Aras, Gökşen

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Aras, Goksen
Aras,G.
Gökşen Aras
A., Goksen
G.,Aras
A.,Goksen
Aras, Gökşen
Gökşen, Aras
A., Gökşen
Aras,Goksen
A.,Gökşen
Goksen, Aras
G., Aras
Job Title
Doktor Öğretim Üyesi
Email Address
goksen.aras@atilim.edu.tr
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output

32

Articles

0

Citation Count

6

Supervised Theses

31

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 32
  • Master Thesis
    Andrea Levy'in Küçük Ada ve Nadeem Aslam'ın Kaybolan Sevgililere Yollar adlı romanlarında göçmenlerin diaspora kimlikleri
    (2021) Aras, Gökşen; Aras, Gökşen; Department of English Language and Literature
    Bu tezin amacı, göç etmenin kimlik ve aidiyet oluşumu üzerindeki etkilerini Andrea Levy'in Küçük Ada (2004) ve Nadeem Aslam'ın Kaybolan Sevgililere Yollar (2004) başlıklı romanlarında Karayipli ve Asyalı karakterleri diaspora bağlamında analiz ederek araştırmaktır. İkinci Dünya Savaşı'nı izleyen yıllardan sonra, savaş zamanında Britanya'ya hizmet etmiş ya da Britanya sömürge eğitiminin etkisiyle büyümüş olan eski sömürge ülkelerindeki insanlardan Britanya'ya büyük çaplı bir göç hareketi vardı. Bu göçmenlerin zihniyetinin altında yatan fikir onları kucaklayan, rüyalar ülkesi olarak yüceltilen 'anavatana' gidiyor olmaktı. Fakat bir diaspora topluluğun üyeleri olarak kendi topraklarından uzakta hayali Britanya'da yaşamaya başladıkça, kültürel, fiziksel ve psikolojik dışlanma ile karşı karşıya kalırlar ve bunun sonuncunda benlik yitiminin acılarını ve kayıp yuvanın sancılarını çekerler. Bu yeni topraklardaki sorunlarına ek olarak, kendi öz gelenekleri ile göç ettikleri ülkenin gelenekleri arasında sıkışmış hissederler. Dolayısıyla diaspora alanında yabancı kültürün değerlerinde kendilerine anlam bulmaya çalışırlar. Bu yüzden bu çalışma, Britanya'da yeni bir kimlik ortaya koyma çabalarının yanı sıra aidiyet duygusunu inşa etmeye çalışan Asyalı ve Siyahi göçmenlerin edebi temsillerinin incelenmesini amaçlamaktadır. Ayrıca, bu tez diaspora kimliğin ve aidiyetin sabit bir kavram olmadığını, daha ziyade sürekli yenilenen, değişen ve gelişen bir olgu olduğunu analiz eder. Anahtar Kelimeler: Göçmen Edebiyatı, diaspora, kimlik krizi, Küçük Ada, Kaybolan Sevgililere Yollar
  • Doctoral Thesis
    Charlotte Bronte'nin Villette (1853), Iris Murdoch'un Melekler Zamanı (1966), Jeanette Winterson'ın Tek Meyve Portakal Değildir (1985) romanlarının Kristeva'nın teorisine göre okunması
    (2023) Aras, Gökşen; Aras, Gökşen; Department of English Language and Literature
    Bu tezin amacı seçilmiş romanlarda abjeksiyon yüzünden krizde olan kadın kimliğindeki değişimin araştırılmasıdır. Kristeva bir bebeğin özne olmak ve sembolik düzene girip babanın kanununu kabul edebilmesi için 'abjeksiyon (iğrenme)' adı verilen bir süreçten geçerek, annesi ve kendi arasına sınır koyarak ondan ayrılması gerektiğini öne sürer. Metaforik olarak birinin kimliğini kaybetme korkusu anlamına gelen abjeksiyon kişinin kendine 'diğeri' olanı reddetmesi durumudur. Bu çalışmada Kristeva'nın kimlik teorisi, yani, abjeksiyon, melankoli, psikolojik kriz halindeki kadın karakterlerin kaybettikleri anneleriyle tekrar birleşme arzusu ile semiotik chora arayışları ve yeni bir kimlikle sembolik düzene uyum sağlamaları üç farklı dönemden üç romanla Villette (1853), Melekler Zamanı (1966), ve Tek Meyve Portakal Değildir (1985) açıklanacaktır. Bu romanlar kadın yazarların kriz içindeki kadın kimliğini ayrı perspektiflerden temsil etmede farklarını göstermek için özellikle seçilmiştir. Kristeva için, annelik ve semiotiği temsil eden kadınlar, erkek merkezli sembolik düzeni değiştiremezler, ama kimliğin yapılanması asla tamamlanmadığı için süreç içindeki ya da sorgulanan özneler olarak değişebilir ve bu romanlarda görüldüğü gibi sembolik düzende yerlerini alabilirler. Anahtar Kelimeler: Abjeksiyon (İğrenme), Kadın Kimliği, Kriz, Kristeva, Feminizm.
  • Master Thesis
    Teslim olmak ya da başkaldırmak: Sürücü Koltuğu ve Saatler romanlarında saçmayı ortadan kaldırma çabaları
    (2023) Eren, Elif; Aras, Gökşen; Aras, Gökşen; Department of English Language and Literature; Department of Basic English (Prep School)
    Bu tez, Camus'nün felsefesi doğrultusunda Sürücü Koltuğu ve Saatler romanlarındaki karakterler için saçma olanı ve sonuçlarını incelemeyi amaçlamaktadır. Her iki romanda da karakterler saçmanın farkında oldukları için ya intihar ederler ya da intihara meyilli olurlar. Bu farkındalık, onları varoluşlarını sorgulamaya iter. İntiharı düşünmeleri, saçmaya başkaldırma arzularından ileri gelmektedir. Tezde, saçmaya baş mı kaldıracakları yoksa ona teslim mi olacakları tartışılır. Camus'nün felsefesini kavrayabilmek için varoluşçu felsefesinin tarihine kısaca değinilmiştir. Ayrıca, saçmanın ve yabancılaşmanın ne olduğu ve saçmayı ortadan kaldırmanın yollarına da değinilmiştir. Karakterlerin intiharlarını daha detaylı analiz edebilmek için intihar teorileri de sunulmuştur. Sadece intihar etmeyen karakterin saçmaya karşı başkaldırabildiği; intihar eden karakterlerin ise saçmaya başkaldırdıklarını düşündükleri halde saçmaya teslim oldukları sonucuna varılmıştır. Ölümün, saçmanın ta kendisi olması nedeniyle ortadan kaldırılamayacağı için ölüm sadece bir yanılsamadır. Anahtar Sözcükler: Saçma, İntihar, Varoluşçuluk, Sürücü Koltuğu, Saatler
  • Master Thesis
    Orwell'ın 1984 ve Bradbury'nin Fahrenheit 451 adlı romanlarında totaliter düzen
    (2023) Aras, Gökşen; Aras, Gökşen; Department of English Language and Literature
    Bu tez George Orwell ve Ray Bradbury'nin distopik romanları 1984 ve Fahrenheit 451'i incelemektedir. Bu iki roman tarihsel bağlamlarında incelendiğinde, yazıldıkları dönemi yansıtmaktadır. Bunun yanısıra, konu alınan distopik romanlar, totaliter rejimlerin toplum üzerindeki yıkıcı etkilerini anlatmaktadır. Özellikle, baskıcı liderlerin yönetimi altında ezilen insanların, nasıl insanlıktan çıkıp kukla haline geldiğinin üzerinde durulmuştur. İki yazar da baskıcı hükümetlerin gerçekleri nasıl gizlediğini ve insanların nasıl manipüle edildiğini vurgulamaktadır. Hem Orwell hem de Bradbury, özgürlüğü olmayan vatandaşların içler acısı durumlarını gözler önüne sermektedir. İnsanlar, özgürlükleri ellerinden alınarak birer oyuncak haline getirilmiştir ve üstüne üstlük her hareketleri tele ekranlar aracılığıyla izlenmektedir. Tüm bunların yanında beyinleri de anlamsız televizyon programlarıyla neredeyse hipnotize edilerek yıkanmaktadır. Bu iki çok okunan roman siyaset, tarih ve edebiyatın ne kadar iç içe geçtiğini ön plana çıkarmak için seçilmiştir. Son olarak 1984 ve Fahreneit 451 ceza, kitle kontrolü, totaliter rejimlerde teknoloji kullanımı ve toplum üzerindeki baskı temalarını vurgulamaktadır. Anahtar Sözcükler: Distopya, George Orwell, Ray Bradbury, 1984, Fahrenheit 451
  • Master Thesis
    Margaret Atwood'un Cat's Eye ve The Handmaid's Tale başlıklı eserlerinde travma temsili ve kimlik inşası
    (2019) Aras, Gökşen; Aras, Gökşen; Department of English Language and Literature
    Bu tezin amacı, travmanın temsilinin ve travmanın Margaret Atwood'un Cat's Eye ve The Handmaid's Tale başlıklı eserlerindeki kadın karhamanların kimlik oluşumuna etkisini analiz etmektir. Bu romanlar, travmanın temsili, kimlik oluşumu ve bu kavramları çalışmak için kullanılan yöntemler bakımından pek çok benzer ve farklı özelliklere sahiptir. Teori bölümünde, psikanalizin kısa bir tanıtımı yer almaktadır. Bu bölümde, travma teorisinin detaylı analizi, travma ile yüzleşmek, ve travmanın anlatıdaki temsili gibi travma ile ilgili konulara açıklık getirilmektedir.Kimlik oluşumu ve kadın kimliği de bu bölümde tartışılmaktadır. Analitik bölümler, Cat's Eye ve The Handmaid's Tale kahramanlarının travmatik deneyimleri ve nedenleri, travmaları ile başa çıkabilmek için travmaları ile yüzleşmelerini ve tecrübeleri nedeniyle yaşadıkları kimlik krizlerini tartışmaktadır. Sonuç, kadın kahramanların her ikisinde de travmatik nevroz yaratan sosyal ve politik faktörleri ortaya koymaktadır. Romanlardaki travma temsili ve yüzleşme yöntemleri arasındaki benzerlik ve farklılıkların yanı sıra, kahramanların kimlik inşası da bu bölümde sunulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Travma, kimlik, Kadın, Offred, Elaine, Atwood
  • Master Thesis
    Charlotte Brontë'nin Villette ve Jane Eyre Romanlarında Yansıtılan Kadın Sorunsalı
    (2002) Aras, Gökşen; Menteşe, Sıdıka Oya; Department of English Language and Literature
    19.yüzyıl İngiltere'sinde kadınların sosyal durumu, bu dönem içinde,özellikle kadın romancılar tarafından yazılan romanlarda yansıtılmıştır. Bu romanlarda yansıtıldığı üzere, 19.Yüzyıl İngiltere'sinde kadınlara bağımsız yaşayabilmelerini sağlayacak eğitim ve öğretim olanakları sağlanamadığı gibi, kadınlar, aynı zamanda da çok sayıda kısıtlamalara maruz bırakılmışlardır. 19. Yüzyılda bu sebeplerden, kadın olmanın çok zor, acı veren ve ezici bir konum olduğunu, kadın yazarlar eserlerinde vurgulamışlardır. 19.yüzyılda kadınlar için sosyal yaşama katılabilme, daha iyi sosyal koşullarda yaşayabilme fırsatı evlilikten geçmekteydi. Ancak evlenebilmek için de kadınlar ya paralı ya güzel, çoğunlukla da her iki özelliğe sahip olmak zorundaydılar; bu iki özelliğe sahip olmayan kadınların ise iyi bir evlilik şansları yoktu. Bu özelliklere sahip olsalar da, gerçek anlamda mutluluk beklenen birşey değildi. Çünkü evlilikte kadından kocaya kayıtsız şartsız itaat ve tüm enerjisini ailenin rahatının teminine vermesi beklenirdi. Kadınların içinde bulundukları bu sorunları, Charlotte Bronte Jane Eyre ve Villette adlı romanlardaki kadın karakterler aracılığıyla işlemiştir. Bu tez, bir giriş, iki esas ve bir de sonuç bölümlerinden oluşmaktadır. Giriş bölümünde, Viktorya dönemi kadının sosyal ve siyasal yaşamı ıle ilgili bilgiler verilirken, gelişme bölümlerinde, belirtilen romanlarda, ayrıntılı olarak 19. yüzyılda kadın sorunları ele alınmaktadır. Bu tez, 19. Yüzyılda, kadınların evlilik dışında seçeneklerinin çok az olduğunu, herşeyden önce kadınlara açık meslekler olmadığını, uygun tek mesleğin, özellikle orta sınıf parasız ve çekiciliği olmayan kadın için, mürebbiyelik olduğunu, mürebbiyelik ve evlilik dışında, topluma katılmada, ve kendilerini birey olarak kanıtlamada başka hiçbir olanakları olmadığını, böylelikle kadınlar her iki durumda da dışlanılıp ezildiklerinden, hiç bir zaman gerçek anlamda mutlu olamadıkları sonucuna ulaşılmaktadır.
  • Master Thesis
    Bireysel psikoloji: Don Juan ve J. Alfred Prufrock'un aşağılık duygusu üzerine bir araştırma; Aşk ve cinsellik arayışı
    (2020) Aras, Gökşen; Aras, Gökşen; Department of English Language and Literature
    Bu tez aşağılık duygusunun ve yakınlık ihtiyacının farklı durumlarda farklı olaylar şeklinde Prufrock ve Don Juan'ın mantalitesi üzerindeki etkilerini keşfetmektedir. İki karakter de içinde bulundukları topluluklarına karşı kırılgandırlar fakat farklı tepkiler vermekte ve başa çıkmada farklı yöntemler seçmektedirler. Aşağılık hisleri, cinsellik ve yakınlık ihtiyacı iki karakter için de aynı iken böyle bir yük ve arzuyla başa çıkma şekli kişiliklere bağlıdır. Bu çalışma, Don Juan'ın öğrendiğini ve aşağılık Duygusuna adapte olduğunu ve bunları telafi edebildiğini gösterirken, pasif bir karakter olan Prufrock'ın amaçları doğrultusunda nasıl harekete geçme kabiliyetine sahip olmadığını ve aşağılık kompleksi yaşadığını göstermektedir. Don Juan, cinsel açıdan tatmin olmaktadır ancak sürekli kendi kırılganlığına yenilmektedir. Bu da göstermektedir ki Prufrock'un bastırılmış cinsel arzuları tatmin olduğunda onun rahatsız aklı iyileşmeyecektir. Bu, şiirlerin bağlı oldukları akımları anlamak ve iki karakterin geçmişlerini, toplumlarını ve çevreleyen karakterleri analiz etmek bu karakterlerin mantalitelerini anlamak için anahtar bileşendir. Bu tez, Alfred Adler'in psikolojik teorisine ve Bireysel Psikoloji'ye dayanmaktadır. Bu teori, karakterlerin ne düşündüklerini ve nasıl davrandıklarını anlamak için bir yorum yöntemi olarak kullanılmaktadır. Çalışma her bir kişilikteki aşağılık hislerini tespit etmek ve buna göre onların kişiliklerini, amaçlarını, sosyal ilgilerini incelemektedir.
  • Master Thesis
    Robert Louis Stevenson'un Treasure Island, Kidnapped ve the Black Arrow eserlerinde arzu duyulan nesneye ulaşmada haz ilkesi temsili
    (2018) Aras, Gökşen; Aras, Gökşen; Department of English Language and Literature
    Eserlerinde Arzu Duyulan Nesneye Ulaşmada Haz İlkesi Temsili] Bu tezin amacı, Treasure Island, Kidnapped ve The Black Arrow'daki karakterlerin haz ve arzuları aracılığıyla, haz ilkesi kavramını analiz etmek ve karakterlerin elde etmek istedikleri nesnenin ne olduğunu incelemektir. Teorik bölüm haz ilkesi kavramını ve bireyin arzularına ulaşma isteğini nasıl tetiklediğini tartışmaktadır. Gerçek dünyadaki bazı arzular kabul edilirken, bazıları ahlak kurallarına uymazlar, dolayısıyla toplum tarafından kabul edilmezler. Treasure Island, esas olarak Jim Hawkins'in hayatını ve gömülü bir hazine bulmak için bir grup denizciyle çıktığı yolculuğu anlatmaktadır. Adı geçen eser, bencil karakterler olarak sunulan denizcilerin isteklerine odaklanmaktadır. Stevenson, hazineyi almak için karakterleri motive eden haz ilkesine ve karakterlerin hırslarına odaklanmaktadır. Kidnapped adlı eserde, Davie ile amcası Ebenezer arasında Davie'nin babası ve amcası tarafından bırakılmış bir miras mücadelesi anlatılmaktadır. Ebenezer, mülkünü kaybetmemek için Davie'den çeşitli şekillerde kurtulmaya çalışır. The Black Arrow'da ise, Richard Shelton, Joanna Sedley'i sever ve onunla evlenmek ister ancak Sir Daniel adında bir rakibi bulunmaktadır. Richard bir şövalye olur ve Joanna uğruna Sir Daniel ile dövüşür. Ancak, çok istediği Joanna ile evlenmeye çalışırken, Shelton'ın yoluna birçok engel çıkar. Bu nedenle, Joanna daha değerli olur ve farklı taraflarca istenildiği için arzu edilen bir nesneye dönüşür. Sonuç bölümünde adı geçen üç roman karşılaştırılacak ve karakterlerin haz ilkesi kavramı açısından farklılıkları, benzerlikleri ve arzularının arzulanan cisimleri elde etmek için onları nasıl tetiklediğini ortaya koyacaktır. Ayrıca karakterlerin barışçıl kişilerden vahşi kişilere nasıl dönüştükleri incelenecektir.
  • Doctoral Thesis
    Sam Selvon'un Yalnız Londralılar (1956), Tayeb Salih'in Kuzeye Göç Mevsimi (1966) ve Hanif Kureishi'nin Varoşların Budası'nda (1990) yer alan göçmen deneyiminin yansıtılması
    (2020) Aras, Gökşen; Aras, Gökşen; Department of English Language and Literature
    Bu tez göçmenlerin nasıl ötekileştirildiğini, yabancılaştırıldığını ve sonuç itibariyle ne Batılı ne de Doğulu şeklinde tanımlanan parçalanmış kimliklere nasıl zorlandıklarını yansıtmayı amaçlamaktadır. Çalışma, Sam Selvon'un, Tayeb Salih'in ve Hanif Kureishi'nin postkolonyal romanlarında yer alan göçmen deneyimini sömürge sonrası teori ışığında özellikle Fanon bağlamında inceleyecektir. Avrupa Emperyalizmi, diğer ulusların sistematik bir şekilde sömürülmesi olarak onbeşinci yüzyılda sömürgecilik faaliyetleriyle ortaya çıktı. Avrupalı güçler Ötekileri medenileştireceklerini iddia ederek batılı olmayan toplumları köleleştirdi, bu sayede zenginleşip dünya çapındaki ekonomiyi tahakkümleri altına aldılar. Emperyal güçler arasında, Büyük Britanya Emperyalizm tarihindeki en etkin ülke olmuştur. Britanya'nın sömürge faaliyetleri Elizabeth döneminde başlamış ondokuzuncu yüzyılda zirveye ulaşmış ve yirminci yüzyılın ikinci çeyreğine kadar devam etmiştir. Britanya Karayiplerden Afrika ve Asya'ya birçok ulusu egemenliği altına almış ve bu ulusların ekonomilerinde, politikalarında ve kültürlerinde önemli rol oynamıştır. İkinci Dünya Savaşı'nın ardından baskın ideolojisini kaybetmesi sonucunda, eski sömürgelerden topluluklar, ülkelerindeki ekonomik ve politik çalkantılardan dolayı daha iyi eğitim ve iş bulmak amacıyla Britanya'ya özellikle Londra'ya göç etmeye başladılar. 'Tersine sömürge' olarak nitelendirilen bu tür göç faaliyetleri İngiltere'nin sosyo-kültürel yapısını değiştirmiş ve ülkenin hızlı bir şekilde çok-kültürlü bir ülkeye dönüşmesine sebep olmuştur. Sömürge sonrası dönemde göçmenler anavatan tarafından kabul edilmeyi ümit ederken Batının öteki ile ilgili ideolojik algısı değişmemiş dolayısıyla, göçmenler göç sonrası ötekileştirici politikalara maruz kalmışlardır.
  • Master Thesis
    Oliver Twist, David Copperfield ve zor zamanlar romanlarındaki çocuk işçiliğinin Marxist açıdan incelenmesi
    (2018) Aras, Gökşen; Aras, Gökşen; Department of English Language and Literature
    Bu tez, Oliver Twist, David Copperfield ve Zor Zamanlar romanlarındaki çocuk işçiliğini Marksist açıdan incelemeyi amaçlamaktadır. Bu tezde vurgulanmak istenen düşünce, bu üç romanın yazıldığı dönemde çocukların sömürülmesi ve kötü davranışlara maruz kalmalarıdır. Örneğin, Oliver Twist romanında, düşkünler yurdundaki dehşet verici durumlar, yankesicilik, fuhuş ve 1834 Yoksulluk Kanunu eleştirel bir bakış açısıyla yorumlanacaktır. David Copperfield romanında da pek çok benzer sosyal olgu yer almaktadır. Zor Zamanlar'da ise Faydacılık fikrini benimseyen Bay Creakle'ın yönettiği okuldaki öğrencilerin zihinlerini nasıl şekillendirdiği işlenecektir. Dickens, çocuklara kötü davranılmasını ve onların dövülmesine odaklanmakta ve buna ilişkin örnekler sunmaktadır. Birinci örnek, David'in üvey babası ve kız kardeşi tarafından dövülmesi ve kötü muameleye maruz kalmasıdır. İkinci örnek ise, Salem House Okulundaki öğrencilere kötü davranılması, onların dövülmesi, sınıfsal ayrım ve bu ayrımın etkileridir. Dickens, üst sınıftan Steerforth ve alt sınıftan Bay Mell olmak üzere iki model yaratır. Dickens, Bay Mell'in Steerforth'a karşı çıktıktan sonra okuldan nasıl kovulduğunu yansıtır. Sonuç olarak, yukarıda bahsedilen konular Marksist ideolojinin üst sınıfın işçi sınıfını veya genel olarak fakirleri sömürdüğüne ilişkin söylemi çerçevesinde analiz edilecektir.