This item is non-discoverable
Bircan, İsmail
Loading...
Name Variants
I.,Bircan
B.,Ismail
Bircan,İ.
Bircan,I.
B.,İsmail
İsmail, Bircan
I., Bircan
Ismail, Bircan
Bircan, Ismail
İ.,Bircan
B., Ismail
Bircan, İsmail
B.,Ismail
Bircan,İ.
Bircan,I.
B.,İsmail
İsmail, Bircan
I., Bircan
Ismail, Bircan
Bircan, Ismail
İ.,Bircan
B., Ismail
Bircan, İsmail
Job Title
Profesör Doktor
Email Address
ismail.bircan@atilim.edu.tr
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output
40
Articles
0
Citation Count
11
Supervised Theses
39
40 results
Scholarly Output Search Results
Now showing 1 - 10 of 40
Conference Object Citation Count: 11Analysis of Innovation-Based Human Resources for Sustainable Development(Elsevier Science Bv, 2015) Bircan, İsmail; Gencler, Funda; Public Relations and AdvertisingThe spread of innovation-based human resources will accelerate by the emergence of new business areas, knowledge, skills, and expansion of high value-added production. A research, analyzing a survey of the world's largest 500 companies indicates that 80 % of the value of a company was to create tangible assets 40 years ago whereas, today, large companies constitute 80 % of their values to property rights and high-quality of human resources. The analysis made by the OECD for countries such as USA, France, Denmark, Germany and other OECD members indicates that a relationship has been found between human resources that has grown in the field of science-technology and the development in technology and innovation. On the other hand, technical innovation has been emphasized as an important factor in human resources management. The number of studies conducted in the subjects of technological and overall innovation, human resources management and entrepreneurship has increased in recent years. In this study, innovation-based human resources analysis employed by Western and Far East Asian countries will be analysed through content analysis and the subject will be evaluated in terms of Turkey. In this study, the linear relationship between sustainable development and innovation-based human resources will be investigated. Through multiple analysis methods, innovation-based human resources analysis will be handled especially in developing countries. Training of human resources in this context will be an important opportunity for future as in the example of Japan and South Korea. This research represents a significant analysis of data carefully studied through OECD and other international resources. (C) 2015 The Authors. Published by Elsevier Ltd.Master Thesis Bankacılık sisteminde insan kaynakları yönetimi ve performans değerlendirme(2013) Bircan, İsmail; Bircan, İsmail; Public Relations and AdvertisingBu çalışma ile bankacılık sektöründeki insan kaynaklarına yönelik performans ölçme kriterlerinin belirlenmesi, bunların çalışanlar tarafından nasıl algılandığının tespiti ve iş tatminine yönelik etkilerinin tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Bu nedenle, dinamik bir süreci ifade eden performans değerlendirmenin sektörel olarak incelenmesi ve çalışanlar ve motivasyonları üzerindeki etkilerinin tespiti verimlilik ve etkinliğe önemli katkılar sağlayacaktır.Taşıdığı risk ve yoğun çalışma temposuyla diğer birçok sektördeki çalışanlardan daha ağır çalışma koşullarına sahip olan banka çalışanlarının, kendilerine uygulanan performans kriterlerine ilişkin İKY standardı geliştirilmiştir. Kurumlarda çalışanlarla yöneticilerin birlikte amaçlar saptaması, çabaların birleştirilmesi ve alınan sonuçların değerlendirilmesi için yapılan performans değerlendirme, çalışanların performansını planlamayı, değerlendirmeyi ve geliştirmeyi amaçlamakta, objektifliği, uygunluğu, güvenilirliği, iş birliği ve iletişim sağlama özelliği ile motivasyon üzerinde etkili olmaktadır.Anahtar Sözcükler:1.Bankacılık2.Performans3.Performans Değerlendirme4.Motivasyon5.İKYMaster Thesis Sağlık hizmetlerinde kamu-özel ortaklığı modeli (Bursa ili örneği)(2016) Bircan, İsmail; Bircan, İsmail; Public Relations and AdvertisingSağlık sektöründe kamu ve özel sektörün ortaklığına dayalı Kamu-Özel Ortaklığı (KÖO) yöntemi Türk sağlık sektöründe de uygulanmaya başlamıştır. Son yıllarda Türkiye sağlık sektörü büyük bir değişim göstermekte ve giderek artan şekilde KÖO'nı kullanmaktadır. Bu kapsamda çalışma Türkiye sağlık sektörü politikalarında yaşanan bu değişime odaklanmıştır. Çalışmada Türkiye sağlık altyapı yatırımlarında bir finansman yöntemi olarak KÖO politikasının politika haritalama yöntemi ile analiz edilmesi amaçlanmaktadır. Çalışmanın evrenini Bursa ili kamu hastanelerinde çalışan personel oluşturmaktadır. Örneklem seçimine gidilmeden hastanelerdeki tüm çalışanlara ulaşılmaya çalışılmıştır. Ancak 814 kişi çalışmaya katılmayı kabul etmiştir. Çalışmada veri toplama kaynağı olarak anket yönteminden faydalanılmıştır. Anket formunda yer alan sorular kaynak taraması ve uzmanların görüşleri doğrultusunda araştırmacı tarafından hazırlanılmaya çalışılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre ise; Kamu Özel Ortaklığı Modeli (KÖOM), özel sektördeki atıl sermayelerin, hastane gibi topluma yararlı yatırımların yaratılması, daha hızlı sonuç getiren, etkili ve kaliteli kamu hizmeti sunumu açısından yarar sağlamasına, kamunun finansman sıkıntısından dolayı yapılamayan yatırımlar açısından fayda sağlayacağı ve sorun çözümünde etkili olabileceği düşünülmektedir.Master Thesis Türkiye'de insan kaynakları yönetiminde bilgi güvenliği uygulamaları(2019) Bircan, İsmail; Bircan, İsmail; Public Relations and AdvertisingBilgi güvenliği, bilişim sistemlerinin hızla gelişmesi, bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımının yaygınlaşması ve 'bilgi toplumu' kavramının benimsenmesi ile önem kazanmaya başlayan bir kavram haline gelmiştir. Türkiye'de devlet desteğiyle birlikte hem kamu hem de özel kurumlar için bilgi güvenliği uygulamaları mevzuatlarda yerini almış ve uygulamaya başlanmıştır. Bünyesinde gizlilik, bütünlük ve erişebilirlik unsurlarını barındıran bilgi güvenliği, bu üç unsur çerçevesinde şekillenir. Güvenlik zafiyetinin oluşması için bu üç önemli unsurda eksiklik veya aksaklık olması söz konusudur. Bilgi güvenliğinin var olması için insan faktörü ele alınması gereken önemli bir unsurdur. Bünyesinde insan unsurunu temel alan ve bir değer olarak algılayan insan kaynakları yönetimi, çalışanların kişisel bilgilerine sahip çıkmak, bilgilerini korumak ile sorumludur. Bu nedenle, bilgi güvenliğinin sağlanabilmesi ve güvenlik zafiyetinin ortadan kaldırılabilmesi için uygulanan politikalar, insan kaynakları yönetiminin de uygulaması gereken politikalar dahilindedir. Bu tezin amacı yapılan değerlendirme sonucunda, Türkiye'de insan kaynakları yönetimi bilgi güvenliği uygulamalarının iş hayatında var olması ve güvenlik zafiyetinin oluşmaması için belirlenmesi gereken stratejiler ortaya koymaktır. Tez çalışmasında bilgi güvenliği ve insan kaynakları yönetimi alanlarında yapılmış çalışmalar, raporlar ve analizlerden faydalanılmış ve tez çalışması 413 insan kaynakları çalışanı ve yöneticisi ile yapılmış olan anket çalışması ile desteklenmiştir.İnsan kaynakları yönetiminde hem çalışanların hem de yöneticilerin bilgi güvenliği konusunda farkındalıklarının arttırılması adına eğitim ile bilinçlenmenin meydana gelmesi, insan kaynakları yönetiminde bilgi güvenliği politikası modeli oluşturulması ve bu durumların gerçekleşmesini sağlayacak çözüm önerileri bu tez çalışmasında ele alınmıştır. Anahtar Kelimler: Bilgi güvenliği, güvenlik zafiyeti, insan kaynakları yönetimi, bilgi güvenliği uygulamaları.Master Thesis Kamu sektöründe çalışan motivasyonu ve iş doyumunda yönetici algısı(2021) Bircan, İsmail; Bircan, İsmail; Public Relations and AdvertisingMotivasyon ve iş doyumu kavramları; çalışan bireylerin istek ve ihtiyaçlarının yöneticiler tarafından karşılanarak, kurumsal amaçların gerçekleştirilmesi amacıyla yönlendirilmesi olarak belirtilebilir. Bireylerin motivasyonunu sağlayacak faktörleri anlayabilmek çok önemlidir. Çünkü bu faktörler tespit edildiği zaman, bireylerin de etkin bir şekilde motivasyonu sağlanabilecektir. Bu çalışma; kamu sektöründe çalışan motivasyonu ve iş doyumunda yöneticini algısının belirlenebilmesi amacı ile gerçekleştirilmiştir.Araştırma TCDD Taşımacılık A.Ş.' de çalışan 311 birey ile gerçekleştirilmiştir.Katılımcılar basit tesadüfi yöntemi ile seçilmiştir. Veri toplama aracı olarak anket tarama yönetimi kullanılmıştır. Anket üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, katılım sağlayan bireylerin demografik özellikleri ile ilgili, ikinci bölümde motivasyon ölçeği ve üçüncü bölümde ise iş doyumu ölçeği ile ilgili toplam 59 soru ve ifadeden oluşmaktadır. Anket sonucunda elde edilen veriler SPSS (Statistical Package For Social Sciences) programı kullanılarak analiz edilmiştir.Yapılan analiz sonuçlarına göreçeşitli değerlendirmeler yapılmış ve elde edilmiş olan sonuçlar yönünde araştırmacılara ve araştırmanın yürütüldüğü kuruma önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Sözcükler Motivasyon, İş Doyumu, YöneticiMaster Thesis Okul yöneticiliği yolunda kadın öğretmenlerin karşılaştıkları kariyer engelleri: Bir uygulama(2015) Bircan, İsmail; Bircan, İsmail; Public Relations and Advertisingİş hayatında kadınların ve erkeklerin daha iyi yapacakları kabul edilen birtakım meslekler vardır. Kadınların ebe, hemşire, öğretmen gibi meslekler için daha uygun oldukları düşünülürken, yöneticilik ise erkeklerin daha iyi yapabilecekleri, onlara özgü bir meslek olarak düşünülmektedir. Kadınlar da, kendi açılarından rutin çalışmayı gerektiren ofis işlerinde, öğretmenlik, hemşirelik gibi yarı profesyonelleşmiş mesleklerde çalışmayı uygun görmektedir. Kadınlar geleneksel ev işlerine yakın olan hizmet sektörlerinde daha yoğun olarak çalışmakta iken yöneticilik, askerlik, hakimlik, müfettişlik gibi işlerde daha çok erkekler çalışmaktadır. Sonuç olarak, kadınlar daha düşük statülü işlerde daha yoğun çalışmakta ve ayrıca bu işlerde yükselme fırsatını yakalayamamaktadır. Kadının toplumsal hayat içerisinde yüz yüze kaldığı sorunlar bütün dünyada farklı ölçekler göstermektedir. Günümüzde gelişmiş olarak nitelendirilen ülkelerde dahi kadınlar hem aile hem de iş hayatında pek çok sorun ile karşı karşıya gelmektedir. Buna ek olarak çalışma hayatının dışında da kendilerine ağır sorumluluklar yüklenmektedir. Bu sorumluluklar birtakım kariyer engellerini de beraberinde getirmektedir. Bu araştırmanın amacı, Kayseri ilinin Talas ilçesinde bulunan resmi ilköğretim okullarında çalışan yönetici ve öğretmen görüşlerine göre, kadın öğretmenlerin kariyer engellerinin neler olduğunu tespit etmektir. Bu bağlamda toplamda 200 öğretmene anket uygulanmıştır. Anket sonuçlarına göre kadın öğretmenlerin yönetici olmaya çok gönüllü olmamakla beraber, çalışmada bahsi geçen kariyer engellerini genel itibariyle kabul etmedikleri görülmektedir. Bu da geçmişten gelen kalıplaşmış algıların pozitif yönde değişmekte olduğunu gösteren umut verici bir göstergedir. Anahtar Kelimeler: Kadın, Öğretmen, Kariyer engelleri.Master Thesis Hemşirelerin Stres ve Motivasyon Analizi (dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Ulus Devlet Hastanesi Örneği)(2014) Güleşen, Yunus; Bircan, İsmail; Bircan, İsmail; Public Relations and AdvertisingBu araştırma, sağlık hizmetlerinin sunumunda önemli bir rol üstlenen hemşirelerin stres ve motivasyon durumlarını ile stres motivasyon ilişkisini saptamak, kurumların amaçlarına ulaşmada en büyük sorun olan personeli etkileyen olumsuzlukları ortadan kaldırmak, fayda sağlayacak stratejiler geliştirmek, personelin etkin ve verimli çalışmasına katkı sağlamak amacıyla yapılmış tanımlayıcı bir çalışmadır. Araştırmanın örneklemini Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim Araştırma Hastanesinde görev yapan 116 hemşire ile Ankara Ulus Devlet Hastanesinde görev yapan 35 hemşire olmak üzere toplam 151 hemşire oluşturmaktadır. Araştırma verileri kaynak taraması yapılarak ve araştırmaya katılan hemşirelerle yüz yüze yapılan görüşmelerde anket yöntemi kullanılarak elde edilmiştir. Ankette Richardson tarafından geliştirilmiş olan 44 sorudan oluşan ''Stres Kaynağı Ölçeği'' ile Barbuto ve School tarafından geliştirilmiş olan 30 sorudan oluşan ''Motivasyon Kaynakları Envanteri'' kullanılmıştır. Verilerin analizinde sayı, yüzde, Kruskal Wallis testi ve Pearson Korelasyon katsayısı kullanılmıştır. Araştırmada hemşirelerin %56.3'ünün sosyal stres vericiler yönünden, %49'unun işle ilgili stres vericiler yönünden hastalık geliştirme olasılığı olduğunu, %51'inin kendini yorumlama biçiminden kaynaklanan stres vericiler yönünden hastalık geliştirme eğiliminde olduğu ve %45'inin fiziki çevreden kaynaklanan stres vericiler yönünden hastalık geliştirme olasılığı oldukça yüksek olduğu belirlenmiştir. Hemşirelerin cinsiyeti ile sosyal stres vericiler, çocuk sayısı ile fiziki çevreden kaynaklanan stres vericiler ve meslekteki toplam hizmet süresi ile kendini yorumlama biçiminden kaynaklanan stres vericilere ait puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Hemşirelerin cinsiyeti ile hedef içselleştirme alt grubu, haftalık çalışma süresi ile iç güdüsel süreç alt grubu, ek gelir durumu ile araçsal süreç alt grubu, iç güdüsel süreç alt grubu ve dış benlik kavramı alt grubu puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Araştırmadan elde edilen bulgular sonucunda stresi azaltıcı ve motivasyonu arttırıcı faktörler konusunda önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: 1. Hemşire 2. Stres 3. MotivasyonMaster Thesis Seçmen Davranışlarını Etkileyen Faktörler ve Seçmenlerin İkinci Parti Tercihleri(2021) Çelik, Erhan; Bircan, İsmail; Bircan, İsmail; Public Relations and AdvertisingSeçmenlerin oy verme davranışları 1900'lü yılların başından itibaren araştırılan bir konudur. Bu konuda yapılan araştırmalar çoğunlukla oy verme davranışını etkileyen faktörler üzerine olmuştur. Bu çalışmanın temel amacı, seçimlerde seçmenlerin oy verme davranışlarını etkileyen faktörlerle birlikte ikinci parti seçimlerinin nasıl olduğunu araştırmaktadır. Literatürde seçmenlerin ikinci parti tercihlerinin nasıl şekillendiğine yönelik araştırmayla karşılaşılamaması, bu araştırmanın önemini artırmaktadır. Nicel araştırma yönteminin kullanıldığı bu çalışmada anket yöntemi ile veri toplanmıştır. Ankara ilinde yaşayan seçmen kitlesi ile anket çalışması yapılmış, elde edilen veriler istatistiksel analizlere tabi tutulmuştur. Yapılan analizler sonucunda seçmenlerin büyük bir çoğunluğunun yeni parti kurulmasına sıcak bakmadığı, buna karşılık partilerin lider değişikliğine gitmelerini gerekli gördüğü tespit edilmiştir. Ayrıca ikinci parti tercihi yapma noktasında seçmenlerin büyük bir çoğunluğunun birinci partilerinin görüşlerine uygun bir başka partiyi ikinci parti olarak gösterdikleri, diğer bir ifadeyle ideolojik yaklaşımlarının parti seçiminde ön planda olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ulaşılan önemli sonuçlardan birisi ise seçmenlerin büyük bir çoğunlukla oy verme davranışlarını bilinçli bir şekilde yaptıkları, istedikleri adayın ve benimsedikleri görüşün seçilebilmesi amacıyla oy verdikleri sonucudur.Master Thesis Bölgesel Kalkınmada Yeni Bir Model: Kalkınma Ajansları ve Türkiye'de Uygulanabilirliği(2007) Kaya, Kılıç; Bircan, İsmail; Bircan, İsmail; Public Relations and AdvertisingÖZETUlusal kalkınmanın, çeşitli toplum kesimleri ve bölgeler arasında dengeli bir işbölümü ilegerçekleştirilmesi ve buna paralel olarak kalkınmanın getirilerinin de kesimler ve bölgeler arasındadengeli dağılımı hükümet programları ve kalkınma planlarının en öncelikli konuları arasında yeralmıştır. Ekonomik refahın, toplum kesimleri ve iller, bölgeler arasında, kısacası mekanda dengelidağılımının sağlanması, günümüz toplumlarında sosyal devlet anlayışının bir gereği olarak ortayaçıkmaktadır. Bu politika, aynı zamanda ekonomik ve sosyal uyum ile toplumsal istikrarın önemliunsurları arasında yer almaktadır.Günümüzün gelişmiş toplumlarında, genel büyüme oranı ve ortalama gelir düzeyi kalkınmışlığıntek göstergesi olarak görülmemektedir. Artık bu gelirin nasıl bir yapıda, hangi kesimlerin katkısıylaüretildiği ve kesimler arasında ve mekanda nasıl dağıldığı da gelişmişlik göstergeleri arasındazikredilmektedir. Ayrıca, büyümenin ve gelişmenin sürdürülebilirliği bu hususları dikkate alan biryönetim ve üretim yapısının varlığıyla doğru orantılı görülmektedir. Dengeli dağılımı dikkate almayanyönetim anlayışı ve politikaları, sadece sosyal adaletten uzaklaşmış olmamakta, aynı zamanda istikrarıtemin etmekte de zorlanmakta ve sürdürülebilir bir gelişme performansı yakalayamamaktadır.Türkiye AB'ye giriş süreciyle birlikte uzun yıllardır uygulamakta olduğu teşvik sistemi üzerineoturan bölgesel gelişme politikalarını terk ederek yeni bir uygulama içine girme aşamasındadır. AB'ninbütün aday ülkelere benimsettiği bu yeni yaklaşım; sermayeyi, özel sektörü ve bölgesel rekabeti önplanda tutmaktadır. Bu yeni yaklaşımın temel kurumu Bölgesel Kalkınma Ajanslarıdır. Bölgeselgelişme farklarını ortadan kaldırmayı amaçlayan Bölgesel Kalkınma Ajanslarının ana amacı; hizmetlervererek bölgedeki ekonomiyi canlandırmak, bölgesel yatırımları artırmak, bölge halkının kalkınmayakatılımını sağlamaktır.Küreselleşme ve bilgi toplumuna geçiş sürecinde dünyada yaşanan hızlı ve çok yönlü yapısaldeğişimler sosyal, ekonomik ve yönetsel yapıların da yeniden yapılanma sürecini beraberindegetirmiştir. Küreselleşme süreci, ekonomik rekabete hız kazandırarak, bölgesel ve yerel ekonomilerin deküresel ekonomide birer aktör olarak yer almasını sağlamıştır. Küreselleşme ve beraberinde gelenyeniden yapılanma süreçleri, başta Batılı ülkeler olmak üzere birçok ülkede, yerel/ bölgesel düzeydeyeni düzenleme mekânizmalarının oluşmasına, yasal düzenlemelerin yapılmasına ve yeni yerelekonomik gelişme kurumlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu durum ?yeni bölgeselleşme?kavramı altında ele alınmaktadır.Kırsal kalkınma açısından; kırsal alanda istihdamın artırılması, insan gücü kaynaklarınıngeliştirilmesi, kırsal nüfusun gelirini artırıcı ekonomik faaliyetlerin desteklenmesi, yaşam kalitesininiyileştirilmesi, etkili örgütlenme ve sivil toplum örgütlerinin kalkınma sürecine katılımlarını artırıcıtedbirlerin alınması gereklidir.Ülkemizde de, yeni bölgeselleşme ve beraberinde getirdiği kavramların yerel/ bölgesel gelişmepolitikalarına olan etkileri son dönemde daha net görülmeye başlanmıştır. Bu kapsamda Tezin başlıcaamacı; yeni bölgeselleşme akımının ve bu akımla beraber ortaya çıkan yeni kavramların Türkiye'ninyerel/bölgesel gelişme politikalarına özellikle ?Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu veGörevleri Hakkında Kanun Tasarısı?na ne derece etkisi olduğunu anlaşılır kılmak olacaktır.Kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğini geliştirmek, kaynaklarınyerinde ve etkin kullanımı sağlamak ve yerel potansiyeli harekete geçirmek sureti ile, ulusal kalkınmaplanı ve programlarda öngörülen ilke ve politikalara uyumlu olarak bölgesel gelişmeyi hızlandırmak,sürdürülebilirliğini sağlamak, bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak amacı ilehazırlanan Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında 5449 sayılı Kanun08.02.2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.Kalkınma Ajanslarının kurulup faaliyete geçebilmeleri için ihtiyaç duyulan ikincil mevzuatçalışmaları devam etmektedir. Bu çerçevede Kalkınma Ajanslarının Çalışma Usul ve Esasları HakkındaYönetmelik, Kalkınma Ajansları Personel Yönetmeliği ve Kalkınma Ajansları Bütçe ve Muhasebeyönetmeliği çıkarılmıştır.Kalkınma Ajanslarının kuruluş çalışmaları da başlanarak, 06.08.2006 tarihli Resmi Gazetedeyayımlanan 2006/10550 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Adana İli merkez olmak üzere Adana veMersin illerini kapsayan Çukurova ve İzmir İlini kapsayan İzmir Kalkınma Ajansı kurulmuştur.iiiMaster Thesis Türkiye Enerji Politikaları Üzerine Bir İnceleme(2014) Ensaroğlu, Erkam Cüneyd; Bircan, İsmail; Bircan, İsmail; Public Relations and AdvertisingBu çalışma, Türkiye'nin enerji politikalarını incelemek amacıyla yapılmıştır. Konuyla ilgili literatür ve arşiv taramasının yanı sıra, ilgili aktörlerle derinlikli mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Sahip olduğu kaynaklar, enerji ihtiyacını karşılayamadığı için Türkiye, enerjide dışa bağımlı bir ülkedir. Üretici ve tüketici ülkelerin arasında bir konuma sahip olduğundan, enerji koridoru ve enerji üssü olmak istemektedir. Bunun yanı sıra, enerji kaynaklarında çeşitlendirmeye giderek dışa bağımlılığı azaltmayı hedeflemektedir. Türkiye'nin alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yatırımları olumlu olmakla birlikte, dışa bağımlılığı azaltabilmek için atması gereken başka adımlar da bulunmaktadır. Alternatif ve yenilenebilir enerji için yapılan yatırımlara ilişkin ar-ge çalışmalarını sürdürmek zorunda olan Türkiye, enerji ithalatı yaptığı ülkeleri çeşitlendirse dahi, söz konusu yatırımlarda yerli kaynakların payını yüksek tutmaması halinde, dışa bağımlılıktan kurtulamayacaktır.