Mertol, Halit Cenan

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Mertol, Halit Cenan
Halit Cenan Mertol
M., Halit Cenan
H. C. Mertol
H.,Mertol
M.,Halit Cenan
H., Mertol
Mertol,H.C.
Mertol,Halit Cenan
H.C.Mertol
Mertol H.
Halit Cenan, Mertol
Cenan Mertol H.
Mertol, Halit
Job Title
Doktor Öğretim Üyesi
Email Address
cenan.mertol@atilim.edu.tr
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output

31

Articles

17

Citation Count

172

Supervised Theses

13

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 31
  • Article
    Citation Count: 0
    Farklı Geleneksel ve Çelik Lifli Beton Katmanlarına Sahip Betonarme Kirişlerin Eğilme Davranışı
    (2022) Mertol, Halit Cenan; Civil Engineering
    Bu çalışmada, farklı geleneksel ve çelik lifli beton katmanlarına sahip betonarme kirişlerin eğilme davranışı incelenmiştir. Boyutları 180×250×3500 mm olan toplamda 10 kiriş, iki grupa bölünerek dört nokta yüklemesi altında eğilme davranışı değerlendirmesi için test edilmiştir. Tüm kirişlerde çekme bölgesinde 416 donatısı kullanılmıştır. Bu araştırmadaki ana değişken kiriş yüksekliğince oluşturulan katmanlardaki beton tipidir. Kirişin yüksekliği her biri 50 mm olan 5 katmana ayrılmıştır. “F” grubunda bulunan geleneksel beton kullanılan kirişlerde, çelik lifli beton katmanları aşağıdan başlayarak geleneksel beton katmanlarının yerlerine yerleştirilmiştir. Örnek olarak, F15P10 kirişinin yüksekliği boyunca aşağıdan 150 mm’si çelik lifli betondan, yukarıda kalan 100 mm’si ise geleneksel betondan imal edilmiştir. “P” grubunda bulunan çelik lifli beton kullanılan kirişlerde ise, geleneksel beton katmanları aşağıdan başlayarak çelik lifli beton katmanlarının yerlerine yerleştirilmiştir. Örnek olarak, P10F15 kirişinin yüksekliği boyunca aşağıdan 100 mm’si geleneksel betondan, yukarıda kalan 150 mm’si ise çelik lifli betondan imal edilmiştir. Kirişlerin yük-sehim eğrileri elde edilmiş ve bu eğriler azami yük, kullanım rijitliği, tepe sonrası rijitlik ve eğilme tokluğu açısından değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda göre, yeterli sünekliğin çekme bölgesinde bulunan çelik lifli beton katmanı ile sağlanabileceği belirlenmiştir. Bu katmanın, çekme bölgesinde olduğu sürece yüksekliğinin ve yerinin davranışı önemli bir şekilde etkilemediği görülmüştür.  
  • Article
    Citation Count: 0
    6 Şubat 2023 Depremlerinde Gözlenen Betonarme Binalardaki Sorunların Hiyerarşik Bir Üçgen ile Açıklanması
    (2023) Mertol, Halit Cenan; Civil Engineering
    Ülkemiz 6 Şubat 2023 tarihinde, saat 04:17’de merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan $M_w=7.74 büyüklüğünde bir depremle sarsılmıştır. Yaklaşık dokuz saat sonra, saat 13:24’te, bu sefer merkez üssü Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi olan $M_w=7.6$ büyüklüğünde ikinci bir deprem oluşmuştur. Depremlerin çevresinde bulunan 11 şehir afet bölgesi kapsamına alınmıştır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın verilerine göre bölgede 582000 bağımsız bölüm ve 202000 binanın acil yıkılacak, ağır hasarlı veya yıkık olduğu saptanmıştır. Bu makalede, deprem bölgesine yapılan, depremin olduğu gün başlayan ve 5 gün süren incelemeler neticesinde, betonarme binalarda yıkılmaya neden olan sorunlar hiyerarşik bir üçgen şeklinde, önem sırasına göre anlatılmıştır. Yetersiz kenetlenme boyu, etriye uçlarının 135° derece bükülmemesi, malzeme ile ilgili sorunlar, kolon ve kiriş uç bölgelerinde sarılma bölgelerinin bulunmaması, güçlü kiriş-zayıf kolon, vb. sorunların yıkımların önemli bir kısmını oluşturduğu gözlemlenmiştir. Yıkılan yapıların, yapıldıkları dönemde yürürlükte olan deprem yönetmeliklerinin şartlarını yerine getirmediği görülmüştür.
  • Master Thesis
    Kentsel dönüşüm kapsamında ankara'da riskli bulunan binaların yorumlanması
    (2020) Mertol, Halit Cenan; Mertol, Halit Cenan; Civil Engineering
    Türkiye'de bulunan birçok yapı deprem bölgelerinde yer almaktadır. Özellikle 1999 Adapazarı Depremi öncesinde yapılmış olan yapıların deprem yükleri altında göçme riski bulunmaktadır. Bu depremden sonra gerçekleştirilen malzeme, analiz, tasarım, yapım ve denetim ile ilgili düzenlemeler, daha güvenli yapıların tasarlanıp inşa edilmesine yol açmıştır. Türkiye'de daha öncesinde yapılan bütün eski yapıların durumunun, yapıların güçlendirme veya yıkım ve yapım işlemi gerektirip gerektirmediğinin 'Kentsel Dönüşüm' adı altında değerlendirilmesi ihtiyacı doğmuştur. Bu çalışmada, Kentsel Dönüşüm yapılan binaların yapısal değerlendirilmesi ile ilgili çalışmalar incelenmiştir. Ankara'daki binalar için hazırlanan 39 adet yapısal değerlendirme raporu tetkik edilmiş ve sonuçları beton dayanımı, zemin taşıma kapasitesi, deprem yükleri, riskli kolon sayıları ve onların taşıdığı kesme kuvvetleri, vb. konularda karşılaştırmalar yapılmıştır. Binaların neden riskli olduğu hakkında grafikler çizilmiştir. Bu karşılaştırmalar ve grafikler ışığında bazı ilişkiler oluşturulmuştur. Bu çalışmanın sonuçları genellenerek Türkiye'nin diğer illerine gerçekleştirilecek kentsel dönüşüm çalışmalarında kullanılabilir.
  • Article
    Citation Count: 80
    Flexural behavior of lightly and heavily reinforced steel fiber concrete beams
    (Elsevier Sci Ltd, 2015) Mertol, Halit Cenan; Baran, Eray; Baran, Eray; Civil Engineering; Department of Civil Engineering
    Flexural behavior of lightly and heavily reinforced steel fiber concrete beams was investigated. The test series consisted of 20 singly reinforced beams having 180 x 250 x 3500 mm dimensions. The main parameters in the testing program were the type of concrete and the amount of longitudinal reinforcement. Ten different longitudinal reinforcement ratios (with a minimum of 0.2% and a maximum of 2.5%) covering the range from under-reinforced to over-reinforced beam behavior were used in the testing program. Two specimens were cast for each longitudinal reinforcement ratio, one specimen using conventional concrete (CC) and another specimen using steel fiber reinforced concrete (SFRC). Load-deflection behaviors were obtained and evaluated in terms of ultimate load, ultimate deflection, service stiffness, post-peak stiffness, and flexural toughness. The results indicate that the use of SFRC increases the ultimate load and service stiffness of the beams slightly compared to that of CC specimens. As reinforcement ratio increases, the ultimate deflection of SFRC specimens becomes significantly greater than that of CC specimens. For over-reinforced sections, the post-peak stiffness of the SFRC specimens is observed to be significantly lower than that of CC specimens. The flexural toughness of SFRC specimens is greater than that of CC specimens with the difference being significantly larger for over-reinforced sections. Experimental load-deflection relationships were also compared to the load-deflection curves obtained from sectional analyses based on strain compatibility and best fit stress-strain relationships for SFRC in tension and compression. (C) 2015 Elsevier Ltd. All rights reserved.
  • Master Thesis
    Düzenli ve düzensiz betonarme binalar için geliştirilmiş itme analiz prosedürlerinin değerlendirilmesi
    (2021) Mertol, Halit Cenan; Mertol, Halit Cenan; Civil Engineering
    Performansa dayalı tasarım yöntemlerinin önemli bir özelliği, sismik talep parameter tahminlerinin doğruluğu olarak kabul edilebilir. Tasarıma dayalı yöntemlerin bu du doğrultuda iyileştirmeler yapmak her zaman çok değerlidir. Yüksek modların etkisini hesaba katan birkaç Gelişmiş İtme Analizi (GİA) prosedürü son zamanlarda araştırmacılar tarafından önerilmiştir. Bu prosedürlerin çoğu normal bina çerçevelerine uygulandığından, bu tür prosedürlerin etkinliğinin düzensiz bina çerçeveleri için değerlendirilmesine ihtiyaç vardır. Ardışık Modal İtme (AMİ), Dinamik Yük Modeli (DYM) ve Tek Çalışmalı Çok Modlu İtme (TÇÇMİ) gibi GİA prosedürleri literatürde moment taşıyan çelik çerçevelere uygulanarak değerlendirilmiştir. Bu çalışmanın amacı, farklı kat sayılarına (4, 8, 12, 16, 20 ve 24) sahip 12 adet düzenli ve düzensiz özel moment taşıyan betonarme çerçevenin sismik taleplerini tahmin etmek için kullanılan GİA prosedürlerinin etkinliğini ve uygulanabilirliğini karşılaştırmalı olarak değerlendirmektir. GİA yöntemleri sonucunda elde edilen yapısal talepler Doğrusal Olmayan Zaman Alanı Analizinden (DOZAA) elde edilen sonuçlarla karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırmada birinci mod ve düzgün yanal yük modellerine dayalı geleneksel itme analizleri de gösterilmiştir. Sonuçlar, DYM ve AMİ yöntemlerinin, düzenli ve düzensiz binaların sismik taleplerini TÇÇMİ prosedüründen daha yüksek doğrulukla tahmin edebileceğini göstermiştir. Buna ek olarak, DYM ve AMİ itme prosedürlerinin, daha yüksek modların etkisinin önemli olduğu bina çerçevelerinin sismik talepleri tahmin etmek için daha iyi alternatifler olduğu belirlenmiştir.
  • Article
    Citation Count: 2
    A site survey of damaged RC buildings in Izmir after the Aegean sea earthquake on October 30, 2020
    (Croatian Soc Civil Engineers-hsgi, 2023) Mertol, Halit Cenan; Tunç, Gökhan; Akış, Tolga; Civil Engineering
    An earthquake with a magnitude of Mw = 6.6 and a depth of approximately 16.5 km occurred on 30 October 2020 off the cost of Samos, a Greek island 35 km southwest of Seferihisar, a town in Izmir. The earthquake caused several collapses and severe structural damage in approximately 6,000 buildings, specifically in the Bayrakli District in Izmir Bay. This paper presents the observations and findings of a technical team that visited the earthquake -affected areas immediately after the earthquake. Eleven partially or fully collapsed and several severely damaged reinforced concrete buildings were investigated. Based on the site investigations, we observed that almost all of the collapsed or severely damaged reinforced concrete buildings in the region were built between 1975 and 2000. Site observations also confirmed that the construction of these collapsed or damaged buildings did not conform to the requirements outlined in the Turkish Earthquake Codes used at the time. The failures and severe damage to buildings in earthquake-affected areas are primarily related to inadequate reinforcement configuration, poor material quality, the absence of geotechnical studies, and framing problems related to their lateral load-carrying systems. Therefore, it is recommended that all the buildings located in and around Izmir Bay, particularly those built between 1975 and 2000, be structurally evaluated to prevent any further loss of life and property during future earthquakes.
  • Article
    Citation Count: 3
    Experimental Analysis of the Behavior of Composite Column-Reinforced Concrete Beam Joints
    (Springer Heidelberg, 2021) Tunç, Gökhan; Mertol, Halit Cenan; Mertol, Halit Cenan; Civil Engineering
    This study assesses the seismic performance of steel-reinforced concrete (SRC) composite columns connected to reinforced concrete (RC) beam joints, and their ability to dissipate seismic energy through inelastic deformations. In this article, experimental aspects regarding the seismic performance of high-ductility and low-ductility steel-concrete composite frame were investigated. The principle design parameter in this study was ductility, which is considered a conceptual framework in Efficiency-Based Seismic Engineering. Thus, attention was focused on assuring various ductility ranges of joints obtained through a detailed study of the Turkish Earthquake Code (TEC 18) [Ministry of Public Works and Housing.: Turkiye Bina Deprem Yonetmeligi (Turkey's Earthquake Code for Buildings). Official Gazette (2018) (in Turkish).]. After identifying deficiencies and the energy dissipation capacity in the newly proposed joints, two half-scaled frames with specific ductility-related designs were constructed, instrumented, tested, and analyzed. The specimens were tested under displacement-controlled lateral cyclic loading that incorporated constant axial loading to create cyclic tension and compression facets across the joint areas. The test results proved that the SRC column-RC beam frames employing an extra column reinforcement ratio exhibit slightly better seismic performance. Due to the presence of structural steel, the shear failure of the joint was effectively prevented, even after the formation of the plastic hinge on the interface of the beam. During the testing, the column rebars, to some extent, made a minor contribution to the joint strength of the specimen compared to the structural steel that absorbed almost all of the load applied to the frame.
  • Article
    Citation Count: 18
    Creep and shrinkage behavior of high-strength concrete and minimum reinforcement ratio for bridge columns
    (Precast/Prestressed Concrete Institute, 2010) Mertol, Halit Cenan; Mertol,H.C.; Rizkalla,S.; Zia,P.; Mirmiran,A.; Civil Engineering
    This paper summarizes the findings of an extensive research program that examined the shrinkage and creep behavior of high-strength concrete (HSC) up to a strength of 18 ksi (124 MPa). Creep and shrinkage strains of 60 specimens were monitored for up to two years. The variables considered in this investigation were the concrete compressive strength, specimen size, curing type, age of concrete at loading, and loading stress level. Research findings indicate that the current American Association of State Highway and Transportation Officials' AASHTO LRFD Bridge Design Specifications could be used to estimate the creep coefficient and shrinkage strain of HSC up to 15 ksi (103 MPa). However, the current AASHTO LRFD specifications do not provide appropriate predictions for concrete compressive strength greater than 15 ksi (103 MPa). A revised time-development correction factor is proposed to obtain better predictions for HSC up to 18 ksi (124 MPa). For HSC compression members, the current AASHTO LRFD specifications require an excessive amount of minimum longitudinal reinforcement to account for the long-term effects due to shrinkage and creep. Based on an analysis, a new relationship is proposed for the required minimum reinforcement ratio.
  • Doctoral Thesis
    Normal ve çelik lifli beton kullanılan betonarme kirişlerin darbe etkisi altındaki davranışının deneysel ve analitik olarak incelenmesi
    (2018) Mertol, Halit Cenan; Mertol, Halit Cenan; Tuncay, Kağan; Civil Engineering
    Bu çalışmada donatılı ve donatısız geleneksel beton (GB) ve çelik lifli beton (ÇLB) kullanılan kirişlerin darbe yüklemesi altındaki deneysel ve analitik davranışları araştırılmıştır. ÇLB için Dramix ZP-305 tipi çelik lifler kullanılmıştır. Kirişlerin yarısında donatı kullanılmamış, diğer yarısında ise elemanların tam ortasında bir adet 8 mm çapında çelik donatı kullanılmıştır. Bu çalışmadaki beton silindir basınç dayanımları, GB için 12 ve 26 MPa, ÇLB için 35 MPa olarak ölçülmüştür. Kiriş numuneler 60×60×500, 100×100×500 ve 150×150×500 mm boyutlarındaydı. Numunelerin darbe yüküne maruz bırakılması için 58.5 N ağırlığında çekice sahip, düşen çekiç test düzeneği kullanılmıştır. Bu çekiç ağırlığı deney numunesi boyutlarına göre farklı yüksekliklerden bırakılmıştır (donatısız elemanlar için 1.20, 2.00 ve 2.95 m, donatılı elemanlar için 2.95, 3.00 ve 3.04 m). Deney sırasında 2000 kare hızına sahip yüksek hızlı fotoğraf makinası kullanılarak numunelerin yavaş çekim videoları kaydedilmiştir. Kaydedilen videolar TEMA Hareket Analiz Programı kullanılarak analiz edilmiş ve çekiç için deneysel hız-zaman ilişkileri elde edilmiştir. Kiriş, çekiç ve mesnetler ANSYS Sonlu Elemanlar Analiz Programı kullanılarak modellenmiş ve modelleme parametreleri deney sonuçlarına göre kalibre edilmiştir. ANSYS Dynamic Explicit AUTODYN çözümünde Riedel, Hiermaier ve Thoma (RHT) Beton Modeli kullanılmıştır. Sonuçlar bu çalışmadaki deney sonuçları ile karşılaştırılmış ve kullanılan beton modeli parametreleri bu sonuca göre değiştirilmiştir. Deney ve modelleme sonuçlarının karşılaştırılması ile çekiç için oluşturulan hız-zaman ilişkilerinin farklı beton basınç dayanımları ve farklı kesit boyutları için çok iyi uyum içinde olduğu saptanmıştır. Bu araştırma sonucunda kalibre edilmiş modeller kullanılması durumunda, donatısız ve donatılı GB ve ÇLB kullanılan elemanların darbe etkisi altındaki davranışları iyi bir şekilde tahmin edilebilmektedir.
  • Article
    Citation Count: 0
    23 Ekim 2011 Van, Türkiye Depremi Sırasında Gedikbulak Okul Binasının Yıkılması
    (2023) Mertol, Halit Cenan; Civil Engineering
    23 Ekim 2011 tarihinde Türkiye'nin doğusunda Mw = 7,2 (ML = 6,7) büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Yer hareketinin en yüksek yer ivmesi 0.18×g olarak ölçülmüştür. Deprem, yığma ve betonarme yapılarda küçük çatlaklardan tamamen göçmeye kadar değişen hasarlara neden olmuştur. Bu depremde, Gedikbulak Köyü'ndeki 4 katlı betonarme okul binası tamamen yıkılmıştır. Bu okul binası Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan tipik bir projedir (No: 10370) ve bu tipik proje Türkiye'nin çeşitli yerlerinde okul binalarının yapımında yaygın olarak kullanılmıştır. Bu makalede, Atılım Üniversitesi Keşif Takımının ana şoktan birkaç gün sonra okul binasının yıkıldığı yerde yaptığı saha gözlemleri ve okul binasının yıkılma nedenleri üzerinde durularak detaylı analizleri anlatılmaktadır. Analiz sonuçları göçmenin, düz donatı çubuklarının yetersiz kenetlenme ve bindirme boyu nedeniyle perde duvarların tabanının (hem x- hem de y- yönlerinde) temelden ayrılmasından kaynaklandığını göstermiştir. Yapılan inceleme ve analizler sonucunda benzer mevcut okul binalarının gelecekteki depremlerde yıkılmaması için önerilerde bulunulmuştur.