Kılıçoğlu, Ahmet Mithat

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Kılıçoğlu,A.M.
Kılıçoğlu, Ahmet Mithat
A.,Kılıçoğlu
A.M.Kilicoglu
Ahmet Mithat, Kilicoglu
Ahmet Mithat Kılıçoğlu
A.M.Kılıçoğlu
Kilicoglu,Ahmet Mithat
Ahmet Mithat, Kılıçoğlu
A. M. Kılıçoğlu
Kilicoglu,A.M.
K., Ahmet Mithat
A. M. Kilicoglu
K.,Ahmet Mithat
Kilicoglu, Ahmet Mithat
A., Kilicoglu
Kılıçoğlu, Ahmet M.
Kılıçoğlu, Ahmet
Job Title
Profesör Doktor
Email Address
ahmet.kilicoglu@atilim.edu.tr
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output

9

Articles

1

Citation Count

0

Supervised Theses

8

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 9 of 9
  • Master Thesis
    Arabuluculuk sözleşmesi
    (2019) Kılıçoğlu, Ahmet Mithat; Kılıçoğlu, Ahmet Mithat; Law
    Sosyal devlet ilkesi gereği, hak arama özgürlüğünün iyileştirilmesi ve adalete hızlı erişim için mahkeme dışı çözüm yollarını geliştirmek amacıyla reformlar yapılmaya başlanmıştır. Söz konusu reformlardan birisi de alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının kullanım alanlarını genişletmektir. Alternatif uyuşmazlık çözüm yolları, en genel tanımıyla yargılama dışında kalan her çeşit uyuşmazlık çözüm yöntemleri olarak ifade edilebilir. Bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olan arabuluculuk ülkemizde ilk kez 7 Haziran 2012 tarihinde kabul edilmiş olan 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (HUAK) ile yasalaşmış olup, son zamanlarda arabuluculuk mevzuatıyla ilgili birçok yenilik getirilmiştir. Mevzuatta meydana gelen değişiklikler nedeniyle sıkıntıların oluşması kaçınılmazdır. Arabuluculuk kurumunun toplumda daha iyi özümsenmesi ile yetkin ve etkin arabulucular sayesinde bir sistem oluşana kadar sıkıntılar gündemde kalacaktır. Yapılan bu çalışma ile amaçlanan, arabuluculuk kurumunun daha iyi anlaşılması amacıyla, arabuluculuk sözleşmesinin tüm yönleriyle incelenmesi ve uygulamada ortaya çıkan mağduriyetlerin önüne geçilmesi için hangi kanuni düzenlemelerin yapılması gerektiği konusunda fikir vermektir.
  • Article
    RESMİ NİKAHIN ÖNÜNE GEÇİLİRSE
    (Cumhuriyet Gazetesi, 2015) Kılıçoğlu, Ahmet Mithat; Law
    Anayasa Mahkemsi'nin çoğunlukla vremiş olduğu "imam nikahı" karaının mantığını anlamak, hukukla bağdaştırmak mümkün değildir. Medeni Kanun'dan önce yürürlükte olan İslam Hukuku'nda evlenme, devletin resmi memurlarının değil din adamlarının gerçekleştirdikleri bir işlem olarak öngörülmüştü. İmam tarafından gerçekleştirilen bu işleme imam nikahı adı verilmekteydi. Bu düzenlemede bir erkeğin birden fazla kadınla evlenmesi mümkün idi.
  • Master Thesis
    Kamu ihale sözleşmelerinde idarenin temerrüdü
    (2021) Kılıçoğlu, Ahmet Mithat; Kılıçoğlu, Ahmet M.; Law
    4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ile Yapım İşleri Genel Şartnamesinde yüklenicinin temerrüdüne ilişkin hükümlere yer verilmesine rağmen, idarenin temerrüdüne ilişkin hükümlere yer verilmemiş ve sadece Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'na yollama yapmakla yetinilmiştir. Bu yollama uyarınca yüklenici edimin ifası için idareye başvurduğunda, yüklenicinin başvurusu haksız olarak idarece reddedildiği takdirde ne şekilde hak aranması gerektiği izaha muhtaçtır. Çalışmamızın birinci bölümde, kamu ihale sözleşmelerinin genel niteliği, ikinci bölümde, Kamu İhale Sözleşmelerinin alacaklıdan kaynaklanan sebeplerle alacaklının temerrüdünün şartları, son üçüncü bölümünde ise, kamu ihale sözleşmelerinde temerrüdün şartları ve sonuçları ile seçimlik hakların ne zaman ve nasıl kullanılacağı, sözleşmeden dönme durumunda yüklenicinin talep edebileceği haklar ele alınacaktır.
  • Master Thesis
    Gecikmiş ifayı ret ve olumlu zarar istemi
    (2023) Kılıçoğlu, Ahmet Mithat; Kılıçoğlu, Ahmet Mithat; Law
    Sözleşme içi ve sözleşme dışı sorumluluk olarak iki ana öbeğe bölünebilen Türk Sorumluluk Hukuku içerisinde olumlu zarar, sözleşme içi sorumluluğa özgüdür. Sözleşme içi sorumluluk kapsamında ise olumlu zarar, edimin ifasının yerine getirilmesinin olanaksızlaşması ve borçlunun temerrüdü durumunda etkinlik kazanacaktır. Eş deyişle, sözleşmeden doğan borcun dar anlamda ifa edilmemesi durumlarında olumlu zarar istemi oluşturulabilir. Bunun dışında sözleşmenin olumlu ihlali durumu da bulunmaktadır. Dar anlamda ifa edilmeme durumlarının dışındaki tüm borca aykırılık durumları sözleşmenin olumlu ihlali olarak değerlendirilecektir. Yaşamın olağan akışı gereği sözleşmesel ilişkilerde ifanın gecikmesi durumu sıklıkla görülebilir. İfanın gecikmesine bağlanan en önemli sonuçlardan biri temerrüttür(direnimdir). Temerrüt, sözleşme dışı sorumluluk durumlarında da etkin olur. İfada gecikme, yalnız başına temerrüt sonucunu doğurmayacaktır. Temerrüt için birtakım ek koşullar gerekmektedir. Hem alacaklının hem borçlunun temerrüdü söz konusu olabilmekle birlikte iş bu çalışmanın çerçevesi, borçlunun temerrüdü bağlamında oluşturulmuştur. Sözleşme içi sorumluluk kapsamında borçlunun temerrüdü sonucu alacaklıya 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 1 (TBK) m. 125'de türlü seçimlik haklar tanınmıştır. Bu haklardan aynen ifa istemi, yalnızca temerrüt durumu ile sınırlı olmayıp kusuru da gerektirmemektedir. Zararı aynen ifa ile karşılanamayan alacaklı, borçlunun kusuruna bağlı olarak gecikme tazminatı isteyebilir. Gecikme tazminatı istemi kusura dayanmalıdır. TBK m. 125'in tanıdığı hakların ikinci öbeği, iş bu tez çalışmasının gövdesini oluşturmaktadır. Borçlunun temerrüdü sonucu alacaklı, belirli ek koşulları sağlayarak geciken ifayı reddedebilir. Gecikmiş ifanın reddedilmesi, temerrüt konusunun alt kümesidir. Bu nedenle öncelikli olarak temerrüde ilişkin hükümlerden genel olarak söz edilmelidir. Geciken İfadan vazgeçilmesi sonucu kullanılabilecek iki hak; ifa yerine olumlu zarar istemi ve sözleşmeden dönme sonucu olumsuz zarar istemidir. Sözleşme ilişkileri kapsamında borçlunun temerrüdü sonucu gecikmiş ifayı reddeden alacaklı, sözleşmeyi ayakta tutarak ve ifanın biçimini değiştirerek olumlu zarar isteminde bulunabilir.
  • Master Thesis
    Eser sözleşmesinde yüklenicinin malzeme nedeniyle sorumluluğu
    (2022) Kılıçoğlu, Ahmet Mithat; Kılıçoğlu, Ahmet M.; Law
    Eser sözleşmesinde yüklenicinin malzeme nedeniyle sorumluluğu adlı çalışmamız, Türk Borçlar Kanunu'nda yer alan 472. maddeden daha geniştir. Bu hüküm sadece malzeme sağlama bakımından borçları ilgilendirmektedir. Oysa ki, TBK m. 473/II'deki işe başlama ve yürütme, TBK m. 483'teki eserin yok olması, TBK m. 474 ve devamındaki ayıp sebebiyle sorumluluk başlıklı maddeler de malzeme nedeniyle sorumlulukları ilgilendirmektedir. İncelememizde eser meydana gelmeden önce, eser meydana getirilirken ve eser teslim edildikten sonraki malzeme nedeniyle sorumluluk başlıkları açılarak ayrı ayrı değerlendirilmeye çalışılacaktır. Bu sorumluluklar nihayetinde sadakat borcunun sonucu olduğundan özen ve bildirim yükümlülükleri kavramları ile bildirme külfetleri kavramlarına da yer verilecektir. Çalışmamızın daha iyi anlaşılması için tüketici ve kamu hukuku ile FIDIC'e göre malzeme nedeniyle sorumluluk hâllerine kısaca değinilecektir.
  • Master Thesis
    Medeni hukukta zina
    (2020) Kılıçoğlu, Ahmet Mithat; Kılıçoğlu, Ahmet M.; Law
    4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 185. maddesi, eşler arasında kurulan geçerli bir evlilik birliği içerisinde sahip olunan hakları ve üstlenilen yükümlülükleri düzenlemektedir. Bu kapsamda evlilik birliğinin eşlere yüklediği en önemli yükümlülüklerden birisi de sadakat yükümlülüğüdür. Zina, sadakat yükümlülüğünün bir görünümü olan cinsel sadakati ihlal eden davranış niteliğinde olup, evlilik birliği devam ederken eşten başka bir kimseyle cinsel ilişki yaşanmasını ifade etmektedir. Günümüzde zina, ceza hukuku alanında suç olmaktan çıkarılmakla birlikte, medeni hukukun farklı alanlarında ayrı yaptırımlara tabi tutulmuştur. TMK'de özel ve mutlak bir boşanma sebebi olarak düzenlenen zina, ayrıca eşler yönünden tazminat ve nafaka sorumluluğuna yol açabilmektedir. Bununla birlikte kanun koyucu, mal rejiminin tasfiye edilmesine ilişkin hükümlerde zinayı dikkate alarak istisnai bir düzenleme yapma gereği duymuştur. Tüm bunların yanı sıra, koşulların oluşması hâlinde zina eyleminde bulunan kişi mirasçılıktan çıkarılma yaptırımıyla da karşılaşabilecektir.
  • Master Thesis
    Sorumluluk hukukunda zor durumda kalma
    (2021) Kılıçoğlu, Ahmet Mithat; Kılıçoğlu, Ahmet Mithat; Law
    818 sayılı Borçlar Kanunu'nda 'zor durumda kalma' anlamında olmak üzere 'müzayaka' kelimesi kullanılmıştır. Müzayakanın Türk Dil Kurumu sözlüğündeki kelime anlamı 'sıkıntı, darlık, parasızlık'tır. Müzayaka hali bir hukuksal kurum olarak 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 21, 30/2 ve 44/2 maddelerinde yer almaktaydı. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun kabulüyle dil yönünden yapılan arılaştırma neticesinde müzayaka kelimesinin karşılığı olarak TBK'nın 28 ve 38'inci maddelerinde 'zor durumda kalma', 52'nci maddede ise 'yoksulluğa düşme' tabirleri kullanılmış ancak bu durum uygulamada bir değişiklik yaratmamıştır. Bu tez çalışmasında, TBK m.28'de yer alan aşırı yararlanmada, karşılıklı edimler arasındaki aşırı oransızlığın bir tarafın zor durumda kalmasından yararlanılarak gerçekleştirilmesi hali, TBK m.38/2'de yer alan bir hakkın veya kanundan doğan bir yetkinin kullanılacağı korkutmasıyla diğer tarafın zor durumda kalmasından aşırı menfaat sağlanması hali ve TBK m.52/2'de yer alan, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek tazminat yükümlüsünün zarara, hafif kusuruyla sebebiyet vermesi ve hakkaniyetin de bunu gerektirmesi halinde tazminatta bir indirim sebebi olma durumu incelenmiştir. Bu çalışmada, sorumluluk hukukunda 'müzayaka' haline bağlanan hüküm ve sonuçlar incelenmiştir. Ancak eBK'dan farklı olarak TBK'da müzayaka kavramına yer verilmediğinden 'Sorumluluk Hukukunda Zor Durumda Kalma' başlığı tercih edilmiştir. 'Zor Durumda Kalma' kavramı eBK'daki 'Müzayaka' hali için kullanılmıştır.
  • Master Thesis
    Yanılanın tazminat sorumluluğu
    (2021) Kılıçoğlu, Ahmet Mithat; Kılıçoğlu, Ahmet M.; Law
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 35. maddesi yanılanın tazminat sorumluluğunu düzenlemektedir. Bu kapsamda yanılanın tazminat sorumluluğunun doğabilmesi için öncelikle yanılmanın esaslı olması gerekir. Zira yanılan Türk Borçlar Kanunu 30. maddesi gereğince esaslı yanılma nedeniyle sözleşmeyi iptal edebilir. Ancak yanılan sözleşmeyi iptal edebilme hakkını Türk Borçlar Kanunu'nun 34. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde kullanamamaktadır. Esaslı yanılma nedeniyle sözleşmenin iptal edilebilmesi kusur şartına bağlı değildir. Yanılan yanılmasında kusurlu olsa dahi sözleşmeyi iptal edebilir. Bu nedenle karşı tarafın sözleşmenin geçerli olarak kurulacağına olan haklı güveninin korunabilmesi için yanılanın tazminat sorumluluğu kanunda düzenlemiştir. Yanılanın tazminat sorumluluğu bir culpa in contrahendo sorumluluğu olup bu sorumluluk güven sorumluluğunun sözleşme öncesindeki görünümünü oluşturmaktadır. Yanılanın tazminat sorumluluğu bir kusur sorumluluğudur. Bu anlamda yanılanın tazminat sorumluluğunun doğabilmesi için yanılanın yanılmasında kusurlu olması ve Türk Borçlar Kanunu 35. maddesinde belirtilen diğer şartların bulunması gerekir. Yanılanın tazminat sorumluluğunun kapsamında kural olarak menfi zarar bulunmakta olup istisnai olarak müspet zarar da tazmin edilebilmektedir. Yanılanın tazminat sorumluluğu, Türk Borçlar Kanunun ilgili hükümleri doğrultusunda sorumsuzluk anlaşmasıyla sınırlandırılabilir veya kaldırılabilir. Yanılanın tazminat sorumluluğuna ilişkin hükümlerin Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenen bazı kurumların hükümleriyle yarışması da mümkündür. Anahtar Sözcükler: Yanılma, İrade bozukluğu, Culpa in contrahendo, Tazminat Sorumluluğu, Borçlar Hukuku
  • Master Thesis
    Mimarın fikri hakları
    (2022) Kılıçoğlu, Ahmet Mithat; Kılıçoğlu, Ahmet Mithat; Law
    Bu çalışmanın konusunu 'Mimarın Fikri Haklarını' oluşturmaktadır. Bu çalışmada, mimarın fikri hakları 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında değerlendirilmiştir. Fikri haklar, Avrupa'da matbaa makinesinin icadı ile hukuken korunmaya başlamıştır. Mimarlığın, tarihteki en eski mesleklerden olmasına rağmen; mimarların fikri çalışmalarını ortaya koyarak meydana getirdikleri eserlerin korunması on dokuzuncu yüzyıldan itibaren söz konusu olmuştur. Çalışmamızın birinci bölümünde genel olarak fikri mülkiyet kavramı incelenmiş, sınai mülkiyet hakkı ve türleri ile hem Türk hukuku hem de uluslararası hukukta fikri mülkiyet haklarının tarihsel gelişimi açıklanmıştır. İkinci bölümde ise, eser kavramı, FSEK kapsamında eser sayılabilmenin unsurları ile mimari eser türleri incelenmiştir. Mimarın meydana getirdiği eserler üzerinde bulunan mali ve manevi haklar çalışmanın üçüncü bölümünde detaylı bir şekilde incelenmiş ve Yargıtay kararlarına yer verilmiştir. Mimari eserler üzerinde bulunan mali ve/ veya manevi haklara saldırı olması halinde mimarın başvurabileceği hukuki yollar çalışmamızın dördüncü bölümünde incelenmiştir. Çalışmamızda hukuk davaları, kusur ve zarar koşulu gerektiren ve kusur ve zarar koşulu gerektirmeyen davalar olarak ikiye ayrılarak incelenmiş ve ilgili Yargıtay kararlarına yer verilmiştir.