan
E.,Sönmez
E., Sonmez
Ertan, Sönmez
S.,Ertan
Job Title
Doktor Öğretim Üyesi
Email Address
ertan.sonmez@atilim.edu.tr
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output

4

Articles

0

Citation Count

0

Supervised Theses

4

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 4 of 4
  • Master Thesis
    Zemin-yapı etkileşiminin binalar üzerindeki etkilerinin modellenmesi üzerine bir çalışma
    (2019) Sönmez, Ertan; Sönmez, Ertan; Civil Engineering
    Zemin-yapı etkileşimi, inşaat mühendisliği uygulamalarındaki çoğu binanın tasarımında genellikle göz önüne alınmaz. Zemin-yapı etkileşiminin bina doğal periyodunun uzamasına sebep olmasından dolayı taban kesme kuvvetinin (ve bina üzerindeki toplam deprem yükünün) azaldığı varsayılarak, çoğu bina yapıları ve zemin koşulları için bu etkileşimin ihmal edilmesi daha güvenli sayılır ve binalar zemine ankastre mesnetlenmiş olarak tasarlanır. Bu varsayım, bazı bina yapıları ve zemin koşulları (ağır yapılar, gökdelenler, ve yumuşak zemin gibi) için geçerli değildir. Bu tezde binalardaki zemin-yapı etkileşimi, genel amaçlı bir yapısal analiz yazılımı (SAP2000) ile hazırlanmış görece basit modeller kullanılarak çalışılmıştır. İki boyutlu (2B) ve üç boyutlu (3B) bina modelleri için simetrik, 6 katlı, 6 açıklıklı moment dayanımlı betonarme bir çerçeve kullanılmıştır. Üç farklı homojen elastik zemin üzerinde üç farklı binanın (farklı dinamik karakteristiklere sahip) sismik tepkileri hesaplanmış ve zemine ankastre modellerin tepkileriyle karşılaştırılmıştır. Zemin-yapı etkileşimi iki farklı yaklaşımla modellenmiştir: (i) zemin empedans fonksiyonlarını temsil eden mesnet yayları kullanarak (altyapı yöntemi) ve (ii) zeminin üst yapı ve temel ile birlikte doğrudan modellenmesi (doğrudan analiz yöntemi) ile. Modellerde tekli temel ve radye temel olmak üzere iki tür temel dikkate alınmıştır. Modellerin sismik tepkileri zemin özelliklerine göre belirlenen ASCE 7-10 ivme spektrumları kullanılarak hesaplanmıştır. Gerçek bir deprem yer ivmesi kaydı (1940 El Centro) kullanılarak zaman tanımlı analizler ile de sınırlı bir çalışma yapılmıştır. 2B ve 3B modellerin analiz sonuçları, zemin-yapı etkileşiminin binanın doğal periyodunu uzatma etkisini net bir şekilde göstermiştir. Bu çalışmada, uygulamada yaygın olarak kullanılan zemin empedans fonksiyonlarına dayalı, zeminin mesnet yayları ile temsil edildiği modellerde (yay modelleri) binanın doğal periyodunu uzatma etkisinin doğrudan analiz modellerine göre daha az olduğu gözlemlenmiştir. Benzer şekilde, taban kesme kuvveti, kat yer değiştirmesi, kat ötelemesi ve temel oturması sonuçları incelendiğinde, doğrudan analiz modellerinde zemin-yapı etkileşiminin, yay modellerine göre daha yüksek hesaplandığı görülmüştür.
  • Master Thesis
    Binaların performansa dayalı sismik tepkisi için farklı yanal yük kalıplarının karşılaştırılması
    (2020) Sönmez, Ertan; Sönmez, Ertan; Civil Engineering
    Modern deprem yönetmelikleri, yapıların deprem yükleri altında daha gerçekçi davranışlarını belirlemek için doğrusal olmayan statik (itme) ve dinamik (zaman tanım alanı) analizlerin kullanımını gerektiren performansa dayalı tasarım yöntemlerini giderek daha fazla kullanmaktadır. Doğrusal olmayan analiz yöntemleri, dayanım ve rijitlik azalımı da dâhil olmak üzere yapıların elastik olmayan davranışlarını ve dinamik özelliklerini dikkate alır. Bilgisayarların işlem güçlerindeki gelişmeler doğrusal olmayan statik ve dinamik analizleri tasarım mühendisleri için daha erişilebilir hale getirmiş olsa da itme yöntemlerinin görece daha basit olması onları mühendislik uygulamalarında daha popüler hale getirmiştir. Bu tezde, sismik itme analizinde yaygın olarak kullanılan farklı yanal yük kalıpları incelenmiş, yapıların davranış ve performanslarına etkileri karşılaştırılmıştır. Binaların betonarme olduğu varsayılmıştır. Üç farklı bina yüksekliği (3-, 7- ve 10-katlı) ve iki farklı plan (düzenli kare plan ve düzensiz L-şekli) dikkate alınmıştır. Düzenli binalar için dolgu duvarların etkileri de incelenmiştir. Binaların sismik tepkileri dört farklı analiz yöntemi ile SAP2000 yazılımı kullanılarak hesaplanmıştır: (i) eşdeğer yanal kuvvet yöntemi kullanılarak doğrusal statik analiz, (ii) doğrusal zaman tanım alanında analiz, (iii) doğrusal olmayan statik (itme) analizi ve (iv) doğrusal olmayan zaman tanım alanında analiz. Doğrusal olmayan analizlerde, çerçeve elemanı uçlarındaki toplanmış plastik mafsallar kullanılmıştır. Kiriş elemanlarında M3 mafsalları, kolon elemanlarında P-M2-M3 mafsalları kullanılmıştır. Mafsal özellikleri FEMA-356'ya göre belirlenmiştir. Sismik yükler, binaların ASCE 7-10 yönetmeliğinde tanımlanmış olan B saha sınıfına sahip bir zemin (kayaç zemin) üzerinde olduğu varsayılarak hesaplanmıştır. Zaman tanım alanında analizler için 1940 El Centro depreminin ölçekli ivme kayıtları kullanılmıştır. Fiber (lif) mafsalların, farklı zemin sınıfının (C saha sınıfı) ve dolgu duvarların 7-katlı bina modelin sismik davranışına etkileri için sınırlı çalışmalar da yapılmıştır. Sabit ivme (Sİ), temel mod (TM) ve modal kombinasyon (MK) yöntemlerine dayalı üç farklı itme yanal yük kalıbı dikkate alınmıştır. Her analiz yöntemi ve itme yanal yük modelleri için çeşitli tepki parametreleri (performans noktaları, kat yer değiştirmeleri, kat ötemeleri, taban kesme kuvveti ve plastik mafsal konumları vb.) tüm modeller için hesaplanmış ve karşılaştırılmıştır. Bu çalışmanın sonuçlarına göre, modal kombinasyon yöntemiyle belirlenen yanal yük kalıbının genel olarak, diğer yük kalıplarına kıyasla doğrusal olmayan zaman tanım alanı analiz sonuçları ile daha iyi bir uyuşmaya sahip olduğunu görülmüştür. MK kalıbı çoklu mod şekillerinin birleşimi ile elde edilmiş bir kuvvet kalıbına dayanan görece basit bir yöntem olma avantajına sahiptir. Düzenli ve düzensiz binaların karşılaştırılmasından, üç yük kalıbının da 3-katlı düzenli binalarda genel olarak benzer itme sonuçları verdiği ve sonuçlardaki farkların kat sayısı (veya bina yüksekliği) ve düzensiz binalarda daha belirgin hale geldiği görülmüştür. Yüksek modlar, düzensiz binalarda ve yüksek binalarda dinamik tepkiye daha fazla katkıda bulunduğundan, bu binalarda itme ve doğrusal olmayan zaman tanım alanı analizleri arasındaki farklar artar. MK yük kalıbı daha yüksek modların etkilerini dikkate alabildiğinden ve dolayısıyla daha doğru ve güvenilir sonuçlar verdiği için daha uygun bir seçimdir. TM yük kalıbı, 3-katlı bina dışında düzenli binalarda daha yüksek kat yer değiştirmelerine ve ötelemelerine, düzensiz binalarda ise daha düşük kat yer değiştirmelerine ve ötelemelerine sebep olmuştur. Düzenli binalarda dolgu duvarlar, performans noktasında taban kaymasını yaklaşık %15-25 arttırarak ve karşılık gelen çatı yer değiştirmesini yaklaşık % 20-30 azaltarak düzenli binaların itme kapasitelerini arttırmıştır.
  • Master Thesis
    Mil birleşimlerinin eksenel yük altındaki davranışı
    (2023) Sönmez, Ertan; Sönmez, Ertan; Civil Engineering
    Mil birles¸imleri,basitlikleriveyapımkolaylıklarınedeniylem¨uhendislik yapılarında yaygın olarakkullanılmaktadır.Yapısaldavranıs¸larıvetasarımlarınispetenbasitol- masına ra˘gmen, ikifarklıy¨uzeyinbirbirinetemasetmesindenkaynaklanangerilme da˘gılımı aslındaoldukc¸akarmas¸ıktır.Tasarımkodlarında,milba˘glantılarının geo- metrisi genelliklenasılgelis¸tirildi˘gine ilis¸kindetaylıbilgiverilmedenbazıampirik denklemlerle sınırlandırılır.Butezde,parametriksonluelemanmodellerikullanılarak mil birles¸imlerinineksenely¨uk altındakidavranıs¸ıaras¸tırılıp,mil-delikc¸aporanı, deli˘gin eksenely¨onde dıs¸merkezli˘gi vemiline˘gilme etkileriincelenmis¸tir.Milve plaka arasındakitemasetkiles¸imi,y¨uz y¨uze penaltıtemasform¨ulasyonu ilemodel- lenmis¸tir.Milileplakaarasındakitemasıns¨urt¨unmesiz oldu˘gu varsayılmıs¸tır.Mo- dellerin do˘grulu˘gu, a˘g duyarlılı˘gı analizleriveHertz'inuyumluolmayansilindirik y¨uzeylerintemasıic¸invePersson'ınuyumlusilindiriktemaslaric¸ingelis¸tirdi˘gi anal- itik c¸ ¨oz¨umlerle kars¸ılas¸tırılarakkontroledilmis¸tir. Bu c¸alıs¸madayapılananalizlerinsonuc¸larınag¨ore, her ¨uc¸parametreninde(mil-delik oranı, deli˘gin dıs¸merkezli˘gi vemiline˘gilmesi) milba˘glantılarındaki gerilmekon- santrasyonu ¨uzerinde ¨onemli etkileriolabilece˘gi bulunmus¸tur. ˙Iki boyutlumodeller, ¨on de˘gerlendirme vemodeldo˘grulamada yararlıolsada,bazıdurumlarda ¨onemli ola- bilecek kalınlıkboyuetkilerig¨oz ardıederler;bunedenle, ¨uc¸boyutlumodellermil ba˘glantılarındaki gerilimda˘gılımının dahado˘gru temsilinisa˘glamaktadırlar.Yapılan analizler ayrıca,hemHertzhemdePersson'ınanalitikc¸ ¨oz¨umlerinin mile˘gilme et- kisinin olmadı˘gı durumlardadahak¨uc¸ ¨uk temasac¸ılarıic¸inmakulsonuc¸larverdi˘gini, ama dahab¨uy¨uk temasac¸ılarında(toplamtemasac¸ısının40 'denb¨uy¨uk olmasıgibi) Hertz'in c¸ ¨oz¨um¨un¨un sonluelemanlarc¸ ¨oz¨um¨unden uzaklas¸tı˘gını g¨ostermis¸tir.
  • Master Thesis
    Mil birleşimlerinin enine yük altindaki davranişi
    (2023) Sönmez, Ertan; Sönmez, Ertan; Civil Engineering
    Mil birleşimleri genellikle eleman veya birleşim eksenine paralel yükler için tasarlanmaktadır. Buna göre, yapı standartlarında mil birleşimleri için verilen tasarım kuralları esas olarak bu durumu dikkate alır. Bu tezde, parametrik sonlu eleman modelleri kullanılarak mil birleşimlerinin enine yük altındaki davranışı araştırılıp, mil-delik çap oranı, deliğin eksenel yöndeki dışmerkezliği ve milin eğilme etkileri incelenmiştir. Mil ve plaka arasındaki temas etkileşimi, yüz yüze penaltı temas formülasyonu ile modellenmiştir. Mil ile plaka arasındaki temasın sürtünmesiz olduğu varsayılmıştır. Modellerin doğruluğu, ağ duyarlılığı analizleri ve Hertz'in uyumlu olmayan silindirik yüzeylerin teması için ve Persson'ın uyumlu silindirik temaslar için geliştirdiği analitik çözümlerle karşılaştırılarak kontrol edilmiştir. Bu çalışmada yapılan analizlerin sonuçları, mil-delik çap oranı ve milin eğilme parametrelerinin enine yük altında olan mil bağlantılarındaki gerilme konsantrasyonu üzerinde önemli etkileri olabileceğini, deliğin eksenel yöndeki dışmerkezliğinin ise sınırlı bir etkisi olduğunu göstermiştir. İki boyutlu modeller, ön değerlendirme ve model doğrulamada yararlı olsa da, bazı durumlarda önemli olabilecek kalınlık boyu etkileri göz ardı ederler; bu nedenle, üç boyutlu modeller mil bağlantılarındaki gerilim dağılımının daha doğru temsilini sağlamaktadırlar. Yapılan analizler ayrıca, hem Hertz hem de Persson'ın analitik çözümlerinin mil eğilme etkisinin olmadığı durumlarda daha küçük temas açıları için makul sonuçlar verdiğini, ama daha büyük temas açılarında Hertz'in çözümünün sonlu elemanlar çözümünden uzaklaştığını göstermiştir.