Sever, Dilşad Çiğdem

Loading...
Profile Picture
Name Variants
S., Dilşad Çiğdem
D. C. Sever
Sever,D.C.
Sever, Dilsad Cigdem
D.C.Sever
Dilsad Cigdem, Sever
Dilşad Çiğdem, Sever
S., Dilsad Cigdem
Sever, Dilşad Çiğdem
D. Ç. Sever
Sever,Dilsad Cigdem
Sever,D.Ç.
S.,Dilsad Cigdem
Dilşad Çiğdem Sever
D.Ç.Sever
D., Sever
D.,Sever
S.,Dilşad Çiğdem
Sever, Çiğdem
Sever Çiğdem
Job Title
Doçent Doktor
Email Address
cigdem.sever@atilim.edu.tr
Main Affiliation
Law
Status
Website
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID

Sustainable Development Goals

3

GOOD HEALTH AND WELL-BEING
GOOD HEALTH AND WELL-BEING Logo

1

Research Products

4

QUALITY EDUCATION
QUALITY EDUCATION Logo

1

Research Products

5

GENDER EQUALITY
GENDER EQUALITY Logo

3

Research Products

8

DECENT WORK AND ECONOMIC GROWTH
DECENT WORK AND ECONOMIC GROWTH Logo

2

Research Products

10

REDUCED INEQUALITIES
REDUCED INEQUALITIES Logo

1

Research Products

11

SUSTAINABLE CITIES AND COMMUNITIES
SUSTAINABLE CITIES AND COMMUNITIES Logo

1

Research Products

16

PEACE, JUSTICE AND STRONG INSTITUTIONS
PEACE, JUSTICE AND STRONG INSTITUTIONS Logo

8

Research Products

17

PARTNERSHIPS FOR THE GOALS
PARTNERSHIPS FOR THE GOALS Logo

1

Research Products
Scholarly Output

28

Articles

21

Citation Count

-

Supervised Theses

7

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 28
  • Article
    Devleti ve Hukuksal Kurumları Anlayabilmek İçin “polis” Kavramını Yeniden Düşünmek: Neocleous’un “polis Erkinin Eleştirel Teorisi”
    (Çağımızda Toplum ve Hukuk Dergisi, 2017) Sever, Çiğdem; Law
    Devletin otorite yapısının insanların gündelik yaşamlarını nasıl etkilediği anlaşılmaksızın devletin inşa sürecinin ve toplumla kurduğu ilişkinin anlaşılması da mümkün değildir.1 Bu nedenle devletin meşru şiddet kullanma tekeli aracılığıyla toplumsal hayatı düzenlemesini, yani polis erkini anlamak devlet ile sivil toplum arasındaki ilişkiyi anlayabilmek bakımından önem taşır. Mark Neocleous’un eleştirel bir devlet teorisi kurma hedefinin bir parçası olan Toplumsal Düzenin İnşası (Polis Erkinin Eleştirel Teorisi) başlıklı eseri de bu çabanın bir parçasıdır. Eserde Neocleous, polis kavramının tarihsel sürecini gözden geçirmiş ve Hegel, Marx, Smith ve Foucault’nun görüşlerinden yola çıkarak, Marksist devlet kuramına yönelen iki karşı görüşü ele almıştır. Bunlardan ilki, devletten sivil topluma doğru odak değişimi, ikincisi ise Foucault’nun çalışmalarından esinlenen bu tür ikilikleri reddetmek gerektiği yönündeki görüştür. Mark Neocleous’ın bu çalışmasının ilk amacı, bir süredir durgunluğa uğrayan polis çalışmalarını yeniden canlandırarak zabtetmeye yarayan geniş kurumlar dizgesini ortaya koymaktır. Çalışmanın en önemli tezi, devletin sivil toplumu, zaptetme2 aracılığıyla şekillendirdiği ve düzenlediğidir. Neocleous, bu çalışmada diğer Marksist devlet kuramlarında olduğu gibi polis kurumunun özel mülkiyeti korumak, işçi sınıfını ezmek gibi baskıcı işlevlerini vurgulamaktan öte zaptetmenin sadece işçi sınıfını baskı altında tutmada ve düzeni yeniden üretmede değil, düzenin inşasında oynadığı merkezi rolü ele almaya çalışmıştır.
  • Master Thesis
    Çocuk Hakları Sözleşmesi Çerçevesinde Türkiye'de İdarenin Pozitif Yükümlülükleri
    (2024) Bal, Gülçin; Sever, Dilşad Çiğdem; Law
    Çocukların bedensel ve zihinsel olarak henüz olgunluğa erişmemiş olmaları sebebiyle hususi olarak korunmaya ihtiyaçları vardır. Tarihi süreçte çocuklar ihtiyaç duydukları korumadan yoksun bırakılmışlardır. Zamanla çocuğa bakış değişmeye başlamış ve çocuklar da hakların öznesi birer birey olarak düşünülmeye başlanmıştır. Çocukların özel durumları nedeniyle özel bir korumaya ihtiyacı olduğunun kabulü ile temel insan hakları belgelerine ilave olarak münhasıran çocuk haklarını konu edinen bir sözleşme imzalanmıştır. Anılan Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin kabulü ile çocuklar hakların öznesi haline gelmiştir. Bu Sözleşme ile Taraf Devletlere çocuk haklarının korunmasına ilişkin yükümlülükler getirilmiştir. Taraf Devletler ise Sözleşme'den doğan yükümlülükleri idare eliyle yerine getireceklerdir.
  • Article
    Kamu Hizmetlerinde Biçimsel Ölçütte Çözülme ve Anayasa’nın 128. Maddesinin I. Fıkr Ası
    (2013) Sever, Dilşad Çiğdem; Law
    İdare hukukunun temel kavramı sayılabilecek kamu hizmetlerinde önemli bir dönüşüm yaşanmaktadır. Bu dönüşümün birinci görünümü kamu hizmetlerinde daralma yaşanması, ikincisi ise kamu hizmetlerinin özel kişiler eliyle ve özel hukukla görülmeye başlanmasıdır. Bu bağlamda, hangi hizmetlerin kamu hizmeti olmaktan çıkarılamayacağı ya da özel hukukla gördürülemeyeceği günümüzde kamu hizmeti ve hatta genel olarak kamu hukuku bakımından en önemli tartışmalardan biri- dir. Bu tartışmanın kilit noktası ise Anayasanın 128. Maddesinin birinci fıkrası hükmü ve bu hükmün Anayasa Mahkemesi tarafından yorumlanmasıdır. Genel idare esaslarına göre yürütülmesi gereken kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin kapsamının ne olduğu kamu hizmetlerinin biçimsel ölçütünü de belirlemektedir. Bu nedenle çalışmada maddenin anlamı ve Anayasa Mahkemesinin konuyla ilgili kararlarındaki yaklaşımı değerlendirilmiştir.
  • Article
    Afet Mevzuatından Kaynaklanan Yapısal Sorunlar: Teşkilat, İmar Afları ve Yapı Denetimi
    (2023) Sever, Dilşad Çiğdem; Law
    Türkiye’de başta deprem olmak üzere doğal afetlerin gerçekleşmesi beklenmedik bir durum değildir. Bu tür doğal olayları baş edilmesi güç bir afet haline getiren ve bu denli büyük yıkımlara yol açan, risk azaltmak için gerekli önlemlerin alınmaması ve dirençlilik oluşturulmamasıdır. Türkiye’de cumhuriyetin ilk yıllarından beri düzenleme konusu olan afetlerle ilgili mevzuat dağınık bir görünüme sahiptir ve bütüncül politika veya uygulamalar geliştirilmesi için elverişli değildir. Afet risklerinin azaltılması için sağlıklı bir kentleşme ve yapı üretimi sürecinin güvence altına alınması ve buna uygun bir yapı oluşturulması gerekir. Buna karşılık, Türkiye’de 1950’lerden itibaren özel teşkilat oluşturulan afet idareleri etkili olamamış, 2009 yılında AFAD kurularak farklı işlevlerin bu idare altında toplanması da yeterli olmamıştır. Diğer yandan, çok sayıda imar affı ile ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapı korunmuş, kentsel dönüşüm süreçleri amaca uygun şekilde gerçekleşmemiştir. 2018 yılında uygulanan imar barışı sonucunda verilen yapı kayıt belgelerinin sayıca fazlalığı ve denetimsiz bir alan yaratması dirençlilik konusundaki güçlükleri artırmıştır. İmar barışı düzenlemelerinde yer alan ve depreme dayanıklılığın malikin sorumluluğu olduğu hükmü idarenin sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı gibi, tam tersine kayıt altına alınan bu ruhsatsız yapılarda riskin öngörülmesi daha mümkün hale gelmiştir. Dirençli kentleşmenin önünde bu şekilde bir engel oluşturan imar aflarına eşlik eden yapı denetimi süreçleri sorunu daha büyük hale getirmiştir. Yapı denetim şirketlerine devredilen bu işlevin kamusal niteliği gözetilmeksizin yapılan yasal düzenlemeler bu denetimin yeterince etkili olmasını sağlayamamıştır. Tüm bu yapısal sorunlar afet riski azaltmayı giderek zor hale getirmiştir.
  • Article
    İnsan Hakları Örgütlerinin Aihm’e Başvurma Ehliyeti Bakımından Câmpeanu Kararı
    (Güncel Hukuk, 2017) Sever, Çiğdem; Hun, Sinem; Law
    Özgün nitelik ve amaçları nedeniyle insan hakları koruma mekanizmalarını kimin harekete geçirebileceği önemli bir meseledir. AİHM’e yapılan başvurular objektif nitelikli bir kamu davası niteliğinde olmadığından Sözleşmenin ihlal edildiğinin soyut olarak iddia edilmesi mümkün değildir; örneğin iç hukukun bir hükmüyle ulusal bir uygulamanın Sözleşmeye aykırı görülmesi nedeniyle başvuru yapılamaz. Bu nedenle AİHS’in 34. maddesine göre “Sözleşme ve protokollerindeki hakların ihlalinden zarar gördüğü iddiası olan her gerçek kişi veya hükümet dışı kuruluş veya kişi grupları” AİHM’e başvurabilir. Bu maddeden anlaşıldığı üzere söz konusu hakkın ihlalinden bir zarar doğmuş olması ve bu zararla başvurucu arasında doğrudan bir bağlantı olması gerekir. Bu zarar ve bağlantının kapsamı konusunda ise AİHM içtihadı büyük önem taşır. AİHM’in Temmuz 2014’te verdiği Romanya’ya karşı Valentin Câmpeanu adına Centre For Legal Resources kararı1 yaşam hakkı ihlal edilen bir gerçek kişi adına bir insan hakları örgütünün dava açma ehliyetinin tanınmış olması nedeniyle AİHM içtihadında önemli bir yere sahip. Dava, 1985 doğumlu ve doğumundan itibaren bilinen yakın akrabası olmayan, çeşitli zihinsel engellere sahip ve HIV hastası olan, bütün hayatını devlet makamlarının bakımı altında geçirmiş ve ihmal sonucunda hastanede ölmüş olan Romen Valentin Câmpeanu’nun yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasıyla Romanya’da hukuki destek vermeye odaklı bir sivil toplum örgütünce açılmıştır. Bu yazıda mahkemenin kararında değindiği eski içtihadı ile bu karar özetlenerek yaklaşımı ele alınacak ve kararın iç hukukta ne gibi etkileri olabileceği tartışılacaktır.
  • Master Thesis
    Enerji Fiyatlarına Kamusal Müdahaleler
    (2020) İnce, Ece; Sever, Dilşad Çiğdem; Law
    Bu çalışma iki bölümden oluşmakta olup; enerji ve vergi hukuku bir arada incelenmiştir. Birinci bölümde enerjinin iktisadi, hukukî ve malî olarak tanımlaması yapılmış; enerjinin ne nitelikte bir mal olduğu incelenmiş ve enerji kaynakları açıklanmıştır. İkinci bölümde ise enerjiye yapılan kamusal müdahaleler incelenmiştir. Bu bölümde enerjinin fiyatlandırılması; fiyatlandırmayı etkileyen kamusal müdahaleler (regülasyon – sübvansiyon - vergilendirme) açıklanmıştır. Enerji politikalarını uygulamak için idare tarafından düzenleyici ve idari işlemler ile yapılan müdahalelerden vergilendirilmenin açıklanmasının öncesinde vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülük kavramları açıklanmış olup, enerji fiyatlarını etkileyen müdahaleler bu terimlere göre irdelenmiştir.
  • Article
    İdare Hukukunda Hukukun Genel İlkelerinin Uygulanışı
    (2017) Sever, Çiğdem; Law
    Hukukun genel ilkeleri, gerek yargı kararlarında, gerekse öğretide sıkça kullanılan bir terim olmakla beraber bu ilkelerin nelerden ibaret olduğu, pozitif hukukun içinde yer alması bakımından yargıç tarafından nasıl uygulanacağı gibi konular tartışma konusu olabilmektedir. Bu durum, bu ilkelerin kapsamının ve hukuk sistemi içindeki yerinin belirlenmesinin zorluğundan olduğu kadar, ilkelerin uygulanış biçiminin hukuk sisteminde yer alan kurallara benzememesinden de kaynaklanmaktadır.
  • Master Thesis
    Kamu İhale İlke ve Usulleri Açısından İstisna Kapsamındaki Alımlar
    (2019) Karagülle, Gürkan; Sever, Dilşad Çiğdem; Law
    İdareler kamu hizmetini yürütürken ihtiyacı olan mal alımı, hizmet alımı veya yapım işlerini kendileri göremediği zamanlarda özel hukuk kişilerinden bu ihtiyaçlarını karşılamak durumunda kalırlar. Bu ihtiyaçlar ihale usulü ile karşılanır. Kamu ihalelerine ilişkin hukukumuzda iki tane temel kanun bulunmaktadır. Bunlardan ilki 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu diğeri 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu' dur. Çalışmada Kamu İhale Kanunu'nun istisnalar kenar başlıklı 3'üncü maddesinin ihale ilkeleri açısından değerlendirilmesi yapılarak kapsadığı konular ve idareler incelenmiştir
  • Master Thesis
    Anayasa Mahkemesi Kararları Işığında Meşru Beklentilerin Korunması
    (2022) Yılmaz, Halil Ozan; Sever, Dilşad Çiğdem; Law
    Çalışmamızın konusu Anayasa Mahkemesi kararları ışığında meşru beklentilerin korunmasıdır. Meşru beklenti kavramı 1900'lü yılların ikinci yarısından itibaren başta Almanya, İngiltere ve Avrupa Birliği olmak üzere birçok bölgede hukukun genel bir ilkesi olarak kabul edilmiştir. Bu kavram yasama organı ve idarenin çeşitli tasarruflarıyla yarattığı beklentilerin hukuk düzeninde korunmasını gerektirmektedir. 2000'li yıllardan itibaren ise Anayasa Mahkemesi tarafından hukukun genel ilkelerinden biri olarak kabul edilmiştir. Bu çalışmada Anayasa Mahkemesinin meşru beklentilerin korunmasına yaklaşımı ve hangi koşullarda koruma sağladığının ortaya konulması amaçlanmıştır. Tez iki bölümden oluşmaktadır. Tezin ilk bölümünde meşru beklenti kavramının gelişimi, tanımlanması ve benzer kavramlarla ilişkisinin açıklanması amaçlanmıştır. İkinci bölüm ise ilkenin Anaysa Mahkemesi kararlarında uygulanmasıyla ilgilidir.
  • Article
    Adalet Hizmetlerinden Doğan Malî Sorumluluk
    (2016) Sever, Çiğdem; Law
    Adaletin sağlanmasına yönelik hizmetler bir yandan yargılama işlevi, diğer yandan idari işlevi içeren geniş bir kapsama sahiptir ve bu hizmetlerin iyi yürütülmemesi ile adil yargılanma hakkı arasında önemli bir ilişki bulunmaktadır. Yargısal ve idari makamların idari nitelikteki faaliyetleri söz konusu olduğunda idarenin sorumluluğuna ilişkin esaslar uygulanmakla birlikte esas sorunlu alan yargısal nitelikteki ya da karma nitelik taşıyan faaliyetlerdir. Bu tür işlemler söz konusu olduğunda bir yandan yargı bağımsızlığı ve yargısal kararların kesin hüküm niteliği, diğer yandan ise genel anlamda devletin hesap verilebilir olması ilkeleri arasında bir denge gözetilmesi gerekmektedir. Bu denge kurulurken yargısal işlemlerden dolayı sorumluluk diğer kamu görevlilerinin sorumluluğundan ayrıştırılabilecekse de Türkiyedeki düzenlemeler bu konuda yeterli gelmemektedir.