This item is non-discoverable
Ülker, Halil İbrahim
Loading...
Name Variants
U., Halil Ibrahim
U.,Halil Ibrahim
H.I.Ulker
Ü.,Halil İbrahim
H.İ.Ülker
Ulker,H.I.
Ülker, Halil İbrahim
Halil Ibrahim, Ulker
Ülker,H.İ.
Ulker, Halil Ibrahim
H., Ulker
H.,Ülker
Halil İbrahim, Ülker
Ülker, Halil
Ülker, Halili İbrahim
U.,Halil Ibrahim
H.I.Ulker
Ü.,Halil İbrahim
H.İ.Ülker
Ulker,H.I.
Ülker, Halil İbrahim
Halil Ibrahim, Ulker
Ülker,H.İ.
Ulker, Halil Ibrahim
H., Ulker
H.,Ülker
Halil İbrahim, Ülker
Ülker, Halil
Ülker, Halili İbrahim
Job Title
Profesör Doktor
Email Address
halil.ulker@atilim.edu.tr
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output
64
Articles
6
Citation Count
0
Supervised Theses
57
64 results
Scholarly Output Search Results
Now showing 1 - 10 of 64
Master Thesis Arap Baharı ve Libya(2021) Ülker, Halil İbrahim; Ülker, Halil İbrahim; Department of Public Administration and Political ScienceArap dünyasında yaşanan baskıcı ve diktatör yönetimler karşısında halkın baskıcı yönetime karşı tepkisi sonucu meydana gelen Arap Baharı, demokratikleşme dalgası olarak tanımlanabilir. Arap Baharı ilk kez Tunus'ta Muhammed Bouzazi'nin kendini yakmasıyla vuku bulmuştur. Arap dünyasında yaşanan işsizlik sendromu, enflasyon, siyasette başlayan yozlaşmalar akabinde ifade özgürlüğünün olmayışı ve kötü yaşam koşulları eylemlerin ve protestoların yayılmasında etkili olmuştur. Bazı Arap ülkelerinde (Bahreyn, Suriye, Yemen, İsrail, Cezayir, Irak, İran, Fas) büyük çaplı protestolar meydana gelirken bazılarında ise ( Kuveyt, Lübnan, Moritanya, Suudi Arabistan, Batı Sahra) küçük çaplı protestolar yapılmıştır. 18 Aralık 2010'da başlayan bu halk direnişi özellikle Tunus ve Mısır'da ihtilalle sonuçlanırken Libya'da Kaddafi rejimini deviren bir iç savaş olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu zaman diliminde Libya'da Kaddafi yönetiminin çok sayıda masum sivili katletmesi sonucu uluslararası kamuoyu harekete geçmiştir. Demokrasiyi hiç yaşayamamış ve 42 yıllık Kaddafi yönetimine son vermek isteyen halk, Arap Baharı olarak bilinen halk hareketiyle rejimi yıkmayı başarmıştır. Demokrasi adına atılan bu adımlar tüm dünyada ve uluslararası arenada büyük destek görmüştür. Bu çalışma, kavramsal çerçeveyle birlikte Libya'nın demokratikleşme sürecini ve karşılaşılan sorunları gün ışığına çıkarmayı hedeflemektedir. Anahtar Kelimeler: Arap Baharı, Libya, Demokratikleşme, TerörizmArticle SORUNLAR VE DOĞRU TEŞHİSLER(Herkese Bilim Teknoloji, 2017) Ülker, Halil İbrahim; Department of Public Administration and Political ScienceHerbert Spencer (1820-1903), uzviyetçi teori olarak anılan sosyolojik analizinde; toplumları biyolojik/canlı yapılara benzeterek açıklamıştı. Toplumdaki bireylerin kurumların- ve toplumun kendisinin, canlı vücuttaki karşılığı hücre-doku ve gövde benzetmesini yapmıştı. Ayrıca toplumların çevreyle ilişkisini, uyumunu, dengesini, yaşama ve ölümünü de; canlılarınkine benzetmişti. Toplumların, basitten karmaşığa doğru bir gelişim çizgisi izlediklerinin sonraları Von Bertalanffy (1971) canlılarda, Katz ve Kahn (1978) örgütlerde ‟Açık Sistem Teorisiyle” benzeri şekilde açıklamışlardı. Sistemin çevreyle ve alt sistemleriyle karşılıklı etkileşimlerini anlattılar uzun uzun. Kısaca toplumda herşey birbiriyle ilişkiliydi. Bir tek sorun için tüm toplum irdelenmeliydi.Master Thesis Etkin takım yapılarının oluşturulması sürecinde etkili liderliğin rolünün mobilya firmalarında araştırılması(2007) Ülker, Halil İbrahim; Ülker, Halil; Department of Public Administration and Political ScienceTakım Çalışması, kurum içerisinde kişiler arasında bağımsızlığı veiletişimi geliştirip, güven ortamının oluşmasına zemin hazırlayan ve buortamın kalıcı olmasını sağlayan bir çalışma sistemidir. Etkin takımlar ise;ortak ve değerli bir hedefe ya da göreve adapte olan, gerçekleştirilmesi içinbelirli roller ve fonksiyonlar verilen sınırlı üyelik süreleri olan, birbirleriyleetkileşimde bulunarak uyum içerisinde çalışan iki ya da daha fazla kişidenoluşan seçkin bir topluluktur.Bu araştırma organizasyonlarda etkin takım yapılarının oluşturulmasısürecinde etkili liderliğin rolü ortaya koyarak mobilya firmalarındauygulanabilirliğini saptamak amacıyla yapılmıştır.Araştırma dört bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde araştırma amacıve hipotezlerine değinilmiş, İkinci bölümde takım ve etkin takımlardanbahsedilmiş, üçüncü bölümde; etkili liderlik açıklanarak liderlik tarzları vegeçmişten günümüze liderlik teorilerine değinilmiştir. Araştırmanın dördüncübölümünü Ankara da faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli mobilyafirmalarında ?Etkin Takım Yapılarının Oluşturulması Sürecinde Etkili LiderliğinRolü ? ölçmek amacıyla anket düzenlenmiş ve alınan cevaplara göreistatistiksel bilgiler kullanılarak yorum yapılmıştır.Araştırma etkili takım liderliği ile takımların etkinliği arasında ilişkivardır savını doğrulayarak, etkin takım çalışmasının ve etkili takım liderliğininverimliliği arttırma çalışmalarında önemli bir unsur olduğunu ortayakoymuştur.Master Thesis Sosyo-ekonomik ve demografik özelliklerin örgütlerde yaşanan psikolojik sorun ve şikayetler üzerindeki etkisi, Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O üzerine bir uygulama(2007) Ülker, Halil İbrahim; Ülker, Halil; Department of Public Administration and Political ScienceÖZETGünümüzde psikoloji biliminin en fazla ilgi uyandıran ve ihtiyaç duyulan altdallarından birisi olan örgüt psikolojisi, psikoloji biliminin bulgularının endüstri veörgütlere ilişkin sorunlara uygulanması, çalışanların çalışma davranışlarını etkileyenfaktörlerin incelenmesi ve geliştirilmesini amaçlamaktadır. Yirmi birinci yüzyılda, bilimve teknolojideki hızlı gelişmeler ve artan rekabet koşulları; yeni yönetim biçimlerini deberaberinde getirmiştir. Bu durum örgütlerde yeniden yapılanmaya ve değişimeneden olmaktadır. Bu değişim ve yeniden yapılanmaya uyum, iş görenlerin en baştagelen sorunlarından olmaktadır.Bu araştırma, Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O.'da yaşanan psikolojik sorun veşikayetlerin kaynaklarının neler olduğunu tespit ederek bu sorun ve şikayetlerinoluşmasında sosyo-ekonomik ve demografik özelliklerin etkisini tespit etmek ve sorunve şikayetlerin giderilmesinde yardımcı olabilmek amacıyla yapılmıştır. Araştırmadaiş görenlerin demografik değişkenlerle medeni durumu, eğitim durumu ile psikolojiksorun ve şikayetleri arasındaki ilişkiler; çevresel ve bedensel koşulların durumunun işgörenleri ne yönde etkilediği, maddi çıkarların psikolojik sorun ve şikayetler içindekipayı, terfi imkanları, verilen işin niteliği, gelişme olanakları ile örgüt içindeki ilişkilerinşekli irdelenmeye çalışılmıştır.iMaster Thesis Yönetsel davranış biçimlerinin iş doyumuna etkisi üzerine bir araştırma(2009) Ülker, Halil İbrahim; Ülker, Halil İbrahim; Department of Public Administration and Political ScienceGünümüzde verimlilik için örgüt yönetimleri tarafından en önem verilen konularından biri de iş doyumudur. İş doyumunu etkileyen temel faktörlerden biri de yönetsel davranış biçimleridir. Bu çalışmada yönetsel davranış biçimlerinin çalışan memnuniyeti üzerindeki etkisi incelenmiştir.Çalışma üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde temel kavramlar, yönetim anlayışları ve yönetim anlayışını oluşturan öğeler, yönetim anlayışlarına göre yönetsel davranış biçimleri ele alınmıştır. İkinci bölümde iş doyumu, iş doyumunu etkileyen faktörler, iş doyumu ve iş doyumsuzluğunun sonuçları irdelenmiştir. Üçüncü bölümde ise çalışma kapsamında İller Bankası'nda uygulanan alan araştırmasının analiz ve değerlendirmelerine yer verilmiştir.Alan araştırmasında yöneticinin işgörenleri yönetime ve karar alma süreçlerine dâhil etme, iletişim ve insan ilişkileri, denetim, güdüleme ve özendirme, yetki devri ve özdenetim vb. konulara ilişkin davranışları ile işgörene ve çalışma ortamına ilişkin tutumunun iş doyumuna etkisi irdelenmiştir. Araştırmanın bulguları yöneticinin söz konusu tutum ve davranışlarının tamamının iş doyumunu anlamlı düzeyde etkilediğini göstermiştir. Demografik özelliklerin iş doyumuna etkisine yönelik yapılan analizlerde ise araştırmaya katılan işgörenlerin puan ortalamaları arasında anlamlı düzeyde bir farklılık saptanmamıştır.Article EĞİTİMCİ OLMAK NASIL BİRŞEY?(Bilim ve Teknoloji, 2014) Ülker, Halil İbrahim; Department of Public Administration and Political ScienceBir ülkede toplumsal bir sorun olmasın ki; eğitimle, uygarlıkla, demokrasiyle ilgisi bulunmasın. Ama siz 150 sözcükle dil kullanıyor, ortaçağ içerikli 5 yıllık eğitimle yetiniyorsanız; kuşkusuz umutlar başka baharlara kalacaktır. Bir ülkede ölçme ne kadar hassassa (gelişmişse) ülke o kadar gelişmiştir derler. Bu ölçme kömür, demir, fasulye, not gibi şeylerle ilgili olacağı gibi; duygu, değer, performans, yeterlik vb. şeylerle de ilgili olabilir.Master Thesis Belediyelerde halkla ilişkiler uygulamaları ve Çankaya Belediyesi örneği(2013) Ülker, Halil İbrahim; Ülker, Halil İbrahim; Department of Public Administration and Political ScienceBelediyelerde Halkla İlişkiler Uygulamaları ve Çankaya Belediyesi? başlıklı çalışmada belediyelerin ana işlevi olarak kabul edilmesi gereken halkla ilişkiler faaliyetlerinin nasıl yürütüldüğü üzerinde durulmuş ve bu faaliyetler dizininin kurum imajı üzerine etkileri araştırılmıştır. Günümüz dünyasının ekonomik, teknolojik ve sosyolojik açıdan hızlı değişimler geçirdiği düşünülürse, halkla doğrudan ilişkisi bulunan belediyelerin bu değişimlerden nasıl etkilendiğini, bu süreci nasıl yönettiğini tespit etmek gereklidir. Tüm dünyada halkla ilişkiler kavramı hızla önem kazanmaktadır. Kurumların imajlarının olumlu algılanmasını sağlamaları iyi yürütülen halkla ilişkiler uygulamaları ile mümkün olabilmektedir. Çalışmada Çankaya Belediyesi örneği üzerinden gidilerek belediyelerde mevcut halkla ilişkilerin durumu saptanmaya çalışılmış ve Çankaya Belediyesi personeline ve Çankaya ilçesinde ikamet eden vatandaşlara yönelik iki ayrı anket çalışması yapılmıştır. Anket sonuçları SPSS programı ile analiz edilmiş ve sonuçlara yönelik yorumlamalarda bulunulmuştur. Sonuçlardan yola çıkılarak kurum imajının olumlu algılanmasını sağlamanın yolları üzerine önerilerde bulunulmuştur. Çalışma yaklaşık 1 yıl içerisinde tamamlanmıştır. Bu süre içerisinde üzerimden akademik ve psikolojik desteğini eksik etmeyen çok sevgili hocam Prof. Dr. Halil İbrahim Ülker?e teşekkürü borç bilirim. Kıymeti paha biçilemez. Çalışmam boyunca manevi desteklerini her an yanımda hissettiğim aileme ve elbette anket çalışmam öncesinde iznine başvurduğum Çankaya Belediye Başkanı Sayın Bülent Tanık?a çalışmama alakalarından ve nezaketlerinden dolayı çok teşekkür ederim. Anahtar Sözcükler 1.Halkla ili?kiler 2.Belediye 3. Kurum ?majıMaster Thesis Seçim sistemleri ve Türkiye için yeni bir model önerisi(2020) Ülker, Halil İbrahim; Ülker, Halil İbrahim; Department of Public Administration and Political ScienceDemokrasi kavramı denilince egemenliğin halka ait olduğu, yönetme yetkisinin ise halk tarafından doğrudan ya da halk tarafından seçilmiş temsilciler eliyle kullanıldığı siyasi rejim aklımıza gelmektedir. Bu açıdan bakıldığında tarihsel süreç içerisinde gelişim gösteren demokrasi kavramı günümüz için en ideal yönetim biçimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde halkın kendisini doğrudan yönetmesi pek mümkün görünmemektedir. Ancak seçtikleri temsilciler aracılığıyla yönetmesi çok daha makul görünmektedir. Bu anlayış temsili demokrasi kavramının da kaynağını oluşturmaktadır. Seçimlerin yapılması o ülkenin demokratik olduğu anlamına da gelmemelidir. Seçimler düzenli aralıklarla, adil, hür ve eşit şekilde demokratik ölçütlere uygun bir şekilde gerçekleştirilmelidir. Seçim sistemleri, seçimde halkın kullandığı oyların parlamentolarda temsilcilerin sandalye dağılımlarına dönüştürülmesi için kullanılmaktadır. Seçim sistemlerine bakıldığında 'temsilde adalet' ve 'yönetimde istikrar' ilkelerinden birisi daha ağır basmaktadır. Temsilde adalet sisteminin baskın unsur olarak yer aldığı sistemlere nispi temsil; yönetimde istikrar ilkesinin baskın unsur olarak yer aldığı sistemlere ise çoğunluk sistemi denilmektedir. Bu iki ilkeyi de eşit olarak uygulamak isteyen ülkeler ise karma seçim sistemleri geliştirmişlerdir. Türkiye'de geçmişten bugüne birçok seçim sistemi uygulanmış ancak üzerinde tam bir uzlaşının sağlandığı bir seçim modelinin uygulandığı söylenemez. Çalışma sonucunda Türkiye için halen tartışmalı olan seçim sistemine çözüm olabilecek öneriler sunulacaktır.Master Thesis İttihat – Terakki Partisi ve Kemalizm(2020) Ülker, Halil İbrahim; Ülker, Halil İbrahim; Department of Public Administration and Political ScienceTanzimat Dönemi ile başlayıp Cumhuriyet'e kadar süren tarihsel süreçte meydana gelen siyasi ve sosyal olayların Cumhuriyet'in kurucu felsefesi olan Kemalist ideolojinin, fikirsel altyapısının esaslarını oluşturup ya da oluşturmadığı konusunda yıllardan beri süre gelen bir tartışma söz konusudur. Bazı çevreler, Kemalizm'in özgün ve ilintisiz yepyeni bir başlangıç olduğunu ileri sürerken, bazı kesimler ise bu söyleme karşı çıkarak, Kemalist ideolojinin entelektüel zemininin Osmanlı'nın son döneminde oluşmaya başladığını savunmaktadırlar. Bu çalışmanın amacı, İttihatçı geleneğin felsefesini, yararlandığı ideolojik referansları, düşünsel aktörlerini ve faaliyet alanlarını inceleyerek; Kemalist politikalara yansımaları hakkında bir çıkarımda bulunmaktır. Bu bağlamda; İttihatçı zihniyetin doğuşu ve yönetimde etkin bir duruma gelmesi ile başlayan değişim ve dönüşüm hareketlerinin toplumun değer yargılarına, dil, eğitim ve yaşayış biçimine getirdiği yeniliklere yönelik yeni bir modernite anlayışı ile izledikleri politikalar incelenmiştir. Tanzimat Dönemi ile başlayan idari reformlar ile daha verimli ve istikrarlı bir yönetime sahip olmaya çalışan Osmanlı toplumunda, Meşrutiyet Dönemi'nde, ekonomik, siyasi ve idari açıdan birçok reform hareketine sahne olmuştur. Netice olarak, bütün bu veriler ve kavramlar ışığında, İttihatçı zihniyetin sahip olduğu toplum ve devlet algısının, kendinden sonra ilan edilen Cumhuriyet dönemine bir ideolojik miras olarak aktarılması irdelenmiştir.Master Thesis Osmanlı'dan günümüze bürokrasinin evrimi(2021) Ülker, Halil İbrahim; Ülker, Halil İbrahim; Department of Public Administration and Political ScienceBürokrasi ve siyaset mekanizmaları birbirleri ile ilişkili olarak ortaya çıkmıştır. Bürokrasi toplum içinde verimsizlik, hantallık, sert kuralların olduğu bir kavram olarak tanımlanmıştır. Bir başka tanımda ise bürokratların yönetimi olarak ortaya çıkmıştır. Aslında bürokrasi için yapılan tüm bu tanımlar Weber'in ortaya koyduğu kavramsal yapıyı örnek almıştır. Bu çalışmada Osmanlı Devletinden başlayan bürokratik geleneğin 2002 yılına kadar dönüşümleri incelenmiştir. Aynı zamanda bürokrasinin gelişimi kronolojik olarak ele alınmıştır. Osmanlı Devletinde bürokrasinin gelişerek kurumsal bir araç rolü oynamasındaki en önemli sebep büyük bir imparatorluk kurması olmuştur. İlerleyen dönemlerde ise sivil bürokrasi, yöneticiler ile birlikte devlet yönteminde etkili olmuştur ve aynı zamanda askeri bürokrasi güçlenmiştir. Tek parti iktidarı süresince Osmanlı bürokrasisinin izleri devam etmiştir. Cumhuriyet'in kurulduğu yıllarda iktidar, hem burjuva hem de askeri bürokrasi görevini yapmıştır. Aynı zamanda devleti kurma ve temsil etme görevini de üstlenmiştir. 1950'li yıllarda bürokrasi tek partili dönemdeki prestijini ve önemini kaybetmiştir. DP döneminde askeri bürokrasi ve iktidar arasında gerilim artmıştır ve bu durum 27 Mayıs 1960 darbesine zemin hazırlamıştır. DP, programlarında da belirttiği gibi bürokrasinin yönetim açısından gücünü kıracağını ve düzenlemeler yapacağını söylemiştir. 1960'lı yıllarda bürokrasi tekrar eski gücünü kazanmıştır ve ordu itibarını geri kazanmaya çalışmıştır. 1960 yılı yeniliklerinden olan, Devlet Personel Dairesi, Devlet Memurları Kanunu bürokrasi açısından oldukça önemli gelişmelere neden olmuştur. Ayrıca Devlet Planlama Teşkilatının kurulması ile sivil bürokratik kesime iktisadi kararları denetleme olanağı sağlamıştır. 12 Eylül askeri darbesi, Türk toplum yapısı açısından köklü değişimlerin yaşandığı ve bürokrasinin evrim geçirdiği yıllar olmuştur. 1980'li yıllarda bürokrasi, etkisini kaybetmeye devam etmiştir. 1990'lı yıllar bürokrasi açısından önemli unsurların ön plana çıktığı dönem olmuştur ve Türk bürokrasisinin temel sorunları ortaya çıkmıştır. Bunlar şu şekilde sıralanmaktadır; yönetimde merkeziyetçilik, değişimlere ve teknolojilere ayak uyduramaması, adam kayırma, kuralcılık ve personelin sorumluluk almaktan kaçması, yolsuzluk ve rüşvet olarak sayılmıştır. 2002 yılına geldiğimizde AK Parti bürokrasinin gücünü kırılması gerekliliğinden bahsetmiştir. Alınan kararların başında, bürokratik işlevlerin azaltılması amaçlanmıştır.