Browsing by Author "Tunç, Gökhan"
Now showing 1 - 20 of 24
- Results Per Page
- Sort Options
Article Ay'da Yaşam Alanı Yapıları(Yapı Dergisi, 2015) Tunç, Gökhan; Civil EngineeringUzay'a yapılacak olan seyhatlerin ilk basamağını Ay'a yolculuk oluşturur. Bu seyahatler genel olarak Uzay ve Ay ortamını keşfetmeye ve bilimsel çalışmalar yapmaya yönelik olsa da önümüzdeki yıllarda Ay kolonileri, Ay otelleri ve Ay habitatları gibi projelerin gerçekleştrilmesiyle seyahatlerin farklı bir boyuta ulaşacağı beklenmektedir. Ayrıca baş döndürücü hızda ilerleyen teknolojik gelişmeler ve bilgi birikimi kullanılarak uzaya yapılacak seyahatlerin sadece astronotlarla değil farklı meslek gruplarında çalışan insanları da içerecek şekilde yapılması planlanmaktadır (Erdem, 2012). Bu tür projelerin hayata geçirilmesi için Ay ortamıda üs inşası bilim insanları tarafından öncelikli hedef olarak belirlenmiştir. Bu amaç doğrultusunda; Ay yolculuğunun tarihçesi, Ay üssünün kurulmasındaki sebepler, alan ve malzeme seçimi, yapım sistemleri ve mimari formları hakkında bu yazıda bilgi verilecek, okuyucu Uzay'da planlanan yaşam alanı hakkında da bilgilendirilecektir.Master Thesis Betona Gömülü Yüksek Mukavemetli Kayma Bağlantı Elemanlarının Davranışı(2019) Wardı, Adıl Hadı Wardı; Tunç, Gökhan; Civil Engineeringİtme deneyine maruz kayma elemanı, küçük bir çelik kolon bölümünden oluşan düzenek içerisine yerleştirilir. Çelik kolonun bağlantısı her iki taraftan bir beton duvara kesme kuvvetine direnç gösteren bağlantı elemanları ile sağlanır. Beton duvar ile çelik arasındaki kayma miktarı, değişen yük artışlarında veya yer değiştirmelerinde ölçülerek değerlendirmeye alınır. Bu tez çalışmasında, farklı tiplerde betona (normal beton, yüksek mukavemetli beton ve reaktif pudra betonu) gömülü normal ve yüksek mukavemetli çelik özelliklere sahip üç farklı tipte kayma bağlantısının (başlıklı kayma elamanı, L-şekilli ve C ya da U profilli) yapısal davranışı çalışılmıştır. Bu çalışmanın amacı, farklı beton türlerinin mekanik özelliklerini belirlemek için seçilen kayma bağlantı elemanlarının yapısal davranışını araştırmak ve toplam 36 adet itmeye maruz test numunesi oluşturarak kayma bağlantı elemanlarının kesme kuvvetine karşı rijitliğini incelemektir. Deneysel çalışmada toplam üç tip kayma bağlantı elemanı (başlıklı, L şekilli ve C tipi) ile iki tip bağlantı türü (kaynaklı ve epoksi) kullanılmıştır. Bu çalışmanın sonuçlarına göre betonun yaşı arttıkça reaktif pudra betonunun mekanik özelliklerinin de arttığı görülmüştür. En iyi kesme kuvveti değerinin; OCHW, HCHW ve RCHW deney çalışmalarında kullanılan sırasıyla normal ağırlık, yüksek mukavemet ve reaktif pudra betonu için elde edildiği tespit edilmiştir (Deneylere ait adlandırmada, ilk harf beton tipini tanımlamak için kullanılmıştır: 'O' normal, 'H' yüksek mukavemetli ve 'R' ise reaktif pudra betonu için kullanılan kısaltmalardır. İkinci harf kayma bağlantı elemanı tipini tanımlamak için kullanılmıştır: 'C' C ya da U profilli bağlantılar için kullanılan bir kısaltmadır. Üçüncü harf, kayma bağlantı elemanının çelik tipini tanımlamak için kullanılmıştır: 'H' yüksek mukavemetli çelik için kullanılan bir kısaltmadır. Dördüncü ve sonuncusu, kayma elemanları ile çelik levha arasındaki bağlantıların türü için kullanılmıştır: 'W' kaynaklı bağlantı türü için kullanılan bir kısaltmadır).Master Thesis Betonarme Binalarda Optimum Perde Duvar Alanının Kat Planı Alanına Oranının Belirlenmesi(2019) Al-ageedı, Mustafa Khalıd Abdullah; Tunç, Gökhan; Civil EngineeringDepremlerin sayıca fazla olması nedeniyle, binalar için sismik analiz ve tasarımın incelenmesi önemli bir ihtiyaç haline gelmektedir. Bu tez çalışmasında, betonarme binalarda en uygun perde duvar alanının kat planı alanına olan oranını belirlemek için yapısal analizler yapılmıştır. Bu amaçla farklı bina ve duvar ölçülerinde toplam 20 bina modeli paket program kullanılarak üretilmiş. Farklı bina yüksekliklerinin yapısal davranışlarına etkisini anlamak için sırası ile yirmi ve otuz katlı iki tür bina seçilmiştir. Perde duvarlar üzerinde farklı perde duvar alanının kat alanına olan oranları değiştirilerek parametrik bir çalışma yapılmıştır. Bu amaç doğrultusunda, bina modelleri perde duvar içeren ve içermeyen binalar olmak üzere hazırlanmıştır. Perde duvar içeren modellerde hem x hem de y yönlerinde sırası ile % 0.5, % 1 ve % 1.5 oranlarına sahip perde duvar kullanımı sağlanmıştır. Bu modellerin her biri, Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği 2019 (TBDY 19) ve Amerikan Bina Yönetmeliği 2016 (ASCE 7-16) yönetmeliklerine göre belirlenen kuvvetler kullanılarak mod birleştirme yöntemine (response spectrum method) deprem analizine tabi tutulmuştur. Binaların, deprem tehlikesi en yoğun olan Avcılar, İstanbul'da konumlandırıldığı ve tamamının ofis türü bina olduğu varsayılmıştır. Toplam yüksekliği nedeniyle otuz katlı olan bina, TBDY 19'daki koşullara göre yüksek bina olarak tasarlanmış ve analizi yapılmıştır. Böylelikle, yüksek binaların optimum perde duvar alanı oranına olan etkisi yapılan analizlerle anlaşılmaya çalışılmıştır. Bu kapsam dahilinde optimum perde duvar alanının toplam kat alanına oranı belirlenirken şu parametreler detaylı olarak incelenmiştir: (a) bina periyotları, (b) taban kesme kuvveti ve perde duvarların karşı koyduğu kesme kuvveti miktarı ve (c) yatay deplasmanlar ile kat öteleme miktarları. Sonuç olarak, perde duvar alanının kat alanına olan oranı şayet % 1.5'a eşit ise yapısal açıdan optimum çözümün üretildiği görülmüştür.Article Citation - WoS: 2Betonarme Binaların Yapım Maliyeti ve Deprem Davranışında Döşeme Tipinin Etkisi(Gazi Univ, 2023) Tunç, Gökhan; Azizi, Abdul Basir; Tanfener, Tuğrul; Civil EngineeringTürkiye’de betonarme çerçeveli binalar diğer tür yapı taşıyıcı sistemlerine göre en çok tercih edilmektedir. Bu tür binalarda kullanılan yaygın döşeme türleri ise kirişli, kirişsiz, kaset ve nervürlü olanlarıdır. Bir bina tasarımında, yatay ve düşey yükler altında en iyi performansı gösteren ve aynı zamanda en az maliyet gerektiren döşeme türünün belirlenmesi istenir. Ancak, kirişler, kolonlar ve perde duvarlar gibi diğer yapı elemanlarına analitik çalışmalarda öncelik verildiğinden, döşeme türünün uygun seçimi genellikle tasarımcı tarafından göz ardı edilir. Bu nedenle, döşemelerin bina tasarımına ve yapısal davranışına sağlayacakları katkılar yeterince irdelenmemiş olur. Ortaya çıkan bu eksikliğin ise binanın tasarım aşamasından itibaren detaylı olarak irdelenmesi gerekmektedir. Bu çalışmada çok katlı betonarme binalar üzerinde farklı döşeme türlerinin etkileri incelenirken aynı zamanda toplam maliyetin de optimumda kılınması hedeflenmiştir. Bu amaç doğrultusunda toplamda 36 bina modeli hazırlanarak, analiz ve tasarımları mevcut Türkiye bina yönetmelik ve standartlarına uygun olarak yapılmıştır. Bu kapsamda yapılan analitik çalışmalarda incelenen parametreler şu şekildedir: döşeme türleri (kirişli, kirişsiz, kaset ve nervürlü), toplam kat sayıları (10, 20 ve 30) ve tip döşeme açıklıkları (6, 7.5 ve 9 metre). Binaların tümünün iş yeri kullanımına uygun olarak İstanbul’un deprem tehlikesi içeren bir bölgesinde yer aldığı kabul edilmiştir. Yapılan analitik çalışmalara göre 6 metre açıklığa sahip binalarda en ekonomik sonucun kirişli, 7.5 metre açıklığa sahip olanlarda ise kaset döşemelerde olduğu görülmüştür. Ele alınan tüm modeller içerisinde en maliyetli çözümü üreten döşeme türü kirişsiz döşeme olarak belirlenmiştir. İncelenen tüm döşeme türleri arasında, kirişli döşemeye sahip binaların en iyi deprem performansına, kaset ve kirişsiz döşeme türlerine sahip binaların ise en olumsuz deprem performansına sahip oldukları görülmüştür.Master Thesis Betonarme Kaplı Çelik Kompozit Kolonlar ve Betonarme Kirişlerin Sonlu Elemanlar Yöntemine Göre Analizi(2021) Othman, Mohammed Moatasem Othman; Tunç, Gökhan; Mertol, Halit Cenan; Civil EngineeringKompozit yapı sistemi, betonarme yapı sistemi ve çelik yapı sistemi olmak üzere iki ana yapısal sistem içermektedir. Bu çalışmada, kompozit kolon-kiriş bağlantısının kesme ve eksenel yük göçmeleri altındaki dinamik davranışını incelemek amacı ile daha önce laboratuvarda test edilen iki numune LS-DYNA yazılımı ile modellenmiştir. İlk numune Yüksek Süneklikli (HD), ikincisi Düşük Süneklikli (LD) olup, donatı detayları Türk Deprem Yönetmeliğine (TEC 18) göre tasarlanmış ve sonrasında da analiz sonuçları deney numunelerinin sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Bu çalışmada, incelenen numune modellerinin çatlak ve göçme davranışları, yük-deplasman eğrileri, sönümleme ve rijitlikteki azalma araştırılmıştır. Ayrıca, çelik profilin kolon kesidinde bulunup bulunmaması, kullanılan betonun basınç mukavemet değerleri, çelik profil türü ve süneklik gibi parametrelerin değiştirilmesiyle çerçevelerin performansının nasıl etkileneceğine yönelik iki modele dayalı ön çalışma esas alınarak LS-DYNA'da 12 numune daha oluşturularak gerekli analizler yapılmıştır. Sonuçlar, sonlu eleman modellerinin deneysel teste yakın bir sonuç verdiğini, ayrıca sünekliği yüksek numunenin düşük süneklikli numuneye göre nispeted daha iyi sismik performans sergilediğini göstermektedir. Ayrıca, parametrik çalışma, çeliğin türünden bağımsız olarak çerçevedeki çeliğin kullanılabilirliğinin çerçevenin sismik performansını iyileştirmek için en önemli parametre olduğunu, daha sonra önem açısından ikinci parametre olarak beton kalitesinin geldiğini, çelik profil türünün ise ikinci parametre olduğunu göstermektedir. Analiz sonuçlarına göre komposit kolonlu çerçevelerde kesme donatısı oranınını çerçevenin dinamik davranışı üzerinde çok büyük bir etkisi olmadığı görülmüştür.Master Thesis Betonarme Kirişler için Irak'taki Güçlendirme ve Onarım Yöntemleri(2015) Mohammed, Anas Malık; Tunç, Gökhan; Civil EngineeringDarbe yüklemesi dolayısıyla kirişlerde kayma veya eğilme kayıpları, yahut her ikisi de ortaya çıkabilir. Bu araştırma kapsamında, yerelde Irak'ta bulunan ham maddeler kullanılarak yapısal elemanların nasıl tamir edileceğinin metodolojisi analitik ve sonlu eleman yöntemleriyle sunulmaktadır. Irak genelinde hasar görmüş yapısal elemanların rehabilitasyonunda ve tamiratında mevcut durumda fiber destekli polimer (FRP) bileşimli malzemeler kullanılmaktadır. Bu çalışma içerisinde Irak'ta yerel olarak özellikle kirişler için kullanılan malzemelere dayalı çok sayıda yöntem araştırılmakta ve açıklanmaktadır. Özellikle, patlamadan dolayı hasar görmüş kirişlerin tamir ve rehabilitasyonunda etkili çözüm önerisi sunan FRP'ler incelenmektedir. Bu çalışmada, patlamadan dolayı oluşan hasarın etkilerini anlamak ve güçlendirme metotlarının etkinliği belirlemek amacı ile FRP'li ve FRP'siz toplam dokuz adet betonarme kiriş ACI-318-2011'e ve ACI-440-2R'ye göre inecelenmektedir. Bu kirişler aynı zamanda ANSYS yazılımı kullanılarak sonlu elemanlar yöntemine göre de modellemeleri yapılmıştır. Sonuçlar, FRP'nin toplam sapmayı azalttığını, kapasite ve kayma direncini artırdığını göstermektedir. ANSYS sonuçlarının doğruluğunu kontrol etmek amacı ile kayma ve eğilme açısından kiriş kapasitesinin gerçek değerlerinin hesaplanması amacı ile ACI-318-2011 ve ACI440-2R-2008'e göre FRP tasarımları kullanılarak bir Visual Basic programı geliştirilmiştir. Visual Basic programından elde edilen sonuçlar ANSYS'den elde edilenlerle karşılaştırılmıştır.Master Thesis Çok Katlı Betonarme Binalarda Farklı Döşeme Türlerine Ait Yapısal Davranış ve Maliyet Analizi(2020) Azızı, Abdul Basır; Tunç, Gökhan; Civil EngineeringTürkiye'de en çok tercih edilen bina türü betonarme binalardır. Türk Standartları Enstitüsü tarafından yapılan bir çalışmaya göre 2019 yılında yapılan binların %96.5'i betonarme olarak inşa edilmiştir. Bu tür binalarda farklı türden döşeme sistemleri kullanılmaktadır. Bu çalışma farklı türden döşeme türlerinin çok katlı betonarme binalar üzerindeki yapısal davranışını ve maliyet açısından en uygun döşeme türünün seçimini incelemektedir (iki doğrultuda çalışan kirişli döşeme, kirişssiz döşeme, kaset döşeme ve tek doğrultuda çalışan nervürlü döşeme). Çalışma kapsamında toplamda 36 bina modeli ETABS ve SAFE programları kullanılarak yürürlükteki Türk yönetmelik ve standartlarına uygun olarak oluşturulmuş, gerekli analiz ile tasarım aşamaları gerçekleştirilmiştir. Analiz aşamasında incelenen parametreler şu şekildedir: döşeme türü, kat adedi ve döşeme açıklıkları. Analizi yapılan binalar ofis türü binalar olarak tasarlanmış ve deprem riski yüksek İstanbul'un Maslak bölgesinde yer aldıkları varsayılmıştır. Analiz sonuçlarına göre, 6 metre açıklığa sahip döşemelerde en ekonomik çözüm kirişli sistemlerde elde edilirken, 7.5 metre ve üzerindeki açıklıklarda ise kaset döşemenin daha ekonomik sonuçlar çıkaracağı görülmüştür. İncelenen döşeme türleri arasında yer alan kirişsiz döşeme ise en pahalı çözümü üreten döşeme türü olmuştur. Kirişli döşeme türü depremde en iyi davranışı sergilerken kaset ve kirişsiz döşeme türlerinin deprem davranışları ise daha olumsuz olarak gerçekleşmiştir.Article Cumhuriyetin İlk Yıllarında Meydana Gelen Depremler Sonrası Uygulamalar ve İlk Türk Deprem Yönetmeliği(Herkese Bilim Teknoloji, 2017) Tunç, Gökhan; Civil EngineeringDepremin tanımı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) resmi internet sayfasında da yer aldığı üzere şu şekilde yapılmıştır: “Deprem, tektonik kuvvetlerin veya volkan faaliyetlerinin etkisiyle yer kabuğunun kırılması sonucunda ortaya çıkan enerjinin sismik dalgalar hâlinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzünü kuvvetle sarsması olayıdır”. Ülkemiz coğrafyasının %93’ü deprem kuşağında yer alıp, nüfusumuzun ise %98’i depremle beraber yaşamak zorundadır. Bu rakamlar ve şu ana kadar yaşanılan acı hatıralar depreme dayanıklı yapı tasarımının ülkemiz açısından ne kadar önemli olduğunu vurgulayan güçlü verilerdir. Bu yazıda, Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkemizde yaşanılan önemli depremlere ve bu depremlere ait bazı yorum ve görüşlere yer verilecektir. Bu kapsamda yüzey dalga büyüklüğü, Ms = 6.0 ve üstünde yıkıcı etkileri olacağı öngörülen toplam 39 deprem AFAD sitesinden filtrenerek incelemeye alınmıştır. Bunların içerisinden tarihi kayıtlara göre can ve mal kaybına neden olan dokuz deprem yazının içeriğini oluşturmuştur.Article DEPREME DAYANIKLI BİNA, BİLİNÇLİ TÜKETİCİ VE GÜVEN KAVRAMLARI ÜZERİNE İNCELEME VE ÖNERİLER(2015) Tunç, Gökhan; Civil EngineeringTürkiye inşaat sektöründe “Tüketici” bilinci, özellikle deprem sırası ve sonrasında yapılması gerekenlere odaklanmıştır. Deprem öncesinde yapılması gerekenler konu ile ilgili teknik personelin görev kapsamına dahil edilmiş ve Tüketici’nin bu konudaki bilinçlenmesi ise yüzeysel düzeyde bırakılarak neredeyse tamamen göz ardı edilmiştir. Bu yazıda, daha bilinçli bir tüketici kitlesinin nasıl yaratılacağı, depreme dayanıklı bina kavramının ihtiyaç duyulan yeni yapılanmalarla nasıl iyileştirileceği ve güven kavramının nasıl tesis edileceği hususlarına ait görüş ve önerilerde bulunulmuştur. Bu öneriler doğrultusunda inşaat çarkının yeniden sağlıklı olarak dönmesi için ileriye dönük hedefler belirlenmiş ve bu hedeflere nasıl ulaşılacağına dair atılması gereken adımlardan bahsedilmiştir.Master Thesis Farklı kat planlarına sahip betonarme binalar üzerinde rüzgar ve deprem yüklerinin mukayeseli çalışması(2020) Khalıd, Nooruldeen Tareq; Koçyiğit, Filiz Bal; Tunç, Gökhan; Architecture; Department of ArchitectureÇok katlı binalar pek çok ülkede yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu yüzden, bu tür binalar üzerinde hem deprem hem de rüzgâr yüklerinden dolayı oluşan yatay yüklerin etkisinin araştırılması ve çalışılması zorunludur. Bu çalışmada, farklı yükseklik, geometrik şekil ve kat planlarına sahip seçili yüksek katlı binalar üzerinde deprem ve rüzgâr yüklemesinin sonuçları karşılaştırılmıştır. Herhangi bir perde duvarın kat planında yer alması ile sahip farklı kesit özelliklerinin (kare veya dikdörtgen olması) binalar üzerindeki davranışa olan etkisi çalışmanın bir kapsamını oluşturmuştur. Bu kapsamda farklı yüksekliklere sahip 10, 20, 30 ve 40 katlı toplamda 26 adet bina ETABS programı kullanılarak modellenmiştir. Binaların tamamının Sinop şehir merkezi içerisinde ve deniz kıyısında yer aldığı varsayılmıştır. Rüzgâr yükleri, Türk Standartları 498 (TS 498) ve Amerikan yönetmeliği, ASCE 7-16'ya uygun olarak hesaplanmıştır. Deprem yükleri için güncel Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği'ndeki (TBDY 2019) Mod Birleştirme Yöntemi kullanılmıştır. Bu kapsamda binalara 2 farklı deprem yer hareketi uygulanmıştır; tekrar periyodu 475 yıl olan DD2 ve tekrar periyodu 43 yıl olan DD4. DD2 deprem yer hareketi bütün binalara uygulanmış, DD4 ise DD2 ile birlikte sadece 40 katlı binaya yüksek bina kategorisine girdiği için uygulanmıştır. Rüzgâr ve deprem yüklerine bağlı olarak ortaya çıkan analiz sonuçları maddeler halinde verilen şu parametreler esas alınarak incelenmiş ve karşılaştırılmıştır: (a) taban kesme kuvvetleri, (b) çatı katı yer değiştirmesi, (c) doğal periyod değerleri ve (d) göreceli kat ötelemeleri. Analiz sonuçlarına göre DD2 tür depremin binalar üzerindeki etkisi rüzgâr yüklemelerine göre çok daha etkili olmuştur. TS 498 ve ASCE 7-16 yönetmeliklerine uygun olarak hesaplanan rüzgâr yükleri mukayese edildiğinde sırası ile 10 ve 40 katlı binalarda TS 498'e göre belirlenen rüzgâr yüklerinin daha etkili olduğu görülmüştür. Bununla birlikte 20 ve 30 katlı binalarda ise ASCE 7-16'ya göre hesaplanan rüzgârın daha baskın olduğu belirlenmiştir. Binaların kat planlarına bakıldığında ise geometrik şekilden bağımsız olarak çekirdek perdeli kat planınım hem deprem hem de rüzgâr yükleri etkisi altında daha etkili olduğu görülmüştür.Master Thesis Farklı Özelliklere Sahip Binaların Birinci Doğal Titreşim Peryodlarının Hesaplanması Üzerine Bir Çalışma(2015) Shon, Bashar Azeez; Tunç, Gökhan; Civil EngineeringDeprem mühendisliği tasarımında bir binann birinci doğal titreşim peryodunun belirlenmesi büyük önem arz eder. Farklı bina yönetmeliklerinde, bu konu hakkında değişik sınırlamalar olduğu bir gerçektir. Bu çalışmada farklı kat adetlerine ve taşıyıcı sistem özelliklerine sahip sadece betonarme binalar incelenmiştir. Bu kapsamda 21 ayrı taşıyıcı sisteme sahip binalar toplamda 105 adet modelle ticari bir paket program olan ETABS kullanılarak oluşturulmuştur. Binaların deprem mühendisliği analiz aşamasında, 2007 Türkiye Deprem Yönetmeliği'ne göre oluşturulan özel tasarım spektrumları kullanılmıştır. Sadece peryodlar değil yatay deplasman değerleri de detaylı bir şekilde incelenmiş ve 1997 ile 2007 Türkiye Deprem Yönetmelikleri'ndeki sınırlamalar ile ASCE 7-10'da verilen sınır değerler kullanılarak gerekli mukayeseler yapılmıştır. Bu çalışmanın amacı farklı taşıyıcı sistemlere sahip binaların en gayri müsait durumdaki deprem kuvvetlerine göre oluşacak dinamik davranışlarının belirlenmesi olarak özetlenebilir. Taşıyıcı sistem türü, kat adetleri ve plandaki boyutsal oranlar bu tezin kapsamı içerisine dahil edilmiştir. Bu amaç doğrultusunda, toplam 5 farklı kat özelliğine sahip sırası ile 10, 20, 30, 40 ve 50 katlı binalar modellenmiştir. Paramterik çalışmaya bağlı analiz sonuçları tartışılmış ve Türkiye ile Amerika'daki mevcut peryod denklemlerdeki etkileri incelenmiştir.Article HAFİF AGREGALI YAPISAL BETON VE TÜRKİYE GERÇEĞİ(Bilim ve Teknoloji, 2013) Tunç, Gökhan; Civil EngineeringTürkiye‟deki inşaat sektörünün büyük çoğunluğubetonarme yapılardan oluşmaktadır. Betonarme, beton ve donatı çeliğinin birlikte çalışma ilkesine dayalı kompozit bir malzeme olarak tariflenebilir. Bu yazıda betonarmeyi oluşturan iki bileşenden beton malzemesi üzerine yoğunlaşılacaktır. Beton; içerisinde farklı karışım oranlarında çimento, agrega ve su ihtiva eden bir yapı malzemesi türüdür. Ülkemizde üretilen yapısal beton türü, birim hacim ağırlığı 2.4 t/m3 olarak tanımlanan normal ağırlıklı betondur. Gelişmiş ülkelerde ise normal ağırlıklı betonun yanında daha hafif agregalarla oluşturulan hafif ağırlıklı beton türünün de yapısal beton olarak yaygın bir şekilde kullanıldığını görmekteyiz.Article İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİ VE ÖNERİLER(Bilim ve Teknoloji, 2015) Tunç, Gökhan; Civil EngineeringBu yazıda, İnşaat Mühendisliği eğitiminden ve öğrencilerin gerçek hayata dönük uyumlarının sağlıklı hale getirilmesine engel olan problemlerden bahsedilecektir. Konunun pek çok popüler dergi, gazete ve makalelerde detaylı olarak incelendiği düşünülürse, bu yazıda önerilere ait nispeten genel bir çerçeve çizilecek ve bu çerçeve içerisinde kalınarak gerekli görülen bilgiler kısa özetler halinde okuyucuya aktarılacaktır.Article İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİNDE GÜZEL YAZI YAZMA SANATI VE ÇİZİM BECERİLERİ(Yapı Dergisi, 2017) Tunç, Gökhan; Civil EngineeringMühendis kelimesi Arapça kökenli bir kelime olup hendese yani geometri bilen kişi olarak tariflenir. Mühendisin günümüzdeki tanımı ise Türk Dil Kurumu tarafından “İnsanların her türlü ihtiyacını karşılamaya dayalı yol, köprü, bina gibi bayındırlık; tarım, beslenme gibi gıda; fizik, kimya, biyoloji, elektrik, elektronik gibi fen; uçak, otomobil, motor, iş makineleri gibi teknik ve sosyal alanlarda uzmanlaşmış, belli bir eğitim görmüş kimse” olarak yapılmıştır. Tanımdan da anlaşılacağı üzere teknolojiye dayalı alanlarda çalışan ve üretim yapan mühendisler, hem teknik hem de sosyal alanlarda uzmanlaşmış kişilerdir. Bu kişiler, mesleklerinin gereklerini bilimsel verilere dayalı belirli kurallar çerçevesinde yerine getirirler. Bu yazıda, bu tür kurallar silsilesi özellikle inşaat mühendisliği açısından ele alınacak ve mühendis yetiştiren eğitim kurumlarımızda artık yeterince önem verilmeyen fakat mühendisliği tarifleyen önemli bir tanım üzerine yoğunlaşılacaktır. Tanım, mühendisin geometri ile ilgisini ve bu ilginin akademik ve özel hayatta yaratacağı faydaları tarifleyecektir. Dolayısı ile geometrik şekillerin uyumluluğu mühendislik yaşamına aktarılırken şeklin ve şekille ortaya çıkan güzel yazı yazma sanatının inceliklerine değinilecektir. Ayrıca güzel yazı yazma sanatından başlayıp son ürünün teşhirine kadar devam eden süreçteki analitik ve çözümleme aşamalarına ait konular da özetle ele alınacaktır.Master Thesis Kamu Özel Ortaklık Projelerinin Politikası, Finansman ve Risk Yönetimi Konuları(2021) Ahmad, Ala' Mustafa Shukrı; Tunç, Gökhan; Civil EngineeringKamu Özel Ortaklığı (PPP), ana işlevi kamu ve özel sektör arasındaki işbirliği yoluyla mega mühendislik ve altyapı projelerini kolaylaştırmak olan bir proje yapım sistemi sınıfıdır. Bu tür projeler, gerçekleştikleri ülkelerin ekonomik durumlarını iyileştirmek ve bu iki sektör arasındaki ilişkiyi güçlendirmek için tasarlanmaktadır. Her ülkenin, özellikle yasal, sosyal, ekonomik ve politik faktörlerle ilgili olarak PPP'lere ait kendi deneyimleri vardır. PPP projeleri genellikle yerel zorluklar ve çeşitli risk türleri gibi kısıtlamalardan etkilense de, başarılı bir PPP'nin bir ülkenin iç işlerine derinden bağlı olduğu gerçeği devam etmektedir. Bu çalışma, Türkiye, Birleşik Krallık, Endonezya, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin'deki PPP mühendislik ve altyapı projelerinin uygulanmasına ilişkin politika, finansman ve risk tahsisi gibi konuları ele almaktadır. Bu ülkelerdeki PPP'lerin uygulanabilirliği, yasal altyapısının ve ihtiyaç duyulan diğer değişiklikler ile birlikte ekonomik durumunun belirlenmesi ele alınacaktır. Çeşitli sektörlerde uygulanan PPP projelerinin örnekleri, ilgili bütçeleri ve bu projelerin yürütülmesini zorlaştıran diğer kritik faktörler de çalışma kapsamında değerlendirilecektir. PPP projelerinin etkilerini anlamak amacı ile değerlendirmeye alınan ülkeler arasında bir karşılaştırma da ayrıca yapılacaktır.Master Thesis Kompozit Kolon-betonarme Kiriş Birleşim Bölgelerinin Deneysel Analizle Davranışının Belirlenmesi(2020) Dakhıl, Abdulrrahman A.; Tunç, Gökhan; Mertol, Halit Cenan; Civil EngineeringBu tezde, yüksek ve sınırlı süneklik düzeylerine sahip çelik-betonarme kompozit çerçevelerin deprem performansları deneysel olarak incelenmiştir. Yapılan deneysel çalışma ile SRC kolon ve betonarme kiriş kompozit birleşim bölgelerinin depreme karşı davranış ve hasar görebilirlik özelliği ile bu birleşim bölgelerinin deprem enerjisini elastik olmayan deplasmanlar yardımı ile soğurabilme yeteneği araştırılmış ve konu detaylı olarak irdelenmiştir. Bu kapsamda, akademik kaynak taraması yapılarak kolon-kiriş bağlantısının tasarımı ve davranışı için yeni bir bakış açısı elde edilmeye çalışılmıştır. Tez çalışmasında verimlilik esasına dayalı deprem mühendisliği kavramı çerçevesinde kullanılan temel tasarım parametresi ise sünekliktir. Bu çalışma ile yürürlükteki Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (TBDY 2018) uyarınca detayları elde edilen kompozit kolon-kiriş bağlantılarının tasarım gereği ihtiyaç duyulan değişken süneklik taleplerine göre davranışının belirlenmesi hedeflenmiştir. Kolon-kiriş bağlantılarındaki eksikliklerin ve enerji soğurma kapasitelerinin belirlenmesini müteakip, ½ ölçek oranındaki çerçeveler belirlenen süneklik hedeflerine uygun olarak tasarlanmış, deneysel ölçüm cihazları yerleştirilerek, testleri ve analizleri gerçekleştirilmiştir. Deneylerde, bağlantı noktalarına deplasman kontrollü yatay tersinir çekme ve basınç kuvvetleri ile sabit eksenel yük uygulanmıştır. Deneysel çalışmalarda kullanılan parametreler ise şunlardır: kolon donatı oranı, bağlantı ebat oranı, eksenel yük ve yatay tersinir yükler. Yapılan deneyler neticesinde SRC kolon-betonarme kirişlerden oluşan çerçevelerde ilave kolon donatı miktarlarının deprem davranışını olumlu yönde etkilediği görülmüştür.Article Orta Yüksek ve Yüksek Betonarme Binalarda Optimum Perde Duvar Alanının Belirlenmesi Üzerine Parametrik Çalışma(2020) Tunç, Gökhan; Ageedı, Mustafa Khalid Al; Civil EngineeringBu makalede, betonarme binalarda en uygun perde duvar alanının kat planı alanına olan oranını belirlemek için farklı bina ve duvar ölçülerine sahip toplam 40 bina üzerinde yapısal analizler gerçekleştirilmiştir. Farklı bina yüksekliklerinin yapısal davranışlarına etkisini anlamak için sırası ile 20, 30 ve 40 katlı üç tür bina seçilmiştir. Farklı perde duvar alanlarının kat planı alanına olan oranları değiştirilerek perde duvarlar üzerinde parametrik bir çalışma yapılmıştır. Bu amaç doğrultusunda, bina modelleri perde duvar içeren ve içermeyen binalar olmak üzere hazırlanmıştır. Perde duvar içeren modellerde x ve y yönlerinin toplamında sırası ile % 0.5, % 1, % 1.5 ve % 2.0 oranlarına sahip perde duvar kullanımı sağlanmıştır. Bu modellerin her biri, Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği 2018 (TBDY 18) ve Amerikan Bina Yönetmeliği 2016 (ASCE 7-16) yönetmeliklerine göre belirlenen deprem kuvvetleri kullanılarak mod birleştirme yöntemine uygun olarak deprem analizlerine tabi tutulmuştur. Toplam yapı yüksekliği nedeniyle 30 ve 40 katlı olan binalar, TBDY 18'deki koşullara göre yüksek bina olarak tasarlanmış ve analizleri yapılmıştır. Böylelikle, yüksek binaların optimum perde duvar alanı oranına olan etkisi anlaşılmaya çalışılmıştır. Bu kapsam dahilinde optimum perde duvar alanının toplam kat alanına oranı belirlenirken şu parametreler detaylı olarak incelenmiştir: (a) bina periyotları, (b) taban kesme kuvveti ve perde duvarların karşı koyduğu kesme kuvveti miktarı ve (c) maksimum yatay deplasmanlar ile göreli kat öteleme miktarları. Ayrıca, etkili perde duvar kullanımının yapısal analizler üzerindeki etkisini araştırmak amacı ile % 2.0 perde oranına sahip bina örnek olarak ele alınmıştır. Sonuçlara göre en uygun perde duvar alanı, 20 ve 30 katlı binalarda sırası ile yaklaşık olarak % 1.5 ve % 2.0 olarak değerlendirilmiştir. Fakat 40 katlı binada ihtiyaç duyulan perde duvar alanı % 2.0’den biraz fazla olarak ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte, % 2.0 oranına sahip farklı bir perde duvar yerleşimi ile hedeflenen yük taşıma oranına ulaşılacağı belirlenmiştir.Article Public Policy and the Turkish Construction Sector(2015) Tunç, Gökhan; Civil EngineeringThis article discusses public policy as it has been adapted to the Turkish construction sector. The problems related to current policy are discussed along with their remedies. The power struggle that exists among the entities representing the government and the private sector are investigated. The lack of trust that exists in the construction sector is also evaluated as a key roadblock to quality management. In the recommendations section, solutions to such problems are proposed. Overall, the intent of this article is to elevate the quality of Turkey’s construction sector by eliminating and/or rehabilitating existing public policy.Master Thesis Rijit Bodrumlu ve Perde Duvarlı Binaların Yapısal Analiz ve Tasarımı(2015) Khayyat, Zaınab Kamal Ahmed; Tunç, Gökhan; Tunç, Gökhan; Tunç, Gökhan; Civil Engineering; Civil EngineeringBinaların deprem tasarımları temellerinin rijit bağlantılı olarak çalıştığı mesnet koşullarına bağlı olarak genellikle dinamik analiz sonuçlarına göre yapılır. Binanın üzerine oturduğu elastik zemin özellikleri ise genellikle analiz ve tasarım aşamasında ihmal edilir. Rijit ve elastik bağlantılı mesnetlere sahip binaların depremsiz ve depremli davranışları arasında oluşacak farklılıklardan dolayı zeminin güvenlik ve maliyet parametreleri üzerindeki etkilerini çalışmak büyük önem arz eder. Elastik zemin davranışı, binadaki taşıyıcı sistemin rijitliğini mesnet koşulları nedeni ile azaltacağından dolayı doğal titreşim peryotlarında artışa neden olur. Bu çalışmada, rijit bodrumlu perde duvarların dinamik davranışı incelenecektir. Bu kapsamda betonarme olarak seçilmiş iki ayrı kat planı çalışılacaktır. Çalışılacak binaların, farklı kat sayılarına ve kalınlıklara sahip radye temeller üzerine oturduğu varsayılacaktır. Farklı mesnet koşulları da binaların analiz ve tasarımı aşamasında incelenecek parametrelerden biri olacaktır. Zeminin elastik davranışını temsil edebilmek amacı ile bir dizi yatay ve düşey yay mesnetleri kullanılacaktır. Ayrıca, farklı mesnet koşullarına ait sonuçlar birbirleri ile mukayese edilecek; analiz ve tasarım açısından en uygun olan mesnet koşulu tartışılacaktır.Article Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğine Göre Betonarme Yüksek Binaların Tasarımı(2021) Tunç, Gökhan; Tanfener, Tuğrul; Civil EngineeringYeni Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (TBDY 19) Performansa Dayalı Tasarım ilkelerine uygun olup aynı zamanda ABD’deki the Pacific Earthquake Engineering Research Center tarafından yayınlanan “Guidelines for Performance-Based Seismic Design of Tall Buildings,” adlı tavsiye niteliği taşıyan yönetmelikten de bazı kısımlar içermektedir. Bu makalede yeni deprem yönetmeliğinin bir önceki yönetmeliğe (DBYBHY 07) göre avantaj ve dezavantajları incelenecek, özellikle yüksek bina tasarımı üzerindeki etkileri araştırılacaktır. Bu kapsamda biri tünel kalıp inşaatına uygun diğeri ise moment aktaran süneklik düzeyi yüksek çerçeveli sistemden oluşan, toplamda 2 adet 30 katlı konut binası hem yeni hem de bir önceki deprem yönetmeliklerine uygun olarak tasarlanacak ve analizleri yapılacaktır. Deprem analizi ve tasarım sonuçları kullanılarak TBDY 19’un günümüzde pek çok büyük şehirde inşa edilen özellikle yüksek binalar üzerindeki etkisi incelenecektir. Analiz sonuçları sırası ile seçili olan yapısal elemanlardaki taban kesme kuvveti, eksenel yük, kesme kuvveti ve eğilme momenti değerlerini içerecektir. Analiz ve tasarım sonuçlarına göre ortaya çıkan sonuçlar incelendiğinde ise yeni deprem yönetmeliğinin bir önceki yönetmeliğe göre her iki bina türü için de daha fazla deprem yükleri ürettiği görülmüştür.