Mertol, Halit Cenan

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Mertol, Halit Cenan
Halit Cenan Mertol
M., Halit Cenan
H. C. Mertol
H.,Mertol
M.,Halit Cenan
H., Mertol
Mertol,H.C.
Mertol,Halit Cenan
H.C.Mertol
Mertol H.
Halit Cenan, Mertol
Cenan Mertol H.
Mertol, Halit
Job Title
Doktor Öğretim Üyesi
Email Address
cenan.mertol@atilim.edu.tr
Main Affiliation
Civil Engineering
Status
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output

31

Articles

17

Citation Count

172

Supervised Theses

13

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 31
  • Article
    Citation - WoS: 2
    Citation - Scopus: 2
    Influence of the Proportion of Frp To Steel Reinforcement on the Strength and Ductility of Hybrid Reinforced Concrete Beams
    (Taylor & Francis Ltd, 2023) Kartal, Saruhan; Kalkan, Ilker; Mertol, Halit Cenan; Baran, Eray; Civil Engineering; Department of Civil Engineering
    The present study pertains to the influence of variation of FRP (Fiber Reinforced Polymer) proportion in tension reinforcement on the flexural behavior of RC beams with FRP and steel reinforcing bars. A total of 25 beams, including FRP-, steel- and hybrid FRP-steel reinforced ones, were tested to failure under four-point bending. Two types of FRP bars, GFRP (Glass Fiber Reinforced Polymer) and BFRP (Basalt Fiber Reinforced Polymer), were used and both over- and under-reinforced beams were tested. The beams in each group were designed to have close flexural capacities to fully reveal the effect of FRP proportion in the tension zone on beam ductility for a fixed bending capacity. A new analytical model was developed for estimating the bending capacities of beams. Different deformation and curvature ductility definitions were adopted and an energy-based definition, revealing the expected tendency in beam ductility, was determined. The test results revealed that the presence of even a single FRP bar in the tension zone results in reductions up to 40% in beam ductility as compared to the beam with full steel reinforcement. Each additional replacement of a steel bar with FRP was found to cause a further decrease up to 20% in beam ductility.
  • Master Thesis
    Yeterli Dayanıma Sahip Olmayan Betonarme Binaların Çapraz Çelik Profiller Kullanılarak Güçlendirilmesi
    (2022) Erpek, Berk; Mertol, Halit Cenan; Civil Engineering
    Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na göre, Türkiye'deki toplam 19,5 milyon binadan sadece 5 milyonu depreme dayanıklıdır. Yedi milyon bina acil olarak güçlendirilmeli veya yıkılmalıdır. Yeterli dayanıma sahip olmayan binaların hepsini yıkıp yeniden inşa etmek mümkün gözükmemektedir. Güçlendirme süreci birçok komplikasyon içerir. En önemli komplikasyonlardan biri, güçlendirme çalışmaları yapılan binalarda oturanların tahliye edilmesidir. Mevcut betonarme binaların dıştan çelik çapraz yöntemi ile güçlendirilmesi, daha hızlı, daha ucuz ve bu binalarda yaşayan, çalışan veya kullananları etkilemeden yapılabilmesi nedeniyle dünya çapında popüler hale gelmektedir. Bu araştırmanın amacı, mevcut betonarme binalar için dıştan çelik çaprazlar kullanılarak güçlendirme yönteminin verimliliğini değerlendirmektir. Bu çalışmada 3, 6, 9 ve 12 katlı dört betonarme bina model analitik olarak incelenmiştir. Kullanılan betonarme bina modelleri, tasarım kodlarına göre yeterli dayanıma sahip olmayan binalar olarak tasarlanmıştır. Yeterli dayanıma sahip olmayan bina modellerinin performansları, Eşdeğer Statik Deprem Yükü, İtme Analizi ve Zaman Tanım Alanında Deprem Yer Hareketi Analizi olmak üzere üç farklı yöntemle değerlendirilmiştir. Bu binalar daha sonra dıştan çelik çaprazlarla güçlendirilmiş ve performansları aynı üç yöntemle değerlendirilmiştir. Sonuçlara göre, tüm betonarme bina modellerinin ters V konfigüre edilmiş dış çelik destek sistemi kullanılarak etkin bir şekilde güçlendirilebileceğini anlaşılmıştır. 9 kata kadar olan betonarme binaların ise X konfigürasyonlu çelik çaprazlama sistemi ile etkin bir şekilde güçlendirilebileceği sonucuna ulaşılmıştır. Binanın her iki yanında birer çelik çerçeveye sahip olan sistemin, maliyet açısından en uygun güçlendirme sistem olduğu görülmüştür.
  • Master Thesis
    Düzenli ve Düzensiz Betonarme Binalar için Geliştirilmiş İtme Analiz Prosedürlerinin Değerlendirilmesi
    (2021) Sharıda, Mohamed El; Mertol, Halit Cenan; Civil Engineering
    Performansa dayalı tasarım yöntemlerinin önemli bir özelliği, sismik talep parameter tahminlerinin doğruluğu olarak kabul edilebilir. Tasarıma dayalı yöntemlerin bu du doğrultuda iyileştirmeler yapmak her zaman çok değerlidir. Yüksek modların etkisini hesaba katan birkaç Gelişmiş İtme Analizi (GİA) prosedürü son zamanlarda araştırmacılar tarafından önerilmiştir. Bu prosedürlerin çoğu normal bina çerçevelerine uygulandığından, bu tür prosedürlerin etkinliğinin düzensiz bina çerçeveleri için değerlendirilmesine ihtiyaç vardır. Ardışık Modal İtme (AMİ), Dinamik Yük Modeli (DYM) ve Tek Çalışmalı Çok Modlu İtme (TÇÇMİ) gibi GİA prosedürleri literatürde moment taşıyan çelik çerçevelere uygulanarak değerlendirilmiştir. Bu çalışmanın amacı, farklı kat sayılarına (4, 8, 12, 16, 20 ve 24) sahip 12 adet düzenli ve düzensiz özel moment taşıyan betonarme çerçevenin sismik taleplerini tahmin etmek için kullanılan GİA prosedürlerinin etkinliğini ve uygulanabilirliğini karşılaştırmalı olarak değerlendirmektir. GİA yöntemleri sonucunda elde edilen yapısal talepler Doğrusal Olmayan Zaman Alanı Analizinden (DOZAA) elde edilen sonuçlarla karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırmada birinci mod ve düzgün yanal yük modellerine dayalı geleneksel itme analizleri de gösterilmiştir. Sonuçlar, DYM ve AMİ yöntemlerinin, düzenli ve düzensiz binaların sismik taleplerini TÇÇMİ prosedüründen daha yüksek doğrulukla tahmin edebileceğini göstermiştir. Buna ek olarak, DYM ve AMİ itme prosedürlerinin, daha yüksek modların etkisinin önemli olduğu bina çerçevelerinin sismik talepleri tahmin etmek için daha iyi alternatifler olduğu belirlenmiştir.
  • Master Thesis
    Türkiye'deki Yapım Şirketlerinde İş Sağlığı ve Güvenliğinin Değerlendirilmesi
    (2016) Uzunömeroğlu, Arda; Mertol, Halit Cenan; Civil Engineering
    İş kazaları ve bunların yol açtığı sakatlıklar Türkiye ve diğer bir çok ülkede ciddi problemlere yol açmaktadır. İş kazalarının zararları ekonomik ve sosyal olarak iki katagoriye ayrılabilir. Sonuç olarak iş kazaları, kalıcı sakatlıklara hatta ölümlere sebep olabilir. İşcilerde oluşan kalıcı sakatlıklar, sosyal ve psikolojik problemlere yol açar. Bu problemlerin sonucu olarak, inşaattaki güvenlik koşullarını değiştirmek ölümcül kazalardan sakınmak adına çok önemlidir. Bu çalışmada, Türkiye'deki inşaat sektöründe iş sağlığı ve güvenliği etkileyen faktörler ve bu faktörlerin nasıl iyileştirilebileceği açıklanmıştır. Güvenlik düzeyini hesaplamak adına, ana faktörlere bağlı olarak bir anket uygulanmıştır. Sonuçlar, eğitim, gözetim, kişisel tutum ve yönetim olarak dört ana faktör altında olarak değerlendirilmiştir. Bu değerlendirme sonunda işyeri güvenlik düzeyi belirlenmiştir. Bunlara ek olarak bu çalışmada, inşaat firmalarının büyüklükleri ve deneyimleri arasındaki ilişki ve güvenlik seviyeleride çalışılmıştır. Sonuçlara göre, inşaat firmalarının büyüklükleri ve deneyimleri arasında bir ilişki olduğu görülmüş, ve bu ilişkiye bağlı olan Türkiye'deki iş güvenliği düzeyinin genel olarak geliştirilebileceği belirlenmiştir. İş güvenliği seviyesinin eski ve büyük firmalarda yeni ve küçüklere oranla daha yüksek olduğu görülmüştür.
  • Article
    Citation - Scopus: 19
    Creep and shrinkage behavior of high-strength concrete and minimum reinforcement ratio for bridge columns
    (Precast/Prestressed Concrete Institute, 2010) Mertol,H.C.; Rizkalla,S.; Zia,P.; Mirmiran,A.; Civil Engineering
    This paper summarizes the findings of an extensive research program that examined the shrinkage and creep behavior of high-strength concrete (HSC) up to a strength of 18 ksi (124 MPa). Creep and shrinkage strains of 60 specimens were monitored for up to two years. The variables considered in this investigation were the concrete compressive strength, specimen size, curing type, age of concrete at loading, and loading stress level. Research findings indicate that the current American Association of State Highway and Transportation Officials' AASHTO LRFD Bridge Design Specifications could be used to estimate the creep coefficient and shrinkage strain of HSC up to 15 ksi (103 MPa). However, the current AASHTO LRFD specifications do not provide appropriate predictions for concrete compressive strength greater than 15 ksi (103 MPa). A revised time-development correction factor is proposed to obtain better predictions for HSC up to 18 ksi (124 MPa). For HSC compression members, the current AASHTO LRFD specifications require an excessive amount of minimum longitudinal reinforcement to account for the long-term effects due to shrinkage and creep. Based on an analysis, a new relationship is proposed for the required minimum reinforcement ratio.
  • Article
    Citation - WoS: 14
    Citation - Scopus: 14
    Interaction Between Assembled 3d Honeycomb Cells Produced From High Density Polyethylene and a Cohesionless Soil
    (Sage Publications Ltd, 2012) Gurbuz, Ayhan; Mertol, Halit Cenan; Civil Engineering; Department of Civil Engineering
    Assembled 3D high-density polyethylene honeycomb cells, providing confinement to arrest spreading of the soil in cells and creating relatively stiff bed that redistributes footing pressure over wider area, were used in the present study to enhance load-carrying capacity and to reduce settlement of base materials under a foundation. The effects of various test parameters including width, height, number of layers of the 3D honeycomb cells, vertical distance between layers of the cells and depth of stress zone of the foundation were studied. The test results indicated that considerable improvement in the load-carrying capacity (congruent to 3.0) and reduction in settlement of the foundation (congruent to 62%) were obtained with the implementation of the single layer of the 3D cells into cohesionless soils. The optimum effective distance between two layers of the 3D cells was 0.142 times the width of foundation, the ratio of effective width of 3D cells to the foundation was about 4.2 and the depth of influence stress zone of the foundation was about two times the width of the foundation.
  • Article
    Citation - WoS: 3
    Citation - Scopus: 3
    A Site Survey of Damaged Rc Buildings in Izmir After the Aegean Sea Earthquake on October 30, 2020
    (Croatian Soc Civil Engineers-hsgi, 2023) Mertol, Halit Cenan; Tunc, Gokhan; Akis, Tolga; Civil Engineering
    An earthquake with a magnitude of Mw = 6.6 and a depth of approximately 16.5 km occurred on 30 October 2020 off the cost of Samos, a Greek island 35 km southwest of Seferihisar, a town in Izmir. The earthquake caused several collapses and severe structural damage in approximately 6,000 buildings, specifically in the Bayrakli District in Izmir Bay. This paper presents the observations and findings of a technical team that visited the earthquake -affected areas immediately after the earthquake. Eleven partially or fully collapsed and several severely damaged reinforced concrete buildings were investigated. Based on the site investigations, we observed that almost all of the collapsed or severely damaged reinforced concrete buildings in the region were built between 1975 and 2000. Site observations also confirmed that the construction of these collapsed or damaged buildings did not conform to the requirements outlined in the Turkish Earthquake Codes used at the time. The failures and severe damage to buildings in earthquake-affected areas are primarily related to inadequate reinforcement configuration, poor material quality, the absence of geotechnical studies, and framing problems related to their lateral load-carrying systems. Therefore, it is recommended that all the buildings located in and around Izmir Bay, particularly those built between 1975 and 2000, be structurally evaluated to prevent any further loss of life and property during future earthquakes.
  • Article
    Citation - WoS: 3
    Citation - Scopus: 6
    Experimental Analysis of the Behavior of Composite Column-Reinforced Concrete Beam Joints
    (Springer Heidelberg, 2021) Tunc, Gokhan; Dakhil, Abdulrrahman; Mertol, Halit Cenan; Civil Engineering
    This study assesses the seismic performance of steel-reinforced concrete (SRC) composite columns connected to reinforced concrete (RC) beam joints, and their ability to dissipate seismic energy through inelastic deformations. In this article, experimental aspects regarding the seismic performance of high-ductility and low-ductility steel-concrete composite frame were investigated. The principle design parameter in this study was ductility, which is considered a conceptual framework in Efficiency-Based Seismic Engineering. Thus, attention was focused on assuring various ductility ranges of joints obtained through a detailed study of the Turkish Earthquake Code (TEC 18) [Ministry of Public Works and Housing.: Turkiye Bina Deprem Yonetmeligi (Turkey's Earthquake Code for Buildings). Official Gazette (2018) (in Turkish).]. After identifying deficiencies and the energy dissipation capacity in the newly proposed joints, two half-scaled frames with specific ductility-related designs were constructed, instrumented, tested, and analyzed. The specimens were tested under displacement-controlled lateral cyclic loading that incorporated constant axial loading to create cyclic tension and compression facets across the joint areas. The test results proved that the SRC column-RC beam frames employing an extra column reinforcement ratio exhibit slightly better seismic performance. Due to the presence of structural steel, the shear failure of the joint was effectively prevented, even after the formation of the plastic hinge on the interface of the beam. During the testing, the column rebars, to some extent, made a minor contribution to the joint strength of the specimen compared to the structural steel that absorbed almost all of the load applied to the frame.
  • Master Thesis
    Betonarme Yapıların Tasarımı için Özel Yük ve Direnç Katsayılarının Geliştirilmesi
    (2021) Elosta, Ibrahım; Mertol, Halit Cenan; Civil Engineering
    Betonarme yapıların tasarımında kullanılan mevcut yük ve direnç (dayanım) katsayıları bu yüzyıldan önce geliştirilmiştir. Geçmişten gelen bu katsayıların kullanılması, daha iyi kalite kontrolüne sahip malzemeler ve daha iyi tahminlere sahip yükler kullanılarak inşa edilen betonarme yapıların tasarımını günümüzde önemli ölçüde cezalandırmaktadır. Bu çalışmanın amacı, mevcut malzemeler (beton ve çelik) ile ilgili istatistiksel verileri (bias ve kovaryans) ve yük tahminlerini (ölü, canlı vb.) kullanarak istenilen hedef güvenilirlik endeksine göre yük ve dayanım (direnç) katsayılarını belirleyen bir araç geliştirmektir. Birinci Derece İkinci Moment Moment (BDİM) ve Monte Carlo Simülasyonu (MSC) yapısal güvenilirlik modelleri olarak kullanılan yöntemlerdir. Farklı göçme modları için direnç (dayanım) parametrelerini belirlemek için ilk yöntem kullanılmıştır. Bu direnç parametreleri güvenilirlik indeksi değerlerini belirlemek için MCS Metodu kullanılarak 20 milyon rastgele değişken kullanılarak hesaplanmıştır. Son olarak, betonarme elemanlar tasarlamak için özel yük ve direnç katsayılarını belirlemek için Microsoft Excel Yazılımı kullanılarak bir program geliştirilmiştir. Bu programı kullanılarak, direnç (dayanım), zati ve hareketli yük verileri kullanılarak kiriş ve kolon elemanlarının göçme modlarına ve hedef güvenilirlik indekslerine göre, kendi projeniz için özel yük katsayıları seçilebilmektedir.
  • Master Thesis
    Kentsel dönüşüm kapsamında ankara'da riskli bulunan binaların yorumlanması
    (2020) Çamurdan, Asil Tuğana; Mertol, Halit Cenan; Civil Engineering
    Türkiye'de bulunan birçok yapı deprem bölgelerinde yer almaktadır. Özellikle 1999 Adapazarı Depremi öncesinde yapılmış olan yapıların deprem yükleri altında göçme riski bulunmaktadır. Bu depremden sonra gerçekleştirilen malzeme, analiz, tasarım, yapım ve denetim ile ilgili düzenlemeler, daha güvenli yapıların tasarlanıp inşa edilmesine yol açmıştır. Türkiye'de daha öncesinde yapılan bütün eski yapıların durumunun, yapıların güçlendirme veya yıkım ve yapım işlemi gerektirip gerektirmediğinin 'Kentsel Dönüşüm' adı altında değerlendirilmesi ihtiyacı doğmuştur. Bu çalışmada, Kentsel Dönüşüm yapılan binaların yapısal değerlendirilmesi ile ilgili çalışmalar incelenmiştir. Ankara'daki binalar için hazırlanan 39 adet yapısal değerlendirme raporu tetkik edilmiş ve sonuçları beton dayanımı, zemin taşıma kapasitesi, deprem yükleri, riskli kolon sayıları ve onların taşıdığı kesme kuvvetleri, vb. konularda karşılaştırmalar yapılmıştır. Binaların neden riskli olduğu hakkında grafikler çizilmiştir. Bu karşılaştırmalar ve grafikler ışığında bazı ilişkiler oluşturulmuştur. Bu çalışmanın sonuçları genellenerek Türkiye'nin diğer illerine gerçekleştirilecek kentsel dönüşüm çalışmalarında kullanılabilir.