1. Home
  2. Browse by Author

Browsing by Author "Dursun, Ali Doğan"

Filter results by typing the first few letters
Now showing 1 - 6 of 6
  • Results Per Page
  • Sort Options
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Avrupa Birliği Ülkeleri ve Türkiye’nin 2010-2021 Dönemi Toplam Antibiyotik Tüketiminin Karşılaştırılması: Akılcı İlaç Kullanımı ve Pandeminin Etkileri
    (Bilimsel Tip Yayinevi, 2023) Kavruk, Murat; Uçak, Samet; Sapmaz, Burcu; Demir, Canan Çiçek; Dursun, Ali Doğan; Basic Sciences; Nutrition and Dietetics
    Giriş: Antibiyotik tüketimini düşürmek adına dünya genelinde pek çok uygulama yapılmaktadır fakat bu uygulamaların karşılaştırmalı analizi ve pandemi gibi geniş çaplı değişkenler karşısındaki durumu yeterince analiz edilmemektedir. Bu kapsamda; Türkiye ve Avrupa ülkelerinin ATC grubu J01 toplam antibiyotik tüketim eğilimleri ve ülkeler arasındaki farklılıklar incelenmiş olup son dönemde yaşanan pandeminin antibiyotik tüketim verilerindeki değişime etkisi sorgulanmıştır. Materyal ve Metod: Türkiye ve 19 Avrupa ülkesinin 2010-2021 yılları arasındaki ATC grubu J01 toplam antibiyotik tüketimi (hastane + toplum) verileri birleştirilerek karşılaştırıldı. Çalışma için Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TICKK) verileri kullanılmıştır. Antibiyotik tüketim verileri, günlük 1000 hasta başına tanımlanmış günlük doz (DDD) cinsinden temsil edildi. Bulgular: Türkiye, odaklanılan dönemde en yüksek antibiyotik tüketimine sahip olmasına rağmen 2010-2015 tarihleri arasında 41.43 günlük 1000 hasta başına tanımlanmış günlük doz (DDD) ve 2016-2021 tarihleri arasında 32.24 günlük 1000 hasta başına tanım- lanmış günlük doz (DDD) antibiyotik tüketim verisi ile istatistiksel olarak (p= 0.05) anlamlı bir düşüş gösterdi. COVID-19 pandemisinin etkili olduğu 2021 yılında Avrupa’da, çalışmaya konu olan 2010-2021 yılları arasındaki en düşük düzeyi olan 14.91 günlük 1000 hasta başına tanımlanmış günlük doz (DDD)’a gerilerken Türkiye’de 2020 yılındaki kaydedilen 24.39 günlük 1000 hasta başına tanımlanmış günlük doz (DDD) seviyesine düşen antibiyotik tüketimi, 2021 yılında 26.97 günlük 1000 hasta başına tanımlanmış günlük doz (DDD) seviyesine yükseldi. Sonuç: Akılcı ilaç kullanımı uygulamaları, Türkiye için antibiyotik tüketimini azaltmada etkili olmakla birlikte, 2021 tüketim verileri ile trendin bozulduğu gözlemlenmiştir. Avrupa ülkeleri antibiyotik tüketim miktarlarında farklılık gösterse de toplamda COVID-19 pandemisi ile azalan bir tüketim durumuna girdiği tespit edilmiştir.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Bası Yaralarında Bakım Verenlerin Hastalıkla İlgili Farkındalık Düzeyi
    (2023) Seyhan, Nevra; Dursun, Ali Doğan; Basic Sciences
    Amaç: Bası yaralarında hastaların birebir bakımını üstlenen kişiler hastaya etkili ve kaliteli bakım sağlayabilmeleri için hastalıkla ilgili yeterli bilgi sahibi olmalıdır. Bu çalışmanın amacı bası yarası hastalarına bakım verenlerin hastalıkla ilgili bilgi seviyesini ve farkındalık derecesini belirlemektir. Gereç ve Yöntemler: Sağlık Bakanlığı Evde sağlık hizmetleri birimi bünyesinde takip ve tedavisi yapılan 120 bası yarası hastasına birebir bakım verenler çalışmaya dahil edilmiştir. Bakım verme süresi 1 yıldan az olanlar çalışmaya dahil edilmemiştir. Bakım verenlere sosyo-demografik özelliklerini ve bası yaraları hakkındaki bilgi ve farkındalık düzeylerini belirlemeye yönelik 10 sorudan oluşan anket uygulandı. Bulgular: Bası yarası bakımı yapan kişilerin yaş ortalaması 40,57 idi (min 19-maks 74). Bakım verenle- rin %76,7’sinin (92 kişi) eğitim seviyesi ortaokul ve altındaydı. Bakım verenlerin bası yaralarına yönelik bilgi düzeylerinin ortalaması 43,33±13,68 puan olarak belirlendi. Bası yarası bakımı yapan kişilerin bilgi ve farkındalık düzeyi ortalama puanı, toplam puan ortalamasının (50 puan) altındaydı. Anket sorularına verilen doğru cevap oranları düşüktü. Bası yarası bakımı yapan kişilerin cinsiyet ve yaşlarına göre bası yarasına ilişkin bilgi ve farkındalık düzeyleri arasında anlamlı farklılık görülmedi (p>0,05),ancak bakım verme süresi ile bilgi ve farkındalık düzeyleri arasında anlamlı fark bulunmaktaydı(p<0,05). Sonuç: Bu çalışmada katılımcıların bası yarasına ilişkin bilgi ve farkındalık düzeylerinin düşük olduğu görülmüştür. Bakım verenlerin hastalık hakkındaki bilgi seviyesinin yeterli olması; dekubit ülseri oluşumunu önlemede ve tedavi süresince başarılı sonuçlar elde etmede etkili olduğu için, bu bakımı veren kişilerin eğitiminin önem arz ettiği değerlendirilmektedir.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Deneysel Tip 1 Diabetes Mellitusta Aralıklı Hipoksinin Kardiyak Kas Kalsiyum Homeostazisine Etkisi
    (2019) Tanyeli, Ayhan; Baştuğ, Metin; Erdoğan, Derya Güzel; Dursun, Ali Doğan; Akat, Fırat; Tekin, Demet; Fıçıcılar, Hakan; Basic Sciences
    Amaç Bu çalışmada; Deneysel diyabetik kardiyomiyopatide aralıklı hipoksinin kardiyak fosfolamban ve Ca+2- kalmodulin bağımlı protein kinaz II (CaMKII) düzeylerine etkisiaraştırıldı. ( Sakarya Tıp Dergisi 2019, 9(3):536-543 ) Gereç veYöntemler Wistar albino erkek sıçanlar (n = 34) dört gruba randomize edildi: kontrol (C), aralıklı hipoksi (AH), diabetes mellitus (DM) ve diabetes mellitus + aralıklı hipoksi (DM +AH). Streptozotosin (50 mg/kg, i.p.) uygulandı ve 250 mg/dL ve üzeri kan glukoz seviyeleri diabetes mellitus olarak kabul edildi. AH ve DM+ AH grupları, 3000 m yüksekliğekarşılık gelen bir basınçta 42 gün boyunca 6 saat/ gün hipoksiye tabi tutuldu. Değerlendirmede, Kruskal Wallis testi, çoklu karşılaştırma testleri ve Wilcoxon testleri kullanıldı. Bulgular Diyabetteki kilo kaybını göstermek ve ratların metabolik sağlık durumlarının takibi için rutin olarak ratlar tartıldı. AH grubundaki ağırlık artışı en fazla idi ve DM grubuen azdı. C ve DM (p= 0.003), C- DM + AH (p= 0.024), AH- DM (p= 0.001), AH- DM+ IH (p= 0.006) arasındaki farklar istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Fosfolamban/gliseraldehit-3 fosfat dehidrogenaz (PLB/ GAPDH) grupları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır (p= 0.294). CaMKII/ GAPDH açısından, C ve DM; C ve DM+ AH ileAH ve DM+ AH grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulundu (p <0.05). Sonuç CaMKII mRNA düzeylerinin DM ve DM+IH gruplarında azaldığı bulundu. Bununla birlikte, fosfolambanda değişiklik tespit edilmemiştir, ancak fosfolambanda meydanagelecek değişiklikler translasyon ve/veya posttranslasyonal seviyelerin etkilerinde ve protein seviyelerinde ve/ veya aktivasyonlarında meydana gelebilecek değişikliklerdeönemlidir.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Master Thesis
    Diabetes Mellitus'ta Ghrelin, Nesfatin-1 ve Vaspin İlişkisi
    (2025) Akkuş, Şüheda; Dursun, Ali Doğan; Basic Sciences
    Bu tez çalışmasında, Diabetes Mellitus'lu bireylerde spesifik adipokinler olan Ghrelin, Nesfatin-1 ve Vaspin düzeyleri incelenmiş ve bu düzeylerin glisemik kontrol göstergelerinden biri olan HbA1c ile olası ilişkileri değerlendirilmiştir. Diabetes Mellitus, küresel yaygınlığı giderek artan, insülin direnci, glukoz metabolizmasında bozulma ve kronik inflamasyon ile karakterize karmaşık bir metabolik hastalıktır. Adipoz dokudan salgılanan adipokinlerin insülin duyarlılığı, enerji dengesi ve inflamatuar yanıtların düzenlenmesinde önemli roller oynadığı bilinmektedir. Bu moleküllerin diyabet patofizyolojisindeki etkileriyle ilgili yapılan önceki çalışmalar, tanısal biyobelirteç veya terapötik hedef olarak potansiyel taşıdıklarını öne sürmektedir; ancak bu ilişkilerin mekanizmaları hâlâ netlik kazanmamıştır. Bu araştırmada, ELISA yöntemi ile kan örneklerinde yapılan biyokimyasal analizler ve HbA1c düzeyleriyle yapılan istatistiksel korelasyon çalışmaları sonucunda, adı geçen adipokinlerin diyabet tanı ve tedavisindeki potansiyel önemine dair veriler elde edilmiştir. Bulguların, diyabetin patofizyolojisine dair daha derin bir anlayış geliştirilmesine ve gelecekteki tanı/tedavi stratejilerine bilimsel katkı sunması beklenmektedir.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Enhancement of Paclitaxel Therapeutic Effect by Aptamer Targeted Delivery in Plga Nanoparticles
    (2021) Dursun, Ali; Dursun, Ali Doğan; Ucak, Samet; Özalp, Veli Cengiz; Poyraz, Fatma Sayan; Yilmaz, Elif; Mansuroglu, Banu; Ozalp, Veli Cengiz; Dursun, Ali Doğan; Özalp, Veli Cengiz; Basic Sciences; Basic Sciences
    Objectives: Paclitaxel is a drug molecule used in the therapy of various cancer types, including breast cancer. It is one of the preferred chemotherapy agent due to its high efficacy. However, many side effects have been observed associ- ated with paclitaxel use such as allergy, hair loss, diarrhea and pain. Methods: We evaluated therapeutic efficacy of paclitaxel when it is actively targeted to breast cancer tumours inside a polymeric nanoparticle. Targeted delivery of paclitaxel to tumour sites has been reported as an improved cytotoxicity strategy with a variety of nanoparticles. In this study, poly Lactic-co-Glycolic Acid (PLGA) nanoparticles were used as drug carrier and nucleolin aptamers as affinity targeting agents. Results: Paclitaxel molecules were entrapped during the synthesis of PLGA nanoparticles of 238 nm in diameter. The encapsulation and loading efficiencies of paclitaxel was 97% and 21% respectively. The paclitaxel loaded PLGA nanoparticles were functionalized with nucleolin aptamers and their targeting ability to cultured mouse cancer cells was determined for two cell lines (E0771 and 4T1). E0771 cell line was chosen for the preparation of allograph breast cancer mouse models. Evaluations of the targeted paclitaxel in PLGA nanoparticles showed 38% better performance in inhibiting tumour growth compared to free paclitaxel treatment groups of mouse models. Conclusion: The chemotherapeutic effect of cancer drugs like paclitaxel can be increased by loading inside tumour targeted polymeric nanoparticles
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Serum Asporin Levels in Maintenance Hemodialysis Patients Without Osteoarthritis
    (Galenos Publishing House, 2023) Dursun, Ali Doğan; Dursun, Ali Doğan; Demir, Canan; Demir, Canan; Dursun, Ali Doğan; Demir, Canan; Basic Sciences; Basic Sciences
    Aims: Several human and experimental studies have shown that small leucine-rich proteoglycans might play a significant role in inflammation and fibrosis in various renal diseases. However, as far as we know, no study has reported asporin levels in patients with advanced renal disease. The primary aim of this study was to determine serum asporin levels in hemodialysis (HD) patients without symptomatic osteoarthritis. Methods: This single-center, cross-sectional study prospectively enrolled maintenance HD patients and healthy control subjects. Subjects with clinically clear osteoarthritis were excluded. Serum asporin level was measured via Human ASPN (Asporin) ELISA Kit (Elabscience Biotechnology Inc. Houston, Texas, USA) in fasting blood samples. Results: The study included 25 (mean age: 43.3±13.5 years, 60% were females) patients and 29 control subjects (mean age: 38.0±8.8 years, 37.9% were females). Patients and controls were similar in age and sex. Serum asporin levels were significantly higher in HD patients compared with the controls 2.4 (0.9-4.8) ng/mL vs. 0.3 (0.2-0.6) ng/mL, respectively, p<0.001). Asporin levels were not correlated with age (r=0.344, p=0.092) and the duration of HD (r=0.385, p=0.077). Among HD patients, asporin level was not significantly correlated with C-reactive protein, parathyroid hormone, calcium, or phosphorus levels. Conclusions: This study showed that serum asporin levels were significantly elevated in patients undergoing HD. Further studies must elucidate the possible origins of increased asporin in these patients.