Eliküçük Yıldırım, Nilgün

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Elikucuk Yildirim, Nilgun
Nilgün Eliküçük Yıldırım
Eliküçük Yıldırım,N.
Eliküçük Yildirim N.
Nilgun, Elikucuk Yildirim
E., Nilgün
Eliküçük Yıldırım, Nilgün
Elikucuk Yildirim,N.
E. Y. Nilgun
N.,Elikucuk Yildirim
Nilgün, Eliküçük Yıldırım
N.,Eliküçük Yıldırım
E.,Nilgün
E. Y. Nilgün
E.Y.Nilgün
E.,Nilgun
E., Nilgun
N., Eliküçük Yıldırım
Elikucuk Yildirim,Nilgun
N., Elikucuk Yildirim
Yildirim, Nilgun Elikucuk
Yıldırım, Nilgün Eliküçük
Job Title
Doçent Doktor
Email Address
nilgun.eyildirim@atilim.edu.tr
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output

33

Articles

10

Citation Count

25

Supervised Theses

23

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 33
  • Master Thesis
    Çin'in Amerika tehdit listesinde yeri
    (2023) İnce, Kemal Kahriman; Yıldırım, Nilgün Eliküçük; Energy Systems Engineering
    Amerika Birleşik Devletleri ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin iki yönlü ilişkileri bazı akademisyenler tarafından 21. Yüzyılın en önemli iki yönlü ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Bu analizin sebebi iki ülkenin de ekonomik, askeri ve siyasi açıdan en büyük güçler arasında yer almalarıdır. Çin ve Amerika'nın ilişkileri yıllar üzerinde pek çok akademik paylaşımlar üzerinde analize edilmiştir ve ilişkinin ekonomik, askeri ve siyasi alanı her iki tarafında ilişkiyi nasıl gördüğünü anlamak ve ülkeler arasında barışı korumak için daha fazla analiz edilmesi gerekmektedir. Çin Halk Cumhuriyeti tarafında tarafsız kaynak bulmak zor olduğundan dolayı kaynakça için ilişkinin Amerika tarafından daha fazla kaynak bulunması ve Çin'in halkına ve diplomatik açıdan yaptığı söylemler üzerinden sonuç çıkarılması gerekmektedir. Bu yüzden araştırma öncelikle Amerika tarafından gelen kaynakların nitel analizi ve tarihsel analiz yöntemi, ayrıca belli olayları üzerinde vaka analizlerinden oluşmaktadır. Çin, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden sonra ekonomik, askeri ve siyası alanda gelişimleri ve bazı Amerikalı siyasetçiler ve devlet görevlilerinin Çin bir numaralı rekabetçi olduğu üzerine açıklamalarına göre Amerika tehdit listesinde bir numaraya çıkmış gibi görünmektedir.
  • Article
    Citation Count: 1
    Turkey in between the EU and China: from Europeanization to cooperation with China
    (Routledge Journals, Taylor & Francis Ltd, 2023) Yilmaz, Gozde; Yildirim, Nilgun Elikucuk; International Relations; Energy Systems Engineering
    Turkey has been on the path of EU membership since the 2000s, and the democratization process was well underway during the initial years of its candidacy. However, this trend was reversed substantially, with Turkey growing increasingly authoritarian during the 2010s. This substantial democratic backsliding has led to increasing authoritarian cooperation with the authoritarian powers on the rise, one of which is China, whose increasing engagement and cooperation with Turkey marked an alternative gravity centre for Turkey to be pulled by. This article argues that Turkey, in line with the worsening domestic authoritarianism, has been engaging with the authoritarian powers for survival rather than engaging with the EU, which provided legitimacy to the rule of the AKP during the initial years of its rule.
  • Master Thesis
    Otoriter istikrar: İran rejiminin hayatta kalmasında uluslararası işbirliğinin rolü
    (2023) Lesanı, Fatemeh; Yıldırım, Nilgün Eliküçük; Energy Systems Engineering
    Otoriter rejimlerin yükselişi, bu rejimlerin demokratikleşme baskılarına karşı direnerek uzun süre hayatta kalmasını araştıran yeni bir araştırma dalgası yaratmıştır. Bu çalışmalar çoğunlukla demokratik kurumların rolü üzerine odaklanırken, bu tezin amacı otoriterliğin direncini güçlendiren mekanizmaları inceleyerek otoriter rejimlerin farklı şekillerini analiz etmek için bir konfigüratif yaklaşım belirlemektir. Böylece farklı otokratik rejimlerin mekanizmalarını kullanarak nasıl varlıklarını sürdürdüklerini, neden bu stratejilerin bazı rejimler için diğerlerinden daha önemli olduğunu ve bu ülkelerde demokratikleşmenin neden başarısız olduğunu analiz etmeyi amaçlamıştır. Bu tez için nitel analiz ve vaka analizi olmak üzere iki temel araştırma stratejisi belirlenmiştir. İran'ın bölge olarak seçilmesinin sebebi bölge istikrarsızlaştırılmasında önemli bir rol oynayan en karmaşık rejimlerden birine sahip olmasıdır. Bu tezin kavramsal çerçevesi, empirik bulgularla desteklenmektedir. Bu bulgular, otoriter liderlerin ortak eylem, halk hareketliliği, muhalefet partisi adayları ve toplumsal huzursuzluk gibi tehlikeli koşulları hafifletmek için işbirliği, baskı ve meşrulaştırmayı nasıl kullandığını değerlendirmekle kalmaz, aynı zamanda özellikle otokratik rejimler arasındaki belirli farklılıklara rağmen, otoriterlik propagandasını desteklemek için nasıl birbirlerini desteklediklerini gösterir. Bu tez ile; İran kurumlarının, rejime karşı içerideki konumunu koruma imkanı verdiği, ancak en sert baskılar altında bile İran İslam Cumhuriyeti'nin varlığını sürdürebilmesini sağlayan uluslararası otoriter desteğin etkili olduğu sonucuna varılmıştır. Anahtar Sözcükler: Otoriterlik, otoriter direnç, İran, meşruiyet, uluslararası işbirliği
  • Master Thesis
    Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Türkiye'nin güvenlik algısı ve Doğu Akdeniz
    (2024) Kaya, Buse; Yıldırım, Nilgün Eliküçük; Energy Systems Engineering
    Türkiye'de ulusal güvenlik kavramı tarihsel tecrübelerle oluşmuş ve jeopolitik yapısı güvenlik algılamasında oldukça etkili olmuştur. Türkiye bulunduğu coğrafya itibariyle stratejik bir bölgedir. Türkiye'nin Doğu ve Batı arasında bir köprü olması jeostratejik önemini artırmaktadır. Fakat Türkiye'nin sınır komşularının ideoloji ve rejimlerinin farklı olması statükosunu korumasında bir tehdit olarak görülmüştür. Bu nedenle Türkiye'nin güvenlik algısı geleneksel güvenlik yaklaşımı çerçevesinde şekillenmiştir. Doğu Akdeniz Bölgesi Türkiye'nin sınır, enerji ve jeopolitik açıdan güvenliğini sağlamasında önemli bir alan olmuştur. Doğu Akdeniz Bölgesindeki hidrokarbon enerji kaynaklarının keşfedilmesi ile bölgedeki devletler arasındaki çatışmalar artmış ve uluslararası alanda dikkatler bu bölgede toplanmıştır. Devletlerin kendi deniz yetki alanlarını belirlemesi ve bölgeden çıkan hidrokarbon enerji kaynaklarının kullanımı, bölgedeki devletler arasında rekabete yol açmıştır. Rusya Ukrayna Savaşının başlaması, enerji kaynakları açısından Rusya'ya bağımlı olan AB'nin, Doğu Akdeniz'de enerji rezervlerine sahip olan devletlerle iş birliği içerisine girmesine neden olmuştur. Ayrıca Doğu Akdeniz Bölgesi ABD, NATO, AB tarafından Rusya'nın çevrelenmesinde stratejik bir bölge olarak görülmektedir. Rusya'nın yayılmacılığı ve ABD'nin bölgede artan nüfuzu Türkiye'nin güvenlik endişelerini artırmaktadır. Türkiye Doğu Akdeniz'deki haklarını ve güvenliğini korumak istemektedir. NATO ülkesi olan Türkiye, Rusya ile de ileri düzeyde iş birliği içerisindedir. Türkiye savaş sırasında tarafsız bir politika sergilemekte ve ulusal güvenliğini ön plana koymaktadır. Bu çalışmada Rusya Ukrayna Savaşının Doğu Akdeniz Bölgesine etkileri ve Türkiye'nin güvenlik algısı çerçevesinde bölgedeki politikalarına yansımaları incelenecektir.
  • Master Thesis
    Şangay İşbirliği Örgütü ve Kuşak ve Yol Girişimi bağlamında Rusya-Çin işbirliği
    (2024) Gökbel, Kübra; Yıldırım, Nilgün Eliküçük; Energy Systems Engineering
    Soğuk Savaş sonrası kurulan yeni dünya düzeninde ABD'nin Orta Asya bölgesinde askeri, siyasi ve ekonomi alanında hegemonya kurma çabaları Rusya ve Çin'in tepkisine neden olmuştur. Rusya ve Çin'in hassas noktası olan Orta Asya bölgesinde ABD'nin söz sahibi olacağı endişesi iki aktörü ortak paydada buluşturmuştur.İki ülkenin de ortak hedefi ABD'nin tek kutuplu sistemine karşı çok kutuplu sistemin ön plana çıkarılmasıdır. Ancak Rusya ve Çin,Orta Asya ülkelerinin desteği olmadan uluslararası sistemde çok kutuplu sistemi hayata geçiremeyeceklerinin bilincindedir. Bu bağlamda SSCB dağılması sonrası Orta Asya'da oluşan güç boşluğunu doldurmak isteyen ABD'ye karşı Rusya ve Çin işbirliği sürecine girmiş ve Orta Asya ülkelerini de bu işbirliği sürecinin içine alarak Şangay İşbirliği Örgütü'nü (ŞİÖ) kurmuşlardır. Böylece ABD'nin tek kutuplu sistemine karşı bir duruş sergileyen ŞİÖ, Rusya-Çin işbirliğinin ilk somut adımı olmuştur. ABD'nin tek kutuplu sistemine karşı duran yükselen güç Çin'in ekonomik kalkınma projesi olarak ortaya attığı Kuşak ve Yol Girişimi (KYG) ise Rusya'nın desteği ile ABD'ye karşı durdukları Rusya-Çin işbirliğinin ikinci somut adımı olmuştur. Soğuk Savaş sonrası Rusya-Çin işbirliğine odaklanan bu çalışma ŞİÖ ve KYG'nin ABD'yi dengeleyen ve çok kutuplu sistemin hayata geçirilmesi için uygun zemini hazırlayan iki araç olarak kullanıldığını ileri sürmektedir.
  • Master Thesis
    Brexit öncesi ve sonrası birleşik krallık çevre politikalarının neoliberalizm bağlamında değerlendirilmesi
    (2023) Gültekin, Aybike Kurt; Yıldırım, Nilgün Eliküçük; Energy Systems Engineering
    Bu tez Birleşik Krallık'ın (BK) Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılmasının ardından uygulanan çevre politikalarını, AB dönemi BK çevre politikaları ile karşılaştırmalı olarak incelemektedir. Tezde, neoliberalizm kavramsal çerçevesinden yola çıkılarak Brexit öncesi ve sonrası dönemde BK hükümetleri tarafından uygulanan çevre politikaları incelenecektir. Tezde neoliberal ilkelerin ekolojik düzenlemelerin formülasyonu ve uygulanması üzerindeki etkileri tartışılacaktır. Bu vesileyle, Brexit sonrası dönemde ülkenin çevre politikalarının nasıl şekillendiği de analiz edilecektir. BK 23 Haziran 2016 tarihinde yapılan referandum sonrasında AB'den ayrılma isteğini 29 Mart 2017 tarihinde kesinleştirmiş ve Brexit 31 Ocak 2020'de resmen gerçekleşmiştir. 4 yıl kadar süren Brexit tartışmalarının en yakıcı maddelerinden biri AB çevresel prensiplerinin ve uygulamalarının BK tarafından devam ettirilip ettirilmeyeceği hususu olmuştur. AB'nin bir şekilde BK'nin ilerlemesini dizginlediği iddiasıyla gerçekleşen Brexit'in ardından, ülke çevresel idari yapılanması ve ticari anlaşmaların geleceği bakımlarından kırılgan bir haldedir. Bu çalışma, hâlihazırda dünya genelinde süregelen ekonomik sıkıntılar nedeniyle de kırılganlığı artan BK'nin, AB dönemi ve sonrası Yeşil Brexit başlığı altında yürütmeye çalıştığı çevre politikalarını Neoliberalizm bağlamında değerlendirilerek ülkenin nasıl bir politik tavır takındığını tartışacaktır. Anahtar Sözcükler: Birleşik Krallık, Avrupa Birliği, Yeşil Brexit, Neoliberalizm, Çevre Politikaları
  • Master Thesis
    Ak Parti döneminde Türkiye-Afganistan ilişkileri
    (2024) Karvanbashı, Shujauddın; Yıldırım, Nilgün Eliküçük; Energy Systems Engineering
    11 Eylül 2001'de ABD'deki terör saldırılarından sonra, dünyada bir takım jeopolitik değişim yaşanmıştır. Saldırıların faili olarak bilinen El Kaide terör örgütünün Taliban hareketi ile ittifak halinde olması, Afganistan'ı ilk hedef haline getirmiştir. Ardından 7 Ekim 2001'de ABD'nin öncülüğünde yapılan askeri müdahale ile Taliban örgütü yıkılmıştı. Afganistan'da 11 Eylül 2001 sonrasında yaşanan gelişmeler sırasında Türkiye'de AK Parti siyasal iktidarı ele geçirmiş ve tek başına iktidar olmuştur. Dolayısı ile 'AK Parti Döneminde Türkiye – Afganistan İlişkileri' adı altında ele alınan bu çalışmanın ana muhtevasını, Türkiye'nin olaylardan sonraki tutumu, Afganistan ile olan siyasi, ekonomik, askerî ve kültürel ilişkileri oluşturmaktadır. Bu çerçevede Türkiye NATO kapsamında iki kez üstlendiği ISAF komutası ve NATO Kıdemli Sivil temsilciliği görevi ile Afganistan'daki uluslararası güçler bağlamında layığı ile kendi görevini yerine getirdiği gibi, TİKA, Maarif Vakfı, Yunus Emre Enstitüsü, Türk Kızılay'ı ve diğer sivil toplum kuruluşları ile bireysel olarak da Afganistan'da ciddi çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmaların mahiyetinin akademik ortamda işlenmesi, Türkiye'nin Afganistan'daki faaliyetlerinin gelecek nesillere aktarılması açısından son derece önemlidir. Bu çalışma literatür tarama yöntemi ve yapılan röportajlara dayanmaktadır. Yapılan araştırmalar, raporlar, bilimsel makaleler ve kitapların yanında gazete haberleri ile internet sayfalarından da yararlanılmıştır. Bunun yanında farklı dönemlerde Afganistan'da görev yapan diplomatlar ve diğer kuruluş üyeleri ile söyleşiler de gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada ilk olara Afganistan hakkında genel bilgiler verilmiş ve daha sonra tarihsel süreçte Türkiye - Afganistan ilişkileri ele alınmıştır. Son olarak da 11 Eylül gelişmeleri ve AK Parti döneminde Türkiye – Afganistan ilişkileri incelenmiştir.
  • Article
    Citation Count: 13
    Authoritarian diffusion or cooperation? Turkey's emerging engagement with China
    (Routledge Journals, Taylor & Francis Ltd, 2020) Yilmaz, Gozde; Elikucuk Yildirim, Nilgun; International Relations; Energy Systems Engineering
    With the recent trend of autocratization in the world, scholars have begun to focus on authoritarian diffusion, cooperation, and autocracy promotion. Despite still being at an early stage theoretically and empirically, this expansion of diffusion literature has informed us about the possibilities of authoritarian diffusion and cooperation. In contrast to the recent focus on regional patterns of authoritarian diffusion and cooperation, this article explores a global process of authoritarian cooperation between Turkey and China. Focusing on the growing economic and political linkages between Turkey and China, we argue that, rather than authoritarian diffusion or autocracy promotion from China to Turkey, the increasing pragmatic cooperation among authoritarian states is the new game in town, shaped by interest-driven calculations to bolster power internally and internationally.
  • Master Thesis
    Çin yatırımlarının Demokratik Kongo Cumhuriyeti (DRC), Etiyopya ve Kenya üzerindeki etkisi: Karşılaştırmalı bir çalışma
    (2024) Mehmood, Fahad Yasın; Yıldırım, Nilgün Eliküçük; Energy Systems Engineering
    Çin'in Afrika'ya yönelik doğrudan yatırımları (FDI), birçok Afrika ülkesini ekonomik olarak dönüştürmüştür. Çin, madenlere, yollara, demiryollarına, telekomünikasyona ve enerjiye yatırım yaparak birçok ülkenin hızlı gelişimine katkıda bulunmuştur. Kuşak ve Yol İnisiyatifi kapsamında Çin, Afrika ülkelerine bağlantıyı artırmak ve Çin ile ticareti güçlendirmek amacıyla çeşitli finansman ve teknik destekler sağlamaktadır. Ancak, birçok Afrika ülkesinde Çin'in kredilerinin ve yatırım modellerinin etkisi konusunda endişeler bulunmaktadır. Bu nedenle, araştırma Çin'in DRC, Kenya ve Etiyopya'daki yatırımlarının etkisini inceledi. Karşılaştırmalı analiz araştırma yöntemi kullanılarak, ekonomik raporlar, hakemli makaleler ve diğer güvenilir internet kaynakları, Çin'in yatırım modellerini karşılaştırmak ve bu modellerin DRC, Etiyopya ve Kenya ekonomileri üzerindeki etkilerini değerlendirmek için gerekli bilgileri sağladı. Araştırma, Çin'in DRC'deki odak noktasının genellikle çıkarılabilir sektör olduğunu buldu; burada Sicomines Anlaşması'nı imzalayarak DRC'nin kobalt ve bakır madenleri üzerinde önemli kontrol sağlamıştır. Anlaşma, Çin'e DRC'nin altyapısına yatırım yapma zorunluluğu getirse de, bu tür yatırımların madencilikten elde edilen kazançlarla orantılı olmadığı görülmektedir. Kenya ve Etiyopya'da ise Çin, ülkelerin altyapısının modernizasyonunu ve gelişimini finanse etmiştir. Bu nedenle, Çin, bu iki ülkede hızlı ekonomik büyümenin sorumlusu olmuştur. Bu bağlamda, makale Çin'in DRC, Etiyopya ve Kenya'daki FDI yaklaşımlarının karışık sonuçlarını doğrulamıştır. Anahtar Sözcükler: FDI, Borç Bağımlılığı, Çıkarılabilir Sektör, Altyapı, Özel Ekonomik Bölgeler (SEZs)
  • Article
    Citation Count: 4
    China's Charm Defensive: Image Protection by Acquiring Mass Entertainment
    (Wiley, 2020) Yildirim, Nilgun Elikucuk; Aslan, Mesut; Energy Systems Engineering
    Focusing on discussion of China's soft power resources, this article argues that China performs two kinds of soft power strategies in developing and developed countries: offensive and defensive, respectively. While China's charm offensive aims to consolidate her comprehensive power through a development model, aid, investment, traditional culture, foreign policy, and international broadcasting in developing countries, the defensive aspect of China's soft power strategy aims to soften the rise of China with traditional culture by introducing appealing parts of Chinese culture through investments and international broadcasting in Western countries. China applies classical soft power tools in developing countries while she endeavors to protect her image in Western countries defensively. China's alternative defensive approach to soft power is mostly implemented through the acquisition of media outlets, and via the entertainment sector and gaming industry by Chinese-owned companies. However, even in the defensive and offensive bifurcation, if charm attacks result in failure, China could turn take a defensive stance in developing countries.