TR-Dizin
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.14411/21
Browse
Browsing TR-Dizin by WoS Q "Q4"
Now showing 1 - 20 of 97
- Results Per Page
- Sort Options
Article Citation - WoS: 3Citation - Scopus: 416s Bacterial Metagenomic Analysis of Herby Cheese (otlu Peynir) Microbiota(Istanbul Univ-cerrahpasa, 2021) Sudağıdan, Mert; Yurt, Mediha Nur Zafer; Taşbaşı, Behiye Büşra; Acar, Elif Esma; Ömeroğlu, Esra Ersoy; Uçak, Samet; Aydın, Ali; 01. Atılım UniversityCheese microbiota may contain various bacterial species due to the use of different types of milk, rennet, and herbs. In this study, the distribution of the dominant bacteria present in the microbiota of herby cheese samples (n = 13) were examined by the next generation sequencing (NGS) technique. DNA was extracted both directly from cheese samples and after pre-enrichment. The metagenomic analysis of the NGS results revealed that Firmicutes were dominant both in DNA directly extracted from herby cheese (KOP), and pre-enriched samples (OP), at the phylum level. At the genus level, Lactobacillus, Lactococcus, and Streptococcus were dominant in the KOP samples, whereas in the OP samples, Enterococcus, Streptococcus, and Bacillus were determined as the dominant bacterial genera. Although Lactococcus raffinolactis and Streptococcus salivarius were dominant in the KOP samples, Enterococcus faecalis and S. salivarius were dominant in the OP samples. The Shannon species diversity index and principal coordinates analysis (PCoA) were used to determine the distribution in KOP and OP samples at the genus level. The PCoA of KOP-10, KOP-11, KOP-2, and KOP-7, KOP-3, and KOP-6 samples showed the wide distribution, whereas KOP-5, KOP-8, KOP-9, and KOP-14 herby cheese samples were closely related. The OP samples, especially OP-7 and OP-14, showed wide distribution in comparison to other OP samples. Finally, the dominant bacterial communities were identified by DNAbased metagenomic analysis, and this is the first report to elucidate the microbiota of herby cheese produced in Turkey using the NGS technique.Article 19. Yüzyılda Osmanlı ve Rus İmparatorluklarında Yerel Yönetim Reformu: 1864 Zemstvo Kanunu ve 1864 Vilayet Nizamnamesi Üzerine Karşılaştırmalı Bir Analiz(2022) Gülseven, Aslı Yiğıt; International Relations; 05. School of Business; 01. Atılım UniversityOsmanlı ve Rus İmparatorluklarının 19. yüzyılına damga vuran modernleşme süreci her iki devlette de kapsamlı bir reform hareketi başlatmıştı. 19. yüzyılın ortasında patlak veren Kırım Harbi neticesinde, Avrupalı devletlerin baskı ve müdahalelerinden çekinen her iki imparatorlukta da iktisadi refahın sağlanması yolunda idari düzenlemelerin ya-pılması öncelikli hedef haline gelmişti. Buradan hareketle, Osmanlı ve Rus İmparator-luklarında 19. yüzyılda etkin yönetim anlayışı çerçevesinde yerel yönetimlerde bir takım idari düzenlemeler meydana getirildi. Bir yandan yerel yönetimlerin faaliyet ve yetki alanlarının genişletilmesi anlayışı benimsenirken, diğer yandan her iki imparatorlukta da merkezi yönetimin güçlendirilmesi hedeflenmiştir. Bu çalışma, Osmanlı İmparatorlu-ğunda 1864 Vilayet Nizamnamesi ve Rus İmparatorluğunda 1864 Zemstvo Kanununun taşra örgütlenmesine getirdikleri yerel yönetim reformunu ortaya koymayı ve her iki dü-zenlemeyi tarihsel arka plan, içerik, kapsam ve etkinlik yönünden karşılaştırmalı olarak değerlendirmeyi amaçlamaktadır.Article AB VE TÜRKİYE’NIN BATI BALKAN POLİTİKALARININ BİR DEĞERLENDİRMESİ: ELEŞTİREL BİR BAKIŞ VE GELECEKTEKİ İŞBİRLİĞİNE DAİR BEKLENTİLER(Trakya Univ Balkan Yerlesesi Enstituler Binasi, 2019) Önsoy, Murat; Koç, Zeynep Elif; International Relations; 05. School of Business; 01. Atılım UniversityBir yumuşak güç olan AB, başta Batı Balkanlar olmak üzere uluslararası alanda etkinliğini kısıtlayıcı birçok problemle karşı karşıyadır. Bu gölgede yumuşak gücünün dönüştürücülüğü azımsanmayacak ölçüde azalmıştır. Bu makale AB’nin yakın çevresinde ve özellikle de Batı Balkanlar’da uyguladığı yumuşak güç politikalarının önündeki problemler tartışılacak ve Birliğin etkinliğini sürdürebilmesi ve bu etkinliğe yeni boyutlar katabilmesinin muhtemel yolları tartışılacaktır. Makalenin araştırma sorusu AB’nin acil olarak yüzleşmek zorunda olduğu konuların neler olduğudur. AB mekanizmalarının Birliğin yakın çevresinde istikrarı, demokrasiyi ve barışı arttırmakta başarılı olamadığı düşünüldüğünde, alternatiflerin dikkate alınması gerektiği bir gerçektir. Bu şekilde düşünüldüğünde Türkiye on yıl önceki performansıyla Batı Balkanlarda etkili olabildiğini göstermştir. Fakat ekonomik olarak zayıflayan günümüz Türkiyesi on yıl önce olduğu gibi bölge üzerinde egemenlik kurmak değil sadece bölge devletleriyle ilişkilerini güçlendirmek istemektedir.Review Citation - WoS: 3Citation - Scopus: 4Akciğer Kanserinde İmmünoterapi ve Tedavide Multidisipliner Yaklaşım(Turkish Assoc Tuberculosis & Thorax, 2020) Karadurmuş, Nuri; Kaya, Akın; Göksel, Tuncay; Yılmaz, Ülkü; Tülek, Necla; Basic Sciences; 08. Medical School; 01. Atılım UniversityAkciğer kanseri dünya genelinde kanserle ilişkili ölümlerin başlıca nedeniolmaya devam etmektedir. Son 20 yılda kanser biyolojisi ve patogenezi hakkındaki bilgiler artmış, immün kontrol noktası inhibitörleri (İKNİ) kullanımasunulmuş ve böylece solid kanserlerin tedavisinde önemli bir dönem başlamıştır. Bu derlemede; tedavide yenilikler, immünoterapi ve tedavide multidisipliner yaklaşım çerçevesinde akciğer kanseri ele alınmıştır. Küçük hücreli dışıakciğer kanseri (KHDAK) en sık görülen ve özellikleri nedeniyle İKNİ tedavisinden ideal olarak yararlanabilecek akciğer kanseri türü olması nedeniyleyazının odak noktasını oluşturmuştur. Bu derleme, akciğer kanseri tedavisindeimmünoterapi yaklaşımının göğüs hastalıkları başta olmak üzere tüm branşlarda multidisipliner farkındalığını artırmayı ve yönetimi hakkında bilgi sağlamayıamaçlayan ilk Türkçe derlemedir. Ayrıca bu derleme, KHDAK tedavisinde İKNİkullanımına ilişkin son klinik çalışmaların dikkat çekici sonuçlarını sunmasıaçısından önem teşkil etmektedir. İmmünoterapi kanser tedavisinde yeni bir dönem başlatmıştır ve İKNİ tedavisinin kendine özgü etki mekanizması yeni bazı advers olay grubunun ortaya çıkmasına nedenolmuştur, bunlar arasında pnömonitis özellikle önemlidir ve advers olaylar konusunda gerektiğinde hastaların ilgili uzmanlık dalları ilekonsülte edilmesi gerekmektedir. Akciğer kanserinde tedavi, hastanın özellikleri, histolojik özellikler, genetik durum göz önünde bulundurularak her bir hastaya özel planlanmalı ve akciğer kanserli bir hastanın tanısal değerlendirilmesi ve en uygun şekilde tedavisi içingöğüs hastalıkları, göğüs cerrahisi, tıbbi onkoloji, radyasyon onkolojisi, patoloji ve radyoloji uzmanlık dalları arasında işbirliği sağlanmalıdır. Bununla birlikte, aile hekimleri de akciğer kanserinin erken tanınmasında ve ayrıca hastalarını tütün bırakmayı teşvik ederekkanserin önlenmesinde önemli rol oynayabilirler. Ayrıca, toplumda farkındalık yaratmak ve erken tanı için akciğer kanseri yönündentarama çalışmaları yapmak hedeflenmelidirArticle Altının Riskten Korunma Etkinliği: Farklı Dinamik Portföy Yaklaşımları İle Bankacılık Sektörü İçin Bir Analiz(2022) Ozdemir, Huseyin; 01. Atılım UniversityBu çalışmada minimum varyans, minimum korelasyon ve minimum bağlantılılık yaklaşımları ile altın ve altı büyük bankanın (İş Bankası, Garanti Bankası, Akbank, Yapı Kredi Bankası, Halkbank ve Vakıfbank) hisse senedinden oluşan portföyün finansal analizi yapılmıştır. Çalışmanın amacı altının Türkiye’de faaliyet gösteren altı büyük banka hisse senetlerine karşı finansal koruma sağlayıp sağlamadığının araştırılmasıdır. Ayrıca bu çalışmada altının finansal koruma etkinliğinin ölçülmesi de amaçlanmıştır. Analiz edilen veriler günlük frekansta olup gözlem dönemi 01.01.2018- 08.11.2022 arasını içermektedir. Çalışma kapsamında kullanılan portföy oluşturma yaklaşımı TVP-VAR modelinden elde edilmiştir. Ampirik sonuçlar, zamana ve portföy oluşturma yaklaşımına bağlı olarak altının banka hisse senetleri içindeki optimal oranının %39 ile %53 oranında değiştiğini göstermektedir. Oluşturulan portföylerde söz konusu bankaların hisse senedi oynaklıklarının yaklaşık %75 oranında azaldığı gözlemlenmiştir. MCP ve MCoP yaklaşımları ile karşılaştırdığında en yüksek kümülatif getirinin olduğu yaklaşım MVP yaklaşımıdır. Ayrıca, çalışma kapsamında elde edilen bulgular altının ayı piyasasında banka hisse senetleri için iyi bir finansal koruma sağladığını göstermektedir.Article Analysing the Views of School of Foreignlanguages Instructors About Organizationalculture(Ani Publishing, 2021) Akman, Devrim; Koşar, Didem; Department of Modern Languages; 14. School of Foreign Languages; 01. Atılım UniversityThis study aims to investigate the views of school of foreignlanguages instructors about organizational culture. The study is designed inqualitative research method and as a case study. The study was conductedwith 15 school of foreign languages instructors who were selected bymaximum variation sampling method during the 2018 and 2019 academicyear in Ankara. Semi structured interviews were conducted to gather dataand content analysis was used to analyse the data. The study emphasisesthat for the powerful school culture, instructors should focus on orientation,social activities, merit, and democratic management style.Article An Analysis of Academic Performance: Could Family Income and Medium of Instruction Be Determinants?(2013) Cılasun, Seyit Mümin; Department of Business; 17. Graduate School of Social Sciences; 01. Atılım UniversityÖğrencilerin üniversitedeki akademik performansları üzerine oldukça eskiye dayanan yoğun bir literatür bulunmaktadır. Ancak gelişmekte olan ülkelere baktığımızda bu alanda yapılmış yeterli sayıda çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmada Atılım Üniversitesindeki işletme bölümü öğrencilerinin CGPAlerini belirleyen faktörler, özellikle de ailenin gelir düzeyi ve eğitim dili incelenmiştir. Birinci sınıftaki öğrencilere anketler uygulanarak, öğrencilerin ailelerinin eğitim durumu ve gelir düzeyi, cinsiyetleri, yaşları, üniversite giriş puanları, lise mezuniyet notları ve bölümleri (Türkçe İşletme mi yoksa İngilizce İşletme mi) hakkında bilgi edinilmiştir. Anketlerden elde edilen verilerle oluşturulan model tahmin edilmiş ve şu sonuçlara ulaşılmıştır: Ailenin gelir düzeyinin akademik performans üzerinde negatif bir etkisi varken, üniversite giriş puanı başarıyı olumlu yönde etkilemektedir. Öte yandan, eğitim dilinin akademik performans üzerinde bir etkisi olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.Article Analysis of the Effect of Propellant Temperature on Interior Ballistics Problem(2018) Evci, C.; Işık, H.; Department of Mechanical Engineering; 15. Graduate School of Natural and Applied Sciences; 01. Atılım UniversityThis study investigates the effect of conditioning temperature of double base propellants on the interiorballistic parameters such as burning gas temperature, barrel wall temperature, pressure and stresses generated inthe barrel. Interior ballistic problem was solved employing experimental, numerical and analytical methods witha thermo-mechanical approach. Double base propellants were conditioned at different temperatures (52, 35, 21, 0,-20, -35, -54oC). The maximum pressure in the barrel and projectile muzzle velocity were measured for all thepropellants by conducting shooting tests with a special test barrel using 7.62x51 mm NATO ammunition. Vallier-Heydenreich method was employed to determine the transient pressure distribution along the barrel. Thetemperature of burnt gases was calculated by using Noble-Abel equation. The heat transfer analysis was doneusing the commercial software ANSYS to get the transient temperature and stress distributions. Temperaturedistribution through the barrel wall thickness was validated using a FLIR thermal imager. Radial, circumferentialand axial stresses and corresponding equivalent Von Misses stresses were determined numerically andanalytically. The results of the analytical solution for stress analysis validated the finite element solution of interiorballistic problem. Increasing the initial temperature of the propellant resulted in higher temperature and pressureinside the barrel which in turn increased the stresses in the barrel.Article Analyzing the Criteria Affecting Transition To Airplane by Comparing Different Methods(Mehmet Akif Ersoy Univ, 2022) Reyhanoglu, Izay; Tengilimoglu, Dilaver; Business; Aviation Management; 05. School of Business; 13. School of Civil Aviation (4-Year); 01. Atılım UniversityThis study, using the multi-vehicle approach, discusses the criteria affecting the transition from alternative transportation modes (car, train, bus) to air transportation between city pairs that neither have a hub status nor non-stop flights between them. If these criteria change, the demand for air transportation will increase. For this purpose, a survey was conducted in the provinces of Kayseri and Bursa, which are among the important trade, industry, and tourism centers in Turkey, in the course of three months between January and March, 2018. Logistic regression, the artificial neural network model, and clustering analyses were applied to the data compiled from questionnaires responded to by 501 individuals in Kayseri and 453 individuals in Bursa. According to the empirical findings, it was concluded that the most significant criteria in the transition to air transportation according to all three methods are the cost of travel/ticket price and non-stop flight. Additionally, it was observed that the Artificial Neural Networks (ANN) model made more accurate predictions compared to others. This study is important since it compares three different methods for the purpose of criteria determination concerning the choice of transportation modes.Article Citation - WoS: 1Anayasa Mahkemesi’nin Sherapat Yagmyrova Kararı* Üzerine Bazı Değerlendirmeler(Istanbul Univ, 2020) Kibar, Esra Dardoğan; Elçin, Doğa; Aydınlı, Ogün Erşan; Law; 04. School of Law; 01. Atılım UniversityAnayasa Mahkemesi, 2020 yılında Sherapat Yagmyrova (Yagmurova) tarafından, kendisinin sınır dışı edilmesi nedeniyle özelve aile hayatına saygı hakkının, eşitlik ilkesinin, kötü muamele ve işkence yasağının; idari gözetim altında tutulma nedeniylekişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasıyla yapılmış olan bireysel başvuruya ilişkin bir karar vermiştir. Bukararda başvurucunun özel hayat ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiası açıkça dayanaktan yoksunolması; eşitlik ilkesinin ve ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddiası da benzer şekilde açıkça dayanaktan yoksunolması; kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiası ise kanun yollarının tüketilmemesi sebebiyle kabul edilemezolarak değerlendirilmiştir. Söz konusu bireysel başvuru kararı hem güncel tarihli olması hem ihlal iddialarının çokluğuhem de Anayasa Mahkemesi’nin çeşitli konulardaki son yaklaşımlarını yansıtması nedeniyle dikkat çekmektedir. Öteyandan karara konu olay bulaşıcı hastalık nedeniyle sınır dışı edilme gibi tartışmalı bir konuyu da içermesi sebebiyle kararincelemeye değer görülmüştür. Çalışmada başvurucunun iddiaları hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatlarıhem de Anayasa Mahkemesi’nin daha önce verdiği kararlar ışığında ele alınmıştır. Bu kapsamda Anayasa Mahkemesi’ninSherapat Yagmyrova (Yagmurova) kararında vermiş olduğu karar değerlendirilerek başvuruya konu edilen iddialar hakkındaçeşitli değerlendirmeler yapılmıştır.Article Citation - WoS: 1Ankara’da Görüntü Kirliliği: Reklam Tabelaları Üzerine Bir Analiz(Marmara Univ, Fac Communication, 2021) Toros, Seçil; Industrial Design; 03. School of Fine Arts Design & Architecture; 01. Atılım UniversityBirçok şehirde açıkhava reklamları hızla yaygınlaşırken, otoyollara ve sokaklara yerleştirilen reklam panoları şehirlerin peyzajına hâkim hale gelmekte, bina cepheleri reklam iskelesine dönüşmektedir. Bu bağlamda kamusal alanlara yayılan reklamların, şehrin mimari dokusunu ve çevre görüntüsünü bozarak, görüntü kirliliğine yol açtığı iddiası literatürde daha sıklıkla dile getirilmektedir. Bu çalışmada bahsi geçen iddiaları test etmek amacıyla bina cepheleri incelenerek, reklam tabelalarının bina cephelerini ne oranda kapladığı araştırılmıştır. Bu amaçla çalışma için örnek olarak seçilen Ankara Aşkabat Caddesi boyunca tüm bina cepheleri içerik analizi yöntemi ile incelenmiştir. Yapılan analizlerde reklam tabelalarının bina cephelerinin ortalama olarak üçte birini kapladığı ve bu oranın bazı binalar için yüzde 74’e kadar çıktığı saptanmıştır. Görüntü kirliliği için kabul görmüş belli bir doygunluk sınırı ya da eşik bulunmamakla birlikte, bu oranı dikkate alarak reklam tabelalarının caddede görsel kirlilik yarattığı söylenebilir. Bu çalışma kontrolsüz tabela kullanımı ile oluşan görüntü kirliliği konusunda somut kanıtlar ortaya koymakla beraber konunun ölçümü için niceliksel bir yöntem önererek alana katkı yapmayı amaçlamaktadır.Article Avrupa Birliği Ülkeleri ve Türkiye’nin 2010-2021 Dönemi Toplam Antibiyotik Tüketiminin Karşılaştırılması: Akılcı İlaç Kullanımı ve Pandeminin Etkileri(Bilimsel Tip Yayinevi, 2023) Kavruk, Murat; Uçak, Samet; Sapmaz, Burcu; Demir, Canan Çiçek; Dursun, Ali Doğan; Basic Sciences; Nutrition and Dietetics; 07. School of Health Sciences; 08. Medical School; 01. Atılım UniversityGiriş: Antibiyotik tüketimini düşürmek adına dünya genelinde pek çok uygulama yapılmaktadır fakat bu uygulamaların karşılaştırmalı analizi ve pandemi gibi geniş çaplı değişkenler karşısındaki durumu yeterince analiz edilmemektedir. Bu kapsamda; Türkiye ve Avrupa ülkelerinin ATC grubu J01 toplam antibiyotik tüketim eğilimleri ve ülkeler arasındaki farklılıklar incelenmiş olup son dönemde yaşanan pandeminin antibiyotik tüketim verilerindeki değişime etkisi sorgulanmıştır. Materyal ve Metod: Türkiye ve 19 Avrupa ülkesinin 2010-2021 yılları arasındaki ATC grubu J01 toplam antibiyotik tüketimi (hastane + toplum) verileri birleştirilerek karşılaştırıldı. Çalışma için Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TICKK) verileri kullanılmıştır. Antibiyotik tüketim verileri, günlük 1000 hasta başına tanımlanmış günlük doz (DDD) cinsinden temsil edildi. Bulgular: Türkiye, odaklanılan dönemde en yüksek antibiyotik tüketimine sahip olmasına rağmen 2010-2015 tarihleri arasında 41.43 günlük 1000 hasta başına tanımlanmış günlük doz (DDD) ve 2016-2021 tarihleri arasında 32.24 günlük 1000 hasta başına tanım- lanmış günlük doz (DDD) antibiyotik tüketim verisi ile istatistiksel olarak (p= 0.05) anlamlı bir düşüş gösterdi. COVID-19 pandemisinin etkili olduğu 2021 yılında Avrupa’da, çalışmaya konu olan 2010-2021 yılları arasındaki en düşük düzeyi olan 14.91 günlük 1000 hasta başına tanımlanmış günlük doz (DDD)’a gerilerken Türkiye’de 2020 yılındaki kaydedilen 24.39 günlük 1000 hasta başına tanımlanmış günlük doz (DDD) seviyesine düşen antibiyotik tüketimi, 2021 yılında 26.97 günlük 1000 hasta başına tanımlanmış günlük doz (DDD) seviyesine yükseldi. Sonuç: Akılcı ilaç kullanımı uygulamaları, Türkiye için antibiyotik tüketimini azaltmada etkili olmakla birlikte, 2021 tüketim verileri ile trendin bozulduğu gözlemlenmiştir. Avrupa ülkeleri antibiyotik tüketim miktarlarında farklılık gösterse de toplamda COVID-19 pandemisi ile azalan bir tüketim durumuna girdiği tespit edilmiştir.Article Avrupa'da Azinliklar Ve Azinlik Haklari(2015) Yılmaz, Gözde; International Relations; 05. School of Business; 01. Atılım UniversitySoğuk Savaş sonrası Avrupada yaşanan etnik temelli çatışmalar azınlık konusunun ve azınlık haklarının Avrupada hayati önemini ortaya koymuştur. Bu anlamda Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi gibi bir çok kurum aktif olarak azınlıkların sorunlarına ve azınlık haklarının Avrupada ve hatta ötesinde yerleştirilmesi konusunda çaba göstermektedirler. Bu kurumlara üye olan ülkeler azınlıklar konusunda oluşturuşmuş çeşitli anlaşmalara taraf olmuşlar ve azınlık haklarını kendi ülkelerinde sağlayacaklarına teminat vermişlerdir. Ayrıca bu kurumlara üye olmak için başvuruda bulunan aday ülkelerin demokratik yapılara dönüştürülmesi sürecinde azınlık haklarının teminat altına alınması bir ön koşul olarak yer almakta ve bu ülkelerin azınlıklarına çeşitli haklar verilmesi sağlanmaktadır. Fakat Avrupada insan hakları standartları gibi azınlık hakları standartları halen oluşturulamamıştır. Azınlık hakları ortak bir platform üzerinden değil, her ülkenin farklı politikaları çerçevesinde ele alınmış, sadece üye olunan kurumların getirdiği koşullar çerçevesinde görece ortak bir yapıda kalmıştır.Article Beşeri Değerler ile Devamsızlık Tutumları ve Gerekçeleri Arasındaki İlişkiler(2016) Demirutku, Kürşad; Tekinay, Sena; Department of Psychology; 02. School of Arts and Sciences; 01. Atılım UniversityBu çalışma, beşeri değerler ile devamsızlık tutumları ve devamsızlık gerekçeleri arasındaki ilişkileri incelemek amacıyla yapılmıştır. Ankara'da bulunan bir vakıf üniversitesinde çeşitli bölümlerde öğrenim gören 180 öğrenci ile bir korelasyon çalışması yürütülmüştür. Katılımcıların değer yönelimleri Potre Değerler Anketi (Schwartz ve diğerleri, 2012) kullanılarak, devamsızlık tutumları ise semantik farklılıklar ölçeği ile ölçülmüştür. Ayrıca öğrenciler, ilgili alanyazından hareketle bu çalışmada kullanılmak üzere geliştirilen ölçekler üzerinde, çeşitli gerekçelerle dersi olduğu halde okula gitmeme ve okula gittiği halde derse girmeme sıklığını rapor etmişlerdir. Korelasyon analizleri hazcılık ve uyarılma değerlerine verilen önemin devamsızlık tutumları ve gerekçeleriyle olumlu, özyönelim ve uyma değerlerine verilen önemin ise olumsuz ilişkiye girdiğini göstermiştir. Devamsızlık ile ilişkili tutum ve gerekçelerin çeşitli değerleri ifade etme işlevine sahip olabileceği önerilmiştir. Sonuçlar, araştırmanın ölçüm ve örneklem özellikleri ile ilişkili kısıtlılıkları hesaba katılarak tartışılmış ve bunlara ilişkin gelecek çalışma önerileri sunulmuştur.Article Citation - WoS: 4Betonarme Binaların Yapım Maliyeti ve Deprem Davranışında Döşeme Tipinin Etkisi(Gazi Univ, 2023) Tunç, Gökhan; Azizi, Abdul Basir; Tanfener, Tuğrul; Civil Engineering; 06. School Of Engineering; 01. Atılım UniversityTürkiye’de betonarme çerçeveli binalar diğer tür yapı taşıyıcı sistemlerine göre en çok tercih edilmektedir. Bu tür binalarda kullanılan yaygın döşeme türleri ise kirişli, kirişsiz, kaset ve nervürlü olanlarıdır. Bir bina tasarımında, yatay ve düşey yükler altında en iyi performansı gösteren ve aynı zamanda en az maliyet gerektiren döşeme türünün belirlenmesi istenir. Ancak, kirişler, kolonlar ve perde duvarlar gibi diğer yapı elemanlarına analitik çalışmalarda öncelik verildiğinden, döşeme türünün uygun seçimi genellikle tasarımcı tarafından göz ardı edilir. Bu nedenle, döşemelerin bina tasarımına ve yapısal davranışına sağlayacakları katkılar yeterince irdelenmemiş olur. Ortaya çıkan bu eksikliğin ise binanın tasarım aşamasından itibaren detaylı olarak irdelenmesi gerekmektedir. Bu çalışmada çok katlı betonarme binalar üzerinde farklı döşeme türlerinin etkileri incelenirken aynı zamanda toplam maliyetin de optimumda kılınması hedeflenmiştir. Bu amaç doğrultusunda toplamda 36 bina modeli hazırlanarak, analiz ve tasarımları mevcut Türkiye bina yönetmelik ve standartlarına uygun olarak yapılmıştır. Bu kapsamda yapılan analitik çalışmalarda incelenen parametreler şu şekildedir: döşeme türleri (kirişli, kirişsiz, kaset ve nervürlü), toplam kat sayıları (10, 20 ve 30) ve tip döşeme açıklıkları (6, 7.5 ve 9 metre). Binaların tümünün iş yeri kullanımına uygun olarak İstanbul’un deprem tehlikesi içeren bir bölgesinde yer aldığı kabul edilmiştir. Yapılan analitik çalışmalara göre 6 metre açıklığa sahip binalarda en ekonomik sonucun kirişli, 7.5 metre açıklığa sahip olanlarda ise kaset döşemelerde olduğu görülmüştür. Ele alınan tüm modeller içerisinde en maliyetli çözümü üreten döşeme türü kirişsiz döşeme olarak belirlenmiştir. İncelenen tüm döşeme türleri arasında, kirişli döşemeye sahip binaların en iyi deprem performansına, kaset ve kirişsiz döşeme türlerine sahip binaların ise en olumsuz deprem performansına sahip oldukları görülmüştür.Article Bilimsel bilginin görünürlüğü: Hacettepe Üniversitesi'nde açık erişim farkındalığı(2010) Ertürk, Korhan Levent; Küçük, Mehmet Emin; Information Systems Engineering; 06. School Of Engineering; 01. Atılım UniversityBilimsel iletişimin en önemli paydaşı olan bilim insanları, bilimsel bilgilerinin görünürlüğünü artırabilmek için bilimsel eserlerini Web sayfalarında ve/veya açık erişim arşivlerinde depolamaya ya da açık erişim dergilerinde yayınlamaya başlamışlardır. Uluslararası açık erişim arşivlerinde yaklaşık 14 bin Türkiye kaynaklı bilimsel içerik bulunmaktadır. Bu çalışma Hacettepe Üniversitesi’ndeki bilim insanlarının açık erişim farkındalığını belirlemek, kurumsal açık arşivlerin etkin kullanımını konusundaki görüşlerini ortaya çıkarmak amacıyla yapılmıştır. Veriler, Hacettepe Üniversitesi’nde tam zamanlı çalışan öğretim üyelerinden elektronik anket yoluyla elde edilmiştir. Bulgulara göre öğretim üyelerinin en azından yarısının (%50) açık erişim farkındalığına sahip olduğu tespit edilmiştir. Farkındalığı olan öğretim üyeleri yüksek bir çoğunlukla (%92) yayınlarının kendi üniversitelerinde yapılandırılabilecek kurumsal açık arşivlerde yer almasına istekli görünmüşlerdir. Anket çalışmasının sonucu olarak, ülkemizde, kısa bir zaman aralığında bilimsel bilginin görünürlüğünde özellikle kurumsal açık arşivlerde makale ve bildiri ağırlıklı olmak üzere farklı türlerde bilimsel içerik depolanması gerçekleştirilebilecek, işlevselliklerinde artış sağlanabilecektir.Article Citation - WoS: 1Bilimsellik Değerlerinin İçeriği ve Yapısı*(Istanbul Univ, Fac Letters, dept Psychology, 2021) Demirutku, Kürşad; Güngör, Elis; Department of Psychology; 02. School of Arts and Sciences; 01. Atılım UniversityBu araştırmanın amacı bilimsel bağlamla ilişkili değerlerin tespit edilmesi ve bu değerlerin Schwartz (1992) tarafından önerilen güdüsel çemberdeki konumlarının sınanmasıdır. Bilimsellik değerleri alanyazınından hareketle yaratıcılık, merak, şüphecilik, açık fikirlilik, akılcılık, nesnellik, müştereklik, bilimsel etik ve tutarlılık değerleri bilimsellik değerleri olarak tespit edilmiştir. Bu değerlerin önemini ölçmek amacıyla yazarlar tarafından maddeler geliştirilmiştir. Beş hipotezi sınamak amacıyla iki çalışma yapılmıştır. Birinci çalışmanın (N = 624, Ort.yaş = 22) bulguları bilimsellik değerlerinin görgül olarak Özyönelim ve Evrenselcilik değerleri arasında konumlandığını ve bilimsellik değerleri ile diğer değer tipleri arasındaki korelasyonların sinus dalgası şeklinde bir örüntü sergilediğini ortaya koymuştur. İkinci çalışmada ise (N = 181, Ort.yaş = 21.5) bilimsellik değerlerinin semantik farklılık maddeleri ile ölçülen bilime yönelik tutumlar ve bilme ihtiyacı puanları ile pozitif, belirsizliğe tahammülsüzlük puanları ile negatif korelasyon gösterdiği gözlenmiştir. Bu araştırma bilimsellik değerlerini, değerlerin çembersel yapısıyla entegre eden ilk çalışmadır. Bulguların bilimsellik değerlerinin hipotez edilmiş olan yapısını doğruladığı ve bilimsellik değerleri ölçümünün yakınsak ve ıraksak geçerliğe sahip olduğunu desteklediği tartışılmıştır. Kendi kendini seçme yanlılığı içerebilecek uygunluk örneklemleri kullanılması, verinin Türk üniversite öğrencilerinden toplanmış olması, ikinci çalışmada kadınların erkeklerden daha fazla temsil edilmiş olması ve bilimsellik değerleri dışındaki değer tipi ölçümlerinde düşük güvenirlik katsayıları gözlenmiş olması araştırmanın yöntemsel sınırlılıkları olarak kayda geçirilmiştir. Gelecekte yapılabilecek çalışmalarda, halihazırdaki araştırma bulgularının kültürlerarası çalışmalarla tekrarlanması ve bilimsellik değerlerinin, bu çalışmada kullanılanlar dışında kalan kişilik ölçümleri ile arasındaki ilişkilerinin incelenerek yakınsak geçerlik bulgularının genişletilmesi önerilmiştir.Article Borulu Sulama Şebekeleri Optimizasyonu(Turkish Chamber Civil Engineers, 2018) Marım, Gökhan; Darama, Yakup; Bozkuş, Zafer; Civil Engineering; 06. School Of Engineering; 01. Atılım UniversityBorulu sulama şebekeleri ülkelerin tarımsal ürün yetiştirmesinde ve su tasarrufunda enönemli sistemlerdir. Günümüzde tarımsal amaçlı sulama, su tüketiminin en yüksek olduğusektördür. Ülkemizde tarım sektörünün kullandığı su miktarı su potansiyelimizin %73oranındadır. Ülkemizde ve genelde Dünyada nüfus artışı nedeniyle tarımsal üretimde sutalebinin artması ve su kaynaklarımızın sınırlı olması nedeniyle sürdürülebilir su kaynaklarıyönetimi zorunlu olmaktadır. Son yıllarda ülkemizde yapılan sulama sistemleri yatırımlarınınbüyük bir çoğunluğunu, su kaybını ve tarımsal su kullanımını azaltan modern borulu sulamaşebekeleri yatırımları oluşturmaktadır. Bu çalışma borulu sulama şebekelerinintasarımlarının maliyet ve istenen işletme basınçları açısından optimum koşullara ulaşmasınaodaklanmıştır. Optimizasyon problemi çözümünde heuristik tabanlı dinamik programlamaile birlikte doğrusal programlama yöntemi olan “Simplex” metodu kullanılmış olup, buoptimizasyon yazılımı DSİ borulu sulama şebekeleri için uygulanmıştır.Article Bulanık Ters Model Kullanılarak Doğru Akım Motor Sürücüsü için Referans Model Temelli Uyarlanabilir Bulanık Denetleyici(2023) Bulut, Mehmet; Electrical-Electronics Engineering; 06. School Of Engineering; Avionics; 13. School of Civil Aviation (4-Year); 01. Atılım UniversitySistemdeki parametre değişimlerine göre denetleyici katsayılarını ayarlayan uyarlama mekanizması, denetleyicinin uyarlanabilir olmasını sağlamaktadır. Uyarlama mekanizması için geleneksel bir algoritma yerine uyarlanabilir bulanık metodu kullanılarak, sistemdeki denetleyicinin kazanç katsayıların hesaplanması için bulanık mantık kullanılabilir. Normalde bir bulanık denetleyici sistemine ait kurallar, sistemi deneyimlemiş olan uzman bilgisi kullanılarak sistemin içyapısından ve sistem davranışlarından çıkarılmaktadır. Ancak tüm sistemler için bu şekilde uzman insan bilgisine dayanan bulanık kuralların çıkarılması mümkün değildir. Çok değişken davranış gösteren ve doğrusal olmayan sistemlerde bulanık kurallarının çıkarılması için farklı yöntemlerin kullanılması ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada, bulanık ters model kullanılarak öğrenmeye dayalı referans model öğrenme algoritması kullanılarak dc motor için uyarlanabilir bulanık denetleyici tasarımı yapılmış; elde edilen sonuçlar ile dc motor için uygulanabilir olduğu gösterilmiştir. Tasarlanan sistemin benzetimi Matlab programı kullanılarak gerçekleştirilmiş, sabit ve değişken yükler kullanılarak sistemin davranışı incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar, sistem kararlılığı açısından uyarlanabilir bulanık denetleyici ile dc motoru sürmek için tatmin edici olduğunu göstermiştir.Article Citation - WoS: 2Citation - Scopus: 2The Clinical, Functional, and Radiological Features of Hand Osteoarthritis: Tlar-Osteoarthritis Multi-Center Cohort Study(Turkish League Against Rheumatism, 2022) Duruoz, Mehmet Tuncay; Gursoy, Didem Erdem; Tuncer, Tiraje; Altan, Lale; Ayhan, Figen; Bal, Ajda; Ugurlu, Hatice; 01. Atılım UniversityObjectives: This study aims to evaluate the clinical, functional, and radiological features of hand osteoarthritis (OA) and to examine their relationships in different geographic samples of the Turkish population. Patients and methods: Between April 2017 and January 2019, a total of 520 patients (49 males, 471 females; mean age: 63.6 +/- 9.8 years) with hand OA were included in the study from 26 centers across Turkiye by the Turkish League Against Rheumatism (TLAR). The demographic characteristics, grip strengths with Jamar dynamometer, duration of hand pain (month), the severity of hand pain (Visual Analog Scale [ VAS]), and morning stiffness were evaluated. The functional disability was evaluated with Duruoz Hand Index (DHI). The Kellgren-Lawrence (KL) OA scoring system was used to assess the radiological stage of hand OA. Results: The DHI had significant correlations with VAS- pain (r= 0.367, p<0.001), duration of pain (r=0.143, p=0.001) and bilateral handgrip strengths (r=-0.228, p=0.001; r=-0.303, p<0.001). Although DHI scores were similar between the groups in terms of the presence of hand deformity (p= 0.125) or Heberden's nodes (p=0.640), the mean DHI scores were significantly higher in patients with Bouchard's nodes (p=0.015). The total number of nodes had no significant correlations with the VAS-pain and DHI score (p>0.05). The differences between the groups of radiological hand OA grades in terms of age (p= 0.007), VAS-pain (p<0.001), duration of pain (p<0.001), and DHI (p<0.001) were significant. There were no significant differences between radiological hand OA grades according to the duration of the stiffness, grip strength, and BMI (p>0.05 for all). Conclusion: In our population, the patients with hand OA had pain, functional disability, and weak grip strength. The functional impairment was significantly correlated with the severity of the pain, and the functional status was worse in high radiological hand OA grades.
