Eliküçük Yıldırım, Nilgün

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Elikucuk Yildirim, Nilgun
Nilgün Eliküçük Yıldırım
Eliküçük Yıldırım,N.
Eliküçük Yildirim N.
Nilgun, Elikucuk Yildirim
E., Nilgün
Eliküçük Yıldırım, Nilgün
Elikucuk Yildirim,N.
E. Y. Nilgun
N.,Elikucuk Yildirim
Nilgün, Eliküçük Yıldırım
N.,Eliküçük Yıldırım
E.,Nilgün
E. Y. Nilgün
E.Y.Nilgün
E.,Nilgun
E., Nilgun
N., Eliküçük Yıldırım
Elikucuk Yildirim,Nilgun
N., Elikucuk Yildirim
Yildirim, Nilgun Elikucuk
Yıldırım, Nilgün Eliküçük
Job Title
Doçent Doktor
Email Address
nilgun.eyildirim@atilim.edu.tr
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output

33

Articles

10

Citation Count

25

Supervised Theses

23

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 33
  • Master Thesis
    Kuşak ve Yol Girişiminin Türkiye-çin İlişkilerine Etkileri
    (2024) Er, İsmail Bora; Yıldırım, Nilgün Eliküçük; Energy Systems Engineering
    Çin tarafından 2013 yılında ilan edilen 'Kuşak ve Yol Girişimi' küresel ticaret ağlarının yeniden şekillenmesini amaçlayan bir girişim olarak karşımıza çıkmaktadır. Girişim aynı zamanda son yüzyılın büyüyen gücü olan Çin'in bölgesel ve küresel ölçekte kalkınmadan beslenen yeni bir dış politika yaklaşımı olarak değerlendirilmektedir. Çin'in girişim kapsamında iş birliklerini ve ilişkilerini arttırmak istediği Asya, Avrupa ve Afrika ülkelerinin girişim içerisindeki konumları ve rolleri Kuşak ve Yol Girişiminin, Çin dış politikası üzerinde yarattığı değişimin göstergesidir. Bu bağlamda girişimin sürdürülebilirliği ve uygulanabilirliği noktasında kritik öneme sahip Türkiye Cumhuriyeti, Çin için önemli bir ortak olarak görülmektedir. Bu bağlamda tezin konusu 2015-2024 yılları arasında KYG kapsamında gelişen Türkiye Çin ilişkileridir. Türkiye-Çin ilişkileri üzerine ekonomik, siyasi ve diplomatik iş birliği alanları da dahil olmak üzere hem Türkçe hem İngilizce yazın oldukça kısıtlıdır. Bu yüzden çalışmanın amacı bu kısıtlı literatüre KYG ile gelişen ikili ilişkilerin ekonomik, siyasi, diplomatik dinamiklerini detaylı ele alarak katkı sağlamaktır. Ancak gelişen ilişkilerin daha iyi analiz edilebilmesi için Türkiye-Çin ilişkilerine tarihsel perspektiften bakılarak incelenmesi gerekmektedir. İki ülke arasında ki ilişkilerin şekillenmesinde önemli bir yeri olan Uygur meselesinin gerek Kuşak ve Yol Girişimi sürecinde, gerekse tarihsel süreçte etkilerine çalışma içerisinde yer verilmiştir. Çalışmanın argümanı KYG kapsamında hayata geçirilen ikili iş birliklerinin sorun ve fırsat alanlarının sadece son dokuz yıldaki dinamiklerle ve ekonomik verilerle açıklanamayacağı, bu yüzden ikili ilişkileri oluşturan dinamiklerin tarihsel ve politik arka planlarını da analiz etmenin büyük önem arz ettiğidir. Bu yüzden tezin ana bölümleri 2015-2024 yılları arasını ele almakla birlikte, bu zaman aralığındaki ilişkilere zemin hazırladığı düşünülen tarihsel ilişkiler kısmı ayrı bir bölüm olarak ele alınmıştır.
  • Article
    Turkey in Between the Eu and China: From Europeanization To Cooperation With China
    (Routledge Journals, Taylor & Francis Ltd, 2023) Yilmaz, Gozde; Yildirim, Nilgun Elikucuk; International Relations; Energy Systems Engineering
    Turkey has been on the path of EU membership since the 2000s, and the democratization process was well underway during the initial years of its candidacy. However, this trend was reversed substantially, with Turkey growing increasingly authoritarian during the 2010s. This substantial democratic backsliding has led to increasing authoritarian cooperation with the authoritarian powers on the rise, one of which is China, whose increasing engagement and cooperation with Turkey marked an alternative gravity centre for Turkey to be pulled by. This article argues that Turkey, in line with the worsening domestic authoritarianism, has been engaging with the authoritarian powers for survival rather than engaging with the EU, which provided legitimacy to the rule of the AKP during the initial years of its rule.
  • Article
    Authoritarian Diffusion or Cooperation? Turkey's Emerging Engagement With China
    (Routledge Journals, Taylor & Francis Ltd, 2020) Yilmaz, Gozde; Elikucuk Yildirim, Nilgun; International Relations; Energy Systems Engineering
    With the recent trend of autocratization in the world, scholars have begun to focus on authoritarian diffusion, cooperation, and autocracy promotion. Despite still being at an early stage theoretically and empirically, this expansion of diffusion literature has informed us about the possibilities of authoritarian diffusion and cooperation. In contrast to the recent focus on regional patterns of authoritarian diffusion and cooperation, this article explores a global process of authoritarian cooperation between Turkey and China. Focusing on the growing economic and political linkages between Turkey and China, we argue that, rather than authoritarian diffusion or autocracy promotion from China to Turkey, the increasing pragmatic cooperation among authoritarian states is the new game in town, shaped by interest-driven calculations to bolster power internally and internationally.
  • Master Thesis
    Çin Yatırımlarının Demokratik Kongo Cumhuriyeti (drc), Etiyopya ve Kenya Üzerindeki Etkisi: Karşılaştırmalı Bir Çalışma
    (2024) Mehmood, Fahad Yasın; Yıldırım, Nilgün Eliküçük; Energy Systems Engineering
    Çin'in Afrika'ya yönelik doğrudan yatırımları (FDI), birçok Afrika ülkesini ekonomik olarak dönüştürmüştür. Çin, madenlere, yollara, demiryollarına, telekomünikasyona ve enerjiye yatırım yaparak birçok ülkenin hızlı gelişimine katkıda bulunmuştur. Kuşak ve Yol İnisiyatifi kapsamında Çin, Afrika ülkelerine bağlantıyı artırmak ve Çin ile ticareti güçlendirmek amacıyla çeşitli finansman ve teknik destekler sağlamaktadır. Ancak, birçok Afrika ülkesinde Çin'in kredilerinin ve yatırım modellerinin etkisi konusunda endişeler bulunmaktadır. Bu nedenle, araştırma Çin'in DRC, Kenya ve Etiyopya'daki yatırımlarının etkisini inceledi. Karşılaştırmalı analiz araştırma yöntemi kullanılarak, ekonomik raporlar, hakemli makaleler ve diğer güvenilir internet kaynakları, Çin'in yatırım modellerini karşılaştırmak ve bu modellerin DRC, Etiyopya ve Kenya ekonomileri üzerindeki etkilerini değerlendirmek için gerekli bilgileri sağladı. Araştırma, Çin'in DRC'deki odak noktasının genellikle çıkarılabilir sektör olduğunu buldu; burada Sicomines Anlaşması'nı imzalayarak DRC'nin kobalt ve bakır madenleri üzerinde önemli kontrol sağlamıştır. Anlaşma, Çin'e DRC'nin altyapısına yatırım yapma zorunluluğu getirse de, bu tür yatırımların madencilikten elde edilen kazançlarla orantılı olmadığı görülmektedir. Kenya ve Etiyopya'da ise Çin, ülkelerin altyapısının modernizasyonunu ve gelişimini finanse etmiştir. Bu nedenle, Çin, bu iki ülkede hızlı ekonomik büyümenin sorumlusu olmuştur. Bu bağlamda, makale Çin'in DRC, Etiyopya ve Kenya'daki FDI yaklaşımlarının karışık sonuçlarını doğrulamıştır. Anahtar Sözcükler: FDI, Borç Bağımlılığı, Çıkarılabilir Sektör, Altyapı, Özel Ekonomik Bölgeler (SEZs)
  • Master Thesis
    Neoliberal Perspektifte Çok Uluslu Servis Sağlayıcıları ile Uluslararası Ortaklaşa Çalışmanın Değerlendirilmesi, Avrupa Konseyi Siber Suç Konvansiyonu'nun Sınır Aşan Suçlarla Mücadelede Rolü ve Etkisi
    (2021) Akıllı, Fatma Akın; Yıldırım, Nilgün Eliküçük; Energy Systems Engineering
    Avrupa Konseyi tarafından çok sayıda ülke ve uzman grubunun katkılarıyla hazırlanan ve 2021 yılı itibari ile uluslararası alanda 20. yılını tamamlamakta olan, Siber Suç Konvansiyonu ya da bir diğer deyiş ile Sanal Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesi hazırlandığı yıldan bu yana uluslararası arenada bilişim suçlarına odaklanmış en çok paydaşa sahip olan anlaşmadır. Bunun yanı sıra paydaşlardan oluşan Uzmanlar Grubu'nun zamanla değişen suç trendlerine yönelik çalışmaları ile her zaman diliminde yaşayan bir anlaşma olarak varlığını devam ettirmektedir. Bilişim suçlarının bir diğer deyişle siber suçların tarihi internetin ortaya çıkmasına dayanmaktadır. İnternetin sanal ortamının kullanıcılara sağladığı avantajlar suçlular tarafından kötüye kullanılmakta ayrıca anonim olmanın sağladığı gizlenebilecek olma yanılgısı siber suçların yıkımının artmasına neden olmaktadır. Çok uluslu servis sağlayıcılarının kullanıcılarına sunduğu neredeyse maliyetsiz olan sınırsız ve anında iletişim/etkileşim şahısların anonim olabilme avantajı ile birleştiğinde bu platformlarda suçların artmasına neden olmaktadır. Suçun önlenmesinde, suç ve suçlu ile mücadele edilmesinde ve ortaya çıkan suçların arkasındaki anonim aktörlerin belirlenmesinde dijital kanıtların önemi artmakta ve bu durum ülkeleri birbirine bağımlı hale getirmektedir. Servis sağlayıcılar tarafından güvenli bir platforma sahip olmak önem kazanırken, ülkeler için bu durum vatandaşlarının korunabilmesi, ulusal güvenliğin sağlanabilmesi ve suçtan kaynaklanan ekonomik kayıpların önlenmesi önem kazanmaktadır. Ayrıca elektronik delillerin toplanması gerekliliği bu şirketler ile uzman polis birimleri arasında uluslararası çalışmayı gerekli kılarken, aynı zamanda uluslararası arenada yaşanan politik gerilimler soruşturmaların aksatılmasına ve hatta bazı durumlarda davaların kapatılmasına neden olmaktır. Bu kapsamda çok sayıda paydaşın dahil olduğu uluslararası anlaşmaların önemi her geçen gün artmaktadır. Anahtar Kelimeler: Siber suç, siber güvenlik, çok uluslu servis sağlayıcı, Avrupa Konseyi, Sanal Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesi
  • Master Thesis
    Irak-iran İlişkileri: 1980-2018
    (2019) Mıshaal, Husseın Abdullah; Yıldırım, Nilgün Eliküçük; Energy Systems Engineering
    Bu tez çalışması, 1980 yılından günümüze Irak ve İran devletleri arasındaki siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkiler noktasında ortaya çıkan krizleri anlamlandırmayı hedeflemektedir. Bu bağlamda her iki devletin rejimleri, etnik, dini ve mezhepsel yapıları göz önünde bulundurularak analiz yapılmıştır. Irak'ın yaklaşık bin kilometre kara sınırına sahip olduğu İran devletiyle ilişkileri geçmişten günümüze dönemsel olarak farklılık göstermiş, kimi zaman ortak çıkar ekseninde hareket edilmiş, kimi zaman ise çıkarların çatışması çerçevesinde hem bölgesel hem de küresel düzeyde problemlere neden olmuştur. Dünya'nın en büyük petrol ve maden rezervlerine sahip olan bu devletler, tarih boyunca bir çok medeniyete ev sahipliği yapmanın yanı sıra, uluslararası aktörlerinde dönem dönem çatışma sahası olmuş ve uluslararası hegemonyalarını kanıtlama yolunda söz konusu bölgede güç mücadelesine girerek arkalarında bıraktıkları kan ve gözyaşlarıyla bu ülkeleri ve bölgeyi istikrarsızlığa sürüklemişlerdir. 1980 yılından günümüze İran ve Irak devletleri arasında süregelen ilişkiler literatürde genel olarak körfez savaşlarına, bölgesel ve uluslararası aktörlerin tutumlarına veya iki devlet arasında çıkan bu savaşa yaklaşımlarına odaklanmaktadır. Bu minvalde; tez çalışmasında, 1980 yılı ve sonraki dönemin seçilmesinin temel nedeni, hem tarihsel açıdan uluslararası güç mücadelesinin en yüksek seviyede yaşandığı yıllar olmasından hem de takip eden süreci etkilemesinden kaynaklanmaktadır. Nitekim söz konusu dönemde Ortadoğu bölgesinin kaderini derinden etkileyen olayların; hem iki ülke arasında, hem bölgesel anlamda hem de küresel anlamda yaşanmış olması bu düşünceyi; bir retorik ötesinde kanıtlar mahiyettedir. Buradan hareketle uluslararası akademi literatürüne mütevazı bir katkı yapmak amaçlanmıştır. Bu bağlamda tez çalışmasının ilk bölümünde; tarihsel perspektiften Irak ve İran devletlerinin ilişkileri yaşadıkları temel problemler çerçevesinde analiz yapılacak, ikinci bölümünde; söz konusu dönemin iki önemli aktörü olan Nuri el-Maliki ve Tarık el-Haşimi'nin Irak'ın İran'a yönelik dış politika davranışlarındaki etkileri ortaya ii koyulacak; üçüncü bölümünde ise 1980 yılından günümüze Irak ve İran devletleri arasında yaşanan beş temel sorun ele alınarak ilişkiler analiz edilecektir. Nihayetinde sonuç bölümünde ise 1980 yılından günümüze Irak-İran ilişkileri söz konusu bölümlerde yapılan analizler çerçevesinde anlamlandırılacaktır. Anahtar Kelimeler: Irak, İran, Körfez Savaşı, Nuri El Maliki, Tarık El Haşimi
  • Master Thesis
    Otoriter istikrar: İran rejiminin hayatta kalmasında uluslararası işbirliğinin rolü
    (2023) Lesanı, Fatemeh; Yıldırım, Nilgün Eliküçük; Energy Systems Engineering
    Otoriter rejimlerin yükselişi, bu rejimlerin demokratikleşme baskılarına karşı direnerek uzun süre hayatta kalmasını araştıran yeni bir araştırma dalgası yaratmıştır. Bu çalışmalar çoğunlukla demokratik kurumların rolü üzerine odaklanırken, bu tezin amacı otoriterliğin direncini güçlendiren mekanizmaları inceleyerek otoriter rejimlerin farklı şekillerini analiz etmek için bir konfigüratif yaklaşım belirlemektir. Böylece farklı otokratik rejimlerin mekanizmalarını kullanarak nasıl varlıklarını sürdürdüklerini, neden bu stratejilerin bazı rejimler için diğerlerinden daha önemli olduğunu ve bu ülkelerde demokratikleşmenin neden başarısız olduğunu analiz etmeyi amaçlamıştır. Bu tez için nitel analiz ve vaka analizi olmak üzere iki temel araştırma stratejisi belirlenmiştir. İran'ın bölge olarak seçilmesinin sebebi bölge istikrarsızlaştırılmasında önemli bir rol oynayan en karmaşık rejimlerden birine sahip olmasıdır. Bu tezin kavramsal çerçevesi, empirik bulgularla desteklenmektedir. Bu bulgular, otoriter liderlerin ortak eylem, halk hareketliliği, muhalefet partisi adayları ve toplumsal huzursuzluk gibi tehlikeli koşulları hafifletmek için işbirliği, baskı ve meşrulaştırmayı nasıl kullandığını değerlendirmekle kalmaz, aynı zamanda özellikle otokratik rejimler arasındaki belirli farklılıklara rağmen, otoriterlik propagandasını desteklemek için nasıl birbirlerini desteklediklerini gösterir. Bu tez ile; İran kurumlarının, rejime karşı içerideki konumunu koruma imkanı verdiği, ancak en sert baskılar altında bile İran İslam Cumhuriyeti'nin varlığını sürdürebilmesini sağlayan uluslararası otoriter desteğin etkili olduğu sonucuna varılmıştır. Anahtar Sözcükler: Otoriterlik, otoriter direnç, İran, meşruiyet, uluslararası işbirliği
  • Article
    Çin’in Avrasya Rüyası Olarak İpek Yolu Ekonomik Kuşağı: Ortak Kimlik mi Ortak Korku Mu?
    (2019) Yıldırım, Nilgün Eliküçük; Energy Systems Engineering
    İpek Yolu Ekonomik Kuşağı Çin’in Avrasya Ekseni stratejisinin anahtar bileşenidir. Bu çalışmada Çin’in Avrasya Ekseni stratejisi, sosyal kimlik teorisi perspektifinden bir yaratıcılık stratejisi olarak ele alınmıştır. Çin, yaratıcılık stratejisinde başarılı olabilmek için, İpek Yolu Ekonomik Kuşağı ülkeleriyle Çin Rüyası üzerinden ortak bir grup kimliği oluşturmaya çalışmaktadır. Fakat Çin Rüyası, Orta Asya Türk Toplumları ve Uygurlar tarafından ortak bir kimlik olarak algılanmamaktadır. Orta Asya Devletleri, Çin’in bölgedeki varlığını, ekonomik ve jeo-stratejik olarak olumlu karşılarken, Çinli göçünün yol açacağı demografik değişimlerden ve kültürel etkiden korkmaktadırlar. Bu yüzden, Çin Rüyası, İpek Yolu Ekonomik Kuşağında yer alan Türk toplumlarının ortak kimliğinden ziyade ortak korkusudur. Bu korku uzun vadede girişimin başarısını engelleyecek en önemli faktörlerden biridir
  • Master Thesis
    Afganistan'da Abd ve Nato Varlığı Arasında Afganistan ve Çin İlişkileri
    (2021) Ibrahimkhil, Mohd Yousuf; Yıldırım, Nilgün Eliküçük; Energy Systems Engineering
    Afganistan, Güney Asya ile Orta Asya arasında stratejik bir kuşakta yer almaktadır. Stratejik konumu, komşu ülkeleri ve büyük güçleri cezbetmektedir. Tarihi açıdan bakıldığında Afgan halkının yerleştiği bölgede çok sayıda mücadele, savaş ve çatışma yaşamıştır. Bu nedenle, bu gekilmeler istikrarsızlığa, güvensizliğe neden olmuş, bu da bölgeyi olumsuz etkilemiştir. Afganistan, Sovyetler Birliği'nden ABD ve NATO'ya kadar birçok yabancı güçle karşı karşıya kalmıştır. Çin'in bu denklemde farklı bir konumu bulunmaktadır. Afganistan-Çin ilişkileri 1955 yılında diplomatik bağlarla tesis edilmiştir. 1955'ten önce coğrafi, ekonomik ve stratejik nedenlerle iki ülkenin resmi bağları bulunmamktaydı. İlişkilerin kurulmasından bu yana her iki ülkedeki siyasi değişiklikler, ülke politikalarının yolunu değiştirmekte ve ilişkileri etkilemektedir. Özellikle, Çin'in batısındaki komşularıyla ilişkilerini geliştirmeye yönelik yeni yaklaşımı olan Batı Kalkınma Stratejisi, ilişkileri canlandırmaktadır. Bu bağlamda, bu tez Afgan-Çin siyasi, ekonomik, ticari, kültürel ve askeri ilişkilerini 11 Eylül sonrası dönem açısından tartışacaktır. Afganistan Hükümeti ile Taliban arasındaki Barış ve Uzlaşma Süreci vurgulanarak Afganistan'a yönelik Çin politikası, Afganistan'ın normalleşmesine odaklanmaktadır. Ayrıca, tez Afganistan ile Çin arasındaki ilişkilerin birkaç on yıl içinde nasıl geliştiğini de değerlendirecektir. Çin'in Afganistan'daki çıkarlarının ve bölgedeki güvenlik endişelerinin gerekçelerini ele alınacaktır. Bu çalışma, her iki ülkenin öndegelen politikalarını ve istikrarı sağlamada farklı yaklaşımların rolünü analiz edecektir. Afganistan'ın komşusu ve stratejik ortağı olarak Çin'in NATO ve ISAF birliklerinin Afganistan'dan çekilmesinin ardından oynadığı rolü gözden geçiren çalışma, Çin'in bölge ve Afganistan'daki endişelerini ve amaçlarını da ele alacaktır.
  • Master Thesis
    Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Türkiye'nin güvenlik algısı ve Doğu Akdeniz
    (2024) Kaya, Buse; Yıldırım, Nilgün Eliküçük; Energy Systems Engineering
    Türkiye'de ulusal güvenlik kavramı tarihsel tecrübelerle oluşmuş ve jeopolitik yapısı güvenlik algılamasında oldukça etkili olmuştur. Türkiye bulunduğu coğrafya itibariyle stratejik bir bölgedir. Türkiye'nin Doğu ve Batı arasında bir köprü olması jeostratejik önemini artırmaktadır. Fakat Türkiye'nin sınır komşularının ideoloji ve rejimlerinin farklı olması statükosunu korumasında bir tehdit olarak görülmüştür. Bu nedenle Türkiye'nin güvenlik algısı geleneksel güvenlik yaklaşımı çerçevesinde şekillenmiştir. Doğu Akdeniz Bölgesi Türkiye'nin sınır, enerji ve jeopolitik açıdan güvenliğini sağlamasında önemli bir alan olmuştur. Doğu Akdeniz Bölgesindeki hidrokarbon enerji kaynaklarının keşfedilmesi ile bölgedeki devletler arasındaki çatışmalar artmış ve uluslararası alanda dikkatler bu bölgede toplanmıştır. Devletlerin kendi deniz yetki alanlarını belirlemesi ve bölgeden çıkan hidrokarbon enerji kaynaklarının kullanımı, bölgedeki devletler arasında rekabete yol açmıştır. Rusya Ukrayna Savaşının başlaması, enerji kaynakları açısından Rusya'ya bağımlı olan AB'nin, Doğu Akdeniz'de enerji rezervlerine sahip olan devletlerle iş birliği içerisine girmesine neden olmuştur. Ayrıca Doğu Akdeniz Bölgesi ABD, NATO, AB tarafından Rusya'nın çevrelenmesinde stratejik bir bölge olarak görülmektedir. Rusya'nın yayılmacılığı ve ABD'nin bölgede artan nüfuzu Türkiye'nin güvenlik endişelerini artırmaktadır. Türkiye Doğu Akdeniz'deki haklarını ve güvenliğini korumak istemektedir. NATO ülkesi olan Türkiye, Rusya ile de ileri düzeyde iş birliği içerisindedir. Türkiye savaş sırasında tarafsız bir politika sergilemekte ve ulusal güvenliğini ön plana koymaktadır. Bu çalışmada Rusya Ukrayna Savaşının Doğu Akdeniz Bölgesine etkileri ve Türkiye'nin güvenlik algısı çerçevesinde bölgedeki politikalarına yansımaları incelenecektir.