Çetiner, Özlem
Loading...
Name Variants
Cetiner O.
Ç., Özlem
O., Cetiner
Özlem Çetiner
Ö., Çetiner
Çetiner,Ö.
Cetiner,Ö.
C., Ozlem
Cetiner,Ozlem
C.,Ozlem
Çetiner Ö.
Özlem, Çetiner
Ö.,Çetiner
O.,Cetiner
Cetiner,O.
Ç.,Özlem
Cetiner, Ozlem
Çetiner, Özlem
Ozlem, Cetiner
Ç., Özlem
O., Cetiner
Özlem Çetiner
Ö., Çetiner
Çetiner,Ö.
Cetiner,Ö.
C., Ozlem
Cetiner,Ozlem
C.,Ozlem
Çetiner Ö.
Özlem, Çetiner
Ö.,Çetiner
O.,Cetiner
Cetiner,O.
Ç.,Özlem
Cetiner, Ozlem
Çetiner, Özlem
Ozlem, Cetiner
Job Title
Doktor Öğretim Üyesi
Email Address
ozlem.cetiner@atilim.edu.tr
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output
7
Articles
5
Citation Count
29
Supervised Theses
0
7 results
Scholarly Output Search Results
Now showing 1 - 7 of 7
Article Citation Count: 1Kampüste Sağlıklı Beslenme Ortamına Yönelik Algılar: Ankara/Türkiye’de Özel Bir Üniversitede Yapılan Nitel Araştırma(2020) Çetiner, Özlem; Çetiner, Özlem; Eroğlu, Zeynep Büşra; Merdol, Türkan; Atasoy, Zeynep Begüm Kalyoncu; Nutrition and DieteticsAmaç: Üniversiteler sadece öğrencilere değil, aynı zamanda her kademeden çalışana da yemek hizmeti sunan kurumlardır.Ancak mevcut literatürde üniversite kampüsündeki beslenme ortamının bu hizmetten faydalanan farklı paydaşlartarafından değerlendirildiği çalışma sayısı kısıtlıdır. Bu nedenle bu çalışma, öğrencilerin ve üniversite personelinin kampüsbeslenme ortamına yönelik deneyimlerini ve algılarını anlamayı ve kavramsallaştırmayı amaçlamaktadır. Bireyler ve Yöntem: Ankara’da özel bir üniversiteye bağlı altmış dört kişi ile gerçekleştirilen odak grup görüşmelerindekikatılımcılar; (i). Ulusal ve uluslararası öğrenciler, (ii) Akademik personel, (iii) İdari personel ve (iv) Destek personelidir.Tematik analizler NVivo yazılımı ile yapılmış ve Nutrient Rich Food Index 9.3 (NRF 9.3) besin örüntüsü profili algoritması ilekafeteryanın bir aylık öğle yemeği menüsü değerlendirilerek üçgenleme yapılmıştır. Bulgular: Niteliksel analizler katılımcıların yemek hizmetlerinin beslenmedeki önemine ve besin değeri düşük yiyecek veiçecek tüketiminin sonuçlarına dair farkındalıkları olduğunu ortaya koymuştur. Menülerin besin değeri, yemek seçimindekien önemli belirleyicilerden biri olmakla birlikte katılımcılar, menülerin bir diyetisyen tarafından planlanmasına ilişkintaleplerini dile getirmişlerdir. Nitel analiz sonuçlarına göre belirlenen yedi kapsayıcı tema; (i) idari süreç, (ii) besin değeri,(iii) çeşitlilik, (iv) tat-lezzet, (v) hijyen ve besin güvenliği, (vi) kültürler arası kapsayıcılık ve (vii) fiyat olmuştur. Kampüsöğle yemeği menü seçeneklerinin NRF 9.3 skorları da nitel bulguları destekleyecek şekilde düşük (en az 0.09 ile en çok 3.19arasında) bulunmuştur. Sonuç: Bu çalışma, yiyecek ve içecek hizmetlerinde besin değeri ve çeşitliliğinin katılımcıların yiyecek seçimi ve deneyimleriiçin fiyat ve tattan daha baskın belirleyici faktörler olduğunu göstermektedir. Sonuçlar, bir üniversitenin tüm paydaşlarınasağlıklı menüler sunmanın önemine dikkat çekmekte ve bu sebeple bu kurumlarda diyetisyen istihdamının gerekliliğinivurgulamaktadır.Review Citation Count: 0İnsülin Direncine Etki Eden Besinler(2018) Çetiner, Özlem; Rakıcıoğlu, Neslişah; Nutrition and Dieteticsİnsülin direnci, başta diyabet ve metabolik sendrom olmak üzere birçok hastalığın oluşum sürecinde rol oynayabilenönemli bir aktördür. Fiziksel aktivite ve beslenme gibi değiştirilebilir yaşam koşulları ile insülin direnci oluşumununönüne geçilebilmektedir. Bu derleme yazının amacı, insülin direnci oluşumu ve yönetimi sürecinde etkili olduğu düşünülenbesinleri incelemek ve olası yararları üzerinde durmaktır. Bu bağlamda, derleme kapsamında polifenol içeriği yüksekbesinler ile posadan zengin besinler değerlendirilmiştir. İnsülin direncine etki eden ve etki ettiği düşünülen pek çok besinolmasına karşılık, tartışmalı ve zıt çalışmalar mevcuttur. Bu nedenle tek bir besin üzerinde yoğunlaşmak yerine diyettekibesin çeşitliliğini arttırıp, sözü geçen besinlerin diyete uygun miktarlarda eklenmesi daha yararlı bir yaklaşım olacaktır.Article Citation Count: 2Adaptation of Food Craving Inventory to Turkish culture: a validity and reliability study(Bmc, 2022) Özel, İrem Çağla; Çetiner, Özlem; Cetiner, Ozlem; Nutrition and DieteticsPlain English Summary This study was carried out to adapt the Food Craving Inventory to Turkish. The English version of inventory consists of 4 sub-factors that measure cravings for high-fat foods, carbohydrates/starches, sweets, and fast food fats, and creates a total score. The sample of the study consists of 621 individuals between the ages of 19-50 who voluntarily agree to participate in an online survey. This study revealed that FCI-TR is a valid instrument of specific food cravings in the Turkish adult population. Turkish version of the FCI also consist of 4 sub-factors. Women experienced more food craving for sweets than men. While the most craved food by women was chocolate, men scored significantly higher on bread than women. In addition, a relationship was found between food craving and body weight. Introduction The Food Craving Inventory is a 28-item self-report measure of specific food cravings. The inventory consists of 4 factors: high fats, sweets, carbohydrates/starches and fast-food fats. Purpose This study was carried out to evaluate the Turkish validity and reliability of the Food Craving Inventory, and to determine the psychometric properties and factor structure of the Turkish version. Methods The sample of the study consists of 621 individuals between the ages of 19-50 who voluntarily agree to participate in online survey. Validity and reliability analyses were performed for the Turkish version of Food Craving Inventory (FCI-TR). Confirmatory factor analysis was performed to evaluate the factor structure of the Turkish version of FCI. Results Confirmatory factor analysis yielded a four-factor structure as "sweets," "high-fats," "carbohydrates/starches" and "fast food fats". The Cronbach-alpha coefficient for the total score was 0.84; subfactors were calculated as 0.74 for "sweets", 0.64 for "high-fat foods", 0.65 for "carbohydrates/starches", and 0.66 for "fast-food fats". The scores of the FCI-TR factors and its total score significantly correlated with the sub-factors of Three Factor Eating Questionnaire (TFEQ). A significant correlation was found between body mass index (BMI) and high fats and fast-food fats factor score. Also total and factor scores of the FCI-TR were different between BMI groups. Conclusions This study demonstrates that the Turkish version of the FCI is a valid and reliable tool to measure food cravings in the Turkish population. FCI is also correlated with sub-factors of TFEQ.Article Citation Count: 0Long-term intermittent caloric restriction remodels the gut microbiota in mice genetically prone to breast cancer(Elsevier Science inc, 2024) Balcı, Tuğçe Nur; Çetiner, Özlem; Dogan, Aysenur; Sudagidan, Mert; Balci, Tugce Nur; Cetiner, Ozlem; Tuna, Bilge Guvenc; Nutrition and DieteticsObjectives: Gut microbiota dysbiosis is among the risk factors for breast cancer development, together with genetic background and dietary habits. However, caloric restriction has been shown to remodel the gut microbiota and slow tumor growth. Here, we investigated whether the gut microbiota mediates the preventive effects of long-term chronic or intermittent caloric restriction on breast cancer predisposition. Methods: 10-week-old transgenic breast cancer-prone mice were randomly assigned to dietary groups (ad libitum, chronic caloric restriction, and intermittent caloric restriction groups) and fed up to week 81. Stool samples were collected at weeks 10 (baseline), 17 (young), 49 (adult), and 81 (old). 16S rRNA gene sequencing was performed to identify the gut microbiota profile of the different groups. In order to investigate the breast cancer gut microbiota profile within genetically predisposed individuals regardless of diet, mammary tumor-bearing mice and mammary tumor-free but genetically prone mice were selected from the ad libitum group (n = 6). Results: Intermittent caloric restriction increased the microbial diversity of adult mice and modified age- related compositional changes. A total of 13 genera were differentially abundant over time. Pathogenic Mycoplasma was enriched in the re-feeding period of the old intermittent caloric restriction group compared with baseline. Furthermore, mammary tumor-free mice showed shared gut microbiota characteristics with mammary tumor-bearing mice, suggesting an early link between genetic predisposition, gut microbiota, and breast cancer development. Conclusions: Our study revealed the role of gut microbes in the preventive effects of caloric restriction against breast cancer development, implying the significance of diet and microbiome interplay. (c) 2024 Elsevier Inc. All rights are reserved, including those for text and data mining, AI training, and similar technologies.Article Citation Count: 0Dietary total antioxidant capacity and oxidative stress in patients with type-2 diabetes(Mattioli 1885, 2021) Çetiner, Özlem; Sendur, Suleyman Nahit; Yalcin, Tuba; Bayraktar, Miyase; Rakicioglu, Neslisah; Nutrition and DieteticsBackground: Reactive oxygen species can disrupt normal cellular functions by damaging DNA, protein, and lipid structures of the cell. Some antioxidant molecules may protect the body against reactive oxygen species. We aimed to investigate the relationship between the dietary intake of antioxidants and oxidative DNA damage in diabetic patients. Material and Methods: A total of 85 individuals were included in the study, of which 30 were newly diagnosed with type-2 diabetes, 30 were formerly diagnosed with type-2 diabetes, and 25 were healthy individuals. Twenty-four-hour dietary recalls were recorded for 3 consecutive days. Dietary total antioxidant capacity and dietary oxidative balance scores were calculated according to these records. Spot urine samples were collected and analyzed for 8-hydroxy-2' deoxyguanosine/creatinine. Results: Dietary total antioxidant capacity, estimated via different methods, was higher in the controls than that in patients with type-2 diabetes (p<0.05). The urinary 8-hydroxy-2'-deoxyguanosine/creatinine ratio, a reliable predictor of oxidative DNA damage, was also higher in non-diabetic patients (p<0.05). The urinary 8-hydroxy-2'-deoxyguanosine/creatinine ratio was not related to dietary antioxidant intake (p>0.05). Conclusion: Urinary 8-hydroxy-2'-deoxyguanosine/creatinine concentration may not always reflect the current oxidative status of the body.Article Citation Count: 24Social Jetlag Is Associated with the Frequency of Consumption of Sugar-Sweetened Beverages and a High BMI Percentile in Adolescents: Results of the Cross-Sectional Family Life, Activity, Sun, Health, and Eating (FLASHE) Study(Elsevier Science inc, 2021) Çetiner, Özlem; Yildirim, Gonca; Yıldırım, Gonca; Atasoy, Zeynep Begüm Kalyoncu; Nutrition and DieteticsBackground Social jetlag (SJL) occurs in adolescents due to misalignment of the bio-logical and social clocks, so that most teens wake up earlier than their biological clocks on weekdays and delay bedtime and wake up time on weekends. This shift in sleep timing among adolescents is associated with an adverse endocrine and behavioral risk profile, in addition to increased food consumption and increased body mass index (BMI). Objective The aim of this study was to determine the association between SJL, and the frequency of consumption of multiple food and beverage groups and BMI percentile in adolescents. Design Publicly available data from the cross-sectional Family Life, Activity, Sun, Health, and Eating (FLASHE) study were analyzed. Participants Participants from the FLASHE study were recruited from all regions of the United States between April and October 2014. Among the 1,581 adolescents aged 12 through 17 years in the original study, 1,556 with complete sleep data were analyzed. Main outcome measures The difference between the frequency of dietary consump-tion according to the Dietary Screener Questionnaire and BMI percentile was assessed in adolescents grouped according to SJL, as follows: no SJL: less than 1-hour difference; mild SJL: 1-to 2-hour difference; and severe SJL: more than 2-hour difference. Statistical analyses performed Differences in the frequency of food consumption were analyzed using the Kruskal-Wallis test. Secondary outcomes were analyzed using logistic regression models. Results Daily consumption frequency of sugar-sweetened beverages and fruits and vegetables differed among the 3 groups. Likewise, the BMI percentile differed among the 3 groups and was highest in the severe SJL group. Those in the severe SJL group had a 1.84-fold higher probability of having overweight or obesity (95% CI 1.83 to 1.84) than those in the no SJL group. Conclusions Severe SJL is associated with a higher frequency of sugar-sweetened beverage consumption and higher odds of having overweight or obesity compared with no SJL in adolescents. J Acad Nutr Diet. 2021;121(9):1721-1731.Review Citation Count: 2Hiperglisemi, Oksidatif Stres ve Tip 2 Diyabette Oksidatif Stres Belirteçlerinin Tanımlanması(2020) Çetiner, Özlem; Rakıcıoğlu, Neslişah; Nutrition and DieteticsOksidatif stres, hem Tip 2 diyabet oluşumu hem de diyabet komplikasyonlarının gelişiminde rol oynayabilen önemli bir aktördür.Temel olarak oksidatif stres, reaktif oksijen türevlerinin (ROS) yapımı ve bozunumu arasındaki dengenin bozulması sonucunda oluşanfizyolojik durumu tanımlamada kullanılır. Klinik çalışmalar sonucu elde edilen veriler, sistemik oksidatif stresin metabolik sendrom vekomponentleriyle yakından ilişkili olduğunu göstermektedir.Kronik hiperglisemi ve hiperlipidemi, ROS oluşumu için önemli risk faktörleridir. Hipergliseminin, ROS birikimine katkısı farklımetabolik yolaklar üzerinden gerçekleşebilmektedir. Temel olarak hiperglisemik koşullarda glikolitik yolağın aktivitesinin artması vemitokondriyal elektron taşıma sistemi üzerinde oluşan elektron basıncı, ROS oluşumuna katkı sağlar. Reaktif oksijen türevlerinin oluşumuve birikimi daha sonra glikolizde görevli kilit enzimlerden gliseraldehit 3-P dehidrogenaz (GAPDH) enzim aktivitesini baskılayarakhücreyi, glikozu alternatif yolaklarla metabolize etmeye zorlar. Glikoliz ve krebs döngüsünün etkinliği azalır; polyol yolağı, hekzozaminyolağı ve protein kinaz C (PCK) aktivitesi artar. Tüm bu alternatif metabolik yolaklar hücrede ROS oluşumunu daha da artırır. ROSbirikimi, insülinin gen ekspresyonunu ve beta hücrelerden insülin salınımını posttranslasyonel faktörler aracılığıyla azaltarak, insülindirenci patogenezine katkı sağlayabilir. Hiperglisemi kaynaklı ROS birikimi, diyabet komplikasyonlarının oluşumunda da önemlirole sahiptir. Klinik çalışmaların sonuçları, diyabet ve komplikasyonlarının, hücrenin protein, lipit ve nükleik asit komponentlerindeyarattığı oksidatif hasarı belirlemede pek çok belirtecin kullanılabileceğini ve bu belirteçlerin oksidan harabiyetin düzeyi hakkında fikirverebileceğini göstermektedir.
