Browsing by Author "Tunç, Gökhan"
Now showing 1 - 20 of 37
- Results Per Page
- Sort Options
Article Ay'da Yaşam Alanı Yapıları(Yapı Dergisi, 2015) Tunç, Gökhan; Civil EngineeringUzay'a yapılacak olan seyhatlerin ilk basamağını Ay'a yolculuk oluşturur. Bu seyahatler genel olarak Uzay ve Ay ortamını keşfetmeye ve bilimsel çalışmalar yapmaya yönelik olsa da önümüzdeki yıllarda Ay kolonileri, Ay otelleri ve Ay habitatları gibi projelerin gerçekleştrilmesiyle seyahatlerin farklı bir boyuta ulaşacağı beklenmektedir. Ayrıca baş döndürücü hızda ilerleyen teknolojik gelişmeler ve bilgi birikimi kullanılarak uzaya yapılacak seyahatlerin sadece astronotlarla değil farklı meslek gruplarında çalışan insanları da içerecek şekilde yapılması planlanmaktadır (Erdem, 2012). Bu tür projelerin hayata geçirilmesi için Ay ortamıda üs inşası bilim insanları tarafından öncelikli hedef olarak belirlenmiştir. Bu amaç doğrultusunda; Ay yolculuğunun tarihçesi, Ay üssünün kurulmasındaki sebepler, alan ve malzeme seçimi, yapım sistemleri ve mimari formları hakkında bu yazıda bilgi verilecek, okuyucu Uzay'da planlanan yaşam alanı hakkında da bilgilendirilecektir.Master Thesis Betona gömülü yüksek mukavemetli kayma bağlantı elemanlarının davranışı(2019) Wardı, Adıl Hadı Wardı; Tunç, Gökhan; Civil Engineeringİtme deneyine maruz kayma elemanı, küçük bir çelik kolon bölümünden oluşan düzenek içerisine yerleştirilir. Çelik kolonun bağlantısı her iki taraftan bir beton duvara kesme kuvvetine direnç gösteren bağlantı elemanları ile sağlanır. Beton duvar ile çelik arasındaki kayma miktarı, değişen yük artışlarında veya yer değiştirmelerinde ölçülerek değerlendirmeye alınır. Bu tez çalışmasında, farklı tiplerde betona (normal beton, yüksek mukavemetli beton ve reaktif pudra betonu) gömülü normal ve yüksek mukavemetli çelik özelliklere sahip üç farklı tipte kayma bağlantısının (başlıklı kayma elamanı, L-şekilli ve C ya da U profilli) yapısal davranışı çalışılmıştır. Bu çalışmanın amacı, farklı beton türlerinin mekanik özelliklerini belirlemek için seçilen kayma bağlantı elemanlarının yapısal davranışını araştırmak ve toplam 36 adet itmeye maruz test numunesi oluşturarak kayma bağlantı elemanlarının kesme kuvvetine karşı rijitliğini incelemektir. Deneysel çalışmada toplam üç tip kayma bağlantı elemanı (başlıklı, L şekilli ve C tipi) ile iki tip bağlantı türü (kaynaklı ve epoksi) kullanılmıştır. Bu çalışmanın sonuçlarına göre betonun yaşı arttıkça reaktif pudra betonunun mekanik özelliklerinin de arttığı görülmüştür. En iyi kesme kuvveti değerinin; OCHW, HCHW ve RCHW deney çalışmalarında kullanılan sırasıyla normal ağırlık, yüksek mukavemet ve reaktif pudra betonu için elde edildiği tespit edilmiştir (Deneylere ait adlandırmada, ilk harf beton tipini tanımlamak için kullanılmıştır: 'O' normal, 'H' yüksek mukavemetli ve 'R' ise reaktif pudra betonu için kullanılan kısaltmalardır. İkinci harf kayma bağlantı elemanı tipini tanımlamak için kullanılmıştır: 'C' C ya da U profilli bağlantılar için kullanılan bir kısaltmadır. Üçüncü harf, kayma bağlantı elemanının çelik tipini tanımlamak için kullanılmıştır: 'H' yüksek mukavemetli çelik için kullanılan bir kısaltmadır. Dördüncü ve sonuncusu, kayma elemanları ile çelik levha arasındaki bağlantıların türü için kullanılmıştır: 'W' kaynaklı bağlantı türü için kullanılan bir kısaltmadır).Master Thesis Betonarme binalarda optimum perde duvar alanının kat planı alanına oranının belirlenmesi(2019) Al-ageedı, Mustafa Khalıd Abdullah; Tunç, Gökhan; Civil EngineeringDepremlerin sayıca fazla olması nedeniyle, binalar için sismik analiz ve tasarımın incelenmesi önemli bir ihtiyaç haline gelmektedir. Bu tez çalışmasında, betonarme binalarda en uygun perde duvar alanının kat planı alanına olan oranını belirlemek için yapısal analizler yapılmıştır. Bu amaçla farklı bina ve duvar ölçülerinde toplam 20 bina modeli paket program kullanılarak üretilmiş. Farklı bina yüksekliklerinin yapısal davranışlarına etkisini anlamak için sırası ile yirmi ve otuz katlı iki tür bina seçilmiştir. Perde duvarlar üzerinde farklı perde duvar alanının kat alanına olan oranları değiştirilerek parametrik bir çalışma yapılmıştır. Bu amaç doğrultusunda, bina modelleri perde duvar içeren ve içermeyen binalar olmak üzere hazırlanmıştır. Perde duvar içeren modellerde hem x hem de y yönlerinde sırası ile % 0.5, % 1 ve % 1.5 oranlarına sahip perde duvar kullanımı sağlanmıştır. Bu modellerin her biri, Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği 2019 (TBDY 19) ve Amerikan Bina Yönetmeliği 2016 (ASCE 7-16) yönetmeliklerine göre belirlenen kuvvetler kullanılarak mod birleştirme yöntemine (response spectrum method) deprem analizine tabi tutulmuştur. Binaların, deprem tehlikesi en yoğun olan Avcılar, İstanbul'da konumlandırıldığı ve tamamının ofis türü bina olduğu varsayılmıştır. Toplam yüksekliği nedeniyle otuz katlı olan bina, TBDY 19'daki koşullara göre yüksek bina olarak tasarlanmış ve analizi yapılmıştır. Böylelikle, yüksek binaların optimum perde duvar alanı oranına olan etkisi yapılan analizlerle anlaşılmaya çalışılmıştır. Bu kapsam dahilinde optimum perde duvar alanının toplam kat alanına oranı belirlenirken şu parametreler detaylı olarak incelenmiştir: (a) bina periyotları, (b) taban kesme kuvveti ve perde duvarların karşı koyduğu kesme kuvveti miktarı ve (c) yatay deplasmanlar ile kat öteleme miktarları. Sonuç olarak, perde duvar alanının kat alanına olan oranı şayet % 1.5'a eşit ise yapısal açıdan optimum çözümün üretildiği görülmüştür.Article Citation Count: 0Betonarme Binaların Yapım Maliyeti ve Deprem Davranışında Döşeme Tipinin Etkisi(Gazi Univ, 2023) Tunç, Gökhan; Azizi, Abdul Basir; Tanfener, Tuğrul; Civil EngineeringTürkiye’de betonarme çerçeveli binalar diğer tür yapı taşıyıcı sistemlerine göre en çok tercih edilmektedir. Bu tür binalarda kullanılan yaygın döşeme türleri ise kirişli, kirişsiz, kaset ve nervürlü olanlarıdır. Bir bina tasarımında, yatay ve düşey yükler altında en iyi performansı gösteren ve aynı zamanda en az maliyet gerektiren döşeme türünün belirlenmesi istenir. Ancak, kirişler, kolonlar ve perde duvarlar gibi diğer yapı elemanlarına analitik çalışmalarda öncelik verildiğinden, döşeme türünün uygun seçimi genellikle tasarımcı tarafından göz ardı edilir. Bu nedenle, döşemelerin bina tasarımına ve yapısal davranışına sağlayacakları katkılar yeterince irdelenmemiş olur. Ortaya çıkan bu eksikliğin ise binanın tasarım aşamasından itibaren detaylı olarak irdelenmesi gerekmektedir. Bu çalışmada çok katlı betonarme binalar üzerinde farklı döşeme türlerinin etkileri incelenirken aynı zamanda toplam maliyetin de optimumda kılınması hedeflenmiştir. Bu amaç doğrultusunda toplamda 36 bina modeli hazırlanarak, analiz ve tasarımları mevcut Türkiye bina yönetmelik ve standartlarına uygun olarak yapılmıştır. Bu kapsamda yapılan analitik çalışmalarda incelenen parametreler şu şekildedir: döşeme türleri (kirişli, kirişsiz, kaset ve nervürlü), toplam kat sayıları (10, 20 ve 30) ve tip döşeme açıklıkları (6, 7.5 ve 9 metre). Binaların tümünün iş yeri kullanımına uygun olarak İstanbul’un deprem tehlikesi içeren bir bölgesinde yer aldığı kabul edilmiştir. Yapılan analitik çalışmalara göre 6 metre açıklığa sahip binalarda en ekonomik sonucun kirişli, 7.5 metre açıklığa sahip olanlarda ise kaset döşemelerde olduğu görülmüştür. Ele alınan tüm modeller içerisinde en maliyetli çözümü üreten döşeme türü kirişsiz döşeme olarak belirlenmiştir. İncelenen tüm döşeme türleri arasında, kirişli döşemeye sahip binaların en iyi deprem performansına, kaset ve kirişsiz döşeme türlerine sahip binaların ise en olumsuz deprem performansına sahip oldukları görülmüştür.Master Thesis Betonarme kaplı çelik kompozit kolonlar ve betonarme kirişlerin sonlu elemanlar yöntemine göre analizi(2021) Othman, Mohammed Moatasem Othman; Tunç, Gökhan; Mertol, Halit Cenan; Civil EngineeringKompozit yapı sistemi, betonarme yapı sistemi ve çelik yapı sistemi olmak üzere iki ana yapısal sistem içermektedir. Bu çalışmada, kompozit kolon-kiriş bağlantısının kesme ve eksenel yük göçmeleri altındaki dinamik davranışını incelemek amacı ile daha önce laboratuvarda test edilen iki numune LS-DYNA yazılımı ile modellenmiştir. İlk numune Yüksek Süneklikli (HD), ikincisi Düşük Süneklikli (LD) olup, donatı detayları Türk Deprem Yönetmeliğine (TEC 18) göre tasarlanmış ve sonrasında da analiz sonuçları deney numunelerinin sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Bu çalışmada, incelenen numune modellerinin çatlak ve göçme davranışları, yük-deplasman eğrileri, sönümleme ve rijitlikteki azalma araştırılmıştır. Ayrıca, çelik profilin kolon kesidinde bulunup bulunmaması, kullanılan betonun basınç mukavemet değerleri, çelik profil türü ve süneklik gibi parametrelerin değiştirilmesiyle çerçevelerin performansının nasıl etkileneceğine yönelik iki modele dayalı ön çalışma esas alınarak LS-DYNA'da 12 numune daha oluşturularak gerekli analizler yapılmıştır. Sonuçlar, sonlu eleman modellerinin deneysel teste yakın bir sonuç verdiğini, ayrıca sünekliği yüksek numunenin düşük süneklikli numuneye göre nispeted daha iyi sismik performans sergilediğini göstermektedir. Ayrıca, parametrik çalışma, çeliğin türünden bağımsız olarak çerçevedeki çeliğin kullanılabilirliğinin çerçevenin sismik performansını iyileştirmek için en önemli parametre olduğunu, daha sonra önem açısından ikinci parametre olarak beton kalitesinin geldiğini, çelik profil türünün ise ikinci parametre olduğunu göstermektedir. Analiz sonuçlarına göre komposit kolonlu çerçevelerde kesme donatısı oranınını çerçevenin dinamik davranışı üzerinde çok büyük bir etkisi olmadığı görülmüştür.Master Thesis Betonarme kirişler için Irak'taki güçlendirme ve onarım yöntemleri(2015) Mohammed, Anas Malık; Tunç, Gökhan; Civil EngineeringDarbe yüklemesi dolayısıyla kirişlerde kayma veya eğilme kayıpları, yahut her ikisi de ortaya çıkabilir. Bu araştırma kapsamında, yerelde Irak'ta bulunan ham maddeler kullanılarak yapısal elemanların nasıl tamir edileceğinin metodolojisi analitik ve sonlu eleman yöntemleriyle sunulmaktadır. Irak genelinde hasar görmüş yapısal elemanların rehabilitasyonunda ve tamiratında mevcut durumda fiber destekli polimer (FRP) bileşimli malzemeler kullanılmaktadır. Bu çalışma içerisinde Irak'ta yerel olarak özellikle kirişler için kullanılan malzemelere dayalı çok sayıda yöntem araştırılmakta ve açıklanmaktadır. Özellikle, patlamadan dolayı hasar görmüş kirişlerin tamir ve rehabilitasyonunda etkili çözüm önerisi sunan FRP'ler incelenmektedir. Bu çalışmada, patlamadan dolayı oluşan hasarın etkilerini anlamak ve güçlendirme metotlarının etkinliği belirlemek amacı ile FRP'li ve FRP'siz toplam dokuz adet betonarme kiriş ACI-318-2011'e ve ACI-440-2R'ye göre inecelenmektedir. Bu kirişler aynı zamanda ANSYS yazılımı kullanılarak sonlu elemanlar yöntemine göre de modellemeleri yapılmıştır. Sonuçlar, FRP'nin toplam sapmayı azalttığını, kapasite ve kayma direncini artırdığını göstermektedir. ANSYS sonuçlarının doğruluğunu kontrol etmek amacı ile kayma ve eğilme açısından kiriş kapasitesinin gerçek değerlerinin hesaplanması amacı ile ACI-318-2011 ve ACI440-2R-2008'e göre FRP tasarımları kullanılarak bir Visual Basic programı geliştirilmiştir. Visual Basic programından elde edilen sonuçlar ANSYS'den elde edilenlerle karşılaştırılmıştır.Article Citation Count: 0A Close Examination of Ankara's Reinforced Concrete Buildings Designed and Constructed between 1923 and 1938(Mdpi, 2023) Tunc, Gokhan; Tunc, Tanfer Emin; Civil EngineeringThe Republic of Turkey was established in 1923 out of the remains of the Ottoman Empire. Between 1923 and 1938, the Turkish republic underwent fifteen years of rapid expansion and growth, with Ankara as its new capital and Mustafa Kemal Ataturk (1881-1938) as its first president. During this period, reinforced concrete (RC) played a significant role in the construction of Ankara's public-use buildings. This study focuses on 57 of these structures, built either partially, or entirely, out of RC. The buildings are classified with respect to their duration, soil properties, foundation types, structural design details, construction types, materials and overall costs. In order to provide a better picture of the time period in which these buildings were designed and constructed, the technical, financial and political aspects of the projects, and the difficulties and challenges involved in their design and construction, are also discussed. Furthermore, this study outlines the impact of foreign engineers, construction workers, firms and the educational system on the development of civil engineering and use of RC in Turkey.Master Thesis Çok katlı betonarme binalarda farklı döşeme türlerine ait yapısal davranış ve maliyet analizi(2020) Azızı, Abdul Basır; Tunç, Gökhan; Civil EngineeringTürkiye'de en çok tercih edilen bina türü betonarme binalardır. Türk Standartları Enstitüsü tarafından yapılan bir çalışmaya göre 2019 yılında yapılan binların %96.5'i betonarme olarak inşa edilmiştir. Bu tür binalarda farklı türden döşeme sistemleri kullanılmaktadır. Bu çalışma farklı türden döşeme türlerinin çok katlı betonarme binalar üzerindeki yapısal davranışını ve maliyet açısından en uygun döşeme türünün seçimini incelemektedir (iki doğrultuda çalışan kirişli döşeme, kirişssiz döşeme, kaset döşeme ve tek doğrultuda çalışan nervürlü döşeme). Çalışma kapsamında toplamda 36 bina modeli ETABS ve SAFE programları kullanılarak yürürlükteki Türk yönetmelik ve standartlarına uygun olarak oluşturulmuş, gerekli analiz ile tasarım aşamaları gerçekleştirilmiştir. Analiz aşamasında incelenen parametreler şu şekildedir: döşeme türü, kat adedi ve döşeme açıklıkları. Analizi yapılan binalar ofis türü binalar olarak tasarlanmış ve deprem riski yüksek İstanbul'un Maslak bölgesinde yer aldıkları varsayılmıştır. Analiz sonuçlarına göre, 6 metre açıklığa sahip döşemelerde en ekonomik çözüm kirişli sistemlerde elde edilirken, 7.5 metre ve üzerindeki açıklıklarda ise kaset döşemenin daha ekonomik sonuçlar çıkaracağı görülmüştür. İncelenen döşeme türleri arasında yer alan kirişsiz döşeme ise en pahalı çözümü üreten döşeme türü olmuştur. Kirişli döşeme türü depremde en iyi davranışı sergilerken kaset ve kirişsiz döşeme türlerinin deprem davranışları ise daha olumsuz olarak gerçekleşmiştir.Article Citation Count: 5Constructing Containment: Thompson-Starrett, the cesme Beach Houses, and the Geopolitics of American Engineering in Cold War Turkey(Routledge Journals, Taylor & Francis Ltd, 2020) Tunc, Tanfer Emin; Tunc, Gokhan; Civil EngineeringFor the first half of the twentieth century, Thompson-Starrett and Co., a New York-based American engineering, construction, and contracting firm, dominated the building scene. In operation between 1899 and 1968, it was a leader in skyscraper construction and large-scale projects, and literally built the New York skyline. It designed and constructed the tallest skyscraper of the era, the Woolworth Building, as well as other iconic Manhattan structures such as the Equitable Building, the American Stock Exchange, the New York Municipal Building, and the Claridge, Algonquin, Roosevelt, St. Regis, and Waldorf-Astoria Hotels. A formidable pioneering force in structural engineering a hundred years ago, Thompson-Starrett is, by and large, forgotten today, especially its post-World War II ventures in Turkey, such as the Sariyar Dam and the cesme Beach Houses, a luxury beachfront cooperative located in Ilica, Izmir. However, what would prompt the engineering firm responsible for the Woolworth Building to take on the road and utility construction and project management of a Turkish summer resort? The answer lies in Cold War geopolitics and booming private enterprise, both of which, in the 1950s, converged in Turkey, relied on American engineering, and involved a complex process of Americanization.Article CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA MEYDANA GELEN DEPREMLER SONRASI UYGULAMALAR VE İLK TÜRK DEPREM YÖNETMELİĞİ(Herkese Bilim Teknoloji, 2017) Tunç, Gökhan; Civil EngineeringDepremin tanımı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) resmi internet sayfasında da yer aldığı üzere şu şekilde yapılmıştır: “Deprem, tektonik kuvvetlerin veya volkan faaliyetlerinin etkisiyle yer kabuğunun kırılması sonucunda ortaya çıkan enerjinin sismik dalgalar hâlinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzünü kuvvetle sarsması olayıdır”. Ülkemiz coğrafyasının %93’ü deprem kuşağında yer alıp, nüfusumuzun ise %98’i depremle beraber yaşamak zorundadır. Bu rakamlar ve şu ana kadar yaşanılan acı hatıralar depreme dayanıklı yapı tasarımının ülkemiz açısından ne kadar önemli olduğunu vurgulayan güçlü verilerdir. Bu yazıda, Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkemizde yaşanılan önemli depremlere ve bu depremlere ait bazı yorum ve görüşlere yer verilecektir. Bu kapsamda yüzey dalga büyüklüğü, Ms = 6.0 ve üstünde yıkıcı etkileri olacağı öngörülen toplam 39 deprem AFAD sitesinden filtrenerek incelemeye alınmıştır. Bunların içerisinden tarihi kayıtlara göre can ve mal kaybına neden olan dokuz deprem yazının içeriğini oluşturmuştur.Article Citation Count: 6Damage Observation of Reinforced Concrete Buildings after 2020 Sivrice (Elazig) Earthquake, Turkey(Asce-amer Soc Civil Engineers, 2021) Cenan Mertol, Halit; Tunc, Gokhan; Akis, Tolga; Civil EngineeringAn earthquake with a magnitude of M-w = 6.8 and a depth of approximately 8.06 km occurred on January 24, 2020, with the epicenter near the town of Sivrice in Elazig province, Turkey. The earthquake resulted in numerous collapses and severe structural damage to the buildings located in the downtowns and villages of Elazig and Malatya provinces. A technical team investigated the earthquake-affected areas, and this study presents their observations and findings with respect to reinforced concrete buildings. It was concluded that almost all of the collapsed or severely-damaged reinforced concrete buildings were constructed between 1975 and 1998. The design and construction of these buildings did not comply with the specifications of the Turkish earthquake codes valid at that time. The failures and severe damage of the buildings are associated with poor material quality, inadequate reinforcement configuration, and framing problems related to their lateral load-carrying systems. Therefore, it is recommended that buildings constructed between 1975 and 1998 in the region be structurally re-evaluated to avoid additional loss of life and property in future earthquakes. (C) 2021 American Society of Civil Engineers.Article DEPREME DAYANIKLI BİNA, BİLİNÇLİ TÜKETİCİ VE GÜVEN KAVRAMLARI ÜZERİNE İNCELEME VE ÖNERİLER(2015) Tunç, Gökhan; Civil EngineeringTürkiye inşaat sektöründe “Tüketici” bilinci, özellikle deprem sırası ve sonrasında yapılması gerekenlere odaklanmıştır. Deprem öncesinde yapılması gerekenler konu ile ilgili teknik personelin görev kapsamına dahil edilmiş ve Tüketici’nin bu konudaki bilinçlenmesi ise yüzeysel düzeyde bırakılarak neredeyse tamamen göz ardı edilmiştir. Bu yazıda, daha bilinçli bir tüketici kitlesinin nasıl yaratılacağı, depreme dayanıklı bina kavramının ihtiyaç duyulan yeni yapılanmalarla nasıl iyileştirileceği ve güven kavramının nasıl tesis edileceği hususlarına ait görüş ve önerilerde bulunulmuştur. Bu öneriler doğrultusunda inşaat çarkının yeniden sağlıklı olarak dönmesi için ileriye dönük hedefler belirlenmiş ve bu hedeflere nasıl ulaşılacağına dair atılması gereken adımlardan bahsedilmiştir.Article Citation Count: 1Engineering the public-use reinforced concrete buildings of Ankara during the Early Republic of Turkey, 1923-1938(Pergamon-elsevier Science Ltd, 2022) Tunc, Gokhan; Tunc, Tanfer Emin; Civil EngineeringToday, reinforced concrete (RC) is the most commonly used construction material in Turkey. It first emerged in Europe in the 1850s and was adopted in a number of Late Ottoman period structures, mostly in Istanbul, during the first two decades of the twentieth century. During the Early Turkish Republic (1923-1938), RC appeared in public-use buildings in Ankara, such as the Ethnographic Museum, which was the first in the new capital to feature RC elements, leading the way for many more structures to come. Despite the fact that Turkish and foreign civil engineers faced a series of economic, social, cultural, political, educational and technical challenges during the transition from masonry and timber construction to RC, its adoption was facilitated by the fact that as a European building technology, it became symbolically important to the new republic. Equated with modernity, RC would allow its capital, Ankara, to construct an identity that would contrast with Istanbul, the capital of the Ottoman Empire. This transition would also be catalyzed by the rise of a professional class of Turkish civil engineers who deployed RC to reinforce their authority as trained specialists and agents of modernization.Article Citation Count: 7Evaluation of masonry buildings and mosques after Sivrice earthquake(Croatian Soc Civil Engineers-hsgi, 2021) Mertol, Halit Cenan; Tunc, Gokhan; Akis, Tolga; Civil EngineeringThe evaluation of masonry and mosque type structures after the Sivrice Earthquake is presented in this study. Stone masonry buildings exhibited damage such as vertical cracks and splitting at corners, wedge shaped corner failures, diagonal cracking on walls, out-of-plane splitting of walls, and separation of walls from flooring/roofing systems. On the other hand, the separation of flags and caps of minarets was a common example of damage in mosques. Future earthquake damage can be prevented by following design codes and providing adequate supervision for new structures, while strengthening measures are recommended for the existing buildings.Article Citation Count: 3Experimental Analysis of the Behavior of Composite Column-Reinforced Concrete Beam Joints(Springer Heidelberg, 2021) Tunc, Gokhan; Dakhil, Abdulrrahman; Mertol, Halit Cenan; Civil EngineeringThis study assesses the seismic performance of steel-reinforced concrete (SRC) composite columns connected to reinforced concrete (RC) beam joints, and their ability to dissipate seismic energy through inelastic deformations. In this article, experimental aspects regarding the seismic performance of high-ductility and low-ductility steel-concrete composite frame were investigated. The principle design parameter in this study was ductility, which is considered a conceptual framework in Efficiency-Based Seismic Engineering. Thus, attention was focused on assuring various ductility ranges of joints obtained through a detailed study of the Turkish Earthquake Code (TEC 18) [Ministry of Public Works and Housing.: Turkiye Bina Deprem Yonetmeligi (Turkey's Earthquake Code for Buildings). Official Gazette (2018) (in Turkish).]. After identifying deficiencies and the energy dissipation capacity in the newly proposed joints, two half-scaled frames with specific ductility-related designs were constructed, instrumented, tested, and analyzed. The specimens were tested under displacement-controlled lateral cyclic loading that incorporated constant axial loading to create cyclic tension and compression facets across the joint areas. The test results proved that the SRC column-RC beam frames employing an extra column reinforcement ratio exhibit slightly better seismic performance. Due to the presence of structural steel, the shear failure of the joint was effectively prevented, even after the formation of the plastic hinge on the interface of the beam. During the testing, the column rebars, to some extent, made a minor contribution to the joint strength of the specimen compared to the structural steel that absorbed almost all of the load applied to the frame.Master Thesis Farklı özelliklere sahip binaların birinci doğal titreşim peryodlarının hesaplanması üzerine bir çalışma(2015) Shon, Bashar Azeez; Tunç, Gökhan; Civil EngineeringDeprem mühendisliği tasarımında bir binann birinci doğal titreşim peryodunun belirlenmesi büyük önem arz eder. Farklı bina yönetmeliklerinde, bu konu hakkında değişik sınırlamalar olduğu bir gerçektir. Bu çalışmada farklı kat adetlerine ve taşıyıcı sistem özelliklerine sahip sadece betonarme binalar incelenmiştir. Bu kapsamda 21 ayrı taşıyıcı sisteme sahip binalar toplamda 105 adet modelle ticari bir paket program olan ETABS kullanılarak oluşturulmuştur. Binaların deprem mühendisliği analiz aşamasında, 2007 Türkiye Deprem Yönetmeliği'ne göre oluşturulan özel tasarım spektrumları kullanılmıştır. Sadece peryodlar değil yatay deplasman değerleri de detaylı bir şekilde incelenmiş ve 1997 ile 2007 Türkiye Deprem Yönetmelikleri'ndeki sınırlamalar ile ASCE 7-10'da verilen sınır değerler kullanılarak gerekli mukayeseler yapılmıştır. Bu çalışmanın amacı farklı taşıyıcı sistemlere sahip binaların en gayri müsait durumdaki deprem kuvvetlerine göre oluşacak dinamik davranışlarının belirlenmesi olarak özetlenebilir. Taşıyıcı sistem türü, kat adetleri ve plandaki boyutsal oranlar bu tezin kapsamı içerisine dahil edilmiştir. Bu amaç doğrultusunda, toplam 5 farklı kat özelliğine sahip sırası ile 10, 20, 30, 40 ve 50 katlı binalar modellenmiştir. Paramterik çalışmaya bağlı analiz sonuçları tartışılmış ve Türkiye ile Amerika'daki mevcut peryod denklemlerdeki etkileri incelenmiştir.Article Citation Count: 4Finite Element Analysis of Frames with Reinforced Concrete Encased Steel Composite Columns(Mdpi, 2022) Tunc, Gokhan; Othman, Mohammed Moatasem; Mertol, Halit Cenan; Civil EngineeringStructural frame systems that consists of concrete-encased-steel-embedded composite columns and reinforced concrete beams are typically used in mid-rise to tall buildings. In order to understand their overall structural behavior, a total of 12 frame models with high and low ductility features were constructed and analyzed using LS-DYNA software. Two of these models were validated using the results of previously tested frames. The remaining 10 models were studied to predict the behavior of frames with varying concrete strengths, reinforcement configurations, and structural steel sections under vertical and lateral loads. The results were investigated in terms of cracks and failure patterns, load-deflection relationships, energy dissipation, and stiffness degradation. The analytical results indicated that the high ductile frame models showed slightly better lateral load carrying performances compared to low ductility frame models. Moreover, the analytical studies demonstrated that the existence of structural steel in a column, regardless of its cross-sectional shape, was the most important parameter in improving the lateral load carrying capacity of a frame.Article HAFİF AGREGALI YAPISAL BETON VE TÜRKİYE GERÇEĞİ(Bilim ve Teknoloji, 2013) Tunç, Gökhan; Civil EngineeringTürkiye‟deki inşaat sektörünün büyük çoğunluğubetonarme yapılardan oluşmaktadır. Betonarme, beton ve donatı çeliğinin birlikte çalışma ilkesine dayalı kompozit bir malzeme olarak tariflenebilir. Bu yazıda betonarmeyi oluşturan iki bileşenden beton malzemesi üzerine yoğunlaşılacaktır. Beton; içerisinde farklı karışım oranlarında çimento, agrega ve su ihtiva eden bir yapı malzemesi türüdür. Ülkemizde üretilen yapısal beton türü, birim hacim ağırlığı 2.4 t/m3 olarak tanımlanan normal ağırlıklı betondur. Gelişmiş ülkelerde ise normal ağırlıklı betonun yanında daha hafif agregalarla oluşturulan hafif ağırlıklı beton türünün de yapısal beton olarak yaygın bir şekilde kullanıldığını görmekteyiz.Article İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİ VE ÖNERİLER(Bilim ve Teknoloji, 2015) Tunç, Gökhan; Civil EngineeringBu yazıda, İnşaat Mühendisliği eğitiminden ve öğrencilerin gerçek hayata dönük uyumlarının sağlıklı hale getirilmesine engel olan problemlerden bahsedilecektir. Konunun pek çok popüler dergi, gazete ve makalelerde detaylı olarak incelendiği düşünülürse, bu yazıda önerilere ait nispeten genel bir çerçeve çizilecek ve bu çerçeve içerisinde kalınarak gerekli görülen bilgiler kısa özetler halinde okuyucuya aktarılacaktır.Article İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİNDE GÜZEL YAZI YAZMA SANATI VE ÇİZİM BECERİLERİ(Yapı Dergisi, 2017) Tunç, Gökhan; Civil EngineeringMühendis kelimesi Arapça kökenli bir kelime olup hendese yani geometri bilen kişi olarak tariflenir. Mühendisin günümüzdeki tanımı ise Türk Dil Kurumu tarafından “İnsanların her türlü ihtiyacını karşılamaya dayalı yol, köprü, bina gibi bayındırlık; tarım, beslenme gibi gıda; fizik, kimya, biyoloji, elektrik, elektronik gibi fen; uçak, otomobil, motor, iş makineleri gibi teknik ve sosyal alanlarda uzmanlaşmış, belli bir eğitim görmüş kimse” olarak yapılmıştır. Tanımdan da anlaşılacağı üzere teknolojiye dayalı alanlarda çalışan ve üretim yapan mühendisler, hem teknik hem de sosyal alanlarda uzmanlaşmış kişilerdir. Bu kişiler, mesleklerinin gereklerini bilimsel verilere dayalı belirli kurallar çerçevesinde yerine getirirler. Bu yazıda, bu tür kurallar silsilesi özellikle inşaat mühendisliği açısından ele alınacak ve mühendis yetiştiren eğitim kurumlarımızda artık yeterince önem verilmeyen fakat mühendisliği tarifleyen önemli bir tanım üzerine yoğunlaşılacaktır. Tanım, mühendisin geometri ile ilgisini ve bu ilginin akademik ve özel hayatta yaratacağı faydaları tarifleyecektir. Dolayısı ile geometrik şekillerin uyumluluğu mühendislik yaşamına aktarılırken şeklin ve şekille ortaya çıkan güzel yazı yazma sanatının inceliklerine değinilecektir. Ayrıca güzel yazı yazma sanatından başlayıp son ürünün teşhirine kadar devam eden süreçteki analitik ve çözümleme aşamalarına ait konular da özetle ele alınacaktır.